A-PDF Merger DEMO : Purchase from www.A-PDF.com to remove the watermar
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI
VI. Dizi —Sa. Isı
YUKARI-KÜR VE ÇORUK BOYLARP'NDA
KIPÇAKLAR
İLK-KIPÇAKLAR (M.Ö. VII.-M.S. VI. YY.)
ve
SON-KIPÇAKLAR (1118, 1195)
ıle
ORTODOKS-KIPÇAK ATABEKLER
HÜKÜMETİ
(1267-1578)
(Ahıskâ (Çıldır Eyâleti Tarihi'nden)
Prof. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI
VII. Dizi — Sayı. 121
YUKARI - KÜR VE ÇORUK BOYLARINDA
KIPÇAKLAR
İLK - KIPÇAKLAR (M.Ö. VEL. - M.S. Vİ.yy.)
ve
SON - KIPÇAKLAR (1118, 1195)
ıle
ORTODOKS - KIPÇAK ATABEKLER
HÜKÜMETİ
(1267 - 1578)
(Ahıska/Çıldır Eyâleti Tarihi'nden)
Prof. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU
TÜRK TARİH KURUMU BASIMEVİ — ANKARA
1992
Şehide Anam, Hasnâ-Hoca'nın (1897-7918)
Azız Ruhu'na armağanımdır.
Kırzıoglu M. Fahrettin
ISBN 975-16-0459-1
İÇİNDEKİLER
Sahife
iğ çe VR ŞA SEM. YMM A VU
ÖİNBOİZ. sea a eid cen Süresi kale IX
KAYNAKLAR VE BİBLİYOGRAFYA &.... erer XV
A) Atşiv'Betlgeleri İs N lkiecssessvezossöeilersisnöebisiğölsiele XV
B) Yazma Kaynaklar 2 lise ilkelerin ssrlitediesüdek iebirsölyivüöeiken XVI
©) Basma Kaynaklar >“... ilereneeenesüsusetelağrekemöezssneliesikdeğne XVI
Ç)PENİ BDO ki EREK telebööslsülkevessiiisesosrssk Mödiedsbi XX
I, BÖLÜM
HAZAR DENİZİ İLE KARADENİZ ARASINDA İLK-KIPÇAKLAR
(M.Ö. VEL. - M.S. VL.yy)
A — MİLLİ DESTANLAR'DA KIPÇAKLAR
ı) Uygurca Oğuz Kağan Destanı'nda Kıpçaklar .......................... I
2) Reşideddin Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar .............rseereeeeesesrse 3
3) Uzunköprü-Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar ................eeeeeeeeeresre 8
4) Dağıstân/Lâri-Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar ............................... 10
5) Dede-Korkut Kitabı'nda Kıpçaklar ...................00 eee 11
6) Şecere-i Terâkime ve Türki'de Kıpçaklar .................eeeeeeeeesee. 12
B — KARTEL (Gürcistan) TARİHİ'NDE KIPÇAKLAR, TÜRKLER
ı) Kartlis-Çkhovreba'da Khazarlar, Bun-Turkiler, Kıpçaklar ..... 16
2) Destani Orbelyanlar Tarihi'nde Çenasdanlılar (Türkler) ......... 22
C — KAFKASLARA AİT KAYNAKLARDA VE COĞRAFYADA
KIPÇAKLAR
ı) Sakalar, Sakasın, Afrasyab, Kamak, Kuman Üzerine ............... 31
2) Süryani, Ermeni ve Gürcü Kaynaklarında İslâmlığa Değin
Gelen : Kuzeyli, Paçanig, Barsıl, Khazir/Khazar ve Kıpçaklar 35
3) İslâmlıktan Önceleri Bilinen Coğrafya Adlarında Türklerin
İİ. Aİ İDE ARK LİN so
II. BÖLÜM
KÜR VE ÇORUK BOYLARI'NDA SELÇUKLU FETİHLERİ
(1064-1080) VE SON KIPÇAKLAR'IN BATV'YA GÖÇLERİ
A — SELÇUKLULAR'IN YUKARI-KÜR VE ÇORUK BOYLA-
SENLİ ee it ei iş Ea İlim 55
ı) Selçuklu Fetihleri'nden Önce Bölgedeki Siyasi Durum, Bi-
zanslılar'ın Doğu'da İlerlemesi ve İlk Selçuklu-Bizans Savaşı .. 55
2) Sultan Alp-Arslan Çağı'ndaki Fetihler ................eeeeeeeeerereenen 62
3) Sultan Melikşâh Çağı'ndaki İstirdadlar ve Fetihler ................... 75
VI İÇİNDEKİLER
B — DOĞU'DAN SON-KIPÇAKLAR'IN KARADENİZ KUZEYİ'NE
Ge Sl İN ml ğe lenen
1) Son-Kıpçaklar'ın Edil-Özü (Dinyepr) Boylarına Yayılışı ve
Türlü Adlarla Tanınmaları, Boy ve Oymakları ............veesseese
2) Son-Kıpçaklar'ın Dil Özellikleri, Kişi Adları, Dillere-Destan
Gears desem İMA AİRES İD Eriyik tEEkpeilremreieyrersmayerendi
INI. BÖLÜM
SON-KIPÇAKLAR'IN KÜR VE ÇORUK BOYLARI'NA GELİŞ-
LERİ (1118-1195) ORTODOKS-KIPÇAK ATABEKLER HÜKÜ-
MEDİ ea mike rim lüriümme milan ayna
A — “ESKİ-KIPÇAKLAR”IN GELİŞİ VE ORTODOKSLUKLA
GÜRCİSTANI CANLANDIRMASI, YUKARI-KÜR VE
ÇORUK BOYLARI'NA YERLEŞMELERİ (1118-1125) .......
B — “YENİ-KIPÇAKLAR”IN GELİŞİ (1195) VE KIRALİÇE TA-
MAR ÇAĞP'NI YÜKSELTMELERİ seeeeeeeeeeeeremesineenesen
C — “ESKİ - KIPÇAKLAR”IN ORTODOKS - “ATABEKLER
HÜKÜMETİ” (0007410000) aemeiseşierasseşsizeapiköeetesmsaaşasyanssap sağ
Ç — ATABEK-YURDU/SA-ATABAGO'DAKİ KIPÇAKLAR'IN
TÜRKÇE YER VE KİŞİ ADLAR'NDAN KARTEL VE
TÜRK KAYNAKLARINDA GEÇENLER
1) Kartel Kaynaklarında Geçenler ............000.0s0eeeeeererereerereerererenesee
00 SN a kem ağ yapiyo iş
KN ae mi siinisesnmyeenik zekidir
2) Türk Kaynakları'nda Geçenler ..........e..000seeereeeeaeerereeererersesszne
BİEN kk eğer ük ecekuölecense kkü iken dol duleüsnenisie
bo BE Aİ İİK Nİ endir İİ Ai
BESİM e A Se lm a) ea
I. BÖLÜM'E İLÂVELER
I. KİMMERLER'İN GELİŞİ'NDEN ÖNCELERİ, DOĞU-
ANADOLU'YA HÂKİM OLANLAR seeeeeeeeenssenen.
II. KİMMERLER ve SAKALAR'IN GÖÇÜYLE KÜR ve ÇO-
RUK BOYLARIYLA KOMŞULUĞUNDA YERLEŞENLE-
RİN COĞRAFYADAKİ HÂTIRALARI seen.
II. “DARGMAN” (TORKOMAN/TÜRKMEN) ve “APSAR”
(AVŞAR) ADLARININ, 2500 YIL ÖNCEKİ BELGELERDE
ANILIŞI; M.Ö. ARTVİN-RİZE ve KARADENİZ BÖLGE-
LERİ ile BOTAN-ZAP ÇEVRESİNDE ADLARI BİLİNEN
OĞUZ BOYLARI: APSAR, ASKUR, TUKAR, KARKIN,
PAÇAN/BEÇEN, BOGDUZ/BÖGDÜZ ve TÜRK.................
Nİ Ymm sike İY e ze çi löyesii psi nane e yil almillecer iş
81
82
93
105
107
122
162
163
164
167
168
175
182
185
ıgi
203
221
“İLK-BASKI”YI SUNARKEN
Memleketim Kars'ta Lise olmadığından, 1931'de Erzurum'a gidip,
“Ücretli-Yatılı” okumaya başlamıştım. Lisemizin çok zengin olan
Kütüphanesi'nden rahat yararlanabilmek için, “Kütüphanecilik-Kolu”"nda ça-
lıştım. Eski-yazımızla, “Târihçe-i Erzurum” ve “Erzurum Şâirlen” kitaplarını
okudukça, “Neden Kars için böyle kitaplar basılmamış”? diye, bu konularda
derlemeye koyuldum. Haziran 1934'te Lise Mezunu olunca, bir yıl Arpa-
çay ve 10 ay da Posof gibi iki serhad ilçemizde, “At beslemeği mecbur kı-
lan Tahsi/ (Tahsildarlar) Müfettişi” olarak çalıştım. Köylerde en itibarlı ko-
nuklar arasında bulunmadan yararlanıp, buraların: Tarihi Yerlerini, Folk-
lor, Ağız/Şive, Destan-Efsane ve Eski-Yeni (Milli-Mücadele) Savaş Hâtıra-
larını derleyip, çok zengin “cönkler” ile “mecmualar”ından notlar çıkar-
dım.
İlk-Askerliğim (1937-1938) sonrasında, Kars Lisesi'nde Yardımcı
Öğretmenlik yaparken, Halkevi aylık dergisi “DOĞUŞ*un, (Haziran 1939-
Temmuz I94ı arasında) 17 Sayısını çıkarınca, derlemelerimi yayınladım.
Bu arada da, atlı ve arabalı olarak, Kars'ın bütün ilçeleriyle, Oltu ve Şav-
şat bölgelerini gezdim, fotograflar aldım. 1941 yazında Kars'a “Agız-Derle-
meleri” için gelen rahmetli Ahmet CAFEROĞLU ya, şehir ve köylerde yar-
dımcı oldum. Bölgemizde konuşulan TÜRKÇE'yi -halkın deyişiyle- (birin-
ci şahıs zamiri'nin söylenişine göre) “Ben-Diyenler” (Yerli/Anadolu), “Ban-
Diyenler” (Şavşat-Posof-Ardahan-Hanak-Kurtkale ve Ahıskalı göçmenler/
Kıpçak) ve “Men Diyenler” (Karapapaklar, Iğdır-Tuzluca ve Gümrü ile Re-
van Muhacirleri/Azerbaycan-Ağzı) olarak, bir arada ve iç-içe yaşar oldu-
gunun farkına vardık...
Alman-Rus Savaşı'nın başlaması üzerine, İstanbul'a giderek Ekim
941'de, “Kars Tarihi'ni İyi Yazabilmek” için, Edebiyat Fakültesi TARİH
Bölümüne devam ederken, Arşiv ve Kütüphanelerimizden de faydalanıyor-
dum. Haziran 1943 başında, 17 ay sürecek İkinci-Askerliğime başladım.
Sarıkamış ta, daktilosunu çadırda bitirdiğim “Kars” adlı umumi-bilgiler ki-
tabı, “Halkevleri Bürosu "nca, Cumhuriyetin XX.Yılına Armağan olarak bas-
tırıldı (ancak, 3/5 kısmı basılıp, kalanı dercedilmemişti). Terhis edileceğim
sırada, Vilâyet, “Kars Tarihi'ni Yazma Müsabakası” açarak, Gazeteler ve
Radyo ile şartlarını ilân etmişti. İstanbul'a Fakülteme devama dönünce,
bunu da hazırlamakla uğraştım. Şartlara uygun olarak 1945'te teslim etti-
ğim eseri Vilâyet, ancak 1953'te “Kars Tarihi 1. Cilt” adıyla İstanbul'da
bastırabildi. Şimdi, elimizde bulunan “Kıpçaklar” kitabındaki konuların ço-
gu, bu “Kars Tarihi”nde yeralmıştır.
VE SUNUŞ
Ankara Ü.DTCF “Ortaçağ Tarihi Kürsü Başkanı” rahmetli Prof Dr.
Akdes Nimet KURAT Bey'den aldığım, “Osmanlılar'ın Kafkas-Eller'ini Fethi,
1451-1590” adlı “Doktora-Tezi”m”*, 11.V.1967'de DTCF'nde kurulan jürice,
“Pekiyi Derece” ile kabul edildi. 1967 Ekimi sonunda, Erzurum-Atatürk
Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde, “Öğretim Görevlisi” olarak vazife-
ye başladım. “Doçentlik Çalışması” olarak, bu “Kıpçaklar"ı hazırlamamın se-
bepleri arasında, şunları söyleyebilirim:
a. 1937 Nisanı ortalarına kadar, (Damal dahil) 76 Köyü Posof İle-
miz'de 10 ay Tahsil Müfettişliğim sırasında, görmediğim köy, kale, kalecik
kalmadı. Bunlarda, KXıpçak/Kuman kökünden oluşan birçok hâtıraların ara-
sında, çok temiz-türkçeleri, saz-şâirleri, halk-hikâyeciliği ve tek kelime ile,
“Ahıska-Agğzı” diyebileceğimiz “Kıpçak- Türkçesi”nin zenginlik ve canlılığı.
b. Çarlığın İlimler Akademisi Yayını “Ansiklopedi”leri ve “Gürcistan Ta-
nhi” üzerine olan yayınlarında, “tahrifler”in aşınlığı, eski Atabekler-Yurdu
halkımızın, “istatistikler”de bile, “Muslüman-Gürcü” diye anılışı.
c. “İkinci-Dünya Savaşı” galipleri arasına geçen Sovyet-Rusya'nın 1945
İlkbaharındaki Türkiye'ye karşı siyaset değiştirirken, “Eski-Gürcistan” adına
Stalin'in, “Kars ve Ardahan ile Çoruk Boyları "nı koparma girişimleri.
ç. “Milli-Mücâdele”de, adıgeçen bölgelerdeki halkımızın, 1918-1921 ara-
sında, Hıristiyan-Gürcüler/Gürcistan işgal kuvvetleriyle, nasıl candan savaşarak,
Milli-Benlik ve Anavatan'a bağlılık uğruna, nice şehidler verip, gaziler yetiş-
tirdiğinin bilinmesi...
Bu eserim, İstanbul Ü. Edebiyat Fakültesince hazırlanan ve hepsi de,
“Prof. Dr.” ve konularında yetkili, eserler vermiş şu zâtlardan oluşan jüri-
ce, 23 Ekim 1975'te Edebiyat Fakültesinde kabul buyurulmuştur: Sayın
Şerif BAŞTAV, Fikret IŞILTAN, (Rahmetli) İbrahim KAFESOĞLU, Ali SE-
VİM, Faruk SÜMER.
Şimdi, “Asli Üye”lerinden bulunduğum Türk Tarih Kurumu'nun, bu
Doçentlik Çalışmamı, kendi “Yayınları” arasında çıkarması, benim için
büyük bir mutluluk olmuştur. Kitap, “1975'teki aslı”na göre dizilmiştir.
Ancak, aradan geçen zaman içerisinde, yeni görebildiğim kaynaklardan al-
dığım notlara göre, “7. BÖLÜM'E İLÂVELER”imi de, yazdım.
Kitabımı yayınlayan Türk Tarih Kurumu'na, onun çok titiz ve verim-
li çalışan Basımevi'ndeki görevlilerine, burada teşekkürlerimi sunarım
10 Mart ıggı, Ankara Prof. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU
* Bu kitabım, Atatürk Üniversitesi Yayınları No. 358 Edebiyat Fakültesi Yayınları
No. 71. Araştırma Serisi No. 60 olarak, 2 haritası ile birlikte 1976'da Ankara'da, XIX*-s55ı s.
halinde bastırılmıştır.
ÖNSÖZ
Xx Basta.nüfus artışı ve barınma güçlüğü olmak üzere, Anayurtları dışına
topluca göçen Türk kolları, zaman zaman Asyanın en büyük kesimine ve
Avrupaya hâkim ol olmuşlardır. “Eskiden atlı göçebe ebe yaşayışa bağlı ve atlı-sa-
vaş usulünün kurucusu olarak, daha kalabalık yerleşik kavimlere hâkim
olan Türkler, “tarihi yapmış, tarihini yazmamış”tır. Yazı kullandıkları bili—
nen Asya-Hunları'ndan, Atilla çağında Avrupa'yı titreterek “Dağıstan'dan
Baltık denizine değin hâkim olan Hunlar'dan, İslâmlığı Kafkaslar kuzeyin-
de tutundurmayıp, Bizansın ömrünü de uzattıran Khazar Kaganlığından
ve vârislerinden, yabancı dillerdeki kaynaklara geçen birkaç kişi ve yer
adından başka, milliyetlerini belirten milli hâtıralar kalmamıştır.
Kök-Türkler'in, Yenisey'deki urugların, sonra da Uygurların, hepsi
de, birer ulu-ölünün yadı için dikilen ar anıt yazıtlarında, değerli ve özlü bil-
gisi yüksek milli şuur ve devletçilik geleneği varsa da, bunlar mengü-taş
ve tek oldukları, taşınamazlıkları yüzünden, Türk topluluklarının içine ve
ruhuna işleyip, yer edememiştir. Ancak, Türkler'deki şifahi-milli destanlar
ve başta “Oğuz-Khan/Alp-Er Tonga” gibi uluatalara âit yaygın cihangirlik
hâtıraları, Jay ve kışlaklardaki obalarda, bilhassa birkaç yilda bir yapi-
lan büyük “ toy” (şölen) verilen “dernek”lerde, kopuzcular diliyle milli şuu-
ru ayakta tutmuş; köyünün bulunduğu derenin komşusu ikinci bir su bo-
yuna âilesiyle gidip yerleşemiyen eski yerli “Kafkas unsurları” veya “Ger-
men âlemi” kavimlerine benzer, konuşma dilindeki kapalılık ve kopukluğa
meydan vermeden, atlı göçebe ruhunun geniş ufukları gibi, Türk dilini
de, Çin-Seddi'nden Tunaboyları'na varınca birlik ve bütünlük ile, ârilaşilir
vasfına kavuşturmuştur... Eski Türk destanlarının milli dildeki metinleri
bize ulaşmamış; bunların tercümelerinden birtakım parçalar Çin kaynak-
larına, İran, Hint, Roma ve hattâ Tevrat-İbranileri eserlerine, Süryani kro-
niklerine, kırıntılar hâlinde geçmiştir, XIII. Yüzyılda Oğuz ve XI. Yüzyıl-
da Afrasyab/Alp-Er Tonga destanından Türk diliyle tesbit edilen ve Teb-
riz'de farsçaya çevrilen “Oğuznâme” ise, eski ataların ilk cihangirliğini ve
“El” (devlet) kuran Altı -Urug arasında, “Kıpçaklar”ın yerini ve mâhiyetini
anlatmaktadır. Tarihte görülen şu urug, boy ve oymaklar da, Kıpçaklar
kolundandır: Khazar, Saber/Suvar, Bulgar, Kun, Kuman/Koman, Va-
nand/Valandar, Kazak, Barsel/Borçalı, Sıgnak, Balasakan/Balasagun,
Çik/Çiğil, Kemek/Yemek, Kırgız, Başgırt, Bulak, Oğrak/Kara-Ağaç (a ta-
pan), Akaçeri, Kanglı/Kangar, Uran, Tokhsı.
X ÖNSÖZ
Bugün Türkiyemiz dışındaki Türklük bölgeleri, hep yabancıların esa-
retinde ve çoğu Rusların mahkümudur. Bu bakımdan mahküm Türkler,
belgelerine hâkim devletlere mensup “Akademi” ve biginlerin, büralardaki
eski ve yaşayan Türklük üzerine araştırma ve yayınları, ilim hüviyetinden
uzaktır. Sinologlardan gerçek âlim olanlar, Kuzey-Çin'deki eski Türk varlı-
ğını ve bugünkü etnik toplulukları, tarafsızca tesbit etmişlerdir. Macar bil-
ginleri ise, bütün Tunaboylarında ve Balkanlarda, Osmanlılar'dan önceki
Türklerin izlerini, takdire değer çalışmaları ile bulup, ilim âlemine tanıt-
mışlardır. Fakat, “İndo-Germenciler” ile İraniyatçılar ve bilhassa Türklü-
gün “çoğunu esaretleri altında bulundurup, eritme siyasetini açıktan
yürüten Ruslar'ın, “ilmi siyasete âlet eden” bilginlerinin tutumu ise, baş-
kadir: Böyleleri, Uzak-Doğu veya Orta-Asya'daki Türk varlığını gösteren
tarih, arkeoloji ve dil. buluntuları. karşısında, -ya-bir “Sino-Kore” veya.ha-
yâli Gayritürk unsurları öne sürdükleri gibi, Övrasya ve Kafkaslar bölge-
sinde de, hemen “İndo-Germen”, “İrani/Aryani” veya “Yafetik/Kokazik”
unsurların varlığını, pek mübâlega ile büyültür; onları mahküm ve pasif
oldukları halde, hâkim ve faâl unsur yerine koyarlar. Bu tutumu, Sayın
Prof Dr.Bahaeddin ÖGEL Bey, “İslâmiyetten Önce Türk Kültür Tarihi”
kitabında (5.228), “Hazarlar” bahsinde, şu kısa tenkidleriyle, çok iyi belirt-
miştir:
(Sovyet Bilginlerinden) “ARTAMONORF, bu izahatı ile, Güney-Rusya
tarihini iyi bilmediğini veya doğru söylemenin işine gelmediğini göster-
mektedir. Esasen bu eskimiş nazariye, kendisinin değil, V.F.MİLLER'in-
dir. Ona göre, bu bölgeleri, tamamen İranlı ve Kafkaslı kavimler kapla-
makta idi. Hazar Devletini temsil ve teşkil eden halkları, İranlı veya Osetli
saymak gerekmekte idi”.
Biz bu araştırmamızda, M.Ö. VI. yüzyıllarda Kafkaslar kuzeyinden
güneye göçüp, Yukarı-Kür ve Çoruk boylarına yerleşen ve öteki kolları
M.S. Vİ. yüzyıla değin aynı yönden gelen ve 300 yılından sonra Hıristiyan
olan “İlk-Kıpçaklar” ile, Selçuklu Fetihlerinden sonra, Karadeniz kuzeyin-
de ve Kafkaslar ötesinde yerleşmişken, XII. yüzyılda yine Daryal-Geçidi,
hattâ Derbend yolu ile gelip, Ortodoks-Gürcü mezhebini benimsiyerek,
Yukarı-Kür ve Çoruk bölgesine yerleşip, burada bir “Sa-Atabago”/Atabek-
Yurdu Hükümeti (1267-1578) kuran “Son-Kıpçaklar”ı tanıtmaktayız.-Karslı
olduğumuz ve 1934 ten beri Kars İlinin bütün ilçe ve köylerini, Erzurum
«>
4
N
ÖNSÖZ XI
ve e Artvinin bütün ilçeleri. ile Sm Mim ia dolaşıp görmenin; buralar-
yatı, etnöloji, etnografya gibi. husünlarinı e mar e İN
nına kavuşmanın verdiği kolaylıkla, bu tarih ve ârşiv araştırmalarını değer-
lendirmiş bulunuyoruz. “İlk-Kıpçaklar” denilmesi gereken İslâmlıktan
önceki göçlerle gelenlerin, bilhassa , coğrafyada yaşayan ve bugün de külla-
nılagelen etnik adları, onların, “Ermeni-Grigoryen” ve “Gürcü-Ortodoks”
mezhebinde Hıristiyan oldukları halde, atlıgöçebe. yaşayışa bağlı kalmanın
verdiği imkânla, dillerini bile koruduklarını gösterecek mâhiyettedir. Bor-
çalı-Kazak ikiz boyundan gelen Karapapaklar, bunun en güzel misalidir.
1118-1124 arasında gelen “Son-Kıpçaklar”ın, “Eski-Kıpçak” adı ile
anılıp, Yukarı-Kür ve Çoruk boylarını, Selçuklulara bağlı Erzürum Sal-
dukluları ile Gence/Aran Emirliklerinden alıp, yerleştikleri ve kendi
türkçeleriyle “Çançak ve Çalka” adlı sökmen/önde-savaşan birlikleriyle, te-
pelerdeki “Karavu/ları ile, olgun savaş geleneklerini yaşattıkları, Kartel/
Gürcü kroniki ve coğrafya hâtıralarından anlaşılıyor. 1195 ta gelen ve Kar-
tel kronikinde “Yeni- Kıpçaklar” denilen göçlerin ise, Orta-Kür kesimine:
Tiflis-Revan-Gence arasına yerleştiği, 1593 Osmanlı Gence Eyaleti “Tahrir
Defteri”nde, XII. yüzyıldan kalma hâtıra ile bunların yaylakçı-kışlakçı ya-
şayan iki boyuna, “Komanlu-yi Kadim” ve “Komanlu-yi Cedid” denilmek-
te olduğu da, tarafımızdan ilk defa tesbit edilmiştir.
HMI. Bölüm'ün sonunda (s. 162-181), Gürcü kronikleri ile Türk kay-
nakları ve bilhassa Osmanlıların 1536-1578 yılları fetihlerinden sonraki
“Tahrir”leri gösteren defterlerden naklettiğimiz Çoruk ve Yukarı-Kür boy-
ları/ Atabek-Yurdu'ndaki yer adları ile Hıristiyan köylü vergi mükellefleri-
nin, çoğu Kıpçak-Ağzı ile olan isimleri, bunların milli dil ve geleneklerini,
Türklüklerini, tam koruduğunu, sugötürmez bir gerçek olarak ortaya koy-
muştur. Bugün batı güneyde Artvin'in Yusufeli ilçesinden, Kars'ın Çıldır il-
çesine komşu sınır ötesinde kalan Ahilkelek bölgesine değin eski Atabek-
Yurdu'nda, tek Kıpçak-Ağzı'nın temiz ve katıksız türkçesinin konuşulagel-
mesi, buralar halkının çoğunun “sarışın” Kuman-Kıpçak tipinde ve çok
zengin halk edebiyatı ve folklor geleneğini yaşatması bile, tek başına bu
davayı isbat etmektedir. Onların ezeli “Gürcü düşmanlığı”, destani erlikleri,
Anayurda bağlılıkları ve “Osmanlı-Türkü şuuru”nda oluşları” da, ayrıca
araştırmaya değer.
* “Ahıska ve Ahılkelek nâhiyeleri halkı (1828 den beri Rus esaretinde kaldıkları halde),
26 Nisan 1918 de aldıkları toplu bir kararla yani, Sovyetlerin 8 ve 15 Kasım 1917 de ilân
ettikleri oto determinasyon hakkından istifade ile, Türkiye'ye katılmak istediklerini bildirmişler-
XxX ÖNSÖZ
Kıpçak-Iürkü olan zavallı Ahıska-Ahılkelek ahalisi, bu gibi milli dav-
ranışları ile, 1921'de Ankara ıkara Hükümeti” ne ne de başvı başvurup, | Mart başında or-
dumuzu bağırlarına basmışken, 16 Mart 1921 Moskova Muahedesiyle sı-
nır ötesinde kaldılar. Fakat, Kasım 1944'te bunlar, “sizin anayurdunuz, Tür-
kiye değil, Türkistandır” denilerek, 200 ooo den çok nüfusları ile kişin trenlere
bindirilerek, toptan Özbekeli ve Kazakistan'a sürülmüşler. 19 Aralik 1945
te de Sovyetler, “İki Gürcü Profesörü” ağzı ile Türkiye'den" “Ardahan;”Kars;
Artvin, Oltu, Tortum” gibi bölgeleri, “Buaralar halkı, Gürcüdür” diye ko-
parmayâ kalkışmıştir**. 1952'de çıkan “Büyük Sovyet Ahsiklöpedisi”nin
XIII, cildindeki “Gruziya/Gürcistan” maddesinde de, bu iddialafâ”yer ve:
rilmiştir ***, Bütün bu yersiz iddia ve yayınlar, Avrupa ve Amerika'da bile
di”. Ayrıca, “Ahıska ve Ahilkelek nâhiyeleri halkı, uzun bir muhtıra ve imzalı kâğıtlarla, (Ahıs-
kalı Maden Mühendisi ve Hukukçu, 1. Dönem BMM.nde Ardahan Mebusu merhum Os-
man Server ATABEK (1886 Ahıska-1962 İzmir) başta olmak üzere) Osmanlı Hükümeti'ne
müracaat etmişler ve onların bu kararı kabul edilmiş”; 4 Haziran 1918 de Batum Muahede-
siyle Gürcistan Cumhuriyeti de, bu hakkı tanıdığından, Türkiyenin sınırı, “1828 yılındakine
ulaştı” (Akdes N.KURAT, Türkiye ve Rusya, 1970 Ankara, 5. 475-476, 477).
ıgı8 de Anayurda kavuşmaları ve 5 Kasım 1918 Kars Milli Şürâ Hükümeti'nin kuru-
luşu ile Ahıska-Ahılkelek Türklerinin, istilâiya gelen Gürcü orduları ile savaşları ve 1828 de-
ki destâni yurt müdafaaları için bk. “Çıldır-Ardahan-Hanak-Posof”, 1966 Ankara, $. 9-13, 43-
47, 54x56, 66-67.
** ig Aralık 1945 akşamı 7as Ajansı ve ertesi gün Moskova resmi parti gazeteleri
“Pravda” ile “İzvestiya”dan naklen, 20 Aralık 1945 günü Londra B.B.C. Radyosundan Türk
gazetelerinin aktardığı haberler:
Tiflis Gürcü Akademisi Üyesi $. D7ANAŞİA ve N. BERDZENİŞVİLİ adlı İki Gürcü
Profesörü 'nün, “Türkiye'den Meşru Taleplerimiz”, adlı makalesinden: “Türkler, Gürcülerden zaptet-
tikleri topraklarda, asırlarca Gürcüler'e zulmettiler, şehirlerin ve köylerin adlarını değiştirdi-
ler....Biz, büyük hakkımızın, hiç olmazsa bir kısmının tanınmasını istiyoruz. İstediğimiz yer-
ler, şunlardır... ARDAHAN, ARTVİN, OLTU, TORTUM, İSPİR, BAYBURT,
GÜMÜŞHANE ve TRABZON ile GİRESUN'a kadar DOĞU LAZİSTAN”! (bakınız: 27
Şubat 1946 tarihli TASVİR Gazetesi, s. 3). İstanbul'da yeni çıkan HÜRSES Gazetesinde
(17-22 Ocak 1946), “GÜRCÜ PROFESÖRLERİNE CEVAB” adlı ve 6 gün üstüste çıkan de-
lilli yazımızla, bu iddialar çürütülmüştür.
Bu gaye ile “Gürcü Türkologu” Serj CİKİYA, 1595 tarihli Mufassal Çıldır Eyaleti Tah-
rir Defteri'nin, adını tahrif ile, “Gürcistân” diye değiştirerek, 516 sahife halinde, 1947 de Tif-
liste arap harfleriyle Türkçe bastırmıştı. Geritepen silâh olacağının fark edememiş: Hemen
bütün köylü adları, köy isimleri türkçe...
*** Bolşaya Sovyetskaya Enisiklopedia, XII. 43-45 da, Rize ve Trabzon için de, metin ve
haritada, “Türkiye-Gürcü Yurdu” deniyor. Mekteplerinde bile böyle okutuluyor. Tiflis'te 13 ki-
şice hazırlanıp, 1968 de “Yüksek Mühendis-Mimar Ahmet ÖZKAN/MELAŞVİLİ” imzasıyla
Istanbul'da bastırılıp, parasız olarak okul kütüphanelerine gönderilen “Gürcüstan” kitabında
(s. 118), 1945'teki “İki Gürcü Profesörü”nün iddiaları, fazlasiyle yer almış; ve /stanbul Basın
Savcısı'nın toplatma kararını, sonradan Hukuk Fakültesi'den iki Profesör ile bir Doçentin
“Bilirkişi Raporu”, bozmuştur!
o
b”
ÖNSÖZ Xın
yapılmaktadır. Bizim ilmi usullerle vardığımız. bu araştırmadaki gerçekler,
Sovyet Gürcü-Rus iddialarını kökünden « i çürütmesi bakımından, işe yara-
yacaktır. Çalışmalarımızda klâsiklerden, a almanca, rusça ve gürcütüden
tercüme yardımları geçen dostlara, teşekkür ederiz.
ı2 Mart 1972 Erzurum
Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU
KAYNAKLAR ve BİBLİYOGRAFYA
(Yalnız bir defa kullanılan ve notta anılanlar, alınmadı)
A) Arşiv Belgeleri :
7 — İstanbul, Başbakanlık Arşivi, MÜHİMME Defterleri (Lâtin rakam-
ları defter, rakamlar belge sayısını gösterir):
HI, IV, XIX, XXII, XXIV, XXIX, XXXIX, XLI, XLVİ, LXXTİ,
2 — Başbakanlık Arşiv Tapu “Tahrir Defterleri”:
Defter-i Nevrüz-i Vilâyet-i Erzurum, h. 945-946 (1538-1539), sayı 190;
Erzurum Dirlik İcmâli, h. 946 (1539), sayı 197;
Oltu Sancağı, h. 981 (1573), sayı 525; z
Küçük-Ardahan, Ardahan, Kars, h. 981 (1573), sayı 527;
Gence (Karabağ) Vilâyeti, h. 1001 (1593), sayı 699.
3 — Fekele Tasnifi, Başbakanlık Arşivi.
4 — Topkapusarayı Arşiv.
Atabek Mirzâ-Çabuk'un I. Selim'e mektupları, h. 920 (1514), sayı E.
5846, E. 6209, E. 8309.
Ardanuç Fâtihi Sarı-İskender Paşa'nın “Arzı, h. 958, sayı E. 8417 (Ar-
danuç Fetihnâmesi, arapça).
5 — Ankara, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Kuyüd-i Kadime Arşıvi
(İstanbuldan nakil, Başkent nüshaları Tahrirler)
Ardanuç Sancağı (Artvin-Yusufeli dahil), 1590 yılı, sayı 71;
4 Çıldır/ Ahıska Eyaleti Mufassal Tahriri, h. 1003 (1595), sayı 130. Bu
efterin Vilâyet/Eyalet nüshası, 1828 Ağustosunda Ahıska Ruslar eline
düşme felâketine uğrayınca, oradan alınmış olup, şimdi “Tiflis Müze-
si”nde 478 sayıdadır. Bundan tam olarak arap harfleriyle 516 s.lik bir su-
ret, Tiflis Üniversitesi “Türkoloji Enstitüsü” Müdürü Serj CİKİYA eliyle
1947 de Tiflis'te neşredilmiş; sözde bununla Ardahan, Çıldır, Posof ve Pe-
nek bölgelerinin Gürcülüğü isbat edilmek istenmiştir. Halbuki, bu 1595
Defteri'ndeki Hıristiyan Köylü vergi mükelleflerinin, dini olanlar dışındaki
adları, hep Kıpçak-Ağzı ile temiz türkçe olduğu gibi, yer adlarının çoğu
da türkçedir.
XVI KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA
6 — Eşraf Âileleri Elindeki Yazma Belgeler:
ı55ı de Ardanuç Kalesi'ni fetheden Erzurum Beğlerbeğisi Sarı-İsken-
der Paşa'nın, orada yaptırdığı Câmiin evkafını da bildiren ve Van ile Di-
yarbekir'deki “İskenderpaşa Câmileri”nin mülkünü anlatan h. 973 (1565)
tarihli “Büyük Vakfiye”, bugün torunlarından Mütevelli ve Avukat (Diyar-
bakır'da) Reşid İSKENDEROĞLU elindedir.
Maçakhel-İmerkhev-Şavşad Atabekleri koluna âit temliknâmelerden
sekiz adedi, Şavşat İlçe merkezi Satlel'de, Tâcir Musa ATABEK elindedir.
En eski tarihlisi, h. Şa'bân 972 (Mart 1565) ye âittir. 1966 da tarafımızdan
görüldü.
B) Yazma Kaynaklar :
“Âli, Gelibolulu Mustafa, Nusretnâme, Nuriosmaniye Küt., sayı 4350
(müellif, Ordu Münşisi olarak 1578 de Çıldır, Ahısta ve Tiflis'i görmüştür;
bunda, 1578-1579 Atabek-Yurdu vak'alarını da, çok sağlam anlatır).
Aynı Müellif, Kühnü'-Akhbâr, IV. (son) cilt, Nuriosmaniye Küt,, sayı
3409.
ANONİM, Vakaayi'i Nefis-i Ender-i Tiflis, Süleymaniye-Esadefendi
Küt., 2437 sayı (1723-1724 te Osmanlılar işgalindeki Tiflis Vilâyetini anla-
tır).
CELÂLZÂDE, Nişancı Mustafa Çelebi, Tabakaatü'-Memâlik ve De-
recâtü'l-Mesâlik, (Kanuni çağının en geniş tarihi), Fâtih Küt., sayı 4423.
KEMÂLPAŞAZÂDE, Şemsüddin Ahmed, Tevârikh-i Âl-i Osmân, IX.
Defter (1. Selim Çağı), Fâtih Küt., sayı 4221; Millet-Aliemiri-Tarih, sayı
29.
C) Basma Kaynaklar:
ABÜL-FARAC, Grigorios, Tarih, çev. Ömer R.DOĞRUL, 1950 An-
kara;
AGATHANGELOS, Büyük Tiridat ve Nursaçan Aziz Greguvar Tari-
hi (226-330 vak'aları), çev. V, LANGLOİS, Coll., 1.105-194;
ANONİM, Chronigue göorgienne, çev. M.BROSSET, 1831 Paris;
ANONİM, Derbendnâme, neşreden Mirzâ KÂZIM, 1851 Kazan;
ANONİM, Uzunköprü-Oğuznâmesi, neşreden Hüseyin N.ORKUN,
Oğuzlara Dair, 1935 Ankara, s. 96-107, fotografı, lev. I-VTLI;
APPIANOS (IL.yüzyıl ortaları), Historia Romana, 1881 Lissiae;
APRIANOS, İskenderin Anabasisi, çev. H.ÖRS, 1945, 1949 Istanbul,
2 cilt (Müellif, ı3ı yıllarında Trabzon ile Rize ve Hopa'yı görmüştür);
KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA XV
ARİSDAGES, Lasdiverdli (Erzurum çevresinden), 984-1071 vak'aları,
ermeniceden çev. M.E.PRUD'HOMME, “Histoire d'Armenie”, 1864 Pa-
ris;
ASOLİK, Daronlu (Muş-Bitlis çevresinden), ermeniceden çevirenler:
Ed.DULAURİER, “Histoire Universelle”, 1.Cilt, 1883 Paris, F.MACLER
tercümesi, 11.Cilt, ıgı7 Paris;
BELÂZURİ, Fütühü'l-Büldân, 1866 Leiden; Zakir KKUGAN tercüme-
si, 1.Cilt, 1955 Istanbul;
BROSSET, M, bütün anonim ve resmi Kartel/Gürcistan vekayiname-
lerinin tercüme ve izahları, “Histoire de la Göorgie depuis L'antiguite jus-
gu'au XIXöme siğcle” (Kartlis-Çkhovreba'dır), 2 cilt, 1849, 1856 St.-P&-
tersbourg (Kıpçaklar için çok değerli);
EBÜBEKİR Tıhrani, Kitâb-i Diyârbekriyye (Akkoyunlular tarihi),
neşredenler: N.LUGAL-F, SÜMER, 1962, 1964 Ankara;
EBÜLHASAN, Sadrüddin Ali, Akhbârü'd-Devleti's-Selçukıyye, ter.
N.LUGAL, 1943 Istanbul;
EBÜOLGAZİ Bahadur Khan, Türk Şeceresi, nakleden Dr.R.NUR,
1925 İstanbul.
Aynı Müellif, Şecere-i Terâkime, neş. A.N.KONONOYV, 1958 Mosko-
va-Leningrad;
ELİZE, Vardabed, “Mamıkonlu Vardan'ın ve Ermeniler Savaşının
Tarihi (449-482 yılları)”, ermeniceden çev. V.LANGLOİS, Coll. 11.183-
251;
ESKİ TÜRK YAZITLARI (Yenisey, Kök-Türk, Uygur), neş. Hüseyin
N.ORKUN, 1939-1941 Istanbul, 4 Cilt;
FERİDÜN BEG, Münşeâti”s-Selâtin, h. 1274 İstanbul;
FAUSTUSŞ, Bizanslı (Istanbullu), 325-392 arasındaki Küçük-Arşaklılar
vakaayi'nâmesidir, tercümesi V.LANGLOİS Coll., 1. 209-310;
GEVOND (Leonce), 661-788 vak'aları, ermeniceden çev. CHAHNA-
ZARİAN, “Histoire des guerres congutes des Arabes”, 1856 Paris;
HERODOT (M.Ö. 484-425), Tarih, Ömer R.DOĞRUL tercümesi,
1941, 1943 İstanbul.
HOVHANNES VI, Katolikos, (925 te öl.), ermeniceden çeviren M.).
SAİNT-MARTİN, “Histoire d'Armenie”, 1841 Paris;
“HUDÜDU'L<ÂLEM, Anonim, (4982 de bitmiştir), V.MİNORSKY
tercüme ve izahları, “Hudüd al “Âlam/The Regions of the World GMNS,
1937 London;
XV! KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA
KHORENLİ Moses, 482 de biter, ermeniceden çeviren V, LANGLO-
İS, Coll. Il, 53-175;
“KHORENLİ'ye İzafe Edilen Armenya Coğrafyası”, fransızca
tercümesi, M.J.SAİNT-MARTİN, “Memoires”, Il.de, değişik yazmalara
göre rusça terc., K.O.PATKANORF, 1877 Sank-Petersburg;
KHUNCİ, Fazlullah bin Rüzbihân, Târikh-i Âlem-Ârâ-yi Emini (Ak-
koyunlu Sultan Ya'kuub çağı tarihi), ingilizce tercüme ve izahları, V. Mİ-
NORSKY, 1957 London;
İBNÜ'L-AZRAK, İbn Kalânisi'nin Dımaşk Tarihi Zeyline ekleme,
1908 Beyrut (XII. yüzyıl vak'aları);
İBNÜ'L-ESİR, Târikhü'l-Kâmil, h. 1301-1303 Kahire;
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, Türkiye'de Meskün Yerler Kılavuzu, 1946,
1947 Ankara;
İSFENAHİ, İmâdüddin (BUNDARİ ihtisarı), arapçadan çeviren, K.
BURSLAN, “Irak ve Horasan Selçkluları Tarihi”, 1943 İstanbul;
KALANKAYTLI Moses, “Ağuvan (Alban)lar Tarihi”, ermeniceden
rusçaya çev., K. P. PATKANYAN, 1860 Petersburg; türkçeye çeviren
Hrand D.ANDREASYAN, TTK Kütüp., sayı Çev. 70 (daktilolu);
KAŞGARLI Mahmüd, Divânü Lügaati't-Türk, B.ATALAY tercümesi,
1940-1943 Ankara;
KÂTİB-ÇELEBİ, Cihânnümâ, h. 1145 Istanbul;
KİRAKOS, Genceli, 1220-1265 vak'aları bölümünü ermeniceden çevi-
ren, Ed. DULAURİER'den çev. M. KEMAL, “Ermeni Müverrihlerine
Nazaran Moğollar”, 19428 TÜRKİYAT MECMUASI s. 139-217.
“KİTÂB-İ DEDE-KORKUD”, Dresden ve Vatikan nüshaları faksimi-
lesi, M.ERGİN, 1958 Ankara;
KSENOFON (M.Ö. 444-354), Anabasis, H.ÖRS terc., 1944 İstanbul;
LANGLOİS, Victor, “Collection des Historiens anciens et modernes
de VArmönie” (Süryani, Yunan, Lâtin ve Grabar/Eski-Ermeni dillerinde
İslâmlıktan önceki bütün kaynakların tercümesi ve izah notları, Önasya
Türk tarihi için pek değerlidir), 2 cilt, 1867, 186g Paris;
LAZAR, Parpılı (Revan kuzeyinden), 463-485 vak'aları, ermeniceden
çev., V. LANGLOİS, Coll., 11.259-368;
MATEOS, Urfalı, Vakaayi'nâme, ermeniceden çev., Hrand D.AN-
DREASYAN (Ed.DULAURİER notlarıyla), 1962 Ankara;
MES'ÜDİ, Mürücü'2z-Zeheb (943 te bitmiştir), arapça metin ve fran-
sızca tercümesi, B. MEYNARD - P, COURTEİLLE, ıgı7 Paris;
m M1 AŞ MM
|
KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA XIX
Aynı Müellif, Tenbih ve'l-İşrâf, 1938 Kaahire;
MÜNECCİMBAŞI, Ahmed-Dede, Sahâyifü'l1-Akhbâr, h. 1285 Istan-
bul;
Aynı Müellif, arapça yazma aslından çev. Hasan F.TURGAL, “Ana-
dolu Selçukluları”, 1939 İstanbul;
Aynı Müellif, “Benü Şeddâd” bölümü, arapça metin ve ingilizce
tercüme ile izahları, V. MİNORSKY, “Studies in Caucasian History:
ı-New light the Shaddâdids of Ganja; 2-The Shaddâdides of Ani”, 1953
London;
Aynı Müellif, “Târikhü Bâb ve VEbvâb” bölümünün arapça metin ve
ingilizce tercüme ile izahları, V. MİNORSKY, “History of Sharvan and
Darband”, 1958 Cambridge;
NESEVİ, Şihâbüddin Mehmed, “Sireti's-Sultin Celâlüddin Mengü-
Berti”, arapçadan çev., O.HOUDAS, “Histoire du Sultan Djelal Ed-Din
Mankobirti, Prince du Kharezm”, 1895 Paris;
PLINIUS, Secundus (24-79), Historia Naturalis;
PEÇUYİ, İbrahim, Osmanlı Tarihi, h. 1283 Istanbul;
PROKOPİUS, Historia (Bizans Başkumandanı Belisarius ile Faş/Ri-
yon boyunu görmüş, eserini 549-554 te yazmıştır);
PTOLEMEUS, “Geographia” (150 yıllarında Mısır'da yazmıştır);
REŞİDEDDİN, Fazlullâh (İlkhanlı Başveziri), “Oğuznâme”, farsça
nüshalarını karşılaştırıp metni tamamlıyan A. Zeki V.TOGAN tercümesi,
“Oğuz Destanı-Reşideddin Oğuznâmesi”, izah notları ile, 1972 Istanbul;
“OĞUZ KAGAN DESTANI”, XIII. Yüzyıl uygur yazısı ile metin ve-
bugünkü türkçeye nakli, W.BANG-Reşid R. (ARAT), 1936 Istanbul;
RUMLU Hasan-Beg, “Ahsenü't-Tevârikh” (Safavilere ait son
bölümü), C.N. SEDDON neşri, 1931 Baroda (Kalkuta);
SAMUEL, Anılı (1179 da bitmiştir), ermeniceden çev. M. BROSSET,
“Tables Chronologigues”, “Collections d'Historiens Armeöniens”, 1876 St.-
Pötersbourg içinde, Il, 340-483;
SİBT İBNÜ'L-CEVZİ, Mir'âtü'z-Zemân, neş., A. SEVİM, 1468 An-
kara;
STRABON, Amasyalı (M.Ö. 64-M.S. 24), Geographia, fransızca terc.
A.TARDİEU, 1894-1gog Paris (tahlil ve indekslerle);
STEPANOŞS, Orbelyanlı, “Orbelyanlar Tarihi”, ermeniceden çev.
SAİNT-MARTİN, M&moires, 1819 Paris, 1l.Ciltte, s. 57-175.
XX KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA
Aynı Müellif, eserin bütününü çev. M. BROSSET, “Histoire de la
Siounie (Gence-Karabağ Tarihi)”, 1864 St.-P&tersbourg;
ŞÂMİ, Nizâmüddin, Zafernâme (Temür tarihi), çev. N.LUGAL, 1949
Ankara (bazı yer adlarının okunuşu, çok yanlış verilmiştir);
TABERİ, Ebü-Ca'fer Muhammed, (gı5 te bitmiştir), arapçadan çev.
Zâkir K.UGAN, “Milletler ve Hükümdarlar Tarihi”, 1.Cilt, 1954 Istanbul;
TÜRKMAN İskender Beg, Târikh-i “Âlem-Ârâ-yi Abbâsi, indeksli
2.basım, neş. İ. AFŞAR, şemsi 1334-1335 (1955-1956) Tahran;
VARDAN, Müverrih, 1267 de biten “Cihan Tarihi”nin İkinci ve son
cildini ermeniceden çev. Hrand D.ANREASYAN, “Türk Fütühâtı Tarihi
(889-1267 yılları)” Istanbul Ü.Edebiyat F.Tarih Semineri Dergisi, sayı 1/2,
5. 153-255, Bahisler, XLV-XCIX.
Ç) Telif Eserler:
ADONZ, N., Histoire d'Armeönie Les origines du Xe sitcle au Vle
(Av,J.C.), (Urartu çiviyazılı belgeleri tercümeleri ve izah notları mühim-
dir), 1946 Paris;
ALLEN, W.D.E,, History of the Georgian People, 19432 London;
ANONİM, resmi yayın, “Pamyatnaya Knijka Erivanskoy Guberniy na
1908 g.” (1g08 Revan Vilâyeti Yıllığıdır), II. Bölüm, 1908 Erivan (Nahçı-
van, Sürmelü/Iğdır-Aralık-Tuzluca dahil);
ARTAMONOV, M.İ,, İstoriya Khazar, 1962 Leningrad;
ASLANİŞVİLİ, Soso (Arslanoğlu Yusuf), “Dzveli Sa-Kartvelo, Sa-
Mtskhe, Sa-Atabago” (Eski Kartel-Yurdu/Gürcistan, Meskh-Yurdu/Taşır
Bölgesi, Atabek-Yurdu), ıgı4 Kutaisi (Kutayıs);
BARTHOLD, W.,Abazalar, İA; Ani, İA; Derbend, İA;
BAŞTAV, Şerif, Sabir Türkleri, Belleten, Ocak-Nisan 1941, Ankara
(Sayı 17-18, s. 51-99)
CANAŞİVİLİ, M.G,, İstoriko Arkheologiçeskiy Oçerk:Guriya, Ço-
rokhskago Basseyna i Çanetiya, “Batumskoy Oblast” kitabında, s. 33-86,
1908 Batum;
DUNLOP, D.M., The History of the Jevish Khazar, 1954 New York;
EREL, Şerafeddin (Dağıstanlı olup, öğretmenken 1921 de Türkiye'ye
kaçmıştır), Dağıstan ve Dağıstanlılar, 1961 Istanbul;
GROUSSET, Rene, Histoire de Armönie des origine â 1071, 1947
Paris; .
GUGUSHVİLİ, A., “Etnographical and Historical Division of Geor-
gia” (haritalı), Georgica, Vol.I,Nos. 2-3, 1936 London, 5. 53-71;
KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA XXI
Aynı Müellif, The Chronological-Genealogical Tables of the Kings of
Georgia, aynı yer, $. 109-153;
HEY'ET (İ.A.HÜSEYNOF-E.S.SUMBATZÂDE- E.N. KULUYEF-E.A.
TOKAR CEFKİN), Azerbaycan Tarikhi, (Akademi Yayını), 1.Cilt, 1958
Baku;
HEYET (N.A.BERDZENİŞVİLİ-V.D.DONDUA-M.K.DUMBADZE-
G.A. MELİKİŞVİLİ-Ş.A. MESKHİA), İstoriya Gruzii, (Akademi Yayını),
1. Gilt, 1962 Tbilisi (Tiflis, başlangıçtan XIX.yy. a kadar);
HEYD, W., Histoire commerce du Levant au Moyen-Âge, TI.Gilt,
1936 Paris;
HİNZ, W., Uzun-Hasan ve Şeyh Cüneyd, çev. T. BIYIKLIOĞLU,
1948 Ankara;
HONIGMANN, N. Ernst, Bizans Devletinin Doğu Sınırı, çev. Fikret
IŞILTAN, 1970 Istanbul (haritalı);
KAFESOĞLU, İbrahim, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu
İmparatorluğu, 1953 Istanbul;
Aynı Müellif, Harezmşahlar Devleti Tarihi, 1956 Ankara;
Aynı Müellif, Selçuklular Tarihi, 1964 Istanbul;
KIRZIOĞLU, M. Fahrettin, “Dede-Korkut Oğuznâmeleri-1.Kitap”,
1952 Istanbul (haritalı);
Aynı Müellif, Kars Tarihi, 1. Cilt, 1953 Istanbul (haritalı);
Aynı Müellif, Karapapaklar, 1972 Erzurum;
KÖYMEN, Mehmet A., Selçuklu Devri Türk Tarihi, 1963 Ankara;
KURAT, Akdes N., Peçenek Tarihi, 1937 Istanbul;
KURAT, Akdes N., Rusya Tarihi, 1948 Ankara;
Aynı Müellif, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve
Devletleri (İskitler'den Nogaylar'a değin), 1972 Ankara;
KÜTÜKOĞLU, Bekir S., Osmanlı-İran Siyasi (Münasebetleri,
1.,(1578-1590), 1962 Istanbul;
LANG, David M., Studies in the Numismatic History of Georgian in
Transcaucasia, 1955 New York;
LYNCH, H.F.B., Armenia Travels and Studies, 1ıgoı London, 2 cilt;
MANVELİŞHVİLİ, A., Histoire de Göorgie, 1951 Paris;
MAROÇOART, J., Skizzen zur historischen Topographie und Geschich-
te von Kaukasien, 1928 Wien;
MİNORSKY, V., Kuban, İA; Nakhçıvan, İA; Tiflis, Eİ;
XXI KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA
Aynı Müellif, “Transcaucasica” (Dvin, Sogdabil ile Ardabil, Kasal ile
Kazakh, Alıncak Kalesi ile Hamsa-Deresi, Min-Göl ve Temür'ün seferleri,
Bâbü'-Lân ve Lalvar gibi yer adlarını tanıtan ve bazen çok yanlış hükme
varan 6 bölümlü tedkik), Journal Asiatigue (1930 yılı, ı.Nu), CCXVIL 42-
112;
ÖZDER, Mustafa Â., “Tarihte Çıldır Atabeğleri ve Torunları”,
(Mülkiye Müfettişlerinden Emekli iken 1958 de Bursa'da ölen, Artvin-Yu-
sufeli Atabekleri kolundan Yahya Dede Paşa oğlu Ali Munis ATABEK'in
1953 te bitirdiği Kıpçaklı-Çaklı “Atabekler Şeceresi”. “Çıldır-Atabekleri Sil-
silemiz Medhal-i Tarihisi” adlı yazma eser ile, aynı koldan Merhum Piya-
de Yarbayı Murat ATABEK tarafından, öncekinden habersiz hazırlanan
“Atabeğler Âile Şeceresi” adlı yazmadan da faydalanılarak hazırlanmış
olup, şimdiki Istanbul Belediye Başkanı Hekim Doç. Dr. Fahrettin ATA-
BEY'in ağabeğisi Erzurum'da g.Kolordu Komutanı Korgeneral Sayın
Fâhir ATABEK tarafından, ancak 100 adet bastırılmıştır), 1971 Erzurum;
ÖZKAN, Ahmet Melaşvili; Gürcüstan (aslında Tiflis'te hazırlayan bir
Hey'etin), 1968 Istanbul;
RADLOFF, W. Sibirya'dan, çev. A. TEMİR, 1954, 1956, 2 Cilt;
RÂSONYI, L., Tarihte Türklük, 1971 Ankara;
SAİNT-MARTİN, M.J., Memoires Historigues et Göographigues sur
VArme&nie, (Orbelyanlar Tarihi, Khorenli Coğrafyası ve Vartan Coğrafyası
izahları, 1., ermenice metin ve fransızca tercümeleri 1l.Ciltte), 1818, 1819
Paris;
SALDALGIAN, Joseph, Histoire Documentaire de VArmönie des
Âges du Paganisme, 2 Cilt, 1917 Roma;
SEVİM, Ali, Suriye Selçukluları I., 1965 Ankara;
Aynı Müellif, Artuk Oğlu İlgazi, Belleten XXVI (sayı 104);
SÜMER, Faruk, “Oğuzlara ait destani mâhiyette eserler 1. Reşideddin
Oğuznâmesi”, DTCFD, XVTI (sayı 3-4), 1961 Ankara;
Aynı Müellif, Karakoyunlular, 1.Cilt, 1467 Ankara;
Aynı Müellif, Oğuzlar (Türkmenler), 1967 Ankara;
Aynı Müellif, Saltuklular, SAD, 1971 Ankara, II.Sayı;
TEBRİZİ, Kesrevi-i, A., Şehriyârân-i Gummân, III. (Şeddâlılar Tari-
hi), şemsi 1308 (1930) Tahran;
TOGAN, A.Zeki V., Hazarlar, İA; Azerbaycan, İA;
Aynı Müellif, Bugünkü Türkili/Türkistan ve Yakın Tarihi, I.Cil,
1942-1947 Istanbul;
KAYNAK VE BİBLİYOGRAFYA XXIN
TOGAN, A. Zeki V., Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. baskı, 1970 Is-
tanbul;
TURAN, Osman, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti”,
1965 Ankara;
Aynı Müellif, Selçuklular Zamanında Türkiye, 1971 Istanbul;
UTUD)JİAN, Ed., Armenian Architecture 4th to 17th Century, 1968
Paris;
YAKUBOVSKİY, A.Y., Altun Ordu ve İnhitatı, çev. H. EREN, 1955
Istanbul;
Aynı Müellif, “İbn-i Bibi'nin XIILAsır Başında Anadolu Türklerinin
Sudak, Polovets (Kıpçak) ve Ruslara Karşı Yaptıkları Seferin Hikâyesi, çev.
İ.KAYNAK, DTCFD, XII (1-2 sayı, Mart-Haziran 1954). 207-226;
YINANÇ, Mükrimin H., Selçuklular Devri 1.-Anadolunun Fethi, 1944
Istanbul;
Aynı Müellif, Arslanşah, İA; Celâleddin Harzemşah, İA; Cihanşah,
İA; Erzurum, İA,
I. BÖLÜM
HAZAR DENİZİ İLE KARADENİZ ARASINDA
İLK-KIPÇAKLAR
(M.Ö. VUL—M.S. VLyy.)
“ Oguz-Khan'nıng zamânından ta Cengiz-Khan zamânıga ça
Tın ve Atl ve Yayık bu üç Su'nın yakasında, Kıpçak'dın
özge el yok-ördi. Tört ming yılga ça ol yerlerde olturdular.
Anınğ üçün ol yerlerni Deşi-i- Kıpçak derler”.
EBÜLGAZİ BAHADUR-KHAN,
“Şecere-i Terâkime” (h.1071/m.1660).
A — MİLLİ DESTANLAR'DA KIPÇAKLAR:
Hepsi, Oğuz-Khan (Afrasyab/Tunga Alp-Er) ile destani fetihlerinden
ve onun soyu idaresindeki Oğuzlar'dan bahsettiği için, “Oğuznâme” diye
anılan milli Türk destanları, İlk-Türk Fetihleri çağında birer “el (devlet)
halinde yaşayan: Uygur, Kanklı, Kıpçak, Kalaç, Karluk ve Oğuz/Ti urkman'dan
ibaret Alı-Urug arasında, X:pçaklar'ın da bulunduğunu, belirtmektedir. Bu
bakımdan önce biz, milli Türk destanlarında Kıpçak (Kuman)lar'ın nasıl
anıldığını ve yurtlarını göreceğiz. Sonra da, Karadeniz ile Hazar Denizi
arasındaki Kafkas-Elleri kesiminde, en eski yerli alfabe ile yazılı Kari!
(Gürcistan) tarihine geçmiş destani iki ayrı rivayette Kıpçaklar ile, önlârın
kolundan “Khazarlar” ve “Çenasdanlı” da denilen İlk “Türkler” üzerine an-
latılanları nakledeceğiz; sonra Süryani, Ermeni ve Gürcü kaynaklarında,
VI. Yüzyıla değin Kafkaslar kuzeyinden güneye akınlar yapan ve yerlöşen
“Khazar, Barsel, Paçanig, Hun, Alan/As, Kankar, Vanand/Bulgar” âdlı “urug
ve boylar üzerine verilen haberleri; bunların Xwr ile Çoruk boylarında coğ-
rafya adlarındaki hâtıralarını görerek, bu bölümü bitireceğiz.
7) Uygurca Oğuz Kagan Destanı'nda Kıpçaklar :
“Ay-Kağan” oğlu “Oguz-Kağan”, büyüyünce, at yılkıları güder ve av
avlardı. Oğuz yiğit olunca, ormandan çıkan ve eli-günü yiyen büyük bir
“kıyandkat” (kergedan)ı kargısıyla öldürüp, kılıcıyla başını kesti. Oğuz-Ka-
F.7
2 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
gan bir yerde Tanrıya yalvarmakta ve, karanlık basmışken, gökten inen
bir “Kök-Yaruk” içinden çıkan eşsiz güzellikteki Kız ile evlendi. Bu evlen-
meden “Kün, Ay, Yultuz” adlı üçüz oğulları doğdu. Oğuz Kağan bir gün
avlanırken, bir “Göl” ortasında bir “Ağaç-Kabuçakı”nda (Kovüğunda)
gördüğü gözü gök, saçı dalgalı çok güzel Kız ile de evlendi. Bundan
“Kök, Tağ, Tengiz” adlı i üçüz oğulları doğdu.
Küçük-Üçüzler'i in doğumu üzerine “Büyük-Toy” veren Oğuz Kağan,
bu ziyafetten sonra, dört yana yarlıglar yollayıp: “Ben, Uygurlar'ın Kağanı-
yım, yeryüzünün dört bucağının “da Kağanı olam gerek” diyerek; başe-
gerek armağan sunanlara dost, bunu yapmıyanlara düşman olup, üzerleri-
ne ordu ile baskın yapacağını, Elçileriyle duyurdu. “Sağ (doğu) yandaki
Altun-Kağan (Çin imparatoru)”, Elçi ile armağanlar sunarak, itaat etti.
“Sol (batı) yandaki Urum-Kağan”, itaat etmeyince, Oğuz Kağan çerisiyle
onun üzerine yürüdü, Kırk gün sonra, “Muz-Tağ”ın eteğinde otağını ku-
rup geceledi. Tan ağarırken, otağa giren “güneş gibi bir yaruk” içinden
çıkan “kök tüylü, kök yeleli büyük bir Erkek-Böri”, Oğuz'un ordusu
önüne düşerek, kılavuz oldu. li
Birkaç gün sonra Erkek-Böri durunca, Oğuz Kağan'ın çerisi de dur-
du. Burada “İtil-Müren” denilen bir ulu ırmak vardı. Onun kıyısındaki
“Kara-Tağ” önünde ok, kargı ve kılıçla yapılan yaman savaşta, “İtil-
Müren”in suyu bile dökülen kanlardan kıpkızıl aktı; yenilen Urum-Kağan
kaçtı. Oğuz Kağan, onun ülkesini ve halkını aldı. Urum Kağan'ın kardeşi
“Uruz (Rus/Fin)-Beg” kendi oğlunu, bir müstahkem şehre yollayıp, orayı
iyi korumasını söylemişti. Oğuz Kağan bu şehrin üzerine yürüyünce,
“Uruz-Beg'in Oğlu”, ona armağanlar sunarak, itaatini arzeyledi. Oğuz Kar-
gan da, “şehri yakşı saklapsın (korumuşsun)” diyerek, ona “Saklap” adını
verdi ve dost oldu.
“Sonra Oğuz Kağan ordusuyla birlikte, İt/ denilen ırmağa geldi. İtil
denilen (yer), büyük bir ırmaktır. Oğuz Kağan onu gördü ve “İti'in suyu-
nu nasıl geçeriz?” dedi. Orduda iyi bir Beg vardı ki adı, W/ug-Ordu Beg
idi. O akıllı ve (hünerli) bir erdi; gördü ki: Bu yerde pek çok dallar, pek
çok ağaçlar (bulunmaktadır). O, ağaçları (budayıp, yontarak) kesti ve (sal
gibi bağladığı) bu ağaçlara yattı, (sudan) geçti (ordu da, onun gibi yapa-
rak İtil ırmağını aştı). Oğuz Kağan sevindi, güldü ve ona: “Sen burada
Beg ol; senin adın Xıpçak-Beg olsun, dedi. Yine ileri gittiler. Bundan sonra
Oğuz Kağan, Erkek-Böri kılavuzluğunda fetihlere devam ederken: karlı,
buzlu büyük Muztağ içine kaçan çok sevdiği Alacaatı'nı bulup getiren yi-
git bir Beg'e “Karluk” yolda madenlerle tahkim edilen bir yapıyı açmaya
KIPÇAKLAR 3
bırakılan çeri içindeki “Tömürdü-Kağul” adlı pek becerikli bir adama,
“Kal-aç”; savaşta yenilen Çürçet-Kağan'ın Eli'nden yağmalanan malları
götürmek için, yük hayvanları az gelirken, çeriden görgülü ve çok becerik-
li bir kişi olan “Barmaklığ-Çosun Billiğ” adlı ustanın, yaptığı arabaya yağ-
maları yüklemesi üzerine, öteki erler de öyle yapınca, bunu gören Oğuz
Kağan, o ustaya, “Kangalug ”(Kanğılı) adını verdi".
XITI. Yüzyıldan (1234'ten öncesinden) kalma yukarıdaki Uygurca
Oğuz Kağan destanından, “İl Irmağı” boyları ile çevresinin, “Kıpçak-Beg”e
verildiği; ve bu adın, “kabuçak” (72.satır) yani “ağaç-kovuğu, içi boş ağaç”
anlamı ile ilgili olduğu, belirmektedir.
2) Reşideddin Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar :
İlhanlı başkendi Tebriz'de 1306 da kurulan büyük tarihçiler
hey'eti'nin başkanı Başvezir Reşideddin'in eline geçen türkçe “Oğuznâ-
me”nin, bu müellifçe farsçaya çevrilen nüshası, “Câmi'ü't-Tevârikh”in
İkinci Cildinde, “Târikh-i Oğuz ü Türkân ve Cihângiri ü” adı ile bir bölüm
oluşturmaktadır. Bunun türkçe bir özetini, izahları ile birlikte Sayın Faruk
SÜMER, İstanbuldaki dört yazmaya göre 1961 de neşretmiştir?. Merhum
Hocam A. Zeki V. TOGAN, Topkapusarayı-Bağdadköşkü 282 sayıdaki ile
birlikte beş Istanbul yazması ile bir Paris yazmasını, ayrıca, 1861 BERE-
ZİN (Petersburg), 1952-1460 XETAGOROV (Moskva) ve ALİZADE
(1965 Bakü) neşirlerini de karşılaştırarak, “Oguz Destanı” adı ile bir metin
tercümesi hazırlamıştır. “2. Bölüm: Oğuzların ve Türklerin Tarihi” (s.17-78),
“11.Bölüm: İzah Notları” (s.80-113), “TI. Bölüm: Oğuz Destanına Âit Mülâha-
zalar” (s. 115-152) ve “Dizin” (s. 153-164) olarak bu yıl, Dr.Tuncer BAY-
KARA tarafından Istanbulda bastırılan bu eser, bitmek üzeredir. Daha
düzgün yazılmış ve mufassal olan Paris (Bibliothögue National,
suppl.pers., 1364 No.) yazması esas tutulan A. Zeki V.TOGAN'ın bu son
eserindeki, Kıpçaklar ile ilgili yerler, şöyledir?:
Nuh-Nebi'nin büyük oğlu Yafes, Doğu-Elleri ile Türkistan çevresinde
yerleşmişti. Bu Yafes, Türklerce “Okay-Khan” lakabiyle anılır. Onun yay-
! V.BANG ve G.R.RAHMETİ (ARAT), Oğuz Kağan Destanı, 1936 Istanbul, $. 11-27.
? FSÜMER, Oğuzlara Ait Destani Mahiyetle Eserler, 1. Reşideddin Oğuznâmesi, DTCFD,
1961 Ankara, XVİL.Cilt, 3-4 Sayı, s. 359-387 (bunda şu 4 nüshadan faydalanılmıştır: a.Top-
kapısarayı-Hazine 1653, b.Aynı Küt.de 1654,c.Topkapısarayı-Üçüncü Ahmet 2935.ç. Süley-
maniye-Damad İbrahim Paşa gıg sayıdaki Câmiü't-Tevârikh'in ikinci ciltleri).
3 A.Zeki V.TOGAN, Oğuz Destanı-Reşideddin Oğuznâmesi Tercüme ve Tahlili, 1972 Is-
tanbul, 8. 17-32, 47-49.
4 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
lak ve kışlağı 'Türkistanda olup; yazları, Ipanç (Kaşgarlı'da: Yafanç) şehri
bölgesindeki (Balkaş gölü ile Sırderya kuzeyinde, bugün Kazaklar'ın “Ar-
ka” dedikleri yaylaklardan ibaret) Ortak ile Kürtak'ta ve kışları da, ayni
çevrede (Kara-Korum diye de anılan) Karakum'daki Borsuk (Porsuk) adlı
yerde geçiriyordu. Burada Talas (Taraz/Evliyaata) ve kırk büyük kapısı
bulunan Karı-Sayram (Ispıçap/Çimkent) adlı iki şehir vardı. Olcay
Khan'ın paytahtı, bu yerde idi. “Onun, Dıb-Yavku Khan adında bir oğlu
oldu”. Dib-Yavku'nun: Kara-Khan, Or-Khan, Kür-Khan ve Küz-Khan adlı
dört muteber ve şöhretli oğlu vardı. Bunlardan “Kara-Khan”, veliahd ol-
duğundan, babasının yerine geçip, padişah oldu. Onun, çok talihli ve pa-
dişahlığa lâyık bir Oglu dünyaya geldi. “Tanrının birliğine inanan ve
düşüne girdiği Anasını da kendi dinine sokan bu çocuk, bir yaşındayken
dilegelip, “ben otağda doğduğum için, adımı Oguz koymak gerektir”, dedi.
Her zaman Yaratan-Tanrı'yı anan Oğuz, “bilim ve hünerde, ok akmada,
kargı kullanmada, kılıç çalmada ve bilgi hususunda, âleme ün salacak şe-
kilde gelişme gösterdi”. Babası ona önce Küz-Khan'ın, sonra da Kür-
Khan'ın kızını aldıysa da Oğuz, Tanrının Birliğine inanmayan bu amuca-
kızlarına yaklaşmadı; kendi dinin benimseyen Or-Khan'ın kızı ile evlendi.
Öteki gelinlerin, yeni dini ihbarı üzerine Kara-Khan, yaptırdığı “kengeş”te,
“Oğuz'u öldürmeye karar” verildi.
Bunu duyan Oğuz, yapılan savaşta Babası ile amucaları Kür-Khan ve
Küz-Khan'ı öldürü; 75 yıl onların uruglarıyla vuruşup yenerek, onları do-
guda “Tuğla ırmağı kenarındaki çöl ve vâdilere göçüp” yerleşmeye mec-
bur kıldı. Oğuz, bu savaşlardan sonra, kendisini tutarak yardımda bulu-
nanlara, “Uygur” adını verdi; savaşta alınan pek bol yağmaları taşımaya
hayvanlar yetmeyince, tekerlek icat ederek “kanklar” yapıp yağmaları
yükliyenlere de, “Kanklı” dedi. Oğuz, “Talas ve Sayram'dan başlayıp, Mâ-
verâünnehr, Bukhara ve Khorezm'e kadar zaptedip, idaresine aldı”. Sonra,
cihangirliğe başladı. Sıra ile: Hind, Sind, Çin, Maçın, “Tunkâs” (Nenki-
yas/ Güney-Çin), Gur, Garcıstan, Gazne, Zâbil ve Kâbil ülkelerini alıp ita-
at ettiren Oğuz, “Kuzey Ülkeleri”ne yöneldi.
Burada “Ulu-Bagur (Balgur/Bulgar)”, “Gurk ve Başgurd” hâkimi
“Kara-Şıt Yağı”nın ordusunu yenerek, ülkesini itaat altına aldı. Bu sefere
başlarken, “doksan bin ev ahalisi Oğuz'un etrafında toplandıklarından on-
lara, On-Tokuz Oğuz denilmiştir”. Bu sefere yaşlı kişilerin katılması yasak-
lanmış, yurtta kalmalarına buyruk verilmişti. Fakat, varılacak ülkelerde bir
güçlükle karşılanınca, görgü ve bilgisinden yararlanmak üzere, ordudaki
KIPÇAKLAR 5
oğlu “Kara-Sülük”ün devesi üzerindeki bir sandığa girerek sefere katılan
ve müşkil hallerde düşüncesinden çok fayda görülen Yoşı-Khoca”*, adı-
geçen oğluna söyledikleriyle, iyi bir kılavuz olmuştur (Uygurca Oğuz Ka-
gan destanındaki “Erkek Böri”nin işini görmüştür). Gurk ve Başgurd, “€&l”
olarak itaat ettikten sonra, “Atıl nehri üzerinde Ok-Kıran Kök-Bulut (ve-
ya: Uruk-Kıran Köl-Yatub) adındaki bir yere geldiler”. Buranın halkı,
korkup kaçmıştı.
Bundan sonra Oğuz, “dünyanın karanlık (kuzey) tarafında” yaşayan
ve “İr-Barak” adlı bir hükümdar idaresinde bulunan, “erkekleri kara renk-
li, çirkin yüzlü ve köpek gibi, kadınları ise temiz yüzlü” olan “Kı
Barak” uruğu ile savaştı. Önce (ve ömründe ilk defa) Kıl-Baraklar'a (Fin
kavimlerine) yenilen Oğuz, sonradan onları da yenerek, tâbi kıldı. “Oğuz
bu yerde, onyedi yıl kalıp dinlendi. Askerlerini düzene koydu ve silâhları-
nı yeniledi”. Bu arada, çocuklar büyüyüp, delikanlı oldu. “Oğuz'un da bir
hatunundan dört oğlu olmuştu, onlar da büyüdüler. Bu arada Oğuz'un
askerlerinden birisinin karısı hâmile kalmış, kocası da savaşta (Kıl-Barak-
larca) öldürülmüştü. Bu savaş yerinde, kadının doğum yapması yaklaşmış-
tı. Yakınlarda, içı oyulmuş bir ağaç vardı. Kadın, o ağaca gidip, çocuğunu
doğurdu. Çocuğu Oğuz'un yanına getirdiklerinde, durumu ona anlattılar.
Oğuz, (bu çocuğun) adını Kıpçak koydu ki, Kıpçak £abuk kelimesinden
çıkmıştır; Türk dilinde, içi çürümüş ve oyulmuş agaç'a derler. Diğer Türkle-
rin fikrince, bütün Kıpçak kavimleri bunun neslinden olmuşlardır. Oğuz,
Kıl-Barak'ı aldıktan sonra, iki yıl daha o ülkede oturdu”. Oradan (Dağıs-
tan “Demirkapı”sı) “Khazar-Derbendi” üzerine varılınca, sağlık ve fetih ha-
berlerini ulaştırmak üzere, “Barmakluk Çosun Billig” başçılığında Kanglı-
ları anayurda gönderdi. “Ahalisi hırsız ve yolkesici olan Derbend”i, sekiz
ay süren kuşatma sonunda alan Oğuz, oraya, halkı korumak ve vergi top-
lamak üzere bir Şahna (Tudun) tayin etti.
Oradan Şirvan ve Şamakhı ya elçi gönderdi. Şaberan, hemen itaat etti.
Şamakhı ise, önce itaat etmişken döndüğünden, müstahkem merkezleri
yakılarak, yağmalandı. Sonunda bağışlanıp, vergiye bağlandı. “Oğuz, Şir-
van taraflarından kalkıp Aran ve Mugan'a geldiği zaman, yaz mevsimi idi”.
Bu yüzden “bu vilâyetlerin bütün yayla ve dağ mıntıkalarını, (Erdebil ba-
tısındaki 4812 m.) Sadbalan dağlarına, (30 Mayıs-5 Haziran 1664 teki ulu
depremde yarısı yere geçinceye değin “otlu, sulu, ormanlı ve bol avlaklı”
* Dr.F.SÜMER'e göre bunun adı “Poşti Khoca” ve oğlununki “Kara-Sülek” idi
(DTCFD, XV11.363-364).
6 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
olan. Arkurı-Yatan) Alatak (Argı/Ağrı-Dağ)' ve 5,3: “Sİ dağlarına kadar
tamamen işgal ettiler —rivayetlere göre, Alatak ismini onlar koymuşlardır ve
Salaban diye de onlar adlandırmışlardır; türkçede, ortaya çıkıp dik duran
nesneye salaban derler—. Yaylakta kaldıkları zaman zarfında, bu taraflar-
da olan bütün ülkeleri elegeçirip, zaptettiler; (merkezi Tebriz olan) AÂzer-
baycan vilâyetini de aldılar. Oğuz, kendi hâs atlarını, (Tebriz güneyinde
36go m.yaylak) otlakları çok geniş ve güzel olan Ucan sahrasının mer'ala-
rında besledi”.
“Orada bulunduğu sırada bir gün, herkesin toplanıp birer etek toprak
getirerek, burada bir tepe yapmalarını emretti. Önce (Oğuz) kendisi, bir
etek toprak getirip, döktü. Bizzat kendisi toprak döktüğü için, (9o bin ev
halkı olan) bütün asker, birer etek toprak getirip döktüler; büyük bir tepe
oldu. Bu tepenin adına, Azar-Baygan/Baynan dediler; azar, türkçede yüksek
demektir; baygan/baynan da zenginlerin, uluların yeri anlamındadır; bu ülke,
bu şekilde meşhur oldu; bugün de Azarbaycan demelerinin sebebi budur.
O yaz mevsiminde Oğuz, Alatak'ta yaylak yaptı. Oradan Bağdad (Babil/
Irak), Gürcistan (Tiflis ile Kutayıs), Diyarbekir ve Raka (Aramiler) taraflarına
Elçiler yolliyarak, geleceğim diye haber gönderdi”. Oğuz, Alatak (Ağrı-
dağ)dan “Elçileri bu yerlere gönderdikten sonra, kışın Aran ve Mugan tara-
fına geldi; Kür ve Aras ırmakları arasını (tarihi kışlak Karabağ ülkesini)
yurt ve karargâh olarak seçip, kışı orada geçirdi. O diyarın bütün halkını
el yaptı; itaat etmiyenlerin hepsini, yağma etti”,
“İlkbahar olup atlar semirince Oğuz, (savaşacakları haberini Elçilerle
bildirilmiş bulunan) Gürcistan'a karşı harekete geçti. Gürcistan yakınlarına
vardığında Gürcüler, üç-dört günlük yol ileri gelerek, savaşa hazır halde
duruyorlardı. Hemen saf düzerek, durmaksızın savaşa başladılar. Oğuz'un
ordusu, galip geldi. İki gün ve iki gece devam eden savaştan sonra, onları
kaçırttılar. Gürcüler, bir daha toplanarak yeniden savaşa durdular; ama
dayanamayıp, kaçtılar. Gürcülerin Büyükleri (Eristav/Danuder'leri)
* “Sene 1074. Havâdis-i Şarkıyye. Mâh-i Zilka'denün dördüncü Cuma günü (31 Ma-
yıs 1664) Acem Vilâyetinde vakt-i asrda zelzele-i azime vâkı” olup, yedi gün, yedi gece sâkin ol-
mayup, ellibinden ziyâde nüfüs zâyi oldu. Tafsili budur ki; evvelâ nefs-i Teöriz'de Uzunha-
san Câmii ve Ulukhan ve içindeki câmi ve çârşü ve bâzârı ve derünunda binden mütecâviz
bâzirgânile yıkılup, helâk oldular... Ve Şam-Kazan nâm şehrün dahi, nısfından ziyâdesi ha-
râb olup; üç bin hâneli Tuman nâm kasaba dahi yere berâber yıkıldı. Ve Kirankir nim ma-
hal ki, katife dokunur, vâfir mevzii harâb oldu. Ve Ağrıdağı ki, Revan'a karib bir mu'azzam
küh-i ser-bülenddür, nısfından ziyâdesi (kuzeydeki Karnıyarık kesimi) yere geçüp; kurbünde
vâkı (Maku bölgesindeki) Görgür ve (Eleşgirt sancağı merkezi) Toprak (-Kal'a) nâmıyla
müsemmâ kal'alar dahi, yere geçdi” (Silihdâr Târikhi, 1928 Istanbul, 1.354).
KIPÇAKLAR ;
Oğuz'un ordusuna karşı duramıyacaklarını anlayınca, Oğuz'un huzuruna
gelerek, &l oldular; etrafa mektup ve fermanlar gönderip, korkarak dağıl-
mış olan ahalinin toplanmasını tavsiye edip, vergi'yi kabul ettiler. Oğuz,
bir ay onbeş gün Gürcistan'da kaldı. Sonraki yaz mevsiminde (ikinci defa)
Alatak'a çıktı. Alatak'ta birkaç gün kaldığı sırada, Gürcülerin vergi verme-
yip, Oğuz'un Şahnasını ülkelerinden kovarak, yağı olduklarına dair haber
geldi”.
“Oğuz bunu duyunca, kendi A/4ı-Ogğlu'nu (Kün, Ay, Yulduz, Kök,
Tag, Tengiz'i) çağırttı, onlara şöyle dedi: —Ben bu kavmi denedim,
gördüm ve onların ne mal olduklarını gayet iyi anladım. Onlar, bir ham-
leden fazlasına dayamazlar; onlara karşı büyük ordu göndermeye ve be-
nim gitmeme lüzum yok. Her oğluna ikiyüzer asker verip, (Gürcüler'le)
savaşa gönderdi. Gürcüler, Oğuz'un-Oğulları oraya varınca savaştılarsa da,
Oğuz'un Oğulları, onları yenip, yağma ettiler. Hemen sonra, Babaları
Oğuz'dan Elçi geldi; ondan, bütün askerin yiyecek ve giyeceğini bu yazın
Gürcüler'den toplamak gerektiği buyruğunu getirdiler. Bu haber onlara
erişince, yağmayı arttırdılar; sayısız yiyecek toplayıp, Babalarına getirdiler.
Ayrıca Şahna tayin ederek, vergi mikdarını kararlaştırdılar ve Alatak'a geri
döndüler. Onlar (Altı Kardeş, ilk defa kendi başlarına giriştikleri bu savaş-
ta) iyi işler yaptıklarından Oğuz, onlara takdirlerini bildirdi: ve —Benim
hayatımda yaptığınız büyük ve faydalı işler ve ad kazanmanız, ben
öldükten sonra da yerimi almaya lâyık olduğunuzu gösterdi, dedi”. Sonra
da kışlaklardaki çerisini toplıyarak, üç yıl üstüste kaldığı “Kürdistan-Dağla-
ri”ndaki “bozguncular”ı temizleyip, “Diyarbekir”e, oradan da “Şam” (An-
takya) ülkelerine vardı («Ermen, Ermeni, Ermeniyye” ve benzeri adlı ka-
vim ve yerden hiç bahsedilmeyişi; “Dede-Korkut Oğuznâmeleri”nde de bu
adların hiç geçmeyişi, çok dikkate değer).
Rum, Firenk, Dımaşk, Mısır, Bağdad, Basra, Isfahan, Fars, Kirman,
Irak (Hemedan, Kazvin, Rey), Mazenderan, Gürgân, Dehistan, Horasan
(Tus, Nişabur, Herat) ülkelerini de fethile itaat ettiren Oğuz, “Gur ve
Garcıstan yoluyla hareket” ederek, “kendi ülkesi ve yurduna, Kürtak ve Or-
tak'a” ulaştı. Bu sırada, “vaktiyle yoldan geri göndermiş olduğu Kanglılar
ve Uygurlar, Oğuz'u karşıla”dılar. Burada go 000 koç ve goo kısrak kesile-
rek verilen ulu-toydan sonra, avdan dönen Altı-Oğlu'ndan üç büyüklerin
bulduğu “Altın-Yay”ı bozup üçe bölerek paylaştıran Oğuz, onlara “Bozok”
(Bozuk) adını takarak, ülkesinin “Sağ-Kol” (doğu) yönünün verdi; “Üç Al-
tin Ok” bulan üç küçük oğluna da, bunlardan birer ok verip, onlara “Üç-
8 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Ok” adını takarak, ülkenin “Sol-Kol” (batı) yönünün bağışladı; ve okun
yaya tâbi olması gibi, bu üç küçük kardeşin, ağabeğlerine itaatlerini bu-
yurdu.
“Oğuz'un, bin yıl yaşadığını söylerler. Bundan sonra (Oğuz artık) or-
dusuyla hep burada oturdu.Ama dediklerine göre, bir defasında K:/-Barak,
yağı olmuş, vergi göndermiyordu. Oğuz, Kıpçaklar oraya göndererek, Atıl
ve Yamansu (Yayık veya Tın/Don ırmağı) kıyılarına kadar varıp oturmala-
rını ve orasını kendilerine yurt edinmelerini, emretti. Indır-Tarığı (Dağıstan'daki
“Indıray/Endirey” şehri ile Şavkal/Şamkhal'ların başkendi “Tarıku/Tar-
ku”/Mahaçkale/Petrovsk ve eski Khazar başkendi “Samandar”) vergisini,
onların tağar ve ulüfesi olarak ayırdı; bu vergiyi kendileri diledikleri gibi
kullanıp, bundan maaş da vereceklerdi. Kıpçaklar, Kıl-Barak, Derbend (Da-
gıstan) ve o taraflarda olan ülkelerin vergisini toplayıp, hazineye gönderdi-
ler. Kıpçaklar, bu yüzden orada kalıp, yurt tuttular ve o ülke (Deşt-i Kıp-
çak), onlarda kararlaştı. Oğuz, bin yıl ömür sürdükten sonra, vefat etti 9”.
3) Uzunköprü-Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar:
Çağatay ağzı ile manzum olarak XV. Yüzyılda yazıldığı anlaşılan ve
Edirne'nin Uzunköprü ilçesindeki bir âile (Vâhid Lütfi SALCI'nın dedele-
ri) kütüphanesinde bulunup, başı ve sonu kopuk 13 er beyitli sekiz sahife-
sinin, bozuk fotografları ve transkripsiyonu, merhum Hüseyin Nâmık OR-
KUN tarafından neşredilen bu “Oğuznâme”, Reşideddin-Oğuznâmesinin
aynısı gibidir; fakat “Kara-Khan'ın oğlu olup, bir yaşında iken ad-koyma
toyu sırasında öz adını “Oguz” diye adlandıran ve Yaradan-Tanrıya tapan
Khan-Ogğlu'nun, büyüyünce evlendirildiği iki iki amcası sı kızlarının, kendi dini-
ne girmeyip “Khan-Dini'nde kalmaları, üçüncü : amcası ımcası kızı “Müslüman”
olduğu için onu sevip benimsediği; ilk iki gelinin işi, kaynataları Kara-
Khan'a açmaları, yedibuçuk sahifede uzunca anlatılmıştı. Kengeş'te:
“Oğuz” ga ölüm hakturur” diyen babasını, savaşta oklayıp gözünü kör
ederek öldüren Oğuz, ülkeye hâkim oldu:
© “Kıl-Barak yahut İt-Baraklar'ın ısyanı ve Kıpçaklar'ın oraya gönderilmesinin hikâyesi,
Reşideddinin İlk Cildinde de vardır; BEREZİN tabı, 1.18-19”.
“Indır, harman yeri; Tang da hububat, yani harmanda mahsul olarak alınan vergi
(anlamlarına da gelir). Yayık havzası Kıpçakları dilinden eski bir örnek”.
“Kıpçaklar'ın Memleketi, daha Oğuz-Khan gelmeden önce Edil havzası olarak belirtilmiş-
tir. Kıpçak ve Yemekler'in bir kısmı, daha Oğuz zamanında Uzakdoğu'da oldukları halde, Batı
Kıpçakları da o zaman Edil ve Yayık taraflarını kendilerinin irsi hisseleri olarak ellerinde bu-
lunduruyorlar ve ziraat mahsulünü vergi olarak alıyorlardı”. (A.Zeki V.TOGAN, Oğuz Des-
tanı, 8. 95 n. 527a, s. g6 n. 528b, 530a).
KIPÇAKLAR g
“Khan öldü, çerigi kamug kaçtılar,
Tamug şerbetini köbi içtiler.
Murad berdi Tangrı, Oğuz'ka uluğ,
Munğa baktı barça ulus, &l kamuğ.
Kara-Khan inileri kaçtı yırak,
Firâk hasretinde saçar kan, karak.
Khatay, Kırkız Eki (bil) andın turur,
Kör-İblis bulara böriptür gurür.
Yene özge &lni Oguz başladı,
Ni kim bâtıl işni kiyin taşladı.
Özi bilgen &lni Müselmân kılıb,
İbâdet kılur, öz İdi'sin bilib.
Kim ol yörge bolgan nökerlerige,
Berib teşrif artuk sökellerige.
Sökeller teken ol yaralığ turur,
Uruş içre munlar kür-arslan urur.
Bular herbir binğge Oguz, at berür:
Khalaç, Kanglı, Karluk bu Kıpçak &rür.
Başı Uygur, ardı Yıgaç-Er (Ağaç-Eri) bile,
Bularnınğ barında yok-erdi kile”.
Bundan sonra, Oguz ile ona uyanların fethettiği yerler anılırken, yaz-
manın sonu kopmuştur:
Irak u Khorasân, bu Rümu Firenk,
Mısır, Şam düvelni aldı Beçenek.
Ya Sındu Tarıkı (9)... Sekrân (?) birle,
Secistân u Kâbül, Gür, Mahân (9) birle” ”.
?” Hüseyin N.ORKUN, Oğuzlara Dair, 1935 Ankara, s. 96-107, Klişe Levha I-VTJI,
10 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Uzunköprü Oğuznâmesi'nde, Uygurca ve Reşiddeddin Oğuznâmele-
rinde geçmeyen “Yığaç-Er” (Ağaç-Eri) uruğunun da, Oğuz Khan çağında
bir & olup, onunla fetihlere katıldığı anlatılıyor.
4) Dağıstân/Lâri-Oğuznâmesi'nde Kıpçaklar, Komuklar:
Güney-İran'daki Lâr şehrinden yetişen Muslihiddin LÂRİ'nin, 1566
yılında biten “Mir-âtü'l-Edvâr ve Mirkaatü”l Akhbâr” adlı farsça tarihin-
den bu bölüm, MÜNECCİMBAŞI'nın 1672 de bitirdiği “Câmiü'd-Düvel/
Sahâyifü'l-Akhbâr” kitabına alınmıştır. Bu son eserin türkçe tercümesinde,
Reşiddininkine benzer Oğuznâmenin bir özeti verilip, Uygur, Kanklı, Kar-
luk ve Khalaç adlarının destan anlamları bildirildikten sonra; Kıpçaklar'ın,
Sasanlılar'dan (226 yılından) çok önceleri Dağıstan ve çevresine yerleşmiş
oldukları, şöyle anlatılıyor:
“Kara-Khan oğlu Oğuz”dan sonra, “Etrâk”dan Kıpçak Tâilesi, Kırım-
Adası'na ve Deşt'e kaçtılar; hattâ Deşt anlara nisbet olunup, Deşt-i Kıpçak
derler. Kıpçak Tâifesi kaçup gelirken, Cebe/-i-Konuk (Kalfkaslar)da vâkr'
Bâbü'-Ebvâb (Derbend) nâm mahalle uğradılar, ki ana bu zamanda
Temürkapu derler. Ol mahalli muhâfaza içün Kanklı kabilesinden bir mık-
dâr âdem iskân eylediler. Anların nesli ol mahalde çoğalup, ol dağ, anlara
mensub oldu. Sonra tahrif olunup, Kanuk/Konuk 5,5 demeğe başladılar.
Sonra dahi fâhiş tahrif olunup Xomuk ö ,5 dediler. Bâdehu Ekâsire'den
Nüşirvân (531-579), binefsihi mahalli mezbüra sedd ve kapu binâ etmek
içün geldiğinde, anlar üzerine kendi Eşreflerinden bir âdemi baş ve buğ
tayin ve anı Serir (Komuk ve Avar'lar) üzre iclâs edüp?, gerü memleketine
revâne oldu. Ol zamandan berü anlara 4sh4b-1 Serir tesmiye olunup, ol
Seriri, evlâdı tevârüs eylediler. Kıpçak ise, Deşt'lerinde sâkin olup, Cezi-
* Rahmetli A.Zeki V.TOGAN'ın, Uzunköprü-Oğuznâmesi'ndeki (satır 189, Levha
VHL. satır 4) çok açık yazılı ve ölçüye uyan: “Başı Uygur, ardı Yığaçer bile” yazılı mısraı ba-
şındaki sözü “Başı Uygur” yerine, “Beş- Uygur” okuması ve bunun üstündeki mısrada geçen
“Khalaç, Kanklı, Karluk bu Kıpçak erür”deki dört uruğun adını da Uygur ile birleştirip, “Beş-
Uygur” kolunu tamamlamayı tekrarları (İbn Fadlan, s. 148; Giriş, 1.149, 170; Oğuz Destanı,
s. 87), gözden kaçan bir yanlıştır.
* “Serir” unvanı, Dağıstan'daki Kumuk ve Avarlar'in hükümdar sülâlesine âittir (Ş.
EREL, Dağıstan ve Dağıstanlılar, 1961 Istanbul, s. 12, 15, 20, 24, 33-34). İslâm kaynakla-
rında, farsça “takht, hükümdarlık sediri” anlamına gelen sözle karıştırılan “Serir” unvanı,
Sasanlı Anuşirvan'dan (531-579) çok önceleri Dağıstan hükümdarları unvanı olarak kullanı-
lıyordu. “Armenya Kıralı Arşaklı Ba”, 370 yılında ülkesini istilâcılardan kurtarırken, Şı-
rak-Arşarunik Beğleri Kamsarakan hanedanından Sbandarad, Ağrıdağı çevresindeki Aras bo-
yunda (Kuzeyli) “Zek'ler (Lekziler) Kıralı Şerkir (unvanlı) yiğit” bir hükümdarı atından
düşürerek, öldürmüştü (KHORENLİ, INI, 37).
KIPÇAKLAR 1
re'yi (Kırım yarımadasını) tamir ve şehirler ve kasabalar binâ eylediler; ve
ol diyârın Melik ve Hükümeti, anlarun yedinde oldu; ta ol vakta ki, Ev-
lâd-i Cengiz anlarun üzerine istilâ ve büyüklerin katledüp; bakıyyeleri,
Tatar içine münderec oldular'9”. Dağıstandaki Kıpçaklar'a “Koman” ve
Komuklar'a “Kamak” denildiğini, (M.S. 23-79 arasında yaşayan) PLİNİ-
US'tan ve “İlk-Khazar”ın kalıntısına “Durdzuk” denildiğini de, destani
Gürcistan/ Kartel tarihinden öğreneceğiz.
3) Dede-Korkut Kitabı'nda Kıpçaklar:
Hazar denizi kıyısında ve Dağıstan-Şirvan arasındaki “Demürkapu-
Dervendi”nden, “Hamıd (Amid/Diyarbekir)-ilen Merdin Kal'ası” arasında
bulunup, çifte başkentleri “Ağca-Kalak, Sürmelü” (Kars İlimizde Arpaçayı
sağında ve Digor güneyinde eski Erovantaşat ve bugünkü Mıreni-Karabağ
ile, Aras sağında ve Iğdır-Ovasına adını veren eski Sur(p)-Mari'den ibaret
“Iğdır-Karakalası) şehirleri olan “Oguz-Eli/Kalın Oğuz”un başlıca düşman-
ları, Alburuz (Kafkas) dağları kuzeyinde hâkim olup, “Kanlu-Karadervend”
(Temür çağındaki Kara-Kalkanlıg'dan ibaret şimdiki Daryal) geçidinden
güneye akınlar yapan, (Komuk-Avar hâkimi “Şavkal” hanedanı timsali)
“Alacaatlu Şavkalı-Melik” ile, onun sağkol (Kuban başlarında Balkar- Ka-
raçay) beği “Bogğacuk-Melik” ve solkol (Koy/Koyun Suyu ve Ilısu boyları
hâkimi) “Kara-Tokan Melik” olarak gösteriliyor (II. IV.Boylar). Bu üç “Az-
gun-Dinlü Kâfir” Beğinin hasımları ise, Oğuz'dan sıra ile: Beğlerbeği olan
“Olaş oğlu Salvur-Kazan Khan”, sağkol beği Taş-Oğuz'dan (Şirvan ve De-
mirkapu hâkimi) “Delü-Tondar”, solkol beği “İç-Oğuz”dan “Kara-Konafk)
oğlu (Hamıd ilen Merdin hâkimi) Xara-Budak” idi ",
Dede-Korkut Kitabı'nda (11. Boy), savaşta solkolda vuruşan İç-Oğuz
çerisi başı kütüğü anılırken, şöyle deniyor: “Hamıdilen Merdin Kal'ası'n
depüp yıkan, (Kuban/Kuman ırmağı boyu ve Balkar-Kabartay hâkimi)
Demür-Yaylı Kıpçak Melik'e kan kusduran, (İç-Oğuz ile Taş-Oğuz hâkimi
Beğlerbeği Salvur-) Xazan'un Kızın erlikle alan; Oğuz'un aksakallu kocaları
görende ol yiğidi tahsinleyen, al makhmuzi şalvarlu, atı bahri-khotazlu
Kara-Konafk) oğlu Kara-Budak”.
Uzun müddet Tebriz'de yaşayan (1282 de ölen) Kadı BEYZAVİ'nin,
Nüşirvan'ın Khazar Kağanı Kakım ile barış yapmasına rağmen, (ona tâbi)
19 Sahâyifü'l-Akhbâr, h. 1285 Istanbul, 1. 392-395.
" Yer adları ve haritası için bakınız: KIRZIOĞLU, Dede-Korkut Oğuznâmeleri-1. Kitap,
1952 Istanbul (alfabe sırasıyla); Kars Tarihi, 1953 Istanbul, 1.1. ve 5. Haritalar.
12 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Kıpçaklar'ın Derbend'i istilâsına karşı, onların üzerine sefer edip, itaat altına
alarak, Derbend'i tahkim ettiğini; ve bundan sonra Nüşirvan'a tâbi olup,
tahtı yanında bulunan dört Melik'ten birisinin de, “Kıpçak-Meliki” olduğu
rivayetini nakletmesi '?, Dede-Korkut Kitabı'ndaki “Kıpçak-Melik” sülâlesi-
nin eskiliğini göstermektedir. Nakledeceğimiz Gürcü/Kartel ve Orbelyan-
lar rivayetleri de, “Kıpçak” ve “Türk'lerin, Hazar denizi ile Karadeniz ara-
sında, Makedonyalı İskender'den çok öncelerinden beri yaşayageldiğini
göstermektedir.
6) Şecere-i Terâkime ve Türki'de Kıpçaklar:
Cengizli soyundan Şıbanlı Özbek hükümdarı Hive hâkimi bilgin
Ebülgazi Bahadur Khan (1603-1663), Türkmenler elindeki 20 kadar Oğuz-
nâme yazmasına göre, h.1070 (1659) da “Şecere-i Terâkime'yi yazmıştır. Bu
Türkmenler Kütüğünde, Reşideddin-Oğuznâmesi'nin temel olduğu, fakat
değişik milli destan parçalarının da dercedildiği görülüyor. Açık bir Çağa-
tay ağzı ile yazılan bu eserde, Kıpçaklar için şu bilgiler veriliyor.
Karanlık (Kuzey) ülkesine yakın varan Oğuz, “İ! Barak-Khan” ile yap-
tığı ilk savaşta yenilince, “İki Uluğ-Su (Atıl ve onun bir sol kolu?) bar-er-
di. Ol İki-Su'nunğ arasında bir niçe kün turup, kaçgan leşgerinin aldın,
artın yığdı. Uluğ pâdişahlarnın âdetleri turur: Uzak seferga barganda,
köçlerin alıp barmak; nöker khalknınğ hem bazıların alıp, barurlar. Oğuz-
Khan'nınğ bir Beg'i köçün alıp barır-ârdi. Özi uruşda öldi; Khatunı kur-
tulup, İki-Su'nıng Arası'nda Khan kinidin yetdi. Yükli (hâmile) €rdi. Tul-
gağı (sancısı) tutdı. Kün savık &rdi; kirmekge ev yok (-&rdi). Bir çirik
(çürük) ağaç içinde Oğlan toğurdı”.
“Munı, Khan'ga malüm kıldılar &rse, Khan aytdı: Munınğ atası biz-
ninğ aldımızda (önümüzde) öldi; gamkhorı yok, t&yip (özinge) oğul okun-
dı. Adını Kıpçak derler irkendürler, anınğ üçün ol oğlan ağaç içinde toğdı
töyip, atın Kıpçak koydılar. Kadim Türk tilinde, içi kavuş (kovuk) ağaçnı
çıpçak dâytururlar. Kara-khalknınğ tili kelmesliginden, kaf'nı çim okuytu-
rur. Şol “Kıpçak'turur, Çıpçak döytururlar. Ol Oğlan'nı Khan, öz kolunda
sakladı. Yigit bolgandın sonğ(ra): Urus ve Avlak (Eflak) ve Macar ve Başgırd
öleri yağı ördiler; Kıpçak'ga köp &l ve nöker börip ol yakka Tin ve Ank
Suy'nıng yakasıga yıbardı. Üçyüz yıl Kıpçak ol yerlerde pâdişahlık kılıp, ol-
turdı. Barça Kıpçak-Eli, anınğ neslinden tururlar. Oğuz-Khan'nınğ zamâ-
12 Nizâmüt-Tevârikh, Nuriosmaniye Küt., sayı 3450, y. 67, 73 (A.Zeki V.TOGAN,
Giriş, 1.161, 454 n.255).
KIPÇAKLAR 13
nındın ta Cengiz-Khan zamânıga ça, Tın ve Atıl ve Yayık bu üç sunınğ ya-
kasında, Kıpçak'dın özge &l yok-erdi. Tört minğ yılga ça ol yerlerde oltur-
dular. Anınğ üçün ol yörlerni, Deşt-i- Kıpçak derler” "9,
“İmdi, bir niçe &ller ki Oğuz-Khan anlarga at koyup, ayduk, Oğuz-
Khan neslinden &rmesler. Andak hem bolsa şol (Oğuz-Khan'ın kendi yur-
dundaki son) toyda bar &rdi. Ol sebebdin atlarını nâmede bititururlar. At-
ları, bularturur kim: Kanklı ve Kıpçak ve Karlık ve Kalaç”.
(Oğuz-Khan'ın en büyük oğlu ve halefi) Kün-Khanhnıng inileri
(küçükkardeşleri) ve oğlanlarıga orun börgenninğ zikri. —İmdi, (Oğuz'un
6 oğlundan dörderden 24 torunun adı ile anılan 24 Oğuz Boyu, ikişer iki-
şer oturarak) Oniki örgede olturup, ülüş algan kim ve ol ülüşni toğragan kim,
ve taşkanda (otak dışında) atların tutup olturgan kim, anları beyan kılalınğ.....
Beşinci-Örgede, Tengiz-Khan'nınğ uluğ oğlı İğdir'ni olturtdular, sol-ka-
ri (kürek) yiligni ülüş (pay, resmi toy/şölendeki söğük) berdiler, Bögduz
anı toğradı, Karlık (taşkarıda oturup) atların tutdı. Altınçı Örge'de (orun/
makam'da), /va'nı olturtdular, sol-yağrın'nı (sol kürek kemiğini) ülüş bör-
diler, Kınık anı toğradı, Kıpçak atların tutdı”. Bu geleneğe göre, yine Sol-
koldaki Üçoklar/İçoğuz boylarından: Bayındır ve Beçene'nin atlarını Kaz-
gurt, Çavuldur ve Çepni'nin atlarını Kank&, Salvur (Salgur) ile İmir'in atla-
rını Kalaç, Alayontlu ile Üregir'in atlarını da Teken uruğu tutmuş olup;
bu 6 urug, Sol/Batıdaki Kök, Tağ ve Tengiz oğullarına tâbiydiler '*,
Şecere-i Terâkime'deki son haberlerden, (Başkurtlar'a komşu Eştek/
Heşdek, Ruslar'ca “Ostyak) “İştek” kavmına ve Kuban (Nogaylarca: Ku-
man) ırmağı boyundaki Çerkesler ile Terek boyundaki “Tümen” (Tuman/
Kazı-Kumuk) ahalisine, Cengizli, istilâsı üzerine pek çok Kıpçağ'ın sığına-
rak karıştığı anlatılıyor. Cengiz Khan'ın büyük oğlu Coçı-Khan Ürgenç'i,
dokuz aylık kuşatma sonunda alıp, halkını kırdıktan sonra, kendi çerisiyle,
“Ürgenç'din Deşt-i-Kıpçak ka bardı. Kıpçak khalkı yığılıp, uruşdular. Coçı
Khan, bastı. Takı Kıpçak'nıng kolga tüşkeninğ (1237 de) öltürdüler. Kur-
tulganı, İştek'ga bardı. İştek'ning köbrağı bu vakıtda Kıpçak'nınğ neslinden
turur. Âd/ birlen 7in-Suy'nıng arasında olturgan Kıpçaklar, tört tarafga ka-
çıp, kitdiler. Köpregi Çerkes ve Tümen yurtuga bardılar. Coçı Khan, Kıp-
çak'nınğ oğlan-uşagnın olca kılıp, KXıpçak-Yurtu'nda olturdu. Mogol'dın,
3 EBÜLGAZİ, Şecerei Terâkime, (7 yazmaya göre metni) neşreden, A.N. KONO-
NOV, 1958 Moskva-Leningrad, s. 18-19.
(4 Aynı eser, 8. 32-33.
14 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
evini ve atası börgen öllerninğ barçasın keltürdi.Özbek'ninğ her uruğun-
dan Kıpçak-Yurtu'ga köçüp, keldiler. Andın sonğ, Coçı Khan öldi 5”,
“Şecere-i Türki'yi, h. 1072 (1662) yılında yazan ve sonunun bitireme-
den ölen Ebülgazi Bahadur Khan, Kıpçaklar üzerine, ilk eserinde naklettiği
Oğuznâme bölümünü tekrarlamıştır '9, Yalnız, Kün-Khan çağındaki orun,
ülüş ve “taşkarı”da atları tutma bahsi, bunda yoktur. Ayrıca, şu ek ha-
berler vardır: ,
“Türk uruglarından evvelâ El (devlet) teşkil eden, beş urugdur. Oguz-
Khan bahsinde söylediğimiz gibi, bunlar: Uygur, Kanklı, Kıpçak, Kalaç, Kar-
lıkır. Oğuz-Khan oğulları, Türkmen'den ayrılmayıp, Mâverâünnehir'de ve
Khorasan'da otururlardı. Kıpçaklar: Tın, Atıl ve Yayık ırmakları tarafların-
da. Kanklılar, evvelâ Türkmenlerle beraber idiler. Türkmenler her tarafa
yayılınca, Kanklılar: Isıkköl, Çu ve Talas-Suları'nın kenarlarında oturdu-
lar '7»,
B — KARTEL (Gürcistan) TARİHİNDE KIPÇAKLAR, TÜRKLER:
Onuncu yüzyıl sonlarında Bagratlı sülâlesi idaresine geçtikten sonrala-
rı “Batı-Gürcistan” sayılan Faş/Riyon ırmağı boylarındaki Ko/kid'de, vak-
tiyle İyon kolonilerinin tesiriyle yunan alfabesi kullanıldığı, buranın kom-
şusu AÂpkaz kıyısındaki Diyoskuriya (Sokhum) da da bu yazının bilindiği,
M.Ö. 500-/5 yılları arasında buralarda kesilen yunanca yazılı paralardan !8
anlaşılıyor. Helenistik devletlerden Selevkoslular ile Arşaklılar'ın hâkimiye-
tünde kalan /ber/Kartel (Doğu-Gürcistan) ülkesinde de, Hıristiyanlığın be-
nimsenmesinden 110 yıl kadar geçtikten sonra, 420 lerde İncil için yerli
alfabenin yapılmasına değin, Yunan ve Arami dilleri ile yazısı kullanılıyor-
du. Bunu, Tiflis kuzeyinde eski Kartel (İber) başkendi Meskheta yakının-
da Hormizd tapınağı yeri “Armazika”da bulunan, taş üzerindeki yunanca
ve aramice yazıt ile, adıgeçen başkentte Il.-TII. yüzyıl İber hâkimi “Piti-
aşkh” unvanını taşıyan Zavakh ve Aspavruk (668 de On-Ogurlar başında
Tunayı geçerek Bulgaristanı kuran Asparuk/Esperik'in adaşı) adlarına ke-
silen yunanca yazılı paralar", iyice göstermektedir. İber'de 310 yıllarında
'S Aynı eser, . 20.
6 EÜLGAZİ, Türk Şeceresi, Türkiye türkçesine aktaran, Dr.Rıza NUR, 1925 Istanbul,
8. 23-24.
7 Aymeser,s. 41.
'8 David M.LANG, Studies in ihe Numismatic History of Georgia in Transcaucasıa,1955
New York, s. 6-11 ve Plates |, 1-8.
9 HEYET, İstoriya Gruzüi, 1. 76,79.
KIPÇAKLAR 15
Hıristiyanlığın resmen kabulünden 420 de milli yazının tertibine değin ise,
İncil ile vaazları, bu ülkede yunanca ve süryanice yazılıp, okunuyordu ”,
Bütün Hıristiyanların İncille birlikte okuduğu Tevrâti Şerifte (Tekvin,
X.2-4; İlk-Tarihler, I, 5-6), Türklerin uluatası: Muh oğlu Yâfesin büyük
oğlu Gomerin üç oğlundan en küçüğü “Togarma” adı ile anılıyor.“Ezekhi-
el” kitabında (XXXVITI, 4, 6) ise, “atları, süvarileri ve katırları” pek bol
olup, bunları çarşılara satılığa getiren “Togarma Hanedanı, Uzak-Kuzey
(Övrasya) ile bütün ordusu”ndan bahsedilerek, onların yılkılar besleyen iyi
biniciler olduğuna ve ülkelerinin yerine işaret ediliyor?! “Ahdi-“Atik/
Tevrat'taki gibi, ilk /ber/Kartel (Doğu-Gürcistan) destani tarihinde de, Ha-
zar denizi ile Karadeniz arasındaki Sekiz Yeri Kavm'in uluatası, “Tar-
gam'os” (Eski-ermenice/grabar diliyle yazılı tarihte ise, “Torkom”) diye
anılıyor. Eski yunanca metinden aktarıldığı, uluata adlarının soneklerin-
den anlaşılan destani ilk İber/Kartel tarihi “Kartlis-Çkhovreba” (Gürcista-
nın-Hayatı) kitabının, başında Karadeniz ile Hazar denizi arasındaki yerli
Sekiz-Kardeş Urug ile, bunların ülkelerini (Oğuznâmeler'de anlatıldığı gi-
bi) istilâ ederek hâkim olan “K/azarlar”, “Türkler” ve “Kıpçaklar"ın, Make-
donyalı İskender'den çok önceleri, Kür ile Aras ve Çoruk boylarına gelip
yerleşmelerinin hâtıraları, aşağıdaki gibi anlatılıyor.
> ALLEN, s. 309-310; R.GROUSSET, s. 125; HEY'ET, İstoriya Gruzü, 1. 85-86.
2 Istanbul Ü.eski hocalarından (Yahudi) Prof.Avram GALANTİ, “Türk Kelimesinin
Menşe” adlı makalesinde (Yeni Mecmua, 28 Mart 1918 Istanbul, Cilt Il, Sayı 37, 8. 208),
“Şalşet Yuhasin, yani Silsiletü 'n-Neseb nâm ibrani eser”de, Osmanlıların ataları adı “Türkün,
“Ahd-i-Atik'te zikrolunan Togarma tabiri” ile anıldığına işaret ettikten sonra, Oğuz Desta-
nı'nın İbraniler'e geçen hulâsası üzerine, şunları naklediyor:
“Türkler'in Baba (Ata)sı Togar yahut Torag tesmiye olunan muteber bir zâtın, Al-Oğlu
var idi. Oğullarını kıra gönderdiği gün, kırda buldukları Üç-Ok ile bir Yay'i Babalarına ge-
tirdiler. Babaları, Yayi kırarak Üç-Büyük Oğlu'na verdi; bunlar, Bozuk (Boz-Ok) tesmiye
olundular. Üç-Küçük Oğlu'na da, Oklar'ı verdi; işte bunun içindir ki, (bunlar da) Üç-Ok tes-
miye olundular”.
Yukarıdaki Togar ile Torag adlarında görülen değişikliğin “fikrime göre” sebebi, Mi-
lâddan 260 yıl önceleri, (Mısır Kıralı Tl.Ptolemeus'un buyruğu üzerine, İskenderiye'de
“Ahd-ı-Atik'i ibraniceden yunancaya tercüme eden Yahudi bilginlerinden 70 kişilik hey'ete
işaret olan) Septente yani Yetmişler Tercümesi'nde aramak lâzımgelir. (Tevratın bugün bütün
Hıristiyanlarca milli dillerine çevrilerek okunan nüshalarına esas olan yunanca) Yetmişler
Tercümesi'nde (Türklerin uluatası), Togarma/Thorgama suretinde gösterilmiştir”,
“İmdi, bu kelimenin (sonradan eklenen) son üç harfi hazfolunursa, 7horg kalır ki,
o da, bâlâda zikrolunan 7org kelimesinin aynı olur”, DİLMANN, Tekvin-i Mahlükaat'ın en-
sâl cedveli hakkında yazdığı bir tetebbu'da, Togarma'nın mevkii coğrafisinin, Ermenistan ol-
duğunu gösteriyor. DE LAGARD dahi, bu fikre katılıyor”.
16 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
7) Kartlıs-Çkhovreba'da Khazarlar, Bun-Turkiler, Kıpçaklar :
“Nuh oğlu Yâfes”in torunu “Tarşis oğlu Targam'os”, bütün âilesi halkı-
nı topliyarak, “Ararat (Urartu ülkesi) ve Masis (Ağrıdağı) toprağı”na geldi.
Bu Targam'os'un ülkesi, doğuda Gurgan (Hazar) denizinden, batıda
“bugün Karadeniz denilen (eski) Pont denizi'ne”; güneyde “Kürtler-
Eli'ndeki Oret (Cudi) dağı”ndan, kuzeyde “Perslerin Yalbuz (Alburuz)
dedikleri Kafkas”a değin uzayan yerlerdi. Ölümünden önce bu ülkesini
Sekiz-Oğlu arasında paylaştıran Targamos, yaş sıralarına göre onlara, şu
bölgeleri vermişti (Özel adların sonundaki yunanca “0s” eki, tekil/müfred
anlamını belirtir.):
ı — (Kendilerine öteden beri hep “Hay” ve yurtlarına “Hayasdan” di-
yerek, “Yukarı-El” anlamındaki “Armenya”dan gelen ve yabancıların kul-
landığı bu adı bilmeyen Ermenilerin uluatası) Hay'os'a, Ararat ile çevresini;
2 — (İber/Kartel Gürcüleri atası) Kart(e)/os'a, (Tiflis vilâyeti bölgesi)
Kart(e)li/Kartel ülkesini;
3 — (Gence doğugüneyindeki Partav/Berde'a/Berde) Bardaw şehrini
yapan (Saka/Aşkuza hükümdarı Barlatua'nın boyu) Bard'os'a (sonradan
“Aran”/Karabağ denilen) Kür ile Aras ırmakları arasını;
4 — (Adı bugün “Mugan-Ovası”nda yaşayan) Movakan'a, Kür kuzeyin-
den ve (batıdaki) Xüçük-Alazan (Tiflis doğusunda Kür'e karışan Yorı ça-
yı'n)dan, doğudaki Deniz e (Hazar denizine) değin;
5 — Her'os'a, Kür ırmağı kuzeyinde, “İki-Alazan” (batıda Yor/Yorı/
Kabur ve doğuda Alazan/Kanak çayları) arasını, ki burada Xhoranta da
denilen Heret (Her-Yurdu) şehrini yaptı (Selçuklu Fetihlerinden önce mer-
kezi, bir Kıpçak boyuna göre anılan “Sıgnak” şehri olup, üzüm bağları ve
şarabiyle ünlü Kakhet bölgesi);
6 — Karadeniz'e doğru gönderilen “Egfe)r'os, doğuda (Kür ile Faş/Ri-
yon ırmakları suayırımındaki) Lik4 adlı küçük dağdan (batıdaki Kara) De-
niz'e ve (kuzeydeki) Küçük-Khazaret (Kuban/Kuman) ırmağına değin uza-
yan bölgeye yerleşti. Bunun kurduğu şehre Eg(e)ns deniyordu ki, şimdi
onun yerinde, (Sokhum'un doğusunda ve dağ eteğindeki) Bedia bulun-
maktadır (bu uluatanın adı, eski-ermenice metinlerde “Eker'k”—Eker'ler
denilen, Faş/Riyon bölgesi ve Vİ. yüzyıldaki Bizans-Sasanlı Savaşlarından
sonra güneye göçen şimdiki Müslüman “Ecer/Acara” ahalisi ile Eceristan/
Acaristanda yaşamaktadır
KIPÇAKLAR 17
7 — (Dağıstan yerlisi Ilak/İlek—Lek-zi/Lezgilerin atası) Zekan'a,
Büyük-Irmak (Terek) ile Kawkas (dağları) arasını ve Derbend (Hazar)- Denizi
kıyılarını;
8 — Derbend'den Buyuk-Lomek (Terek) ırmağı (kaynaklarına)ve “Büyük-
Khazaret” (Verek-Atıl-Tın/Don ırmakları boyu) ülkesine kadarki yerleri de,
en küçük oğlu Kawkas'a verdi.
“Targamoslular denilen bu Sekiz-Kardeş, o zaman yeryüzü hâkimi bulu-
nan (Asurluların zâlim hükümdarı “Nâ-Mürd/Ölmez/Nemrüd” lakaplı)
Nebrot'a karşı ısyan ettiler”.
“Khazarlar'ın Seferi”: Kartel/İber'de, Tanrının unutulup, Güneş, Ay ve
Beş-Yıldız'a tapılıp, uluata Kartlos'un Kabri'ne andedildiği bir zamanda
Khazarlar (Kimmerler) güçlenip, Zek (Dağıstan yerlisi Lekan/Lezgi) ve
Kawkas (Çerkes) ırklarına karşı savaşa başladılar. Bunların Beğleri 7Tiret
oğlu Durdzuk (nüsha: Tinen oğlu Dzurdzuk'os/Decuk/Derdzuk) idi”. Bu-
nun üzerine çok sıkışan kuzeydeki bu iki urug, Targamoslular'n geri kalan
altı urugundan, Ahazarlar'a karşı yardım dilediler. “Targamoslular” da,
bütün soy-sopları ile toplanarak, Kawkas-Dağı'nı (Daryal'dan) aştılar, Kha-
zarya'nın her yerinden tutsaklar aldılar; burada (geçitlerde) şehirler yaptı-
lar ve döndüler (nüsha: Kafkaslılar, Khazarya-Ucu'nda bir kale yaptılar,
döndüler).
“Bundan sonra Ahazarlar (ın ataları Kimmerler), kendi seçtikleri
hükümdara itaat ederek, bugün Daruband (Demirkapu/Derbend) denilen
Deniz-Kapısı'nı (M.Ö. 720 de) geçtiler. Onlar çok kalabalık olduklarından,
Targamoslular, karşıkoyamadılar. Khazarlar, Targamoslular Ülkesini zaptet-
tüler; bütün AÂzarat (Yukarı-Aras boyları) şehirlerini, Masisi (Oğuznâ-
me'deki: Alatak/Ağrıdağı) ve kuzeyini elegeçirdiler. Ancak onlardan kurtu-
lan yerleri Tukharis (Şavşat güneyi), Şamşvilde (— Üçok, Tiflis güneybatısın-
da ve Khıram çayı boyundaki çok müstahkem eski Orbet-—Kartalyuvası),
(Kür-Khıram kavşağındaki yarımadada) Toprakkale veya Khunan (—Khun-
lar, Borçalı-“Akçakalası”) gibi en müstahkem şehirler, (Göri-Tiflis kuzeyin-
deki) Orta-Kartel ve (bataklıkları ile sıtması bol Kutayıs-Megrel kesimi) £g-
ris oldu. Fakat Khazarlar, (Kafkas dağlarını güneye aşmaya yarayan) iki
yolu (geçidi) dahi, yani Deniz-Kapısı (Dağıstan Derbendi) ile (Tiflis kuze-
yindeki) Aragui veya DaryalaYı (Daryal geçidini) öğrendiler (nüsha:ikincisi,
Kafkas'tan geçen Aragvi-Boyunu da aştılar). Seferlerini arttırarak, tutsaklar
2 M. BROSSET, H.de la Göorgie, 1.5-19.
F.2
18 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
alarak, o zaman karşı koyulamadan, Targamoslular'ın hepsini (Egris/ Faş ır-
mağı boyları da dahil) kendilerine tâbi kılarak, harâca bağladılar.”
“Os (As)”, “Durdzuk”, İlk “Pers” İstilâsı ve “Türkler”:
“Khazarlar-Hükümdarn'nın bu Birinci-Seferi” sırasında,onlarla birlikte
Kafkas'ı geçen ve (yararlığına karşılık) kendisine “Somkhet (Khunan-Göle
arasındaki Güney-Eli) ve (buranın kuzeyindeki) Kartel (Tiflis Vilâyeti/
Gürcistan) tutsaklarından başka, taht verasetinden yoksunluğuna karşılık
ek olarak, Lomek (Terek)in batısından Kawkas'ın bir bölgesi verilen Wob0s
(nüsha: Rubos/Robos/Urban'os), orada yerleşti. Onun nesli, Kawkas'daki
Oset (Os-Yurdu)te oturan Os (As/Alan)lar'dır”. Bu Khazar zaferleri sıra-
sında Dağın (Kafkasların kuzey) ensesine giren (Khazar Başbuğu) “Durd-
zuk'a da, “Durdzuket” (Durdzuk-Yurdu, şimdiki Çeçenitan) verildiğinden,
burada yerleşerek, “Khazarlar-Hükümdarı'na haraç ödedi?”. Böylece, bir-
çok yıllar geçti. “Bu çağda bütün ırklar (Sekiz-Kardeş Urug/ Targamoslu-
lar), Ahazarlar- Hükümdarı 'na tâbi kalarak, harâç verdiler”.
“Ondan sonra”, güçlenen “Meörot oğlu Persler”den “Aprıdun” (Feridun),
birçok milletlere hâkim olup, onları haraca bağlarken, onun buyruğu ile,
“Ardam (nüsha: Ardam'os) adlı Neörotlu bir Eristaw (Er-Başı), Kartel'e girdi;
bütün şehirlerle kaleleri basarak, oralarda bulduğu Xhazarlarin hepsini
kırgına uğrattı. Bu Ardam, Deniz-Kapısı'nda bir (müstahkem) şehir yayarak
adını, kapıyı-kapadı anlamına Daruband (Derbend) koydu; aynı zamanda,
(İber/Kartel'in ilk başkendi) Meskheta şehrini, taşları çimento ile kaynamış
bir surla çevirdi. Ondan önceleri Kartel'de, taşın çimento ile kaynaması işi
bilinmediğinden o, bunu yerli halka öğrettiği gibi, (bu başkendin güney
yakınındaki tapınak yeri ve onun adı ile anılan Hormuzd) Armaz-Kale-
sinin duvarlarını da, bu biçimde kaynatma yaptırdı ve aynı dağın devamı
olarak, Xwr ırmağı kıyısına değin bir sur yükseltti. (Ardam'dan sonra da)
Agadon, birçok yıllar Eristaw oldu ?*”.
“Kartel, Ran (Aran/Karabağ) ve Heret”e hâkim olan Persler, hükümdar-
ları “Ke(y)kapus”un başında bulunduğu bir ordu ile, Zeket (Dağıstan'daki
9 Aynı eser, 8. 24-26. ALLEN ile Gürcü HEY'ET'inin haritalarında “Durdzuk'e(”/
Durdzuk'yurdu, Argun-Sunca/Sevinç ve Terek çayları arasındaki Çeçen boylarından Kist ve
Inguşlar bölgesinde gösteriliyor. Buranın başkendini BELÂZURİ (5.195), Khazarlar'in güne-
yindedir diyerek, Anuşiroan (531-579) tarafından(sözde) “Durzukıyye” şehrinin imar edildiğini
naklederek, şöyle diyor: “Durzukıyye, oniki kapıdan ibaret olup, bu kapılardan herbirinde,
taştan (kârgir) bir saray bulunur”.
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.24-27.
KIPÇAKLAR ıg
Lek/Lezgi-Yurdu) ülkesine yürüdülerse de, alamadan geri döndüler.
Ke(y)kapus birkaç yıl sonra “Türkler” ile savaşırken, bunu fırsat bilen
Ermeniler ve Kartelliiler, Persler'e karşı ayaklandılar. Bu sırada Kekapus'un
oğlu “Şiyos” (Siyavuş), “Türket” (Türkeli/Türkistan)te öldürüldü. Bunun
oğlu “Kay-Khosro”, güçlü ordusu ile gelerek, Ermeni ve Kartel ülkelerini ita-
at altına alıp, tutsaklar topladı;kalelerle şehirlerini yağmalayıp, sonra ora-
lara Eristawlar koydu.
“Birkaç yıl sonra Kay-Khosro, babasının (Şiyos'un) öcünü almak için
Türkler'e karşı (Hazar denizi doğusunda) giriştiği umutsuz bir savaşta, Er-
menilerle oKartelliler, Perslere karşı ısyan ederek, onların Eristawlarını
öldürüp, istiklâle kavuşmak için, bu fırsatı kullandılar. Bu sırada Kay-
Khosro tarafından yenilen Türkler (“Orbelyanlar Tarihi”ndeki “Çenasdan” /
Kaşgar uruğu), Gurgan (Hazar) -Denizi'ni aşarak (kuzeyden) gelip, (Kartel
başkendi) Meskheta ya değin Kur ırmağı boyunca yukarı çıkıp, yirmisekiz
(Vakhuşti nüshası: 2 800, Rumiantzof yazması: 28 000) dik halinde Mes-
kheta Mama-Sakhlisi (ermenice kaynaktaki, “Danuder”/Oymakbeği) ile
görüşerek, Persler'e karşı buraları koruyacaklarını vaadettiler. Mama-Sakhlisi bu
durumu, bütün Kartelliler'e duyurunca, onlar da Türkler ile ittifakı kabul
ettiler; Perslerin korkusundan, kendilerine yardımcı olan (Sakalı) Türk
Göçmenleri ile dost oldular; ve onları, “bütün şehirlere dağıtıp, yaydılar.
Türkler'den büyük bir mıkdarı, Meskheta'nın batısında bulunduğundan,
oradaki kayalığın içine oyulmuş bir mağarayı, Meskheta Mama-Sakhlı-
sinden isteyerek, aldılar ve orada gereken yapıları yaptılar. Türkler orada
iyi bir sur yükselttiler ve o yere Sarkine (nüsha: Sarkinet—Sarkın-Yurdu)
adını verdiler “, Türkler ile Kartelliler (Gürcüler), iyi bir işbirliği yaptılar ve
“ Kür boyundaki en eski Türk şehirlerinden bu Sarkine/Sarkinet (Sarıkınyurdu) adın-
da, Bulgar-Kıpçak boy-oymak adlarındaki (Suvar'ın, Sub'ın, Bar'ın, Tab'ın, Şır'ın gibi urug
ve boy, oymakların adlarında görülen) “ın” soneki almış “Sark” adındaki boyu görmek,
mümkündür. Bugün Türkistan'da Kırgız oymağı “Sang” Horasan'da Türkmen boyu
“Sarık” ile, eski Saka boyu (o “Saruk''un varlığı biliniyor (A.Zeki V.TOGAN, Türkili/
Türkistan ve Yakın Tarihi, 1442-1947 Istanbul, s. 71,73,87 h., 233-234). Kartvelolog (Gürci-
yatçı) M.BROSSET, adıgeçen eserin “Table des Matieresinde (s.XXXIV), haklı olarak Sar-
kine/Sarkinet için, “Türk Orbelyanlar tarafından yapılan kale” demektedir. Khazarlar'ın Tın/
Don ırmağı ortasındaki son başkentlerinden o “Sark-e/”e, Ruslarca “Bela-Veza” (Ak/Akça-
Kale) (Akdes N.KURAT, Peçenek Tarihi, s. 27,90) ve Araplarca £/-Baydâ (Akça/ Beyaz) di-
ye tercümesinin adını vermeleri, “sark” (sarık) sözünün Khazar türkçesinde, “ak, akça” anla-
mına geldiğini gösterse, gerektir.
“Sarkine/Sarkinet” şehrinin yerini ALLEN (s.52, 63-64, 422 ve 2.Harita) başkent Meskh-
ela'nın doğukuzeyinde ve Kakhette Yor/Küçük-Alazan çayı üzerinde gösterir. Bu, eldeki Kart-
lis-Çkhovreba yazmasından daha eski olan ermenice kronikte, şehrin Meskheta"ya göre “do-
20 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
kalelerle şehirleri tahkim ederek, Perslerin gelişini beklediler. O çağlarda
Yunan'dan, Suriye'den veya Khazarya'dan kaçmaya mecbur kalan herkes,
Persler aleyhine yardımcılar arayan Kartelliler tarafından iyi karşılanıyorlar-
dı”,
“O vakit, (M.Ö. 587 de son İbrani/İsrail devletini yıkarak, buradan
Yahudileri Babil'e sürgün eden İkinci-Babil Kıralı) Mabu-Khodonosor (605-
562), Zerusalem'i zaptederken, buranın (kaçkın Yahudi) Göçmenleri nden
birtakımı (kaçıp gelerek) Meskheta Mama-Sakhlisi'nden, yıllık vergi karşılı-
ğında yerleşecek bir yer dilediler”. Onlara, (Meskheta kuzeydoğusunda)
Aragwi çayına yakın “Zanaw-Deresi”nde bir yurt verildi ki, onlara “vergi/
haraç veren” anlamına şimdi “Kherc (nüsha: Kharci, yani arapça kharâci)
denilmektedir”.
“Birçok yıllardan sonra, dev-âilesinden Pers Hükümdarı Vaşta(5)b oğlu
Spandiyat-Ruali (Viştasp oğlu İsfendiyar Ruin-Ten)'ye karşı Armenyalılar ile
Kartelkiler, “şehir ve kalelerini tahkim ettiler”. Bu Spandiyat-Ruali “Adraba-
dagan” (Azerbaycan)da bulunduğu sırada, “Türkler”in İran'a girdiklerini
öğrenip, onların üzerine yöneldi. Bu yüzden, “kendilerine karşı savaş açıl-
mayan Ârmenyalılar ile Kartelliler”, hürriyete kavuştular. Bundan sonraları,
“Kartel'de ırklar öylesine karıştı ki, orada altı dil konuşulur oldu: Ermenice,
Kartelce, Khazarca, Asurca (Süryanice), İbranice ve Yunanca (nüsha: onların
kalıntısından Kartel/Gürcüce teşkil edilmiştir) ki, bu dilleri bütün Kartelli-
ler (nüsha: bütün Kartel hâkimleri), erkekler ve kadınlar kullanırlardı 2”
Ayni “Kartlis-Çkhovreba”da, yukarıki haberlerden sonra hemen yer
alan, “Makedonyalı İskender'in Kartel'e Girişi” başlıklı bahiste, Kür ve Çoruk
ırmakları boylarındaki “Bun-Turki” (Otokton/Yerli-Türk) ile “Kıpçaklar'ın
varlığı ve istilâcılara karşı çok şiddetli karşı koymaları anlatılıyor:
“Filip oğlu İskender” (in halefleri Selevkoslular M.Ö. 312 yıllarında),
dünyanın her bucağına hâkim olduktan sonra Kartele gelince, Kartelliler
arasında öyle ırklar buldu ki, başka hiçbir halk arasında bunlar yoktu.
Gerçekten ,evlenmelerde ahlâk bozukluğu vardı, (eski Persler gibi) anaya-
babaya bakmadan, yakınları ile evlenirlerdi; canlı her nesneyi yedikleri gi-
ğuda” gösterilmesine göredir. “Kartlis-Çkhovreba”nın eldeki nüshasında ise burası, “Meskheta
batısında” gösterilmesine dayanan Gürcü HEY'ET"i (İstoriya Gruzii, 1.Ciltteki “VI.Yüzyıllar
Haritası”, ek), Sarkine şehrini, eski başkendin batısında, Xür solunda ve bu ırmak ile Asan-
Suyu kavşağında göstermiştir.
M: BROSSET, H.de la Göorgie, 1.27-32.
KIPÇAKLAR 21
bi, leşleri (ölmüş hayvanları) bile iştiha ile yerlerdi. O, Kür boyunca ve onun
kolları üzerinde yerleşmiş korkunç derecede yabani milletler gördü ki, bun-
lar, bizim Bun- Turkiler (Otokton-Türkler) ve Kıpçaklar diye adlandırdıkları-
mızdı. İskender, çok büyük hayretler içinde kaldı; çünkü, hiçbir halk, onlar
gibi (düşmana erlikle karşıkoyarak) davranmazdı”,
“İskender, oKartelin ortasında (Çıldır kuzeyinde ve Kür üzerinde
“Uğuz-Taşı” yanındaki) Çunda'nın (Çavakhet'in) müstahkem şehirlerini,
Kür üzerinde (Ahıska doğusunda) Khertvis (Khırtız), (Ahıska batısında) Ga-
do-Kayalığı üzerinde asılı gibi duran Odzrkhe, Sper (İspir) Irmağı veya Ço-
rokh (Çoruk) boyunda (Şavşat güneyindeki) Tukhars (eski-ermenice metin-
lerdeki “Tukhar'k”—Tukhar'lar), (Göri/Gori şehri kuzeyinde) Ürönis,
(Göri-Meskheta arasında ve Kür solunda) Kasp, ona yakın ve Kür solun-
da) Uplis-Çikhe, (başkent) büyük Meskheta ile Varoşları, (Türk hisarı) Sarkı-
ne, Çikhe-Did (Ulu-Kale), Yahudiler'in yaşadığı Zanaw, (Tiflis'in güneydo-
ğu yanında ve Kür boyundaki) Rustaw (Rüd-Taw/Bulak-Başı), (Meskheta
doğusunda ve Yor/Küçük-Alazan boyundaki Bocorma yerinde) Deda-Çikhe
(Ana-Kale), (Khıram çayı boyunda eski Orbet yerinde Üç-Ok anlamına
anılan) Sam-Şwilde, (Kür-Khıram çayı kavuşağında, Toprak-Kale anlamına
anılan) Mitkuris-Çikhe veya (Hunlar anlamındaki) Xhunan ve (İki-Alazan
arasındaki Sığnak da denilen) Kakhet şehirleri. Bütün bu şehirler ve kaleler,
yılmaz savaşçılar olan bir halk (yani, Bun-Turki ve Kıpçaklar) tarafından
müdafaa edildi”.
“İskender, ordusunu ikiye ayırdıktan sonra, onları kuşatma altına aldı;
bu yüzden (başkend) Meskheta'da durarak ordularını yukarıya, aşağıya ve
sağa, sola yaydı; ve K/a)-san çayı boyunda Nastakts denilen yere geldi. Mit-
kuris-Çikhe (Khunan) ve (Çoruk'un sağ kolu Şavşatsuyu boyundaki) Tukha-
ris'e gelince, onlara saldırmadı; çünkü alınmaları imkânsızdı. Öteki şehir
ve kaleler, altı ay içinde alındı. Sarkine'deki Bun-Turkiler, İskender'e hakaret
ettikten sonra, bu padişah öfkelenerek, onların teslim olma teklifini kabul
etmedi, dileklerini reddile onlara dedi ki—Madam ki sizler bana hakaret et-
tiniz, sizin geleceğiniz, hepinizin benim tarafımdan kırılması demektir. O,
bu şehri öylesine kuşattı ki, tek bir kişi bile dışarıya çıkamadı. Sarkine Ko-
ruyucuları, oniki ay süren Savaşta azalınca, gizlice kayayı oymaya başladı-
lar, bunun delinmesi kolay olduğundan taşta açılan bir delikten geceleyin
tekerlenerek ve şehri ıssız bırakarak, Kafkas (dağları) içerilerine kaçtılar”.
İskender, onbeş yıl kaldığı Kartel'e, Rum (Yunan) ülkesinden getirttiği
yüzbin kişi ile Makedonyalı “Yaredos/Gredos oğlu Azon”u “Protatos” tayin
ederek gitmişti. Kartel ve (Faş boylarındaki) Egrisi idare eden Âzon'u, “Kuc
22 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
(Megrelli) ve Oslar ile Lekler”in yardımı ile yenerek “Artan” (Ardahan)da
öldüren (Kartellerin uluatası) “Kart(eM'os soyundan Pamawas” (302-237),
bir kızını (müttefiki) Oslar Kıralı ve bir kızını da, Egrisi ve Suvanet Erista-
wi olan Kw ile evlendirdikten sonra, ilk defa Kartel'de kıral oldu. “Pers
örneğinde” ülkesinde idari düzen kuran İlk-Kartel (Gürcistan) Kıralı Par-
nawaz, burada “Sekiz-Eristawlık ve bir Spaspet (Sipeh-Bed)” olmak üzere (ir-
si/ocaklık) Dokuz İdare-Bölgesini (Dede-Korkut Oğuznâmeleri'nde geçen,
Tokuz-Tümen-Gürcistan” düzenini) kurdu ve 65 yıl kırallık yaptı ?.
Yukarıdaki destani Kartel/Gürcistan tarihinde, Ahazarlar ve Türkler ile
Kıpçaklar üzerine verilen haberlerin, milli Türk destanı Oğuznâmelerde
anlatılanlara uyduğu, hayretle görülüyor. Bu Güney-Kafkas rivayetlerinin,
1177 yılından öncelerine ait bozulmamış varyantı ise, daha tamamlayıcı
bilgiler vermektedir.
2) Destani Orbelyanlar Tarihi'nde Çenasdanlılar (Türkler) :
Kartel'de 17-18 yüzyıl boyunca ocaklık halinde Başbuğluk yapan ve
bu yüzden çok köklü ve nüfuzlu bir âile olan Oröelyanlar, töreye ve antları-
na çok sadık kaldıkları için, Apkaz-Kartel'in gasıp ve kıskanç kıralı Bag-
ratlı 777 Görgi (1156-1184) tarafından, “Eski Kıpçaklar"ın yardımı ile 1177
yazında toptan kırgına uğratılmışlardı. Ancak, bunlardan Azerbaycan-Ata-
bekleri'nden yardım almaya giden ve Gence'de kalan bir Beğ'in, Gregor-
yan mezhebine giren soyundan gelen Siunik (Karabağ) Gregoryan Pisko-
posu büyük bilgin Orbelyanlı STEPANOS'un, 1295 te yazdığı ermenice
“Orbelyanlar Tarihi”nde, resmi ve anonim “Kartlıs-Çkhovreba”da bulunma”
yan bilgiler vardır. 7/7 Görgi, hem Orbelyanları kırıp, çok geniş ve zengin
mâlikânelerini musadere etmiş, hem de onların ataları adlarını ve eşsiz
hizmetlerini, “tarihlen, kitaplardan, kiliselerden (vakıf ve yazıtlardan) sılınıp,
kazınarak çıkartılması”nı sağlamıştır *. Bu yüzden STEPANOS, 1177 de
Orbelyanlar'ın kırımını gören ve Hz.Âdem'den 1193 yılına değin gelen
vak'aları anlatan Ermeni Kronikçisi Anılı MEKHİTAR'ın,bugün başlangı-
cı ile fihristi dışındaki asıl metni kaybolmuş bulunan eserinden, başkaca
Ermeni ve Gürcü dilleriyle yazılı kaynaklardan faydalanarak, bu atalar ta-
rihini yazabilmiştir?, STEPANOS'un, Türk Tarihi ve Türklük Bilgisi/
77 Aynı eser, 1.32-34, 38-42.
8 SAİNT-MARTİN, “Memoires...” 11.63.
” Istanbul Ü.Edebiyat Fakültesi “Ermeni Dili Uzmanı” ve Türk Tarih Kurumu'na
ermenice kaynaklardan birtakımını tercüme etmiş bulunan Hrand D. ANDREASYAN, (Pa-
ris'te çıkan “Revue des Etudes Armöniennes”deki yayınlara dayanarak) diyor ki,Stepanos
KIPÇAKLAR 23
Türkoloji için pek değerli ve bâkir kalan “Orbelyanlar Tarihi”nde, şunlar
anlatılıyor:
“Önce biz, Hayasdan (Armenya) ve Kartelin (Gürcistan'ın) hükümran-
lığı başlangıcından ve aynı zamanda İlk-Uluata Torkoma'dan gelen ırkımı-
zın en başından bahsedeceğiz. Torkoma'nın, devleri andıran ve korkunç
(iri) yapılı Sekiz-Oğlu vardı. Onlardan en ünlüsü, yaşça en büyüğü olan
Hayg 'dı. Ötekilerin adları, (yaş) sırasıyla: Kart(ellos, Partos, Movkan, Lekan,
Heros, Kovkas ve Ekfe)res tir. Torkoma, kendi ülkesini oğulları arasında pay-
laştırdı: Hayg'a, hey'etiyle bütün Hayasdan'ı verdi; öte yandan, Kartlos ile
Kardeşleri, (Hayasdan kuzeyindeki) Kara(nlık)-Ülke yi” aldılar. Kartlos, Ar-
maz (Hormizd) Dağı'na doğru gitti, orada barınacağı yeri yaptı; ve uygun
bir yerde de, Orpet (—Kartalyurdu) diye adlandırdığı sarsılmaz bir kale
ORBELYAN, kendi uluataları “Orbelyan hanedanı'nın menşeini, M.Ö. 600 tarihlerinde Çın'den
iltica eden bir Prens'e bağlar” (Istanbul Ü.Edebiyat Fakültesi “Tarih Dergisi”, Eylül 1949,
1.110, 419-421).
* SAİNT-MARTİN (11.176) izah notlarında, STEPANOS'un metnindeki ermenice
“Dzmagayn-Aşkharh” deyimini, fransızcaya “Pays Tinebreux” (Karanlık-Ülke) diye tercüme et-
tikten sonra, sinologlardan öğrenilen ve Kuzey-Çin'e de Türkler'den geçmiş bulunan, “dör
yön'e, dört rengin adını verme” geleneğine dokunarak, şöyle diyor:
Fırat kaynaklarına (Erzurum kuzeyinden geçen “Kara-Su”ya) komşu dağlar da, erme-
nice “Dzmag-Leam” (Kara/Karanlık-Dağ) adını taşıyordu. Bu adlandırma, derin/kuytu vâdi-
lerden ve dağların yucalığından olmasa gerektir. “Sanıyoruz ki, Ermenier tarafından (kuzey-
deki) Kafkas-Ülkeleri'ne verilen Karanlık-Yurt adının kökü, buraların Ermenilere göre “kuzey
yönünde oluşundan gelir ki, buna, Karanlık-Yön diye bakılırdı. Aynı düşünceye benzer bir
görüş yüzündendir ki, Çinliler (Hunlar'dan öğrenerek), Asya'nın Kuzey-Ülkeleri'ni, Karanlık
Yerler diye anarlardı. Ermeniler de, kendilerini Gürcistan'dan ayıran dağlara Mihin adını ve-
rirlerdi ki, bu deyim Karanlık demektir”.
Çıldır gölü doğusu ile Arpaçayı kaynakları kesimindeki dağlık bölgeye, V.Yüzyıl kro-
nikçisi Parpılı LAZAR (62.bab), “Kankar'k” (Kankar'lar) Sancağı diyor. KHORENLİ (11,8)
de ise M.Ö, II. Yüzyıl müellifi Süryani Mar Abas KATİNA'dan naklen bu “Kankar”daki
dağlara “Methin-Leam” yani “Karanlık-Dağlar” denilmektedir. “Dede-Korkut” Oğuznâmelerin-
de de, Tiflis kuzeyindeki Daryal-Geçidi'ne, “Kapıkulu Kara-Dervend” ve Albruz/Kafkas sıradağ-
larına “Kara-Tağlar”, Karadeniz'e de “İlerü-Yatan Kara-Dengiz”, Oğuzlar'ın başkendi Iğdır'da-
ki kışlak “Sürmelü (Surmari)nin güneyinde kalan Argı/Ağrıdağı ise, “Arkuru-Yalan Ala-Tağ”
diye anılır (KIRZIOĞLU, Dede-Korkut Oğuznâmeleri, 1.70-72, 94-96). Doğuda Çin-Deni-
zi'nden, batıda Balkanlar'a değin yayılan Türklük bölgelerindeki (doğu: gök/yeşil, güney:
ala/kızıl, batı: ak/akça, kuzey: kara/karaca) dört renkle anılan yer adları ve uruglar için
bak. M.F. ÇELİK (KIRZIOĞLU), “Türkler'de Dört Yönün Dört Renkle Anılması”, 1942-1943
Istanbul Türk Amacı dergisi, sayı 2-8; A.von GABAİN, “Renklerin Sembolik Anlamları”, 1962
de çıkan Acta Orientalia Hung., T.XV, 1-3 ten çeviren Semih TEZCAN, DTCF Türk Dili
ve Edebiyatı Araştırma Enstitüsü yayını Türkoloji Dergisi, 1968 Ankara,Ill.Cilt, 1.Sayı, s.
107-113.
24 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
yükseltti ki, bugün Sam-Şoylde (gürcüce: Üç-Ok)?! diye anılıyor. O, aynı
zamanda kendi adı ile, (doğuda) Khunan'dan,(batıda) yalnız bir su toplu-
luğu veya küçük bir göl olan Seber (Saper/İspir, yani Çoruk) ırmağına de-
ğin uzayan ülkesine, Kartel adını verdi”.
“Kartel Ülkesi'nin idaresi, kendisine Ke(/y)kavos dedirten Perslerin
Büyük-Kıralı K4osrov'un hâkim oluşuna değin, çok uzun zaman boyunca
aynı âileden sırayla babadan oğula geçerek, muhafaza edildi. Beğlerine,
hanedan ocağının büyüğüne Danuder (bu ermenice deyimin Kartelcesi:
“Mama-Sakhlisi” yani, Oba/ Âile-Atası) adını vermek, İberlerin (Kartellile-
rin) âdetiydi; çünkü onların, hiç kıralları yoktu. Bu Danuder (unvanlı oy-
makbeği), Xart/os'un büyük oğlu M/e)skhitos tarafından Kartel ülkesinde
yapılmış bulunan Meskhita'nın büyük vâdisinde oturuyordu. Kartelliler
o çağda Pers-Hükümdarı'nın baskısından dolayı, en büyük umutsuzluklar
içindeydiler; ve Apriton (Feridun)un buyruğu ile Kartelin başbuğu yapılan
Artam'os: Perslileri, Kartellileri ve (Aran ile Şirvan ahalisi) A/banyalılar'ı idare
ediyordu. İşte bu Artam'os, Meskhitayı yeniden yaparak, kireçkaynatmalı
taştan bir sur ile çevirdi; sonra da, Armaz-Dagı'ndan Kur ırmağına değin
başka bir sur yükseltti. Artamos'un ölümünden sonra Kartel, dört kişi tara-
fından sahiplenildi. Karışıklık, yolsuzluk ve rüşvet herkese, en çok da-
Ke(y)kavus-Khosrov kolundan olanlara yayılmıştı. Ondan sonra da, durum
! SAJNT-MARTIN (11.179 n.3), Gogaren'in ilk merkezi olan bu kale için, şu bilgileri veri-
yor: Ermenice metinlerde Şamşule, Şamşolie veya Şamşuylde ve gürcüce kaynaklarda Şamşvilde
biçiminde anılan eski müstahkem şehir, Xhram çayı başındaki Kisia veya Nakhatır denilen
suyun kuzey (sol) yakasındadır. İlk İber/Kartel kıralı Parnawaz (M.Ö. 302-237) çağındaki
Sekiz- Eristawlık tan, Taşir (Borçalı-Loru) ile Aöoç (Kankar) bölgelerini içine alan Dördüncü-
Eristawlık merkezi, Şamşvilde idi. Orbelyanlar Hanedanı'nın adı, merkez edindikleri eski Örpet
(şimdiki:Şamşvilde)/ Orbet Kalesi'nden geliyordu. Ermenice kaynaklardaki Orpet/Orbet (Kar-
talyurdu) ve gürcücedeki Orbisi (Orb'lu/Kartal'lı), aynı yerin adıdır. Xars/Vanand Bagratlı
Beği Z.Aşut (885-890); “Şamsolde” denilen bu kaleyi, mezhebdaşı Gregoryan Keni-Unili Va-
sak tan 888 de almış ve bundan sonra 50 yıl boyunca burası Kars-Bagratlıları hükmünde
kalmıştı. 1437 yılında burada, yirmibin Gregoryenin yaşadığı söyleniyor.
Biz, yukarıki haberlere, şunları da eklemeliyiz: 645 yıllarındaki ilk İslâm fethinde, do-
ğusundaki “Gardıman” bölgesiyle birlikte itaat ettirilen “Şamşoldey-Kalesi” için de, Anuşirvan
(531-579) tarafından imar edildiği (BELÂZURİ, s. 195), Araplar'a anlatılmıştı. 925 te ölen
Gregoryan Patriki tarihçi V.HOVHANNES (s. 395-396),888 de Bagratlı zaptından bahse-
derken, bu müstahkem şehrin adı için, şöyle diyor: “Şamşuvilde veya Sam-Şwilde, İber (Kar-
telli/Gürcü) dilinde Üç-Ok anlamına” gelen bir ad taşıyor. Gerçekten de Kartelli/Gürcü di-
linde “Sami”, Üç ve bu dil ile Grabar (Eski-Ermeni) dilince de Slak/Slag ve Solge/Solde, Ok
anlamına gelmektedir. Eski Orbet Kalesi'ne, burayı merkez edinen “Çenasdan” (Türkistan)
göçmenlerinden sonra “Üç-Ok” denilmesi, onların mensup bulunduğu Oğuz-Kolu'nu, yani
İç-Oğuz da denilen Üç-Oklar'ı göstermektedir.
KIPÇAKLAR 25
aynıydı. Nihayet Kartelliler, bu Prensin (Khosrov'un) yaptığı kötülükler
yüzünden, en büyük üzüntülerle onun esiri ve büsbütün umutsuz idiler”.
“İşte bu sıralarda, doğuda Khalan-Tfü)rikler Ülkesi”? ötesinde, Khazarlar
ve Hunlar'in komşuları olup,/maus (Tanrı)-Dagı'na değin uzayan Çenasdan
(Kaşgar ve doğusu)-Kırallığı”? içinde, büyük bir ihtilâl oldu. Buradaki Cen-
3? Aşağıda (5.46), ELİZE'de bunların adının hem “Khaylan-Turk”, hem de “Khaylen-
Turk” yazıldığını ve Hunlar'a tâbi iken, “Cor (Derbend) -Kapısı"ndan geçerek Kür boylarına
yayılışını göreceğiz. V.LANGLOİS (Coll. 11.186, sütun 2, n.2), ELİZE'de geçen bu “Khay-
lan-Turk'larin, “Khazar Türkleri” kolundan olup, sonraki (Kızılözen aşağı kesiminde ve Ha-
zar denizi kıyısındaki ülkeye de adını veren) “Gilan (Geylan)- Türkleri"ni teşkil ettiğini ya-
zar; ve eskiden Gilan eyaletinin adı “Khaylan” idi, der.
Burada, tarihçilerin gözünden kaçan çok mühim bir hususu, “Çen/Çin-Ülkesi"nin,
şimdiki Çin'den ayrı ve Batı-Türkistan ile, “Khazar-Eli” için de ad olarak kullanıldığını
gösteren belgelere işaret edeceğiz:
a — Ermeniler, İlk İslâm fetihleri çağında, yani VIl. Yüzyılda, Amuderya-Ölesi'ndeki
Türkler'e, “Çen'k” (Çen'ler) dedikleri gibi, Kafkaslar kuzeyindeki Khazarlar'a da bu adı veri-
yorlardı (SAİNT-MARTİN, 11.19-20).
b— Eserini 661 de bitiren Ermeni rahibi SEBEOS, 626 da Kayser Herakliyus'a asker
(49 bin atlı) vererek Sasanlıların yenilmesini sağlayan Xök-Türk Kağanlığı Batı-Kolu'nun yur-
duna, “Çanasdan” (Çinistân) ve Khazarlar'a da hükmeden Batı-Köktürk Kaganı'na da, “Çen'
Çepetukh” (Çin'li Yabagu/Yabgu) denildiğini belirtiyor (K.PATKANYAN'ın rusça tercüme-
si, “İmparator Herakliyus Tarihi”, 1862 Petersburg, s. 76 metin, 203 n.159 izahı); F. MAC-
LER'in tercümesi, “Histoire d*Höraclius par |'Ev&gue Seb&os”, 1904 Paris, 8. 50, 52).
c— Ümeyyeliler'in Horasan Vâlisi iken, Sırderya başlarındaki Fergana'da öldürülen ve
buranın Xakh köyüne 715 te gömülen Arap Bâhili kabilesinden Kuwlteybe'nin kabri için, bu
kabileden şâir İBN CUMÂNE, “Çin'deki kabrimiz” diyor (BELÂZURİ, s. 204; YÂKUT,
Mu'cemü”l-Büldân, “Bâbü'l-Ebvâb” bahsi; W.BARTHOLD) “Fergana”, İA, IV. 559-560).
ç— Melikşah (1072-1092) çağında eski kaynaklara göre arapça yazılan “Târikhü Bâb
ve'l-Ebvâb” (Derbend) adlı eserin farsça tercümesinden Şirvan'da yapılan türkçe tercümesi
“Derbendnâme”de (Derbendli Mirzâ KÂZIM-BEK neşri, 1848 Kazan, 8.1,5-6), h. 41 (660) yı-
lında Arap Başbuğu Bâhili Selmân ile savaşan “Khazari (Khazarlı) - Tâifesi” hükümdarına,
“Khakan-ı Çin”, ve h.103 (722) yılında ünlü Arap Serdarı Mesleme ile vuruşan Khazarlı Şeh-
zâdeye de, “Çin Khakanı oğlu Bars-Bek” denilmektedir.
d— Büyük İran destan şâiri FİRDEVSİ, 999 yılında başladığı ünlü “Şehnâme”sinde
(meselâ: 4508-4510, 4637. beyitler, Necati LUGAL tercümesi “Şehnâme”, 1945 Istanbul, I.
371, 382), ilk cihangir Türk padişahı “4/rasyab”ın, “Turan/Türk ve Çin ülkeleri” hükümdarı
olduğu; “Türk ve Çin orduları” başında İran üzerinde yürüdüğü sık sık anılarak, İran ile
onun ülkesi arasında, “Ceyhun” (Amuderya/ Oksus) ırmağının sınır sayıldığını belirtir.
e— Hem Tanrıdağlar doğusundaki Kaşgar, hem de Çu ırmağı boyundaki Balasagun şe-
hirlerini çifte başkent olarak kullanan Kara-Khanlı “Taxwgaç Ulug-Buğra Hasan Khan” (1056-
1103) adına (Kaşgar'ın güneydoğusundaki) Yarkenite düzenlenen arapça bir mahkeme bel-
gesinde, ona, “Maşrık ve Çin Meliki” denilmektedir. Adıgeçen Balasagun şehrinden yetişme
bilgin Türk şâiri Hâshâcib YUSUF, 106g yılında bitirdiği ünlü “Kutadgu-Bilig” kitabını
adına armağan ettiği bu Xara-Khanlı padişahı ülkesindeki atasözlerine, “Çin hükemâlarınıng
emsâlleri” diyor (“Kutadgu-Bilig”, R.R.ARAT neşri, I.Metin, 1947 Istanbul, s. XVII,ı).
26 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Bakur (Çin-Bagpuru/Göğünoğlu) unvanlı hükümdar öldüğü zaman, Çenas-
dan-Kıralı sülalesinden olan Prensler, (Tahtı elegeçirmek için) kendi arala-
rında savaşa başladılar; ve bunlardan bir takımın zaferi, öteki takımın
ülkeden kaçmasına yolaçtı. Bu kaçış sırasında İdareci-Genç, olağan
görülmeyen bir maharete ve gayrete sahipti. O, âilesini ve bir kol çerisini
toplıyarak, devlet-hazinesini elegeçirdi; sonra da hepsi birden, çevik atların
üzerine atlıyarak, ülkenin uzun bir kesimini geçtiler. Onların görünüşleri
o kadar ihtişamlı idi ki, kendilerine karşı çıkmağa, hiç kimse cesaret ede-
medi”,
“Onlar,böylece ilerleyip gelerek, (Tiflis Eli kuzeyindeki Daryal) Tarya/-
Kapısını geçtiler ve cesaretle Kartel ülkesine girip, Meskhita Danuderi'nin
yanına geldiler. Onu, hem üzgün, hem de Perslerin elinden çok dertli bir
durumda buldular. Onlar, ona şöyle dediler:
“-Bizler, Çenasdan-Hükümdarı'nın akrabasındanız; kardeşlerimiz tarafın-
dan ülkemizden kovulduk; sığınmak için bizler, sizin ülkenizi seçeriz. Si-
zin bu zavallı durumunuza acıyan Tanrılarınız, bizi sizlerin yardımızına
gönderdi. Bizim isteğimiz, kendimizi Pers İmparatoru himayesi altına koy-
mak, veya Yunanlılar-Kıralı'nın yanına gitmektir. Fakat, eğer işinize elverir-
se, oturabileceğimiz bir yeri tesbit edebilmemiz için, bize gösteriniz. Bizler
orada yerleşiriz; ve sizleri, size zulmedenlerden kurtarırız. Olmazsa biz, si-
zin Tanrılarınızın götüreceği yere değin, yolumuza devam edeceğiz!”
“Bunun üzerine Kartel Uluları, gelenlerin doğru ve pek yürekli, mert
kişiler olduklarını görünce, onların konuşmalarını sevinçle dinlediler; ve
onların gelişlerinden dolayı duydukları büyük neşeyi belirttiler. Onlara,
ulu bir şölen hazırladılar. Bu yeni gelenlere, şerefli ve hususi iltifatlarda
bulunarak, onlara karşı büyük bir dostluk gösterdiler. Onlara (Beğlerine),
yerleşmeleri ve güvenlikleri için, Xartlos tarafından yapılan alınmaz Orpet-
f — Türk-Ellerini ve bilhassa Kara-Khanlılar ülkesini çok iyi bilen KAŞGARLI
(1.343.453) ünlü sözlüğünün iki yerinde, “Kaşgar” (Doğu-Türkistan) ülkesi”nin, “Aşağı-Çin”
diye anıldığını belirterek, üç ayrı ülkeye “Çin” denildiğini, şöyle tanıtır: Çin, aslında üç
bölüktür. Birincisi Yukarı-Çin'dir ki, doğudadır (başkendi Pekin olan ülkedir), buna Tawgaç
derler. İkincisi, Orta-Çin'dir, burası (şimdiki Mogolistan ile güneyi olup, 924 ten sonra bu-
ralardan Türk uruglarını sürüp yerleşen Mogol uruğu Kıtanların öteki adı ile) Xhxay adını
alır. Üçüncüsü, Aşagı-Çin'dir, Barkhan adı verilir; bu, Kaşgar'dadır.
g — Bayburt-Akkoyunluları arasındaki “Bahru'-Ensâb” adlı bir Dede-Korkut Oğuznâ-
mesi'nde: İspir, Bayburt, Erzurum-Saltuklu ve Erzincan-Kemakh Mengücüklü hanedanları-
nın (Selçuklu Fethi sırasında), “Diyâr-i Çin'den hurüc edüp” buralara geldikleri anlatılıyor
(OSMAN, Tevârikh-i Cedid-i Mir'ât-i Cihân, ATSIZ neşri, 1961 Istanbul, s. 12).
KIPÇAKLAR 27
Kalesi'ni verdiler. Bundan başka onlar (ın asker ve ahali takımı) hoşlandık-
ları ötrçok sancakları, büyük kasabalarla hisarları, ocaklık olarak sahiplendiler (da-
ha çok, Persleri karşılamak üzere, Güney-Ülkesi'ne/Somkhet'e yerleştiler).
Bu yabancılar, (merkezleri) Orpette anlayış içinde oturdular. Bu kalenin
adından dolayı zamanla onlara (Beğlerine), ermenicedeki Orpet-açık (Or-
pet-liler) anlamına (Kartelce) Orp-Ulk (Orp-Ahalisi) dediler. Çünkü Kartel
milletinin geleneğine göre, soylu hanedanların adları, onların bölgelerine
veya oturdukları yere göre verilirdi”. (Bundan da, “Orbel”/Orblu ve “Or-
belyan”/Orblugil hanedan adı çıkmıştır).
“Anlattığımız bu gibi sebeplerden dolayı, şimdiye değin Orp-Ulk diye
anılanlar, sonunda, ermenice Çen-açık (Çin-liler) anlamına (Kartelce) Çen-
wvulk (Çin-Ahalileri, öteden beri Türklerce “Çin-Çavat”) denilen âileler-
gp»
STEPANOS, “Çenasdanlılar'ın Kartel'i İran istilâ ve zulmünden kurta-
rıp, ülkenin Başbuğu oluşlarını da, şöyle anlatıyor: “Orpelyanlar'a (yerler
verilip çok itibar gösteriidiği) bu gibi davranışlar sırasında onlar, “Kartel
milletini toparlamakla uğraşıyorlardı. Onları toparlayıp biriktirince, Kar-
te'e zulmedenlere karşı ayaklandılar; Persler üzerine yürüyüp, onları yene-
rek kaçırttılar; ve ülkede barışı kararlı kıldılar. Bu hizmetleri yüzünden
* SAİNT-MARTİN, 11,57-63. İzahlarında SAİNT-MATİN (11.194-195 n.20) haklı ola-
rak diyor ki: “Anlaşıldığına göre Orpul'k veya Orpelyan (her ikisi de: Orplu'lar anlamında)
adı, yalnız Örpet veya Samşvilde-Kalesi'nde oturan Çin-Kolonisi Beğleri'ne verilirdi. Onlar ile bir-
likte gelen ahaliye de, Çen/Çin'li veya Çenevul deniliyordu. Hiç şüphesiz, Sarkine şehrinde yaşa-
yan ve Gürcstan tarihinde ünlü olanlar da, bunlardı.”
KÂTİB-ÇELEBİ (Cihânnümâ, 5.406), “Gürcistan "dan bahsederken diyor ki, bu ülkenin
“Bilâd-i İslâm'a muttasıl yerleri, mahlüt esnâf-i muhtelifedür; anlara Çin-Çavat derler.” Öte-
den beri: Ahılkelek, Ahıska ve Çıldır'ın Kıpçak-Agğzı ile konuşan ve eskiden “Gürcü” (Orto-
doks-Hıristiyan) dininde olduklarını gelenek olarak söyliyen yerli halkına, komşuları Kara-
papak/Terekeme ve Türkmanlar, “Çinçavat” ve bazan “Gagavan” derler. Bunlardan birinci
adın, İslâmlıktan önceki Gogaren/Kukark'k/Gogal'et denilen eyaletin g sancağından birisi
olup, bugün de Ahıska-Çıldır ve (Tuman, Pervane, Karsak gibi) göller bölgesiyle Ahılkelek
kesimlerini içerisine alan bölgenin adı olan “Çavak/Çavakh'et (Çavakh'yurdu) ve “Çenas-
dan”lı göçmenlerin “Çer /7Çin'li” adlarının birleşimi olduğu (Çin-Çava'k/Çin/Çav'lar anla-
mına Çin-Çav'at) seziliyor. Kars'ın Tuzluca ilçesinde Turabı köyü yanında, öteden beri
“Çinçavat” adı ile (1960 tan beri resmen: Köprübaşı denilen) anılan bir köy de vardır.
Ahılkelek Osmanlı Zaimlerinden eski ve soylu “Kemaloğlu” âilesinden olup, 1921 den
sonra Muş'un Bulanık ilçesine göçen Ahilkelekli Türkler'le oraya yerleşenlerden (şimdi
Prof) Dr.Muharrem ERGİN, Dede-Korkut Kitabı'ndaki “Gramer” işini, Bulanık'taki âilesi ve
Ahılkelek göçmenlerinin konuştuğu ve güzel bir Kıpçak türkçesi olan “Çinçavat-Ağzı” ile
çözmeyi denemiştir (M.ERGİN, Dede Korkut Kitabı, Il,İndeks-Gramer, 1963 Ankara,
5.373,385,411,420,464).
28 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
onları mükâfatlandırmak üzere, Söarabied (persçe:Sipeh-Bed/Ordu-Başı) ve
bütün milletin Umum-Serdarı olarak ilân ettiler. Kartel'in ilk kıralı Parnovas
(302-267) çağında Örpelyanlar, çok daha üstün şerefle taltif olundular.
O derecede ki, Kıralın dışında, bütün ülkede onlara denk veya onlarla
ölçüşebilecek hiçbir kimse yoktu”.
“Biz, Karlelkler Tarihi'nde, bunların bir hulâsasını bulduk. Çünkü,
(Kıral Bagratlı İM.) Görgi'nin kıskançlığı yüzünden Örpelyanlar, Kırallık
içinde (1177 yazında) büsbütün yokedildiler. Hattâ tarihten, bütün kitap-
lardan ve kiliselerden bile adlarını kaldırıp, belirsiz ettiler. Bu yüzdendir
ki biz, çok uğraşmalarımıza, okumuş kişilere başvurarak veya tarih muhtı-
ralarına bakarak, yahut kuşaktan kuşağa bize değin ulaşan her yerdeki an'anele-
n derliyerek araştırmalar yapmamıza ve güçlükler çekmemize karşılık, pek
az şeyler öğrenebildik. Biz, Kartlis-Çkhovreba diye anılan (gürcüce resmi ve
anonim) kroniklerden de, Orpelyanlar'ın eski tarihlerine ait teferruatla, on-
ların mâceralarının hikâyelerini ve Kartel'de yaptıkları iyi işleri, dikkatlice
araştırdık”. Fakat, fazla birşey bulamadık *.
(Kartel Başbuğu Libarit oğlu Erat/Arat, Bizans Kayseri 1l.Basil ile
ro21 de Çıldır gölü batısında erlikle savaşırken ölmüştü. Bu Arat'ın oğlu)
Orpelyanlı Ziparnıt (18 Eylül 1049 da Selçuklu-Bizans Savaşında Pasındaki
Kaput-Ru Cenginde Başkumandan olarak çok yararlık göstermiş, fakat
Selçuklulara tutsak düşmüştü. Serbest bırakılınca, Bizans Elçisi olarak
Rey'e gitmiş ve dönüşünde, Apkaz-Kartel kıralı Bagratlı TV.Bagarat'ı bir
savaşta yenip tutsak alarak, 1052 de elini-kolunu bağlayıp, Istanbul'a
göndermiş ve ülkeye hâkim olmuş; ancak Kayserin, Selçuklu tehlikesini
ileri sürerek ısrarlı ricası üzerine, 1054 te Bagarat'ın, şartlı olarak tahtına
dönmesine müsaade etmişti), Ernstavfa)i-Enstav (—Eristavlar-Eristavı/
Beğlerbeği) unvanı ile anılıyor ve “Büyük-Lipan! Orpelyan” diye tanınıyor-
du. Bunun büyük kudret ve nüfuzundan korkularak, (IV.Bagarat'ın gizli
emriyle 1060 yılında) bir savaşta, onun bindiği atın arka dizleri kılıçlana-
rak, yere düşürülüp öldürüldü. Bunun, “pek muhteşem süslü bir tabuta
konan cenazesi, kırallara mahsus bir törenle, atalarının kabirleri bulunan
(Tiflis yanındaki) Petanya Manastırı haziresine gömüldü”. Orpelyanlar,
bütün Kartel'in Başkumandanlığını yapıyor ve (Kutayıs'taki) Kıral-Sara-
yunın bütün subaylarının âmiri idiler. Onların 72 Sancaklı Yurdu vardı ve
her sancak altında, biner savaşçı toplanırdı.Bagratlı Kıralları'nın Bayrağı
ak renkli, Başkumandan hanedanının Elbeyliği Bayrağı ak ve Serdarlık bay-
“ SAİNT-MARTİN, 11.63-65.
< al
KIPÇAKLAR 29
ragı al renkte idi. Kırallara taç-giydirme vazifesi de, imtiyazlarında idi. On-
lar, “Kıralın önünde yürüdükleri sırada, ellerinde arslanbaşkı bir asâ taşırlar-
dı. (resmi) şölenlerde, yalnız Örpelyanlar'in kerevet (sedir) üzerinde oturma
hakları vardı. Halbuki, öteki bütün Beğler, (yanlarında taşıttıkları) yastık-
ları üzerine otururlardı. Onlara, gümüş tabaklarla yemek hizmeti yapılır-
dı”,
(Bütün Kartel ve Çoruk boyları Selçuklular eline geçtikten sonra, an-
cak onlara tâbi olarak Kutayıs ve Apkaz'a hâkim olan ve kaynatası Kıpçak
Hanı'nın yardımı ve ittifakı ile 1118 de 45 000 Kıpçak çerisi ile güçlenen
kıral Bagratlı) Kurucu-Davitin (1089-1125) “Büyük-Sbasalar'ı Orpelyan İvane,
kuwetlerini yeterince çoğalttıktan sonra, (Selçuklular'a tâbi Müslüman)
Türkler'e karşı savaşarak, Gürcistan'ın sınırlarını uzaklara ulaştırdı: 1123 te
Teflis'ı, (Gence batısındaki Tavus) Davuş'u, Katı, (1064 te ahalisi Sultan
Alparslan huzurunda toptan Müslüman olan Borçalı/Taşir merkezi) Z0-
reyi ve (1124 te, Arapçayı boyunda Şeddadlı başkendi) AnıYı aldı. Bu sa-
vaşlardaki başarıları, Kıral (Kurucu) Davitin kendisine karşı mevcut olan
teveccüh ve dostluğunu arttırdı. Bu Kıral, (Başkumandan) İpane'nin atala-
rından kendisine kalan (1068 den sonra ellerinde bulunan biricik mülkleri
Kutayıs doğusunda Arguet'teki Kaç bölgesinden ibaret) mâlikânesine, (es-
ki yurtları) Zore şehriyle onun çevresini ve (Lore/Loru güneybatısındaki
yaylak sarayın bulunduğu, farsça “Darvâze” deyiminden bozma adla anı-
lan) Darbas tarafındaki bir yaylağı ilâve etti; Şam-Şuyide (Sami-Şolde/Üç-
Ok) ve ona bağlı ülke, (eski Çenasdanlılar yurdu olarak) kendisinin mâli-
kânesi olmasına rağmen, Kral'ın mührüyle mühürlü bir fermanla ve ba-
badan oğula geçmek (ocaklık) şartiyle, tekrar ona verildi”. Davit ölünce
yerine geçen oğlu yiğit Demetriyus (1125-1156) da, “Orpelyanlı Başkumandan
İvane ile oğlu Sempadın, Müslümandan zaptettiği Khunan'in mülkiyet ve
verasetini, 1128 yılında onlara bağışladı. Orpelyanlar'n, başkalarında
görülmeyen ve hanedanlarına mahsus olarak taşıdıkları “Libarit/Lipari!'yİl-
Teber?)lerin, Eğgum/Elikumların ve Pürtellerin adları, Çenasdan sülâlesin-
den gelen adlar sayılırlar; öteki (Bagrat, Sempad, İvane/Yoan gibi) adları da,
Karteliiler'den aldılar”.
Kıral Demetriyus/Dimitri, 1156 da ölürken, küçük yaştaki oğlu Prens
Demna'nın, reşid olunca tahta geçmesi şartıyla, İncil üzerine andettirdiği
kardeşi /77. Görgi ye (1156-1184) kırallığı devretmiş; Başkumandan Orbel-
yanlı Sempad oğlu /vane'yi de, Demna'ya atabek ve vasi tayin eylemişti.
Delikanlı çağına giren Prens Demna ile kızını evlendirip kaynatası da olan
Başkumandan İvane, 1177 yazında “Darbas-Yaylağı”ndaki bir “gizli toplan-
30 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
u”da, “Kartel Ulularının da hatırlatması” ile, Vedahd-DemnaYı tahta geçi-
rebilmek üzere, Kıral Görgi'yi yakalayıp hapsetmek için kurduğu plânı,
açığa vurdu. Bunu duyan Kıral Görgi, bir ata binerek, başkent 7if/se
kaçtı ve (1118 de Kafkaslar kuzeyinden gelme Eski-) “Kıpçaklı Kuf(r)-Basar”
(-Saf-Bozar) adlı Kumandandan yardım gördü. Başkumandan İvane, “Dar-
bas-Yaylağı”na 100 bin asker topladığı halde, Tiflis'ten fermanlar gönderip
bol bol makam ve mülkler veren Kıral'a katılmalar yüzünden, kuvvetinin
azaldığını gördü. Bu yüzden, Demna ile gelip, Lore/Loru Kalesine kapandı
ve Genceye, kardeşi Libart ile kendi iki oğlunu göndererek, Azerbaycan-
Atabeklerinden yardım diledi. ZLore'yı Kıral ile taralflıları kuşatınca, karşıko-
yan İvane'ye, dostlarının bir okla attıkları manzum mektupta, onun eski
atalarının soyu da anılarak, şöyle deniyordu (Anılı MEKHİTAR'ın eserin-
den):
“Orpelyanlı Büyük-İvane, güçlü ve yiğit kahraman. Sen ki Çenastan-Ha-
nedanı'ndan gelmesin, yani Kartel'de yerleşen bir Kıra/-Sülâlesi ndensin, ki
Gürcistan'da o âile çok yüzeçikarak, üstün şerefler kazandı. Sen ki, Kırallar-
Sarayı'nın Ağası, (Kıral 11.) Görgi Ordusunun Başkumandanı Sın; senin huzu-
run, hayatın ve şöhretin, seni en çok ilgilendiren nesnelerdir. Bundan baş-
ka, Gürcistan'ın yarısından çoğunu teşkil eden senin mâlikânelerini” düşünerek,
sen de gel, bizler gibi Xıral Görgi'nin tarafına geç ve (Veliahd) Demna Yı
ona armağan getir”. Fakat, 1156 ta verdiği söze ve ettiği anda sâdık kalan
İvane, hem kendisinin, hem de bütün Örbelyanlar âilesinden gelen erkekle-
rin, 777. Görgi'nin buyruğu ve Eski-Kıpçakların eliyle yokedilmelerine sebep
oldu. “Örpelyanlar"ın, 7777 de Kıral Görgi tarafından imha edilmelerine de-
ğin,” onların Çenasdan'dan (çıkıp, Kartel'e) gelmelerinden bu felâket zamanına
kadar, bin yıldan çok (aşağı-yukarı 1857 yıllık) bir müddet geçmiştir”©”.
HI. Görgi'nin kızı Kıraliçe OTamar (1184-1213) çağında çıkarılan bir
afvile, 1177 de Genceye Atabek İldengiz'den yardım almaya giden Orbel-
yanlı Lıbant ile, kırgın sırasında Gence'ye kaçabilen bu hanedana mensup
kimseler,büyük vaitlerle (o Gürcistan'a çağrılarak, eski mâlikânelerine sahip
kılındılar. Adıgeçen Libart ten türeyen Beğler âilesine bu defa “Orbei” ha-
nedan adı verildi. Bunlardan “Kaplan” adlı bir kumandandan gelen nesil-
lere de, Kartel (Gürcü) diline göre “Kaplan-şvili” (Kaplan-oğlu) denilmeye
başlandı *7. Osmanlılar son olarak 1724 te bütün Tiflis Vilâyeti'ni işgal edin-
* Ayni eser, 11.75-81,87-91,97,238 n.8.
9 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.322, 334-336; SAİNT-MARTİN, 11.247 n.38.
KIPÇAKLAR 31
ce, Khıram çayı boyunca geniş mâlikâneleri bulunan bu âile, “Kaplanoğlu”
adı ile anılıyor ve çok ünlü idi 3,
XX. Yüzyılda bile, Ortodoks-Hıristiyan Gürcüler içinde en aydınlar
ve muteberler sırasında sayılan, eski “Çenasdanlı” âilelerinden gelme kişiler,
“Türk” soyundan indiklerini bilmekte ve bununla öğünerek, asıl Kartelli/
Gürcü kavmine, tepeden bakmaktadırlar. 20 yıl önce buna ait bir hâtırayı,
şöyle tesbitle neşretmiştik: “7978 Nisanındakı Trabzon Konferansında Türki-
ye Murahhas Hey'eti Azâsından (sekreter) olan Muhterem İsmail Hâmi
DANİŞMEND Beğ'in anlattıklarına göre, oraya gelen Gürcistan Hey'eti
Azâsı'ndan (Müellif ve Tarihçi Prens Kiril Leon TUMANİDZE) TU-
MANOFF adlı bir asilzâde: “— Dedelerimiz, Çin-Türkistanı'ndan gelmiş olan
Türkler'dir. Bu Gürcüler'ı, hep bizim atalarımız adam etmişlerdir. Ben de sizin 1r-
kınızdan, Türk aslından sayılırım; ve bununla bütün âilemiz fertleri, öteden beri
öğüne gelmişizdir, yollu sözler söylemiştir *”.
C — KAFKASLARA AİT KAYNAKLARDA VE COĞRAFYADA KIPÇAKLAR
/ — Sakalar, Sakasın, Afrasyab, Kamak, Kuman Üzerine :
Eski Çin kaynaklarında Su ve Se, Kaşgarlı Mahmud'da Şu diye anılan
ve adları şimdi Türkistan'daki Çu ırmağında yaşayan atlı göçebe Saka
(Scyhte/İskit) uruğu “, Asur kaynamlarında m.ö. 680 yıllarından itibaren
Aşkuzat/Aşkuza diye anılmaya başlanmıştı *!. Tevrati Şerifte (Eremya, LI,
27-28, 37) Aşkenaz ve Gog, Magog (Eremya, 1,14-15; IV, 6-7, 28-29; V, 15-
17; VE 1-4; X, 22; XITI, 20), Yunan kaynaklarında Seyihe (Skut) denilen
bu atlıgöçebeler, Azak denizi çevresindeki soydaşları Ximmerleri yurtların-
dan kovarak, onları m.ö. 720 yıllarında Kalkas dağları güneyine kaçırtmış;
az sonra da onların artçılarını kovalıyarak, m.ö. 680 yıllarında (Derbent ve
Daryal'dan ibaret) Kafkas-Geçitlerinden aşıp, Xür ve Aras boyları ile Ürmi-
ye gölü güneyine kadar yayılıp, Asurlu sınırlarına dayanmışlardı *.
* 1724 te Osmanlıların Tiflis Muhâfızı Receb Paşa'nın (adı bilinmeyen) Kâtibi, “Tırya-
ki ve Baratlu (gürcücede: Sa-Baratyano/Baratlı-Mülkü, ki buranın Ortodoks Beğlerinden
Çarlık ordusunda ceneral olan ve Şeyh Şamille vuruşan “Barat'inski/Barataşvili” adlı ku-
mandanlar ve yazarlar da yetişmiştir) Nâhiyeleri "ndeki Eristavlar'ın, hep “Kaplanoğlu” haneda-
nından olduğunu belirtir (Anonim, “Vakaayi'-i Nefis-i Ender-i Tiflis”, Süleymaniye-Esad-
elendi Küt.,2435 Sayı,y.6a).
* KIRZIOĞLU, Dede-Korkut Oğuznâmeleri, 1. Kitap, 1952 Istanbul, 1.29 n.5-c.
* A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.33-34.
* N.ADONTZ, Histoire d'Armönie (Urartu çiviyazılı kitabeleri tercümeleri mühim-
dir), 1946 Paris, s.130, 131, 285, 293.
*? Ayni eser, 5.130-131,292-295; R.GROUSSET, s.60.
32 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Sakalar'ın Önasya'ya yayılışından 200 yıl sonraları Anadolu ve İran'ı
dolaşan HERODOT”'un nakline göre, Perslerce Saka diye anılan yaman
savaşçı Skyihe uruğu, Medya hükümdarı KeyaksarKay-Khosrov) (633-584)
tarafından, onların hükümdarı Protothyas oğlu Madyas ile ilerigelenlerinin
bir ziyafete çağrılarak yemekte sarhoş edilip, hepsinin hileyle öldürülmesi-
ne kadar, Mısır kapılarına varınca “yirmisekiz yıl Asya'ya hâkim” olmuştu ©,
Bu umulmadık felâketten sonra, başsızlıktan toparlanamayıp Önasya hâki-
miyetini kaybeden ve M.Ö. 623 te doğuda Çin sınırlarındaki “Oniki İk”
de ellerinden çıkaran fâtih Sakalar**, Yukan-Dicle Aras, Kür ve Çoruk boyla-
rına çekilerek ve Kafkas dağları kuzeyindeki anakollarına tutunarak, boy-
beğlikleri halinde yaşadılar. Persli Z Daryus'un m.ö. 5ıg da Kafkas dağları-
na değin yaptığı sefer sırasında, Kafkaslar güneyindeki Saka boylarından
“Sakalar ile Kaspiler” (Aras kuzeyinde) XV .Satraplık; ve (Tebriz çevresinde-
ki) “Mattanklar” ile birlikte “Alarodyalılar ile (Çoruk bölgesinde ve adları İs-
pir'de yaşayan) Sasperliler” de, XVIII. Satraplık sayılmaya başlanmıştı ©.
Bitlis-Bingöl ve Yukarı-Aras boyu ile Çoruk bölgesinden m.ö. 400 yılında
geçen KSENOFON, HERODOT'taki Alarodyalılar'ın Pasıyan (Pasinler'e
adını verenler) ve Çoruk boyundaki Sasperler'in de “Hesperit”, “Taok” ve
“SAythen” adlı oymaklarını görmüştür “©, İskender'in m.ö.331 de Erbil ya-
nındaki meydan savaşına, İran ordusunun sağ kolunda ve en önde çarpı-
şan yardımcı askerler olarak (eski Kaspiler) A/banlar ve (Sakalar da) Saka-
sınlar, tek kumanda altında idi*”, Orta-Kür ile Aras arasındaki Sakalar'ı
STRABON, Sakasen ve bunların (Kür yukarılarındaki kardeş) batı komşu-
larını Gogaren adı ile anar“, I.yüzyıl müellifi PLİNİUS (23-79), “Ayrus”
(Kür) ırmağı boylarında oturan A/banlar'ın, buna soldan karışan Alazon
(Alazan) çayı ile batı komşuları /öer (Kartel) ülkesinden ayrıldıklarını ve
Albanların (Kür-Aras arasında yaşıyan) güney komşularına da Sakasunlar
denildiğini, belirtir *,
Aynı PLINIUS (VI, 7, 21), Kafkas dağlarına yakın yaşayan ikiz urug
olarak “XKamak (Kıpçak)lar ve Oran'lar”dan bahsettiği gibi, Kafkasların (do-
gusundaki) geçit için de, “buna (Derbend'e) Kumanya-Kapısı derler” diye
“ HERODOT,I, 103-105.
*“ A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.36,168.
“ HERODOT, INI. 93,94.
*“ KSENOFON, Anabasis, IV, ıv, 5; V,v, 17; VİL, 1, 15; Vİ, van, 25.
* ARRİANOS, İskenderin Anabasis, 111, van, 4; XI, 4, xanı, 1.
** STRABON,IL 1,1, 14; IX, va, 2; van, 4, Xiv, 4-5.
* PLİNİUS, Histoira Naturalis, VL nu, 1.
KIPÇAKLAR 33
belirtir. PLINIUS'taki bu iki kaydi, yukarıda (s.19-21) gördüğümüz desta-
ni Gürcistan tarihi “Kartlis-Çkhovreba”daki “Kıpçaklar” üzerine olan ha-
berler ile karşılaştıran merhum A. Zeki V.TOGAN, şöyle diyor: “Kıpçak
unsurunun bir kısmı, öteden beri &dil'in batısında bulunmuştur. Oguz des-
tanı'nda, Oguz Han'ın batı seferinde iken Kıpçaklar Edilin batısında Ya-
man-Su adlı bir yerde yaşayıp, şimalde İ6-Barak (Fin) kavimleri ile, cenup-
ta—Kafkas'taki— Derbend'de hudud muhafızlığı etmekle tavzif edildiği anla-
tulıyor. Bu rivayete göre bu saha, Kıpçak'ın Yurdu idi; ve oradaki kavimler-
den vergi toplayıp, Oguz-Han'a göndermekle muvazzaftı. Kendisine /ndır
(Terek-Sulak ırmakları arasında ve Khasavyurt güneyinde İndirey Kalesi) -
Tangı (Dağıstan'da Hazar denizi kıyısında Mahaçkale de denilen Petrovsk
limanı güney varoşu Targu/Khazar başkendi Samandar) adlı yerler, hâs
timar olarak verilmiştir. Oguznâme'nin zikrettiği bu mıntıkalarda Kıpçak ka-
bilesi” nin Milâd çağlarında yaşadığı, PLINIUS'un kayıtları ile teyid edil-
mektedir.... Buradaki Xamak'in, o zamanlar Mâverâünnehir'de yaşadığını
aynı PLINIUS'tan öğrendiğimiz Xamaklar'in bir batı kolu olduğundan
şüphe etmeğe mahal yoktur. Bugün Başkurtlar arasında oymak halinde
yaşayan ÜUranlar, vaktiyle Kharezmşahlar'ın Xankk uruğundan toplanan
ordusunun esasını teşkil ettiği gibi, başkaca da, Kıpçak ve Kanklıların bir
boyu olmuştur. Burada Kamak ile Öran'in yanyana zikredilmesi, bilhassa
dikkati çeker. Çünkü, 12-18.Asırlarda Uranlar ile Kamaklar, Sırderya havza-
sında da beraber yaşıyorlardı **”.
“Gürcü vakanüvisleri, daha İskender zamanında, yani M.Ö. 4 üncü
asırda Xür nehri boyunda Bunturki ve Kıpçak isminde iki Türk kavminin
gelip yerleştiğine dair bir rivayet nakletmişlerdir; bunlardan Bunturki'nin
İbtidai”*9 Türk demek olduğu ileri sürülüyor. İhtimal Sakalar'la birlikte, ya-
hut onlardan sonra Türk ismini taşıyan bir kavim buraya gelmiştir. Xıp-
şakiirin da, o kadar eski zamanda mevcudiyeti, yine imkân dahilinde-
dir””,
Amasyalı STRABON, memleketine komşu (Tokat'taki Zile) Zela şeh-
rinde bulunan Pont-Perslen'nin, buradaki “Anahit” adlı Zerdüşt Tapınağın-
da, “kurtuluş yıldönümü” olarak her yaz kutladıkları güne, “Saka-Bayramı”
dediklerini bildiriyor”? İran'da ise bu milli gelenek, X.-XI. yüzyıllarda bi-
* A. Zeki V. TOGAN, Giriş, 1. 160-161.
* Buradaki “Bun” sözünün asıl anlamı, “otokton/yerli” olduğunu, Prof. N. MARR be-
lirtmiştir (N. MARR et M. BRIERE, Za Langue Georgienne, Paris 1931, s. 615: “Boun-Turc,
le Ture autochton”).
9! Ayni eser, 1.257-258.
5? STRABON, XI, vin, 4-5; XİL, am, 37.
F.3
34 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
le canlı olarak yaşatılıyordu. Ünlü tarihini gış te yazan İranlı TABERİ
diyor ki: İran! istilâ ederek Bâbi/'e değin ilerliyen “Türk oğlu Rustam oğlu
Paşang oğlu Afrasyab”ı, İranlılar yenerek, ülkelerinden kaçırtmışlardı. Bu
yüzden “Acemler, bu tarihi Bayram-Günü yapmışlardır; çünkü A/rasyab'ın
zulmünden o gün kurtulmuşlardır. Bu gün, Acemlerin Nevruz ve Mıhncan
Bayramları arasında, Üçüncü Büyük Bayramdır”. Başka bir rivayette de:
Türkler'in Padişahı Afrasyab'ı yenen İran Şahı Key-Khusrev (Keyaksar)in, or-
dusu ile onu takip edip, “nihayet Azerbaycan'a gelerek”, “Hasif” (Ürmiye)
adlı göle kaçan A/rasyab'ın öldürüldüğü, anlatılır 3,
Asur çiviyazılı belgelerinde Bartatua/Parati oğlu Maduva (HERO-
DOTta Protothias oğlu Madyas) diye anılan Saka/Aşkuza Hükümdarının,
Saka uluları ile birlikte İrank Keyaksar tarafından öldürülmesini, birçok ta-
rihçiler gibi"*, A.Zeki V.TOGAN da, M.Ö. 626 veya 625 yılında olmuş
sayarak, şu mühim araştırma sonuçlarını verir. “Burada zikri geçen Xeyak-
sare İran destanlarındaki Keykhusrev; Maduva da, Afrasyab-- yahut onun
nâibi—; ve bu A/rasyab da, Türk (Uygur ve Karahanlı) rivayetlerindeki
Tünge/Tunga-Alb demek olduğundan, (STRABON'da anılan) bu Saka-Bay-
ramı nın, E-BİRÜNİ (1000-1030 yıllarında yazdığı üç eserinde) ve başka
müellifler tarafından 13 Tire-Mah ayında— İraniyatçılardan R. ROTH ve
F. JUSTİ'nin tetkikatından anlaşıldığına göre, 26 Haziranda—, İran Ülkele-
rinin Afrasyab tahakkümünden kurtulması Bayramı, diye anlatılan Tiregân Bay-
ramı, ile bir olduğu anlaşılıyor”.
“İranlılar, Türkler'den Afrasyab'ın kardeşi Barsgan tarafından Bey-
kentte öldürülen damadı İran Prensi Şiyavuş'un katil hâdisesini, hiç unut-
madıkları ve senenin muayyen günlerinde mâtem tuttuklan gibi; Türkler
de, Anadolu'da yahut Azerbaycan'da İranlılar tarafından öldürülmüş olan
Tunga-Alp'ın Mâlemi'ni tutmuşlardır. Orkhun Yazılarında, 714 senesinde
Uyguristan'daki Beşbalık şehrinin muhasarasından bahsedilirken, bunun,
burada (yazın) Tunga Tekin'in Yuğ Merasimi icra edilirken yapıldığı zikre-
dilmiştir. Uygurların Bezeklik teki Buddist Mabedinin duvarı üzerinde, ağ-
zında ve elbisesindeki (kan) lekelerinden bir şehidi temsil ettiği anlaşılan
bir resim bulunmaktadır. Bu resmin bir yerinde Tunga Tekin, diğer yerin-
de Tunga ol okunan yazı da vardır. Bunu ben, Londra Elsinei Şarkıyye
Mektebi Bulletinlerinde tarif etmişimdir.... Herhalde bir Önasya seferinde
“9 TABERİ, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, Zakir Kadiri UGAN-Ahmet TEMİR
tercümesi, 1959 Ankara, 1.685-687,786.
“* Meselâ: ADONTZ, 5.294-295,306; Ş.GÜNALTAY, İran Tarihi, 1948 Ankara, 1.112-
113,130.
KIPÇAKLAR 35
Medyalılar'la, Anadoluda hâkimiyet davası yüzünden öldürülen eski Saka
Türk Kahramanının hâtıraları, asırlarca yaşamıştır. Mahmud KAŞGARİ bi-
ze, bu ilk Azerbaycan ve Anadolu Fatıhi'ne ait destandan bazı Yug Şürleri
nakletmiştir. Sakalar, (Maduva/Afrasyab'ın namertlikle öldürülmesiyle bi-
ten) bu hâdiseden sonra, Anadolu'dan çekildilerse de, Azerbaycan tarafla-
rında epey zaman kaldılar. (Kür ırmağı boylarındaki) Sakasen, Gogaren
isimleri, bundan sonra da zikrediliyor. Azerbaycan'da Afrasyab'a nisbet edilen
ve eski Sakalar zamanının hâtırası olması muhtemel olan bazı mevkiler de
vardır. O cümleden: Şaberan şehri Afrasyab'ın paytahtı olarak; Aran'daki
Sengi-Surakh (Gence-Revan arasında türkçe adı ile “Karnıyarık-Dağı”), 4/-
rasyab'ın Keyhusrev ile yaptığı muharebesinde son sığınağı olarak; Tebriz
(Dışkale) kapılarından birisi de, 4/7asyab'ın kafası 'defnolunan bir yer olarak;
Urmiye/Çiçesi gölü, Afrasyab'ın garkolduğu yer olarak; Marağa yanında, bazı
yerler ve bir köprü, Afrasyab'ın yapısı olarak gösterilmiştir 55».
2) Süryani, Ermeni ve Gürcü Kaynaklarında İslâmliğa Değin Gelen: Kuzeyli,
Bulgar, Paçanıg, Barsıl, Khazir/Khazar ve Kıpçak'lar:
Makedonyalılar'ı Horasan ve İran'dan kovarak büyük bir imparator-
luk kuran Arşaklı/Parih hükümdarlarından VI.Arşak unvanlı 7 Mitndat
(160-139), doğuda Tanrıdağlar'dan, batıda Fırat'a değin hâkim olmuştu.
Bunun torunu “Büyük” unvanlı 77. Mitridat (123-868), Atropaten (Azerbaycan)
ve İberya (Kartel) ülkelerini de işgal ederek, sınırlarını Kafkas dağları'na
ulaştırmış; kardeşi Val/-Arşakı, Hazar denizi ile Kızılırmak arasındaki ülke-
lere Üçbeği olarak tayin edince, böylece Küçük-Arsaklılar hükümeti kurul-
muştu. Bu Va/-Arşakin kâtibi Süryani Mar Abas KATİNA'nın eserinden
naklen (VII. Yüzyılda) Muş bölgesinden yetişme Ermeni tarihçisi KHO-
RENLİ, şu bilgileri veriyor:
“Armenya'da ilk Arşaklı hâkimiyetini kuran Val-Arşak, son yıllarındaki
bir seferinde, “kuzeyde Kafkas sıradağları eteklerindeki geniş ve derin vadi-
lerde ve (Dağıstan'da) ovadaki halkları”, itaat altına alarak, onları vergiye
bağlayıp, kanunlara tâbi kıldı. Ayrıca onları yağma ve çapuldan vazgeçir-
terek, “kendilerine başlar ve beğlerini tayin edip, iyi bir düzen kurma”
imkânlarını da vererek, kendi ülkesine çağırdı. Böylece, “Kuzeyden gelen bu
göçmenleri, eskiden Yukarı-Pasen (Pasın/Kars-Yaylası) ve Anpayt (Ormansız)
denilen bölgedeki yeşil yaylalara yerleştirdi. Vunilu Velentur-Bulgar ahalisi-
nin burada yerleşmesinden dolayı, sonraları Vunt'un (boyunun) adı ile bu-
“9 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.167-168,455-456 n.284b-289.
36 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
ralara Vanand/Vanant denildiği gibi, buralardaki kasabalar da (Kars, Zarı-
şad, Utmus/Otmus/Yotmus gibi kaleler), hâlâ onun kardeşlerinin ve ya-
kınlarının adlarını taşımaktadır **”,
“Val-Arşak'ın oğlu ZArşak (26 yıllık bir erken başlatma yanlışı ile,
127-114)” çağında, “Kafkas sıradağları geçitlerindeki Bulgarlar (şimdiki: Ka-
raçay-Balkarlar'ın ataları) wk&esinde, büyük karışıklıklar çıktı. Bunlardan
büyük bir kalabalık” göçüp, gelerek (Çoruk boyundaki) “Gol'un altında çok
verimli ve buğdayı bol ovalara (Bayburt-Ovasına) yerleşip, uzun zaman
orada kaldılar*7”, Sonradan bunlar, Çoruk solundaki sıradağlara çekilerek,
STRABON'da (XI, 2, ı5)Paryadros ve PLİNİUS'ta “Paryadres” denilen bu
dağlara, “Barkar/Balkar/Barkhal” ve 1461 de Osmanlıların “Turabozan”
Fethi sırasında, “Bulgar-Dağı” denilmesine sebep olmuşlardır 98,
Küçük-Arşaklı ülkesi, 387 de İranlılar ile Romalılar arasında paylaşıl-
dıktan sonra, İran tâbii olarak Düwin'de tahta geçen Ârşaklı 711. Khosrov'a
karşı 390 yıllarında ayaklanan (Kars'taki) “Vanani Hanedanı”, (batı komşu-
ları Çoruk boyundaki Roma tâbii) ormanlık ve kayalık “7ay*” bölgesi
halkını da kendilerine uydurmuş; yatıştırmaya gelen Başbuğ Bagratlı Sa-
hak'ı çok uğraştırmışlardı. 420 yılında Ateşetapan Sasanlılara karşı başla-
yan Hıristiyan ayaklanmaları sırasında da, “Vanant yerlileri, kahramanca
cesaretleri ile seçiliyorlardı”. 432 deki Patrik Seçiminde, “Vanant'tan Zan-
şad (1927 den beri “Arpaçay” ilçesi merkezi) kasabalı Rahip Dırug”, başlı-
ca söz sahibi bilginler arasında idi*. Maku yanında 451 de İranlılarla ya-
pılan Avarayr Savaşı'ndaki 66 binlik Hıristiyan ordusunun dört kolundan
üçüncüsünün yiğit kumandanı, “Vanantı Tatul” idi“9, Maku bölgesinde
* Eserini 1295 de bitiren Stepanos ORBELYAN, Nahçıvan'daki “Ernçak” (Dede-Kor-
kut Kitabı, X. Boy'daki “Alınca”) sancağında da “Vanand-a-Berd” (Vanand-Hisar-ı) adlı bir
kasaba; ve ayrıca Karabağ'da Balk (Şuşa) yakınında bir “Vanand” kasabası bulunduğunu,
bildirir (S. ORBELİAN, “Histoire de la Siuni (Karabağ-Nahçıvan)”, ermeniceden çeviren
M. BROSSET, 1864 Saint-Petersburg, 1.6,12,139).
1908 de, Nahçıvan'daki 14 köylü (Onu “Tatar”/Türk, birisi yarı Ermeni ve üçü Erme-
nilerle meskün) “Vanand Nahiyesi” merkezi, 2230 nüfuslu Türk kasabası “Dost” idi ve bu-
radaki “Vanand” köyünün hepsi Türk olan nüfusu da, 1335 kişi idi (resmi Revan İli Yıllığı,
“Pamyatnaya Knijka Erivanskoy Guberniy na 1908 god”, 1908 Erivan, 111.86-87.
97 KHORENLİ, 11.6,9; R.GROUSSET, 5.216.
““ KIRZIOĞLU, “7467 Turabuzon Fethi Sırasında Fâtih Sultan Mehmed'in Yaya Aştığı
Bulgar-Dağı Neresidir?” 1961 deki VI.Türk Tarih Kongresi-Bildiriler, 1967 Ankara, 5.322-
328.
“* KHORENLİ, IL. 44, 56, 65.
“9 ELİZE, 8.bab; R.GROUSSET, s.202-206.
KIPÇAKLAR 37
482 deki Nerseh-Abad Savaşı'nda da, İran ordusunu yenen ünlü yiğit ku-
mandanlardan birisi ve en üstünü, “Vanantlı Veren” (Beren?) idi“!, “Va-
nant'ta (Sarıkamışta 1921 den önceleri Yedikilise, şimdiki Yenigazi yerin-
deki, Utmus/Otmus/Yutmus da denilen kasabadan yetişme) “Yotmus lu
Babgen”, 490-515 arasında 25 yıl Düwin'de Gregoryan Katolikosu olmuş; 506
Düwin Konsili'nde, 451 Kalkedon/Kadıköy Konsili Kararlarını reddeden ve
Bizans Ortodoksluğundan ayrılan Grigoryan mezhebinin istiklâli kararını
verdirmiştir “2.
g82 de yazılan “Hudüdü'Âdem”de, Atıl-Yayık arasındaki kesimde,
hem Müslüman, hem de “Kâfir” (Kam dininde) olup, “doğusunda B.râd-
hâ, güneyinde hazar, batısında dağlar (Urallar) ve kuzeyinde Macar (Baş-
kurt)” urugları bulunan “Vanandar” bölgesinden bahsedilmektedir “3. Mer-
hum A.Zeki V.TOGAN, Kars Vanandları için şöyle diyor: “Önasya ya vâki
eski Türk göçleri'nden biri de, --m.ö. 149-127 seneleri arasında— Edil hav-
zasından kalkıp Derbend yoluyla Azerbaycan'a geçerek, şimdiki Kars ve Pa-
sin ovalarına gelip yerleşen Bulgar ve Vanand'lar'dır ki, Ermeni müverrihi
KHORENLİ Moses'in eserinde yazılan bu kaydın, tarihe uygun olduğu-
nu, ben İbn Fadlan'a ait eserimde (Mukaddime, s. xxvu) izah etmişimdir.
(Kıpçak kolundan) Bulgarlar'a akraba olan Vand/Vanandlarin Dağıstan'da
kalan kısımları, Arap kaynaklarında Vindr yahut Vnndr-- Vanandar, yani
Vanandlar-- ismi altında zikredilmektedir. Xars Sancağı na, (1064 teki fetih-
le) Selçuklular'ın gelişine kadar hep, Vanand denilmiştir ©*”.
734 yılında lâtince yazılan “Ravennas Anonimi”nde, “Dubios” (Revan
ovası merkezi Düvin) ile, “İpirium” (İber)de “Somaskhae” (Ahıska) bölgeleri-
ne komşu olarak gösterilen “Venatoni” kesimi, şüphesiz ki, Kars'ın merkez
olduğu Vanani ülkesidir. 958 veya 960 yılında ibranice yazılan Xhazar Ka-
ganı Yusuf'un ünlü mektubunda, Xhazar Devletini kuran on ana urug arasın-
da “Bulgar'lar ve tâbi beş urug arasında da, “Vnndır"lar anılmıştır “5,
Romalı JOSEPHE'in belirttiğine göre, 73-74 yıllarında, (Kafkaslar ku-
zeyindeki As/Oslar'dan ibaret) Alanlar, güneye akın ederek Ârmenya ya gi-
rip, buranın (Iğdır-Ovası'nın kuzeyinde ve Aras solundaki başkent Artak-
©! Parpılı LAZAR, 61.bab; R.GROUSSET, 5.216.
“2 R.GROUSSET, 5.235-236.
“9 “Hudüd al-Âlem”, farçadan ingilizceye tercüme ve izah eden, V.MİNORSKY, İkin-
ci Baskı, 1470 London, s.162-163.
©4 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.168-169.
“5 A.Zeki V.TOGAN, “Hazarlar”, İA, V. 397, 405-406.
38 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
sata'da oturan) Kıralı Arşaklı Tiridat'i (52-99) yenerek, Medya ya değin ya-
yılmışlardı. Romalılar'a tâbi İber (Kartel) kıralı Mitridat da, 75 yılında baş-
kendi Meskheta'dan az güneyde Harmozika'da (Hormuzd Tapınağında) bı-
raktığı yunanca yazıtta, bu sırada ülkesini (Arşaklılar'dan gelecek mukabil
hücumlara karşı) tahkim ettiğini bildiriyor©*, Şimdi Gürcü tarihçilerinin
II. Mihridat (70-96) olarak kabul ettikleri /ber/Kartel kıralı, “Kartlis-Çkhovre-
ba”da “Azerk/Arsok” diye anılarak, bunun Kafkaslar kuzeyindeki komşuları
ile ittifakı ve onlarla birlikte Küçük-Arşaklı ülkesine akın ve istilâları, şöyle
anlatılıyor:
“Azork ile kardeşi Armazelin onaltı yıllık hâkimiyeti sırasında, (daha
önce Arşaklı Tiridat'ın zaferleriyle Kartel'den koparılıp) Armenya ya kaptırı-
lan bölgeleri geri almak üzere, (komşu) Oslar ile Lekler (Lekziler) davet
edildiler. Osfarın, iki kardeş olan Bazuk ve Abazuk (nüsha:Bazok/Parzok
ve Anbazuk) adlı devyapılı iki kıralı, ordularının başında ülkelerinden çık-
lar (Daryal'ı aştılar). “Paçanig” (Peçenekler) er ile “Cik'er” (Ciket de de-
nilen Karadeniz kıyısında ve Apkazlar'a kuzeybatıdan komşu Çerkeseli'ne
yerleşen Kıpçak boyu, Çigil'ler) de, bunlarla birlikte geldi. (Demirkapı/
Derbend yolundan ilerliyen) ZLekkr Hükümdarı da, yolu üzerindeki (Khazar
kolu) Durdzuklar ile (İslâm kaynaklarında güçlü âsi dağ kami olarak “Du-
daniye diye anılan) Dido'lari dahi birlikte getirdi. Bütün bunlar (altı Ku-
zeyli urug), gizlice Kartel'de toplanarak, Armenyalı orduları henüz toplan-
madan, onların ülkesine saldırdılar. (Arpaçayı boyundaki) “Şırakavan ve
(batısında, Çıldır gölü-Pasın arasındaki Kars yaylasından ibaret) Vanand
bölgelerini vurup, ta Bagrevand (Muratsuyu başlarında Eleşgirt-Karaköse
ovası) ve Basyan (Yukarı-Aras boyu/Pasın)a” değin bozup, yıktılar. Geri
dönerken de, “Daşi”ı (V.Yüzyılda “Daşt-Balasakan” denilen Karabağ ova-
sını), ta Nak/çıcan'a değin yağmalayıp, bozarak tutsaklar aldılar”,
KHORENLİ (11,50), bu sırada “Alanlar ile bütün Dağlılar'ın, İberya'nın
(Kartel'in) bir kesimine yerleşerek, Armenya ya hücum” ettiklerini; sonun-
da, “büyük ırmak Kür kıyısında” kuzeyde Alanlarin ve güneyinde Armenya
ordusunun bulunduğu sırada, Alan Kıralı oğlunun tutsak alınması ile,
66 J.Sandalgian, Histoire Documenlaire de ÜArmeniz des Âges du Paganizme, 1gı7 Rome,
11.537; R.GROUSSET, s.109. Bu sonki eserde, istilânın 72 yılında ve Derbend yolu ile ya-
pıldığı yazılıyor.
“7 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.65-68. M.Brosset'nin de işaret ettiği (1. 67 n.4) gi-
bi, bu Os Kıralı'nın adaşı Bizans kaynağında “Hunlar Hâkimi” diye gösterilen “Ambazuk” idi.
508 yılında Daryal-Geçidi çevresindeki “Ambazuk-Hunları”, aslında Sabirler idi (Ş.BAŞTAV,
“Sabir Türkleri”, Belleten, V.60,68-69).
KIPÇAKLAR 39
uzun görüşmelerden sonra, bu Prensin geri verilmesi ve “onbinlerce laykha
/lakha” (debbağlanmış kızıl deri) armağan edilerek, Alan Kıralının güzel
kızı “Satinig” ile Armenya Kıralının evlenmesiyle, arada barış yapıldığını,
anlatır. Biz bu son haberdeki “barış”tan, Kuzeyliler'den birtakımının Aras
kuzeyinde yerleştiğini, onların adını taşıyan yerlerden öğreniyoruz: Şırak,
Beçeni, Digor, hattâ Nakhçıvan coğrafya adları, bunun tanıklarıdır.
STRABON (XIxı,ı,yve 8), S£yih ırkından Sarmatlarin Avors ve Sırak
(Şurak) adlı iki boyunun, Kafkas dağlarına değin yayıldığını bildirir. Bun-
lar, Yase/As boyu ile birlikte, çoktan Türkleşmiş Alanlarin birliğine katıl-
mışlardı. Kuzeylilerin 73-74 yıllarındaki bu istilâsında, Kars'ın doğu kesi-
mindeki Arpaçayı (Akhuryan çayı) boylarına Sıraklarin bir kolu yerleşmiş-
ti, Bu yüzden PTOLEMEOS (V.xın, 9), burayı (156 yıllarında yazdığı
Coğrafyasında) “Sırakene” (Şırakyurdu) diye anmıştır. Ermenice kaynaklar-
da buraya “Şırak” ve (Arpaçayı'na sağdan Kızılçakçaksuyunun karıştığı ye-
re yakın ve Kızılçakçaksuyu sağında “Baş-Şüregel” kalesi yerindeki) mer-
kezine de “Şırakavan” deniliyordu“? İç-Oğuz'dan olan Arpaçayı boyları,
merkez kasabaya göre, Dede-Korkut Kitabında (X.Boy), “Şurok-avan Ucu”
ve 1514 Çaldıran Seferinden beri Osmanlı belgelerinde ve çevre halkımız
dilinde Arapçayının yukarı kesimi, “Şüreg-E£/” ve Revan Türklerince “Şöreğ-
El” diye anılmaktadır ©,
73-74 Kuzeyli istilâlarına katılan “Paçanig” adlı Türk boyundan bir kol
da, Gökçegöl'den çıkıp Revan'dan geçerek soldan Aras'a karışan Zengi-
suyu/Hurazdan çayı başındaki “Mig” (Gözel-Dere) sancağına yerleşerek,
buranın merkezi “Peçni/Beçeni” kalesine adlarını vermiştir. Buranın adı, ilk
olarak, Batı komşusu Parpı kasabasından yetişme V.Yüz. yıl Ermeni kro-
nikçisi Parpılı LAZAR'ın (59.Bahis), 485 te biten eserinde, 481 vak'aları
arasında, huzurunda din uğruna Ateşetapan Perslerle savaşılacağı üzerine
andedilen aziz papas “Peçni'i Atık” dolayısıyla geçiyor 9. Bunun bulundu-
ğu vadi, ermeni metinlerinde “Tara-Çiçek” ve Türklerce “Dere-(i) Çiçek” di-
ye anılmaktadır. 1908 Revan Yıllığı'nda, buradaki “A/a-Pars, Becni, Arza-
68 J.SANDALJİAN, 1.254; 11.538-539. Küçük-Arşaklı vakayinâmesini 392 de bitiren
(Istanbullu) Bizanslı FAUSTUS (IIl,ı3; IV,4) ve KHORENLİ (11,90), Arşaklı Büyük-Tiri-
datın, akrabasından (Arşaklı/Partlı “Karen-Bahlav kolundan) Kamsar oğlu Arşavire, 311 yı-
lında “Şırak ve Eraskhacor” sancaklarını ocaklık mâlikâne verdiğini, bundan sonra artık bura-
ların beğliğinin “Kamsar-akan” (Kamsar-hanedanı) elinde kaldığını belirtirler,
© KIRZIOĞLU, Dede-Korkut Oğuznâmeleri, 1.110-111; Kars Tarihi, 1.154-155.
” Pecni ve buradan geçen Zengisuyu/Hurazdan başlarına “Pecn'oy-Cor” (Peçni-Deresi)
denildiğini gösteren kaynaklar için bak.SAİNT-MARTİN, 1.40; 11.101,423,456-457,462.
40 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
kend, Ozanlar, Gümüş, Dallar (Deliler), Ag-Veran” adlı yedi köyün bulunduğu,
son dört köyün hep “Tatar” (Türk), Ala-Pars'ın hep Ermeni, Arzakend'in ya-
rı Türk, yarı Ermeni, 1643 nüfuslu Becninin 826 kişi ile çoğunun
Türk,kalanının Ermeni halkından olduğu yazılıdır”. Dede-Korkut Kita-
bı'nda (II.Boy) Taş-Oğuz'dan gösterilen “Bay-Becan/Peçan Beg” (Vatikan
nüshasında: “Bay-Becan Melik”)in merkezinin bu “Beçfe)ni” kalesi olması;
bunun (kuzeydoğusundaki bataklıkta “Tana-Sazı” bulunan Taryun'k/
Doğubayazıt Kalesi beği) “Kam-Bura(t) Beg”in oğluna “beşik-kertme” ola-
rak verdiği kızı “Banı/Banu(/-1)-Çiçek”in de, bu kalenin bulunduğu “Dere-
Çiçek” vâdisinin adını taşıdığı, anlaşılıyor.
Arpaçayı sağında ve Şırak/Şüregel güneyinde, bu çaya karışan “Digor-
Suyu” ile, 1954 ten beri ilçe merkezi olan eski kaleli ve Arşaklı Kamsara-
kan eseri Vİ-VİL. yüzyıl yapısı büyük kilise öreni bulunan “Tekor”/
Digor'un adı da, Kuzey-Kafkasya'daki As/Os-Alanlar'ın batı boyu “Di-
gor”dan kalmadır ki, bunlar da, anakolu Amuderya yukarısındaki “Tukha-
ristan "a adını veren güçlü uruk “Tukhar”ların bir kolu sayılıyor 2. Arpaçayı-
Digor'u ile, Kars'ın 1828 den sonra Posof İlçe merkezi olan Dugur köyü
de, 73-74 yıllarındaki Os/Alan istilâsında buralarda yerleşen Digorlar'ın
hâtırası ile anılmış olmalıdır. 2 Haziran 451 günü İran savaşına sahne ol-
duğu Vardabet ELİSE (8.Bab) ve Parpılı LAZAR (34.Bab) tarafından an-
latılan Maku yanındaki “Azar-Âyr” (Avar-Adamı) adlı köyün de, Alan
(As)ların bu istilâ sonunda burada kalan “4vorsi” boyundan kaldığı, ileri
sürülmektedir ?, PTOLEMEUS (V, r2)ta “Naksovana” diye ilk defa anılan
Aras solunda ve Maku'nun karşısındaki Nak/çıvan şehrinin de, bu büyük
istilâ göçlerinde Dağıstan'dan gelen (Durdzuklu) Çeçenlerin kendilerine
verdikleri “Mokhçı” adına”* göre anıldığı anlaşılıyor. “Nakhç-Avan” (Nakhç-
Yeri) anlamı” da, bunu göstermektedir. Arpaçayı sağındaki Digor'da da,
bir Nakhçıvan vardır.
” Pamnatyana Knijka Erivanskoy Guberniy, 1ll.go-gı. Peçni'de VI.Yüzyıldan kalma
süslü kilise için bak. E.UTUDJİAN, Armenian Architecture, çeviren, G.CAPNER, 1468 Pa-
ris, 5.36 ve Fig.30-42.
7 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.424.
7 J.SANDALGİAN, 1.253-254; 11.538.
”* (Dağıstanlı) Şerafeddin EREL, Dağıstan ve Dagıstanlılar, 1961 Istanbul, 5.36. Muhte-
rem Kazı-Kumuklu müellifin ağızdan bana yazdırdığına göre: Avarca Nokh-çı ve Kazı-Ku-
mukça Nak-çı, artçı-adam, arkada-kalan ve dümdar demektir. Komşularının Çeçenlere verdiği
adlardan: Osetçe Makalun (geri-kalan), Avarca Nak-çı (Kalı-cı), Türkçe Galgay (Kalgay) yani
Kalan/Kalıcı adları ile Çeçence Nokh-Çı (arkadaki kişi/geri kalan adam), hep ayni anlama
gelir (ayni eser, 5.6).
75 V. MİNORSKY, Nahçıvan, İA.IX.34.
KIPÇAKLAR 4
Edes/ Urfa'da 154 te doğan Sünyani BARDESAN'ın kaybolan eserin-
den KHORENLİ'nin nakline göre, Küçük-Arşaklı Valarş (194-216), “Pa-
sende Murç suyunun Aras'a kavuştuğu yerde kendi adı ile “Valarş-Avan”
(Valarş-Yurdu) adlı bir kasaba kurmuş; ve (Revan-Ovasında da) şimdiki
Ermeni Katolikosluğu merkezi Üçkilise/Eçmiyadzin yerinde) Yeni-Şehir
adıyla (sonradan) Valarş-Abad denilen şehri, “Kasakh çayı” üzerindeki
“Vartkes” bahçelerini sur içine alarak yaptırmış; sonunda, “Kuzey-Ahali-
si”nden ittifak kuran X/hazırlar ve Pafr)sı/'ların, kendi kıralları Venaseb ve
Surhab idaresinde (Demirkapı-Derbend'den ibaret) Cor-Kapısı ndan geçerek,
Kür ırmağı boyunda toplandıklarını; kalabalık yiğit bir ordu ile yetişen Kr-
ral Valarş'ın, onları kırıp bozarak, Cor-Geçidi'ne değin kovaladığı; hâkimi-
yetinin 20.yılındaki başka bir savaşta (216 da), aynı akıncıların mâhir ok-
çusu tarafından öldürüldüğü; Valarş'ın yerine tahta geçen oğlu (Büyük)
Khosrov'un (217-252), babasının öcünü almak için, hemen Armenya ordusu-
nun başına geçerek, bu düşmanlarla vuruşmak üzere, “Ulu-Dağlar”ı (Kaf-
kasları) aştığı, anlatıyor ”,
Bu haberleri inceleyen MAROUART, “Barsılk ile Khazır'k” akınları-
nın, 197-216 yılları arasında (iki defa) olduğunu kabul eder”. Khazarlar
üzerine en son ve en geniş araştırmayı neşreden Sovyet bilgini ARTAMO-
NOF, KHORENLİ'nin rusça tercümesinden bu haberleri naklederek,
“Khazarlar'ın ilk defa olarak bu iki hâdise ile 193 ve 213 yıllarında anıldı-
gını söyliyerek, Arşakl Valarş'in adını da, nedense, hep “Vakharşak” biçi-
minde yazar”, D.M. DUNLOP, XVIH.Yüzyılda lâtinceye çevrilen KHO-
RENLİ nüshasında, anılan iki hükümdarın adlarının “Venasepo, Surhako”
olduğunu; ve ilk akınlarının 148 de yapıldığını yazıyor ”.
A.Zeki V.TOGAN, 15o yıllarında PPOLEMEUS'un, “Edil havzasında
yaşayan bir kavim” diye andığı “Sabir'ler"le komşu “Borusk'lar"ın, “Bulgar-
larin diğer bir kolu olan Boroç--Boroçoğlu/ Borçalı /ar”dan ibaret olduğu-
” V.LANGLOİS, Collection des Historiens Anciens et Modernes de UArmenie, 1867 Paris,
1.57,66; KHORENLİ, 11.65. Eserini 550 de bitiren Bizans tarihçisi Prokopius (De Bell.Goth.,
IV, 3), Dağıstan-Derbendi'ni “Zur-Geçidi” diye anar.Bu ad, buradaki “Çor/So/” (şimdi Altay-
lar'daki “Şor”) adlı bir Türk boyunun hâtırası ile anılmıştır. Aşağıda (s. 51), Dağıstan ve
Şirvan'daki Çor boyundan bir kolun da, Gogaren eyaletindeki g Sancak'tan birisine ad ver-
diğini göreceğiz. “Sol Türkleri” için başlıca kaynak haberlerini, A.Zeki V.TOGAN merhum
(Giriş,1.55,75,83,174,217) vermiştir.
7 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.469 n.gıı.
” ARTAMONORF, İstoriya Khazar, 1962 Leningrad, s.115.
” D.M.DUNLOP, The History of The Jewish Khazar, 1954 Nev Jersey, s.g n.28,29.
42 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
nu belirtir89, KHORENLİ'ye izafe edilen eski coğrafyada, Kafkaslar kuze-
yinden Edil ve Don ırmaklarına değin uzayan “Sarmatya” ülkesindeki 53
boy ve oymağın adları verilip, “Eti ırmağının, yetmiş kolla denize karıştığı
ve bunun boyunda Barsel'ik (Barsel'ler)in oturduğu bildiriliyor; ayrıca ilk
üç sırada ki (ülkeye hâkim sıfatı ile) uruglar anılarak, sonunda da şu bil-
giler veriliyor: “Khazırık (Khazır'lar/Khazarlar), Bukh'ık/Bulkh'ık (Bul-
gar'lar), Barsel'ik (Barsel'ler)”. Sarmatya bahsi de şöyle bitiyor: “Kuzeyin
Hükümdarı veya Khagan, Khazır'ların Beği olup; Kıraliçe Khatun, Khagan'ın
eşidir ki, Barse/'er uruguna mensuptur!” Ermenice Coğrafyadaki bu son
haberler, Türk töresine göre mühim bir denklik (küfüv) gözetiminin de
mâhiyetini bildiriyor. Khazar Kaganları, ancak kendi hanedanlarına asâlet-
çe denk sayılan Barselier'den evlenip “Khatun” edinebiliyorlar ve ancak
bunlardan doğanlar, tahta çıkabiliyordu.
Merhum A, Zeki V. TOGAN, şu tamamlayıcı bilgileri veriyor: “Arap
kaynakları, Edi/-Bulgarları ile Khazarların mühim bir boyu sıfatiyle Barsula,
Al- Borşaliye yahut Al- Borsul adını verdikleri bir kabileyi zikrediyorlar. Bu
ismin, PTOLEMEUS'de de geçtiğini anlatmıştım. Bizans kaynakları bu
kabilenin ismini, Barsulia ve Borsulaci şekillerinde yazarlar. Edi/-Bulgarları
rivayetlerinde Baraç ve Kıpçak kabile adlarında Boroç-oğlu şeklinde yazılan
isimlerinin de, aynı kabilenin adı olduğu tahakkuk etmiştir. Mısır Memlük-
larından (1.Baybars, oğlu Berke ve Kalavun gibi) bazıları bu kabiliye
mensup olduğu gibi, Anadolu'da Diyarbekir taraflarında Borcoğlu boyu bu-
lunduğu, kaynaklarımızda gösteriliyor. Halbuki bu kabilenin mühim bir
kısmı, bugün Orta-Kür ırmağı sağında eski Gogaren ülkesinin doğu kısmın-
da, kendi adlarıyla Borçak tesmiye olunan (Tiflis-Revan arasındaki) san-
cakta Borçalılar (ve. Karapapaklar) adı ile yaşamaktadırlar. Bu Borocoğlular
da Kafkasya güneyine, eski Khazarlar zamanında geçmiş görünüyorlar 82”.
89 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.169,456 n.293.
*! KHORENLİ'ye İzafe Edilen Armenya Coğralyası, fransızca tercümesi, SAİNT-
MARTİN, 11.355-357; (daha değişik ve bütün yazmalara göre) rusça tercümesi, K.PATKA-
NOF, 1877 Sank-Petersburg, 5.35-38.
8? A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.172,456 n.293. Rahmetli A.Zeki V.TOGAN (Giriş, 1.456
n.321), ayrıca şu mühim haberi de naklediyor: (eserini 840 yıllarında yazan) İBN KHUR-
DÂDBEH, “Khazar denizi batısında bir yerde, Sasanilere (226-642) tâbi Borcân-Melik'ten bah-
seder. “Ben bu Borcân'ın, Boruç'un iranca cemi (şekli, yani Borçlar demek)olduğunu zanne-
diyorum”.
BELÂZURİ (s.195) deki bir rivayette, birbirlerine kızlarını vererek güveği olan “Türk-
Hükümdarı” ile Sasanlı Muşirvan'ın (Dağıstan'daki) “Barşeliyye” (Borçalı)de bir arada
görüştüğü; “Türk Khakanı "nının müsaadesi üzerine Muşirvan'ın, “iki ülke (Khazar ve Sasanlı)
KIPÇAKLAR 43
Öteden beri ikiz Borçalı-Kazak boylarına ayrılan ve batıda Ardahan,
doğuda Gence, kuzeyde Tiflis, güneyde Revan ile çevrili yerlerde “Karapa-
pak” (Dağıstan ve Karadeniz kuzeyindeki kolları “Karabörklü”) adıyla tanı-
nan Kıpçak uruğunun, Arşaklı Valarş çağındaki iki akınından sonra, onun
torunu olup, Hıristiyanlığı ilk defa resmi din olarak benimsediği ve devleti
yeniden kurduğu için “Büyük” unvanıyla anılan 777. Tiridat (287-330) zama-
nındaki büyük akın ve istilâda, buralara yerleşip, sulara da adlarını ver-
dikleri anlaşılıyor. Bunları, iki kaynaktan öğrenebiliyoruz. Birisi, 324 yılın-
da ölen Muş bölgesinden yetişme Süryani rahibi Klaglı ZENOB'un erme-
niceye çevrilen ve aslı kaybolan Muş-Bitlis-Ahlat'ın vak'alarını anlatan
“Daron Tarih” adlı, yılları vermiyen kısa risalesi; ikincisi de, bunun hem-
şehrisi ve 482 yılına kadarki Armenya tarihini anlatan ünlü KHOREN-
Lİ'nin tarihidir. Birincisinde istilâcılara yalnız “Kuzeyli” dendiği halde,
ikinci kaynakta, “Pafr)siller Kıralı"nın bu işi yaptığı belirtiliyor. Klaglı ZE-
NOB'un anlattıkları şöyledir:
“Arşaklı Prens Anak oğlu Aziz Greguvar”, kerametler gösterip, Armen-
ya Kıralı Büyük Tiridat'ı ve ülkesini (300-305 yıllarında) resmen Hıristiyan
yaptı, eski putevlerini yıktı. Bu sırada (Kafkaslar kuzeyindeki) “Kuzey-
Hükümdarı”, topladığı bir ordu ile, (Sasanlı 1.Şahpur'un oğlu olup, İber/
Kartel'de Kisrâ sülâlesini kuran ve Hıristiyanlığı resmen benimseyip ülke-
ye de kabul ettiren, son tesbitlere göre 300-362 arasında hüküm süren
“Meribanes”/Mihran/Mirian'dan ibaret) “İder Beği” üzerine yürüdü.
O da ülkesini bırakıp (sarp dağlara) kaçınca, Xuzey-Kıralı onu yakalamak
için, Garin (Erzurum) şehrine değin kovaladı. Buralara değin her yeri zap-
tederek, 48 bine yakın tutsak götürdü”; “İber Beği”, Kıral Tiridat'tan yar-
dım diledi. Kıralın buyruğu ile “4ö44-Uni” (Malazgirt bölgesi) Besi idare-
sinde 30 bin asker toplandı. 444-ÜUni kesimini de alan Kuzey-Hükümdarı,
altmış bin altın karşılığında burayı boşalttı. Bundan sonra da, “Kuzey-
Kumandanı/Cenerali ile Kıral Tiridat, şiddetle savaştı”. Kuzeyli, Tiridat'ın sol-
kolunu ağırca yaraladı; Kıral da onun başını (kılıçla) ikiye yardı, zaferi ka-
zandı. Bu bozgun üzerine akıncılar, “Hark” (Khınıs-çayı ile Murat ırmağın-
daki kesim) topraklarını ve “Garin şehri”ne değin aldıkları yerleri boşalta-
rak, çekildiler. Kiral Tindatla Beğler, (305-325 arasında İlk Arşaklı Patriki
arasında surlar” yaptırarak, “büyük taşlar ve kurşunla” (Derbend) “Seddi"ni demir kapılarla
tahkim ettiği, anlatılıyor. Bu “Barşeliyye”nin, Dağıstan'da Uluçay boyundaki Macalıs'ın ku-
zeyinde ve Barşlı-Özeni (çayı) solunda “Barşlı” adlı Kaytak/Khaydak şehrinin merkez olduğu
bölge veya bu şehir olduğu, anlaşılıyor (Ş.EREL, Dağıstan ve Dağıstanlılar, 5.9,25,45).
Bugün de Kaytaklar, türkçe konuşmaktadırlar.
4 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
olan) “Aziz Greguvarın yanına gelip, hep birlikte Tanrıya dualar edip,
şükranda bulundular“,
ZENOB'un, “Daron” bölgesinde yapıldığını anlattığı yukarıki savaştan
ayrı olarak KHORENLİ, Büyük-Tindat'ın “Karkar (Gogar)lılar-Ovası "nda
(Borçalı-Düzü'nde) “Kuzeyli-âsiler” ile yaptığı savaşın başında, “Pafr)sil'ler-
Hükümdarı "nın bulunduğunu belirterek, şöyle devam eder: Tiridat, (Borça-
l1/Debed çayı-Kür kavşağı bölgesindeki ovada) âsileri yendikten sonra, on-
ları kuzeydeki “Hun-Ülkesi”ne değin kovaladı. Bu kanlı savaş sırasında, Ar-
şaklı Başkumandanı (ve Kıral Tiridat'ın atabeği olup, onu Roma'ya kaçı-
ran, orada taç giyerek ülkesini kurtarmasında çok emeği geçen, Alcnik/
Silvan-Diyarbekir-Mardin İlbeği hanedanından) “Mantag-Uni'i Ardavazd”,
yaralanarak öldü. Zaferden sonra Tiridat, (kendisine ve Başkent Valarşa-
bad'a tâbi) dört büyük kumandandan birisi olan “İğerler (Kartel/
Gürcistan) Vâlisi Mihran”, Hıristiyanlığı gizlice benimsediği için, ülkesine
de bu yeni dini kabul ettirmek üzere, yerine (Meskheta'ya) gönderdi. Öte-
ki üç büyük kumandanlar ve ordusu ile, Perste (Sasanlı) “Ardaşir oğlu
(doğrusu onun sülâlesinden 11.Şahpur) Sapor”a karşı (İran'da çıkan büyük
karışıklıklardan yararlanmak üzere, 310 yılında) yürüdü **,
Biz, Arşakı Büyük-Tiridat'ın üzerine yürüdüğü “Sapor”un, Sasanlı Ar-
daşir oğlu Z Şahpur/Şapur (241-272) değil, onun soyundan 77. Şahpur (310-
37g) olduğunu, kolayca anlıyoruz. Çünkü, Tindat, Romalıların himayesin-
de 287 de tahta geçmiş ve Armenya'da 301-305 yıllarında resmen Hınsti-
yanlığı kabul ettirdikten * sonra, “Bafr)siller-Hükümdarı"nın idaresindeki or-
dularla çarpıştıktan (daha doğrusu, anlaştıktan) sonra da Pers Seferine çık-
mıştır. Biz bu Pers Seferinin, 310 yılında yapıldığını anlıyoruz. Çünkü,
O zaman, İranda büyük ihtilâl çıkmış, Sasanlı sülâlesinden erkekler kırıl-
dığı ve kalmadığı için, anasının karnında altı aylık iken, onun karı üzeri-
8 V.LANGLOİS, Coll. 1.351-355.
8 KHORENLİ, 11,85. “Aluvank” (Albanlar) tarihinde de, bu savaş anlatılarak, “Gar-
garGogaren)- Ovası"nda “Kuzeyliler ile yaman bir savaşa tutuşan” Armenya kıralı “Büyük-
Tiridat”ın, “Barsıl-Hükümdarı” tarafından kemend atılarak yakalanmak istendiği, fakat Tiri-
dat'ın onu “kılıçla ikiye böldüğü”; “Kuzeyli askerleri, Hun Ülkesi"ne değin takip edip,onlar-
dan “rehineler alıp, dostluk kurduktan sonra” da, kuzey sınırlarını güven altına aldığı, bunu
müteakıp da “Persler” üzerine sefer ettiği, anlatılıyor KALANKAYTUKLU, VİN.
Arşaklı Tiran/Tigran (339-350)ın ilk yıllarında yine, Kür boylarına yayılan “Kuzeyliler”,
dört yıl “Ağuvank (Alban/Aran) toprakları"nda kalmışken, “Armenyalıları rahat bırakmıyan
Kuzeyliler”i, Kıral Tiran, ancak metbuu Sasanlı 77.Sahpur'un yardımı sayesinde zararsız hale
getirebilmişti (KHORENLİ, IlI,12; KALANKAYTUKLU, VII).
8“ R.GROUSSET, s.115
KIPÇAKLAR 45
ne taç konarak, 77. Şahpur adıyla, Şâh ilân edilmiştir. 310 yılında bu Şeh-
zâdenin doğumunda da İrandaki karışıklıklar devam ederken, Arşaklı
Büyük (11.) Tiridat, Hemedan'a sefer ederek, (doğuda Kuşanlar hükümdarı)
“Vezerg (Buzurg/Ulu) Khakhan” ordusu ile savaşta başından kılıçla yarala-
nıp, bir parçası kesildiğinden, “Kamsar” (Kem-Ser/Eksik-Baş) lakabı ile
anılan “Beroz-Amad"ın oğlu ve Arşaklılar'ın “Karen-Pahlav” kolundan gelen
sülâlenin büyüğü sayılan akrabasını, taallükatı ile alıp, başkendine getir-
mişti “, Karen-Pahlav hanedanı başı Kamsar, vaftiz edilip Hırıstiyanlığı be-
nimsemiş ve kendisine 311 yılında “Şırak (Arpaçayı boyları) ile Eraskhacor
(Kağızman-Deresi) sancakları, ocaklık yurt olarak bağışlanmıştı 87.
“Kartlıs-Çkhovreba”da, Kartel'de IV.Sülâle olarak Pers soyundan (Sa-
sanlı) “A/kosrovlu” hanedanını kuran “Minan” (Meribanes) (300-365) ve
“Armenya Kıralı 77dat” çağında, Kuzeyden ve Derbend yolu ile gelen istilâ-
cılar, “Khazarlar” adı ile anılır; Eristawları ile Kıral Mınan'ın, Khazarlar'a
karşı çıkarak, Xwr ırmağının sağındaki “Khunan” ile “Barda” (Berda'ajyı
kurtarıp, buralara Eristawlar yerleştirdiği anlatılır#*, ARTAMONOF,
KHORENLİ'de geçen bu Valarş ve Tiridat çağlarındaki akın ve istilâlar
dolayısı ile, şöyle diyor: “Armenyaya yerleşen güçlü Bası/Barsıl boyu”,
önce IlI.Yüzyılın başlarında (216 larda), tekrar bu asrın sonlarında gelmiş-
tir; “şüphesiz ki Barsıllar, eski bir Kuzey-Kafkas (?) kabilesidir”; onların bu-
radaki varlığı, “Hunların istilâsına değin” sürmüştür*, Biz, Büyük Tiridat
çağındaki Erzurum ve Malazgirt çevresine değin yayılan büyük Barseller is-
tlâsında, Aras kuzeyinde ve Kasakçayı boyundaki başkent Valarş-A4bad'ın
da bozulup yıkıldığını; Tiridat'ın halefi ve oğlu “Kotak” (Gödek/Küçük,
Kısa) lakaplı 77. Khosrov'un (330-339), bu merkezi bırakarak, (30 km. ka-
dar) doğugüneyinde ve Gerni-çayı boyunda, 335 yılında imarı biten Düvin
(Tübin/Dübil) şehrini merkez yapmasından *, anlıyoruz. M.STRECK'in,
Düvin'in kurucusunu, “Sasaniler'den Khusrav II.” (579-590) diye göstermesi,
çok yanlıştır?!,
© KHORENLİ, 11,87.
8” KHORENLİ, Il,go; SAİNT-MARTİN, L.10g; M.BROSSET, Zes Ruines d'Ani, 1860
$.-Petörsbourg, 5.93; Ed.DULAURİER, Histoire Universelle Açogh'ig de Daron, 1883 Paris,
I,n.82
5 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.84-85,87.
8 ARTAMONOF, Historiya Khazar, 8.131.
* Bizanslı FAUSTUS, 111,8; KHORENLİ, 111.8:
9 “Dpin”, İA,II.683.
46 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Kaynak haberlerinden anlıyoruz ki: “Kuzeyliler” (eski-ermenice/grabar
dilinde: “Hisus-Ayn” — Kuzey-Adamı/ Kuzeyli ve “Hisus-Azker” — Kuzey-
Milleti/Kavmi)den “Khazır'lar ve Barsıl'lar”, iki defa Valarş (194-216) ve iki
defa da Büyük-Tiridat (287-323) çağında olmak üzere dört kez, &ur ve Aras
boylarına ve daha güneylere akın etmiş olup, sonuncusunda da yerleşmiş-
lerdir. Bunların ilk seferi, Valarş'ın geriçevirmesi ve ikincisi, onun ölümü
ile sonuçlanmıştır. Üçüncü istilâda, bütün Kartel'i çiğneyip, buranın Beği-
ni Garin (Erzurum) şehrine değin kovalamışlar ve Aöah-Uni (Malazgirt) ile
Hark (Muş-Bulanık) bölgelerini de istilâ edip, 60 000 altına karşılık, bura-
lardan çekilmişlerdir. Dördüncü istilâlarında da, (310 yılından az önce)
“Karkar- Ovası” (Khunan-Düzü) ile “Barda” (Gence doğusunda: Berda'a)
bölgelerinde savaşıp, buralarda tutunmuşlardır. İlk defa İNCİCİYAN, 7Ti-
ridat çağında Kuzeyliler ile “iki büyük savaş” yapıldığının farkına vararak,
birisinin Murat boyunda, ötekinin de kuzeyde Kür boylarında “Karkar (Go-
gar)- Ovası "nda geçtiğini anlamıştır”.
449-482 yılları vak'alarını tanık olarak anlatan ELİZE: “Hun-
Hükümdarı” (Attilâ) tâbilerinden “Khaylen-Turk” boyunun, 450 yılında
“Cor-Geçidi”ni (Dağıstan Derbendi'ni) aşarak güneye inip, Persler ile savaş-
tığını; (4-5 yıl) sonra “Cor-Ülkesi'nden (Güney-Dağıstan) gelen akıncıların
da, Kür ırmağını aşarak, “İber”e yakın “A/banlar Kıralları kışlağı Khalkhal
şehri” karşısında toplanıp, “Zophnas (Küçük-Alazan) çayı" boyunda “Pala-
sagan (Balasakan) - Kıra” (Gence-Karabağ/Aran ülkesi hükümdarı) ile
anlaştıklarını; 480 yıllarında ise, Sasanlı Perviziin, dostluklarını kazanmak
için “A/banlar-Kapısı”nı (Derbend'i) açarak, pek çok akçayı, “Khaylan- Turk
Ülkesi”ne gönderdiğini, anlatıyor?. Attilâ'nın, doğuda Derbend'den Orta-Av-
rupa ya değin yayılan Hun imparatorluğuna hâkim iken, 451 yılında Galya-
Seferi ile uğraştığı ve bundan sonra da Pers/ İran Seferi'ne hazırlanırken,
453 yılbaşı gecesinde öldüğü biliniyor**, Attilânın son yıllarında, ona tâbi
Türk boylarının, Sasanlılar ile savaşan Hıristiyan “Armenyallar'a yardım
için Kür ırmağı boylarına indikleri anlaşılıyor. ELİZE, 451 yılında Cor-Ka-
pısından aşarak “İberler Eyaleti”nde toplanan “savaşçılar”ı teşkil eden urug
ve boylardan, şu onbirinin adını anar: “Zepin (Küreli), Cep (Dede Korkut
Oğuznâmeleri'nden Topkapısarayı-Oğuznâmesi'ndeki, “Karaçug'un Cılban-
* V.LANGLOİS, Coll., 11.125, sütun 2, n.1.
9 ELİZE, LMILVML Yine ELİZE (VIM, 455 yıllarında “Khaylen-Tur/k)- Ülkesinden,
“Hükümdar soyuna mensup Pel adlı bir kişinin, (Kafkaslar güneyine geçerek) Hıristiyan di-
nine girdiğini, anlatır.
94 R.GROUSSET, 5.200.
KIPÇAKLAR 47
Tağı”/Kazbek ile ilgili), Vad, Kav, Kfa)luvar, Khersan (Komukların ve Ana-
dolu Yörükleri'nin “Korsun” oymağı ile ilgili), #lecmadag, Pask (Parsel'ık?),
Posk/Poskh, Piyukhonan (Piyu-Khun'lar), ve bütün Tavasbaran (bugün Der-
bend batısındaki türkçe konuşan: Tabasaran)”. Yine ELİZE, 452 de Sa-
sanlıların Armenya “Marzban”ı Arşaklı “Adrormiz!”in kuvvetleriyle “A/ban-
lar” (Şirvan-Aran) ülkesinde savaşanların “ZLepin'ler, Cepler, Hecmadaglar,
Tavasbar lar, Khipiovan (Piyukhonan)'lar” olduğunu, belirtir *.
KALANKAYTUKLU, “Khalkkhal şehri”ne gelenlerin, 446 da “Hunlar”
olduğunu, şöyle belirtir: 446 da “Hunlar”, “Lipnik” (Lipin/Lepin'ik-
Lepin'ler) uruğu ile birlikte Dağıstan'dan “Cor-Ülkesi”nden aşarak Kür ır-
mağı boylarına yayıldılar. Burada, “İberler (Kartel) -Ülkesi”ne yakın ve
“Ud/Uti” (Gence) eyaletinden sayılan “A/banlar Kıralları kışlağı Khalkhal
şehrine vardılar”. (Soldan Küre karışan Kambuzan/Küçük-Alazan/
Yor'dan ibaret) “Lupnas-çayı” üzerindeki ormanlıkta, “Balasakan-Hükümdanı
ordusu” ile işbirliği edip, (Sasanlı baskısındaki) “Armenyaklar”a (İran taraf-
lılarına) karşı savaştılar *,
* ELİZEJV,Vİ. Ermenice “Aziz Greguvar'ın Kütüğü ve Hayatı” adlı V.Yüzyıldan kal-
ma anonimde (XI.bab, V.LANGLOİS,IL.34), Sasanlı 77. Şahpurun yardım dileği üzerine ve
Albanlar kıralı Ürnay"ın aracılığı ile 370 yıllarında, “Alanlar (Daryal)- Kapısını geçen ve
“Hunlar-Hükümdarı "na tâbi bulunan urug ve boylardan, şunların adları anılıyor:
“1. Hun, 2. Mazkhut (Masaget), 3. Akuk, 4. Lepin (Küre), 5. Thaumadag (Toma/Kazı-
Kumuk), 6. Xupur (Kabar/Kabartay), 7. Cemah (Yemakh/Kıpçak uruğu: Yemek), 8. Kutar
(Kutur-Gur?), g. Uz, 10. Cuc, 11. Şelp, 12. Malazc, 13. Ker (Macarlar ile Dağıstan'dan Tuna
boyuna giden Türk boyu), 14. Guan”. Bunun başka bir yazmasındaki 13 urug ve boyun
adları da, şöyle yazılı: “1. Hecmedag, 2. Pukur (Bulgar?), 3. İcamah, 4. Cuc, 5. Kuzloğuz), 6.
Şelp, 7. Kluar, 8. Makuk, g. Uz, 10. Cip, 11. Mazavan, 12. Kes (Macarlar ile birlikte Dağıs-
tan'dan Tunaboyu'na göçen Türk boyu), 13. Suran (Sor/Çor'lar)”” (V.Langlois,
I1.34,1.sütun,n.6).
Eserini 330 da bitiren AGATHANGELOS (1.Bab), “Alan-Kapısı"nı aşarak güneye inen
ve Sasanlı Z. Ardaşir (226-241)in ilk yıllarında İranlılar ile savaşan “Kuzeyliler” arasında, “Le-
pinler ve “Cfilleb'ler”i de anar. ELİZE (3.bab) ve LAZAR (30.bab), 450 yılında Kür boyun-
daki savaşta, Kamsarakanlı (Şırak ve Eraskhacor Sancakları Beği) Arşavırin, “Lepin'ler Kıra-
lı'nın yiğit kardeşi Vurg”u, yakalayıp, öldürdüğünü anar.
Daha 1. yüzyılda PLİNİUS (Histoira Naturalis, VI,ro) bu “Lepin"lerin adını, “Lubisn”
biçiminde anar. Daryal doğusunda Kafkasların ilk geçidi “Mamısun-Geçidi” yerinde olduğu
sanılan Zepinler-Kapısı, BELÂZURİ(s.195) de, Şirvan ile Alan-Kapısı arasında Lebin -Seddi” di-
ye gösterilerek, burayı, Sasanlı /. Kubad/Kavad'ın (488-531) yaptırdığı nakledilir. Bu boy ve-
ya uruğun adındaki “in” sonekinin, Kıpçak ağzı ile oluşu--ler/lar anlamına çokluk belirtir-,
(İlepin/Elepin adında ilk ses yutularak) Lepin'lerin Türklüğünü gösterse gerektir.
* KALANKAYTUKLU XVII; R.GROUSSET, 5.199-200. A.Zeki V.TOGAN'a göre,
Khıram-Kür kavuşağındaki (Kızlar-Kalesi de denilen toprak-hisarlı) X&unan şehrini, 446 da
buraya yerleşen Hunlar, kendi adları ile kurmuşlardır (“Azerbaycan”, İA,11.98). Mar Abas
48 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Parpılı LAZAR'da (58,60,62), “Hunlar” ile savaştığı anlatılan “İberler
Ülkesi Kıralı (Sasanlı/Khosrovlu sülâlesinden) Vakhtang” (450-503) çağında-
ki vak'alar, “Kartlis-Çkhovreba”da, “Khazarlar, Oslar, Kıpçaklar, Paçanigler,
Cikler, Lekler ve Persler” ile geçmiş gösterilerek, anlatılan mübalâgalı savaş-
ların özeti şöyledir: Khosrovlu VW. Mirdat (Mihridat) oğlu “Gurg-Aslan”
(Kurt-Arslan) lakaplı 2. Vakhtang, 53 yıl Kartel'de hüküm sürmüştür. (Tahta
geçtiği sırada) 16 yaşında iken, “Spasbet” (Başkumandan) olan “Cuvanşer”
ile birlikte (kaynağa göre 446, son tetkiklerdeki tesbitte 450 yılında) 100
bin atlı (?) ve 6o bin yaya (9) ile kuzeyde “Ose0”e (Oslar Ülkesi'ne) sefere
çıktı (Kartel'i istilâ eden ve başkent Meskheta şehrini bozup yıkan) “Kha-
zar-Yardımcıları” ile (Tiflis kuzeyinde ve Daryal-Geçidi altındaki) Aragwt-
Ovası'nda karşılaştı. Buradaki meydan cenginde, er dileyen gerçek bir
“Golyat” (Tevrattaki devyapılı pehlivan) gibi olan “Khazar-Tarkhan”ı, arka-
sından da, aynı heybetteki “0s-Bakatar”ı (Os-Bagatırı) adlı pehlivanları
öldürerek savaşı kazanan Kıral, “Oslar” ve “Kıpçaklar”ın istilâsını önlemek
için, “Owset-Kapısı” da denilen “Daryan” (Daryal)-Geçidini tahkim ederek,
yüksek surlar ve kulelerle donattı. Bundan sonra, artık “büyük Os ve Kıp-
çak milletleri” bu Geçidi aşamadılar. Bundan sonra Vakhtang, “Irmak” (Ku-
ban) boyunda, “Ciket”e komşu bulunan “Paçanigler-Ülkesi"ne vardı. Dört
ay süren bu sefer sonunda yapılan barışa göre, Vakktang, 30 bin (9) Oslu
tutsağı vererek, buna karşılık, önceden tutsak giden kendi Kızkardeşini
esaretten kurtardı. Yeni başkent olarak, (469 da) sıcak kaplıcalar yerinde
“Tbilisi-Kalak”ı (Tiflis-Şebri'ni) imar ettirip, eski başkent Meskheta'ya da,
“Spaspet Cuvanşer ”i, askerleri ile birlikte muhafız bıraktı *,
Vakhinag çağında Kartel ile çevresindeki Khazar, Kıpçak ve Paçanig (Pe-
çenek) uruglarının akın ve savaşları, 460 yıllarında Ural dağları doğusun-
daki yurtlarından göçen Sabır Türkleri'nin 463 te Kafkaslar bölgesine gel-
mesi ve “Akaçir (Akaçeri)” uruğunun 465 te, Saragur (Sarı-Ogur) ların da
468 de Kafkaslar güneyine geçmeleri” ile ilgili gözüküyor. “Kartlis-Çikhov-
reba”da, Kartel Kıralı Vakhtang'ın “Gurg-Aslan” lakabı üzerine verilen bil-
KATİNA'dan (M.Ö. Il. Yüzyıl) naklen KHORENLİ'de (11,8) bu şehrin adının “Henar-a-
gerd” (Henar/ Hunar-yapı-sı) ve KALANKAYTULU(M, HOVHANNES (XXII) ile Stepanos
ORBELYAN'da (H.de la Siounie, 5.7) “Hunar-a-kert” diye yazılması, burayı yine Hun ko-
lundan “Hunar'ların kurduğunu gösterse gerektir.
97 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.148-160,177.
98 Şerif BAŞTAV, Sabir Türkleri, Belleten, (sayı 17-18, Ocak-Nisan 1941), V.58-59;
A.Zeki V.TOGAN, Azerbaycan; İA, 11.98; Giriş, 1170; LRÂSONYI, Tarihte Türklük, 1971
Ankara, s.88-89.
KIPÇAKLAR 49
gi de, çok dikkate değer: Bu Vakhtang, “önünde bir Kurt ve arkasında bir
Arslan” tasviri bulunan altın taç giydiğinden, (farsça) “Gurg- (türkçe) Aslan”
lakabıyla anılıyordu. Tolga/miğfer biçimindeki bu tacı ile savaşan Vak/-
lang, “Kartel üzerine gelen Persler"i, de yendi. Bu yüzden yeni bir savaşta
ondan çok sakınan Persler, şöyle diyorlardı: “Dür az Gorg-Asal (Sar), yani
Kurt-Başlı'dan uzak” kalınız”, Başlıkta “uğur getirsin” diye “kurt (böri”
tasvirinin bulundurulması modası, Ahazar-Kıpçak gibi Türklerden Kartelli-
İer'e geçmişe benziyor. Sovyet idaresinde Gürcüler, başkentlerinde “7Tb/-
sinin “kurucusu Vakhtang Gorgasal"ın tunçtan muhteşem bir atlı heykelini
dikmişlerdir !©9,
Kök-Türkler gibi Böri/Kurt başlı bayrak taşıyanlardan çok önceki Türk
kahramanları timsalinin, FİRDEVSİ(934-1020) ve SE'ÂLİBİ (961-1038) gi-
bi İranlıların naklettiği eski İran destanlarında, İsfendiyar'in hasmına,
“Gurk-Sar” (-Kurt-Başlı) denildiği, biliniyor !9!,
Süryani-Yakübi anoniminden 569 yılında Belâgatçı ZAKHARİYA'nın
kilise tarihine alınan bahiste, Aras ırmağı ile kuzeyde Dağıstan-Ovaları? na
değin uzayan yerlerdeki urug ve boyların dilleri, dinleri ve adları için, şu
değerli bilgiler veriliyor: Gurzan (İber/Kartel), Armenya kesiminde (kuzeyin-
de) olup, dili yunancaya benzer (Ortodoks olduklarından, Bizans/Rum te-
siri altındadırlar); küçük-kıralları Hıristiyan olup, Pers hükümdarına tâbi-
dir. Âran veya Ara (Kür ırmağı solundaki Şirvan/Albanya) da, Armenya
kesimindedir; ayrı bir dili var ve mümin Hıristiyandır. Küçük Kıralı, Pers
hükümdarına tâbidir. Onun karşısında (Kür ırmağı sağında) Sis(a)gan
(ELİZE, TI, VII ve KHORENLİ, II, 60'daki “Palasagan”, KALANKAY-
* M. BROSSET, H.de la Göorgie, 1.177-178. Kartel tarihini tercüme ve izah eden
M.BROSSET (ayni yer) diyor ki: “Gorg-Asa/” aslında “Loup-Lion” (Kurt-Arslan) anlamında-
dır. Birtakım müsteşrikler bunu, “Gorg (Gürcü)- Arslanı” manasına alıyorlar.
“Cihan Tarihi” adlı eserini 126g da bitiren Ermeni tahibi VARDAN (L.bahis), “İber
(Kartel//Gürcü) Kırallar” bahsini, onların kitabına göre” anlatırken, şöyle diyor: “Vakhtang'a
iranice Xurk-a-sar derler ki, Kurt-baş(I)ı manasına gelir. Başındaki, miğferin ön tarafında
Kurt ve arka tarafında da Arslan şekilleri vardı” (Hrand D.ANDREASYAN, “Müverrih
VARDAN, Türk Fütuhatı Tarihi 884-1269, Istanbul Ed. F. “Tarih Semineri Dergisi”, sayı
1/2, 1937 İstanbul, 5.166).
199 Ahmet ÖZKAN (Melaşvili), Gürcüstan, 1968 Istanbul, s.165, heykelin fotograf ve
yazısı,
19! A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.106. Aslında “Başkırt (Başgurt) Beş-Ogurlar manasına-
dır; fakat İran efsanelerinde, Hazar denizi şimalinde Gurksar/Kurtbaş isminde bir kavim ya-
şadığı hakkındaki rivayet, bu ismin üzerinde yapılan Kurt-Baş/Baş-Kurt etimolojisinin, çok
eski olduğunu göstermektedir” (A.Zeki V.TOGAN, Başkırt, İA, 11.328-329).
F.4
50 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
TUKLU, XVIV'deki “Balasakan” denilen, Gence-Karabağ ülkesi), kendi di-
liyle konuşur; Hıristiyan olmakla birlikte, Putapan ahalisi de vardır. Deniz
(Hazar-Denizi) ile Kaspi (Derbend) -Kapıları'na yakın ve Hunların mülkü
Bazgun (İslâm kaynaklarındaki “Abaskün”)da, kendi dili konuşulur.
(Derbend ve Daryal geçitleri kuzeyinde) Kapılar-İçi'ndekiler: 1 —
Burgar (Bulgar) lar, kendi diliyle konuşur; ahalisi Putatapan ve yabanidir
(yerleşik değildir); onların (yerleşik bölüğünün) beş şehri vardır (Targı/
Tarku/Çamandar,Indır/Endirey/Balangar,Etil bunlar içinde olmalı); 2 —
Dağlarda oturan. Dadu kavminin (Kartel kaynaklarındaki Dido, İslâm
eserlerindeki güçlü ve âsi Dodaniye denilen Avarlar'ın güney komşuları),
hisarları vardır; 3 — Ungur (On-Ogur) halkı, çadırlarda yaşar; 4 — Ugar
(Ogur); 5 — Sabar (Saber/Sabir); 6 — Burgar (Karaçay-Balkar); 7 — Aur-
targar (Tokur-Gur/Tokuz-Ogur); 8 — Abar (Koy/Koyun-Suyu boyundaki,
ünlü Şeyh-Şâmil'in de mensup olduğu Türk urugu Avar), g— Kasar
(Khazar); 1o — DirmarAlazan başlarındaki “Çanar”, arapça kaynaklardaki
“Sanâriyye”?); 11 — Sarurgur (Saru-Ogur); 12 — Bayarsık/Bagrasık (ermeni-
ce kaynakların “Parsel/Barsel'ık” ve Bizanslıların “Barsel't*—Barsel'ler
adıyla tanıdığı Barsıl/ Borçalı denilen Kıpçak boyu); 13 — Kulas/Kholas
(Khazar-Kıpçak boyu Kalıs/Kalız, Kars güneyinde “Kalısvan”/Kağız-
man'da adını yaşayan; bir dalının bugün Dağsıtan'da ve Şirvan'da
Türkmenler topluluğu içindeki “Khalıç” oymağı ataları); 14 — Aödal ve
15 — Ephtalith; (“Ungur”dan başlanarak anılan son) onüç ahali, çadırlar-
da oturur (göçebedir); geçimlerini sürülerinden, balık ve yaban-hayvanları-
nı avlamadan, ayrıca yağmalardan sağlarlar” !92
3 — İslâmliktan Önceleri Bilinen Coğrafya Adlarında Türklerin İzleri :
İslâmlığın doğuşundan sonra, 626-799 arasındaki Khazar akın ve yer-
leşmelerinden, ayrıca bahsetmeyeceğiz 9, Buraya değin gördüğümüz İk
Türk-Kıpçak uruglarının, Kür ve Çoruk ile Aras boylarındaki yerleşmelerin-
den kalan ve çoğu etnik kökten gelen coğrafya adlarından, İslâmlıktan
önceleri bilinenlerden en az şunlar, Türklere aittir.
ı — Askur'e/Azgur: Ahıska'dan aşağı, Kür boyundaki boğazda olup,
buradan ötesi (aşağıda kalan) Kür boyu, asıl Kartel (Gürcistan) sayılır. Es-
12 Ed.CHAVANNES, Documenis sur les Tou-Kiue/Turcs Occidenlaux, 19o3 S.-Petörsbo-
urg baskısına göre aynen yeni Paris baskısı, 5.250 n.4.
"93 Bunlar için, Gürcü ve Ermeni kaynaklarından da faydalanılarak, “Kars Tankı” ki-
tabımızda (1.205-210, 219-225, 227-228, 247-250), yeterli bilgi verilmiştir.
KIPÇAKLAR 51
ki Kartel/İber ile Ararat eyaletleri arasındaki Saka urugu “Gogarlar"ın
adıyla anılan Gogaren ülkesindendir. KAŞGARLI (1.56)da ve MUBA-
REKŞAH'da “Yazgır”, sonraki kaynaklarda “Yazır” adlı Oğuz boyunun
eski adı ile. PLINTUS ve ARRIANOS, Rize doğusunda (bugün, “Askaros”
denilen ve üzerinde 15 köy bulunan) “Askur'os Çayı"ndan bahsederler, ki
bu haber çok mühimdir. Bir Askur da, Kakhet'te Kür boyundandır.
2 — Balasakan V.yüzyıl kaynaklarında Gence-Karabağ bölgesinin adı
olarak geçtiğini, yukarıda (s. 46) gördük. Arapların “Khazar dili”nin
konuşulduğunu bildirdiği bu addaki “Mugan şehri”ni, A.Zeki V. TOGAN
(Giriş,1.170), “Ortaasya'nın Balasagun” uyla adaş sayar.
3 — Çop Deresi: Gogaren eyaletinin g sancağından birisinin adıdır. IV.
yüzyılda FAUSTUS (III, 12; V, 50) ve sonraki ermenice kaynaklarda da
geçer. MAROUART (Skizzen, 5.28), doğru olarak bu sancağın, eski “De-
bed” ve şimdiki Borçalı-Çayı'nın sol kollarından birisi üzerinde bulunduğu-
nu yazar. Kök-Türklere itaat ettiği Orkun-Yazıtlarında belirtilen Sırderya
sağındaki “4/4-Çop” birliğinden bir kol; ve 5go da Göktürkler'e sığınan
İran Başbuğu Horasanlı Behram'ın mensup bulunduğu Çoöın kabilesi ile
“Temürnâme”lerde geçen “Ak-Çop” (şeklinde) ve “Kare-Çop” (Gökçe-
göl yanında) adlı yerlerin de bu urugla ilgili adı taşıdığını sanıyoruz.
4 — Cor/Çor-Çayı: Bu da,Gogaren'de ve Loru'dan geçen çayın adıdır.
Dağıstan-Derbendine “Cor/Çor/Sol-Kapısı” adını verdiren ve İslâm kaynak-
larında “Sol-Türkleri” denilen boy ile, Borçalı'daki bu çayın adı ilgili
görülüyor. “Çoruk” (— Çorlar) ırmağı adı da, bunlardan kalmadır.
5 — Khalkhal: V. yüzyıl metinlerinde Orta-Kür boyunda kışlak şeh-
rin adı olarak geçtiğini gördük. Tebriz-Gilan arasındaki Tarum bölgesinde
bir “Khalkhal” şehri ve Nakhçıvan'da da bir adaşı vardır. Bu ad, “türkçe
Kalgan” ile izah ediliyor !©*,
6 — Khunan: Borçalı'da bugün Kızkarlası denilen ve Kür-Khıram ka-
vuşağında, eskiden yanaşılmaz yarımada üzerindeki Toprak-Kalale'li
müstahkem şehirdir. Buranın “Hunlar” anlamına gelen adı, BELÂZU-
Rİ'de (5.202) de geçer.
7 — Kalarç'et (Kalarç-yurdu): Ardanuç-Artvin ve Borçka kesiminin ta-
rihi adıdır. AGATHANGELOS, 305 yıllarında Arşaklılar elindeki “Ka-
larç”ın da, Hıristiyan olduğunu (102.bab) yazar. Öteden beri Çoruk bo-
16 A. Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.169; MİNORSKY, “Tarım”, İA,XI.773.
52 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
yunda bu kesimden denize esen ve nemli bulutları dağıtan yele, Batum-
Rize arasındaki bütün yerliler, “Kalaş/Kalaç-Yeli” derler'**. Gogaren'in 9
sancağından birisi Kalarçet” idi. Bu da, Kalaç denilen İkiz Oğuz boyu adının
“*r” sesiyle anıldığını gösteriyor (arslan/aslan, varşak/vaşak, kurşak/kuşak
gibi). PTOLEMEUS'ta (V, xn, 4) buraya “Kalarzen” denilmesi, yunanca-
da “ç”sesi yerine “z” kullanılmasındandır.
8 — Kalız-van (Kağızman): Kars'ın güneyinde, Aras sağındaki eski
“Toprak-Kale”nin ve kasabanın, 863 ten beri (Taronlu Asolik, 1.136) bili-
nen asıl adı “Ka/z/Kaluz-van'dır. Bunun, Hun-Khazar birliğinde ve çoğu
Khorezm'de bulunan Kıpçak boyu “Kalıs/Kvalıs/Kalız'ların adını taşıdığı,
bellidir. “Galiçya” ya ad verenler de, bunların oraya yerleşen bir kolu idi.
g — Kamak/Kamakh: Orta-Çoruk kesiminde, Penek kuzeyinde, Os-
manlıların XVI. yüzyıldan sonra Sancak merkezi olan “Kemakhıs-Kale-
si”nin, Vakhtang (450-503) çağında “Kamak” diye geçen adıdır'*, Bugün,
Kâmkhıs denilmektedir. Bunun, Kıpçakların Altaylar kesimindeki kolu “Ki-
mek/Kemâk” uruğu adı ile ilgilil olduğu bellidir. Dağıstan'da, Derbend'in
batı yanında bir nahiyenin adı da, “Kemakh "ırki, PLİNİUS (x1, 19, ta
anılan “Kamaklar”dan kalmadır. Erzincan'daki Kemakh (Anı) da, öyle.
10 — Kankar'k/Kankar'nı (Kankar'lar): Gogaren'deki g sancaktan en
güneydeki olup, Çıldır gölü doğusunu ve Arpaçayı başlarını ihtiva ederdi.
Süryani Mar Abas KATİNA'dan (m.ö.Il.yüzyıl) naklen KHORENLİ, Val-
Arşak çağında “Kankar” bölgesinden, 480 yıllarında da Parpılı LAZAR
(62. bab), “Kankar'k” (Kankar'lar) Sancagı”ndan, Gürcü kroniki ise 1064
Alparslan fethi'nde buradaki “Kangar'nı” (Kangar'lar)den bahseder. Bunun,
hem Peçenek, hem de Kıpçak kolundan sayılan Kangar/Kenger boyunun adı-
nı taşıdığı, bellidir.
11 — Kasakh çayı (Revan'da): KHORENLİ (11,65), Arşaklı Valarş tara-
fından(200 yıllarında) yaptırılan yeni başkent Valarş-abad'ın “Kasakh-çayı”
kıyısında kurulduğunu yazar. Bugün de Eçmiyadzından geçerek Aras'a ka-
rışan bu suya “Kasakh/Kazakh” denilmektedir. İlk “Khazir-Parsel” göçlerin-
99 Hüseyin SARAÇOĞLU, Doğu Anadolu Cilt 1, 1956 Istanbul s.XIX.Artvin'de Borç-
ka ilçesinin Murgul bucağından yetişme halk şâiri “Murgullu Mehmet Ali (1830-18g0)”
(M.Âdil ÖZDER-Abdullah AYDIN, “Artvin İli”, 1969 Ankara, 5.75), iki şiirinde, Çoruk
aşağısından Karadenize doğru esen keskin kuru yele, “Reyh-i Kalaş” ve “Kalaş” demiştir. Ba-
tum-Hopa ve Rize denizcileri, çok dalga yapan “Kalaç/Kalaş-Yeli"nden pek korkarlar (1966
da, buralar halkından tesbit edilmiştir).
1 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.169.
KIPÇAKLAR 53
den bir Xasak oymağının hâtırasını taşısa gerektir. Bunun başlarında ve
Alagez dağı doğusundaki bölgenin adı da, “Ağaran” (— Abarlar)'dır.
ııa — Kasak (Gence'de): Kür sağındaki Borçalı-Kazak boylarına men-
sup Karapapaklar'n doğu kesiminin merkezi şehir ve buradan geçen çayın
adıdır. 646 daki ilk İslâm fethinde (BELÂZURİ, s. 202) ve Ümeyyeli Mer-
van'ın 737 de 150 binlik ordusuna üssolan, Berde'a-Tiflis arasındaki “Aa-
sak şehri” de, burasıdır !9?,
12 — Parkhar/Parkar/Barkhal: Arşaklıların ilk çağında M.Ö. Tl. yüzyıl
sonlarında Dağıstan'dan gelen “Bulgar” kolunun (Dağıstandaki Karaçay-
Balkar/ Barkar) “Bargar/Barkar” boyunun, Bayburt ve Çoruk solunda yer-
leşmesinin coğrafyadaki hâtırası. 452 yıllarında “Khaldı (Gümüşhane-Trab-
zon) yönünde Barkhar dağları” (Parpılı LAZAR, 37) ve 1054 Selçuklu akınla-
rı sırasında “Parkhar” (ARİTAGES), bugün de “Barkal” diye anıldığını
görmüştük. 1461 de Fâtih, burada aşarken ona, “Bulgar-Dağı” deniyordu.
ı3 — Sıgnak: Şeki-Tiflis arasında ve Kür solundaki Kakhet kesiminin,
Selçuklu fetihlerinden önceki bölge ve merkezi olan şehrin adıdır. Gence
Emiri Şeddadlı Şavur'un (1020-1067) sarayında yıllarca kalan Gurgan Emir-
lerinden KEYKAVUS, 1080 yıllarında yazdığı “Kabusnâme”sinde, her
milletten kul ve karavaşlarının özelliklerini anlatırken diyor ki: “Cümlesin-
den yüreklisi, Türkler'dir. Ve cümle cinsten belâya katlanıcı ve dertli efen-
disinin her haline muvafıkrak, Sıkhnakk'dır, yani (Ortodoks-Hıristiyan
mezhebinde) Gürcü'dür!98». Aşağı Sırderya'daki “Sıgnak/Sugnak” şehriyle
adaş olan bu Kür-Sığnakı, ı55ı Tahmasp seferinde “Sıknak” diye anılı-
yor!*. Bir Sıgnak da, Karabağ'da Aras'a yakın yerde vardı !!9,
14 — Taşır” (Taşir'ler)/ Daşirli: Borçalı bölgesi, merkezi Loru/Lore ka-
lesidir. Taşirdiler, m.ö. g3 te Kartelliler'e karşı ayaklanmış ve Arşaklı sülâle-
sinin Meskheta tahtına geçmesine yardımcı olmuşlardı '!!, Bu sancak, Go-
garen'in g bölgesinden birisiydi. PPOLEMEUS (V,xın,9), “Tosaren” (—To-
şaryurdu) diye anar. ELİZE (VII) ve LAZAR (38,43), 482 de buradaki
197 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.469 n.311.
108 “Kabusnâme”, XV.yüzyl Mercimek AHMED tercümesi, neşreden Orhan
Ş.GÖKYAY, ikinci basım, 1966 Istanbul, 5.58,148-149 (nâşir, yanlış olarak “Sı(k)htakli”
okumuştur).
19 İskender MÜNŞİ, Âlem-Ârâ, 1.83.
19 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 11.145,148.
1! Ayni eser, 1.48.
54 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Vfe)ren” adlı ocaklı sancakbeğinin, “Daşırk ırkından” olduğunu belirtirler.
Bu sancağa ermenice metinlerde, “Taşır” yani Taşır'ler denilmesi de,adın
etnik olduğunu belirtir.
15 — Tukhar'k/Tukharis: Çoruk sağında Şavşatin eski merkezi ve
bugün Veran-Kak denilen yerdir. Destani Kartel tarihinde, İskender çağın-
dan beri adı “Tukharis/Tokharis” diye geçer. Ortaçağ ermenice metinlerin-
de “Tukhar'k” yani Tukhar'lar diye anılması, adın bir kavmi bildirdiğini
gösteriyor. Anakolu Batı-Türkistan'da “Tukhanistan”a adını verenlerden
Tukharlar'ın, ilk “Khazar-Türk” istilâsı sırasında buraya gelen bir bölüğünün
yerleştiği bölgenin merkezi olduğu anlaşılıyor. Resmi Akkoyunlu tarihin-
de, 1352 yıllarında “Turabozan”lıların şehid ettiği anlatılan “Dukharlu Yu-
suf” adlı beğin mensup olduğu boy ile, Yazgur/Yazır ile kardeş sayılan
Oğuz boyu “Döger/Dokar” ile de ilgili olabilir. A.Zeki V.TOGAN, “herhal-
de Alan(As) ve Dökerler, Aryani kavimler ise, onlar Uzakdoğuya gitmeden
önce batıda Türkler arasında uzun zaman yaşayıp, Türkleşmiş bulunuyor-
lardı” diyor 12,
16 — Vanand: Merkezi Kars şehri olan ve Çıldır gölünden Pasın'a de-
ğin uzayan yerlerin bölge adı olup, M.Ö. Il. yüzyıl sonlarında Dağıs-
tan'dan göçen Bulgar-Vanand/Vanant uruğunun yerleştiği yerlere, Selçuklu-
lara değin verilen addır. Yukarıda, M.Ö. II. yüzyılda gelişlerini ve 1064
Selçuklu Fethi'ne kadar Kars Yaylası" nın bunların adıyla anıldığını
görmüştük. (56. nota da bakınız).
12 A.Zeki V.TOGAN, Oğuz Destanı, 8.102.
11. BÖLÜM
KÜR VE ÇORUK BOYLARINDA SELÇUKLU FETİHLERİ
(1064-1080)
VE SON-KIPÇAKLARIN BATIYA GÖÇLERİ
A — SELÇUKLULAR'IN YUKARI-KÜR VE ÇORUK BOYLARINI FETHİ
Oğuzların Üç-Oklar/İç-Oğuzlar kolundan Kınık Boyu'ndan çıkan Selçuk-
lara, İran üzerinden ilerleyip Anadolu ülkesini fethederek, burada ebedi
bir Türk-Ef'ni, bugünkü Türkiyeyi kurma şerefi nasip oldu. Bu arada,
bütün Aras, Kür ve Çoruk bolarını da fethettiler. Atlıgöçebe yaşayışa bağlı
ve çok büyük sürülerin mahsulleriyle geçinen Türkmen/Oğuz Boyları'na da-
yanan Selçuklular, bunların yersiz-yurtsuz çok kalabalık obalarına, İran,
Irak ve Azerbaycan'daki yerli Müslümanları incitmeden, İslâmın “Gazâ Far-
z”nı da yerine getirebilmek şartiyle, barınacak yurt bulmak için, çok uğ-
raştılar. Başlangıçta, Sirderya'nın aşağı kesimlerinden Horasan'a geçerek;
burada, Gazneli-Türk İmparatorluğu topraklarına zorla yerleşmeğe mecbur
kaldılar. Aradaki uzun ve kanlı savaşlardan sonra, Mayıs 1038 de Gazneni-
kri yenerek İstiklâl kazanan Selçuklular, Horasan'da tutunup, Mişaburu
başkent edindiler. 23 Mayıs 1040 Cuma günü Dandanakan Zaferi ile de,
Gaznenileri, artık bellerini doğrultamaz derecede ağır bir bozguna uğrata-
rak, İmparatorluk kurdular; ve 1041 de Rey şehrini başkent yaparak, ağırlık-
larını batıya doğru kaydırdılar !.
i) Selçuklu Fetihleri'nden Önce Bölgedeki Siyasi Durum, Bizanslıların Do-
ğu'da İlerlemesi ve İlk Selçuklu Zaferi :
Bu sıralarda Çoruk, Kür ve Yukarı-Aras boylarında siyâsi durum, şöyle
idi:
a — Merkezi Gence olan ve Hazar denizinden Gökçegöl'e değin hâkim
bulunan Şeddâdoğulları Emirliği (951-1088), Ağrıdağı kuzeydoğusundaki
Düvine de hükmediyor ve Kür boyunda Kazak-Çayı ile, Taşır-Bagratlıla-
n'na komşuydu. Sağlam sünni ve yüksek bir gazâ ruhu taşıyan, başlan-
gıçtan beri de Selçuklular'a yardımcı ve kılavuz olan “Eö4-Usvâr” (Bizans-
lılarca: Aplesphares, ermenice kaynaklarda: Ap-Usvar unvanlı Şavur (1021-
! Akhbâr, s. 2-9; Mehmet A.KÖYMEN, Selçuklu Devri Türk Tarihi, 1963 Ankara, s.
13-16, 23-53; İİKAFESOĞLU, Selçuklular Tarihi 1964 İstanbul, s. g-10; O. TURAN, Sel-
çuklular, 1965 İstanbul, s. 55-56, 59-61; F.SÜMER, Oğuzlar, 1967 Ankara, .52-89.
56 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
dâd b.Kurtak, Türk geleneğine uyarak, Düvin ile Gence'yi, çifte başkent
1049 Düvin, 1049-1067 Gence) b. Ebü'l-Feth LFadl b. Mehmed b. Şed-
olarak kullanıyordu?. Emir Şâvür, batı komşusu Gregoryan Taşir/Loru Bag-
ratlılar'ndan kıral “Topraksız” Z. Davifin (939-1048) kızkardeşi ile, sonra
da Anı-Bagratlıları'ndan Aşağı-Arpaçayı boyu ve Bagaran hâkimi “İkinci-
Kıral” sayılan Ka((Yiğit)- Aşulun (1021-1039) kızı Kata ile evlenmiş; bu
sonki hatunundan doğan oğullarından birisinin adını da, (türkçe, “Dağbe-
li” anlamında) “Aşut” koymuştu ?.
b — Tiflisi merkez edinen ve “kendilerini Ümeyliler'in azâdlısı sa-
yan”, gümüş paralar kestiren ve transit ticaretiyle geçinen küçük bir beylik
olan Arap Caferoğulları Emirliği (912-1068) vardı. Selçuklu fetihleri sırasın-
da, son Tiflis Emiri, “Ebü”-Heycâ” unvanlı 11. Mansür (1046-1068) idi,
c — Borçalı-Kazaklar ile, Gökçegöl kuzeyinde Sevord'ik (Sevord'lar/
Sabirli- Karamanlar) bölgesi ile Şamşolde kesimine hâkim olan ve Anı-Bag-
ratılan kolundan ayrılan Taşir-Bagratkıları (982-1185) bulunuyordu. Baş-
kendi Zoru/Lore şehri olan bu Gregoryan Beğliğine, “Korikyan” ve “Ağuvank
Kırallığı” da deniyordu. Selçuklu fethi sırasında Lor/'da, 1045 ten beri Bi-
zans'a tâbi olan bu kırallığın başında, “Künke” de denilen 77. Gurgen (1056-
1081) bulunuyordu ki, 1064 te Sultan Ağ-Arslan'a savaşmadan tâbi olup,
kızını da ona vererek, ülkesinde kalabilmişti. Doğudan Şeddâdlılar, kuzey-
den Tiflis Emâreti ve batıdan da Ortodoks-Bagratlılar, bu Taşir-Bagratlılarının
komşuları idi; güneyinde ise, kardeş ve mezhebdaş Anı-Bagratlıları hüküme-
ti vardı”.
ç — Bütün Arapçayı boyu ile, Hurasdan/Zengi çayı batısındaki Revan
kesimi ile “Sürmeliçukuru” (Aralık, Iğdır, Tuzluca) bölgesindeki Gregoryan
Anı-Bagratllarn Kırallığı (961-1045) ise, 1045 te tamamiyle Bizanslılar eline
geçmişti. Çok sarp ve müstahkem olan başkendi An: ile çevresinin Bizans-
lılara geçmesi, şu sebeblerden olmuştu: İlk Seuklu akınları sırasında ülke-
sini koruyamıyacağını anlayan Van ve Vastan (farsça: “Âstân” yani başkent
anlamında/Gevaş) hâkimi Gregoryan Ârcer-Unili son “kıral” Senekerim-
Hovhannes'in (1003-1021), “Reşt-Unik” (Vastan) ve “Vaspurakan” (Van)
? ARİSDAGES, 8.73; MÜNECCİMBAŞI, 11.507-508; E.HONIGMANN, .173-174;
R.GROUSSET, 5.564-565.
* R.GROUSSET, s. 565-578; MÜNECCİMBAŞI, 11.508; bunun arapça aslından,
Melikşah çağında biten Târikhü Bâb ve'l-Ebvab, neşreden V.MİNORSKY, History of Shar-
van and Darband, 1958 Cambrige, y.506.
* Mükrimin H.YINANÇ, Anadolu'nun Fethi, 1944 Istanbul, 5.45; V.MİNORSKY,
Tiflis, Eİ, IV.794; D.M.LANG, 5.13-14.
© Akhböâr, s. 26.
KIPÇAKLAR 57
bölgelerinden ibaret mülkünü, Kayser 77.Basi/e bırakıp, karşılığında Sıvas
bölgesinde verilen yerlere göçmesi; ikinci sebep de, bu sıradaki Anı Kıra-
li'nın, atılgan ve yiğit kardeşinin davranışlarıdır.
Anı meliki Hovhannes-Sembat (1020-1041), filosof ruhlu, savaştan sakınır
ve beceriksizdi. Kardeşi /V.Aşut (1021-1039) ise, pek atılgan ve tahtı elege-
çirmek, hattâ ülkenin bütün kuzey ve güneyine hâkim olmak için yaptığı
savaşlardaki erliğinden, “Kaç” (Yiğit/Koçak) lakabiyle anılıyordu. Önce
“Aşoç k/Aşoçek” (eski: Kankar'k > Kankar'lar denilen Arpaçayı başlarını ve
Elegez (Arakaz) dağı çevresiyle Gökçegöl kuzeyini elegeçiren ZV.Aşut, “4p-
kaz-Kartel-Tay'k Kıralı” Bagratlı 7. Görg/Gurgen'den (1014-1027), taç ile kılıç
alarak, An: tahtını kapmak istedi. Ağabeğisi Hovhannes-Sembat, Kaç-Aşut ile
başa çıkamayınca, 1021 de Aşağı-Ârpaçayı boyu (şimdiki Digor ilçesi ve do-
ğusundaki Talın kesimi ile, “Cakat'k” Sancağı sayılan şimdiki Sürmeli-Çu-
kuru (Tuzluca, Iğdır, Aralık ilçeleri) ve Aras solundaki Serdarabad ovası
kesimini, ona bırakmağa mecbur kaldı. Oğulsuz olan Kıral Hovhannes-
Sembat, 71022 de Arcer-Unili kırallığı bölgesini, Khoy önlerine değin işgal ede-
rek Yukarı-Murat çevresini tahkim eden Bizanslıların güçlü durumu ile,
Selçuklular'a karşı doğuyu korumak için kendi hâkimiyetlerine alma siya-
seti ve Kaç-Âşufun tutumu karşısında, kendisi öldükten sonra geçerli ol-
mak şartı ile, Anı Kırallığı'nın bütün mülkünü, Bizans'a bıraktığını belirlen bir
senedi, Anı şehri anahtarları ile birlikte, 1022 kışında Trabzonda ordusuyla
kışlağa geçen Kayser 77. Basile, Patrik/Katolikos Petros'un eliyle göndermişti.
Bunun üzerine, son Anı Kıralı (Kaç-Aşut oğlu) 77. Gagık (1042-1045), Istan-
bula çağrılarak, 1022 deki Sened'e göre, ülkesi 1045 yazında Bizanslılarca
işgal edilip, burada kurulan “An: Theması "nda müstahkem yerlere, Roma
garizonları yerleştirilmişti *.
d — Kars çayı boyundaki Vanand ile Eraskhacor (Kağızman deresinde-
ki Aras kesimini) içine alan ve merkezi Kars şehri olan Gregoryan Vanand-
Bagratlı Kırallığı (962-1064), doğudan iki Yahnı-dağı (2232 m.)-Kotur (2635
m.)-Yağlıca (2868 m.) dağları ve Aras üzerindeki Boğam-Geçidi ile doğu-
sundaki kardeş Anı-Bagratlıları'ndan ayrılıyordu. Güneyindeki Bagrevand
(Karaköse-Eleşgirt) ve batısındaki Pasen (Pasınlar) ovası, Bizanslılara aitti.
Komşu Oltu, Göle, Ardahan ve Çıldır kesimleri ise, Bizans'a tâbi Ortodoks
Bagratlılar'ın (899-1064, 1068) elinde idi. Bu ülke de, son Vanand Kıralı
* ARİSDAGES, s.68-7jo; MATEOS, XXXVILXXXIX; R.GROUSSET, .433-
435:491,547,551-558,577-580.
58 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Gagık-Abbas (1029-1064)ın, babası Abbas'ın 1000 yılındaki itaatinden beri,
flen Bizans'a tâbi idi ©,
e — Bayburt ile İspir, öteden beri Bizanslılar elinde ve 947 de Kalı-Ka-
la Arap Emirliği'nin yıkılması üzerine, buranın merkezi Teodosyopolis de de-
nilen Karın (Erzurum)a bağlı idi. İspir'den aşağı bütün Çoruk boyları:
Tay'k (Oltu-Tortum-Yusufeli) ve Kalarçet (Ardanuç-Şavşat-Artvin-Borçka
kesimleri) ile 7/45 batısına değin Yukarı-Kür ve bütün Faş/Riyon ırmağı
boyları, Ortodoks Tayk-Kartel-Apkaz Kıralları olan ve Ardanuç hâkimlerinden
gelen Bagratlılar idaresindeydi. Bu sülâlenin kökü de Kars, Anı veTaşır
Bagratlıları ile bunların Taron (Muş-Ahlat) ve Kakhet kolları gibi, eski Kuçuk-
Arşaklı (52-428) kırallarının “Takatir” (Taçgiydiren) unvanlı ocaklı Başvezir-
leri âilesinden İspir-Bayburt Elbeğleri hanedanından gelen ve Ümeyliler tara-
fından “Ermeniyye-Beğlerbeği” (Batrig/ Patrice) tayin edilen Daryunk (Doğuba-
yazıt) Kalesi hâkimi Bagradlı Kör-Aşut tan (732-750) iner”.
“Anç-Aba-oğlu” (Gürcü kaynağında: “Anç-Aba-dze”) âilesinden 7.Zeon/
Levan (744-789), Khazar-Kağanı'nın güveğisi olduğu için Apkaz-Eli'nde
“Eristav” (Vali) iken, kaynatasının yardımı ile “Mepe” (Kıral) unvanını ala-
rak, komşu Megrel, İmeret ve Eger (Gurel-Acara) ülkelerine de sahip olarak,
Arapların Karadeniz'e ulaşmalarına engel olmuş ve Kutayısı başkent edin-
mişti. Bunun torunu 7. Görgi (845-877) doğuda da ilerleyip, 71/45 ve Ahıska
yakınına değin Kartel ülkesini bile Kırallığına katmıştı. g. Anç-Adalı Apkaz
Kırak 11. Görgi (921-955) çağının sonuna değin bu sülâle, en geniş ve par-
lak dönemi yaşadı. Bunlar da, Bizans'ın tesiriyle Ortodoks-Hırıstiyandı. Şim-
diki Yusufel'den Tıryale'e değin hâkim olup, Bizanstan himaye gören Âr-
danuç-Bagratlılar'ndan Kıral Gurgen (994-1008), gençliğinde, son kudretli
Apkaz kıralı 77. Görginin kızı Guran-Dukht ile evlenmişti. Ançabak son ve
ı3.kıral 77. Tevdos/Teodos (979-985), erkek vâris bırakmadan ölünce, onun
ablası Guran-Dukhftan doğan yeğeni Ardanuç-Bagratlıları'ndan 777. Baga-
rat/Bagrat, 985 te anası yönünden Kutayıs tahtına vâris olarak, “Apkaz At-
ral” unvanını aldı. 10600 yılında Bizans'tan “Kuropalates” unvanını Kayser
“TI. Basilden almış bulunan 7/77. Bagrat, 1008 de ölen babası Gurgen'in
ülkesine de vâris olarak, “İber (Kartel) Kırak unvanını dahi aldı ve Kuta-
yıs'ta oturmaya (485-1014) devam etti. 7/77. Bagraf'ın 18 yaşında tahta geçen
* ASOLİK, s.17, 43; ARİSDAGES, 65.45, 68-70; MATEOS, XXXVIİLXXXIX;
E.HONIGMANN, s. 156,161-162,165-166,172,176.
? GEVOND, s.115-117,121; ASOLİK, s.161; M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.66-69;
Il.141,158; R.GROUSSET, 5.291-292,316,318,410 ve Bagratlılar Soykütüğü.
KIPÇAKLAR 59
genç oğlu Apkaz ve Iber Kıralı 7 Görgi (1014-1027), Bizanslılar'dan Tayk
(Oltu-Yusufeli) kesimini almak için çok uğraştıysa da, 1021 yazında ordu-
su ile sefer eden 77.Basil, Balakat/Palakaizıs (Çıldır) gölü yanında onu ye-
nerek, Çavakhet ile Tıryalfi işgalden sonra, Trabzon'da kışlağa çekildi.
II.Basılin ölümü (1025) ve Selçuklu akınlarının doğurduğu tehlikeler, Ap-
kaz-Kartl Kırallığı ile Bizans'ın barışıp, ittifakına yolaçtı. 1.Görgi'nin oğlu
IV.Bagarat/Bakratıs/Bagrat (1027/1072), g yaşında Kutayıs tahtına geçmişti.
Onun dul anası Kıraliçe Maryam, 1032 de İstanbula giderek, dostluk ku-
rulmasını sağlamış ve hem Tay/'ın IV.Bagrat'a verilmesine, hem de Kay-
ser 7/7. Romanos AÂrgyros'un kızı Helena'yı oğluna gelin olarak getirmeye mu-
vafaak olmuştur*. Bundan sonra Bizansın, IV.Bagrata yardımı ve deniz ile
karadan himayesi artmıştır. Böylece, Apkaz-İber/Kartel Bagratlı Kırallığı, do-
guda Bizans'ın en güçlü müttefiki ve tâbii olarak, sağ kolu sayılmıştır.
Yerlerinin çok balkanlık ve ormanlık derelerle dolu oluşundan, bilhas-
sa Bizans'tan aldığı yardımlar yüzünden, Selçukluları da çok uğraştıracak
olan /V. Bagrat/Bakratıs, Kür boylarında sınırlarını genişletmeye ve kaleleri
tahkime çok gayret etti.Bu arada, genç Kıral, 1039 da 7iflis'i kuşatmaya
başlamış ve buradaki imanlı Müslümanlar, iki yıl sarılı kaldıkları sırada
sonunda, açlıktan ölmüş hayvanları ve eşek etini bile yiyerek dayandılar.
Bu sırada çok güçlü olup, genç Kıral'a tâbi olmak istemiyen Ahıska-Toka-
ns bölgesi Eristawı ve Çak-Kalesı hâkimi Beşkem ile, Tıryalt Eristavlar-Eris-
taw Orbelyanlı Libart, yardım etmediklerinden, Tiflis alınamadı. Yine bu
arada 7/V. Bagrat, Balakat (Çıldır) gölü kuzeydoğu ucundaki Aka/-Kalak (Ak-
Şehir) büyük ve açık şehir olduğundan, 1040 yılında burayı (göl kıyısında
şimdi “Senger” denilen tepe ile eteğinde) sağlam bir sur ile çevirtmeye ve
tahkime başladı 9»).
*
* *
Gazneniler'den alınan İslâm topraklarında, yerli din kardeşlerinin köy
ve kentleri ile yaylak ve kışlaklarını zorla mülk edinemiyen ve bu uğurda
İslâm Şeriatını gözeten Selçuklular'a tâbi veya başınabuyruk çok kalabalık
Türkmen/Oğuz oymakları, Azerbaycan ve Aran-Şirvan batısındaki Hıristiyan
8 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.259-261,294,301-303,305-307,311-318; W.BAR-
THOLD, Abazalar, İA, 1.657; EHONIGMANN, 6.155,157-158, 160-164; ALLEN,
s.49,81,83-84,89; R.GROUSSET, 5.538-539,547-550; HEY'ET, İstoriya Gruzü, 1962 Tbilisi
(Tiflis), s. 127-147 (bunda, IV.Bagrat'ın hükümet yılı, 6 artığı ile 1027-1078 gösteriliyor,
5.146).
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.312-315; HEYET, İstoriya Gruzüi, 5.147-149.
60 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Rüm” (Bizans) ve onun tâbii “Ermeni” ile “Gürcü” (Kartel-Tayk) yurtlarını
elegeçirmeyi, ülkü edinmişlerdi. Bununla, hem “Gazâ ve Cihâd”ın sevabı-
nı kazanacak, hem de kendilerine minnetsiz ve ebedi yurt olarak yerleşile-
bilecek ülkelere sahip olacaklardı. İşte bu ikiz gaye ile, Xür-Aras boyları ile
Van gölü çevresine, akın akın geliyorlardı. Bu sıralarda Gence ve Düvin
Şeddâdlı Emiri Şâvür, bütün ordusu ve gücü ile Seluklu- Türkmenlerine kı-
lavuz olup, öncülük ediyordu.
Kayser X. Monomakhos (1042-1055), 1044 yılında Anı Bagratlı Kırallığı
ülkesini, gönderdiği ordu ile elegeçirmeğe çalışırken, Şeddâlı Şâvüra da
bir “yaldızlı ferman” gönderip, Anı'ya tâbi yerlerden “alacağı bütün kalele-
ri ve araziyi, ona bırakmayı taahhüd etmişti.” O yıl Bizans ordusu, Ânı
önünde Baratlı kuvvetlerine yenilip Oğu'ya kışlağa çekilirken, Eb 7-Usvar
Şavür, Düvin'den ilerliyerek, buraya komşu Anı topraklarındaki kalelerden
birçoğunu (Surmari, Şatık/Eski-Iğdır ve Arpaçayı-Aras solundaki hisarları)
almıştı. Fakat 1045 te Bizans ordusu barış yolu ile ve 1022 deki Senede
göre Anı'yı işgal ettikten sonra, Kayser, Şâvür'a verdiği sözden caydı; ge-
çen yıl onun zaptetmiş olduğu Anı'ya ait kalelerle arazisinin teslimini iste-
di. O da, Kayserin gönderdiği “yaldızlı ferman”, hatırlattı. Bunun üzerine
1045 yazı sonlarında Bizanslı, İberli (Gürcü) ve Anılı- Ermenilerden kurulu
büyük bir ordu ile Kumandan Mikhael Yasite ve Alanı Konstantis,
Şâvürun başkendi müstahkem Düvin üzerine yürüdüler. 1045 güzünde
Düvin önünde büyük savaş başlarken Şâzür, bendlerle yönünü değiştirttiği
Gamı-Çayı ile, “bütün civarı su altında bıraktırdı”, bir de pusu kurdu.
“Bizanslılar, ağır bir bozguna uğradılar. Anı birlikleri kumandanı Vahram
Pahlav- Uni ve oğlu Grigori”, Düvin önünde öldürüldüler. Zaferden umudu-
nu kesen yeni Bizans kumandanları, artık Düzine saldırmadan vazgeçip,
1044 te Şâvürun aldığı Anı'ya bağlı kalelerden: “Hagiya-Mariya” (Surp-
Mari/Sürmeli), “Ampizr” (Elegez eteğinde: An-berd/Biurakan) ve “Hagios-
Gregoryos” (Parpı'daki Surp-Grigor) hisarlarını, hücumla aldılar. Fakat,
1046 da “Tibton (Düvin)dan uzak olmayan Khelidonion” (Revan İçkalesi ye-
rindeki “Cicernak-Berd” /Kırlangıç-Hisarı) kuşatmasını bırakarak, batıdaki
bir ısyanı bastırmak üzere, geri çağrıldılar. Bunun üzerine, Hurazdan/Zengi
çayı, Bizans'ın doğudaki en ileri sınırını teşkil etti?*. Bundan sonra Kayser
Monomakhos'un 50 bin kişilik İğer (Gürcü) Ermeni milislerini lağvetmeyişi
ve ağır vergilerle Doğuyu baskı altına alması "9, Selçuklulara yaradı.
* ARİSDAGES, 5.42-44; MATEOS, LXVİ,LXVİİİ; çağdaş Bizans kronikçisi KED-
RENOS'tan naklen E.ONIGMANN, 5.173-175.
'9 E.HONIGMANN, 5.176.
KIPÇAKLAR 6ı
Sayın Osman TURAN'ın, 7045 Düvin Savaşı'nı Selçuklu Kutalmış'ın,
babasına (İsrail Arslan Yabgu'ya) mensup olan Oğuzları da yanına ala-
rak” yardıma geldiği; ve savaşın “Gence surları önünde cereyan” ettiği ve bu-
nun “Selçuklular ile Bizanslılar arasında ilk” çarpışma sayıldığını yazması "|,
“büsbütün yanlıştır.
İlk Selçuklu Sultanı Toğrul Bek de, Kök-Türk Kağanları'nın anıt yazıla-
rında belirtilen: “yoksul milleti Zengin etme, açları doyurma, azlık halkı çoğali-
“ma” töresini ve İslâmın “Gazâ Farizesi”ni yerine getirmeyi, başlıca vazife ve
mes'uliyet sayıyordu. Türkistan'dan Nişabur'a 1047 de, çok kalabalık bir
Oguz göçmenleri kolu gelmiş ve yersiz, yurtsuz olduklarından yakınıyorlar-
dı. Oranın hâkimi Selçuklu Prensi /prahim Yinal, bu göçmenlere, “memle-
ketim, sizin oturmanıza imkân verecek kadar geniş değildir. Bu sebepten,
doğrusu şudur ki, Rüm (Anadolu)- Gazâsı'na gidiniz; Tanrı yolunda cihad
yapınız ve ganimet alınız; ben de arkanızdan gelip, bu uğurda size yar-
dım edeceğim” diyerek, en doğru ve çıkar yolu göstermişti. Bunun üzeri-
ne Oğuz göçleri, Anadolu'ya doğru yola düşmüştü *,
1049 yazında yüz bine yakın bir ordu ile Eleşgirt ovası üzerinden Er-
zurum bölgesine giren İbrahim Yınal (Bizans kaynağında “Abram Aleim”,
Gürcü kronikinde “Bahram Lam”), dört yana akıncılar gönderdi. Bizansın
Doğu Başkumandanı ve Anı ile İber Vâlisi Katakalon ile Vaspurakan (Van)
Vahsi Bulgar Aaron (Harun), 60 binlik ordu ile, Türklenn dönüş yolunu
kesmek üzere, Yukarı-Pasın'a geldiler. Kayserin emriyle, hem “Mesopotam-
ya” (Tunceli-Elâzığ çevresi) Dükü Pahlavunili Magistros Grigor kendi ordu-
su ile, hem de “büyük bir meblağ” karşılığında Kartel-Tayk-Apkaz başbur-
ğu Orbelyanlı Libarit 700 asilzade, 16 bin seçme er ve IV.Bagrat'ın hassa
askerinden bin kişi ile gelip, Bizans Vâlilerinin ordusuna katıldı !?,
Bu sırada Selçuklu akın ve vurgunlarına tanık olan Erzurum bölgesin-
den yetişme Ermeni kronikçisi, şöyle diyor: “İkinci defa gelen İran (Türk)
milletinin korkunç dalgaları, Garn (Erzurum) ve Pasın ovalarına yayıldı.
Sel gibi akan insanlar, ülkenin her yanını istilâ etti. Ta (kuzeyde) Khal-
dike (Gümüşhane-Trabzon kesimine), İspire, (Orta-Çoruk boyundaki)
Dayk (Tayk/Tav-Eli) bölgesine, bir koldan (doğuda) Arşar-Unik (Kağız-
man-Digor)e,(güneyde) Daron'a (Ahlat-Muş bölgesine), Kharçen (Kiği)- Or-
V O.TURAN, Selçuklular, 5.75.
1? Ayni eser, s.67,69,76.
V MATEOS, LXXIli; M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.323; Orbelyanlı STEPA-
“NOS, Histoire de la Siounie, M.BROSSET tercümesi, 1864 S.-Petörbourg, 5.213.
62 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
manları ve Haşdiank (Palu) kesimine girdiler; bir ucu da, (Düvin doğusun-
da, Nahçıvan-Karabağ kesimindeki) Si-Sak (Si-Uni) çevresine değin yayıl-
dı”. Sayısız yağmalar elegeçirdiler; tutsaklar aldılar. 800 kiliseli (?) ve zen-
gin bir şehir olan (Erzurum'un 15 km. kuzeybatısında ve Karasu boyun-
daki “Kara-Arz” köyü yerinde bulunan ulu örenleri hâlâ belli) “Arzan/
Arzın”, altı gün içinde yağmalayıp, sonunda yakarak bozdular "*,
Eylül ortası olduğundan, artık geri dönen İbrahim Yınal idaresindeki
Selçuklu ordusu (içinde “Kazak”/Gence-Kazağı ve Kharezmli adlı Türkler
de vardı), 18 Eylül 104g günü akşama doğru, şimdiki Hasankale yerinde
bulunan “Kapetru/Kaputru(d)” (farça: Kebüd-Rüd”/Gök-Su) kalesi altında
Bizans ve müttefiki İber ordusu ile karşılaştı. Gece karanlığında da süren
cenkte, Liarı! erlikle vuruşurken, tutsak alındı, Bizans Vâlileri, bölge as-
kerlerinden kurtulanlarla kendi şehirlerine doğru savuştu; zaferi, Türkler
kazandı ©. İslâm kaynaklarına göre, bu savaştan sonra Selçuklular, 100
bin tutsak ve onbin araba dolusu yağma ve türlü silâhlardan başka, ondo-
kuz bin zırh ile geri döndüler; İbrahim Yınal, Rey'de Sultan Toğrul Bek'e
yağma ve tutsakları ulaştırdı '©, Bu Kaputru Savaşı, ilk Selçuklu-Bizans cen-
gi idi.
2) Sultan Alp-Arslan Çağı'ndaki Fetihler:
İkinci Selçuklu Sultanı A-Arslan (1063-1072), başta Kutalmış gibi sal-
tanat iddiacılarını ortadan kaldırdıktan sonra, iç karışıklıkları da düzeltti.
1064 yılının ilk günlerinde Rey'de tahta geçerek, para kestirdi. bunu
müteakıp 100 bini aşan ordusunu toplıyarak, Şubat 1064 sonlarında İk
Batı-Sefer'ne çıktı. Tebriz-Merend yolu ile Nahçıvan bölgesine geldi. Şed-
dâdlı Şâvür'un ülkesinden olan Nahçıvanda, yararlık gösterip kendisini
oruya ve ülkeye sevdirsin diye, 14 yaşındaki oğlu Melikşah'ı Veliahd edin-
meyi gözeterek, ordusundan bir kolu ayırıp ona veren Ağp-Arslan, Başveziri
Nizâmülmülkü de ona koştu; 1044 te Anı-Bagratlılar'ndan Emir Şâvürun
zaptettiği ve 1045-1046 da Bizanslıların geri alarak Anı Theması'na bağla-
dığını gördüğümüz yerlerden, Arara(/Ağrı dağı ile Aras arasındaki yerleri
fethe memur etti. Bu sırada Gence-Düvin hâkimi Emir Şâvürun da, ordusu
ile birlikte bu Şehzâdeye yardımcı ve kılavuz olduğunu kabul etmek, alı-
nan yerlerin ona verilmesi ve buraların Düvin şehrine bitişikliği gözönünde
* ARİSDAGES, s.73-79, 86-87.
5 ARİSDAGES, s.83-84; MATEOS, LXXIV, STEPANOS, H.de la Siounie, 5.214-
215; EHONIGMANN, 5.178; M.BROSSET, s.589-590.
'© ARİSDAGES, 8.44-58; MATEOS, LXXIT-LXXIV; O.TURAN, Selçuklular, 5.77.
Burada, savaş yılının 1048 de gösterilmesi, yanlış olsa gerek.
KIPÇAKLAR 63
tutularak, doğru olur”. Sultan Ağp-Arslan'ın, Nahçıvan'dan sonra ana ordu
ile, Bizansı'ın doğudaki en büyük yardımcısı ve himaye ettiği 7V. Bagrat/
Bakratis (1027-1072) idaresindeki “Apkaz-Kartel-Tayk ülkelerine gidebilmesi
için, iki yol vardı. Birisi, Arakaz/Elegez (4095 m) dağının doğusundan ve
Gökçegölün batısından geçen Düvin-Revan-Eşterek- Başabaran-Kırkdeğirmen yo-
lu ile Arpaçayı başlarındaki “Kangar'nı” (Kangar'lar) bölgesinden geçen
yoldur. İkincisi de, Arakaz/Elegez batısından geçen: o Düvin-Üçkilise/
Valarşabad-Talın-Mastara-Gümrü (şimdi: LUeninakan) üzerinden Kangar'nı
bölgesine ulaşır. Bu ikinci yol, Arpaçayı boyundaki Ânı ve “Meryem-
Neşrin”e yakın olduğundan, Af-Arslan'ın, birinci yoldan gittiği kanaatini
vermektedir.
Selçuklu kaynağı, Sultan'ın ordu ile Merend şehrinde konaklayıca,
bundan sonraki davranışına yön veren haberleri naklediyor: Orada, “Rum-
ların yolunda, Emir Tug-Tekin demekle meşhur bir Emir vardı. Bunun et-
rafında Türkmenlerden bir (akıncı) cemaat toplanmıştı. Rumlar, bundan
çok zarar görmüşler ve yaptıkları muharebelerde hezimetlere uğramışlardı.
Bu Emir, Sultan'ın hizmetine girdi; ve askerlerin, bu memleketlerin sarp
yollarından geçmelerine delâlet ve rehberlik etti. Sultan'a, Rum beldelerin-
den (tâbi ülkelerden) Gürcü beldelerini küfür, ısyan ve azgınlık istilâ etmiş
olduğunu haber verdi.
Bunun üzerine Sultan, Gürcü Memleketlerme karşı yola çıktı. Yerine ka-
rargâhta, oğlu Sultân Celâlüddevle Melikşah'ı bıraktı” !8,
Şehzâde Melikşah'ın, Bizanslılardan ilk aldığı kaleler, eski “Ararat Eyâle-
inin bir Sancağı olan ve Küçuk-Arşaklı başkendinin de içinde bulunduğu
“Cagad/Çakat'k” (Çakat'lar) bölgesinde idi. Bizanslılar, “Teodosyopolis (Erzu-
rum) Dioecesw”sine bağlı olup, Yukarı-Pasın'daki (Hasankale yanında)
“Ortros” (Ordru)dan Ağrı dağına değin Yukarı-Aras boyundaki yedi “İber
(Gürü) Piskoposlugğu”ndan 4. sırada anılan “Hagiya-Marıya”, “Çakat'k idari
bölgesinde bulunan —ermenice— Sur-Mari/Surb-Marı, —arapça kaynaklar-
daki— Surmâri, şimdi Araxes (Aras) kenarında (sağ kıyısında Kara-Kala'dan
ibaret) bulunan Sürmelü Kalesi”dir ".
Tarihte anıldığı gibi, bugün de Kars'ın Aralık, Igdir ve Tuzluca (1927
den önceki: Kulp, Diyarbekir ilçesi olan adaşından ayırt edilmek için res-
17 Akhbâr, s.24; Mehmet A.KÖYMEN, Selçuklu Devri, 5.255-256; İ.KAFESOĞLU,
Selçuklular Tarihi, s.13-16; O.TURAN, Selçuklular, s.98-99,103-104.
'8 Akhböâr, s.24; İBNÜ'L-ESİR, h. 1303 Kahire, X.13.
9 E.HONIGMANN, 5.211,213.
64 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
men adı değiştirilmiştir) ilçelerini içine alan “Surmelü/Sürmeli-Çukuru” adlı
Aras sağındaki ovada, ancak “Kal'”si bulunan üç yer vardır: Ağrı'nın ku-
zeybatı eteğinde Eskı-J4dır/Igdır-Korganı (X.yüzyıldaki “Şatık” adlı çatal-hi-
sar), Sürmeli/Kara-Kala ve bunun batısında Tuzluca ilçe merkezi Ku (eski:
Kolb). “Çakat'k sancağındaki Şatık Kalesi”, 982 yılında Anı ve Vanand
Bagratlıları arasında eldeğiştirmişti *. Kayser Herakliyus, Ortodoksluğu be-
nimseyen Ermeni Patriki Ezr/Esdras (630-641)a, 632 de Çakat'k'taki “Kolb
şehrinin üçtebiri ile buradaki zengin kayatuzları” hâsılatını bağışlamıştı ?!.
Selçuklu kaynağı, bunlardan ilk iki yerin tarifini iyi vererek, fetihlerini
şöyle anlatıyor: “Melikşah (1064 Mayısta) (bir) Ka//ye (doğudan Sürmeli-
Çukuruna girilince ilk karşılaşılan Şatık/1664 teki ulu-depremde yıkılan
Iğdır-Korganı'na) hücum etti ki, orada Rumların okçuları bulunuyorlardı.
Bunlar, Müslüman askerlerinden birçoğunu öldürdüler. Sonra (Başvezir)
Mizâmülmülk ve (Kumandan) Khorasan-'Amidi, atlarından indiler, piyade ol-
dular. Sultan Melikşah bir ok atarak, Kale'nin Emir'ni boynundan vurdu;
Kâfirler taşla müdafaa ettiler, nihayet yüksek bir tepeye doğru gittiler, kaç-
tılar (Ağrı'nın kuzeybatı eteğindeki) dağların tepelerine tırmanıp, çıktılar.
İslâm askerleri, galip gelerek, hepsini kılıçtan geçirdiler, hiçbirini bırakma-
dılar.”
“Bunu müteakıp Melikşah, Surmari denilen Kalfye gitti. Bu Kalde
akar sular (Aras) ve bostanlar vardı. Bunu fethetti. Bunun yakınında bir
Kale daha vardı (kuzeyinde kayatuzu sırtları bulunan Kulp/Tuzluca Kale-
si). Melikşah, bunu da fethedip, sonra harap etmek istediyse de, Vezir Ni-
zâmülmülk:--Müslümanlar için bu, muhkem bir kale, sağlam bir üstür ve
hududdur (Bizansa tâbi, Arşar-Unik/Kağızman Deresi, buranın batı hu-
dudundadır), diyerek; onu bundan menetti. Nizâmülmülk Müslümanlar için
iyi bir üss-olan (hududdaki) bu Xaf/ye birtakım bahadırlar yerkeştirdi” 2.
Aras sağındaki bu kaleler, Selçuklu muhafızları da konularak, komşu (ve
Şeddâdllılara tâbi) Nahçıvan Emiri Şeybânlı Sakar oğlu Ebü-Dülefe tevcih
edildi 2,
* ASOLİK, s.50; EE HONIGMANN, 5,157.
?! SEBEOS, s.g2; ASOLİK, s.119.
2 Akhbâr, s. 24; İBNÜ'L-ESİR, X.ı4; E.HONIGMANN, 5.157 n.3, 174-175, 183-
184, 212.
3 İBNÜ'L-ESİR, X.14,18; M.Halil YINANÇ, Anadolu'nun Fethi, 5.57-59. Son eser-
de, Sultan Alp-Arslan'ın kardeşi Yakutı da, yeğeni Melekşah ile bu fetihlerde bulunmuş
gösteriliyor.
KIPÇAKLAR 65
Bundan sonra Melikşah'ın ordusu ile, Babasına kavuşmak için (Kulp
veya Sürmeli'den Aras köprüsünü geçerek) Talın-Mastara-Mollagökçe- Gümrü
yolu ile Arpaçay: başlarında Kangar'lar bölgesine giderken, yolda Maryama-
şen/Meryemneşin Hisari'nı, güçlükte alıp, epey zaman kaybettiğini anlıyoruz.
Bugün Gümrü'nün 12 km değin kuzey batısında ve Arpaçayı solundaki
Kanglıca köyünün güney mahallesinde, biri katedral, ikisi kilise olmak üze-
re 986-1029 arasında yapılmış üç tapınağın bulunduğu “Aşoç'ek TAşoç'lar)
adlı kasabaya, âdet üzere, ana-kilisenin (katedralin) adı ile ermenice “Mar-
yam-a-Şen” (Meryem-Âbâd/Şenliği) ve İslâm kaynaklarında “Meryem-Neşin”
(Meryem-Konağı) denilmiştir“, Ana-şehir sayılan başkende göre ARİS-
DAGES'in (8.139) “Anı'nın Kızları” denildiğini bildirdiği Dört-Hisar, şun-
lardı: “Surp-Mari (Iğdır-Ovasına adını veren Sürmeli), Surp-Grigor (Parpı),
An-Pert/Berd (Biurakan, her ikisi de, Arakaz/Elegez dağı ile Revan arasın-
da ve Abaran/Kasakh çayı sağında), Aşoçek (Arpaçayı yukarısırda “Marya-
maşen)” 2.
Selçuklu kaynağında, burasının fethi, uzunca anlatılarak halkının da
İslâm dinini benimsediği, bildiriliyor. “Melikşah Meryem-Neşin denilen bir
şehre” varınca, “metaneti tavsif haricinde” çok sağlam ve (Arpaçayı'ndan
alınan bir kol, bendlerle şişirildiği için) “etrafında genişliği gözün alabildi-
ği kadar akan bir su'yun bulunduğunu gördü. Mizâmülmülk tarafından yap-
urılan “gemiler ve kayıklar”la sura yanaştılarsa da, “demir çivilerle kenet-
lenmiş taşlardan ve demir levhalardan çok muhkem yapılmış” olduğun-
dan, “vurmaktan nacaklar, körleşti”; Selçuklu ordusu, son geceyi “atların
* Rahmetli M.H.YINANÇ'ın (Anadolu Fethi, 5.35,58) “Meryem-Nişin dedikleri Van”
tarifindeki yanlışı düzeltmek isteyen O,TURAN Bey (5.104), SAİNT-MARTİN'e(11.226-227)
dayanarak, “Meryem-Nişin'in Van gölü değil, Türklerde Gökçedeniz denilen Sevan gölü üzerin-
de bulunması ıktıza eder” demekle, yeni bir yanılma yapmıştır.
Burası, daha 1819 da SAİNT-MARTİN (11.419,459) tarafından “Marmaşen” adı ile ve
yeri doğru olarak gösterilmiştir. ıgoı de LYNCH (Armenia, London, |I.Cilt, resimler ve
büyük harita), 1928 de MARÇUART (Skizzen zur historischen Topographie und Geschich-
te von Kaukasien, 1928 Wien, 5.47), 1935 te EHONIGMANN (türkçe tercümesi, 184,214-
215), 1947 de de R.GROUSSET (s. 612 ve büyük harita) bunun yerini doğru göstermişler-
dir. M.AA.KÖYMEN (Selçuklu Devri, 5.256), yerine doğru işaret etmiştir. Biz de, 1953 te
harita ve resimle (Kars Tanhi, 1. 332, 573 ve 7.Harita). Meryemneşin/Marmaşen'deki kilise ve
katedralin (Melikşah ordusunca) yıkılmadan sağlam kalışı için, bak.Ed. UTUDJİAN, Arme-
nian Architecture, 5.39, fig.98-99.
> Burayı, Anı-Bagratlıları ocaklı başkumandan âilesi Paklav-Uni (Arşaklı) hanedanın-
dan Vahram (Behram), kendi mâlikânesi olduğundan, 968-988 yılında Meryem-Ana adına
yaptırmaya başlattığı “Maryam-a-Şen” (Meryem-in Şenlendirdiği) adlı katedrale göre anmış-
lardır (ASOLİK, 5.156). Anılı SAMUEL (5.440-441) bu külliyenin 994 te bittiğini yazar.
Üzerindeki vakıf yazıtına göre ise, 1029 da tamamlanmıştır(R.GROUSSET, s. 501,612).
F.5
66 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
eğerleri üzerinde” geçirirken,o gece kopan depremden, “Kale'nin şark tara-
fi yıkıldı; Nasrânülrin” korunması zayıfladı. Gün doğarken, Şehzâde ile
Başvezir, “memlekete girmeğe muvaffak oldular.” Hıristiyanlardan sağ ka-
lanlar, “İslâm dinini kabul etti.” Sonra Sultan, Oğlunu, kendisi konakladığı
yere çağırınca, Melikşah, (Çıldır gölü doğusundaki Akbaba-Bingöl dağları-
na uğramadan, Zaruşad üzerinden Çıldır gölü çevresine) giderken, “yolda
herhangi KXa/'ye rastgeldiyse, onu fethetti; böylece nihayet Babasına mülâ-
kı oldu” *,
1064 te bizzat A/p-Arslan'ın fetihlerini, Kartel tarihi, Yukan-Kür ve Ço-
ruk boylarındaki dolaşmasını da anarak, şöyle anlatır (bunlar, İslâm ve Er-
meni kaynaklarında geçmez): “İran Hükümdarı Sultan 4/p-Arslan”, ordusu
ile gelip, kolayca (Arpaçayı kaynaklarındaki) “Kangar'ni” (Gogaren/
Gogark'ın g sancağından biri “Kankar'k” yani “Kankar'lar”) Sancağından ge-
çerek, (Khıram çayı başları ile Göri şehri arasındaki dağlık) Tıryakt bölge-
sini vurup bozdu. (Apkaz-Kartel-Tayk Kıralı IV.Bagrat/Bakratis'in, Çoruk
boyunda Şavşat'a kaçtığını öğrenmiş olmalı ki) Sonra (Tıryalet'ten) bir
günde (Yukarı-Posof merkezi ve Ardahan-Şavşat yolu üzerindeki) “Kwelis-
Kur”a vardı. Bundan sonra (güneybatıda ve Çoruk'un sağkolları üzerinde-
ki) Şazşet (şimdi bölge ve ilçe adı: Şavşat) ile “Kfa)larcet” (Ardanuç-Artvin
kesimi) bölgelerine girdi. Buradan, “740” (Oltu-Tortum çayları ve Yusule-
li kesimi “Tay'k”/Tav-Eli) bölgesinde (Oltu çayının kuzeyden batıya
dönerken sağdan aldığı ilk kolu “Penesgert-çayı boyundaki) “Panaskert'e
değin gitti. Bu sırada Kıral (IV.Bagrat), “Tao”da anasını, kızkardeşi ile
kendi oğlu (müstakbel halefi Il.) Görgüyi “Khekrebulni”ye emanet ederek,
“Kartel” ülkesine (oradan da izlenmesi güç Kafkas dağlarına doğru) çekil-
di. Bunun üzerine Sultan, (Çoruk boylarını bırakarak, Yukarı-Kür boyuna
dönüp, Kıralı yakalamak için, ordusu ile, Ahıska doğu kuzeyinde ve Ba-
kuryan kasabası çevresindeki) “7or” bölgesi ile (buraya yakın) “Gwiw
(Guv/Gub?)- Vadisi”ni, üç gün tarattı ve kendisi, “Tıryalt”te konakladı.
Sonra akıncıları ile “Cavakhet”e (Ahılkelek suyu boyları ile göller çevresi ve
Çıldır kesimi) giren Sultan, burada (1040 ta başlanan) surları henüz tamam-
lanmamış bulunan “Akha/-Kalak”ı kuşattı. Meskh Aznavurlarının erlikle ko-
ruduğu bu şehir, üç gün süren çetin vuruşmalar sonunda, “Türkler'in eli-
ne geçti. Çok sayıda Hıristiyan tutsakları ve yağmalar aldılar. Akhalka-
lak'tan Sultan, bir Elçisini Kıral Bagraf'a göndererek, ısrarla dostluk kur-
mak ve evlenmek için kızkardeşinin kızını istedi ”.
26 Akhbâr, s.24-25; İBNÜ'L-ESİR, X. 14.
7 M.BROSSET, H. de la Göorgie, 1.327-328; R.GROUSSET, s.610-611.
KIPÇAKLAR 67
Selçuklu kaynağında, Kartel kronikinde “A4&ha/-Kalak” ve Urfalı MA-
TEOS'ta (88.bab) “Cavakhis'te Akhal-Kalak” (Akhal-Şehri) diye, Anı'dan az
önce fethedildiği belirtilen yerin adı, hem farsça tercümesiyle “Sepid-Şehr”
hem de —boru kefi ile yine Fars imlâsına göre kafsız ve bitişik olarak—
“ OİYS JE! » Agal-Kelâk” biçiminde yazılarak, bunların “başka” yerler
olduğuna yanlışlıkla işaret edilmiştir. Bu yüzden, 1818 de SAİNT-MAR-
TİN'den 1930 da V.MİNORSKY'ye kadar birçok müsteşrikler, bu iki
adın yerlerini, boşuna aramışlardır “, Yine Selçuklu kaynağı, “Ceyhun gi-
bi (Çıldır gölündeki) bir su” üzerinde “bir köprü kurulu” iken, koruyucu-
ların bunu kaldırması yüzünden çok güçlük çekilerek ve yeniden “büyük
bir köprü kurdu”ktan sonra, çetin savaşlarla “Aga/-Kelâk'ın fethiyle,
Müslümanların eline hadsiz, hesapsız ganimet geçti”ği ayrıca, “bu Kale'nin ya-
nında (öteden beri 1ssız ve geceleri yanından geçerken cinlerin çarpmasın-
dan korkulduğu için, türkçe “Albız”/Şeytan-Kalesi denilen) başka muh-
kem bir Kak daha vardı; Sultan bunu da fethetti”, denilerek, Elçi ve barış
hususu da, şöyle anlatılıyor: “Sonra, Gürcü-Melikler, Sultan'a birçok hediye-
ler göndererek,sulh talebinde bulundular; maazeretler beyan ettiler. Gürcü-
Melikin (IV.Bagrat'ın) Elçileriyle beraber Serhengü'/-Khâs (Hâssa Askeri
Kumandanı) ve Emir Temür El-Hâcıb de, Sultan tarafından, Gürcü-Meliki'ne
bir mektup ile” gönderilip; “ya İslâm dinini, yahut cizyeyi kabul etmekten
başka çare olmadığını bildirdiler. Mumâileyh, cizyeyi kabul etti”. Bu
yüzden Ağp-Arslan'ın, “Apkaz-Kartel-Tayk Kıralı” ve Bizansın sağ kolu 7V.
Bagratı haraca bağlayıp, Selçuklu tâbii kılması ile nüfuzu, Karadeniz doğu-
suna ulaşmış oldu. Sıra, öteki üç Gregoryan Bagratlı ülkelerine: Taşir, Anı
ve Vanand/Kars'a geliyordu. Müslüman 7iflis Caferoğlu ve Gence-Düvin
Şeddâdlı Emirlikleri, zaten Selçukluları metbü tanımışlardı.
3 Akhbâr, s. 25; İBNÜ'L-ESİR, X.ı4; SAİNT-MARTİN, 1.84; 11.226-227; V.Mİ-
NORSKY, Transcaucasica, JA, 1930, t.CCXVIL, n.r, s.tt1-112; E.HONIGMANN, 5.184-
185. Halbuki, 1064 te müdafileri kırmak için bir kale burcuna verilen ateş, gece rüzgârla
şehri de sarıp yaktığından, “Akal-Kalak” ahalisi--tıpkı Arzen'halkının da yangın yüzünden,
komşu müstahkem Karın/Erzen-Rum/Erzurum'a göçüp oraya ad vermeleri gibi-- göçerek
kuzeyde şimdiki Akhı/kelek/Akhalkalak kalesini şenlendirip, buraya eski yerlerinin adını ver-
mişlerdir. Bunlar ve Akalkalak/ Sepidşehr'in ayniliği ile Çıldır gölündeki ada-şehri “Agğça-Kala”
ile kıyısındaki “Senger” (Hisar) yerinde olduğu ve uzun tarifleri için bak. KIRZIOĞLU,
Kars Tarihi, 1.21-23 n 6,315,333-334 ve n 60.
” Akhbâr, s.25-26. Burada (5.26), münsensih tarafından başı eksik yazılan ve neşre-
denlerin okuyamadığı “ ,»8' && ” (ank Al-Khâs) deyiminin doğrusunu, Gürcü kroniki
(M.BROSSET, H. de la Göorgie), 1.334) “Sar(/h)ang Al-Khaz(Khâs)” yazarak, göstermiş olu-
yor. Bu sırada Sultan'a barış dileği için gelen IV.Bagrat'ın Elçi Hey'eti başında (ayni eser,
1.329), “Garmir-Agel” (Kızıl Kurt) lakaplı (Çenasdanlılar soyundan) “Erstaw Varaz-Bakur
(Bag-Pur/Göğün-Oğlu Varaz) bulunuyordu.
68 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Kartel kroniki, bu sırada “Samşwilde” şehrinin, “Armenya Kıralı Kwir-
ke”ye (merkezi Loru/Lore olan Taşir/Ağuvan Gregoryan Kıralı Bagratlı
I.Küriki/Gurgen'e, 1046-1081) ait olduğunu açıkça belirtiyor *, Ermeni
kaynağı, 1064 te “Ağp-Aslan'”ın “sayısız askerle (Batı-) Ağuvan (Alban) Mem-
leketi'ne girdi”ğini anlatarak, burayı nasıl Seuklular'a tâbi kıldığına, kısaca
şöyle işaret ediyor: Sultan, “Aguvan Kıralı Gongöye haber gönderip, ondan
Kızını kendisine zevce olarak istedi. X:ra/, korkusundan dolayı buna razı oldu
ve Sultan, onunla daimi sulh ve dostluk akdetti. A4/p-As/an, Topraksız Da-
vifin (989-1046) oğlu olan Aguvan Kıralı Gorgöyi, büyük iltifatla ve hedi-
yelerle beraber, kendi (baş-) şehri olan ZLor'ya uğurladı” *!, Selçuklu kay-
nağı, Hıristiyan kroniklerinin (belki, İslâmlığa imrenmelere engel ol-
mak düşüncesiyle) hiç bahsetmedikleri halkın (herhalde, bugün de çoğu
büyük sürüler besliyen yaylakçı-kışlakçı Borçalı-Kazak/Karapapakların
o zaman göçebe olup, türkçe konuşan atalarının) /htidâ hâdisesini de ana-
rak, Taşir Ülkesinin Fethini, şöyle tanıtıyor: “Gürcü-Meliki”ne cizyeyi kabul
ettirdikten sonra, Sultan A/p-Arslan'ın “Gürcü Memleketlerinden, Rum ta-
rafına Seferi: Bundan sonra Sultan, Rum Memleketleri'nden zaptetmek iste-
diği Xars ve Anı bölgeleri üzerine yürüdü. Bunların hududu üzerinde (Anı
Theması kuzeyinde) “ s3,s kö ” Şamşoldeve “ 9)» ” Lore adında, iki bölge
daha vardı. Bu memleketlerin ahalisi çıkarak, İslâmiyeti kabul ettiler. Sultan,
bu cihetten çok memnun oldu; hepsinin gusül ve abdest alarak, yıkanıp
temizlenmesini emretti. Kiliselerini yıktı; onların yerine Mescidler yaptı.
Bundan sonra Sultan vakit fevtetmeden, (20-22 Temmuz 1064 günlerinde)
Anı küresi üzerine yürüdü” ?,
Sultan Alp-Arslan, üç yanı derin dereler ve uçurumlu yarlar ile, kuzeyi
de iki kat sur ve önü hendekle çevrili bulunan Anr'yı, ancak kuzeyindeki
düzlükte konalıyarak kuşatabildi. Bu yüzden Selçuklu kaynağı, An: Kalesi
için, “Rum Memleketleri” nin en muhkem bir noktası idi”, diyor. Thema
merkezi Ânı'yı, Bizans Vâlisi Sembat oğlu Bakarad (rumca: Pankras) ile, 7e0-
dosyopolis (Erzurum) ve Tayk Dükü Bakuryan oğlu Grigor adlı iki Orto-
* M.BROSSET. H.de la Göorgie, 1.328-329. Eski Gogaren/Gugar'k eyaletinin doğu
kesimi Taşir/Taşırk merkezi, Lorw/Lore idi. 1118 de Türklerden (Kıpçaklar sayesinde) alınan
bu kaleye, gürcüce “Lores-Çikhe” (Lore-Kalesi) deniyordu (HEY'ET, İstoriya Gruzii, 8.162).
* MATEOS, LXXXVIHI.
2 Akhbâr, s.26-27; İBNÜ'L-ESİR, X.ı4. Her iki eserin kaynağının, ayni bozuk imlâlı
adlar yazılı yazma olduğu, anlaşılıyor. 1818 de SAİNT-MARTİN'den beri asıl adları ve
yerleri aranan bu iki şehir için bak. KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.336-337 ve n 65; Selçuk-
lular'ın Anı'yı Fethi ve Buradaki Selçuklu Eserleri, Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 1971 An-
kara, Il.ı3n. 37.
KIPÇAKLAR 6g
doks-Gürcü müdafaa ediyordu. Çuvallara saman ve toprak doldurulup ka-
laslar atılarak kurulan yığma tepecikler üzerinden ok ve mancınıkla taşlar,
hattâ neftli yangın paçavraları atılarak, şehir 25 günlük sıkı kuşatmadan
sonra, 16 Ağustos 1064 Pazartesi günü fethedildi. İçkalfye sığınan Bizans
Kumandanları, hazinenin çoğunu da alıp o gün batıdaki gizli yollardan
kaçtılar. #efhiyye adı ile Câmie çevrilen Anı Katedrali'nde, 20 Ağustos günü
“Cuma-Namazı”nı, Selçuklu Beğleri ve Melikşah ile kılan A/p-Arslan, (her-
halde ertesi günü) şehre koruyucular tayin ederek, (40 km. batıdaki) Kars
üzerine yürüdü ”, Artık bütün Şırak bölgesi ve eski Anı-Bagratlıları Ülkesi,
savaşla fethedilmişti.
Vanand/Kars-Bagratlı Kıralığı bölgesinin bu sırada Selçuklulara tâbi
oluşunu, yalnız bir Ermeni kaynağı yazarak, şöyle anlatır: Anı fethinden
sonra Sultan, Kars Kıralı GagıKa, “bir Elçi gönderip, kendisine arzı hürmet
etmek üzere, yanına çağırdı.” Fakat o, sözde merhum Sultan Toğrulun
ölümünden beri yas için karalar giyinmiş olarak gözüküp, itaatini arzedin-
ce, Ağp-Arslan da ordusu ile Kars'a gelerek, dostluk kurduğu Gagıka, “Kı-
rallık esvabı” (hil'at) giydirdi (ve cizyeye bağladı). Kars'ta Sultanın ordusu-
na, bir kuzu bir “dahekan” hesabiyle verilen şölen için, 100 bin dahekan
harcanmıştı **,
Bundan sonra Sultan, geçen yıl yaptığı gibi, Kirman Meliki olan karde-
şi Karaarslan Kavurdun Şirazı alıp sınırlarını genişletme haberi üzerine,
İran'a dönmeğe hazırlandığı sırada (Ağustos 1064 sonunda), Anı ile çevre-
sini, Şeddâdı Emir Şavur'a, o da yaşlı olduğundan kendi oğlu (Anası Bag-
ratlı) Manuçehr'e verdi. Bununla, Anı-Şeddâdlıları (1064-1200) kolu, Selçuk-
lulara tâbi olarak kuruldu *. Bir fetihnâme ile, Rumlar'dan Anı'yı aldığını
3 Akhbâr, s. 27-28; ARİSDAGES, s.139; M.BROSSET, H. de la Göorgie, 1.328; MA-
TEOS, LXXXVTI;, Abu'l-Farac, 1.316-317; M.H. YINANÇ, Anadolu'nun Fethi, s. 58-59;
R.GROUSSET, s.613-615; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1. 337-343; M.A.KÖYMEN, Selçuk-
lu Devri, s.257-258; İKAFESOĞLU. 5.16; O.TURAN, Selçuklular Tarihi, s.105. KIRZI-
OĞLU, Selçuklular'ın Anı'yı Fethi ve Buradaki Selçuklu Eserleri (20 fotograf, Anı plânı ve
1064 Fethi Haritası ile), Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 11. 131-132.
* MATEOS, LXXVMI. Alp-Arslan, İran'a dönünce, 1064 güzünde Vanand bölgesi ile
başkendi Xars'ı Kıral Gagık, Kayser'e bırakarak, hanedanı mensupları ve muteberanı ile
göçmek istiyenlerle birlikte, şimdiki Kayseri ve Pınarbaşı (Samantı) kesimlerine yerleşti (MA-
TEOS, LXXXVIli; VARDAN, LV; E.HONIGMANN, s.66,186-187; R.GROUSSET,
s.615-616. VANAND'ın 6500 Km? lik arazisi, Biaznsa geçmiş oldu (KIRZIOĞLU, Kars Ta-
rihi, 1.344-345).
5 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.328; MÜNECCİMBAŞI, 11.508; SAİNT-MAR-
TİN, M.225. XIM.Yüzyıl müellif VARDAN'ın (LIX) oGançak (Gence) Emiri Fadlun)”,
70 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Bağdad Halifesine müjdeleyen Adp-Arslan'a, oradan gelen tebrik ve Elçi ile,
Ebü'-Feth unvanı tevcih edildi“, Sultan, 50 bin tutsak ve pek zengin yağ-
ma malları ile, 1064 Batı-Seferinden dönüyordu ”.
Alp-Arslan İran'a dönünce, 1064 güzünde Vanand ülkesini elegeçiren
ve Kars'a garnizon yerleştiren Bizanslılar, hem Malazgirt ile bütün doğuda-
ki kaleleri tahkim ediyor, hem de müttefikleri 7V.Bagraf'a deniz ve kara
yolu ile yardım ederek, onu güçlendirip, Selçuklu tâbiiyetinden çıkarmayı
gözetiyorlardı. Tuna boyundaki Peçenek Türklerinden Turak ve Gegen Beğler
arasında çıkan büyük anlaşmazlıktan faydalanan Kayser Dukas, bozulup
yenilen Peçenekle”den 15 000 lik bir atlı kolunu, 1064 te Boğaz'ın Anadolu
yakasına geçirterek, “İber” (Apkaz) Kıralı Bagrat'ın hizmetine gönderiyor-
du. Fakat bunlar, Boğazı atla geçme hârikasını göstererek, yine Tuna-Boy-
larına döndüler. Beriden, (IV.Bagrat'ın büyük vaadlerle teşviki üzerine)
Kafkaslar kuzeyinden Kâfir-Komuklar, Alanlar ve Khazarlar da, 1064 yılında
güneye inmeğe başlamışlardı **, Kafkaslar kuzeyinden bu urugların güneye
göçmelerine, doğudan gelip Edifin batısına geçmeğe başlayan “Son-Kıpçak-
lar” diyeceğimiz kalabalık göçebeler topluluğunun da tesiri olduğu anlaşı-
lıyor *,
Sultan Alp-Arslan, 1065 yılında Aral gölü bölgesi ve Hazar denizinin
doğu kıyılarını dolaşarak, İslâm olmamış Türkmen ve Kıpçaklar ile uğraşı-
yordu. Kışı da orada geçirmiş; “Cazıg” adlı Kıpçak boyu hâkimi Kafşıt/Kaf-
şufu itaat ettirmiş; Kharezm merkezi Gürgenç/Ürgençi imar ettirip, 1066
sözde “Afp-Arslan'a çiçekle müzeyyen altın tasvirler vererek Anı'yı ondan aldı; ve bu harap şehre,
daha çok ufak yaşta olan forunu Manuçe'yi (Manüçehr'i) hükümdar olarak gönderdi” cümle-
sine dayanan Rus bilginlerinin (W.BARTHOLD, N.MARR gibi), “Anı'nın satıldığı” yolun-
daki iddialarının çürüklüğü için, bak. KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.358-359; “Selçukluların
Anı'yı Fethi”, Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 11.124-125 n 22.
* Abu'l-Farac, 1.317.
9 O.TURAN, Selçuklular, $.105; İBNÜ'L-CEVZİ, .117-118.
* Akdes N.KURAT, Peçenek Tarihi, 1937 İstanbul, 5.136-137; O.TURAN, Selçuklu-
lar, 5.106.
* MATEOS (LXXV), 1050 yıllarında “Kardeşler” (Sarışın/Sarı-Saçlı anlamına) dediği
Kumanların, doğudan gördükleri baskı yüzünden göçerek Bizans sınırlarına varıp, onları
bunalttıklarını anar (Rumeli'den Bizans Kalesi Urfa'ya gelen askerlerden duyduğuna göre,
Urfalı müellif, bunu yazmıştır). Kiyef'te yazılan “Rus vekayinâmelerinde Po/ovisı(Sarışın an-
lamına) adı ile, Xuman-Kıpçaklar ise, ilk defa 1055 tarihinde zikredilmişlerdir. Demek ki Ku-
manların İdil boyundan Dnepr/Özü boyuna gitmeleri, 20-25 yıl içinde vukubulmuştur” (Ak-
des N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, 1972
Ankara, 5.72).
KIPÇAKLAR 71
Mayısı başlarında Merve dönerek Horasan'a düzen vermiş; ve 1067 yazın-
da da kardeşi Kavurd ile eniştesi E/-Basan'ın ısyanı yüzünden Kirman, 15-
takhr ve Şiraz seferini yapmıştı“, Bu yüzden Bizanslılar ve müttefiki
IV. Bagrat, Yukarı-Aras ve Kür boylarında serbest kalmıştı.
Gence Emiri 1. Fadlün (985-1031), 1030 yılında Dağıstan'a sefer ederek,
eski Khazar başkendi Samandar (Çamandar)ı (Tarku'yu) yağmalayıp, boz-
muştu. Bu yüzden Ahazarlar (ve Komuklar), Müslüman Şeddâdlılara
düşman olmuşlardı. /V.Bagrat, eşi Bizans Prensesi (I.Romaros Argy-
ros'un kızı) Helena, başkent Kutatıs'ta öldükten sonra, “Oslar Kıralı'nın kızı
ve (ve Os Veliahdi) Durgull! (Dogruel)in kızkardeşi Borena” (Boran) ile ev-
lenmişti. Bu yüzden, şimdi iktidara geçen kaynı Durgukli ittifakına alan
IV. Bagratın daveti ile, 1062 den beri birtakım OsAlan) âileleri güneye
göçerek, Tiflis Caferogulları Emirliği sınırlarına(şimdiki: Güney-Oset kesimi-
ne) yerleşiyorlardı. Buna karşı, Düvin-Gence Emiri Ebü'-Usvâr Şâvür (1020-
1067), Gencönin demir kalekapılarını 1063 te yeniden yaptırmış ve şehri
tahkime başlamıştı. 1065 te Kariefe son gelen Alan/Os ve başkaca Dağıstan
göçmeni yardımcı kuvvetlere güvenen /W.Bagrat, hem Selçuklulara vereceği
yıllık haracı ödemedi, hem de onlara tâbi 7/5 Emirliği ve Şeddâdlı toprak-
larına saldırmaya başladı *!, Bu sırada Terek ve Kuban boylarına da yayı-
lan Son-Kıpçak/Kumanlar'ın baskısı ile olacak ki, 1066 yılında Derbend-Geçi-
dinden gelen Khazar göçmenlerin, “Kahiân” (Şirvan batısındaki Kakhe-
tân?)da yerleşmesi *, bu sıralarda Kakhet Kırak Bagratlı (Loru-Bagratlıları
kolundan Sığnak hâkimi) Gagık oğlu Agsartan/Akhsatan'ı (1058-1084), din-
daşı /V. Bagrat ile ittifaka zorlamışa benziyor.
Sultan'ın kardeşiyle uğraşmasını, Bizans'ın desteği ile kaynı Oset Kıralı
Durgulelin ittifakını ve Kakhetli Agsartan'ın yardım dileğini fırsat bilen Ap-
kaz-Kartel Kıralı IV. Bagrat, 1068 ilkbaharında müttefik ordularıyla Şeki
bölgesini istilâ ederek, burayı, komşu ve müttefiki Agsartan'a verdi. Bu sı-
rada Şeddâdı Emin 11. Fadlün (1067-1088) ile Şamakı'yı başkent edinen
“ İBNÜ'L-CEVZİ, s.130-131; A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.148-199; O.TURAN, Sel-
çuklular, s.108-109. “Cazıg, şahıs ismi olduğu gibi, Macaristan'a göçeden Kumanlar'ın bir ka-
bilesinin de adı olmuştur” (A.Zeki V.TOGN, Giriş, 1.199).
*' M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.315; HEY'ET, Azerbaycan Tarihi, 1958 Baku,
1.147, 159-160. Bu son eserde (5.420), 1063 yılında yapıldığı dökme demir kitabesinde belir-
tlen ve 1138 de Gürcü-Kıpçak istilâsında Kutayıs'ta Gelat Manastırına götürülen Gence-
Kale kapılarının (HEY'ET, İstoriya Gruzüi, 1.190), yazıları okunan (arapçafotogralı da var-
dır.
* A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.199, 459 n 38.
72 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
komşusu Şirvanşah Salar (1063-1074) gibi Selçuklu tâbii Müslüman hâkimle-
ri, /V.Bagrat ile Alan/Aslı ve Kakhet/Sığnaklı Hıristiyan müttefiklere karşı çı-
kamadılar. Ordusunda “Rum ve Efrenc” (Bizansın gönderdiği yardımcı Fi-
renk/ Katolik?) de bulunan /W. Bagrat ile müttefikleri, 1068 yazı başlarında
Şeki kesiminden Xürün sağına geçerek, Şeddâdlıların Berde/Berdea şehrini
de yağmaladılar, bozup yıktılar. Bu acı haberleri duyan Sultan A/p-Arslan,
ülkesinin kuzeydoğusunu ve Kirman-Şiraz kesimlerini güven altına almış
bulunduğundan, sefer mevsiminin geçmesine rağmen, 1068 yazı sonların-
da, 77. Batı Seferi'ne çıktı “3.
Selçuklu kaynağı, bu seferlerin haberlerini, oldukça geniş vermiş ve
Kartel tarihindeki bu sefere ait bilgileri tamamlamıştır. Yüzbini aşan or-
dusu ile Kazvin-Erdebil yolu ile gelip, 1068 sonlarında Şirvan'a giren Sultan,
Başbuğu Emir Sav-Tekin'i bir ordu ile öncü olarak ileri gönderdi. “Şeki'nin
etrafında (Doğu-Kakhet'te) meşelikler ve ormanlar vardı ki, bunların arala-
rında Rumlar ve Abkhaz'ın eşkıyası, hırsızları gizleniyordu. Sultan (orduda-
ki) Mefiçilere, bu bataklıkları ve sazlıkları yakmalarını emretti. Bunlar ya-
kıldıktan sonra Sultan, bu yakılan yerin ortasında, demir levhalar ve bakır
çivilerle berkitilmiş taşlardan mürekkep İki Kal (Sığnak ile batı yanındaki
Çotur?) gördü.Fakat, bu kalelerin bulunduğu yere gitmek için, ne yaptı-
larsa mümkün olmadı. Binaenaleyh Sultan, bunu gördüğü vakitte meyus
oldu. Bu İki Kale'nin Sahibi (Sığnaklı/Kıpçak) ile Şekı-Meliki (Bagratlı Ag-
sartan) arasında, öteden beri bir kin ve adâvet vardı. Bu /ki Kale'nin Sahi-
bı, Kale'den inerek (herhalde Borçalı-Kazaklar gibi türkçe konuştukların-
dan), Müslüman oldu ve Kakkri teslim etti. Sonra Sultan, bu memleketle-
rin her tarafında bulunan Kakleri birer birer fethederek, her yerini istilâ
ve ne bulduysa, yağma etti.” Bundan sonra, (bütün ülkesinin zaptedildiği-
ni gören), “Efrenç/Şeki-Meliki Akhsatan, birtakım süvarileri” ile Sultan'ın ka-
pısına gelerek, onun huzurunda Müslüman oldu. Buna sevinen A/p-Arslan,
“bu vilâyetlerin emaretini” ona vererek, İslâmlığı öğretecek bir Fakıh tayin
* Akhbâr, s.3o; İBNÜ'L-CEVZİ, 5.136. Her iki İslâm kaynağının da, A/p-Arslan'ın bu
İkinci-Batı Seferi'nin başlangıç tarihini h.460 (m.1068 yılında göstermeleri, Kartel kronikinde
(M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.331), Sultan'ın Tiflis'e “10 Aralık 1068” günü vardığının
yazılması ile de doğrulanıyor. Bu seferi “7067 senesi sonlarında” göstermek (M.H. YINANÇ,
Anadolunun Fethi, 5.62; M.A., KÖYMEN, Selçuklu Devri, 5.260), düzeltmeyi gerektirir. İBNÜ'L-
CEVZİ'nin (5.136), Alp-Arslan'ın, çok karlar yağması ile askerin ölümüne ve hayvanlarının kırılma-
sına yolaçan h.460 (1068) Selerin'de, “Alan As) ülkesi kasdına yürümüş olduğu haberi de, bu
sırada “Abkhaz-Meliki Bakrat”ın, kaynı olan “Alan” (Oset) ülkesinden çok yardımcı getirtmiş
olmasına işarettir.
KIPÇAKLAR 73
ettikten sonra, “Apkhaz Meliki Bakratis (IV.Bagrat) üzerine yürüyerek”,
onun ülkesinde, “öldürmek ve yağma için askerlerini sebest bıraktı” *,
Kartel kaynağında, Sultan'ın ordusu ile “Ran” (Aran) ve “Heret” (Ka-
khet) ülkesine girince, zayıf olan Kakhet Kıralı Gagık oğlu Agsartan'ın ülke-
sinden zaptettiği bütün kaleleri, itaati üzerine yine ona vererek haraca
bağladığı anılarak, 7i/4s/Kartele girmesi de şöyle anlatılıyor: Kakhet ve He-
relin zaptına başlanmasından “üç hafta sonra Sultan, Kıral Bagraf'ın üzeri-
ne yürüdü, Maiyetinde Armenya (Taşir/Loru) Kıralı (ve Kaynatası Kürike/
I.Gurgen), Tiflis Emin (Caferoğlu Ebü'l-Heycâ Il.Mansür) ve (mühtedi)
Agsartan ile birlikte, Kartel'de Caçvi yanından ülkeye girdi. Sabahleyin
akıncılarını saldı ve akşama bütün Kartefi kaplattı ki, o gün 10 Aralık
1068 Salı (doğrusu: Çarşamba) idi” *. 4(p-Arslan, (kışın) Tiflis'te “bir Câ-
mi” yaptırırken, ordu, Başvezir Nizâmülmülkün idaresinde “Salib-Kalesi”
adlı ve kilisesinde Hz.İsa ile Meryem'in altın, Havarilerin gümüş tasvirleri
bulunan yeri (Ahıska kuzeydoğusunda Askur/“Cuvaris-Çikhe”—Khaç-
Kalesi'ni), çok yiğit askerlerin korumasına rağmen fethetti. Bu sırada kış
bastırıp, karlar yağdı; soğuktan askerden ölenler oldu, at ve mekâriden de
telefat verildi. 72/45 Emir, bütün mal ve erzakını orduya verdi *,
Gürcü kroniki, Sultan'ın Karte'de altı hafta (10 Aralık 1068-21 Ocak
106g) kaldığı sırada, akıncıların bir koldan (İmeret'te Faş-Riyon ırmağı
boyuna vararak, başkent Kutayıs doğusunda ve Faş'ın sağındaki) Argue!
bölgesini, (kuzeye yürüyen bir kolun da, Kafkas dağlarından gelerek sol-
dan Kür ırmağına karışan ilk büyük kol olan Liyakhvi-Çayı ortalarındaki)
Swer-Hisarı'na değin vararak, vurup yağmaladıklarını, her yeri kırıp yaktık-
larını; dağlara doğru kaçışan ahalinin, soğuktan kırıldıklarını ve bütün
Kartelin zaptedildiğini anlatır”, Selçuklu ordusu Arguef'e varınca, başkent
Kutayıs'ın da işgalinden korkan /V. Bagrat, Sultan'a Elçi göndererek, “lütuf
ve merhamet istirhamında bulundu.” Su/tan bu dileği kabul edip, akıncıla-
rı geri çağırdıktan ve kış iyice bastırdıktan sonra, “Bakratis bu yaptığından
pişman olarak”, yine ahdini bozdu, ısyan etti *.
* Akhbâr, s.30-31.
*“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.331.
“© Akhböâr, s.31-32; İBNÜ'L-CEVZİ, 5.136.
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.331-332. O.TURAN (Selçuklular, 5.113), SAİNT-
MARTİN (I1.181)i mehaz göstererek, “Türk akıncıları denize yakın Sver veya Sber kalesine ka-
dar yayıldı” diyerek, Çoruk boyundaki o zaman Bizans'a tâbi “S8er” (Erzurum'un ilçesi İs-
pir) ile, ad yakınlığından (Kafkaslar eteğinde ve Kür solundan çok kuzeydeki) “Sver”i bir
tutması, yanlıştır.
* Akhbâr, s.31-32.
74 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Ocak 106g sonlarında Kars'a geldiği anlaşılan A&-Arslan, 1064 te Anı
fethinin (16 Ağustos) haftasında itaat etmişken, güzün Bizanlılar eline ge-
çen bu Kaleyi fethetti. Kışı Kars'ta geçiren Sultan, Nisan 106g ortasında
buradan Ardahan-Khanak kesimindeki “Şertul'ni” (Şertul'lar) dahi denilen
“Nemrüd ibn Ken'an” hanedanı idaresinde bulunan bölgeye yürüdü. Yolda
(bugün buralar halkı takviminde “Camış-Kıran” ve Rumi “Abrel'in Beşi”
denen üç günlük sayılı) “soğuk ve kar fırtınasından çok zorluk çekti.” Su/-
tanın buradan Kutayıs'a doğru yürüyeceğini kestiren /V Bagrat, Eristawlar-
Eristawı Orbelyanlı Libarit'in oğlu ve Türk dostu (Bizans Valisi iken
Türkmen akıncılarını Erzincan ve Bayburt üzerine götüren) Yovanfyi Elçi
göndererek, bağışlanmasını diledi ve haraca razı olduğunu tekrar arzetti.
“Gürcistan'da beş ay” (10 Aralık 1068-10 Mayıs 1069) kalan Sultan, Ardahan
bölgesini de fethetmişken, “Türk Hakanı'nın (Semerkant Padişahı Batı-Ka-
rahanlı Ebü-İshak İbrahim'in) ölüm haberini aldı. Bu yüzden, Apkaz
(İmeret-Abaza) ülkesi elinde kalan 7V.Bagrafı haraca bağlayıp, fethettiği
yerleri Gence-Şeddâdlı Emiri Fadlün'a (ve Kars ile Ardahan bölgesini Anı-
Şeddadlı Emiri Manüçehr'e) vererek, Gence ve Berde'a üzerinden İran'a gi-
dip, (24-26 Temmuz 1069 da) Ramazan Bayramını #ar»'ta kutladı *,
Bu sefer sonunda, eskiden Tiflis Emirliğine aitken, Taşir Bagratlıları
ile IV.Bagrat'ın eline geçmiş olan yerlerden: Rus-Taw (Rud-Taw/Su-başı,
Tiflis güneydoğusunda ve Kür'ün sol kıyısında), Farçfa)khıs (Alget çayı or-
tasında), 7Tumanıs (Maçaver çayı boyunda) kaleleri ile çevresi ve Tiflis
Emırliği'nin himayesi, Gence Şeddâdlı Emiri Fadlün'a verilmişti “*. Denizden
ve karadan daima Bizans ile irtibatı bulunan Apkaz-İber Bagratı Kıralı,
enerjik ve iyi bir kumandan olup, Ocak 1068 başında, yedi aydan çok za-
mandan beri Bizans'ın nâibesi bulunan İmparatoriçe Evdokya ile evlenen
ve Mart 1068 de Selçuklular'a karşı sefere çıkan 7/V.Romanos Diyogenes'in
Sıvasa gelip, Türk akıncılarını takibinden de cesaret almıştı. Bu yıl bu
Kayserin Şeki ve Berdea seferi için 7V. Bagraf'a “Rum ve Efrenç (Norman)”
askerlerinden yardımcı göndermiş olduğu, yukarıda gördüğümüz Selçuklu
kaynağında, Kakhet ülkesinde bu addaki askerlerden bahsedilmesinden an-
laşılıyor. ZV. Romanos, 106g daki İkinci-Anadolu Seferinde, ordusundan bir
kolu Kapadokya (Kayseri-Sıvas) kesimine göndermiş, kendisi de Fırat'ı geçe-
* Akhböâr, s. 32; M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.332; M.H.YINANÇ, Anadolu'nun
Fethi, s.62-64; O.TURAN, Selçuklular, 5.112-113; KIRZIOĞLU, “Alp-Arslan'ın Fethettiği
Nemrüd bin Ken'ân/Şertul'ni Bölgesi”, Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 197ı Ankara,
111.378-390.
*“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.333-334.
KIPÇAKLAR 75
rek Van gölü kuzeyinde Akhlafı Türklerden almaya çalışıyordu. 1069-1070
kışını Zstanbulda yeni sefer hazırlıkları ile geçiren 7V. Romanos 1070 te
ulu başbuğ Auropalat Manuel Komnenos idaresinde büyük bir orduyu, Sı-
vas'a göndermişti. İşte bu 1070 seferi başlarında, “Kuropalat” unvanlı oğlu
Veliahd Görgi ile birlikte ve kaynı Oslar Kıralı Dorgulel/Durgule!'den de yar-
dım gören /W.Bagrat, Tifls/Kartel ülkesine sefere çıktı ve Şeddâdı Emin
Fadlun ile savaşa başladı 5!.
Bu sırada Dağıstan-Derbendi ahalisi (Komuklar), kendi hâkimlerini ya-
kalayıp hapseden Şirvanşah Salar ile bozuştuklarından, bu iki Müslüman
ve komşu ülke arasında savaş başlamıştı. Selçuklulara tâbi büyük Emir
Fadlün da, bu savaşlara katılıp, Şirvan'da bulunurken, 7V. Bagrat bunu fır-
sat bilerek Xartefe sefer etmişti "2. Gürcü kaynağı, (1071 de Malazgirt Za-
feri üzerine Bizanstan umudunu keserek yeniden Selçuklulara tâbi olunca-
ya kadar) /V Bagraf'ın Aran/Şeddadı Emiri ile savaşlarının tafsilâtını ver-
mektediri?. Kayser 7/V.Romanos, 1071 deki son seferinde Malazgirde 200
bin kişiyi bulan ordusu ile giderken, Teodosyopolis (Erzurum) konağında,
“arkasını emniyete almak için” Apkaz Kıralı IV. Bagraf'ın emrine, 20 000
zırhlı asker göndermişti. Bu sırada Oslar Kıral Dorgulelin kendi Beğleri
idarende gönderdiği “bu milletten 40 000 kişi”lik (2) yardımı da alan
IV.Bagrat, oğlu Kuropolat Görgi başbuğluğunda Gence çevresine akıncı
gönderip, yağma ve tutsaklar aldırdı. Malazgirfte Kayserin tutsak
düştüğünü ve ordusunun bozulup dağıldığını duyan Bagrat, artık Bi-
zans'tan umudunu keserek, Afp-Arslan'a elçilerle armağanlar ve birikmiş
haracını gönderip, bağışlanma dileğini kabul ettirdi; ve az sonra da, 24
Kasım 1072 günü öldü“,
3) Sultan Melikşah Çağı'ndaki İstirdadlar ve Fetihler:
Babasının biricik oğlu iken 16 yaşında Apkaz Kıralı olarak Kutayıs'ta
tahta geçen Kuropalat 77. Görgi (1072-1089) Kartelin ikinci büyük hanedanı
*! Semavi İYİCE, IV.Romanos Diogenes, 1971 Ankara, 5.5, 9, 11, 24-25, 29-30. Daha
Kayser IV.Mikhael Paflagon (1034/1041) tarafından verilmiş bulunan Bizans yardımcı as-
kerleri arasındaki “üç bin Varang” (Firenk/ Norman) askeri, “Kuropalat” unvanı ile Bizans'ın
hizmetindeki müttefiki /V. Bagrat tarafından, “Aşağı-Kartel” (Tiflis güneyi) kesiminde kullanı-
iyordu (M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.321). IV. Bagrat, Bizans yardımı sayesinde, Tiflis
Emirliğine saldırıyor ve 1040 ta ilerliyordu (HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.148-149).
“ O.TURAN, Selçuklular, s.113.
“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.333-336; M.H.YINANÇ, Anadolunun Fethi, s.82-
84; O.TURAN, Selçuklular, 5.113.
““ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.335-335; MATEOS, CIll; M.H.YINANÇ, Ana-
dolu'nun Fethi, s. 72; M.A.KÖYMEN, Selçuklu Devri, 5.265; O.TURAN, Selçuklular,
5.125.
76 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
sayılan Ördelyanlara, kendisini saydıramadı. 1071 de Osların yardımı ile
Taşir Kıralı Kürikeden alınan Samşoldöyi, eski atalarının mülkü olduğun-
dan Büyük-Eristav Orbelli/Orbelyanı Yovanöye, Tiflis güneydoğusundaki
Rustav'a yeni hâkim tayin edilmiş bulunan bu Yovane'nin oğlu Orbelli Zi-
bande de, Rustav'ın yerine, Loçoban bölgesinin temliknâmesini tevcih etti.
Bu temliki azımsayan Yovane, genç Kırala karşı ayaklandı. Kutayıs'tan or-
dusu ile gelen 77 Görgi, Sami-Çikhe (Üç-Kale demektir: Odzrikhe, Cuvaris-
Çikhe/Salib: Khaç-Kalesi ve Lomisant adlı Ahıska bölgesi hisarları)/ Sa-
Moskhe: Meskh(Mosk/ Mesk-Yurdu, ayni bölge) Begleri ile birleşerek ve Ka-
khet Kıralı Agsartan'ın da yardımını alarak, 1073 te Samşolde'yi kuşattı. Orbel-
li Yovane, güneydeki Somkhet dağlarına çekildi. Agsartan (nüsha: Görgi), Lo-
çoban'ı Libarif'ten aldı. Sonra, Orbelyanların çok parlak geçmişini ve büyük
hizmetleri ile bölgedeki eşsiz nüfuzunu hatırlatan uluların öğüdüne uyan
II. Görgi, Yovanenin ataları tarafından (IX.Yüzyılda) yaptırılan “Kide-
Kar'nı” (Klde-Kapıları) hisarı ile Samşoldnin ona verilmesini tasdik ede-
rek, işi tatlıya bağladı. Çok geçmeden Orbelli Yovane yeniden ayaklanarak,
doğudaki Gag-Kalesi'ni, 11. Görgi'nin koruyucuları elinden alıp, Emir Fad-
lün'a teslim etti; sonra da oğlu Libarif'i yanına alarak, adamlarıyla birlikte,
varıp Sultan Melikşah'ın hizmetine girdi 55.
Selçuklu ordusu ile 1075 yazında Aran'a (Karabağ-Gence'ye) gelen
Sultan Melikşah (1072-1092), burada, Bizans'tan gelen haracı aldı. Sonra,
Orbelyanlı Libarit ile Taşir (Borçalı) ülkesine girerek, kuşatıp aldığı Samşol-
deyi, Libari'e bağışladı. Bu sırada istirdad edilen Tumanıs'ı da, başka bir
Türk Emiri'ne veren Sultan, Karte'de 71. Görgiye ait bütün yerleri zapte-
dip, kalelerine koruyucular tayin ederek, pek çok tutsak ve yağmalarla bir-
likte döndü; kışı Aran'da geçirdi. 1076 ilbaharında buradan, başkent Isfa-
han'a döndü“, Bu sırada Selçuklular'ın bütün Aran ve Şirvan Vâlisi olan
“Serhengü'(-Khâs” (Kartel kaynağında: Sarang-Alkhaz) unvanlı Başbuğ Emir
Sav-Tekin idaresinde gelen çok kalabalık “Türkler, Aran (Karabağ-Gence)
ülkesinin bütün ova, dağ, nahiye ve kalelerine yerleştiler” 97.
Melikşah çağında Apkaz Kırallığı'nın, Yukan-Kür ve Çoruk boylarından
son olarak ve büsbülün uzaklaştırılması, Gürcü kaynağına göre, (Danişmendli)
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1. 272, 342-343.
* Ayni eser, 1.343; M.H.YINANÇ, Anadolunun Fethi, s.1 10; İKAFESOĞLU, Melik-
şah Devrinde Selçuklu İmparatorluğu, 5.113-114; O.TURAN, Selçuklular, 5.144.
* “Târikhü Bâb ve'l Ebvâb”dan naklen A.Zeki V.TOGAN, Azrebaycan, İA, ILıoı;
O.TURAN, Selçuklular, 5.144; Selçuklular Zamanında Türkiye, 5.38.
KIPÇAKLAR 77
Büyük Emir Ahmedin Posof taki, 24 Haziran 7080 Kol/Kuel Zaferi zaferi ile ol-
muş ve bunu müteakıp da, kol kol gelen Türkmen göçleri, çok yerleri ıssız
kalan bu bölgelere toptan yerleşmişlerdir. “Kartlis-Çkhovreba”da, bu
uğurda şunlar anlatılıyor, ki başka hiçbir kaynakta anılmıyor:
Sultan Melikşah, Gencöde 48 bin kişi ile Emir Sar(h)ang'ı 1076 da bıra-
kıp gitmişti. “Bu zamandan az sonra Sarang (Sav-Tekin) kendi çerisi ve
Gence, Düvin, Tumanıs Emirleri'nin askerleri ile, Kıral Görgye karşı yürüdü.
“Apkaz Kıralı Görgi de, Ülkenin Yukarı ve Aşağı kesimlerinde kendisine ait
kuvvetleri topladı ve Kakhet Kıral Agsartan'ı çağırdı. İki taraf, (Tiflis güne-
yinde ve Alget çayı üzerindeki) #arçkhız Kalesi altında savaştılar. Sarang
kolu, bozulup çekildi. (Bu zafer üzerine) “Kırallar-Kıralı” (unvanını alan
IL.Görgi), vaktiyle (1021 de Kayser T1.Basıl'in İber/Kartel Seferinde) “Rum-
lann eline geçmiş olan bütün hisarları istirdat etti: (Apkaz'ın Karadenizde
en güney ucundaki Nikopsia'dan ibaret) Anakopyd'yı Apkhazet (Apkazyur-
dujin başlıca yerlerini K(a)larcet'in (Ardanuç-Artvin kesimi), Şavşet'in, (106g
daki Alp-Arslan fethinden beri Türkler elinde bulunan) Cavakhet ve Artan
(Ardahan) Sancağı (Şertul'ni) kalelerinin çoğunu geri aldı. Bunun arkasın-
ca, Tanrının lütfu ile: şehir ve mülhakıyla Kars'ı, Vanand kalelerini, Kar'ni-
Por (Kapı'lar-Deresi/Tortum çayı bölgesi) ve Asyan (Doğrusu: Arsyan/ Arsı-
yan)ı aldı ve Türkleri buralardan çıkardı. Fakat az sonra (1077 de) Sarang,
bütün ordularını birleştirdi ve bunların yakınlarında” (metin, kopuktur) ...
“Bundan sonra Sultan Melikşah, gelip Samşuldeyi kuşatarak aldı; (1075
te bu kaleyi alırken kendisine bağışladığı, fakat 11.Görgi'ye yardımcı oldu-
ğu anlaşılan Orbelyanlı) Libarifin oğlu Yovanfyi tutsak etti; Somkhet (Kar-
tel güneyindeki Alget-Khıram ve Debed/Borçalı çayları) kesimini yağmala-
dı ve gitti. Ayni yılda (1077 de?) Sarang, Sultan'ın orduları ile, Samşulde-
Ovası'na girdi.” Kıral Görgünin ordusu da gelince, (ikinci defa) Farçkhıs'ta
yapılan cenkte “Kartelliler galip geldiler ve Persliler (Türkler) bozulup kaçtı-
lar.” Bu zaferinden sonra Görgi, tasarrufundaki Tao (Akkoyunlu ve Osmanlı
kaynaklarındaki: Tav-Eli/Yusufeli-Oltu kesimi Tayk) ve Bana'ya ( Oltu
kuzeydoğundaki Penek) gelince, “Oltis'ni (Oltu'lar/bu oymak adıyla anılan
kale, Oltu), Kamu-Kalak(Karun-Kalak/Karun-Şehri/Erzurum) ve Kars
“8 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.343.345 (Kartel kronikinin burasında, eskiden
yazma metninde forma düşmesi veya kayması gibi birşey olmuş; cümle burada kesilerek,
birdenbire 11. Görgi oğlu Davit'in 1089-1125 arasındaki hâkimiyetinin başlığı yer almış; fa-
kat, bu istinsah hatasından veya forma kaymasından hemen sonra, 1080 yılı savaşlarının
anlatılmasına geçilmiştir); Kartel kronikinden özetle nakli M.H.YINANÇ, Anadolu'nun Fet-
hi, s.110; İİKAFESOĞLU, Melikşah Devri, 5.113.
78 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
(1064-106g arasında Bizansa tâbi Kars) bölgelerine kumanda eden (Bi-
zans'ın) Doğu-Kumandanı (Kartelli Çanasdanlılardan ve 1064 te Anı'yı
Alp-Arslan'a karşı koruyan) Bakuryan oğlu “Grgol” (Grigor)da, buraya (Ba-
na'ya), Kıralın yanına geldi; ona hizmetini razetti. “Bu Grigol, müstahkem
Kars şehrini ve ona bağlı bulunan arazisini Kırafa verdi”. Kıral da, Kars'ı
ve korunmasını, “Şavşet Aznavurlari”na havale etti. (Doğu-Dükü Grigor'un
Kars'tan vazgeçip gitmesinin sebebi şuydu:) “Türklerin kudreti karşısında
Rumlar, Doğuda tasarruflarındaki arazileri, kaleleri ve şehirleri bırakarak
gidiyorlar; bütün buraları Türklere terkedip, onların yerleşmelerine imkân
veriyorlardı. Sınırlarda komşularımız olan Türkler, korku salarak, yıkarak
ve yağmalıyarak, Hıristiyanları kırıp tutsak alarak, her yere yayılıyorlardı.”
“Kıral Görgi, (Yukarı-Posof merkezi ve Ahıska ile Ardahan'ın Şavşat'a
varan yolu üzerindeki kaleli Kol köyü yerinde, Bizanslıların “Turo-Kas-
tron” dedikleri “Kvelis-Çikhe/Kvelis-Kur'dan ibaret)?* Xue'den uzakta
iken, Kars'ı zaptetmiş (Mayıs 1080) bulunan güçlü ve korkunç savaşçı (Da-
nişmendlü Gazi Taylu) Emir Ahmed idaresindeki Türkler, büyük bir ordu
ile ansızın saldırdılar. Türkler, (Orbelyanlı hanedanı gibi, bunların soyun-
dan “Çenasdanlı”) Hıristiyanlar tarafından çağrılarak, Kıral Görgiyi (Kol
Savaşında bozulduktan sonra)kaçmaya mecbur ettiler; birçok insanları
öldürdüler. (Kaçan Kıral'ın karargâhında) çok sayıda silâhlar, Kıralların
sofrasında kullanılan altın ve gümüş kaplar, her boyda değerli kadehler ve
bütün Kırallık Dıdebulları (farsça: Didebânları/Hâs-Muhafızları)nın çadır-
larını aldılar.”
“Kıral, (Posof'tan savuşarak, girilmesi pek güç balkanlık ve sık orman-
lı) Açara yolundan Apkazef'e (İmeret'in, başkendi Kutayıs'a) kaçtı. Bu sıra-
da (Haziran 1080 sonlarında) bu adamlar, zengin yağmalarla geri
dönüyorlardı. Yolda, Türk göçlerini Rum'a (Anadolu'ya) götürmekte olan
Büyük Emir Yası (nüsha: Yası Parı/lIparlı adlı Oğuz boyundan Yası)“9 ve
“9 E.HONIGMANN, s. 147,184'n 4.
“9 Kartel Tarihinin “Vakhuşt Yazmasi“nda bunun zamanı, “Kartel-Takvimi'nin
300(1080 miladi) yılında 24 Haziran” günü diye belirtilir. (M.BROSSET, H.de la Göorgie, |.
347, n 1, “Aziz-Yahya”/Yovannes Yortusu günü). Selçukluların bu 7080 Kol (Posof) Zafe-
rine, Kartel'in anonim resmi kronikçisi, yerinde olarak: “Did Turk-0ba” yani “Ulu Türk-
Bayramı” adının verildiğini anar (MANVELİCHVİLİ, Histoire de Göorgie, 195ı Paris,
8.154; HEYET, İstoriya Gruzii, s.152; fakat bu sonkinde ayni s.de: Alp-Arslan'ın İlk Sefe-
rinde “Akhalkalak”ı fethi “1066”da yanlış gösterilmiş; İkinci Seferi, doğru olarak 1068 dedir
diye anılmıştır). Yine Kartel kaynağında, fransızca tercümede, aslı verilmeyen bir türkçe de-
yimin gürcüce sonekli biçimi de veriliyor ki, Türkoloji bakımından çok değerlidir. 1080 de-
ki Son Selçuklu Zaferini müteakıp Apkaz Kıralı 77. Görgi, artık Selçuklu başkendi Aspah'(Is-
KIPÇAKLAR 70
Bujgob (nüsha: Bujğub) ile karşılaştılar. Taşımakta oldukları büyük mık-
dardaki altınları ve servetleri onlara göstererek; ve onlara Kırafın yenildiği
haberini de vererek, dediler ki:- Rum'a gitmenize hacet yok; işte ıssız ve
servetlere gömülü Gürcistan! (bunun üzerine) bu Emirler, hemen yollarını
değiştirerek, ülkenin üzerine, çekirgeler gibi (yani, çok kalabalık olarak)
yayıldılar. O zaman, Aziz-Yahya Yortusu (24 Haziran 1080) günü idi.
Böylece, (Çoruk boyunda) Asis (nüsha: Kar'nis)'- Por'ni (Kapı'lar-
Dere'leri/Tortum bölgesi)den (Kara-) Deniz kıyısına değin Afa)larcet (Ar-
danuç-Artvin-Borçka), (o Şavşet, (o Açara, (o Samçkhe O(Posof-Ahıska-Azgur-
Koblıyan), Kartel (Tiflis-Göri kesimleri). Arguet (Faş boyunda ve Kutayıs
fahan)a tâbi olurken, “Turki Koçev'nikı”, yani “Türk Göçebe'leri”, çadırları, obaları ile bütün
Kakhet ve Kartel ülkelerine doldular deniyor(HEY'ET, İstoriya Gruzii). Bugün de Tiflis-Bor-
çalı'daki Karapapaklar'ın, (bava/baba, çovan/çoban, keç-ava/göç-oba ve yavan/yaban sözle-
ri ile benzerlerinde olduğu gibi) B sesini aşırı derecede V ye çevirme âdeti gözönünde tutu-
lunca, 1080 lerde türkçe “Köç-Oba/Ava” deyiminin gürcüce çokluk seneki ile (Kartel dili ve
alfabesinde “Ö” ve “Ü” sesleri yoktur) nasıl “Koç-Ev'niki” biçimine girdiği, kolayca anlaşılır.
Rahmetli M.H.YINANÇ (Anadolunun Fethi, 5.112), metindeki Büyük Emirin adları-
nı, “Ebü Yakub ve İsa Börü” olarak benimsemiştir. İİKAFESOĞLU da (Sultan Melikşah
Devri, 8.114) bu imlâyı Hocamızdan naklen tekrarlanmıştır. Birinci adın varyantına “Pari”
(Parı, Kartelcede “1” sesi de, Avrupa dillerindeki gibi yoktur) olarak gösterileni de atlayan
O.TURAN (Selçuklular, 8.197; Selçuklular Zamanında Türkiye, 5.39) iki eserinde de asıl
imlâları verip, tahminini de belirterek şöyle yazıyor: İası/Ayaz? ve Bujgob/Mengücik? adlı iki
büyük Emir”.
Gürcü alfabesindeki 38 harften ancak “A,E,İ,O,U'dan ibaret 5 seslinin bulunduğu bi-
lindiğinden (A.GUGUSHVİLİ, The Georgian Elphabet, Georgica, Vol.ı, No.ı, 1935 Lon-
don, 5.128-129), birinci Emirimiz'in adını “Yası Par” okumak gerekir. Bu Yası'nın adaşları,
tarihte biliniyor: Kayser K.PORFİROGENET tarafından Istanbul arşivlerine göre yazılan
850 yıllarındaki “Sekiz-Peçenek” (Sekiz-Oğuz?) boyundan “Kopon/Kapan” adlı boyunki, Bulga-
ristan'a komşu ve Tuna boyundaydı-- Beği “Yazı” idi (Akdes N.KURAT, Peçenek Tarihi,
8.44,54,56; İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, 8.325). LRASONYI (Ta-
rihte Türklük, s.i31) Peçenekli “Kapan” boybeğinin adını, “bozkır” (dilimizdeki “Yazı/Ova,
Ak-Yazı, Kara-Yazı ilçe adlarındaki gibi) anlamına gelir diye işaretleri, doğrudur. Düz ova-
da doğan çocuğu, bu ad verilmiş olmalı. KAŞGARLI (111.24) “Yası ”yı, "yassı,enli” ve “Ya-
a”yı da (1.94, 135 vb.), bütün Türkçelerdeki gibi “ova, kır” anlamına gelir gösteriyor. Bu
Türkmen “Yası” Beğin ikinci adını “Par” okumak gerek: KAŞGARLI'da “yıpar”, en güzel
koku, “misk” anlamına anılıyor ki, REŞİDEDDİN'de (A.Zeki V.Togan, Oğuz Destanı, s.51)
Boz-Oklar kolundan gösterilen “Yapar/Yıpar” boyunun, asıl adının “Yağma” olup, onun bo-
yundan Türkmenlerin Xhıtay'da kaldıklarına ve savaşta öncü olarak çarpışıp, Türkistan'da
kalmadıklarına işaret ediliyor. XV.Yüzyıldan kalma çok süslü minareli ve mihrab duvarı
harcına “7par/Misk” katıldığı için vakıf kayitlerinde “Zpariye-Câmi'i” (böyle Ipar kokan bir câ-
mi de, Kırım'da ayni adla anılıyordu) adlı Akkoyunlu eseri, Diyarbekir içinde bulunmakta ve
ötedenberi halk arasında hep “Parlı-Camisi” diye anılmaktadır (1967 Diyarbakır Yıllığı, 1967
Ankara, s.313 plân, “Parlı/Safâ câmii”, 324). “Bujgob/Bujgub” adının aslını ve manasını,
şimdilik bilemiyoruz.
a
80 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
doğusunda/ Açıkbaş/ Başıaçuk'ta), Samo-Kalako (başkent Kutayıs/Kutatıs
kasdedilerek, “Şehir-Çevresi” /Kutayıs-Banliyösü) ve Ç(wkondid (Kutayıs
batısında, Megrel/Mingrel'de, Çkhenis-Çkhal/Temürnâmedeki tercümesiy-
le “Aygır-Suyu” ile Tekhur çayları arasında ve Faş/Riyon ırmağı sağında-
ki bölge), hep Türklerle doldu; bütün bölgeleri yağmaladılar ve oraları
esarete düşürdüler. Ayni günde Kutatıs (Kutayıs)ı, Artanulu Kf/a)larcet'in
(12 adet ve ünlü) Târik-i-Dünya Manastırlarını yaktılar. Onlar, ilk karlar
yağıncaya değin buralarda kalıp, ülkeyi sömürerek; ormanlara, mağarala-
ra, kaya oyuklarına ve en dolambaçlı yerlere saklananları bile bulup,
öldürdüler. Türklerin büyük ve (Faş boylarına değin) ilk yayılmaları,
böylece 1080 yılında olmuştur” ©!,
Tarihi ifadesini, sırasını bozmadan aynen yukarıya aldığımız Gürcü
kaynağındaki haberler, Melikşah çağında Kür boyundaki savaşları ve niha-
yet 1080 yılında Türklerin büyük Ko/-2Zaferi sonunda, bütün Yukan-Kür ve
Çoruk boyları ile Batı-Gürcistan sayılan Faş ırmağı bölgesine nasıl yerleştik-
lerini göstermesi bakımından, pek değerlidir.Bizans tarihçisi Anna KOM-
NENA da, bu sıralarda kalabalık Türk göçlerinin Mugan'da kışladıktan
sonra, 1081 yılında gelerek, Çoruk kaynaklarından başlayıp, bütün Karad:-
niz kıyıları ve Trabzon şehrini de fethettiklerini belirtmektedirler“?. Merkezi
Erzurum olan Emir Ebülkasım'ın Saltukogulları Emâreti'ni, “bu 1080 tarihin-
den itibaren tesise bağlamış olduğu anlaşılmaktadır”. Saltuklu Hükümeti,
“Erzurum, Kars, Ardahan ve Bayburt, Rize ile, bütün Çoruk havzası'nı ihtiva
edi-yordu” ©.
Didebulları ile danışan Bagratlı 77. Görgi, elindeki esas Apkaz-Eli (Ap-
khazya) ve Kuzey-İmeret'in dahi alınacağı korkusundan, “Ul Sultan Melik-
şah”a sadakatini arzetmek üzere, 1082 yılında, Selçuklu başkendi Zsfahan'a
gitti. Hıristiyan kalması, araç ödemesi ve gerektiğinde asker vermesi şartı ile,
elindeki topraklara sahip olma dileği, kabul edildi. 1082 Ekiminde ülkesi-
ne dönerek, (Kür ve Faş suları ayrımındaki) “Likh Dağları”nı aşıp, onların
batısında kalan “4pkhazet”e sahip ve Selçuklu tâbii olarak kaldı “*,
*! M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.345-348.
* M.H.YINANÇ, Anadolunu Fethi, s.112-113; İİKAFESOĞLU, Melikşah Devri,
s.1Iiş-115n6.
* M.H.YINANÇ, Anadolunun Fethi, s.111,132,190; Erzurum, İA, IV.349.
“* M.BROSSET, H.de la Gorgie, 1.348-349; M.H.YINANÇ, Anadolunun Fethi,
s.113; İ.KAFESOĞLU, Melikşah Devri, 5.1 15.
KIPÇAKLAR 8ı
Selçuklu İmparatorluğu'nu 1040 taki kuruluşundan beri çok uğraştıran,
Horasan ile İran ve Irak ülkelerindeki yerli İslâm ahaliyi de büyük zararlara
sokup, sızlanmalarına ve devlet kapılarına değin yakınmalarına sebep
olan, yersiz yurtsuz çok kalabalık Oguz/Türkmen göçebelerine, Hıristiyan
topraklarında yaptıkları bunca “Gazâ”lar sonucunda, kılıç-hakkı olarak,
ebedi ve minnetsiz yaşanacak bir yurt kurulmuştu: Anadolu'da Türk-El.
Rahmetli Hocamız Mükrimin Halil YINANÇ, bu mutlu neticeyi, şu ifa-
deleriyle pek güzel anlatmaktadır:
“Bu hâdise, çok mühim neticeler husule getirmiştir. Bir kere, Büyük
Sultan Melikşah ile, onun Veziri Nizâmülmülk, Türkistan'da kalan veya Hora-
san ile Jrak-ı-Âcem'e yayılıp dağılmış bulunan; ve buralarda ikidebir de,
bir Selçuklu Şehzâdesi'nin etrafında toplanarak, ısyanlara sebep olan ve karı-
şıklıklar çıkaran Türkmen uluslarına ve boylarına, yaylak ve kışlak olarak,
yeni fethedilen Anadolu kıt'ası'nı göstermişler; ve bu ülkeyi onlara ıkfâ ede-
rek, Yurt olmak üzere vermişlerdir. Bu yüzden Anadolu'ya, kesif bir muha-
ceret başlamıştır. Türkmenler'in en mühim bir kısmı, bu suretle, buraya gel-
mişlerdir? ©,
B— DOĞU'DAN SON-KIPÇAKLAR'IN KARADENİZ KUZEYİNE GELİŞİ
(XI. Yüzyıl)
Yukarıda gördüğümüz Türk destanları, Yunan ve Roma klâsik eserle-
ri, yazısı eski olan Süryani müelliflerinden tercüme ve “grabar”/eski-
ermenice ile Kartel/Gürcü vakayinâmeleri, bilhassa örneklerini sunduğu-
muz eski coğrafya adları, Kafkasların kuzey ve güneyinde, İslâmlıktan hat-
tâ, Milâddan öncelerinden kalma “Kıpçak” ve onların kolundan: “Khazar/
Khazır, Barsel/Parsıl, Bulgar, Kamak, Vanand, Kuman/Kumuk” adlı urug ve
boyların varlığını, keskin olarak göstermiş bulunuyor. Biz, İslâmlıktan
önceleri Kafkaslar bölgesinde yerleşen ve etnik, coğrafi hâtıralar bırakan
bu gibi Türk uruglarına, toplayıcı ve gerçek bir adla “İ/k-Kıpçaklar” ve
XI.Yüzyıldan sonra doğudaki yeni göçlerle Karadeniz kuzeyine ve oradan
Balkanlar ile Kafkasların güneyine yerleşenlere de, “Son-Kıpçaklar” denil-
mesini uygun görüyoruz. Bu gerçeği çoktan gören Rahmetli Hocamız
A.Zeki V.TOGAN, Kıpçak/Kumanlar'n Kafkaslar ülkesindeki eskilikleri
üzerine, şunları belirtiyor:
“Kıpçak unsurunun bir kısmı, öleden beri Edil'in batısında bulunmuştur. ”
Oğuznâmelerin “zikrettiği bu mıntıkalarda Kıpçak kabilelerinin Milâd çağ-
8 M.H.YINANÇ, Anadolunu Fethi, 5.166.
F.6
82 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
larında yaşadığı, PLİNİUS'ün (23-79) kayidleriyle teyid edilmektedir. Bu
müellif, Kafkas dagları'na yakın yerlerde birlikte yaşayan iki kavim sıfatiyle
'Camacs et Orans? yani Kemaklarla Uranları zikretmektedir. Ayni müellif,
Derbend (doğrusu: Daryal)- Kapısı hakkında, 'Buna, Kumania-Kapısı diyor-
lar, demiştir.” MÜNECCİMBAŞI'nın faydalandığı Oğuz destanırida (LÂ-
Rİ varyantı), Dağıstandaki “Kumuklar, Oğuz-Khan zamanında Derbend'in
muhafazısına memur edilen Kıpçakların bir boyu olarak zikredilmiştir.”
“BEYZÂVİ'nin bahsettiği Muşirvan (531-579) çağında, Khazarlar'a tâbi iken,
İran elindeki “Derbend'i istilâ eden Kıpçaklar”a ait rivayetler, bu Kumuklar'a
ait görünüyor. Xumuklar, bugün hakiki Kıpçak şivesini safiyetle muhafaza
eden, başlıca bir boydur”. “(1090 yıllarında biten vak'ların da eklendiği
arapça)” “Târikh al Bâb Va'l-Abvâb”da da bahsedildiği gibi, “bu Xumuk-
lar, Azerbaycan ile Derbend Araplar'ın idaresinde (645-872) bulunduğu
zaman dahi mevcuttu.”
“Gürcü vak'anüvisleri, daha İskender zamanında, yani m.ö.g.üncü asır-
da, Kür nehri boyunda Bunturki ve Kıpçak isminde iki Türk kavminin gelip
yerleştiğine dair rivayet nakletmişlerdir.” —PLİNİUS'ün yukarıdaki haber-
leriyle teyid edildiği gibi— “Kıpçakların da, o kadar eski zamanda (bura-
lardaki) mevcudiyeti, yine imkân dahilindedir” ©,
1) Son-Kıpçaklar'ın Edil-Özü (Dinyepr) Boylarına Yayılışı ve Türlü Adlarla
Tanınmaları, Boy ve Oymakları:
Yüzyılımızın başından beriki araştırmalar, XI.asırda Karadeniz kuze-
yine ve oradan Balkanlar ile Güney Kafkas ülkelerine yayılan Kuman-Kıp-
çaklar'ı, İslâm kaynaklarında anılan Yukarı-Irtış boylarındaki “Kemak/
Kemek” uruğunun bir anakolu olarak göstermektedir“7”. PLİNİUS (X11,18),
şimdiki “Amuderya havzasında” komşu olan “Camacae ve Comanae, yani Ki-
mak ve Kumanlar'ı zikreder. Bu Kuman kavmi, (eserini 42 yıllarında yazan)
Pomponius MELAE”de, (Aral gölü güneyindeki) Dahaeler ile (bunların
doğusundaki) Sogdlar arasında “Coamani” adı ile anılmıştır“. İran destan-
larında, “hâkim unsuru Çigiü ve Kharlukh (Karluk) olan cihanşümül bir
© A.Zeki V.TOGAN, Giriş, (1946 Istanbul baskısı, 1.154,155,225,450 n 305), 1.160-
161,257-258,459 n 305.
“7 V.MİNORSKY, Hudüd al-Âlem, izahlar bölümü, 5.304-305; A.Zeki V.TOGAN,
Giriş, Lışg; F.SÜMER, Oğuzlar, 8.31-32; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz, s.69-
70; O.TURAN, Selçuklular, s.31; Selçuklular Zamanında Türkiye, 8.4-5.
© A.Zeki VVTOGAN, Giriş, 1.159.
KIPÇAKLAR 83
Türk Devleti nin hükümdarı “4/rasyab”ın, düşman takibine uğradığı sıralar-
da, “Kemâk Memleketi'ne ve “Deryâ-i Kimâk”a döndüğünden bahsedilen
yerler de“*, Zrtış boyları ve Balkaş gölü olsa gerektir.
Karadeniz ucuna ve Kırım'a değin hâkim olan İ/k-Köktürkler çağın-
dan, yazıtlar elegeçmiştir. Yenisey Anıtları ile İkinci-Köktürk Yazıtları” nda ve
haleflerinden Uygurlu Moyun-Çur Kağan gibi Irtış'ın batısına değin sefer
edenin bıraktığı yazıtta da, Oğuz Destanlarında anlatılan “el” (devlet) sa-
hibi Altı-Urugdan Uygur, Karluk ve Oğuzlar anlatıldığı halde, Kanglı, Kalaç
ve Kıpçaklar bu adları ile anılmayıp; başka adlı Türk birlikleri içinde
gösterilmişlerdir. A.Zeki V.TOGAN, Köktürk yazıtlarındaki “Kenger-4s”
adının, Peçenek (ve Kıpçak) boyu “Kenger” (Kangar) ile, Doğu-Köktürk
ülkesinde “Az budun” ve Batı-Köktürkler'deki Ezgiş/Az-Kişi adlı Türk uru-
gunun bir kolu olup, eskiden İrani bir unsurken çoktan Türkleşmiş
“AsYAlan) urugunu gösterdiğini anar”, İkinci-Köktürk devleti içinde bulu-
nup, anıtlarda adları geçen Türk urug ve boylarının yerleri ile sonlarını
araştıran F.SÜMER Bey, Batı-Köktürkleri'ndeki “On-Oklar'a mensup te-
şekküllerin başında Peçenekleri saymak mümkündür” diyerek, Bizans kay-
naklarının soylu üç boyun birliği diye andığı Kangar adlı Peçenek toplulu-
gunun, Sırderya ortasındaki Karaçuk (Farab) dağları ile onun kuzeyindeki
bozkırlarda yaşayan “Kengeres” olarak 710 daki Köktürk seferinde anıldığı
kabul edilmiştir, diyor”. Biz, yukarıda (s.18, 37-38, 48, 51-54) Kartel/
Gürcistan tarihinde, m.ö.VTİ.yüzyılda “Khazar” kolu olarak gelmiş gösterilen
“Os” (As), m.s.74 yılında Paçanigler ile birlikte Kür ve Aras boylarına akın-
larından bahsedilen ve sonra Apkaz'a kuzeyden komşu olup, bugüne değin
adları ile anılan “Cik'x” (Cik'yurdu) kesiminde oturan “Cik”, V.yüzyılda
ermenice ve 1064 Alp-Arslan fethinde de Gürcü kroniki'nin Arpaçayı baş-
larında ve Çıldır doğusunda gösterdikleri “Kankar'k/Kangar'lar” denilen
sancağa adlarını veren Kipçak/Peçenek boyunun varlığını görerek; Orkun
Anıtlarında ve Moyun-Çur yazıtında Kem (Yenisey başları) ile batısındaki
Ertiş/Irtış ırmağı yukarılarında oturdukları belirtilen Az ve Çık/Çigil urug-
larının, Xrpçak/Kuman kolundan geldiklerini, güvenle ilerisürebiliriz. Ayrı-
ca, eski Türk din ve geleneğine göre “Kuzey”deki kol sayıldıklarından,
güneydeki urugdaşlarına göre “Kara-Türgiş” elinin içinde de, “Kenger-A4s/
Kangar-As” boyları gibi Kıpçak unsurları olması gerekir. Milli kaynakları-
“* Ayni eser, 1.19.
9 Ayni eser, 1.52-53.
7! FE.SÜMER, Oğuzlar, 8.13,35.
84 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
mızdan Xö/-Tigin ve kardeşi Bilge Kagan anıtlarında, ortaklaşa şu bilgiler
veriliyor:
47 yaşındayken 731 yılında ölen Köktürk Başkumandanı K0/-Tigin'in
ertesi yıl yapılan anıt-türbesine ağabeğisi Bilge Kagan'ın yazdırdığı, onun
savaş ve erliklerini gösteren yazıttan (Köktürk deyimleri ve bugünkü dili-
mizle):
a — “Türgiş Kaganı, Türkümüz'den, bodunumdan idi; bilmediğinden
(câhilliğinden) bize yanıldığı, yazındığı (ısyan ettiğijüçün, Kaganı (savaşta)
öldü; Buyrukı, Begleri de öldü. On-Ok bodun, emek çekti, atalarımızın
tutmuş olduğu yerler, sular sahipsiz olmasın diye, Az bodununu düzene
koyup (satır kırık) (onların hâkimi) Bars (unvanlı) Beg idi; (ona) Kagan adı-
nı, burada (ülkesinde) biz verdik; küçük-kızkardeşimi ona, hatun verdik.
(Böyle iken Azlar'ın) özü yanıldı, (savaştığımızda) Xagan'ı öldü, bodunu
da karavaş ve kul oldu. Kögmen (Kem/Yukarı-Yenisey ırmağı başlarındaki
Sayan) toprağı, suyu sahipsiz kalmasın diye, Az ve Kırkız bodununu düze-
ne koyup, geldik” (1 Doğu 19-21) (bu vak'a, 700 yılından önce idi).
b — Köl-Tigin 26 yaşındayken (710 yılında) kışın “süngü batımı kar-
ları söküben, Kögmen-Yışa doğru yürüyüp, Kırkız bodununu, uykuda bas-
tık; Kagan'ı ile Sanga-Yış'ta savaştık.” Ko/-Tıigin'in erlikleriyle, Kırgız Kaga-
nini öldürdük, Elini aldık. O yılda (yazın), Türgişler'e karşı (Altun-Yış'a)
doğru /rtış-Ögüz'ü geçip, yürüdük. Türgiş bodununu uykuda (ansızın) bas-
tık. Türgiş Kaganı ordusu, Bolu'da ateş gibi, bora gibi geldi. (Bolçu'da) sa-
vaştık.” Kö/- Tigin'in kahramanlığı ile (satır kırık, zaferi kazandık),sonra yi-
ne girip, Türgiş-Kaganı'nın Buyruk'u (veziri) Az (bodunun) Tutuk'unu (Ku-
mandan-Vâlisini Köl-Tigin, kendisi) elde tuttu (tutsak aldı). Xagani'nı, ora-
da öldürdük. Elini aldık. Xara-Türgiş bodunu, hep itaat etti. O (Kara-
Türgişli) bodunu, 7ağar'da (bu addaki yerde) kondurup yerleştirdik, satır
kırık)” (şimdiki Tacikistanda bulunan İran kavmi) Sogdak bodununu düze-
ne sokmak üzere, Yinçü-Ögüz'ü (Sır-Derya'yı/Seyhun-Irmağını) geçerek,
(Amuderya/Ceyhun sağındaki Termiz şehrinden geçen çayın boyundaki
büyük dağ-geçidi ve hisarla tahkim edilen) Temir-Kapıgğ'a değin sefer ettik.
(Yine 26 yaşında iken Köl-Tigin, bu Termiz-Demirkapısı'ndan, 710 yılın-
da) ordan geri dönüp, Kara-Türgiş bodunu düşman olduğundan, Kengeres/
Kangar-As'a doğru vardı. Bizim ordunun atları bitkin, azığı yoktu. Kötü
kişi erfkırık); (Kangar-As ülkesinde) alp-erler, bize hücum etmişti. O sıra-
da pişman olup, (ordunun çoğu kışlağına dönmüşken) K0/-Tigin'i, az as-
kerlerle ulaştırıp gönderdik. Ulu cenkte savaşmış; Alp-Şalçı (adlı) ak atına
KIPÇAKLAR 85
binip vuruşmuş; Kara-Türgiş bodununu orada öldürmüş (itaate) almış. Ge-
ri dönüşünde (Kuzey yüzündeki ilk satırın başı kırık) ile, Koşu Tutuk (Ko-
şu adlı Kumandan-Vâli) ile savaşmış; çerisini hep kırmış, evini, varını (kı-
rik yer) hep getirdi” (I Doğu 35-40 ve Kuzey 1.satır).
c — Köl-Tigin 30 yaşında iken (713 yılında) düşman olan müstakil
Karlukları “Tamag-Iduk” adlı yerde yendikten sonra itaate aldı. (Karluklar
ile ittifak ettiği anlaşılan) “4z bodunu düşman oldu. (onlarla) Xara-Göl'de
(Ob ırmağı başkollarından Çolışman suyuna ve Abakan bölgesine yakın
RADLOFP'ta da, 1.12 geçen “Kara-Köl”) savaştık. Kö/-Tigin otuzbir yaşın-
daydı (714 yılı). Alp Şalçı (adlı) atına binip hücum etti, Az Ellteber'ni
(Umumi-Vâlisini) tuttu. Az bodunu, orda yenildi. Amucam (691-716 ara-
sında nâip olarak hükmeden Kapagan) Xagan'ın devleti sarsılıp, bodunu,
eli ikiye ayrıldığı sırada (Balkaş gölüne dökülen İle/İli ve batısındaki Çu/
Talas ırmakları boylarında yaşayan ve Bizanslılarca “Azkel”, 631 de Se-
merkand'ı gören Çin gezgini HÜEN-ÇANG'ın bu ülkede ordunun özünü
teşkil ettiğini andığı “Çi-kie” ve İslâm eserlerindeki “Çikil/Çigil” adlı Kıp-
çak uruğundan ibaret) İzgil bodunu ile savaştık. X0/-Tigin, ak Alp Şalçı'ya
binip, hücum etti. O at, orda öldü. (İ)zgi/ bodunu yenildi. Bu sırada gök,
yer bulandığından (ortalık karıştığı için), kendi bodunundan olan Tokuz-
Oğuz (Uygur) bodunu da düşman oldu. Onlarla bir yılda beş yol savaş-
tk.” Köl-Tigin bu savaşların hepsinde, (Azlar'dan yağmalanmış olan cins
iki atına) “Azman akına” ve “Az yağızına” binerek, savaştı (I Kuzey 1-8)”.
734 te yapılan Bilge Kagan (716-734) anıtı yazılarında da, onun ağzın-
dan, seferleri ve yaptıkları anlatılıyor. Bunda, mevzuumuzla ilgili şu bilgi-
ler veriliyor:
a — (14 yaşımda Tarduşlar üzerine 697 yılında, Şad olarak tayin edi-
lişimden sonra, Amucam Kapagan Kagan ile savaşlara katıldım) Yukarı-
daki “a-”da yazılanların tekrarı veriliyor (1 Doğu 16-17).
b — “Yirmialtı yaşımda (710 yılı), Çik bodunu, Kırkızla birlikte
düşman oldu. Xem (Yukarı-Yenisey ırmağı)i geçerek Çi#e doğru seler et-
tim. (Onlar ile) Örpen'de savaştım; içerisini süngüledim; Az budununu al-
dım (kırık), tâbi kıldım” (II Doğu 26).
c — (Amucam Kagan'dan sonra, 716 yılında Ötüken'de tahta)
“Özüm oturduğumda, (dört yandaki) bodunu düzene koydum (kırık);
” Hüseyin N.ORKUN, Eski Türk Yazıtları, 1.38-39, 45-50; M.ERGİN, Orhun Âbide-
leri, 1970 Istanbul, 5.7-8, 11-14,54, 57-58.
86 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Türgiş-Kaganı'na kızımı, ulu törelerle verdim. Türgiş Kaganı kızını da, ulu
törelerle oğluma alıverdim” (Kuzey 9-10) ”.
Uygur Kaganı Moyun-Çur adına dikilip, 744-758 yılları seferlerini anla-
tan “Şine-Usu” anıt yazıtında, “Çikler” ve komşuları “Kırkız” ve Sayan/
Kögmen batısındaki “An:” (boyu) bölgesi ile, (Dağıstan'da Çeçen-İnguş-
lar'a komşu olan Kıpçak oymağı'nın anakolu) “Kara-Bulak”, “Çığıltır-Köl”
ve “Çigil-Tutuk” üzerine bilgi veriliyor ”*. Kuzey ve güney yüzündeki satır-
ların birçoğu bozulup aşınmış bulunan bu mengütaştaki yazıtta, şu bilgi-
ler var:
a — (744 te Üç-Tuğlu Türkler, 745 te Üç-Karluklar'ı, kendi uruğu
Tokuz-Oğuzlar/ Uygurlar ile bozan İl-Etmiş Bilge/Moyun-Çur Kagan, ba-
uda On-Oklar içine kaçan, sonra yine gelen “Üç-Karluk” ile 747 de) “sa-
vaştım (satırın yarısı bozuk) Tay-Bilge Tutuku Yabgu atadı (barıştı); ondan
sonra atam (Köl-Bilge) Kagan öldü” (Kuzey 11-12).
— (Bundan sonra ben, Mayıs 747 de) “Burgu”daki savaşta “Sekiz-
Ki (Yabaku), Tokuz-Tatar” uruglarını (arka-arkaya) yendim, yılkısını,
varını, çoluk-çocuğunu getirdim. Beşinçay (Haziran 747 de) uyarak (ittifak
ederek) Sekiz Oğuz, Tokuz-Tatar, kalmadı, geldi.” Ben, “Selenge” ırmağı ba-
tusında (Kem/Yenisey başlarına doğru) sınır kesip, ordu yerleştirdim. Bun-
” Hüseyin N.ORKUN, Eski Türk Yazıtları, 1.56-57, 60-61; M.ERGİN, Orhun Âbide-
leri, 8.21,24-25,33,64,66,73.
”* Dağıstan'da, dillerinde, komşuları Alan/As sözlerinden de tesbit edilen, Rus istilâsı
üzerine geçen yüzyılda çoğu Türkiye'ye göçen ve birkaç köyü Çeçenler'in Znguş boyu içinde
kalan “Türk kavmi"nden “Kara-Bulaklar” (Ş.EREL, Dağıstan ve Dağıstanlıklar, 5.51), bugün
azalmışlardır. 1955 te 2.defa Moskova baskılı “Atlas SSSR”de (Sovyet Atlası) 45-46.paftada,
Dağıstan'daki “Karabulak” adlı kasaba, Sunca (Söyünç/Sevinç) ırmağı başlarında ve (eskiden
türkçe “Kapkay/Terek-Kale/Burav-Kale” denilen, Çarlığın “Vladikafkas” /Kafkasahâkim adı-
nı taktığı, Bolşeviklerce de, Gürcü soylu ceneralleri adı ile) Orconikidze dedikleri şehrin 40
km. kadar kuzeydoğusunda “Karabukskaya” adı ile gösteriliyor. Kars ve Tiflis'te “Terekeme-
Karabulak” denilen kasaba ise, Ahılkelek'in 50 km.doğusunda ve Khıram ırmağının sağ kolu
“Karabulak çayı” üzerindedir. Türkistan'da da, bunların anayurdunda iki adaşları vardır:
“Kazakıstan Karabulak” kasabası ve bölgesi, (Moyun-Çur Yazıtında anılanların yurdu), At-
las'ta (47-48. pafta), Balkaş gölü kuzeyinde ve Semipalat İlinde 48.enlem ve 78.boylam üze-
rindedir. “Kırgızistan Karabulak” kasabası da (57,58) Sırderya güneyinde ve Tacikistan'ın
“Leninabad” şehri günetindeki Kırgız bölgesindedir. Bu sonki Kırgız-Karabulak bölgesine
adlarını verenlerin, Kazakıstan'daki anakoldan Kırgızlar ile birlikte Sırderya bölgesine göçen
“Karabulaklar"dan kaldığı, anlaşılıyor. Kuman-Kıpçaklar ile birlikte Aşağı- Tuna'nın en verimli
kesimine yerleşenlerin, burada “Kara-Bulak” ve “Bulak” adı ile tanınmışken, adlarının sonra-
dan “Blak/Vlak-Ulağ/Eflak”a çevrildiği, tesbit edilmiştir(L.RASONYI, Tarihte Türklük, .s.
148-153).
KIPÇAKLAR 87
larla “Beşinçay 29 (Haziran 23)” günü savaştım, çoğu kaçtı. Arkalarınca,
savaşta tutulan (onlardan) on eri gönderdim:-- Tay Bilge Tutukun
kötülüğü üçün, bir-iki atlının kötülüğü üçün, kara-bodunum (ahalim,
itaaetten çıkarak savaşıp) öldün, yittin; yeniden itaat et, ölmezsin, yitmez-
sin, dedim; yeniden (bana tâbi olarak) işini, gücünü ver, dedim. “ Onlar-
dan haber bekledim. Onlar yine savaşa geldi. 27 Ağustos 747 günü “Çıgıl-
dır (Çigilboyu)- Kö?de (gölün yanında)” Kasu'ya (adlı yere) girerek savaş-
tım.” Halkın birtakımı itaat etti, birtakımı uymadı (Doğu 3-6).
c — “Bars (750) yılında Çik üzerine yürüdüm; İkinciçay ondörtte (12
Mart 750 de) Kem (Yenisey)de çarpıştım. O yıl (bozuk, tâbi) kıldırdım;
orada iyi ordugâh kurup, saray yaptırdım.” Sınırı da, orada kestim (Doğu
7-8).
ç — “Tavşan Yılı Beşinçay (751 Haziran)da (kırık)”, Ötüken-Yış'ta yay-
layıp, saray yaptırdım. Bu sırada Tokuz-Oğuz (kırık), Beğleri geldi. “Yine
yaramaz düşman imiş. Örüng-Begleri, Kara-Bulak'ları (Irtış'ın büyük sağ ko-
lu Ob ırmağı başındaki Tom-Suyı kaynaklarında ve Abakan bölgesine
komşu olup, içinden çıkan iki suya da, “Ak-Anı” ve “Kara-Anı” denilen)
Ani'da”9 oturmuş, Kırkız'a doğru adam göndermiş:— Siz (savaşa) çıkınız,
Çikleri de çıkarın demiş; ben çıkayım demiş; yiğit boy olarak kal, orman-
da kavuşalım demiş, Ötüken'i (kırık), elbirliği ile zaptedelim demiş, (kırık)
Dokuzuncu günde (bu haber üzerine) ordu ile yürüdüm. Tutuk (Askeri-
Vâli) başçılığında Çikre karşı binğe (binlik bir kuvvet) gönderdim; tâbi
ol dedim. Kırkız Kanı, Köğmen tarafında evinde, barkında imiş.” Bu ittifaka
” Kars İli kuzeyinde gölün ve bölgenin (meskün kasaba veya köyün değil, ilçe merke-
zi. “Zurzuna”dır) Çıldır (Çıgıldır/Çığıldır'dan) adı, 1124 te Kıpçakların topluca Yukarı-Kür
boylarına yerleşmesinden sonra ortaya çıkmıştır. 645 lerde İlk İslâm fethinde (BELÂZURİ,
5.201) Aşoş” (Arpaçayı başlarında “Kankar'k” beğleri hanedanı “Aşoçlar”) yanında “Balagai”
diye tanınmıştı. 1021 de Kayser Il.Basil'in gölü yakınında savaştığı bu bölge “Palakats'isti
(E.HOIGMANN, 5.161). XVIIL. Yüzyıl sonlarında bile Gürcüler, Çıldır gölü ve çevresine,
eski adı ile “Palakat” diyorlardı (Memoir of a Map of Countri Comprehendet Betwen the
Black Sea and the Caspian, 1788 London, büyük harita).
78 716 da dikilen Tonyukuk Anıtında (1.Taş,Doğu 1-7), 682-683 yıllarında Kutluk/İ-
Teriş Kagan ile batıya sefer ederlerken, “Kögmen” den sonra, “Çölgi-Az” (Çöllü-Az) dan bir
kılavuz ile vardıkları “Anı” bölgesinin, “Anı-Subı” boyunca uzadığı anılır. Bu “Anı-Subı”ndan
aşağıya inip, “Kırkızlar'a ilk baskını yaptıkları da (1.Taş,Kuzey 3) anlatılıyor. Ayrıca, başka
bir seferde de, Yinçu (Sirderya)” ırmağı yakınında Anr'yı geçtik” denilerek, güneyde de bu
adda bir yer tanıtılmış oluyor (11.Taş, Batı 9).
W.RADLOF (Sibirya'dan, çeviren A.TEMİR, 1954,1956 Istanbul, 1.7,204,269,278,315),
“Ak-Anuy”, “Anuy”ve “Kara-Anuy” bölgeleriyle çaylarının yerlerini anar.
88 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
katılma hazırlığındaki “Üç-Karluklar”ı, Irtışı geçerek 24 Ocak 752 günü
“Bolçu-Ögüz'de” vurdum. “Orada yine dinlendim. Binğem, (itaat eden) Çik
bodununu sürüp getirdi.” Orada yayladım. “Çik bodununa Tutuk verdim,
Işbaralar, Tarkanlar tayin ettim” (Doğu 8-12, Güney 1-2).
d — (Başı kırık satır) Onbirinciayın 20 sinde (14 Ocak 753) Kara-Bu-
lak doğusunda Sokak (boyu) yolunda, orada Çigil-Tuttuk” (sonu da, bozuk)
Güney 11)77,
Şine-Usu Yazıtında bu son anılan “Çigil-Tutuk”, herhalde iki yıl önce
itaat eden ve İrtış başlarındaki yurtlarında kendilerine “Tutuk” tayin edi-
len “Çik” bodunun askeri-vâlisi idi. VI.Yüzyılda Batı-Köktürkleri'ne Elçi
göndermiş bulunan Bizanslılar, Köktürk Kaganına, “4skx4/” hükümdarı da
diyordu. Çin Budist hacısı gezgin HÜEN-ÇANG, 631 de gördüğü
Köktürkler'e tâbi başkendi Semarkani olan hanlığında, “halkı cesur ve
enerjik” olup, “kalabalık olan askerlerinin” de “ekseriyet itibariyle Çi-kie
(Çigil) kavminden” olduğunu belirtir. Milâddan önce şimdiki Afganistan
ile Doğu-İran'da yerleşip, ülkeye “Sakaistan/Secistan” adını verdiren Saka-
ların başkendi de, “Sig” diye tanınıyordu. İlk İslâm çağında Kandahar
şehrinin “Çigi/-Âbâd” adı da, buraya göçmüş bir Çigi/ topluluğunun hâtı-
rasını taşıyordu. Uygurlara halef olan Karahanlılarda da “Çigi/” uruğu,
başta gelirdi ve devletin dayanağı idi ”*, Irtış başlarında Zaysan ve Urungu
çayı boyu ile Balkaş doğusundaki Alakö! arasında X.Yüzyıldaki Üç-Karluk
topluluğu içinde bulunan ve Urungu-Çayının baş kollarından en kuzeyde-
kinin bugünkü adı “Çıngı/"i hâtıra bırakan Çigillerin bir kolu, Talas (Çu)
boyu ile /sıkkö/ kuzeybatısına değin yayılmıştı; ve buralardaki Karluklar'a
dahil üç boy halindeydiler”?. Yazıtlarda “Kara-Bulak” diye anılan boyu,
982 de yazılan “Hudüdü'l-Âlem”de, Kaşgar ve kuzeybatısındaki “Yağma”
uruğu içinde “Bulak” adı ile gösterilen boyun, 06 ırmağı başlarında ve
Ânı yakınlarında Çik ülkesindeki kolu sanıyoruz. KAŞGARLI, “Türkler-
den bir oymak” dediği “Bulaklar"ın, Kıpçaklar'a tutsak düşüp kurtulduktan
” Hüseyin N.ORKUN, Eski Türk Yazıtları, 1.166,174,178. Ne yazık ki, Şine-Uşu Ya-
zıtında, her iki anışta da asıl imlâ “KRA BULK” biçiminde yazılmışken, nâşirler ilk ada
doğru olarak bir “A“ katarak “KARA”okumuşlarsa da, ikinci ada “U” ekliyerek “BULUK”
biçinde okumuşlar ve bu Türk boyunun adım, “kara bölük/lâbi ahâli” manasına gelir san-
mışlar.
” A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.27,58,113,408,416; Nazmiye TOGAN, Çinli Budist Ra-
hibi Hüen-Çang, İslâmi Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, 1964 Istanbul, Cilt IV, Cüz 1-2,5.37,
Merhum A.Zeki V.TOGAN'ın izah notu, ayni eser, 5.37-38 n 20.
” F.SÜMER, Oğuzlar, 5.26-27; W.RADLOFF, harita.
KIPÇAKLAR 89
sonra “E/ke-Bulak” diye anıldıklarını yazar. 1121 de eserini yazan MER-
VEZİ, “Bulakları”ı, Karluk topluluğundan gösterir89. Dağıstan'daki Kara-
Bulaklar gibi, Mısır'da Kahirenin, türkçe eserler basan matbaası ile de
ünlü “Bulak” semti adının, Kıpçaklar (Kölemenler) çağında Ni/ boyuna ge-
len bu addaki oymak mensuplarından kaldığı, anlaşılıyor.
Onuncu yüzyılın ilk yarısında, Sırderya aşağısındaki Yenği-Kent'te kış-
layan müstakil ve güçlü “Oguz-Yabguları” devletine kuzeyden komşu bulu-
nan Kt#çaklar, onlarla sık sık savaşarak, 1002 yılından önceleri devletlerini
yıkmış ve onları güneye sürmüşlerdi ki, Oğuz-Yabguları soyundan gelen
Selçuk-oğulları, kendilerini yine baş sayan bu Oğuz göçmenlerine dayana-
rak, Selçuklu devletini kurmuşlardır?!, 7rüş-Kimekleri kolundan ayrılan ve
onlardan daha yaman ve “Melik” sahibi bulunan bu XKıfçaklar (“Khıf-
çakh”)ın batı kolu, 982 den önceleri, “Macar” (Başkırt) ve (Edil-Özü/
Dnepr boylarındaki) “Rus” kavimlerine komşu “Türk Peçeneklerin doğu
kolunun kuzey komşuları olarak tanınmışlardı *?. Bu Son-Kıpçaklar, araştırı-
cılara göre, eski Türk ülkesi Orkun-Selenge boylarını 924 te işgal eden
Mogol-Kıtay (Kıtan) uruğunun, daha batıya yayılırken sürüp yerlerinden
oynattığı Türk boylarının gelip çatarak sıkıştırmaları sonucunda, Etil ır-
mağını XI.yüzyılın başlarında geçerek Karadeniz kuzeyine göçmelerine se-
bep olmuştur. Bu Kıpçaklar da, bilhassa 1017 de 300 bin obalı (üç milyon-
luk) korkunç bir akıncı kolu ile, Karahanlı devletinin kuzeyini istilâ eden
ve Balasagun'a yaklaşan Kıtay/Kara-Khıtaylar'ın tesiriyle, topluca göçe mec-
bur kalmış olsalar gerek. Buralardaki Peçenek ve Uz (Tork) gibi kardeş
urugları, daha batıya sürdüler. Bu Kı#çakların 1030 yılında Etil batısına
geçtiği sanılıyor 83,
Bu Son-Kıpçakların önde göçen batı kolu, daha sarışın ve aktenli ol-
duklarından, Kiyef-Rus kroniklerinde “sarışın” anlamına, 1055 ten itibaren
“Polovçı ”**, sonra da, Macaristanda bunları gören Avusturya-Almanları
“ Hudüd al-Âlem, MİNORSKY tercümesi, s.95-96 (“Bulakıyân”/Bulaklılar), KAŞ-
GARLI, 1.1.129,379; F.SÜMER, Oğuzlar, 5.30.
8" Hudüd al-Âlem tercümesi, s.100-101; A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.160; O.TURAN,
Selçuklular, s.71-73; F.SÜMER, Oğuzlar, 5.32,52-53,57.
9? Hudüd al-Âlem tercümesi, s.101.
* O.TURAN, Selçuklular, 5.31,72; Selçuklular Zamanında Türkiye, s.7; LRASON-
YI, Tarihte Türklük, 6.137-138; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki
Türk Kavimleri, 8.72.
** V.MİNORSKY, Hudüd al-Âlem izahları, 5.315; A.Zeki Velidi TOGAN, Giriş,
L.159; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, 5.73; Peçe-
nek Tarihi, 5.182. Bunlara, Tın boyundakilere bağlı Dağıstan'da Terek ve batısındaki büyük
ırmağa adlarını veren Kuban (Kuman) bölgesindekileri de katmak gerek.
go FAHRETTİN KIRZIOĞLU
kaynaklarında, ayni manaya ve ayni kökten gelen adla “Fa/ben” diye ta-
nındılar. Macarların bunlara verdiği “Kun” ve Bizans kroniklerindeki “Ko-
man” adlarının da, “sarışın” anlamına geldiği ileri sürülüyor". A.Zeki
V.TOGAN, “Kıpçak, Kanglı, Kimak ve Kun, geniş manasiyle Kıpçak zümresi-
nin ayrı şubelerinden ibarettir. Xun ile Kuman/Koman da, Türk ile Türkmen
Çerkes-Ellerinin bütün sularını toplayıp iki ağızdan Karadeniz ile Azak denizine karı-
şan koca Kuban/Koban ırmağının adı ve kollarındaki Türklük izleri, tarihçi ve türkologların
dikkatini çekmemişe benziyor. Kafkaslar kuzeyinin batıya akan bu ırmağına Çerkesler,
“P'hşit” ve Nogay Türkleri, “Kuman” derler (MİNORSKY, Kuban, İA, VI. 927). Alburuz
yakınında 4200 m.yükseklikten doğan baş suları: Ahurzuk, Ulu-Kam ve Uç (Üç)- Kulan ile
soldan aldığı Teber'da (Tabar'day), Kiçi-Zelençuk, Ulu-Zelençuk, Urup, Kapar/Kafar, Laba/
Kurgan, May-Kop (yani, türkçe “Yağı-Çok”) ve ayağına yakın Ada-Kum/Ada-Gum çaylarının
(İA,VI.927; Sovyet Atlası) adları, birer Türk boy ve urugunun hâtırasıdır. Macarlar ile Ku-
ban başlarındaki Kabarda/Kabartay kesiminden göçen “Kabar” boyu (830 yılında ayrılmış-
lardı), Türktü (L.RASONYI, Tarihte Türklük, 8.117,121,128). Daha MES'ÜDİ(Mürüc, Il.45-
46; Tenbih, s. 157) de Alanların komşusu gösterilen “Kasakıya” ve Kazaklar” da, bir Khazar
uğu ve Türktü. Şimdiki Balkar-Karaçay Türkleri bölgesinin batı kesimi, Kuban başlarıdır.
İlk İslâm fethinde 646 da ve 737 deki Ümeyyeli ordugâhı olarak 7i//i5-Gence arasında ve
Kür sağındaki “Kasak” bölgesi ve şehrine ad veren Khazar boyunun (bak.yukarıda 5.52-53) bir
kolu, şüphesiz ki MES'ÜDİ'de geçen Kalkaslar kuzeyindeki “Kasakıya"da oturan Kazak
Türkleri idi. Temürün 1395 yılında “Avhar” (Avar) ülkesini vurduktan sonra Dağıstan kuze-
yinde ve “Beşkend” ile “Boğaz-i Kum” (Kuma ırmağı ağzı) arasında “hücum ile yağmalattığı
“Çavdar-Kazak Vilâyeti” de (ŞAMİ, Zafernâme, 5.199), bunların kalıntılarına göre anılıyordu.
Kuban'ın sol kollarından “Urup-Çayı "nın adı, şüphesiz ki, 5. enlem ve go. derece boy-
lam üzerindeki Ob ırmağı baş kolu “Urup-Suyu”na da adını veren Kıpçak-Kazak oymağının
Kafkaslar kuzeyine gelen bölüğünden kalmadır. Sırderya boyundaki eski Oğuz ve Kıpçak
şehri “Sıgnak/Suğnak” yakınında Kazakların yayladığı “Zelençik ve Kenderlik” çayları (A.Y.YA-
KUBOVSKİY, Altın Ordu ve İnhitatı, çev.Hasan EREN, 1955 Istanbul, 5.200-201) boyun-
dan gelen Kıpçakın Zelençük kolu da, Kuban-Zelençükü'ne yenleşerek, adını vermiştir (Ze-
lençük/Selençük boyu adının, Orkun-suyunun karıştığı ünlü “Selenge” ırmağı adı ile ilgisi
olabilir). Kubanın ana baş kollarından “Ulu-Kam'ın adı da, Yenisey baş kollarından “Ulu-
Kem, Bey-Kem, Kemçik” ile ilgili görünüyor.
Kuman adının, ırmak için Kuban biçiminde söylenmesi de, öz Kıpçak ağzına göredir.
KAŞGARLI (1.31), bu uğurda çok değerli bilgi veriyor: “Kelimenin başında bulunan M
seslerini, SuvarKhazar) /ar ile Oguzlar, Kıpçaklar B'ye çevirirler” diyerek, şu örnekleri gösteri-
yor: Men yerine Ben (birinci-kişi zamiri) ve çorba demek olan Mün'e de Bün derler. Dikkat
edilirse, bu örneklerde B'ye çevrilen M'ler, kendisinden sonra N sesi gelen kelimelerde oluyor. Biz
Türkiyeliler de eski: Monçuk, minğ(sayı), men, monğ/mung (bunalma) yerine hep boncuk,
bin, ben ve bun/bung diyoruz. Kuman adı da, Kuban ırmağında böyle olmuştur. Bunun gibi,
853 de Abbaslı Emiri Türk “Buga-i Kebir” den beri bilinen Akhılkelek doğusunda ve Khı-
ram'a karışan Maçaver-çayı üzerindeki Tumanıs/Dumanıs (Dede-Korkut Kitabı, XI.Boydaki
“Tumanın-Kal'ası) şehrine, 1124 te Kıpkakların yerleşmesinden sonra onların ağzı ile, “Du-
banıs” dendiğinden, Gürcüce kroniklerde “Dbanis” ve 1578-1580 Osmanlı fethini anlatan ba-
zı sefernâmelerde de “Dubanıs ” diye anılmıştır.
8“ L.RASONYI, Tarihte Türklük, 5.136-137.
KIPÇAKLAR gı
(Türk-man/çok-Türk, koyu-Türk) gibi, ayni kavmi ismin “man” edatiyle
ayrılmış iki şeklini gösterse gerektir”*9 demekte haklıdır (Ak-man, Kara-
man, Ata-man/Baş-Ata, dız-man/kale gibi iriyapılı dikmen, koca-man,
küçü-men gibi). Urfadaki Bizans askerlerinden duyduğu adın ermenice
tercümesiyle MATEOS (LXXVW), 1050 yılı vak'aları arasında, Bizans'ın
Balkanlarda ve Istanbul'daki sıkıntısını anlatırken (oradan gelme askerler-
den duyduğuna göre), doğudan “muhaceret eden Khardeş'ler de, Uzları ve
Bacınagları ileriye sürdüler; ve bütün bu milletler müttefikan hiddetlerini,
Romalı (Bizanslılara karşı çevirdiler. Zstanbul, büyük sıkıntılar içine düştü
ve meşhur Prensler esir edildiler”, diyor. Buradaki “Khardeş, ermenicede
sarışın, sarı-saçlı demektir” 8”,
Son-Kıpçaklar birliğindeki boy ve oymak adlarından bilinenler, Kalkas-
larda da coğrafya ve etnik topluluklarda hâtıralar bırakmışlardır. GERDİ-
Zİ'nin 1040 ta yazdığı eserinde andığı 7 Kimek boyundan98, yalnız “Yemek”
ve “Khıfçak'ların Karadeniz kuzeyinde bir ara Özü/Dnepr ırmağını araların-
da sınır kesen Krpçaklar'ın, Türk töresince Sağ (Doğu) ve Sol (Batı) kolları-
na ayrılırken, 7:n/Don ve bunun sağ kolu Doneç boyundakilere de, “Ak-
Kıpçak” denildiği sanılıyor**. Buradaki renk adları, maddi anlamda değil,
Türk töresinde “Ak£”/hâkim ve “Kara”/tâbi demek olduğu bellidir (Ak-
Koyunlu Kara-Koyunlu, Boz-Ulus Kara-Ulus gibi).
Edil-Özü arasındaki Kıpçak göçebe devleti yıkılıp, yerine Altınordulu-
lar hâkim olduğu sırada, XIV.Yüzyıldaki İslâm kaynakları, “Kıpçak boyla-
n'nın adlarını şöyle bildiriyorlar (1325 te ölen Kıpçaklı Emir Baybars,
1327 de ölen DIMIŞKİ ve ondan naklen, 1332 de ölen Mısır tarihçisi
NUVEYRİ): 1. Tokus-A4ba, 2. Yet-Aba, 3. Boruç-Oğlu (Borçalı), 4. Bergü,
5. Kangar-Oğlu (Kangarlı/Kengerli: Gence ve Nahçıvan'da Müslüman),
86 A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.159.
* MATEOS'un fransızca mütercimi armenist Ed.DULAURİER, (türkçe tercüme) s.
gı n. 228.
88 V.MİNORSKY, Hudüd al-Âlem izahları, s.304-305; F.SÜMER, Oğuzlar, s.30-31.
** Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, 8.74. RA-
SOVSKY, XI.Yüzyıldaki Kıpçakları, Ortaasya'dan Tuna boylarına kadarki yerlerine göre,
şöylece anar: 1. Ortaasya, 2. Yayık-Etil boyları, 3. Don-Doneç boyları, 4. Aşağı-Özü boylar, 5.
Tuna boyları (L.RASONYI, Tarihte Türklük, 8.140). Buna, Terek-Kuban boylarını da ekle-
mek gerekir. Eski türkçede “4od/bodun” (boy/boyun, yani kavim) deyimi de ırmak ve çay,
vadi havzalarına göre verildiğinden, Deşt-i Kıpçak'taki göçebe Türklerin, Cem (Emba)- Boy-
luk” ve Altı-Su (Cem, Yayık, Edil, Tın, Terek, Özü ırmakları) Boyu” demelerinin de, milli
bir gelenekten geldiğini gösterir.
g2 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
6. Anç-Oğlu (VI. Yüzyılda Khazar Kaganı güveğisi olarak Apkazlar'ın ba-
şına geçen ve 845-955 arasında İmeret ile Kartel'e de hâkim olan “Anç-
Aba” sülâlesi ile ilgili), 7. Durut (Turgut), 8. Kara-Bar-Oğlu (Tortum kuyu
tuzlası yanındaki “Bar” köyü adı, bunlardan kalma), 9g. Çur-Tan, 10. Kara-
Börklü (Rus kroniklerinde tercümesi ile: Çernie-Klobukı, 1305 te yazılan
REŞİDEDDİN'de 1239 vak'alarındaki “Külâh-i-Siyâh”/bugün, Borçalı ve
Kars'taki “Kara-Papak”ların kolu), 11. Kotan (Kars'taki “Kotanlı” denilen
köyler adını bunlardan almış olmalı), 12. Barak, 13. Yimek, 14. Borlu (Bor-
lug, “Ulu-Borlu” ve “Kiçi-Borlu” kasabaları ile, Kars'ın güneyindeki Bor-
luk köyü adları, bununla ilgili olmalı), 15. İ/-Eris (galiba: İl-Bars), 16. Tok
(Çıldır kuzeyinde, Osmanlı Zaim-Beğleri yeri “Tok” köyü adı, bunlardan
kalmadır), 17. Kumandur (Kumanlı anlamına Kıpçak-Ağzı ile, XVI.Yüzyıl
Tahrirlerinde Posoftaki “Koman” köyü ve Gencedeki göçebelerden “Ko-
manlu'yi-Kadim”: 1118 de gelenler, “Komanlu'yi-Cedid” 1195 te gelenler
adlı iki “Gemâ'at”, bunlardan kalmadır), 18. Berendi (Kıpçak-Ağzı ile: “Be-
renli” demektir, Konya-Toroslar arasındaki göçebe “Berendi”ler, bunlar-
dan; “Beren”, bugün de başkırt ve Kazan ağızlarında “koyun” demektir),
ı9. Beçene, 20. Uzun (Usun/Uşun/Huşun oymağı ve yer adları bunların adını ta-
şeyor), 21. As(Az)”,
Bunlara ek olarak: 22. Ulaş (Borçalı'da ve buradan Savuçbulağa 1828
de göçen Karapapak oymağı ile, Borçalı çayı başlarındaki köyün adı bun-
lardan, 1103 de Rus korniklerinde, 1328 de Macar kaynağında anılır),
23. Karsak (Macaristan'da Kuman şehri, Çıldır gölü kuzeyinde üzerinden
devlet sınırı geçen Karzak gölü ve doğu kuzeyindeki Eski-Karzakh”, “Yen-
gi-Karzakh” adlı büyük köyler, adını bu boydan almıştır; “Türkis
tan”/Yası/Yese şehrinden geçip Sırderyaya karışan Karsak-Suyu, Yayık/
Ural ırmağı ağzı doğusunda “Karsak-Başı” adlı iki dağ ve burada göl ile
ona adını veren “Karsak-Bay”, Anadolu'da İçel'deki Karsak/Varsaklar,hep
ayni boyun kolları olan boy ve oymakların hâtırasından kalsa gerektir)"
ve 24. Kara-Bulak oymaklarını da katmak gerekiyor. Ayrıca, ileride görece-
gimiz gibi, birtakımının adaşı Dağıstan'da da bulunan, Yukarı-Kür ve Çoruk
boylarındaki yer adlarından, şunların da, Kıpçak boy ve oymaklarından,
obalarından kaldığı anlaşılıyor: 1. Azman (Köktürk yazıtlarındaki Az bo-
dun ve onun adaşı Azman), 2. Böke, 3. Bozdoğan, 4. Çağırgan, 5. Çaçun, 6.
Çıldır (Çıgıltır'dan), 7. Çoban/Çobanlı, 8. Khanak, g. Komar, 10. Komuk, 11.
* A.Y.YAKUBOVSKİY, Altınordu ve İnhitatı, s.188;A.Zeki V. TOGAN, GİRİŞ,
1.163,455 n 267-268; L.RASONYI, Tarihte Türklük, 5.145.
*' LRASONYI, ayni eser, 5.144, KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.15-16.
KIPÇAKLAR 93
Kosur/Kosor, 12. Lavaş, 13. Orçuk, 14. Oruskun, 15. Oruştak, 16. Ödük
(Ötük), 17. Tokuş, 18. Tortum, (adaşı Dobruca'da), 1g. Ulgar, 20. Urut, 21.
Zakhur (Alevi-Bektaşı Türkmen oymağı: “Zakhuranlı” ile de adaş), 22. Pu-
rut (Kırgız ve Teleütlerde de oymak), 23. Urup (hem Ob ırmağı baş kolla-
rından Çulım çayı koluna, hem de Dağıstan batısında Kuban ırmağı baş
koluna adını veren), 24. Kob: (hem Abakan'da, hem Gence'de oymak), 25.
Argun (Kazakıstan'da boy ve Dağıstan'da çay adı), 26. Boynak (Dağıstan'da
boy ve kasaba), 27. Çala, 28. Ölemiş/Ödemiş, 29. Çamandar/Çemender. (arap-
ça'da “ç” sesi “s” ile yazıldığından, Dağıstan'daki Tarku'nun eski adı, “Sa-
mandar 95“ bunların hâtırasıyla anılıyordu). 30. Zelençuk.
2) Son-Kıpçaklar'ın Dü Özellikleri, Kişi Adları, Dillere-Destan Güzellikleri:
X. Yüzyıl ortalarında Doğusunda Kırgız, batısında Kıpçaklar ile komşu
bulunan Kimekler/Kemâklar, barışık geçindikleri sıralarda, (sürüleri ile) kışın
Oguzlar içine giderek kışlardılar. Hükümdarları “K/akan'”ın hâs yurdundan
başka, 11 “Âmil” (Ocaklı-Boybeği) bölgesine ayrılmışlardı (hepsi, eski töre-
ye göre 12 bölge). Bu bölgelerden birisini teşkil eden “İç-Khıfçak takilerin
“birtakım âdetleri, Guz(Oğuz)lar'ınkine benzer”di”?. XI.Yüzyılın büyük dil
bilgini KAŞGARLI, Kıpçaklar'ın dili için şu bilgileri verir:
a. “Kırkız, Kıpçak, Oguz, Tokhsı, Yağma, Çizgi, Uğrak, Çaruk urugları-
nın, öz-türkçe olarak yalnız bir dilleri vardır; Yemekler ile Başgırtlar'ın dilleri
de, bunlara yakındır... Dillerin en yeğnisi Oguzların, en doğrusu da Tok/h-
sı ile Yağmaların dilidir. (Doğuda) Uygur şehirlerine varıncaya dek Ertış,
İle, Yamar (Çungar-Eli'nde), Etil ırmakları boyunca oturan halkın dili, doğ-
ru türkçe'dir”(1.30).
b. “Şivelerin değişiklikleri üzerine. Oguzlar ile Kıpçaklar, baş tarafında
Y bulunan isim ve fillerin ilk sesini, £&fvokal)e, yahut C'ye çevirirler.
Öbür Türkler yolcu'ya yelkin, Oğuzlar ile Kıpçaklar e/kin derler; onlar ılık
suya yılg suw, bunlar z4g (suw) derler. Bunun gibi, öbürlerinin yınçu (in-
ci) dediğine, bunlar cinçu derler. Türkler (Karahanlı Devletindekiler), deve-
nin uzamış olan tüğüne yuğdu, Oğuzlar ve Kıpçaklar cuğdu derler. Kelime-
nin başında bulunan M seslerini, (Khazarlı) Suvarlar ile Oğuzlar ve Kıpçak-
lar, B'ye çevirirler. Türkler, men bardum (vardım); Suvarlar, Kıpçaklar,
Oğuzlar ben bardum derler. Türkler çorbaya mün, bunlar öün derler”(1.31).
9 Hudüd al-Âlem, MİNORSKY tercümesi, 8.99-100.
94 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
c. “Yağma, Tokhsı, Kıfçak, Yabaku, Tatar, Kay, Çomul ve Oğuzlar birbi-
rine uygun olarak, D77; sesini her zaman ”'ye çevirirler ve hiçbir zaman
DH'yi (peltek) söyliyemezler. Kayın ağacı'na, bunlardan başkası kadhıng,
bunlar kayıng derler. Türkler'in khısım ve kayın anlamına kullandıkları
kadhın kelimesini bunlar, kayın diye söylerler. Bunun gibi, Çigiller ve başka
Türkler'ce DH olarak söylenen bu sesi (batıda) Rus ve Rum (Anadolu)
ülkelerine kadar uzanan Bulgar, Suvar, Yemek, Kıfçak urugları hep birden,
< diye söylerler. Öbür Türkler ayak'a adhak, bunlar azak derler (Tın/
Don ırmağı ayağında/mansabında kurulan Kıpçak şehrinin ve buradaki
Karadeniz ucunun “Azak” adı da, böyledir). Çigi/ Türkleri, karın doydu
anlamına karın fodhdı, yukarıda söylemiş olduğımuz uruglar buna (karın)
tozdı derler. Kıfçaklarca ve onlara uyanlarca —Rum Ülkesine doğru ini-
niz—, DH sesi, Z olur”(1.32).
ç. “Birtakım sesleri atmaya gelince... kelimenin ortasındaki Ga sesini
atmakta, Oguzlar ile Kıpçaklar birbirine uymuşlardır. İsme örnek, Türkler,
alakargaya çumguk, öbürleri çumuk derler. Türkler, boğaz'a (ağız tavanına)
tamgak, öbürleri tamak derler. Fiillere örnek: Türkler, ol ewge baragan ol
derler, Oğuzlar ile Kıpçaklar, ol ewe baran ol derler, Türkler, (vuran anla-
mına) uragan dedikleri yerde, bunlar uran derler. Bunun gibi, (dilin çok iş-
lek oluşundan) --yeğnilik olsun diye— isim ve fiillerde Ga'nın yerini tutan
Ge sesi'ni atarlar”(1.33) (KAŞGARLI'nın verdiği örneklerden: emgek/
emek, çimgen/çimen, eşgek/eşek, ingek/inek gibi).
d. “Hangi, hanı anlamına, kayu yerine, khayu dahi denir. KH,Ka'dan
çevrilmiştir. Oguzlar ve Kıpçaklar, Kayı OKha'ya çevirirler; bunlar (aslı Ka-
laç olan) Khalaçlar'dan bir bölüktür. Bunlar, Türkler'in kızım dediği yerde,
khızım (benim kızım) derler; ve yine öbür Türkler'in anda erding dedikleri
yerde, bunlar handa erding derle ki, nerede idin demektir” ((M1.218-2109).
Yine KAŞGARLI, Son-Kıpçakların içinde Batıya göçtükleri, Dağıstan
ve Kür boylarında yer adlarındaki hâtıralarından anlaşılan urug ve boylar-
dan birtakımı ile, son bölümde göreceğimiz Xür-Çoruk Kıpçakları kişi adları
ve ağız özellikleri ile ilgili, şu bilgileri de veriyor:
a. (Kıpçak-Ağzı ile en eski bir dörtlük) “E&/ Kıpçak-Ellerinde akan
bir ırmağın adıdır (Yayık, Tın, Terek ve Kuban/Kuman ile Özü ırmak
adları gibi, bu da türkçedir); Bu/gar(Khazar)- Denizine dökülür, bir ko-
lu(nun başı) Rus-Diyarı”na gider. Şu parçada da gelmiştir:
“Eti-Suwı, aka-turur * o Kaya tübi kaka-turur
KIPÇAKLAR 95
Balık telim, baka-turur * Kölünğ takı küşerür (Etil-Suyu akar-durur.
Kaya dibin kakar-durur. Balık bolca bakar-durur. Gölleştiği-yeri dahi taşı-
rırXl.73).
b. “Ertiş, Yemek-Kırlar'nda (Kemek-Ülkesinde) bulunan bir ırmağın
adıdır. Bir göle akar; birçok kolları vardır. Bu suya, “Ertiş-Suwı de-
nir”(1.97).
Kür, kür-er yiğit, sarsılmaz, pek yürekli kabadayı adam. Şu parçada
dahi gelmiştir:
Ertiş-Suwı Yemegi * — Sıtgap tutar bilegi
Kür'met anınğ yüregi * Kelgelimet irkişür (Ertiş-Suyu Yemegi. Sığa-
yıp tutar bileği. Sarsılmaz onun yüreği. Üzerimize gelmek için toplaşıyor-
lar). Yemek, Kıpçaklar'dan bir urugdur.(1.324-325).
“Yemek: Türkler'den bir bölüktür. Biz bunları, Kıpçaklar'dan bir urug
saydık. Halbuki Kıpçaklar, kendilerini ayrı bir urug sayarlar”(ILI.29).
c. (Urug ve boy adları üzerine; 20 Türk Bölüğünden birisi olarak Çi-
gil ile Çaruklar arasında gösterilen) “Oğrak/Uğrak (Karahanlıların kuzey
kesiminde) sınırda oturan bir Türk uruğu. Bunlara, Kara-Yıgaç (Ağaç) dahı
derler”(1.1 19). Bugün Kazakıstan doğusunda Semipalat İlinde Burluk/Bor-
luk kasabası batısında, 1071 m.yüksek “Kara-Ağaş” dağı (Atlas 51-52) ile,
Özbekistan'da Karşı İlinde, üzerinden Özbek-Türkmenistan sınırı geçen ve
Amuderyaya sağdan kavuşacakken çölde kuruyan Kara-Ağaç Suyu başın-
daki, “Kara-Agaç kasabasının (Atlas 53-54,55-56) ve Dogu-Gürcistan'da Sıg-
nak'ın güneydoğusunda, Kakhet'in İlhanlı, Calayırlı ve Altınordulu gümüş
paraları kesilen merkezi “Kara-Ağaç” şehrinin (D.M.LANG, s. 67,70-77)
adı, bu Ugğrak/Kara-Ağaçlardan kalmadır. Bizim, /sparta-Karaagacı adı da,
bunlarla ilgili olabilir (bugün: Kars, Erzurum, Artvin ve Ahıska bölgele-
rinde “uğrak”, cin-peri çarpması anlamına çok yaygınca kullanılır). KAŞ-
GARLI, bu Uğraklar'ın yerinin çoraklığını belirten bir dörtlüğü de veriyor:
“Tıgrak, tıgrak-er, dıyrak, yılmaz, yiğit adam. Şu parçada dahi gelmiştir:
Ugrak eri, tıgrak * Yemi, anınğ oğlak
Süti üze sagrak * Yeri takı ağlak (çorak)” (1.468). Gerçekten de Atlas,
hem Kazakıstan, hem de Özbekistan'daki Karaağaş/Karaağaç çevrelerini,
çorak ve suları yazın kurur gösteriyor.
ç. “Komuk, bir zaman yanında bulunduğum Begierden birinin adı.
Komuk, at-gübresi (ters demektir), başka gübreye bu ad verilmez”(1.392).
gö FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Komukladı, at, komukladı: at, pisledi, tersledi. Bir kimseyi Komuk Boyu'na
nisbet edersen, yine böyle denir. (Komuk, ayni zamanda Begler'den) bir
adamın adıdır. Xomuklar, Komuklamak (deyimleri de vardır)” (111.339). Bu
da, Dağıstandaki Xomuk/Kumuk boyunun bir bölüğünün de, Türkistan'da
olduğunu gösterir.
“Kençek, Türkler'den bir bölük. Kençek-Sengir, Talas yakınında bir şeh-
rin adıdır; burası(nın kuzeyi) Kipçak-Sının? dır.” (1.480X“Senger” deyimi,
bugün Karapapaklar ile Ardahan, Ahıska, Artvin ve Erzurum'da “siper,
tabya, istihkâm, sınor belirten taş-yığını” anlamına kullanılıyor ki, Kıpçak-
Ağzı sözüdür). “kanglı, kağnı, üstüne ağırlık yükletilen kağnı arabası. Kang-
lı, Kıpçaklardan bir büyük adamın adıdır”(111.379; bu kaynakta, urug adı
olarak bu deyim hiç geçmez). Kars şehri güneyindeki “KangıKanğglı)-
Köyü” ile Arpaçayı yukarısında Marmaşen yanındaki “Kanglca” köyünün
adı, Kıpçaklar ile gelen bu addaki bir boy ile ilgili olmalıdır.
“Kanak, kayak, kayma; Argu ve Bulgar dillerince Yyi M'ye çevirmişler-
dir (yani: koy/kon--koyun--, çıgay/çıgan--yoksul--, kayu/kanu—hani--, (1.31
deki gibi) (1.383-384). Burada, Kıpçak oymağından kalma Dağınstan ile
Kakhet” te ve Ardahan kuzeyindeki “Khanak/Khanaklar” denilen yerlerin adı-
nın kökü beliriyor.
“Otamış, erkek adlarından” (1.496). Dağıstan'da Kara-Kaytak şehri Ota-
mış/Ölemiş ve İzmirin Ödemiş kasaba adlarının adaşı oymaktan. “Otar, (sa-
vaşçılardan büyük) bir adamın adıdır” (1, 367-368). Kıpçak-Atabekleri vezir
âilesinden Ardanuç ile çevresinde XVI.yüzyılda çok tanınan “Şalık oğlu
Otar'ın, Türkistan'daki eski adaşını görüyoruz (bunu, Son Bölümde tanı-
yacağız). “Otadı, ol olung oladı, o odunla ısındı, odun yaktı. Bu, ince bir
lügattir; lâkin Yağma ve Yemek(Kıpçak) dilincedir. Emçi, angar ot otadı, he-
kim, ona ilâç yaptı; Otamak, Otar Oğuzca.” (111.252). Bu son anlamdan,
“otar"ın, oder, od gibi yakar; ot ve çiçeklerden em/derman yapar, eczacı
manasına geldiği de, anlaşılıyor.
d. “Epmek, Yağma Tokshı urugları ile Oguz ve Kıpçaklardan birtakım-
larının dillerince, ekmek/(nân, nimet) demektir” (1. 101). Karapapak, Kars
ve Artvin'de de, epbeyh/ebmek” denir. Şu eski alalarsözü ayağında (kafiye) da
geçer: “Oğruluk, bir ebmekten; Oruspuluk, bir öpmekten (başlar).
“Etrek, rengi (saçları) sarı adam; Oğuzca” (I.101). Sarışın Kıpçak-Kha-
ni'nın, bu adı taşıdığını ve Kartel'e oymaklar gönderdiğini göreceğiz. 922
KIPÇAKLAR 97
de İBN FADLÂN'ın Aral Gölü çevresinde görüştüğü, “Oğuz-Sübaşısı Alp-
Togan”'ın oğlu da, sarışın olduğundan, “Zirek” adını taşıyordu *,
“Kemek, çubuklu ve nakışlı (bugün Antep'te yapılanlar gibi) bir ku-
maştır; bundan bürgü yapılır; Kıpçaklar, yağmurluk yaparlar”(1.392). Ke-
mek/Kimek urugu adını hiç kullanmayan KAŞGARLI, onların yaptığı ve
Kıpçaklar'ın da arkalık/pardesü gibi üstten giyilen bir elbise için kullan-
dıkları kumaşta hâtırası kalan “Yemekler”in, öteki adını bildirmiş oluyor.
Karadeniz kuzeyindeki Kıpçak-Kumanlar'ın kişi adları da, Kür-Çoruk boyla-
rındaki Kıpçak kolu kişi ve yer adlarını aydınlatacak mâhiyettedir. Bu adla-
rı LL RASONYI'nın yeni eseri” ile, Merhum Hocam Akdes N.KURAT'ın
son kitabından, kroniklerde anıldıkları yıllara da işaret ederek, iki cetvel
halinde toplıyalım:
a. Aktay, Akuş, Alka (yüzü benekli/alaca), 1ogı Altın-Aba, 1103 Arslan-
Aba, 1082 Asen (Esen/sâlim), Asaduk (Esedük), 1109 Atrak (Etrek), 1239
Baçman, Barak, 1223 Bastı-Khan, Beg-Bars, Bekmiş, 1103 Beldüz/Beltüz, Bel-
ka-T(ygin, 1096 Benek/Bonyak (Boynak boyunun adaşı), 1055 Boluş/Poluç,
1103 Çenger-Aba, 7067 Iskal/Sakak?), Iz-Ay (Kutlu-Ay anlamına), İtoğlu
(Türklerin“İt-Yılı”nda doğmuş), 1094 İtler (İd'ler, Erzurum'un Narman il-
çesi merkezi kaleli “İd” kasabası ile adaş), 1ogı Kapluç/Kapuk, 1205 Koça,
1170 Konçak, 1103 Kuman, Köbek/Kebek, 1094 Köten/Kotan, (adaşı) 1239
Kölen, 1096 Küre (Topkapısarayı-Oğuznâmesi'nde “Demürkapu”yı kurtaran
Taş-Oğuz İlbeğisinin düşmanı, Dağıstan'da Samur-Özen boyundaki
“Küre-Kâfir Elleri” ahalisi adı ile adaş), 1096 Osuluk (Uzulug), Santuz, Sa-
vuk (Sebük/Sevük), 1190 Sevinç (Dağıstan'da Terek'in sağ kolu üzerindeki
başkendi “Sevinç-Kala”ya göre o çaya Söyünç ve bundan bozma Sunca-
Çayı adının verilmesine sebep olan Khan; Şimdi Ruslar Sevinç-Kala'ya,
“Grozni” diyorlar), Sırçan, 1107 Şaru (Saru)-Khan, Sufn)kur, 1185 Tarsuk-
Aba, Tavlı (yaylak sırasında tav/dağ'da doğmuş), Taz, 7785 Terler-Aba, Tu-
gur/ Tugor-Kan, Turunday.
Macaristan, Erdel ve Eflak ile Kara-Boğdan (Romanya)daki yazılı ve ba-
sılı arşiv belgelerinden ve vakayinamelerden, LRÂSONY'nin çıkardığı
Kuman-Kıpçak kişi ve hanedanlar ile yer adları, çok ilginçtir95. Bunları
da, Macar ve Rumen ülkelerine göre sıralıyalım:
* A.Zeki V.TOGAN, Giriş, 1.182-183; OTURAN, Selçuklular, 8.36-37.
* LRASONYI, Tarihte Türklük, s.131-155.
* Ayni eser, 5.143-144,149-155. Eflak ile Boğdan'daki en yüksek tabakayı teşkil eden
Boyer--bay yer veya bayrı—adıyla tanınan yüksek zâdegân, menşe itibariyle bu Kumanlardan-
F.7
98 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
b- Macarıstan'daki kişi adları, XI1I-XV Yüzyıllarda: 1. Ağar, 2. Ayaz,
3. Bolmaz, 4. Çabak, 5. Çerçi,6. Çıbuk (Çubuk), Çurtan, 8. İlan (Yılan), 9.
İtik (Idık/ Kutlu), 10. Karsak, 11. Kemençe, 12. Kol-Bas (Safları-Boz anlamı-
na), 13. Konduz (Çıldır'da da bir köyün adıdır), 14. Satmaz, 15. OkDamur
(Al-Temür), 16. Tepresin, 17. Tolun (ayın ondördüncü günü doğan), 18.
Toman (Duman, sisli havada doğan), ıg. Torsuk (Tulum), 20. Yangorta
(Yağmurda doğan), 21. Yurguçı (Yargıcı, hâkim).
Romanya'da, adı bugün Boğdan doğusunda ve Purut ırmağı solundaki
Basarabya'da yaşayan ve “Rumenler'in ilk hükümdar sülâlesinin kurucusu” ola-
rak 1330 da ortaya çıkan Tok-Tomer oğlu Basar-Aba (—Yener-Aba)nın adı
ve soyu gibi, merkezi Bükreş olan “Kara-Ulakh/Eflak (Bizans'ta “Blak”)”
bölgesi de, 1241 de ölen S.STURLUSON'un kaydettiği gibi, “Blaklar, Ku-
manlar Ülkesi”nden adını almıştır(tıpkı Tuna “Bulgarya”sı gibi). “Balkan-
lardan geçen Haçlı Ordularındaki Fransız kronikçileri, sık sık “li Blaci et
li CGommains” ve “Roi de Blagute” olarak Asen'i zikrederler.” Bu seferlere kalı-
lan Haçlı kronokçisı (1294 te ölen) R.BACON, “Vlakhların da, Kuzeydoğu-
dan, Üral mıntıkasında farzettiği Magna-Vlakhya'dan geldiklerini iddia et-
miştir” (Sayın LRÂSONYI, “Kara-Bulaklar”ın eski yerlerinin, Şine-Uşu
yazıtında anıldıklarını, bulamamış; Dağıstan ve Borçalı'daki bölüklerini
bilmiyorlar. “Purut” ırmağı adı da, bir Kıpçak boyunun hâtırasıdır).
“XV-XVI. Yüzyıl arşiv belgelerinde zikrolunan Rumen devlet büyüklerni-
nın adları arasında, pek çok Kuman-Kıpçak adına rastlanır: 1. Akbaş, 2. Ak-
kuş, 3. Aslan, Azgır (KAŞGARLIda Oğuz Boyu “Yazgur”un adaşı), 5. Ba-
laban, 6. Balak, 7. Bars, 8. Bibars, g. Belcir, 10. Buçuk, 11. Buga, 12. Buldur,
ı3. Berendey (Berendi oymağı ile adaş), 14. Berkiş, 15. Bilik, 16. Bobun, 17.
Bonçak, 18. Borçul (Borçalı boyu ile adaş), 19. Bulmaz, 20. Bura (Bora), 21.
Buz-Duğan (Boz-Doğan), 22. Çakan, 23. Çege, 24. Çolpan, 25. Çurtan, 26.
Çura, 27. Çutur (Çotur), 28. Dorman (Toraman), 29. Gurban, 30. İt (İd/
Kutlu anlamına ve Narman menkezi kasaba ile adaş), 31. Orda, 32. Ordu-
Bas, 33. Ötemiş (Dağıstan'daki Kara-Kaytak kasabasıyla adaş), 34. Kara,
35. Kara-İman/Karayman (Kara-Teke),36. Karaba (Kara-Aba), 37. Kara-Kızıl,
38. Kazan, 39. Kuman, 40. Kumandur (bu addaki boydan kalma Macaris-
tan'daki cins çoban-köpeğine de “Komondor” deniyor), 41. Payandur (982
dırlar. Prof.G.ISTVAN'ın tedkikatına göre, bunlar daha 14 ve 15. asırlarda Xumanca konuş-
muşlardır. Romen denilen mahalli halk, bunların hizmetinde bulunan köylülerden ibaretti;
fakat Boyerler, bu Romen köylü ekseriyeti arasında milliyetlerini kaybettiler; ı4.asırdaki
Voyvodaların Basar-Aba âilesi de, Khazarlar zamanından kalma bir ismi taşımıştır” (A. Zeki
V.TOGAN, Giriş, 1.165-166).
KIPÇAKLAR 99
deki Hudüdü'l“Âlem'in bahsettiği “Khıfçak” ile birlikte anılan 7 Kimek
boyundan “Bayandur” ların, Tuna havzasına gelen kolu hâtırası ile), 42.
Sollan, 43. Şişman, 44. Temirtaş, 45. Tobuk'Tobug/Tobılı), 46. Togrul, 47.
Temiş (Macaristan şehri Temeş-var adı ile adaş), 48. 70/-4ba, 49. Tonguz,
50. Tok (Kıpçak oymağı ile adaş), sı. Tokman, 52. Toks-Aba, 53. Toruntay,
54. Tört-Aba, 55. Tut-Tarkan, 56. Ulan.” “Macar arşiv vesikalarına göre”,
Macaristan'a göçen “Rumen Beğleri” arasında da, “pek çok Türk adı'na
rastlanır: 1. A/£Domir (Al-Demir), 2. Barkan, 3. Bene, 4. Bibars, 5. Buka, 6.
Bozgaç, 7. Çakan, 8. Çomak, g. Kalan, 10. Karaca, 11. Katla-Buka (Kutlu-
Boğa), 12. Kuman, 13. Subaşı (Sü-Başı), 14. Şişman, 15. Tatar, 16. Togan,
17. Uzun (Oymak adıdır da).” (Arpaçayı solunda Gümrü Yakındaki
“Uzunlar” adlı yer ile adaş).
c, Macaristan'dakı Kuman-Kıpçaklar'dan kalma yer adları: “Bunlara özel-
likle Nagı ve “Kiş-Kun'sag/Büyük ve Küçuk-Kuman'wstan'da rastlanır. Bazı
Macar şehir adlarında da, Kuman şahıs adı saklıdır: 1. Tepresin (durmasın
hareket etsin), 2. Xarsag/Karsak (Oymak adıdır da), gibi. Yalnız tek bir
şehrin meselâ, A:s-Xun (Küçük-Kun) Xhalas (Türk urugu “Khalaç veya
Khvalis ile ilgili) ın arazisinde, 1451 de şu yer adlarına rastlanır: 1. Bayça,
2. Otar (KAŞGARLI'da ve Çıldır-Atabeklerinde de kişi adı), 3. Beş-Otar, 4.
Bagdaş (Begdeş; Kıpçaklar “Beg” yerine Kür-Çoruk boylarında da “Bag”
diyorlardı), 5. Kötek4Atı)- Kaşka, 6. Sank, 7. Bogaz vb.” “Eflak ve Kara-
Bogdan ırmak adları'nın büyük bir kısmı, türkçedir. Bilindiği üzere, yerleşme
tarihi bakımından ırmak adları, daima birinci derecede önemlidir. Bu ad-
lar arasında. 7e/-Orman, Tigiç, Derelüg (vâdi), Turluy (Turlug/Tuzlu), Tes-
luy (Tezlüg/süratli)”; ayrıca, “bunlardan başka da, pek çok ırmak adı var-
dır. İçlerden en önemlisi Argış ırmak adı olup, (Bükreş'in batı ve güneyin-
den Tuna'ya karışır) Rumen tarihi (Kumanlı Asen ile birlikte), buradan
başlamıştır. Bu, bir şahıs adından gelmektedir. Argış (Arkadaş) has ismi-
nin XII. yüzyılda daha çok Kıpçaklar ve (Mısır'daki Kıpçaklı) Memlüklar ta-
rafından kullanıldığı gösterilebilir. (Eflaktaki) Baragan-Bozkırı adının da as-
lında türkçe olduğuna, Kınm'daki yer adı ve Altay'da efsanevi bir kahrama-
nın adı tanıklık eder.” (Buna, “Purut” ırmağı adı ile “Kalas” ve “Tolçı” şe-
hir adlarını, hattâ Eflak'tan geçip soldan Tuna'ya karışan çayın ve geçtiği
bölgenin Olu adını da katmak gerek).
*
* *
Kuman-Kıpçaklar'ın güzelliği, komşu milletlerin tarih ve edebiyatına
geçmiş; destan ve efsaneler doğurmuştur. Bunlandan “Sarı-Gelin Destanı”
100 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
ve “Şeyh-San'ân Efsanesi”, Gence ve Tifhsten Oltu ve Bayburda değin çok
canlı yaşamaktadır. “Kumanlarla temas etmiş olan milletlerden birçoğu,
onların çok güzel bir ırka mensup olduklarını, hele Kuman kadınlarının güzellik-
leri” yle tanındıklarını anlatan kayıtlar bırakmışlardır. (1349 da ölen) EL-
'UMERİ, (Suriye ve Mısır'da tanıdığı) Kıpçakların, gayet yakışıklı oldukla-
rını söylüyor. Bilhassa Kuman kadınlarının güzelliği, birbirinden ayrı birçok
kaynak tarafından teyit ediliyor. Şâir Genceli NİZÂMİ (1141-1214), Ku-
man kadınlarının beyaz tenlerine meftun olduğunu yazıyor; (onun çağda»
şı) Şirsanşah, bir Kuman güzeli tarafından teshir edilmişti. Gürcü vakayinâ-
melerinde ise, Gürcü Kıralı II. (IV.) David'in (1089-1125) karısı olan Ku-
man menşeli (yani, Kuban-Terek-Tın/Don boyları Kıpçak hükümdarı Şaru-
Khan oğlu Atrak/Etret'in kızı Guran-Dukht) Hatun'un, güzelliği ile şöhret
bulduğu anlatılmıştır. Rus vakayinâmelerindeki kayıtlardan anlaşıldığı veç-
hile, Kuman Hanları, Rus Knezlerini elde etmek maksadiyle, güzel kızla-
rını hediye olarak gönderirlerdi. Kiyef Prensleri'nden bazılarının, Kuman
Hanlarının kızları ile evlenmeleri, yalnız siyasi maksattan değil, Kuman
kızlarının güzelliğinden ileri geldiği muhakkaktır. Rus Knez âilesine men-
sup bir kadınının- Knez Vlâdimir Monomakh'ın (1113-1125) torunu-,
Kuman Hanı Başkord (Başkurt) ile evlenmek için Kiyeften kaçması, her-
halde Başkord'un yakışıklılığından ötürü olmuştu. Bütün bu kayıtlar, Ku-
manlar'ın sarışın ve çok güzel kimseler olduğuna delâlet eder. ”
“Kumanlar'ın halefleri oldukları kuvvetle muhtemel olan, hâlihazırda
Romanya'da yaşayan Çango'lar'ın, etraftaki diğer kavimlerden “sarışın olmala-
ri, bazan kelen gibi açık-sarı ve kıvırcık, bazen de kırmızımsı saçlı ve mavi gözle-
ni'ile, büyük bir ayrılık teşkil ettikleri biliniyor. Ayni veçhile, Uralların güne-
yine yakın sahada, bugünkü—1917 den önce-- Kazakların bir kısmını teşkil
eden Kıpçaklar arasında yer yer “650 sinin kumral ve kırmızımsı saçlı olduk-
ları da, tesbit edilmiştir. Kıpçak unsurların çok nisbette katılması ile meyda-
na gelen bugünkü Kazan Türkleri/Tatarları arasında, bilindiği gibi, sarışın
tiplere çokca tesadüf edilmektedir.”
“Bilinen cihet şudur ki, Karadeniz'in kuzeyinde ve Kafkaslara yakın sa-
halarda yaşayan Kuman-Kıpçaklar, haddizatında sarışın ve beden yapısı ba-
kımından da, daha çok yakışıklı kimselerdi”*“. Doğu (İslâm) ve Rus kaynak-
ları gibi, “Macar kaynakları” da, “Kuman kızlarının güzelliğini överler” 9”.
*9 Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, $. 70-71.
Yine burada (s.71), Tang sülâlesi (618-906) çağında Çinli yazarların bahsettiği, “Çin'in batı
sınırında saçları açık renkli, gözleri mavi” bir Türk kavmi, herhalde Kırgızlar olacaktır denildik-
ten sonra, 1050 de eserini yazan İranlı GERDİZİ'nin, Kırgızlar'ın saçlarının açık renkte oldu-
gu kaydine de, işaret ediliyor.
9 LRASONYI, Tarihte Türklük, s.ı4ı.
KIPÇAKLAR 101
Kafkaslar kuzeyinden Derbend yolu ile Şirman ve Aran (Gence-Kara-
bağla gelerek Müslüman olan ve Daryal-Geçid'inden Kartel/Güncistan'a
geçerek Ortodoks-Hıristiyanlığı benimseyen Kıfçakların** her iki kolunu
da yakından gören ve güzelliklerine hayran olan Genceli NİZÂMİ (1141/
1214), ilkin “4//A4p)Ak” adlı Kıpçaklı bir kızla evlenmişti. “Türk” deyimini
hem “âdil”, hem de “eşsiz derecede güzel” anlamına (“Turk-i dilistân” Turk-i
tennâz, Turk-i nâzenin-endâm, çeşm-i Turki, khande-i Turkân” terkipleri
gibi) kullanan ve farsça yazdığı halde, Türklüğünü de belirten bu ünlü şâ-
ir, Dağıstan'da Derbend ile A/buruz dağları kuzeyinde, çok eskiden beri ya-
şayan ve Makedonyalı İskenderin (Kartlis-Çkhhovreba”daki gibi) efsanevi se-
ferinde, onun ordusunu teshir edecek kadar “Ak-Tenhi Kıpçak Güzelle-
n”nden bahseder”. O, “İskendernâme”sinde (ki, Azerbaycan Atabeki Kıp-
çaklı İldengiz'in 1172-1186 da hâkim olan oğlu Nusratüddin'e ithaf edil-
miştir) “A/buruz(Kalfkas)” dağları kuzeyindeki Kıpçaklar ile, onların eşsiz de-
recede güzel kadınlarını anlatırken, şöyle diyor: İskender ordusu ile Zata
iken, Azerbaycan'dan gelen haber üzerine, “Aökhaz”da “Duvalı” (Daryal ba-
tısındaki dağlık “Duval'et”e adını veren urugun başı) adlı bayağıdan bir
yiğidin, her yanı haraca kestiğini öğrendi. Bunun üzerine, ordusu ile sefer
edip, onu itaat altına aldı, hattâ 7:/4i onarttı. Berdea'ya da hâkim olduk-
tan sonra, Şırvan'dan A/buruz-Dagı üzerine giderken, 40 gün kuşattığı Der-
bend Kalesini alamadı. Ancak, o dağlardaki bir mu'tekif-zâhidin (kam)
duası ile, “semavi-mancınık”tan atılan taşlarla, burayı fethedebildi. “O çev-
redekiler, İskendere yakınarak,başlarındaki büyük bir dertten bahsettiler:
“Dağlar arasından gelen Kıpçaklar'ın korkusundan, ellerinde hiçbir şey kal-
madığını, yağma ve kırgınla, yıkma ile kendilerini bunalttıklarını”, söyledi-
ler. Bunun üzerine İskender, “Khazarânlılar” dan yana korkuları kalmasın
diye, dağ geçitlerinde, çelik ve kurşun kaynaklı taştan sedler yaptırdı.
Sonra, İran, Horasan, Gazne ve Gur seferini yapan İskender, “Çin-Kha-
kanı” ile dostluk kurdu, Semerkandı imar etti. Aökhaz hâkimi Duvalı'nın
akınlarından şikâyetçiler gelmişti. Bunun üzerine, Kharezm ve Saklap-
Çöllerinden “Deşt-i Kıpçak”a gelen İskender, “Bozkır'da Kıpçak topluluklarını
gördü: Aktenh, penbe yüzlü, ay ve güneşlen daha parlak çehre, dar gozlü
(gözleri çekikçe), insanları baştan çıkaracak kadar ve meleklerde bile bulun-
“8 A Zeki V TOGAN, Azerbaycan, İA, Il.102; Giriş, 1.199-200. Bilindiği gibi, Der-
bend yolu ile gelip Müslüman olan Kıpçaklar'dan, Irak (Hemedan) Selçukluları'nın Azer-
baycan Vâlisi iken istiklâl kazanan büyük kahraman ve İslâm mücahidi Şemseddin İldengiz
(1146-1172), ünlü Azerbaycan-Atabekleri Sülâlesini (1146-1225) kurmuştu.
* M.Emin RESULZÂDE, Azerbaycan Şairi Genceli Nizâmi, ı9g5ı Ankara, 5.179.184.
102 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
mayan güzellikte kimseler. Yüzlerinde hiç örtü olmayan ve bakanları yakan bu
güzel kadınlar, erkeklerden çekinmiyorlardı.” İskender, “bu peri-peykerleri,
gümüş gövdelileri görünce, askerlerinin, gençlik coşkunluğunu ile taşkınlık
yaparak, kendilerini tutamıyacaklarından (ve savaşta bozulacaklarından)
korktu. Ertesi gün, ta'zimat için huzuruna gelen “Kıpçak Ulularn”na dedi
ki: Kadınların örtünmeleri, daha hayırlıdır; kadın takımı, taş ve demirden
de olsa, yine kadındır. Yabancıdan çekinmeyen bir kadın, kendi şerefini
koruyamadığı gibi, kocasından da utanmıyor, demektir. “Bunun üzerine
Kıpçak'ın Yaşlılan dedi ki: Bu bir töre ve gelenek işidir; sizlerdeki kadınlar
örtünük ise, bizde açıktır; örtünmenin, nâmus ve şerefe ne faydası var?
Bizim bu âdetimizi bırakmamız, elimizde değildir” !99,
Bagratlı Tamar1184-1213) çağında 1205 ve 1206 yıllarındaki Ahlat ku-
şatmaları ve Malazgirt ile çevresi zapdedildiği sırada, “Gürcü-Apkaz”
ordusundaki “Yeni-Kıpçaklar”dan "birtakım askerlerin, âileleriyle Van gölü
çevresinde konakladığı ve Eyubluların 1207 de Ahlaf'a hâkim olmaları ile,
bu sarışın ve çok güzel “Kuman” cemaatinin, Muş güneyindeki Sason'un
en sarp ve at işlemez yerlerine sığınıp kaldığı anlaşılıyor. Çünkü burada,
öteden beri “Kavman” denilen ve çoktan İslâm olup, şimdi Kürt-Kurmanç
ağzı ile konuşan küçük bir topluluk, sarışınlıkları, gövdelerinin tenasübü
ve komşu Muş, Bitlis, Siirt, Diyarbakır ve Bilgöl illerinde hiç görülmiyen
güzellikleri ile, ünlüdürler. Tipler, Türk-Kıpçak ve yuvarlakbaşlı (Al-
pin)dır !92,
1 NİZÂMİ, İskendernâme, h.1304 (m. 1887) Bombay, s. 62-63, 71-75, 9g-101. Bu
eserin müstensihleri ile nâşiri, metindeki “48khaz”ı yanlış olarak “Ancâz” ve İskender'in ba-
basının adı “Fififos” (Filipos)u da, “Filikos” biçimde yazmıştır.
9! M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1. 413,456,466-467; İBNÜ'L-ESİR, XII. 76,85;
ALLEN, 5.107.
"9? Bu Sason dağlığındaki “Kavman” cemaati, komşularıyla pek temas etmez oldukla-
rından sarışın, gökgözlü, aktenli ve saf kalmışlardır. 1955 ilkbaharındaki Bitlis gezimizde,
Bitlis Lisesindeki meslekdaşlarımızdan, şu dikkate değer haberi duyduk ve tahkik ettik: Sa-
son'un Xavman adlı çok sarp ve sığırları ancak dana iken aşağılara indirilebilen, inek ve
öküzleri ise indirilemeyen çok yamaç ve uçurumlu kayalıklar ile çevrili ada gibi dağlık ve
ormanlık yerlerindeki kadınlar, Türkiye'nin en güzel ve gözalıcı kimseleridir. Bu Kavman
Kadınları, en yakındaki Bitlis Hastahanesi'ne gelince, onları sırf daha yakından görebilmek
için, Liseden birtakım hocalar, hekimlere asistanmış gibi, beyaz gömlek giyerek, o kadınla-
rı, kızları romantik bir hayranlıkla seyrederlermiş. Sason-Kavmanları ile, Romanya'daki Çango-
ları ve Yukarı-Kür boyunda bilhassa Posof ve Ardahan ile Çoruk boyundan Şavşat, Ardanuç
ve Oltu bölgelerindeki yerli ve Kars-Erzurum ile Orta Anadolu'daki “Ahıska Muhaari"
köylüler gibi sarışın Kıpçak-Kuman âilelerini, ilmi usül ve ölçüler ile mukayese etmek, etno-
graf ve antropologrımız için müsbet bir çalışma olacaktır. Ayni zümreler içindeki dil-ağız
KIPÇAKLAR 103
Bugün Kuzey-Azerbaycan ile Tiflis'te ve bizim Kars, Erzurum, Artvin
İllerimizdeki halk arasında yaygın yaşayan “Şeyh-San'an ile, Tiflis veya Pe-
nek Padişahı'nın Sarı-Kızı”nın efsanesi '**; 1918 Mayısında Merhum Ahmet
R.ALTINAY'ın Göle'de bir kıt'asını tesbit ettiği '““ve bütünü ile Kars ili
ve çevresinde yaşayan “San-Kız” ile “Sar-Gelin” türküleri, destanları ve
oyunu, hep, Çoruk ve Kür boylarındaki türkçe konuştukları halde “Khaç-
perest olan” Kıpçak ve Kumanların Müslüman edilmesine çalışıldığı XII.-
XI.Yüzyılların Oo hâtırası olarak (oyaşamaktadır'©© Bütün bunlar,
XII. Yüzyıldan itibaren Kür ve Çoruk boylarına yayılarak Örtodoks-Gürcü
Kilisesi'ne bağlandıkları için, Osmanlılar'a, “Rüm/Rümiyân” denilmesi gibi,
bu Kıpçak-Kumanla'a da, “Gürcü” denilmiş ve halk arasında, “Gürcü-
Güzeli” denirken, sarı-saçlı, gök-gözlü ve pek güzel Kıpçak-Kumanlar kasde-
dilmiştir. Sonradan bunlar Müslüman oldukları halde, sırf eski alışkanlıkla
yine “Gürcü” adı ile anıldıklarını görüyoruz. Bu yüzden Batum-Acara
Müslümanları ve bunların g3 Muhaciri olarak Bursa ile Karadeniz kıyılarımı-
za göçenlerden, anadili türkçe olanlara, “Di&iz-Gürcü/Dilbilmez-Gürcü” de-
mekte devam ederler !©6,
araştırmaları da, değerli sonuçlar verecektir. “Kavman” oymağından, eski “Bitlis Vilâyet Sal-
nâmeleri"nde de bahsedilir. Bunların “Koman” adını, Mollalar, “Kavman” biçiminde yazmış-
lardır.
19 Azerbaycanlı şâir Hüseyin CÂVİD merhum, “Şeykh-San'ân” adlı manzum piyesin-
de, mevzuunu halk arasındaki yaygın efsanelerden almıştır. Bu eserde, 7i/4s Hükümdarı Kı-
ral David (1089-1125) ile, onun ülkesinin sarışın-güzelleri timsali sayılan çok güzel kızı Xhu-
mar-Khatun"u Müslüman etmek için çok çileler çeken, domuz-çobanlığı bile yaparak “çoç-
kaları” (domuz yavrularını) omuzunda taşıyan “Şeykh-San'ân”ın, dayanılmaz aşk mâceraları
anlatılmaktadır. Bu milli efsanenin Penek-Oltu ve Kars rivayetleri için bak.KIRZIOĞLU,
“Allâhüekber Dağı Efsaneleri”, Ülkü, Mart 1949, cilt İl, sayı 27,5. 17-18; Kars Tarihi,
1.379-380; Hüseyin KÖYCÜ, “Allâhüekber Dağı ve Şeyhi Sanani”, Şenkaya Gazetesi, ı Ağus-
tos 1950, sayı 3, 15 Mayıs 19sı, sayı 11 (Erzurum-Şenkaya ilçesi aylık gazetesi 8 sayı de-
vam eden makale).
!98 Ahmet Refik (ALTINAY), Kafkas Yollarında Hâtıra ve Tahassüsler, 1ıgı9 Istanbul,
$.61-62. Merhumun, Göle'de duyduğu Türkü'de Şeyh-San'ân'ın adı, “Sinân” biçiminde
söylenmiştir ki, bugün de, böyledir:
“Vardım kid sine, baktım khaçına,
Mayıl oldum bölük, bölük saçına,
Kız, seni götürem İslâm içine.
(Nakarat:)
Vay Sinân ölsün, Sarı-Gelin;
Sen(i) alan neyler, dünya malın.”
9 KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1. 379-381 n. 176.
'9© Bu durumu, adıgeçen yerleri gezdiğimizde tesbit ettik. Yusufeli'nin bir köyünden,
1916 Şubatındaki Rus işgali felâketinde on yaşlarında bir çocukken, âilesiyle birlikte Elâ-
104 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Bilindiği gibi, Türk tesirinden uzak, yerleri (eskiden) bataklık, sıtmalı,
ve kendi hallerinde yaşamış olan İmeret ile Megrel gibi Batı-Gürcistan'ın yer-
li ahalisi: Eğri-burunlu, kaba yapılı ve hiç de güzel olmayan tiptedirler.
ziz'e göçen; sonra da Diyarbekir şehrine yerleşerek evlenip, dul kalan ve fakılık'la geçinen
pek ünlü bir kadına, bu alışkanlıklar, yüzünden “Gürcü-Bacı” denildiği, 1950-1970 arasında
Istanbul ve Ankara gazetelerinde bile çok yazılmıştır.
II. BÖLÜM
SON-KIPÇAKLAR'IN KÜR VE ÇORUK BOYLARV'NA
GELİŞLERİ (1118,1195)
ORTODOKS-KIPÇAK ATABEKLER HÜKÜMETİ
(1267-1578)
“Abaka Khan zamanında Ahıska bölgesinde sahneye çı-
kan Hıristiyan- Türk Çıldır-Atabekleri ile, bu Kıpçakların İslâm-
laşması başladı” (A.Zeki V.TOGAN, “Umumi Türk Tarihine
Giriş”, İstanbul 1946, 1.258).
Gürcistan'a giden Kumanlardan büyük kısmı dönmemiş,
orada kalmış ve türlü ovalara yerleştirilmişlerdir. Dogu-Anado-
uda Çıldır Gölü çevresindeki Kıpçaklar, işte bunların halefleri-
dir” (Akdes N.KURAT, “İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyinde-
ki Türk Kavimleri ve Devletleri”, 1972 Ankara, 5.84).
Yukarıda (s. 78-80) gördüğümüz gibi, 7080 “Did-Turk Oba”/Ulu- Türk
Bayramı'ndan beri, bütün Kür ve Çoruk boylarındaki yerleri Selçuklulara
geçen ve ancak başkendi Kutayıs'ta oturup İmeret, Megrel, Suvanet ve Apka-
zet gibi Faş/Riyon boyları ile Karadeniz kıyılarının hâkimi olarak Seluklu-
lara haraç verip, tâbi kalan Apkaz Kıralı Bagratlı 77. Görgi (1072-1089), son
yedi yılını rahatlık ve barış içinde geçirdi. Bunun ölümü ile Kutayıs tahtı-
na biricik oğlu /V. David (1089-1125), 16 yaşındayken geçti'. Apkaz Bagratlı
Kırallığı da, Taşır/Loru Gregoryan Bagratlıları gibi Büyük-Selçuklular'a tâbi
“bulunuyordu. Bilindiği gibi, Danişmend-Eli doğusundaki Anadolu kesimin-
de: Artuklular, Sökmenliler, Mengücüklüler ve Salduklular ile Anı ve Gence-
Şeddâdlıları da, Büyük-Selçuklu İmparatorluğuna bağlı idi.Kutalmış oğlu
1.Süleymanşâh (1075-1086) ile İzniki başkent edinen Türkiye-Selçuklu devleti,
' Eskiden, Kartel/Gürcü tarihlerinde “Ağmaşenebeli” (Kurucu, Islâhçı, İhyacı) lakabiy-
le anılan Bagratlı Melikini, 77. Dawd diye anmak âdetti (M.BROSSET, 1.345,351; ALLEN,
596-104). Yeni tetkikçiler buna, 777. David demekteydiler (MANVELİŞVİLİ, H.de Göorgie,
8.160-164,454). Arada bir Kıral David daha bulunduğundan, 1952 den beri resmi Sovyet ve
Gürcü yayınlarında, “7V. David” denilmeğe başlanmıştır (Bolşaya Sovyetskaya Entsiklopedi-
ya, 1952 Moskva, XIMI.4ı; HEYET, İstoriya Gruzüi, 1.157-166). Biz de, böyle andık.
106 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Büyük-Selçukluların en batısında bir “Uç-Beğliği” biçiminde kurulmuştu.
Anadolu'ya hâkim olup, Marmara denizi kıyılarına dayanan Türkiye-Se/-
çukluları ile İzmir'deki atılgan Çaka Beğin Istanbulu da zaptedip, Bizans'ı
ortadan kaldırma davranışları karşısında, kudretli Kayser Aleksı Komnenos
(1081-1118), Papa 77. Urben'den Haçlıların yardımını dileyen Elçisini 1095
te göndermiş; Papa da, 26 Kasım 1095 Klermoni-Konsilinde “Jerusalem” di-
ye Hıristiyanlığın en kutlu şehrini hedef gösterip, 2 Haçlı Sefer'nin açıl-
masına sebep olmuştu. Selçuklu Sultanı Z K:4ç-Arslan (1092-1107), 1096
Eylülünde Marmara'nın Anadolu yakasına geçen İlk Haçlı sürülerinin ku-
şattığı başkent İznikin, Haziran 1097 de düşmesine engel olamamış; çete
savaşları ve meydan muharebeleriyle Eskişehir, Amasya, Konya-Ereğlisi
yanlarında hücumla yer yer kırdığı Haçlıların anakolunun, Çukurova üze-
rinden Antakya'yı zaptı, sonra da ı5 Temmuz 1099 da Kudüs şehrini kan
ve ateşle elegeçirmeleri karşısında, Büyük-Selçuklu devletinden yardımcı ala-
aamıştı 2,
Büyük Sultan Melikşah'ın 20 Kasım 1092 de Bağdad'da ağulanarak
ölümünden sonra, onun oğulları ve kendi kardeşleri arasındaki kanlı salta-
nat savaşları, dünyanın eşsiz kudret ve genişlikteki koca Selçuklu İmpara-
torluğunu çok sarstı. 14 yaşında iken Rey'de tahta geçen Veliahd Berk-Ya-
ruk (1092-1104), 1095 te Suriye/Şam Sultanı amucası Tutuş'u ve 1097 baş-
larında Horasan Meliki amucası Ârslan-Argun'u bertaraf edince, devleti da-
ğılmaktan kurtarmıştı. Fakat, 1099 yılında da, Gence/Aran Meliki olan kar-
deşi Mehmed Tapar, sultanlığını ilân etmişti. Şeddadlılar, Salduklular ve Loru
ile Apkaz Kırallıklar, buna tâbiydiler. Sefidrud (Kızılözen) ve Hemedan'da
ağabeğisi Berk-Yaruk ile savaşan Tapar, 2g Kasım 1101 Nihavend Antlaş-
ması ile, Azerbaycan-Elcezire ve kuzeyine hâkim olup, Irak-İran ve Hora-
san'ın ağabeğisinde kalmasına razı oldu. İki yıl sonra bu şartı bozan Ta-
par'ı, Berk-Yaruk, “B4âb-i Düvin”de bozup, Anr'ya çekilmesine sebep oldu.
Yeni anlaşma ile 1103 te Kızıdözen, yine iki kardeş Sultan arasında sınır
kesildi. 23 Aralık 1104 te ölen Berk-Yaruk'un yerine geçen oğlu 77. Melik-
şah'ı, ertesi 1105 yılında teslim alan Mehmed Tapar, Selçuklu İmparatorlu-
ğunun rakipsiz hâkimi oldu?. Bu arada Kayser Aleksis Komnenos, 1110 yılı-
na değin bütün Karadeniz, Marmara ve Adalardenizi kıyılarını elegeçirin-
? Mükrümin H.YINANÇ, Anadolu'nun Fethi, s.107-109,12g; O.TURAN, Selçuklu-
lar, s.163-166; S.Z.Türkiye, 5.37,78,99, 105.
* Akhbâr., s.49-55.60; ISFAHANİ, 5.82-110,223-237; İ.KAFESOĞLU, Melikşah,
5.208-213; Selçuklular, s.20-22; Ali SEVİM, Suriye Selçukluları; 1965 Ankara, 8.104-122;
O.TURAN, Selçuklular, s.164-169.
KIPÇAKLAR 107
ce, Selçuklular Orta-Anadolu'ya çekilmeğe mecbur kalmıştı. Sultan Z Ar-
hç-Arslan'ın 1107 de ölümü üzerine, dört oğlunun: Konya, Ankara-Çankı-
rı, Malatya ve Göksun'da ayrı ayrı hükümeti, Türkiye Selçukluları'nı parça-
lamaktaydı *,
Büyük-Selçuklular içindeki özetlenen saltanat savaşları; 1. Haçlı Seferi or-
dularının Antakya, Suriye ve Kudüs'ü istilâsı, tarihi İber/Kartel-Apkaz
Bagratlıları hâmisi Bizans'ın, Anadolu kıyılarını geri alarak, Türkiye-Sel-
çukluları'nı, Haçlılar sayesinde geriletmesi, Ortodoks Apkaz Bagratlı kıralı
IV. Davidi de, 1100 yılından sonra, Selçuklu tâbiliğinden çıkma ve eski
topraklarını geri alma hevesine düşürdü. Fakat, Awlayıs'ın bu sırada
hükmü, elinde kalan yerlerin köklü ve serkeş Eristawları ile, onların da-
yandağı, dili ve lehcesi ayrı uruglara, hattâ kiliseye bile geçmiyor; elinde
düzgün ve sağlam bir ordu bulunmuyordu. Bu yüzden, /V. David, kırallı-
ğının 8. veya onuncu yıllarında evlendiği, Xuzey-Kafkaslara değin yayılan
Kıpçaklar Hükümdarının kızı eşsiz güzellikteki Guran-Dukhf'un aracılığı ile,
yaman savaşçı Şaman Kıpçaklardan faydalanmayı, çok yerinde olarak
düşündü. Bu uğurda, 2g Nisan rogı de Meriç ırmağının ağzındaki Levu-
nion Savaşı'nda 40 binlik Kuman-Kıpçak ordusunun yardımıyla, Istanbul
surlarına değin sarkıp, Bizansı çok sarsan ve yıkmayı gözeten Peçenekleri
ezen Kayser Aleksi Komnenos'un tutumu ve üstün başarısı , Apkaz Kıra-
lına da umut veriyordu. Son araştırmalara göre 7/W.David, 1104 yılından
itibaren, Selçuklu hâkimiyetinden çıkmak için çareler aradı“. Kıpçaklar Ha-
n olan kaynatası Afrak'ın onunla ittifakı ve yüzbinlerce Kuman-Kıpçak'ın
Daryal--Geçidi'nden geçerek Kartele göçüp, eski rakipleri Müslüman-Oğuzlar/
Selçuklular ile savaşması ve aldıkları yerlere yerleşmeleri ise, 1118 yılında
başladı. Kıpçaklar'ın, Karadeniz kuzeyinde ve 7:n/Don ırmağı boylarında
Ruslar'a yenilerek, Kafkas dağlarına doğru kayması da, buna fırsat ve im-
kân hazırlamış oldu.
A — “ESKİ-KIPÇAKLAR”IN GELİŞİ VE ORTODOKSLUKLA GÜRCİSTANI
CANLANDIRMASI, YUKARI-KÜR VE ÇORUK BOYLARI'NA YERLEŞME-
LERİ (1118-1125):
“Karadeniz sahasındaki Kıpçak-Kumanların en kudretli devri”, 10g0-
1110 yılları arasında geçmiştir. Bu sıralarda bunların başında Bönek/Bon-
* O.TURAN, 5.Z.Türkiye, 5.104,111,148.
* Akdes N.KURAT, Peçenek Tarihi, 5.195-227; LRASONYI, Tarihte Türklük, s.133,
138.
* HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.160-161.
108 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
yak, Tugor/Tugur-Kan, Sarı/Şaru-Khan ve Altun-Aba adlı, çok yiğit ve kabili-
yetli başbuğlar vardı. Bunlardan 7ugur-Kan ile Bönek başbuğluğundaki 40
binlik Kuman ordusu, Bizans'ın yardımcısı olarak, kardeş Peçenekler'i, Nisan
ıogı de Meriç ağzındaki Levunylon Savaşı'nda yenip, kırmakla, Zstanbulu
“muhakkak bir felâketten korumuşlardı.” Meriç boyundan Macarlar üzeri-
ne yürüyen Kumanlar kolu, Tuna boyunda Macar kıralı Seni-Las/o'nun or-
dusuna yenildi. Kapuk/Kapluç Başbuğluğundaki bir Kuman kolu da, 1092
de Lek/Polonya ülkesine akın etti. 1092 ve 1093 yıllarında Bizans'ın Balkan
topraklarını, umanlar yağmaladı. 1093 de Özü/Dnepr boyundaki en
büyük Rus Beyliği olan KXiyef Knezliği'ni, kanlı Selan Savaşı'nda yenen Kur-
manlar, buranın veliahdi prens Suyatopolk ile barışınca, başbuğları Tugur-
Kan, kendi güzel kızını onunla evlendirdi, dünür oldu; kaçak “Torklar”ı
geri aldı. 1094 te Suzdal Knezi 77. Vladimir Monomakh ile barış görüşmele-
ri yapan Kuman beğlerinden İtler (İdler) ile Kıtan/Kotan, nâmertçe
öldürüldü. Bunların öcünü almak için bir akşam Kiyefe akın eden Bon-
yak, Knezin köşkünü yaktı. Bir Kuman akıncı kolu ile başbuğ Küre, Mayıs
1096 da Pereyaslav!'da bir Rus şehrini yaktı; 30 Mayıs 1096 günü de Tu-
gur-Kan, Pereyaslavi şehrine hücum ettiyse de, aralarında damadı Kiyef
Knezi Svyatopolk'un da bulunduğu müttefik Rus Beğlerinin kalabalık or-
dusu ile karşılaştı. ıg Temmuz 1096 daki savaşta Kumanlar yenilince, Tu-
gur-Kan ve oğlu da ölenler arasındaydı. Ertesi 20 Temmuzda Küre Beğ,
ansızın bir baskın ile Aiyefe değin vararak, çevresini yağmaladı. Ayni 1096
yılı Çernigov Knezi Oleg, Kumanlar'a dayanarak, güneybatı komşusu ve raki-
bi Aiyef Knezliğine karşıkoymak için, Kuman başbuğlarından Osu-
lug(Uzuzlug)un kızı ile evlenmişti ?.
Sekiz yıl önceki bozgunun acısını çıkarmak için 1099 da, Bönek/Bon-
yak başbuğluğundaki bir Kuman ordusu, dost Rus Knezleri ile Macarıstan'a
bir akın yaptı. Savaşa başlanacağı günün akşamı, Türk Kam (Şaman) ina-
nışına göre, çadırdan dışarı çıkarak bir börü (kurt) sesi çıkaran Bonyak,
uzaktan gerçek börülerin uluması ile, yarınki cengi kazanacağını kestirdi.
Şimdi Polonya elinde ve Karpatlar kuzeyinde (Vistül'ün sağ kolu) San ça-
yı üzerindeki Przemyşi Kalesi altında, “çok mâhir bir tatkikle, ağır silâhlı
Macar süvari ordusuna karşı parlak bir zafer” kazandı; ve bozgun Macar-
ları, üç gün kovaladı. Anası Kayser Konstantin Monomakh'ın kızı olan ve
iyi rumca bilen Suzdal Beği Wladimir Monomakh'ın teşviki ile, Kumanlar'ın
7 LRASONYI, Tarihte Türklük, s.138-139; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karade-
niz Kuzeyindeki Türk Kavimleri, s.79-81.
KIPÇAKLAR 109
damadı Kiyef Knezi Suyatopol'un (1094-113) da katıldığı Rus Knezleri
müttefik orduları, 1103 yılında Xumanlara hücum ederek, ansızın yaptıkla-
rı savaşta, onları ağır bir bozguna uğrattılar. Kuman başbuğu Beldüz, ya-
kalanarak idam edildi. Bu cenkte ölen 20 kadar Kuman büyükleri arasın-
da Altun-Aba, Arslan-Aba, Çenger-Aba, Kuman da vardı. 1103 Zaferleri ile
Ruslar, Kumanlar elindeki birçok Tork(Uz) ve Peçenekleri de tutsaklıktan
kurtarıp, Kuman sınırları boyuna iskân ile silâhlandırıp, kendi knezlikleri-
ne hizmet ettirmeğe başladılar.
Savaş eri yiğit Kumanlar, 1103 Bozgunundan sonra, kendilerini çabuk
toparladılar. Büyük kahraman Bonyak'ın başbuğluğundaki oKuman-Kıpçak or-
dusu, 1105 ve 1106 yıllarındaki akınları ile, Xiyef ve doğusunda Pereyaslavi
çevrelerini tehrip ettiler. 1107 yılında Boynak ve yaşlı Şaru-Khan başta ol-
mak üzere, Kuman-Kıpçak Boybeğlerinin Ruslar ülkesine açtıkları sefer,
bozgunla sona erdi. Vuruşmada Bonyak'ın kardeşi ölmüş ve Şaru-Khan
güçlükle kurtulmuştu. 1107 Kuman-Kıpçak Bozgunundan az sonra o yıl,
Rus Knezlikleri ile barış yapıldı; Türklerin güzel kızları ile Rus Knezleri
evlendirilip, yeniden kız akrabalığı kuruldu. Bu arada, yaman ve sistemli
bir Kuman düşmanı olan Suzdal (Moskova bölgesi) Knezi Vlâdimir Mo-
nomakh'ın iki oğlu, / Mstislav ile (Uzuneli) 7 Yuri de, Kuman Hanlarının
kızları ile evlendiler.
Bu yeni dünürlüğe rağmen, ertesi 1108 de Kuman-Kıpçaklar, yine Rus
Knezlikleri bölgesine akın ettiler. Vladimir Monomakh'ın öncülük ve baş-
buğluğundaki müttefik Rus Knezleri ordusunu 1109 yılında, Kuman Bozkır-
ları (Deşt-i-Kıpçak) üzerine yürüyerek, Tın/Don ırmağı boyuna değin yağ-
ma ve tahrip ederek, döndüler. Bu 1109 Savaşı sırasında, büyük kahra-
man Bonyakın, Kiyef arazisindeki bir çarpışmada öldüğü”, yaşlı ve 7u-
gu”dan sonra bütün Kuman-Kıpçaklar'ın en büyük hükümdarı olduğu sa-
nılan Şaru-Khan'ın da, bu sırada eceliyle veya savaşta öldüğü, anlaşılıyor.
Bu gibi büyüklerin kaybı, Kumanların zayıflamasına tesir etti. 1111 yılın-
da, yine birleşik Rus Beylikleri orduları, Tın Irmağının büyük kolu Doneç
boyundaki AKumanlara karşı sefer ederek, pek çok yağmalarla geri
döndüler. Artık Rus Beğlikleri, kendilerine dönüp, sınır bekçiliği ve savaş-
larda da öncülük eden 7ork/Uz ve Peçenek ile Karakalpak (Çernie Klobuk)
gibi Türk uruglarının da yardımı ile, güçlenmiş ve yıllarca akın ve yağma-
larını görüp, ancak haraç vererek kurtuldukları Kuman-Kıpçaklar'ın zayıfla-
* LRASONYI, Tarihte Türklük, s.139; Akdes N.KURAT, Rusya Tarihi, 1448 Anka-
ra, 5.40,56; İdil Boyu ve Karadeniz, s.81-82.
110 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
masıyla, üstünlüğünü ele alıp; korunma yerine, saldırma durumuna geç-
mişlerdi. 1113 te ölen Svyatopolk'un yerine Kiyef Knezi olan eski Suzdal
Knezi 7/1. Vladimir Monomakh, kendisinden, barış karşılığı armağan (haraç)
isteyen Kumanlar üzerine büyük bir ordu ile yürüdü. Bozkırlara çekilen
Kumanlar, onunla karşılaşmadan sakındılar. 1116 yılında, yine Kiyef Knezi
V.Monomakh (1113-1125) başta olmak üzere, Rus Knezleri birleşik ordusu,
Kumanlar yurduna taarruz ederek, pek çok tutsak ve yağmalarla
döndüler. Gerek bu son Rus taarruzlarında kurtarılan, gerekse kendileri
ayaklanıp Kumanlar'dan kaçarak Ruslar hizmetine giren Tork (Türk-Uz)
ve Peçenek boy ve oymakları, Rusların “güney-sınırlarının bekçisi” olarak,
gelecek Kuman akınlarına karşı güçlü bir set işini görmeye başladılar; so-
nunda da milli varlıklarını eritip, anadillerini unutarak “Kazak” olup, “Uk-
rayna Küçük-Rusluğu”na temessüle başladılar ?.
1096 veya 1098 de “Kıpçak hükümdarı Şara (Şaru)- Khan oğlu Atrak'ın
kızı ile evlenen Apkaz Kıralı 7W. David, daha o zaman komşu Kuban boyun-
daki Kıpçaklardan gönüllü yardım almışa benziyor. Çoruk ağzı ve Faş'a de-
ğin Karadeniz kıyılarına hâkim olan Kayser Aleksi Komnenos'un da, eski
Bizans geleneğine uyarak, Ortodoks Apkaz kıralına asker gönderip, Seluk-
lula'a karşı ayaklandırdığı da, doğru gözüküyor. Selçuklu kaynağında,
1110 yılında, Gürcüler, Gence Memleketine (yani, Gence/Aran'a tâbi Tiflis
ile çevresine) tecavüzde bulundular. Sultan (Mehmed Tapar) bunların üze-
rine asker göndererek, şerlerine mâni oldu”, deniyor9, Ermeni kaynağın-
da ise, 1121 yılında Kıral David'in ordusunda, Kıpçak ve Alanlar'dan baş-
ka, “Franklardan da yüz kadar asker”in bulunduğundan bahsediliyor |,
Bu “Franklar”ı, eskisi gibi Bizanslıların yardımcı olarak gönderdiği, mu-
hakkaktır.
Kartel kroniki, 1110 yılında yaylakçı-kışlakçı göçebe Türklerin (“Turk
Koçev'niki”), hür ve mutlu durumunu şöyle anlatıyor: “7i/4s şehrine de-
gin Rustaw, Somkhet (Taşır yani bütün Khıram ve Borçalı çayları boyu),
Şamşwlde ve Agarani (Agaralar/Khıram'ın sağ kolu Şulaver çayı ile onun
solundaki Bolnis arasında hisar) topraklarını, hep Türkler işgal etmişti. Kr-
ral David, Başkâtibinin yeğeni Teodor ve Orbelyanlı Yoane ile Abulets (Ebül-
Leys) in yardımı ile, bir gece Türklerin çekilmesinden faydalanarak,
* LRASONYI, Tarihte Türklük, 5.138,41; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karade-
niz, s.83
'9 Akhbâr., 57; O.TURAN, Selçuklular, 5.170.
MATEOS, CCXXXII.
KIPÇAKLAR 11
Şamşwilde'yi işgal etti. Bugüne değin gerçekten Türkler, bütün kalabalıkla-
rıyla Somkhefe bağbozumunda (Ekimde) giriyor; Kür ırmağı kıyılarında
Gaçyan'a yerleşiyor (kışlağa geçiyor), Tiflis'ten Barda'ya, Yor (Alazan-Kür
arasındaki çay) kıyılarında kışı geçiriyorlar. Yazın ise ot biçiyor, orada
bol ağaç ve su ile birçok av hayvanlarını bile hazır bularak, dile-
diği gibi kullanıyorlar. Oralarda çadırlarını kuruyorlar; atları, koyunları,
katırları ve develeri, sayısızdır. Oralarda çok tatlı bir halde yaşıyor, avlanı-
yor, dinleniyor ve oynuyor/eğleniyor, hiçbir nesneden mahrum kalmıyor-
lar. Şehirlerle alışveriş yapıyor ve bu arada bizim ülkemize de girerek, bir-
çok tutsak ve yağmalar alıyorlardı. “İlkbaharda da, Somkhet, Ararat (Kars
ile Revan bölgesi) ve Aboç (Kankar/Arpaçayı başları) dağlarına çıkmaya
başlıyorlardı. Yazın onlar, yeşillik yerlerde, görklü ovalarda, bol kaynaksu-
ları ve çayırlar buluyorlardı. Sanki onlar, sayıları kalabalık obalarına,
“dünyanın her bucağından bu ülkeye geliniz diye büsbütün sözleşmiş, bu-
rası, Zürkel'idir” demişlerdi. Sultan bile onları, aslâ buradan çıkaramaz ve
hiç kimse onları kovamaz ve kendilerine zarar veremezdi. (Böyle iken, Kı-
ral) Şamşwilde ve (yanındaki) Dzema'yı, 1110 yılında aldı.”
“O yıl, bütün Türkler'den kurulan 200 000 (varyant: 10 000) kişilik
Sultan ordusu, maharetli bir yürüyüşle ansızın geldi. Kıral (IV. David),
bütün kendisine uyanlarla (Göri kuzeyindeki makamı) Naçarmagew'deyken,
onların Taryakfe geldiklerini öğrenince”, 1500 kişilik maiyetiyle Masl/ata'ya
geldi 2. Kartel kroniki, ertesi günkü savaşta aslında yenilen David'in ordu-
sunu, sözde “gecenin yaklaşması ile çadır ve eşyalarını bile bırakarak ka-
çan Türkler'i yenmiş fakat, “ertesi günü bir savaştan çekinerek, hiç kimse-
nin onları takibe gitmediği”ni de yazarak, çelişkiye düşüyor.
IV. Davd, daha önceleri büyük kızı (Hatunu Kıpçaklı Prenses Guran-
Dukht'tan doğma) Tamarı, “Şırvan Kıralıçesi olmak üzere”, Şırvanşah ile ev-
lendirmiş (ve Müslümanlığına razı olmuştu); 1116 yılında da, küçük kızı
Kata'yı, Bizans ile ittifakını berkitmem içini Zstanbula gönderip, (Dukas
sülâlesinden) Nikoforos'un oğlu Afeksis ile evlendirmişti. Her iki kızı da,
eşsiz güzelliklerinden “biri doğuda, biri batıda birer yıldız gibi, dünyaya
ışık veriyorlardı” '$,
1118 yılı, /V. David'e büyük bir fırsat hazırlamıştı. Ağır hastalığından kur-
tulamıyacağını anlayan kudretli Selçuklu Sultanı Mehmed Tapar, 1118 Martında
? M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.358-359.
3 Ayni eser, 1.360 ven 2; MANVELİŞLİVLİ, 5.167.
112 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
büyük oğlu 13 yaşındaki Makmudu (1118-1131) Zsfahan'da tahta geçirmiş
ve kendisi Nisan'da ölmüştü. Bunun üzerine, Merv Meliki olan Tapar'ın
kardeşi Sançar (1118-1157), Sultanlığını ilân ederek, genç yeğeni ve damadı
Mahmud'un Sultanlığını tanımadı. Çocuk yaştaki Sultan Mahmud, Arap-
Irak'ında saltanat kurmak isteyen yeni Abbaslı Halifesi Müstarşid'in (1118-
1135) teşviki ile, küçük kardeşleri şehzâde Z Toğrul ve Mes'udu Isfahan
tahtına geçirtmek isteyen, onların Atabekleri ordusu ve Bağdad Halifesi ile
de savaşmak için, ordularını Kür ve Aras boylarından, bu dört hasım ile
uğraşmak üzere, öteki cephelere çekmişti !4,
Yukarıda (s.109-110) gördüğümüz gibi, 1109 dan beri müttefik Rus
Knezliklerinin Kumanları yenerek, artık taarruza geçmeleri ve Doneç-Don
boylarını vurup yağmalayarak dönmeleri, Xuman-Kıpçakların Kuban-Terek
boylarına kaymalarına sebep oluyordu. 1109 da ölen ŞaruKhan'ın yerine
geçen oğlu Âfrak (rus kroniklerinde: Otrok), önceleri “güzelliğiyle meşhur”
kızını “Gürcü Kıra“ David ile evlendirmişti. Bu yüzden, “Don-Kuban bo-
yundakı Kumanlarla Gürcüler arasında, yakın münasebetler kurulmuş olu-
yordu. Bunun içindir ki Afrak (bu ad, türkçe “Sarışın” anlamındadır), Rus
Knezi Vladimir Monomakk (1113-1125) tarafından baskıya maruz kalınca,
1118 de damadı Gürcü (Apkaz) Kıral Davidin daveti üzerine, Gürcistan'a
gitti. Afrak'ın maiyetinde (âileleriyle 300 bini aşan)kalabalık bir Kuman kit-
lesi olduğu da biliniyor. Gürcü Kıralı da bunlardan 40 000 kişilik mükemmel
bır (daimi) atlı ordu teşkil etti. Gürcüler, bu Kuman kuvvetlerine dayanarak”,
metbuları Zrak-Selçukluları'na karşıkoydular; hattâ Şirvan, Aran ve Dogu-
Anadolu'ya başarılı seferler yaptılar. “Kumanların Doneç boyundan Gürcis-
tan'a gitmeleriyle, Rus sınırları'na Kuman akınları bir müddet duraklamıştı.
Bunun içindir ki, Pereyaslav! Knezi Aşağı-Don boyu'na bir sefer açtığında;
orada Kumanları bulamamış ve boş elle dönmüştü. Fakat, 1125 te Kiyef
Knezş Vladimir Monomakhk'ın ölümünü müteakip, (1118 de) Gürcistan'a gi-
den Auman Begi Atrak'ın, tekrar kendi yurduna döndüğü anlaşılıyor. Maa-
mafihi Gürcistan'a giden Kumanlar'dan büyük bir kısmı dönmemiş, orada kalmış
ve türlü ovalara (Anı ve Erzurum Emirliklerinden alınan Yukarı-Kür ile Ço-
ruk boylarına) yerleştirilmişlerdir. Doğu-Anadolu'da Çıldır-Gölü çevresindeki Ki ıp-
çaklar, işte bunların halefleridir”'5.
'* Mehmet A.KÖYMEN, Selçuklu Devri, 5.70-93, 116-119; O.TURAN, Selçuklular,
8.170-171; İKAFESOĞLU, Selçuklular, 5.23-24.
'9 Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz, s.83-84.
KIPÇAKLAR 113
Yukarıda (s.110-111) görüldüğü gibi, Kartel kroniki, 7i/4s'ten Gence do-
ğusundaki Barda (Berdea)ya ve “Ararat” yani Kars ile Revan bölgelerine va-
nnca bütün Awr ırmağı boylarında, 1110 yılında çok kalabalık Türk-
Göçebelerinin yılkı ve sürüleriyle, ağayılları (deve sürüleri) ile nasıl yaylak
ve kışlak hayatı geçirdiklerini güzelce belirtmişti. Ayni kaynakta, Çoruk
boyları'nda da (ki, Erzurum Salduklu Emirliği ülkesindendi) ayni hayatı ya-
şayan Türkler'e ve Kıpçaklar'ın getirilme sebebine şöyle işaret ediliyor:
“Kıral David, 1115 te (Tiflis'in kuzeybatısında ve Kasan çayının Kür'e
kavuşacağı yere yakın Mukran'dan ibaret) Mukhnar'da bulunduğu sırada,
Başveziri Çkondidel Görgi, (Tiflis altında ve Kür boyundaki) Rustav'ı zaptet-
ti. Burada kışlayan Türkler için, bu bir darbe oldu. Bu sırada kışın keskin
geçeceğini kestiren “büyük bir sayıdaki Türk topluluğu, dağlardaki yaylak-
larından inerek, 7ao (şimdi Erzurum'un: Olur, Şenkaya, Oltu, Tortum,
Narman ve Artvin'in Yusufeli ilçelerini içerisine alan, XV.-XVI.Yüzyılda
Akkoyunlu, Safavi ve Osmanlı kaynaklarındaki “Tav-Eli”) bölgesinde kışla-
ga geçmiş; çadırlarını kurmuştu.” Kıral ise, onları toplu haldeyken ansızın
bastırmak üzere, ordusuna hazır olmasını buyurdu ve şüphe uyandırma-
mak için de, başkent Kutatıs (Kutayıs)a gitti. 1116 Şubatında ise Kartelli-
ere (Tiflis ve Göri çevresindeki İber/Gürcüler'e), Meskhizre (Kartel güne-
yindeki Gogarlı ve Turani yerli Hıristiyanlara) de, belirtilen bir zamanda
Kfa)larce'e (Şavşat, Ardanuç, Artvin ve Borçka kesimine) gitmelerini bildir-
di. Kendisi de, belirtilen zamanda “İçeri”den (Kutayıs'ın merkez olduğu
İmeret/Başıaçuk ülkesinden) ordusu ile çıkıp, (Gürel'deki Supsa çayı ağ-
zında bulunan) Ahupta'dan “Çorokh'a değin deniz kıyısından ilerleyip, bu-
ralardaki (Gürel ve Acar uruklarına mensup yerli Ortodoks) halkı da top-
ıyarak, kararlaştırıldığı üzere, 1116 (Martı) başlarında Kalarce?'e girdi. Bu-
radan Basıyan (Pasın) ve Kar'ni-Por (Allahüekber) dağına değin yayılarak,
kaygısız ve hiçbir tedbir düşünmeden gafil bulunan Türklerin üzerine, an-
sızın baskın yaptı. Onlardan çok sayıda insanlar kırıldı; kadınları, develeri,
atları, koyunları ve bütün eşyaları alındığından, Krallık, türlü servetler
içinde yüzdü. (Çoruk boyundan, akıncılar geri çekildi). Ertesi 1117 de,
(Heret/Şeki'de Eğriçay-Alazan kavuşağı yakınında ve Eğriçay üzerindeki)
Giş Kalesi'ni alan David, oğlu Dimür'yi Şirvan'a (ablası Tamar'ın yanına)
gönderdi. 1118 de Türkler, (Posof çatal deresi kavşağındaki Çak-Su Kalesi'nden
ibaret) “Cak'ın Ağası Beşken'i, (Apkaz Kıralı David'e meyil ve hizmeti
yüzünden) Cavakhef'te öldürdüler. Ayni yılda, Somkhet merkezi (Selçuklu
tâbi Gregoryan Bagratlı Kıralı ve Alp-Arslan'ın kaynatası Gurgen/
Kürike'nin oğlu olan Taşir Kıralı TI.Davit'ten, ki 1089-1145 arasında
F.8
114 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
hâkimdi) Zore (Loru) Kalesi, (Samşolde/Şamşwilde “Emir”i Orbelyanlı Li-
barit ve oğlu Yoane/İvane'nin yardımı ile) alındı.
Fakat Kıral David, Tanrının bu beklenmedik lütufları karşısında, âciz
kaldı. (Selçuklular içindeki saltanat kavgalarının verdiği imkânlardan tam
faydalanamıyordu) O, “bu şehirleri ve kaleleri, daimi olarak elinde tutabi-
lecek ve işgal edebilecek sayıda büyük bir ordunun yokluğunu gördü.”
Ayrıca, açılan imkânlardan faydalanarak, kış ve yaz demeden giriştiği se-
ferlerde, “askerinin yeter sayıda olmadığını”; kabaran “coşkun arzularını
gerçekleştirebilmek için, (Apkaz Megrel, Gürel ve İmeret'ten ibaret) tebaa-
sının, haddinden daha az olduğunu" da idrak ederek, “içinden bir âh çek-
tü!” David, iyice anladı ki, “başka bir kaynak yoktur. Ancak, Kıpçak müilleti-
nın çok kalabalık ahalısı, savaştaki cesaretleri, yürüyüş(sefer)deki çeviklikleri,
saldırmadaki insafsızlıkları, istenen yerleri kolaylıkla zaptile hâkim olabile-
cekleri ve arzularına kolayca uyabilecekleri, kendisince çok iyi biliniyordu.
Üstelik, yakında yaşadıkları ve yerli halk olduklarından, başkalarına göre,
Kıpçaklar için gelmek, daha kolay olacaktı. Hem Kıral, yıllarca önce, Kıp-
çak Beğler'nin en soylusu Şara(Şarı)- Gan'ın oğlu Atraka'nın (nüsha: Atrak)
kızı ile evlenmişti. Bu kız, Kıral'ın nikâhlısı ve resmi hatunu olup, bütün
Gürcistan'ın Kıraliçesi ve güzelliğiyle ünlü, mutlu Kıraliçe Guran-Dukkt'tu.
Kıral, bütün bu maksatları için, Kıpçakların ve Kaynatası'nın gelmesini sağ-
lamak üzere, güvenilir adamlarını gönderdi! !©,
Yine tek kaynak olarak, Kartel kroniki, 1118 yılında Kı#çaklar'la ittifak
yapılmasını ve onların Kafkaslar güneyine kalabalık obalar ve orduları ile
göçlerini, anlatıyor. Damadları Kıral David'in ittifak ve yardım dileğini se-
vinçle karşılayan (böylece, Rus müttefik orduları baskınlarından da kurtul-
mak isteyen) Kıpçaklar, “Oslar (Alanlar) Ülkesinden güvenle geçişin sağlan-
masını” şart koştular. Bunun üzerine /V. David, Veziri Görgi ve maiyetiyle,
acele Osefe (Alan-Ülkesi'ne) gitti. Oset Kıralı ve uluları, kendisini dostça
karşıladılar. “Oslar ile Kıpçaklar, Kıral David'e rehineler verdikten sonra,
bu iki millete yaklaşmak ve aralarında barış bağları ile dostluk ittifakı kur-
mak, kolaylaştı.” Böylece David, “Daryela (Daryal-Geçidi) Hisarlarını,
bütün Oset ve Kafkas-Kapıları'nı güven altına aldıktan sonra, Kıpçaklar'a (bu
uzun ve dar geçitlerden, korkunç uçurumlu yerlerden '” rahat aşabilmek
'* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.352,359-362. Sayın O.TURAN her nedense, son
üç eserinde, hem Şara-Khan adını “Kharaghan/Karahan”, hem de Kıpçaklı Atrak'ın kızı ve
Kıral David'in hareminin “Guran-Dukh!” olan adını, “Kuman-duht/Kuman-kızı” diye yanlış
yazıyor (Selçuklular, s.169; Türk Cihan Hâkimiyeti, 1969 Istanbul, 1.27; S.Z.Türkiye, 5.164).
7 Daryal-Geçidi'nde vaktiyle, demir levhalarla kaplı büyük bir ağaç kapı varmış ve ya-
nında da, bir kale bulunuyormuş. Eskiden buralan geçmek, çok güçtü. 1799 da Gürcistan'a
KIPÇAKLAR 115
için) korkudan uzak bir yol hazırladı; ve Kaynatası (Atrak) ve Kayınları ile
birlikte, büyük bir orduyu getirtti.”
“Kıralın, onları (Kartel'e ulaştırıp) yanına getirmekle çektiği emekler
boşuna olmadığı gibi, neticesiz de değildi; çünkü, Kıpçaklar'ın yardımı ile
İran (Selçuklu) gücüne büyük darbeler indirdi; ve bütün ülkelerin
hükümdarları üzerinde korku ve ürkü yarattı; onlarla birlikte, aşağıda
okuyacağımız ve şimdi bile inanılmayacak işleri, yerine getirdi.” Osete git-
tikleri sırada ölen Vezir Görgi için, ta oğlu prens Vakhtangın doğumuna
değin, şahsen karalar-giyinip kırk gün yas tutan KX:ra/, bu doğumla yastan
çıktı. “Kıpçaklara gelince, onları kadınları (âileleri) ile birlikte, beğendikleri yer-
lere yerleştirdiler; ve onlarla, seçme 40 000 (atlı) savaşçı, bu seferle getirilmişti; on-
lara atlar ve silâhlar tedarik ediyorlardı. Ayrıca, (savaştaki) yorgunlukta ye-
dek olmak üzere, (Peçenekli ve Uz/Tork urugları gibi Kıpçak-Kumanların
tutsağı sayılan) 5 000 seçkin köle vardı (nüsha: çocuklarıyla birlikte 40 000
âile ve ayrıca 500 genç uşak vardı ki, bu sonkiler Kıralın Sarayında terbi-
ye görüyordu), ki bu sonkilerin hepsi Hıristiyanlığa döndürülmüştü;
görgülü ve değerleri denenmiş kişilerdi. Kıpçakların kendileri de, şahsen
yavaş yavaş Hıristiyan dinini benimsemeğe başlıyorlardı; bu yüzden her gün, çok
sayıda dönenler/mümünleşenler oluyordu. Kıral onlara Generaller ve Kuman-
danlar tayin edip, toparladıktan ve oymaklarına göre düzene koyduktan
sonra; kendi şahsi Kırallık Ordusunun da tanzimine geçti.” Bu seçkin ve
iyi binici süvariler ile, eşsiz derecede güçlenen Kıral David, “onların başına
geçerek İran'a (Aran/Gence Vilâyetine), Şirpan'a ve Büyük-Armenya'ya (yani,
Gürcü-Armenyası da denilen Somkhet/Taşir ülkesine) akınlar yapmağa
başladı?” !8,
Arabaların geçişine elvermeyen, ancak at ve develer sırtında çoluk-ço-
cuğun da günlerce süren yorucu yolculukla geçmesine yarayan Darya/-Ge-
çitleri nden, Kıpçakların 40 000 asker ve en azında 250-300 000 nüfusunun
göçü, 1118 yazında bitmeyip, ertesi yıl da devam etmişe benziyor. Çünkü,
Kartel kroniki, 1118 ve 1119 yıllarında, Kıpçaklar ile veya yalnızca, David'in
ve adamlarının, hiçbir sefer ve akınından bahsetmiyor. Kıpçakların, kendi
gönderilen Rus Asker birlikleri, bu sarp dağ yolunu, “ancak otuz altı günde geçebilmiştir”
(S.ANİSİMOF, Kafkas Kılavuzu, rusçadan çev. Binbaşı SÂDIK, 1926 Istanbul, 4.178). “Da-
gıstan'ın batı sınırını teşkil eden bu geçit, sanki büyük Kafkas dağ silsilesinin yarılmasından
peyda olmuş gibidir. Gayet dik ve korkunç uçurumlar, gökyüzünü görmiyecek kadar derin
yarlardan meydana gelmiştir” (Ş$.EREL, Dağıstan ve Dağıstanlılar, s. 1 1).
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.362-363.
116 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Hanları Atrak'ın ittifakı ve eliyle Kur boylarına göçleri ve yeniden orduluk
bakımından düzene girmeleri sırasında, Selçuklular da iç savaşlarla daha
çok kardeş kanları dökerek, güçten düşüyorlardı.
Mart 1118 de 13 yaşında /sfahan'da Büyük-Selçuklu tahtına geçen
Sultan Mahmud (1118-1131), iki küçük kardeşinin Atabekleri ve Bağdad'da
Irak'a hâkim olmak isteyen Abbas Halfesi'ne karşı savaştığı gibi, Büyük-
Sultan olmak isteyen Merv Meliki ve kaynatası olan amucası Ahmed Sançar,
arasında uyuşma olmayınca, büyük hazırlıkla savaşa tutuştular. Tahran-
Hemedan arasındaki Savfde 12 Ağustos 1119 günü yapılan büyük cenkte,
yeğenini güçlükle yenen Sançar, Rey (Tahran) bölgesi ile doğusunun hâki-
mi ve Ulu-Sultan olup, Mahmudu tâbi ve Irak-Azerbaycan ile batısının
Sultanı saydı. Böylece, “Büyük-Selçuklu” devletinin merkezi de, Mer ol-
du ©,
Kartel tarihinde, Bagratlı /V. Davdin, Kıpçaklar geldikten sonra onun
1121-1124 arasındaki “dört yıl içinde yaptıkları" savaş ve fetihlerin hepsi
anlatılıyor: “Kür boylarında kışlayan Türkmanları yanıltmak için”, 1120 de
Kıral, kışı Apkhazef'te geçirmek üzere (Kürle çayı ile Faş/Riyon kavşağına
yakın bulunan) Gegufta bir gün kalıp, oradan Xhupta'ya vardı; böylece
onları şaşırttı.” Çünkü, iki taraf da, casusları ile birbirini kolluyordu. Kıra-
lin uzaklaştığını gören Türkmanlar, kalabalıklarıyla kışlamak üzere, “Botora
(nüsha: Buğurya)ya geçtiler.” Fakat, ır2ı Şubatının 14 ünde, bunların
üzerlerine (Kıpçaklar ile) “uyumayan Kıral”, ansızın bir baskın yaparak,
yağmalayıp, dağıttı. Oradan Şirvan'a sefer ederek, “Kızılyumurta Yortu-
sunda ilk gün (27 Mart 1121) Kabala şehrini alıp, çok servete kavuştu.
Kartel'e dönüp (Pasın'a komşu olan), Aşorna/Aşoran/Aşomi ve sonra Sevgela-
mec deki Türkmanlar'a baskın yaparak, yağmaladılar. Artık David'in ordu-
ları, Dağlardan Küre varınca Karteli ve Gag'dan Berduda (Borçalı Çayı'na)
değin her yeri dolduruyordu. 1121 Haziranında David, “Kıpçaklar'la birlik-
te, kabarmış X&ür ırmağını geçerek AÂlon (nüsha: Khunan)dan aşıp,
Türklerle savaşarak, Arabya ve Barda'yı yıktılar; orada iki gün kalıp, büyük
bir servetle döndüler. Yenilmelerden umutsuzluğa düşen Türkmanlar, Gen-
ce, Tiflis, Dumanıs (nüsha: ve Bana, yani Oltu'daki Penek) bezirgânları,
yüzü, elleri ve bütün gövdeleri karalara bürünmüş olarak, Sultan'a ve
bütün İan'a giderek, kendilerine yapılan kötülükleri anlattılar; duyguları-
nı, acılarını açığa vurup, her yanda büyük bir üzüntü doğurdular” ”,
9 Akhbâr., s.67-69; Mehmet A.KÖYMEN, Selçuklu Devri; İKAFESOĞLU, Selçuk-
lular, s.23-24; O.TURAN, Selçuklular, s.170-172.
” M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.364-365.
KIPÇAKLAR 117
David, Kaynatası Atrak ve Kayınlarnı sayesinde, yaman savaşçı ve mert
Kıpçaklardan faydalanarak, önce Apkazya'da ve Selçuklular elindeki Kar-
telde, kendisine itaat etmeyen ve karşıgelen feodal beğleri, 1118-1119 yılla-
rında bertaraf etmiş veya yolagetirmiş; bu sayede merkezi ve mutlak bir
otorite kurabilmişti?!. Bu yüzden son dört yılında ona “Ağmaşenebeli XIsla-
hatçı) lakabı verilmişti. O, bir yandan 7i/&9i kuşattırıp, iki yıl boyunca
bunaltırken, bir yandan da baskın ve akınları ile, daha Hazar denizi do-
ğusunda ve Sırderya boylarındaki Kipçak- Türkmen/Oğuz rakabet ve savaşla-
rının atalardan gelen hâtıraları ile kıyıcı davranan KXıpçakların, yeni
dönme Hıristiyanlık duyguları ile savaşlarıyla, Müslüman Türkmanları kı-
rp, kaçırtmalarını temine; ve bu sayede Kür ile Çoruk boylarına çabucak
hâkim olmaya çalışıyordu.
Kuşatmadan bunalan 7if&sliler'in acı şikâyetleri üzerine, Irak-Selçuklu
Sultanı Mahmud'un kardeşi Aran (Gence-Nahçıvan) Meliki 7ogrul Ha-
leb'e de hâkim olup Haçlılar'la başarılı savaşlar yapan Mardin-Artuklu
Emiri £/&Gazı ile, Bitlis-Garzan (Siirt) Emiri Dilmaçoğlu Togan-Arslan'ın
orduları ile 71/49'i kurtarmaya gelmelerini buyurmuştu; kendisi de, Atabe-
gi Güntoğdu ile Gencöden harekete başladı. Her üçünün asker sayısı, 30
000 civarındaydı,Fakat, bunlardan ancak Artuklu El-Gazı, Hille Arap Emi-
ri olup, Bağdad Halifesine düşmanlığından oradan kovulup kendisine sığı-
nan Mezyedli Sadaka oğlu Dübeys (Kartel kronikinde, Arabistan Meliki
Sadak oğlu Durbez) ile birlikte ve onbin kadar kendi askeriyle Tıryakf'e
girip, Tiflis batısında ve Alget çayı başındaki Mangls'a, oradan da Did-
Gor'ni (Büyük-Domuz'lar) adlı yere geldi. £/-Gazı, Melik Togrul ve Emir
Togan Arslan "ın ordularını bulamadan Tiflis'e yaklaştığı bu yerde, Kıral
Davidin Kıpçaklı ordusunun baskınına uğradı. 18 Ağustos 1121 Dıd-Gomi
Savaşı'nda, ikiyüz Kıpçaklı fedaisinin, sığınmış gibi görünerek (türkçe konu-
şup) Türkman ordugâhı içine rahatça girmişken, dört yana ok yağdırmaya
başlamaları yüzünden, El-Gazi'nin kolu, bozulup, 4 000 de tutsak vererek,
dağıldı. On fersah kovalanan £/-Gazi ile Dübeys, canlarını güçlükle kurtar-
dılar. Ertesi yıl, kuşatılmadan ve yardım alamayıştan bunalan büyük İs-
lâm şehri Tiflis, “İslâm örneğinde para kestirilmek ve câmiler ile ibadetle-
rine dokunulmamak” şartları ile, 14 Ağustos 1122 günü /V.David'e teslim
oldu. Fakat Kıral, kendi oğullarına bir sığnak ve silâh deposu olmasın di-
ye, bu müstahkem şehri yağmaladıktan ve 500 İslâmı da kazıklattıktan
? HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.164.
118 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
sonra, yakarak, şahsına hâs mülk edindi?, Böylece, 400 yıldır aralıksız İs-
lâm ve 1068 den beri de Selçuklu-Türk şehri olan 7i/&s, Kıpçaklar sayesin-
de ilk defa Apkaz-Kartel Bagratlıları eline geçip, 1125 te de başkent yapı-
larak, yeniden bir Hıristiyan beldesi olmaya başladı. Böyle iken, Tiflis şe-
hir ve Vilâyetinde (Kartel ile Borçalı'da) Müslüman- Türklük, oldukça bir
varlık gösterdiğinden, IV.David'in sülâlesinden Bagratlı Kıral ve Kıraliçele-
ri, burada arapça yazılı İslâmi paralar da kestirip, işletmeye mecbur kal-
mışlardır 2.
7127 Did-Gomi Bozgunu ve 7122 Tiflis Düşmesi felâketi, Orta- ve Yuka-
r-Kür boylarındaki Sefuklu hâkimiyetini ve buralardaki Türkmenleri sar-
sıp, perişan etmişti. Bunun üzerine Sultan Mahmud, Isfahan'dan bizzat se-
fere çıkmaya mecbur kaldı. MATEOS (CCXXXIX)ta mübalegalı olarak
60 000 asker ile Xür üzerinden (Salyan kesiminden) kayıklardan köprü ku-
rup geçtiği anlatılan Sultan'ın seferi ve dönüşü için, Kartel kroniki şöyle
diyor: 1123 yılında Sultan, “Şirvan'a geldi, Şirvanşah'ı (Şeki'yi) ve Şamakhya
şehrini aldı ve hemen Krala (IV. David'e), muhtevası şöyle olan bir mek-
tup gönderdi— 'Sen, ormanlar (çengelistan/sarp ve balkanlık yerler) Meli-
kisin, aslâ ovaya inme. İşte ben Şirvanşah'ı zaptettim ve ondan kharâc alı-
yorum. Eğer sen de dilersen, bana uygun armağanlar gönder; yoksa, ça-
buk gelerek beni gör (savaşa hazırlan). Bu mektup okunduktan sonra A-
ral, derhal bütün ordularını haberdar etti ki, bunlar, Kırallığın her buca-
gına koşmak için acele ederler ve Sultana karşı savaşa girerlerdi.
O sırada, yalnız Kıpçaklar teftişten geçirildi ki, bunlar, silâhlı 50 000 savaş-
çı idi. Kralın ordularının gücü ile sayısından haberdar olan Sultan, ondan
sakınarak ve konakladığı ovaları bırakarak, çabucak kendi şehrine döndü.”
Bunun üzerine Davıd, “çekilen düşmana saldırmayı uygun bulmadı; yere
kapanarak, insanlığı koruyan Tanrı'ya şükranlarını sundu”, İslâm kaynakları,
? H.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.365-367 ve n 3; MATEOS, CCXXIL-CCXXII
(mübâlegalı ve karışık ifadeledir); VARDAN, LXVII; HEYET, İstoriya Gruzii, 1.165;
V.MİNORSKY, Tiflis, Eİ, IV.794; D.M.LANG, Studutiens in the Numismatic History of
Georgia, 1955 New York, 5.16-17; Ali SEVİM, Artuk oğlu İlgazi, Belleten, XXVI (Sayı
104). 683-684; O.TURAN, Selçuklular, s.182; S.Z. Türkiye, s.165.
9 D.M.LANG, 5.20-33: Görgi (1156-1184), Tamar (1184-1214), Görgi-Laşa (1214-
1223), Rusudan (1223-1245) Tiflis te İslâmi paralar kestirmişlerdir; Cengizli ve İlhanlılar da
kesmiştir.
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.367-368. IV.David çağında Gürcistan'a “45 minğ
seçme Kıpçak döğüşçüsünün ötleleriyle birlikde” gelip yerleşmesi, bu Hükümdarı çok güçlendir-
mişti. EL-FERABİ'nin verdiği bilgilere göre David, “Gence (Vilâyeti) ahâlisinden çok adamı
esir aldı; o, orda olan herşeyi garet” ederek, 7i/w'e getirdi. Selçuklu Sultanı Mahmüd, Şir-
vanşâh Menuçehr'i tutsak almışdı. Arkadan David'in Kıpçaklı ordusu yetişince, Şamakı yakı-
KIPÇAKLAR 119
Sultan'ın Şirvan'dan geri dönüşünün sebebini, doğru olarak, içeride yine
karışıklıklar çıkması diye gösterirler “. Sultan, Kıpçaklı ve Gürcülere karşı
Aran-Atabegı Aksongur (Kartel kronikinde: Ran-Atabagı Ağsuntul)u, koru-
yucu bırakmıştı. Bu sırada geçitleri kapayarak, onunla savaşan Apkaz-Kar-
tel Kıralının orduları, Atadek ordusuna 4 000 kadar kayıp verdirerek, Ma-
yıs 1123 sonlarında onu bozguna uğrattılar. Ertesi ay Haziranda David,
Şiran ülkesine girerek, merkezi Gülistan-Kalesi'ni ve Şirvanşah'ın bütün top-
raklarını zaptile, damadı olan bu hükümdarı Seuklu tâbiliğinden çıkarıp,
kendisine bağladı. Bunaltıcı yaz sıcaklarında yağma malları ile Karigfe
dönen Airal, Ekim ayında Kutayıs altındaki Gegufa giderek, kışlağa geç-
tü 2,
1124 yılı, Aıpçakların en geniş fetihleri ve Yukarı-Kür ile Çoruk boyları-
na rahatlıkla yerleştikleri bir dönemdir; ayni zamanda /slahatçı David'in
de, son yılıdır. İmeref'te ki kışlağından Mart 1124 te Kartel (Tiflis) ülkesine
geçen David, bu sırada Dumanıs/Tumanıs (Dede-Korkut Kitabındaki: Tu-
manın-Kal'ası) şehrini aldı; Nisanda Şaburan şehrindeki Derbend Hâkimine
hücum etti; ona ittat etmiş olan Kuwrtleri, Lesgileri, (Müslüman-) Kıpçaklar ı
kılıçtan geçirtti; Gasan'ni/Gısan'ni (Arapça: Gaththâni'ler) ve Khozaond kale-
leriyle, çevrelerindeki yerleri zaptetti.”
1124 Mayıs ayında da, Kur sağındaki Selçuklu toprakları, sıra ile alın-
maya başlandı: “Somkhet (Taşir) Kaleleri'nden Gag'ni (Gag Ovası'na adını
veren Aşağı-Borçalı'daki Gag'lar), Terun'akan(Terun'gil), Kawazın, Nor-Berd
(ermenice: Yeni-Hisar), Manas-Gom'ni (Manas-Kom'ları/Kışlak'ları) ve Na-
lıncakar (nüsha: Khalınckar/ Kalınçtaş) alındı.Haziranda yürüyüşe geçilerek
(batıya dönülüp) Cavakhet (Ahılkelek-Çıldır-Ardahan kesimi), Xola (Göle),
Kar'nı-Pola (Kapı'lar-Deresi/ Allahüekber) Pasyan (Pasın/Yukarı-Pasın, yani
Hasankale kesimi) Sper (İspir)e varınca (Çoruk boyları) geçildi. Buralarda
elegeçen Türkmanlar, parçalanıp doğrandı veya tutsak kılındı. K:ra/, oradan
© Buyata-Kur (Bayat-Kur 1245 teki “Buğata-Kur'ni”/Buğat-Kulakları)a geldi,
Olts'i (Oltu'yu) yaktı; ve bu şahane seferlerden sonra, Tıryakf'e döndü.
Birkaç gün ara ile, askerlerin hepsi, evlerine döndüler (Kıpçaklar, Cava-
khet'ten İspir'e değin yeni aldıkları yerlere yerleşmeğe başladılar).”
nındaki savaşta, Sultan'ın (muhafazaya tayin edip gittiği Aran Atabeki Aksongur'un) ordusu
yenildi. IV.David'in kızı (Tamar) ile evli bulunan Menuçehr de kurtuldu; David'le ittifakını be-
lirtti. Bu sıralarda Gence/Âran ülkesini, Selçuklu başbuğu âilesinden “Aksongurlular” (1 108-
1227) korumakta idiler (HEY'ET, Azerbaycan Tarikhi, 1.158-159,420).
* O.TURAN, Selçuklular, s.183; S.Z. Türkiye, 8.165.
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.368; OTURAN, S.Z.Türkiye, 5.165.
120 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Kıral, 20 Ağustos 1124 te Bojana (nüsha:Bojano) kaynaklarında (Ar-
paçayı başlarında yaylakta) iken, Anı'nın (Gregoryan) Uluları, oranın ken-
disine teslim edilebileceği teklifini getirdiler. Bunun üzerine her yere, as-
kerlerin toplanmaları için yazılı buyruklar gönderildi; üç gün sonra 60
000 atlı çeri David'in yanında hazır bulundu. (David'in Ağustos 1124 so-
nunda Arpaçayı başlarından) hareketinin üçüncü günü ulaştığı An: şehri
ile Kaleleri, köyleri ve mülhakatı, hiç karşı konmaksızın alındı, (Anı Şed-
dâdlı Emiri Manuçahr oğlu II.Ebü'l-Usvâr, 1110-1124 arasında hâkim)
Abulsevar, sekiz oğlu ve uşakları ile, kadınları ile alınıp, Apkhaze'e gönde-
rildi. Xzra, Anı'nın korunmasını Meskh Aznavurları'na (ve Orbelyanlı Şam-
şolde'nin eski Emiri olup, yine Ortodoksluğa dönen mürted Libarit'in oğ-
lu Abulet/Ebü'-Leyth'i Vâli ve onun oğlu Yovane/İvane'yi de Muhalız-
Kumandan tayin edip) bırakarak, Karte/e döndü” ”,
Kıral David, Anı Seferinden dönüşünde Kartel'de iken, “ordularına bir-
kaç gün dinlenme verdikten sonra, Şirvan'a gitti; Şamakhya şehri ile Bigni
(nüsha: Biwrit) kalesini ve bütün Şırvan'ı aldı. Heret ve Kakhet askerlerin-
den orada güçlü garnizonlar yerleştirdi.” Beğlikçisi Simon'a, oranın idaresi-
ni havale etti. Böylece, “Şirvan işlerini düzene koyduktan ve Kürtleri, Lesgi-
leri, (Türkistan'daki Talas/Taras şehri ve dağları kesiminden gelme olup,
Nisan 1124 teki Şaburan Seferinde Kıpçak diye anılan) Tarasları iltifata
boğduktan sonra Kıral, Kartele döndü. Orada Kıpçaklarına kışlaklar, dir-
likler ve kumandanlar verdi. Kartelin, Somkhefin ve Anı'nın işlerini yoluna
koyduktan sonra,” ilk bahar için yeni hareket plânları kurmak üzere, baş-
kent Kutayıs'ta kışı geçirmeye gitti. Sultan, Davd'den “barış ve dostluk is-
ter, Kıpçaklar tarafından yapılan seferlerin durdurulmasını arzulardı.” Kıral
David, “atalarından, dedelerinden (Selçuklularca) alınmış yerleri, tutsakları
ve servetleri, birkaç katıyla almıştır.” Bu yüzden o, “fazla zenginleşti.” Kt-
ral David “tarafından serbest bırakılan tutsakları; Kıpçaklardan para karşılı-
ğında (kurtuluş akçasıyla) alınarak yine serbest bırakılan (Müslüman-
Türk) tutsakların sayısını, kim sayacak?”
“Tanrı onu, vaadlerini tutmayıp, çok kıskançlığından, kaç defa
ölümlerden kurtardı. Bu Kıpçaklar tarafından ona, nice nice süikastlar ku-
7 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.368-370; Anılı SAMUEL, 11.361. VARDAN
(LXVİUD, Çoruk ve Kür-Aras boylarında 1124 te alınan yerleri şöyle anar: Anr'yı alan Kı-
ral, buraya (Orbelyanlı) Abulet oğlu İvane'yi Vâli ve Muhâfız tayin ettikten sonra, mülha-
katiyle Wk4/'ık (Oltu'lar/Çoruk boyunda Tay'k), Gag, Terunagan, Tavuş (Gence batıkuzeyin-
de), Gayan, Gayzon, Lore, Taşır, Makhnaga-Berd ve (Taşır Kıralı) Gürige ile (eski Vanand Kı-
ralı Gagık-) 48bas'ın Armenya'daki bütün yerlerini.
KIPÇAKLAR 121
'rulmuştu: Vazifelendirilmiş katillerin biri kılıcı, ötekileri kargı veya oku
kullandılar; ve bu, bir, iki, üç defa değil, çok sık sık tekrarlandı.” Savaşlar
ve süikastlarda ölmeyen David, kırallığının 34. yılında ve 53 yaşındayken,
25 Ocak 1125 te öldü (ve kendisinin bir üniversite gibi yaptırmış olduğu,
Kutayıs'ın doğu yanındaki Gelat Manastırına gömüldü)” *. Hanları At
akın damadı olan ve kendilerini Kafkaslar güneyine getirten Kıral Davd'e
karşı Xıpçakların, birçok defalar ve hepsi de 1118-1124 arasındaki 6-7 yıl
içinde süikastlar kurmaları ve buna teşebbüsleri, Kartel tarihinde anılmış-
sa da, sebebi belirtilmemiştir. Bunun, yurt edinme ve yerleşme ile ilgili ol-
duğu, Zslahatçı Davidin oğlu ve halefi Dimüri (1125-1156)nin ilk yılında,
bunların iskân işini hallinden anlaşılıyor.
Bu husus, Kartel kronikinde ve Dimitri'nin tahta geçtiği yıl için, şöyle
anılıyor: “Ulu Kıral David, Tiflisi aldığı (ve yaktığı), Here ile Ka-
kheti kattığı sırada, hiçbir yerde ahali yoktu (Türkmenler, çekilmişlerdi),
Herelin, Somkhelin, Taşırın, Cavakhel'in, Aşagı-Artahan'ın (şimdiki Arda-
han ve Khanak'ın) ve Ârtan'ın (Göle'nin) kaleleri ve şehirleri de ıssızdı.
> (Buralar ile) Tao (Çoruk boyu) toprakları, Dimiir'nin hükümranlığı sırasına yeni
baştan iskân edildi” ©.
İki Ermeni müellifi, “Kğunan”ın (Aşağı-Borçalı merkezi olan Kızlar-
Kalası'nın), ancak Dimitri çağında alınabildiğini belirtiyor. VARDAN
(LXVIM, “Demedre tahta çıktı ve babasının memleketini muhafaza ettikten
maada, Dımanık (Tumanıs) ve Khunan şehirlerini zaptederek, memleketine
- ilhak etti”, diyor. Orbelyanlı STEPANOS, daha geniş izahat veriyor: Kıral
David, Tiflis'in (iki yıllık kuşatılma ve) zaptında, (Kazak şehri doğusunda-
ki) Tavuş (Tavus)un, Kafın, Loru'nun (ki hepsi Orta-Kür boylarındandır)
fethinde ve Ânı'nın işgilinde çok yararlığı geçen Örbelyanlar a,onların atala-
rının eski ocaklık yurdu Samşolde'den başka, Loru ve Darbası temlik ettiği
© gibi, Anı Valiliğinini de verdi. 1126 yıllarında, “uzun zamandır(1068 den
beri) Müslümanlar elinde bulunan Khunan”ı da zapteden Orbelyanlı Ivane ile
| oğlu Sempad'a burası, yeni Kıral Demetri tarafından 1128 yılında ocaklık
olarak verilmişti *,
Anı Şeddâdlı Emiri 77. Ebü 7-Usvâr, 1123 te Şirvan'a gelen Sultan Mah-
mudun emrine, büyük oğlu #adlün'un başbuğluğunda bütün Ânı ordusunu
göndermişti. Fadlun kendi çerisiyle Sultan ile birlikte Isfahan'a, oradan da
M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.370-371,375.379-380.
” Ayni eser, 1.381.
9 Orbelyanlı STEPANOS (SAİNT-MARTİN tercümesi, 11.79).
122 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Ulu-Sultan Sancar'ın emrine Horasan'a gitmişti. Bu yüzden Anı-Ermenilen,
ertesi 1124 yıl Kıral Davidi şehre davet ederek ve gizlice geceleyin Kale-
Kapılarını açarak, onun çerisine burayı teslim eylemişlerdi. Anı Felâketini
duyan Veliahd #adlün, izin alarak ordusu ile Horasandan dönüp, 1125 ya-
zında, komşu Düvin ve Kars Emiri'nin de yardımı ile, Ânı'yı kuşatmıştı. Bir
yıla yaklaşan sıkı kuşatma sırasında Anı'dakiler, yiyecek darlığından ve
Kıpçaklar'ın (yerleşme ile uğraşıp) yardıma gelmeyişinden bunalıp, umut-
suzluğa düştüler. Bunun üzerine Anı Vâlisi Abulet, 20 Ağustos 1064 te A/p-
Arslan tarafından “Fethiyye” adıyla câmie çevrilen eski Katedral, 60 yıl son-
ra geçen yıl yeniden Gregoryan Kilisesi yapıldığından, artık bu tapınağın
üzerinden Haçın indirilmemesi ve, suçlu-suçsuz bütün şehir halkı için
umumi bir af ilân edilmesi şartı ile, 1126 yazında Emir Fadlün'a (1126-
1130) Ânı ve bütün mülhaklarını teslim ederek, kendi mâlikânesine
döndü. Bu teslimde, yeni Kıralın muvafakatı alınmıştı *,
Bagratlı IV. David çağında gelen Kıpçaklar'a, Kıraliçe Tamar zamanında
ve 1195 te gelen ikinci göç kolundakilerden ayırt edilmek için, “Eskı-Aıp-
çaklar” (gürcüce: Dzveli-Kipçakni) ve Tamar'ın getirttiklerine de, “Yeni-
Kıpçaklar” (gürcüce: Na-Kipçakni) denilmesi, âdet olmuştu ?. Eski-Kıpçak-
lar, Yukarı-Kür boyları (Cavakhet, Ahıska, Ardahan, Göle) ve Çoruk bölge-
sine (Bayburt ve İspir hariç) yerleştiklerinden, Yeni-Kıpçakların 1177 de
Başkumandan Orbelyan hanedanının, Bagratlılarca toptan imha ve mülkle-
rinin musaderesi yüzünden, Khıram çayı ile Orta-Kür boylarına iskân edil-
diklerini göreceğiz.
B — “YENİ-KIPÇAKLAR”IN GELİŞİ (1195) VE KIRALİÇE TAMAR
ÇAĞINI YÜKSELTMELERİ,
Yukarıda görüldüğü gibi 7V. David, Kaynatası Airak ve Kayınları ile it-
tifak edip anlaşarak, Selçuklular'dan fethedilecek yerlerin kendilerine veril-
mesi ve iskânları şartı ile, Kıpçaklar getirtmişti. Fakat, bütün savaş yükü
üzerlerinde bulunan ve elegeçirilen yerlere hemen yerleştirilmeden, Kuban
ve Don boylarındaki gibi keçe-çadırlarında barındıkları anlaşılan Kıpçaklar,
Kartel kronikinde belirtildiği gibi, birkaç defa Kıral David'in hayatına kas-
detmişlerdi. Ancak, onun oğlu Dimür'nin 1125 Ocak ayında tahta geçme-
3 MATEOS, CCXLIX; Anılı SAMUEL, 11.461-462; VARDAN, LXIX; LYNCH, Ar-
menia, 1.365; Kesrevi TEBRİZİ, Şehriyârân-i Gumnâm, 111.65-66; V.MİNORSKY, Studies
in Caucasian history the Shaddâdids of Ani, 1953 London, s.84-85; KIRZIOĞLU, Kars
Tarihi, 1.383.
2 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.348.
KIPÇAKLAR 123
» siyle, Kıpçaklar o yıl Yukan-Kür ve Çoruk boylarına--ki, çekilen Türkmenler
yüzünden ıssızlaşmıştı--, kendi fetih hakları olarak yerleşmişlerdi. Böyle iken, Bag-
ratlıları yeniden Kür ve Çoruk boylarına hâkim kılarak canlandıran ve on-
ların “Apkaz Kıralı” sıfat ve unvanına, “Karlel ve Kakhet ve Somkhet ve Tao-
Kalarçat ve Şirvan Hâkimi” unvanlarını katan Kıpçaklar'dan, Ordu Başkuman-
danlığı makamı, kıskançlıkla esirgeniyordu. Bu durum, Dimitri (1125-1156)
ve kardeşi 777. Görgi (1156-1184) çağında, 1177 yılına değin sürdü. 1110 yı-
lından itşbaren yine Çenasdanlı kökünden Orbelyanlı hanedanı, “Aspa-Salar”
(Sipeh-Salar) unvanıyla Başkumandanlığı, ocaklık olarak inhisarlarına aldı.
Hattâ 1124 te Anı Vâliliği ve Muhafızlığı da, bunlara verilmişti. Böylece,
Samşolde, Khunan, Loru, Darbas şehirleri ile bütün Khıram ve Debed/Berduç/
Borçalı çayları boyları, Başkumandan Orbelyanlar'ın mâlikânesi olmuştu ”,
Fakat, Başkumandan hanedanı Orbelyanlar ile Kıral sülâlesi Bagratkılar
arasındaki tarihi rakabet ve anlaşmazlık, Dimitri çağında da başgösterdi.
Türkmen Dilmaçgulları'ndan, arapça “E/-Ahdeb” ve farsça “Kuz” (kuzık/
- kanbur) lakaplı, Bits ile Arzan (Garzan) Emin Togan-Arslan, Sultan'ın tem-
liki ile, Duzin'e de hâkim olmuştu. 1126 da Anr'yı geri alan Şeddâdi Emiri
Fadlün, az sonra Düvin'i de eline geçirmişti. Burayı geri almak için sava-
şan Togan Arslan'ın oğlu Kurtu, 1130 da Düvin'i alarak, Emir Fadlün'u
öldürdü. Ertesi 1131 yılında Apkaz-Kartel Başkumandanı Apulet (Ebü'l-
Leys)in oğlu Yovane, Düvin bölgesine akın edince, Dilmaç Kurtu, Gemi ça-
yı boyunda onu bozguna uğrattı (Anılı SAMUEL'e göre, bu savaş, 1135
te ve -Togan-Arslan'dan ibaret-—-Emir Khuz ile, Abulet ve oğlu İvane
- arasında olmuş, cengi Khuz kazanmıştır) *, Sultan 7. Toğrul (1132-1134) ile
Irak-Selçukluları merkezi Hemedan olmuş ve devlet artık çok zayıflamıştı.
Onun ölümü üzerine yerine geçen kardeşi Sultan Mes'üd (1134-1152), Azer-
baycan ile Aran/Gence vilâyetlerinin idaresini, büsbütün Atabeği Kara-Son-
kurun uhdesine vermişti. Fakat bu Sultan, hem Kara-Sonkur ile, hem de
öteki Atabeklerle savaşarak, ülkeyi iyice zayıf düşürdü. Atabek Kara-Sonkur,
iç kavgalara karışarak #ars ve Khozistan ülkelerinde kendi ordusu ile bu-
lunduğu bir sırada, 1138 yılında, “Apkaz ve Gürcü Kâfirleri” Başkumandanı
“İvani bin Ebü'(-Leys” (Abuleth oğlu Yovane), Gürcistan ve Kıpçaklı orduları
ile, Gence ve sancaklarına hücum etti. Bu sırada buralarda, “Kara-Son-
* Orbelyanlı STEPANOS (SAİNT-MARTİN, 11.79).
* Anılı SAMUEL, 11.463; VARDAN, LXXI; K.TEBRİZİ, Şehriyârân-i Gumnâm,
111.58-60,73; V.MİNORSKY, History the Shaddâdids of Ani, s.84-86; KIRZIOĞLU, Kars
Tarihi, 1.384; F.SÜMER, Saltuklular, SAD, 111.407-408 n 33, 410.
124 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
kurun yokluğunu bilerek, bu memleketlere azap acısını tattırmış”; depre-
min yıktığı bu ülkeye güzün yaptığı akında, “üçyüz bin kadar insanı telef”
etmiş; ancak, Gence surları ile sağlam evlerine sığınanlar kurtulabilmiş,
Gence'nin Kale-Kapısı da götürülmüştü. Atabek Kara-Sonkur, Hemedan güne-
yindeki Burucirde gelince, bu Gence Felâketini duymuş, ordusunu topla-
yıp, çabucak düşmana karşı yürümüştü. Eşi ve çocukları da, bu felâkette
şehid giden Atabek, Apkaz-Gürcü ve Kıpçak ordularına yetişip, savaşarak on-
ları bozdu, “şevketlerini kırdı.” Fakat, çoluk-çocuğunun şehid edilmesi
üzüntüsüne çok dayanamayıp, 1140 ta Erdebil'de ölürken, kendisi gibi
Ii. Togrulun kölelerinden olan Çav Candara (1140-1146) Azerbaycan we
Ayan'ın idaresini havale etti; Sultan Mes'üd da, bunu tasdik eyledi *.
VARDAN'ın on yıl erken gösterdiği şu hâdiseler, 1138 den sonra ol-
muştur: Başkumandan “Abuletin oğlu /pane, Kıral Demedre'yi ve kardeşi
Gorgüyi, öldürmek istedi. Babası 46/1, ak-saçlarını oğlunun önünde yola-
rak, onun bu hareketine engel oldu. Bunların ikisi de, harici entrikalar
yüzünden, Dumanıs Kalesine hapsolundular.” Sonra Kıral “İvane'nin
gözlerini çıkarttır”dı. ve kendisini serbest bıraktı. Bu sırada Gag-Ovası
(Aşağı-Borçalı o düzlüğü), bütün Zâlim-Milkilrin (Aran'dan gelen
Türkmenlerin) süvari askerleriyle doldu.” Sonradan çekilen bu atlıların
döküntü eşyasını, Demedre, “hiç zahmet çekmeden topladı.” Az sonra, Or
belyanlı İvane, “Demedre tarafından hileyle öldürüldü. Onun oğlu Tırkaş,
(Ahlat ve Malazgirt Meliki 1I.Sökmen'den ibaret) Emir Şâhı-Ermen'in nez-
dine gitti ve ondan Ârşar-Unık'i (Kağızman-Deresi bölgesi ile Digor kesimi-
ni) alarak Gürcülerin (Kıral) hanedanlığını, büyük cesaretle, harap etti”
(Fakat sonradan bu Orbelyanlı Tırkaş(Tir-Keş), yakalanarak hapsedilmiş-
ü.1156 da Kıral Dimiin ölünce, onun yerine geçip, ancak bir ay iktidarda
kalabilen W.David tarafından mahbesten çıkarılıp, Başkumandanlığına ta-
yin edilmişti *,
Selçuklular'ın Azerbaycan ve Aran Atabeki Kıpçaklı İVEİ-Dengiz (1146/
1175), 1134 Ekiminde 7. Toğrulun ölümüyle, bir yaşındaki oğlu Arslanşah
ile dul kalan haremi Narınç Hatun ile evlenmişti. Sudan 7/1. Mehmed'in
(1153-1159) ölümü üzerine, onun çağında pek kudret kazanan Rey Emin
Inanç Bek-Sonkur, Mehmed Tapar'ın yarıdeli olan oğlu Süleymanşah'ı (1159-
1161), Zsfahan'da tahta geçirerek, kendisi Selçuklu devletine hâkim olmuş-
35 Akhbâr., s.74-78; ISFAHAN , 5.174-175,193; İBNÜ'L-ESİR, XI.32; KIRZIOĞLU,
Kars Tarihi, 1.393.
* VARDAN, LXXI, LXXIV.
KIPÇAKLAR 125
tu. Buna rakip çıkan //-Dengiz, Hemedan'daki Emirler ile anlaşarak, 11 Ni-
san 1161 de Süleymanşah'ı ağulatıp öldürterek, artık resmen Veliahd sayı-
lan oğulluğu Selçuklu Prensi Arslanşah'ı (1161-1175) Hemedan'da tahta ge-
çirip, kendisi de, resmen “AÂtabeku'(-Azam” unvanını alarak, Irak-Selçuklu
devletini filen idareye başladı. Fakat bu sefer de, Rey Emiri Inanç ve taraf-
darları ile 1161 yılı boyunca savaşıp, Rey'i aldı, 1162 de de Kazvin Emi-
rinin ısyanını yatıştırmakla uğraştı *“*,
Selçuklular içindeki bu savaşlardan ve AÂran-Âzerbaycan Atabekinin
uzaklaşmasından faydalanan “Apkaz (Abaza-İmeret), Kart& (Tiflis), Somekh-
ler (Khıram-Borçalı çayları ve Yukarı-Kür ile Çoruk boyları), Ran (Aran),
Kakhlet) Kıralı Şirvanşah ve Şahanşahk” unvanlarını fermanlarında kullanan
Bagratlı 111. Görgi, yine başta Kıpçakların yaman savaşçı ve kalabalık ordu-
> su sayesinde, 1161 yazında, şimdiki Xars İlinin Aras bölgesini: “Katırewan
(Kağızman'nın Kötek bucağında ve Aladağ kuzeydoğusunda, eski Artagey-
ra yerindeki Kaçıvan/Keçivan) şehrini ve bütün Aşomı (Arşar-Uni/
Kağızman ve Digor kesimi) Sancağı”nı, “Şah-Ermen XIl.Sökmen) den ala-
rak, “Ararat (Ağrı) etekleri”ne değin vardı. Sonra da, yine ayni yılda, “bin-
bir kilisesi bulunan” büyük Anı şehrini, (Anılı SAMUEL: 13 Haziranda)
“Şan-Şedadiyan” (1155-1161 de Anı Emiri olan “Şahanşahi-Şeddâdiyan” un-
vanlı II.Fadlün)dan aldı. An: ve bölgesinin idaresini, Başkumandan Orbel-
yanlı (Sempad oğlu) İsane ye ocaklık olarak verip, General (Hıristiyan Ka-
rabağ-Kürtleri “Babırakan/Babırgil oymağından) “Mkhargrdzeli'dze” (Kolu-
uzun'zâde) hanedanından Sargis'i de, ona yardımcı tayin etti *.
Bunun üzerine Temmuz 1161 de: Ermenşah 7/.Sökmen, Salduklu İz-
“ zeddin 7/.Salduk, Arzan-Bitlis Emiri Dilmaçoğlu Fahreddin Devletşah, Kars
Emiri Keremüddin, Surmari Emiri İbrahim, çerilerini toplayıp, Anı'yı kur-
tarmaya koştular; Mardin Artuklu Emiri Ağpr'ya da, ordusuyla çabuk ye-
tşmesi için haber gönderdiler. Alpı ordusu yetişmeden, ötekiler Anı'yı
(kuzeyinden) sardılar. “Kıral Görginin, “Kars'ı alır yıkarım” tehdidi üzerine,
11. Salduk çerisiyle geri çekildi. An: önündeki kanlı savaşı, 777. Görgi kazan-
dı; Türkler, g 000 şehid ve çok tutsak verdiler, Kars'a çekildiler. Malaz-
gird'e yetiştiğinde bozgunu duyan Artuklu Alpı da, geri döndü. Cesareti artan
38 Akhbâr., s.94,98; ISFAHANİ, s.257-267; M.BALA, İldegiz, İA, VI.g61-962; O.TU-
RAN, Selçuklular, 5.185; F.SÜMER, Saltuklular, SAD, 111.412-413.
9 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.384-387; K.TEBRİZİ, Şehriyârân-i Gumnâm, II.
70-72. M.BROSSET (1.385-387, n 4), yok yere Şeddâdlı unvanının Kartel tarihindeki adını
“Şanse- Dadyan” biçiminde yazıp, sonra da tahliline girişerek, ikinci sözün farçada “dâd” ve
başka dillerdeki benzerlerini sayıp, dökmüş.
126 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
MI. Görgi, ertesi 1162 yılında daha kalabalık ordularla gelip, büyük ve 646
dan beri hep İslâmlar elinde bulunan, bu yüzden câmileri ve imaratı çok
olan Düvin şehrini zaptile, yakıp yıkarak, 21 Ağustos 1162 de buradan 60
bin tutsak götürdü. Zavallı Düvin, bir daha belini doğrultamadı 99, Bun-
dan sonra, (eski Küçük-Arşaklılar? ın son başkendi ve Sasanlı Marzbanlığı ile
İslâm Emirliği merkezi oluşunun hâtralar ile, “Kitâb-i Dedem-Korkud” da Il.
Boy ve ısgı “Revan Tahrir” defterinde anıldığı gibi) “A&tun-Takht” adı ile,
bir ören olarak kaldı.
Kendi ülkesine de sıra geldiğini ve Anı ile Düyin'in acıklı düşüşünü
duyan Büyük-Atabek //-Dengiz, Musul Emiri Atabek Zenginin Sultan Ar-
lanşâh'a sadakatini sağladıktan sonra, 1163 te Irak ordusunu da alarak 771.
Görgi üzerine yürüdü; 71. Sökmen ve Dilmaçoğlu da, çerileriyle ona katılmış”
t. Sultan ile birlikte Azerbaycan'a varan İ/-Dengiz'e, Gürcü Beğlerinden ge
len Elçinin mektubunda: “Gence ve Baylakan” dan her yıl gelen ve Kıralın
hazinesine konan harâcın gönderilmesi isteniyordu. İ/-Dengiz de, cevabın-
da, niyyetim “Tıf&si muhasara ile zaptetmektir”, dedi. Selçuklu ordusu,
Düvin üzerinden Kür boyuna geçti. 77. Görgi, ikinci Elçisini Sultan'a
gönderip, “istediklerimden vazgeçtim, senin her istediğini yerine getirmeğe
hâzırım” diye barış dilemiş; kabul edilmeyince, bütün güçleriyle cenge ha-
zırlanmıştı.
İki ordu, 5 Şaban 558/13 Temmuz 1163 te Gag-Ovası'da savaşa tutuş-
tu. O, “büyük bir ordu ile ve hiçbir Kğfir askerinin hâmil ve mâlik olmadığı
sılâhlar, harp âletleriyle (Karadeniz kuzeyindeki Kuman-Kıpçaklar'ın, 1184
yılında Rusları bunaltan çarklı-yayları, neftli yangın bombası fırlatan sa-
panları gibi), mükemmel atlar, besili katırlarla karşı çıktılar.” İlk hücumu,
Hınstiyanlar yaptı. “Müslümanlar, şiddetli surette sebat gösterdiler.” İhtiyat-
taki Irak askerlerinin de katılmasıyla, öğleyin Kıpçak-Gürcü kolu bozul-
maya başladı. “Onbine yakın adamları kesilen” ve çok tutsak veren Görgi
ve ordusu, kaçtı. /-Dengiz, Loru ve Tumanıs bölgelerini vurup yağmalıya-
rak, “Akşehir” (Akalkalak/Ahılkelek)i, teslim olmayınca kalesini yıktırdıktan
sonra, Ârpaçayı boylarına, Anı Vilâyeti'ne geldi. Ordunun bir kolu, müstah-
kem AÂnr'yı kuşatırken, öteki kolu da, çevredeki hisarları zapta koyuldu.
* İBNÜ'L-AZRAK, İbnü'l-Kalânisi Zeyli, 1908 Beyrut, 5.361-362; Anılı SAMUEL,
11.364-365; Anılı Kadı BURHANEDDİN, Enisü'l-Kulüb, Belleten, VII (sayı 27). 466; MA-
TEOS Zeyli, GCLXXX; M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1. 388-391; VARDAN, LXXIV;
Akhbâr., s.r10; İBNÜ'L-ESİR, XL.115-116; K.TEBRİZİ, Şehriyârân-i Gumnâm, 111.70;
V.MİNORSKY, History the Shaddâdids of Ani, s.89-90; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.395-
397; O.TURAN, Selçuklular, s.185.
KIPÇAKLAR 127
Bu arada, karşıkoyan Miren Kalesi, Koruyucularıyla birlikte yakıldı. Anı
bölgesi Emirliğini, Şeddâdlıların sonuncusu Şâhenşah Sultan'a (1163-1200)
veren Atabek, Sultan ile birlikte Hemedan'a döndü. Dokuz ay kadar kuşat-
© maya dayanan Anı, yardıma gelemeyip, Gag-Ovası Bozgunu'ndan sonra
Kalkasların ormanlık yerlerine savuşan 777. Görgünin muvafakat haberi ile,
Vâlisi Orbelyanlı Yovane tarafından, Mayıs 1164 te Şeddâdlı Emirine teslim
edildi. Önceleri Khorasan Sultanı (Sancar?) ile evli olup, çocuğu doğmayan
kızkardeşi Meryem'in tavassutu ile 777. Görgi, Selçuklularla barışmaya muvaf-
fak oldu; ve orduyu ihmal ederek, kendisini safahate ve av eğlencelerine
verdi *,
Bunun üzerine, ilerigelenler, “bizim için ordusuz kalmak, imkânsızdır
diyerek, Kıralı ikaz ettiler; o da bunların teklifini uygun görüp, yeni bir
selere hazırlanmak için, (Kıpçaklar'ın yerleştiği bölgelerden) emir verdiği:
Tao, Kalarcet ve Savşef'tekiler, kendilerini (Salduklu sınırındaki) Otis (Oltu)
ve Bana (Penek) arazileri üzerine atmaya mecbur kaldılar; Meskhler ve Tor-
lular da, Arzum (Erzurum) ve Aşomi (Kağızman) sancaklarına; Başkumandan
(Orbelyanlı Yovane) ile Ermeniler, Kürden Gence'ye ve Khasfa)gyan'a (Gence
batısındaki Kazak-Karapapaklar üzerine) yöneldiler.” Bu sırada sınır, (do-
ğuda) Gence bölgesinden, batıda (Karadeniz kıyısında ve Supsa çayı ağzın-
- daki) Kholta'ya varıyordu *,
Selçuklu orduları, yine başkaldıran Rey Emiri Inanç ve onu destekleyen
Harzemşaklar ile uğraştığı sırada, Aran cephesi koruyucusuz kalmıştı. İşte
bu hazırlıklar, buna göre yapılmıştı. “Aran ülkesine 1167 de saldıran (Or-
belyanlı idaresindeki) Kıpçak-Gürcü ordusunu, Atabek İl-Dengiz yetişerek,
Düvin-Ovası'nda bozguna uğrattı*!. Sultan Arslanşah'a karşı Khozistan Alf-
şarları ve Tebriz-Maraga Emiri ile savaşan //-Dengiz'in birkaç yıl Nahçı-
van'dan ayrılmasını fırsat bilen ve Trabzon'a varan kervanların uğrağı zen-
gin Anr'ya da sahip olmak isteyen Orbelyanlı Yovane'nin teşvikiyle, 777. Görgi
de ordularının başına geçerek, 1174 Ekiminde, içerideki Ermeni ahalinin
“yine yardımı ile, Anr'ya baskın yaptı ve “Emir Şahenşah (Sultan)"ı yakala-
yıp Tiflis şehrine göndererek, ülkesini zaptetti *,
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.391-396., Akhbâr., s.110-114; İBNÜ'L-AZRAK,
İbnü'l-Kalânisi Zeyli, 5.362-364; Anılı SAMUEL, 11.465; İBNÜ'L-ESİR, X1.116; VAR-
DAN,LXX; K.TEBRİZİ, Şehriyârân-i Gumnâm, 111.70; V.MİNORSKY, H.Shaddâdids of
Ani, s.93-95; Mükrimin H.YINANÇ, Arslanşâh, İA, 1.614; HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.191;
'O.TURAN, Selçuklular, s.185-186.
*“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.395-396.
*! İBNÜ'L-AZRAK, İbnü'l-Kalânisi Zeyli, 5.365.
4 Ayni eser, 5.364; VARDAN, LXXVI.
128 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Bunun üzerine, kış ağzında az bir kuwetle gelen Atabek İl-Dengiz,
Anr'yı 1174 sonlarında kuşattıysa da, kış yüzünden, alamadan Nafçıvan'a
döndü. Ertesi 1175 yazında, Sultan Arslanşah başta olmak üzere, Atabek İl-
Dengiz, Il. Sökmen, Diyarbekir-Artukluları, Irak ve Azerbaycan Emirleri ordula-
rı ile, Mahçıvan'da toplandılar. Nahçıvan'da “Aran-Türkmanları”nı da yar-
dımcı alan ve Başkumandan olan U/u-Atabek İl-Dengiz, ordularıyla ilerledi.
Önce, “Loru-Ovası'nı vurdu; sonra Dumanws'tan (Borçalı çayının Kür'e ka»
rıştığı yerdeki Akça-Kala'dan ibaret) A4-Şehir ve Akhal-Kağak (Ahılkelek) ve
(merkezi Samşolde olan) Tiryali-Ovası'na değin vardılar. Gürcü-Meliki (1.
Görgi), korkusundan bu orduya karşı çıkamadı.” Zürkler de, uğradıkları
her yere akınlar yapıp, yağma ve tutsaklar alarak, geri döndüler. 21 Ağus-
tos 1175 te Ânı kurtarıldı. Kumandanlar, hastalığı yüzünden Düvin'de ka-
lan ve buradan Nahçıvan'a dönmüş bulunan Sultan'ı, 29 Eylülde ziyaret
ederek, kışlaklarına dönme iznini aldılar. Sultan da, Hemedan'a vardı. Bu
sırada, büyük İslâm-Türk mücâhidi Atabek İ-Dengiz, (belki de son seferin-
de aldığı yaradan) hastalanarak Nahçıvan'da öldü. Bundan iki ay sonra
da Sultan, Hemedan'da rahmete kavuştu “, Anı, yine Şahenşah Sultan'ın
idaresine geçti.
/1. Görgi, atalarının gelenekli siyasetine uyarak, Bizans ile işbirliği et-
miş; Anadolu'yu Sultan 77 Kılç-Arslan'dan almak için son gayretiyle çalı-
şan 7. Manuel Komnenos (1143-1180) ve oğlu Andronikos ile irtibat kurmuştu.
Ağabeğesi 77. Kılıç-Arslan (1155-1192), Anadolu-Türk Birliğini kurmak için
Danişmendl- Ek'ni, Sıvas'tan başlıyarak zapta girişince, ona karşıkoyan An-
kara ve Çankın Meliki Şehzâde Şahinşah, kendi ülkesi de alındıktan sonra,
1174 te Fırat doğusuna kaçmış, Atabek İl-Dengiz'e sığınmıştı. Onun 1175
te Nahçıvan da ölümü üzerine, 777. Görgi'ye sığınarak, /stanbula gidip (1176
da Miryokefalon Savaşını yaparak Il.Kılıç-Arslan'ı ortadan kaldırmaya ha-
zırlanmakta olan) Kayser Manuwetle işbirliği yapmak üzere, Sokum limanın-
dan gemi ile yola çıkmıştı **. Bütün bunlar, 777. Görgi ile 7. Manuelin, Türki-
ye ve Azerbaycan Türkleri için, sıkı bir işbirliği yaptıklarını göstermektedir.
Kartel tarihi, 1177'de Başkumandanlığı elegeçiren Kıpçak kumanda-
nından önceki “Eski-Kıpçaklar”dan gelen Beğlerin adlarını vermez. Bu
kudretli Başkumandan'ın adı “Kubasar” ve sert olarak “Kupasar” biçiminde
* İBNÜ'L-AZRAK, anılan eser, 5.364; Mükrimin H.YINANÇ, Arslanşah, İA, 1.614;
V.MİNORSKY, H.Shaddâdids of Ani, .97-99; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1. 404-405.
*“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.396-397; O.TURAN, S.Z.Türkiye, 5.192-193
n 108,203.
KIPÇAKLAR 129
“«
anılır, ki arada “R”sesi (arslan/aslan, kurşak/kuşak, tersek/tezek, varşak/
vaşak'taki gibi) yutulmuştur. Aslı, “Kur/Kor-Basar” yani Ordu safını/Ordu
dizisini-Bozar, Yener anlamına güzel bir Kıpçak türkçesiydiler, Resmi ve
anonim Kartel kronikinin, 5000 i yeniçeri gibi bekâr ve Arak tarafından
damadı /V.Davıd'e verilen hâssa askeri Türkten (Peçenek, Uz/Tork, Be-
rendi) başka, 1118-1119 yıllarında 40 000 atlı asker çıkaran ve 1123 te ise
tam 50 000 savaşçıyı hazır bulunduran Kıpçakların, hep “kadınları ve ço-
cukları” ile geldiklerini belirttiğini (s. 115-118) görmüştük. İşte bu, 5000
bekâr/azap hâssa askeri dışında, 1123 te 50 000 asker çıkaran “Eski-Kıp-
çaklar'ın sayısını, Gürcü bilginleri, bir âileyi çocuksuz ve anasız-babasız,
kardeşsiz, uşaksız sayarak, hem çok az gösterme, hem de kısa zamanda
eriyip Gürcülüğe temessül etmiş saymak gayretindedirler. En insallıların-
dan, 1920 lerde Tiflis-Gürcü Üniversitesini kurmada büyük emeği geçen
Tarihçi Prof.İ CAVAKHİŞVİLİ'nin “yetkili kanaati”ne göre Kıpçaklar'dan
Eski ve (1195 te gelen) Yenileri'nin sayısı, “220 000 kişi” hesap ediliyor*",
Halbuki, yalnız “Eski-Kıpçaklar11128-1123 te) azından 6 nüfuslu bir âile
hesabiyle, 50 0600X6 — 300 000 nüfus eder ki, o zaman Selçuklu Emirlik-
lerinden zaptedilen ve “ıssız, insansız” kaldığı Kartel Tarihinde belirtilen,
bütün Çoruk ve Yukan-Kür boylarını iskâna yeter olduğu gibi, bu nüfus,
1080 Kol-Zafen/Büyük-Türk Bayramı hâdisesinden sonra küçülmüş; ve ba-
taklık, sıtma yuvası Faş/Riyon boyları ile Karadeniz kıyılarına inhisar
eden, cılız ve âciz “Apkaz Kırallığı"nın nüfusuna bedel, ve belki de ondan
fazla idi. Şimdi göreceğimiz 1195 te gelen Yeni-Kıfçaklar da, bu mıkdara
yakındılar.
Ne tuhaftır ki, 1123 te 50 000 asker çıkaran Eski-Kıpçaklar ile 1195 te
gelen Yeni-Kıpçaklar "ın hepsini “220 000 kişi” gösteren ve bütününü Hıris-
tiyan olup, daha Tamar (1184-1214) çağında eriyip Gürcüleşmiş sayan
“Gürcistan İlimler Akademesi”nin, bir âile fertlerini saymadaki mantıkı,
“Gürcü sürgün ve Göçmenleri”ne gelince, değişiyor! İran Şahı 7 4bba5'ın,
1615-1617 arasında Kakhef'ten sürgün olarak İran içlerine dağıttığı nüfusu
“60 ooo âile” ve, “her âile en az 20 fertlen müteşekkil” olarak, yekün “1 200
000 Gürcü, İran'a göçe mecbur edildi” gösteriliyor; ayrıca, 1941-1945 teki
Sovyet-Rusya'nın İran'ı geçici işgali sırasında, köyden-kentten bulup ayar-
tarak Sovyet Gürcistannı'na göçürmek için resmen projeler kurup uygula-
maya başladığı sırada, aradan “tam 3,5 yüzyil geçtiği halde İran'daki eski
“ MANIVELİCHVİLİ, H.de Göorgie, 5.173; G.MAĞALAŞVİLİ, “Haçlı Seferleri dev-
rinde Kafkasya tarihi üzerine”, Birleşik Kafkasya (dergi), Ocak-Mart 1954 München, 5.24;
A.ÖZKAN/MELAŞVİLİ, Gürcüstan, 1968 Istanbul, 5.80.
F.9
130 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Gürcü Göçmenler, hâlâ anadillerini, folklor ve geleneklerini unutmamışlardır; tümü
Müslümandır”, deniyor *,
I. Bölümde (s.29-30) gördüğümüz gibi, Velahd Prens Demna'nın atabe-
ği ve kaynatası Başkumandan Orbelyanlı İvane/Yovane, yeminli bir vasi ola-
rak, rüşdünü idrak eden bu Demna'yı tahta geçirebilmek için, 1177 yazın-
da Darbas yaylağında 1060 ooo lik bir ordu topluyarak, başkent 7i//s'teki
hâssa askerinden de yoksun bırakmak istediği ve artık meşruluğunu yiti-
ren Kıral 777. Görgüyi yakalayıp, hapsetmeye hazırlanmıştı. Bu tertibi du-
yan 777. Görgi, önce bu ordu ile Gence veya Anı üzerine yürümek için (Bor-
çalı'daki) Sahada'ya gelmişken, burada azlık maiyetiyle derhal 7i/4'e kaç-
ti, Hemen 7i/sin müstahkem Kalesi'ne kapanarak, Kıpçakların en ulu
Beğlerinden Kumandan Kubasar Beg'e sığınıp, kendisini kurtarmasını ve
tertipçileri yoketmesini diledi. Daha, Didgorni Savaşından ve Tiflis'in zap-
undan beri, hakları olan Başkumandanlığı Kspçaklara bırakmayan Örbel-
yanlara rakip olan Kubasar, bütün Kıpçaklı birliklerini eli altında toplaya-
rak, Kıralla birlikte, Zvanenin üzerine yürüdü; onu, sığındığı Loru Kak-
sinde kuşattı.
Demna/Dimitri, Kartel Eristawi ve İmrakhurbaşı Sumbat oğlu Libarif'i-ki,
Başkumandan İvane'nin kardeşidir oğulları Zökum ve İvane ile birlikte
Azerbaycan Atabeki Mehmed Cihanpehlivan'a (1175/1185), yardımını sağlamak
üzere gönderdiler; Düvinl Ananya adlı Ermeni beğini de, Ahlat'ta 77.
Sökmen'e, ayni vazifeyle yolladılar. Sonunda, Veliahd Demna da Kıral'a de-
halet edince, Orbelyanlı İvane ve oğlu Kawtar, Kubasar 'ın öğüt ve yardımı
ile öldürüldükleri gibi, Orbeğyank hanedanına mensup olanlar da, toptan
kırdırılıp, çok zengin mal ve mülkleri musadere edildi. Böylece, 777. Görgi,
sayesinde yeniden Kıral olduğu Kıpçak Kubasarı, bütün ülkesinin Başku-
mandanı olarak tayin etti; 1184 teki ölümüne değin Görgi'nin son 7-8 yı-
lında, Apkaz-Kartel-Meskh ülkelerinin tek ve kudretli Başkumandanı, eşsiz
kahraman ve dirayetli Kubasar Beg idi. Orbelyanların merkezi Lore/Loru şeh-
ri de, çevresiyle birlikte bu Kıpçak Beğine temlik edildi*?. Böylece, Eski-
* A.ÖZKAN/MELAŞVİLİ, Gürcüstan, 5.124-125. Bu lüks baskılı kitabın, Tiflis'te ha-
zırlatılarak, Istanbul'da türkçe bastırıldığı ve 1468 İzmir Fuarında da buna benzer türkçe
propoganda broşürleri dağıtıldığı, tarafımızdan isbat edilmiştir (KIRZIOĞLU, “Gürcüstan
Yazarı ve Gerçekler”, Milli Işık, aylık dergi, Haziran 1970 Istanbul, Sayı 38, s.20-23.
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.397-401; Orebelyanlı STEPANOS, (Saint-Martin),
11.63-65; VARDAN, LXXVI; ALLEN, s.101-103; MANİVELİCHVİLİ, 6.178-181; HEYET,
İstoriya Gruzii, 1.194-198.
KIPÇAKLAR ı3ı
Kıpçaklardan birtakımı, boy ve oymak beğlerine tâbi olarak, 1177 den iti-
baren Taşır-Borçalı bölgesine de yerleşti.
Hiç oğlu olmayan 7/77. Görgi, ertesi 1178 yılında, Başkumandan Kuba-
sarın huzurunda, Darbaz'daki yazlık Sarayına çağırttığı bütün Eristawlar'a
ve Kumandanlara, İncil üzerine yemin verdirerek, kızı Tamara biat etti-
rip, hem tahtına ortak, hem de kendine halef olmasını, sağlama bağladı.
Kartel tarihinde ilk Kıraliçe olan Tamar (1184-1214), güzelliği ile ünlü ve
Öset (Alan) Kıralı/Khuddan'ın Kıpçaklı bir Prensesten doğma kızı Burdu-
Khan ile II. Görginin biricik evlâdı idi", Artık, 1177-1195 arasında 777.
Görgin'in son ve Tamar'ın ilk yıllarında, İslâm-Türklerin komşu toprakları-
na hiç saldırılmadığı görülüyor. Bunun sebebini: 1176 da Bizanslıların,
son büyük hamlesiyle Anadoluyu istirdad için giriştiği Miryokefalon'da çok
ağır yenilmesi; Orbelyanların toptan kırılıp, mal ve mülklerinin Kıpçaklara
geçerek, bu akıncı ruhlu Türklerin servet ve imkânlara kavuşması ve 7a-
mar "ın ilk onbir yılında da, dışarı ile savaşlara ihtiyaç duyulmaması diye
izah etmek mümkün olsa gerektir.
MI. Görgi, “Kırallar-Kıralı” unvanını taşıyordu. O, Tiflis? te 1184 Nisanı
başında ölürken, Darbaz-Meclisi Kararı ile ertesi yıl 1179 da çıkarılan bir
Kanun ile “Azraliçe” unvanını almış bulunan Tamar Hatun, Tiflis yakının-
da İsan Kalesi'ndeki Sarayı'nda bulunuyor; eğlenceler ve musikiyle vakıt ge-
çiriyordu. Babasının kara-haberini alınca o, (Kıpçak-Türk töresine
göre),“saçlarını yoldu, yumuşacık elleriyle yanaklarını tırmaladığından,
gözyaşlarına kan izleri karıştı. Bu sırada Samşwilde'de bulunan Kıralın kız-
kardeşi (Horasan'da Selçuklu Sultan'dan dul kalan) ve Tamar yetiştiren
“Rusudan” hanım da getirilip, ikisi bir arada Tiflis Sarayı'na gelip bulu-
şunca, Hala Hanım da ayni biçimde, yanaklarını yırtarak ağlıyordu. “Ve-
zir Antoni, Amır-Spa-Salar (Emir-i Sipeh-Salar) Kubasar, demirdonlu (zırhlı)
“birlikler başı Wardan, Mifr)-Divan Çurçerakh olan Çıyaber, İmrakhurbaşı Apri-
don, Msakhurlarbaşı (Saray-Nazırı) Yovane, Dibebullar, Aznavurlar, Köleler,
“Uşaklar” ve Papaslar ile birlikte, Patrik Mikaelin huzurunda Tamar, Taç
giydi. Rusudan Hatun, kendisine müşavir ve destek oldu. Fakat, bu toplan-
'iya gelmeyen ve ülkede en büyük nüfuz ve kudret sahibi olan “Meçurçle-
tukhurçes (Bezirganlarbaşı ve Maliye Nâzırı) Kıpçaklı Kutlug-Arslan/Kutlu-
rsgan” Beg, Tamarın mutlak iradesiyle devletin idare edilemiyeceğini ileri
k, Tiflis yakınında /san-Ovası'ndaki “Sagodebel'de (V1. Yüzyıldaki Sogd
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.382-401; MANİVELİCHVİLİ, 5.179; HEYET,
iya Gruzii, 1.195-196.
132 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
kolonisi yeri “Sogd'abel) kurduğu çadırları”ndan, ültimatom gibi naberler
gönderiyor ve yanındaki KXıpçakların Zırhh Birliklerinin de Kumandanı
olarak, gücüne güvenip, şöyle diyordu:
“Bizler, başınabuyruk yaşamak, serbest alış-veriş yapmak, birtakımları-
na bizim sertliğimizi göstermek, ötekilere iyiliğimizi/iltifatımızı sunmak,
Kıraliçemiz Tamara tutumumuzu göstermek ve her şeyi kendi dilediğimiz
gibi idare etmek istiyoruz!”
Bu sırada birtakım ilerigelenler, konuşmaları ile, bazı Devlet Uluları
aleyhinde bulunuyor, âmirlerin sözlerini tutmuyorlardı. Bu sırada yaşlan-
mış bulunan Başkumandan Kubasar da, inme indirdiğinden (nüzuldan) eli,
ayağı ve dili tutulmuştu. Kıraliçe, bu sadık ve yiğit emekdara, “artık
bütün malını musadere ediniz” diyenlere karşı, saygı gösterdi, ancak on-
dan Başkumandanlık sıfatı ile Lore şehrini geri aldı; ölümüne değin de şef
katini esirgemedi. Yine Kut/ug-Arslan'ın baskısıyla, kölelikten yetişme Aj/rr-
donu İmrakhurbaşılıktan azille, malikânesi 7mogwi (Ahılkelek güneybatı-
sındaki Tümük) ve öteki hisarları elinden aldı. Hem Zoreyi mülk edin-
mek, hem de Başkumandan olmak arzusunu taşıyarak baskı yapan Kutlug-
Arslan'ı, Tamar, öfke ile tevkif ettirdi. Fakat, derhal ayaklanan ordunun is-
teğine uyarak, iki soylu ve yaşlı kadını göndererek, anlaştı: Kut/ug-Arslan,
serbest bırakıldı ve Devlet işlerini görüşüp son kararı verecek bir “Devket-
Şürası YTürklerin “Kengeş Derneği”) kuruldu. Böylece, Kıpçak Uluları ve
Beğlerbeği ile Eristawlar da, meşruti bir usulle, devlet idaresine katıldılar;
ordu da, Kıraliçeye bu şartları kabulü üzerine, sadâkat yemini etti. Artık
devletin idaresine, Kıpçak Beği Kutlug-Arslan, birinci sırada hâkim olmuş-
tu *,
Fakat Tamar, Kıpçaklar'dan çekindiğinden, Başkumandanlığı, Lore şeh-
rini de temlik ederek, 1161 de Ânr'da vazifeli gördüğümüz Hıristiya-Kürt
Babırakan oymağından Grigoryanlıktan Ortodoksluğa dönme Zakarya oğ-
lu Sargis'e verdi; ona “Somkhet Miavarn XGüneyli-Ulubeği) unvanını da tev-
cih etti. Bunların âilesinin Koluuzunoglu adı, gürcüce tercümesiyle, “Mkar-
grdzeli-dze” (Uzun-kollu-zâde) diye anılmaya başladı. Kıraliçe ile evlenme
adayları arasında, “Kalarcet ve Şavşet” bölgelerinin ulubeği Kıpçak “Guzan”
(Kozan) ve Ahıska kesimi kumandanı (sonraki Yukarı-Kür ve Çoruk boyu
Kıpçak Atabekleri atası) Boço Beğler de vardı. Fakat, Tiflis ve Kartel “Emiri
Abu'-Hasan” ın tanıdığı, Dağıstandaki “Kıpçak Khanı'nın Swinc (Terek'in
* M.BROSSET, anılan eser, 1.402-403,406-407; HEY'ET, İstoriya Gruzüi, 1.197-198.
KIPÇAKLAR 133
sağ kolu Sevinç/Sunca çayı üzerinde ve ona adını veren Kıpçaklı Sevinç-
Khanı'nın kurduğu ve şimdiki Grozni şehri yerinde) şehrinde sığıntıda ya-
şayan ve amucası Sawalih (Vsevolod) tarafından kovulup, sürgün bulunan
“300 beğliğe hâkim Suzdal Rus Knezi Andre (Bogoliubski) oğlu Georg” ile,
1185 te evlendi. Çok sarhoş ve yontulmuş ağaca benzeyen bu Knezi, iki
yıl sonra boşayıp, Zstanbula gönderdi. ııgı de de, dayıları Osetliler'in
Prensi David Soslan'la evlendi. Bundan sonra Davıd Soslan da, “Kıral” adı
ile anılarak, Öseften getirdiği küçük Os askeri birliği ile ve Tamar'ın ya-
nında gölge gibi dolaşarak, seferlere pasif olarak katıldı “.
Kuman-Kıpçaklar, 1170 yıllarında Karadeniz kuzeyinde canlı bir faali-
yet gösteriyordu. Konçak ve Kobyak/Kebek adlı başbuğları ile, 1174 te Rus-
ların Pereyaslavl arazisine hücum etmişlerdi. Konçak ordusunun 1185 te Se-
versk Knezi İgor Suyatoslaviçi ağır bozguna uğratmasından sonra, öteki Rus
Beşliklerine de akınları ve savaşları devam etti. Rus hizmetindeki Karakal-
pak, Berendi ve Uz/Tork oymakları da, bazen Ruslara kızarak, Beğleriyle
birlikte Xumanlar'a katılıyordu. 1186 da Tork/Uz Beği Küntogdu, Kıpçak-
lar'la birleşerek, eski metbuları Ruslar'la savaşıyordu"!. Yine 1110-1113
yıllarındaki gibi birleşik Rus Beğliklerinin ilerlemesiyle, Kıpçakların Kaf-
kaslar kuzeyine kaydığı ve geçinecek yer darlığı çektiği anlaşılıyor.
Jrak-Selçuklu Sultanlığının 1194 te sona ermesi, Azerbaycan Atabekleri'nin
zayıflaması, Tamar çağında Azerbaycan Atabeki NMusratüddin Ebübekir (1191-
1210) ile, küçük kardeşi olup, Hazar denizinden Gökçegöl çevresine değin
uzayan Âran'ın Emiri bulunan Emirân ile kıyasıya savaşları, “Gürcistan” a,
büyük fırsatlar verdi. Şirvanşah 1. Agsartan'ın güveğisi olan Emir Emirân,
— ağabeğisine yenilip, ülkesini ona kaptırınca, kaçıp Şeki'de kaynatası Şirvan-
“ şah'a sığınıyor. Bunun üzerine Atabek Ebubekir, “Balukan” (Baylakan) ya-
nında Şirvanşah'ın ordusunu da yenerek, kaçırtıyor; az sonra da, büyük
bir deprem, Şamakhya Kalesinin duvarlarını yıkıyor, Şirvanşah'ın çoluk-ço-
cuğu da, çöküntüler altında ölüyor. Bu çifte felâket üzerine artık bir
“ M.BROSSET, a.e.1.409-414,420-422,424; MANİVELİCHVİLİ, 5.185-186; HEY'ET,
İstoriya Gruzii, 1.200-201.
“! Akdes N.KURAT, Rusya Tarihi, 8.474; İdil Boyu ve Karadeniz, s.85-88-91. 1184
yılında Rus şehirlerine akın eden Xoncak Khan başbuğluğundaki Kıpçak ordusunda: Ba-
ku'dan getirilme neft ile dolu boynuzlarla atılan mengeneli “aleşli-oklar ile mücehhez
Müslümanlar” ve “elli kışının geremediği kendi-kendine (çarklarla) gerilen yaylar” vardı (A.YAKU-
BOVSKİ, “İbn Bibi'nin, XII. Asır Başında Anadolu Türklerinin Sudak, Polovets/ Kıpçak ve
Ruslara Karşı yaptıkları Seferin Hikâyesi”, çev.İ KAYNAK, A.Ü.DTCFD, Mart-Haziran
1954, X11.218,220-221.
134 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
umutları kalmayan Şirvanşah ile sığıntı güveğisi Emir Emirân, David Soslan
ile Tamar Hatun'a Elçiler gönderip, metbuluklarını tanımak üzere, yardım-
larını diledileri ve ittifak teklifinde bulundular. Bunun üzerine, 1195 yılın-
da bir yandan (Kür ve Faş/Riyon suları ayırımındaki doğu ve batı Gürcis-
tanı ayıran) Lıkh dağının berisi' nde ve ötesmdeki orduların toplanması için
haberciler gönderildi, bir yandan da, ülkeye yeni gelen pek güçlü ve çok
sayıdaki yeni göçen KXıpçaklardan faydalanmaya önem verildi. (Dağıs-
tan'da, Terek kolu üzerindeki Sevinç şehrini kuran) “Kıpçaklar Khanı Se-
vinçin kardeşi (Rus-Ortodoksluğuna bağlı olduğundan, rusça “Vsevolod”
adından gelen deyimle anılan) Sawali, (ittifak ve yerleşmek üzere) çok
külliyetli bir ordu ile gelmiş bulunduğundan”, bunların sayısız savaşçıları,
“tunç gibi sağlam duvarlı kalelere yerleştirildi: Kürden Alget ve Kçiya (Khı-
ram) çayları ve Kurd- Waçar (Borçalı çayı aşağısı) boylarına, 7ifhs'ten (Ka-
khet doğusundaki İlk-Kıpçaklar'ın “Sıgnak” boyu ile birlikte gelen Oğrak/
Karaağaç boyu yurdu) Kara/a)gaç'a değin, ordular doldu.” Bu sırada, Emir
Emiran ile Şiroanşah Agsartan ve bütün Aran Ululan, geceli-gündüzlü
yürüyerek, bayraklarıyla geldiler.” Agaralar ormanındaki yazlıkta bulunan
Tamar ile kocası David Soslan, “verdikleri (ittifak ve yardıma ait) sözün ye-
rine getirilmesini istiyorlardı.” Bu sırada 7if/sten Hala (Horasan Sulta-
nından dul kalmış olan 111.Görgi'nin kızkardeşi) Kıraliçe Rusudan Hatun
da getirildi. Şırvanşahla Aran Emirini karşılama töreninde, ülkedeki kurulu
protokol sırasına göre, ordunun türlü millet ve kavimlere mensup birlikle-
ri, Şu sıra ile geçit resmi yaptı:
“ı, (Kıral David Soslanın maiyeti) Oslar (Alanlar), 2. Eski-Kıpçaklar, 3.
Yeni- Kıpçaklar, 4. Heretler (Karaağaçlar), 5. Kakhetler (Sıgnaklar), 6. Karteller
(Tiflis-Göri bölgesi/İberli halkı), 7. Mes(e)khler (Ahıska-Azgur-Khırtız çevre-
si halkı), 8. Torlular (Meskhler'in doğusu halkı), g. Şavşet-Kalarcet-Tao, 10.
Somkhitar'lar (Alget-Khıram-Borçalı çayları bölgesi/Gogarlı soyundan halk),
ır. Apkazlar (Abazalar), 12. Suvanlar (Engür Çayı başlarındaki dağlık Suva-
net halkı), 13. Megreller, 14. Gureller, 15. Raçalar (Faş/Riyon başlarındaki
halk), 16. Takver (Aygırsuyu başlarındaki Leçkhum), 17. Arguet (Kutayıs
doğusundaki bu bölgenin adı, “Argu-yurdu” anlamında Argu Türklerinden
kalma olup, ünlü “Çenasdan”dan gelme Başkumandan Orbelyanların mâli-
kânesiydi. Atalarının kabirleri, burada idi).”
Şirsanşah ve Emir Emiran ile Kıral ve Kıraliçe, birbirlerine armağanlar
verip, bir hafta dinlenme ve avlar, çögen oyunları ile vakit geçirildi. Bu sı-
rada Atabek Ebubekir de, Nahçıvan üzerinden Âran'a girmişti. Müttefikler
ordusu, Kür sağında Zagam (Zegem) çevresinde mevzi aldı. Aran (Gence-
KIPÇAKLAR 135
Karabağ) ülkesindeki sâdık adamları, taallükatiyle Emir Emiran'ın yanına
geldiler. Savaş, 1195 yazında “Şankor” (Şemkür) yanında başladı. “Vuruş-
ma, (Müttefikler kolundaki) ordunun ana kitlesiyle değil, (Şemkür çayının
sağına geçmiş bulunan) öncülerle oldu ki, buna Kıpçak dilince Ça/k
(çarka) ve Çançak denilmektedir, (Kıpçakların bugün köy adlarında da
Çalka/Çarka ve Çançak adlı hâtıraları kalan) öncüleri döğüştü. Savaş
uzun sürdü.” Çok gecikmiş olarak Başkumandan Sargis oğlu Zakarya ve
Saray-Nazırı İyane kardeşler ordularıyla yetişince, zafer kazanıldı. Emir,
Gence'de oturup, Aran'a; Şirvanşah da Gülistan'da oturup, ülkelerine yeni-
den sahip oldular. “Şankor Savaşı”nda bozulan Atabek, Nahçıvan'a çekildi.
(Kıpçaklardan) Ahıska Şalva adlı yiğidin savaşta aldığı (Âyet yazılı) “Halife
Bayrağı”nı Tamar, kendi yazdığı bir şiirle 1196 yılında (Tortum'da bugün
Khakho denilen en büyük köydeki) “büyük Ahakhul Manastırı'na, uğur di-
ye gönderdi. Atabek ordusundan 12 000 tutsak, 40 atmaca, 20 000 at,
7000 katır, 15 000 deve yağma alındı 52,
Bundan sonra, Aran/Gence Emiri ile ağabeğesi arasındaki savaşlar,
1210 da Atabek Ebubekirin ölümüne değin sürdü; onun yerine kardeşi Mu-
zaffereddin Özbek (1210-1225), son Azerbaycan Atabeki oldu. “Yeni-Kıpçak-
lar”, Lore hâkimi ve Başkumandan (“Amir-Spasalar”) olup, eski Kıpçaklı Ku-
basar ile,1177 den önceki Orbelyanlı hanedanı'nı yerini alan ve “Atabek” un-
vaniyle de anılan “Kwrt Babırakan kheli (“el'i” oymağı) kökünden Koluuzunoğ-
lu” (gürcüce: Mkhargrdzelidze) hanedanı ülkesine yerleştiklerinden, onla-
2 M.BROSSET, a.e., 1.435-446; MANİVELİCHVİLİ, 5.188. Selçuklu kaynağı, bu hu-
susta Kartel kronikini doğruluyor: Aran'daki “Türkmenlerden bir cemâ'at"in Emiriemirân
Ömer'in yanında, (Eski- ve Yeni-Kıpçaklar'dan kurulu) “yere, göğe sığmayan bir ordu” ile, Ata-
bek Ebübekir'e karşı yürüdüler; savaş, Baylakan yanında geçti; bozulan Atabek, artık kalan
ordusuyla çekilmek isterken, “Gürcü ve Müslümanlar'ın askerleri, onun askerlerini her cihet-
“ten kuşatmış olduğundan”, ricat edemedi; sonunda ağır bozgunla Mahçıvan'a dönebildi; bu-
“nun üzerine Ömer, “yanında Gürcü ve Müslüman askerleri olduğu halde Gence'ye” yaklaşınca,
şehir halkı, Hıristiyan çerisini içeri sokmamak şartıyla, yalnız Emir Ömeri kabul etti; o da
Gürcülere tâbi olarak, Gence'de ancak 22 gün yaşayıp, öldü (aslında: ağulandı); bunun
üzerine yine Atabek Ebubekir, yetişip Gence'ye hâkim oldu (Akhbiâr.,s.130-132).
Kıral Zslâhaiçı Davd, 1121 Did-Gorni Savaşında Kıpçaklar eline geçen Arap Emiri
Dübeys ile “Kay” (Artuklu El-Gazi?)a âit “İncili-Gerdanlık” ve süs eşyasını, 1124 te Kıpçak-
ların Salduklular'dan alarak yerleşmeğe başladığı o zamanki Tortum Sancağı merkezi
“Khakkul” kasabasındaki (970-980 yıllarında yapılan ve 1080 den sonra Câmie çevrilmişken,
1124 te yine kilise yapılan ve üzerinde, pençeleri arasında bir tavşan tutan iri kartal kabart-
ması bulunan, bugün de Câmi olarak kullanılan, kümbet kubbeli büyük) Kiliseye armağan
sunmuştu. Tamar da, Kipçakları okşamak üzere, (herhalde “İnnâ Fetehnâ” süresi veya Keli-
me-i Şahâdet yazılı) “Halife-Bayrağı "nı, yine Kıpçaklar yağmaladığından, Khakkul (1960 tan
önceleri “Khakho” ve yeni adı “Bağbaşı” olan Belediyeli kasaba)a gönderilmişti.
136 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
rn Başkumandanlık-Bayrağı altında hizmet edip, bütün Yukarı-Aras, Orla-
Aras boylarını ve Gence kapılarına varınca Orta-Kür kesimini zaptettiler.
Bu Yeni-Kıpçakların çoğu, Gürcü-Ortodoks kilisesine bağlı olmakla birlikte,
birtakımı da, 1200 de fethettikleri Anı-Şeddâdl Emirliği ülkesindeki Gregor-
yan-Ermeni Mezhebine girdiler. Genceli KİRAKOS ve VARDAN gibi Ala-
bek Koluuzunoğulları hanedanını gören Ermeni müellilflerinin, onları Aran
(Gence-Karabağ) göçebe Kürtler"i soyundan saymaları 9? gibi, 1578 de Os-
manlıların 7/45 fethinde Ordu-Münşisi bulunan tarihçi Mustafa ÂLİ-
ÇELEBİ de, oradaki Gürcü aydınlarından tarihlerini ve Bagratlıları öğre-
nerek, “Tamar Dedopalın (1207 de ölen kocası David-Soslan'dan dul kal-
dıktan sonra, bir gece sarhoş yattığı sırada, yatağına girerek) murâd-i nef-
sânisini alan Kürdü /-asl Atabeki” dediği ve sonraki Osmanlı eserlerine de
bu biçimde geçen bilgi'*, bu Mekhar-gerdzeli-dze/Kolu-uzun-oğlu hanedanın-
dan yarı Ortodoks-yarı Grigoryan Hıristiyan Zoru-Anı Atabekleri 1185-1239,
sonra Cengizliler idaresinde Anı kolu: 1239-1317) âilesine âittir.
Gümrü (1924 ten beri: Leninakan) güneyinde ve Elegez (Arakaz) dağı
kuzeybatı eteğindeki Ertik kasabası yanında, büyük (1908 de 808 nüfuslu)
“Kıpçag” adlı sırf “Ermeni” yerli köyünün bulunması “9 ve burada asıl adı
“Kıpçak-a-Vank” (Kıpçak-Manastır'ı) olup, “Harnc-aVank” da denilen
XII. Yüzyıldan kalma” çok güzel bir külliye sayılan sanat değeri yüksek
üç kubbe ve ana yapıda, iki insan ve bir kanatlı-arslan kabartması bulu-
nan” tapınak ile; Elegez güneyinde, yine XII.Yüzyıldan kalma “Aştarak/
Eşterek” kasabası kilisesi (Başgırt boyu “Eşterek/Heşterek/İşterek kolunun
Kıpçaklar ile buraya gelen topluluğundan kalma*), Kars'ın /ğdır İlçe-
* Genceli KİRAKOS, ermenicesi, 1865 Venedik, 1178-79; M.BROSSET tercümesi,
“Coll. d'Histoirens Armöniens”, 1876 St.-Pdtersbourg, 11.165-166 (bu hanedanın “Kürtler'in
Khel-Babırakan”/Babırgiller-Eli'nden olduğu); VARDAN, LXXXII (“Kürt kavminden Sar-
gis oğulları Zakare ve İvane”, bunlar “Kürt Beğleri”dir).
““ M. ÂLİ, Künhü'l-Akhbâr IV.Cilt, Nuriosmaniye Küt., sayı 3409,y.308-309; Şamlı
Kaadı EBÜBEKR, (lâtinceden ilâveli) “Coğrağyayi Kebir Tercümesi”, Nuriosmaniye Küt,,
sayı 2995, y.235; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.409-410.
* Pamyatnaya Knijka Erivanskoy Guberniy, 1908 Erivan, Il.114. Bu köyde 1925:
1930 larda yapılan kazıları tanıtan yayınlarda, buranın adı “Kıpçak” diye geçer (R.GROUS-
SET, s.26,30 ve haritası).
* M.BROSSET, Les Ruines d'Ani, 1861 St.-Ptersbourg, 5.3.
9” Üç poz güzel fotoğrafları için bak. Ed.UTUDJİAN, Armenian Architecture, 8.40 ve
Fig.188-190.
** Fotağrafları ve iki (Türk Balbalını andıran) anıt mezartaşı için bak. Ed.UTUDJİ-
AN, ayni eser, 5.40 ve Fig.ıgı-193. Çoruk, Kür ve Aras boylarındaki Türk Hıristiyanlık
eserlerinin sanat tarihi bakımından incelenmesi, çok gereklidir.
KIPÇAKLAR 137
si'nde (1918 Ermeni kırgınında halkı kırılıp ıssız kalan) bir “Kuçakh” (Kıw-
çakh) köyünün varlığı ”*, Yeni-Kıpçakların Elegez dağı çevresine ve Aras sa-
ğına da yayıldıklarını gösterir. Bunun gibi, Borçalı çayı boyunda Karapapak-
Terekemeler içindeki birer-ikişer köye de adını veren: Ulaş/Ulaşlu, Saral ve
Arpalu (hem Kars-Arpaçayı, hem de Nahçıvan-Arpaçayı/eski “Vayoç-Cor”/
Vedi Çayının adları, bu kalabalık Yeni-Kıpçak boyundan kalmadır)gibi
oymak ve boylardan başka"9, adaşları Karadeniz kuzeyi ve Tuna boyların-
da da tesbit edilmiş bulunan şu boy ve oymaklar'ın, 1195 ten sonra Borça-
hı, Şırak (Şüreg-El), Gökçe, Revan (Sahat-Çukuru), Nahçıvan ve Gence bölge-
- lerine yayılarak, coğrafyada hâtıra bıraktıkları, anlaşılıyor:
ı. Ak/Akh-Tala (Borçalı'da kasaba, dağ ve su; Dağıstan güneyinde ve
Şirvan batıkuzeyindeki ikiz “Çar” ve “Tala“ boyu kolu), 2. Aktı (Borça-
l'da, Gökçe'de; Dağıstan'da Samur-Özen ortasındaki “Akhtı“ kasabasına
adını veren boydan), 3. Cankı (Elegaz kuzeyinde ve Gümrü'de köy ve
“Cankı-Tepesi”), 4. Çala (Gökçe'de “Çala-Berd”/Çala-Hisar'a adını veren,
“Loru, Tiflis doğusundaki Karayazı, Kars: Arpaçay ve Çıldır'da Çala adlı
köyler, Posof'ta yaylak), 5. Çançanlu (Otuzikilü Ulusu boyu, Karabağ'da;
Dağıstan “Çançan/Çeçen” kolundan), 6. Çarık ve Tay-Çarık (Borçalı, Gökçe
ve Şüregel-Gümrü kesiminde), 7. Bozdoğan (Elegez batısında), 8. Çıbıklı
(Borçalı'da yaylak ve köy), g. Çığalu (sorguçlu anlamına, Borçalı'da), 10. Çıl-
galar (Borçalı'da çay ve köy, yaylak), 11. Ertüş (Nahçıvan-Arpaçayı ortasında
ve “Arpalu” kasabası yanında; Ertiş/Irtış ırmağına ve Ural dağları doğu-
sunda Çelyabın'daki göle adını veren Kıpçak boyu kolundan), 12. Ahoza-
bın (Yukarı-Borçalı/Penbek ve Çıldır'da;sondaki “ın” eki, Kıpçak ağzında
etnik adların sonuna eklenen ve “çokluk” anlamını bildiren bir sonektir),
13. İd (Taşır Sancağında 1590 da “İd-Kilise“ köyü ve Erzurum-Narman il-
çesi'nin merkezi “İd”; Kuman-Kıpçak boyu “İtler”/İdlerxKutlular kolun-
dan hâtıra), 14. Çotur (Kakhet'te Sıgnak şehri batısında; anlamı, bodur
ağaç, dal-budaktan çit), 15. Karaağaç (Gence'de eski Sancak merkezi kasa-
ba, Kakhet doğusu merkezi şehir; Kıpçak kolundan Oğrak/Iğrak boyu-
nun adı) 16. Kara-Bulak (Borçalı'da Khıram'ın sağ kolu suyun ve üzerin-
deki kasabanın adı; Dağıstan'da Sevinç/Sunca çayı başında kasaba, bölge
> suyun adı; KAŞGARLI'nın belirttiği gibi “Bulak/Elke-Bulak” ve Mo-
çur yazıtındaki “Kara-Bulak” ların Kıpçaklar'la gelen kolundan), 17.
* Pamyatnaya Knijka Erivanskoy Guberniy, 111.42.
“0 V MİNORSKY, Sulduz, İA, XL.11ı; KIRZIOĞLU, Karapapaklar, 1972 Erzurum,
138 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Karacalar (Tiflis-altı, Şamkhur/Şemkür'de, Revanda), 18. Kamarlu (Çık
dır'da “Kamar-Van”, Gence'de Otuzikilü Ulusu ile konar-göçer boy, Re
van: Serdarabad ve Khatun-Arkhı üzerinde üç köy ve kasaba), 19. Kepe
nekçi (Borçalı'da bölge ve oymak, Gence'de Yavlak'ta kışlayan Otuzikilü
boyu), 20. Kesemenlü (Gökçe'de, Gence'de köy ve Otuzikilü Ulusu ile ko-
nar-göçer üç oymaklı boy), 21. Kırgallu (Otuzikilü Ulusu'nun Gence Kara-
ağaç kazasında kışlayan boyu),22. Kobı/Kobılu (Gence'de Otuzikilü ile ko-
nar-göçer oymak, Iğdır-Aralıkta iki köy; Dağıstan'da Kazbek dağı güne-
yinde ve Terek başında kasaba), 23. Kumanlu-yi-Cedid (Yeni-Kumanlar,
1593 tarihinde Gence'deki Otuzikilü Ulusu'nun 1/32 boyu); 1856 Rus
Kafkas Yıllığında s. 464, 470: “Kuman” ve “Kumanlu“ adlı iki boy, 1921
Azerbaycan Etnografyasında, Baku Sancağında “Komanlu*; Gökçay-Ca-
vanşir ve Şuşa/Karabağ'da, Kıpçak boyu “Kengerlü”, 1827 deki Rus istilâ-
sına değin 1750-1827 arasında Nakhçıvan Khanları sülâlesi'nin mensup ol-
duğu boy “Kengerlü” idi) 24. Kumanlu-yi-Kadim (Eski-Komanlar, 1 593
Gence tahririnde Otuzikilü Ulusu'nun 1/32 boyu), 25. Komuk (Iğdır-Ara-
lık'ta, Kars-Göle'de, Erzurum-Oltu ve Şenkaya'da), 26. Kuşu/Kuşı (Borçalı,
Kazak, Gökçe ve Revanda köy, su, erkek adı olarak da Ahıska-Arda-
han'da çok kullanılır) 27. Parakh/Barakh (Borçalı'da, Ağ-Parakh”
Gökçe'de, “Khaça (Çatallı)-Parakh” Revan ile Nahçıvan'da), 28. Padar/Pa-
darlu (1593 Gence Tahririnde Otuzikilü Ulusu 1/32 boyu, Borçalı'da boy
ve kasaba, Khıram-Kür kavşağında ve Kür solundaki Kara-Yazı düzünde
kışlayan Borçalı-Kazaklar'ın en güçlü boyu “Baydar”'ın adı, bunların asıl
varyantıdır; bunlar Müslüman olduktan sonra, Kartel ve Kakhet Gürcüle-
rine, sürekli akın ve yağmaları ile kanağlatmışlardır; Kakhet-Ağdaş-
Gökçay-Kuba gibi Şirvan bölgelerinin de en güçlü ve kalabalık yaylakçı-
kışlakçı halkıdır; MARKWART, “Padar”ların, On-Uygur Birliğinde de bi-
indiğini tesbit etmiştir; bugün hem “Baydar”, hem de “Padar” denilmek-
tedir), 29. Saral (Sarı-El)e yukarıda işaret etmiştik, 30. Sarukhanlı (Borçalı,
Gökçe ve Nahçıvan-Şarur'da), 31. Sarıcalu/Sarıhacılu/Saraçlu (1593 'Tahririn-
de Gence Vilâyetindeki hem Yirmidörtlü-Ulusu, hem de Otuzikilü-Ulu-
su'nun birer boyu; Iğdır-Tuzluca ve Revan'daki “Saraçlu” ve buradan Ağ-
ri İlimize yüzyıldan beri göçme ayni addaki oymak, aslında “Sarıca'lu”
iken, sarışınlığından böyle anlıp, bunlardan okumuşların isteği ile veya bir
Hacı Boybeğlerine göre “Sarı-Hacılu” denmiş olduğunu, bundan da “Sa-
raçlu” adının çıktığını, sanıyoruz), 32. Solak (Borçalı'da ve Gökçe'de; Da-
gıstan'daki Kumuk/Komuk-Eli'ni sulayan ve baş kollarına Kıpçak/Ko-
muk-Ağzı ile “Koy (Koyun)-Suyu” denilen “Sulak/Solak-Özen”e ad veren
eski ve Demirkapı/Derbend'e de İslâmlıktan önce “Sol-Kapısı” adını verdi-
KIPÇAKLAR 139
ren kalabalık Kıpçak-Kuman boyunun kalıntısından), 33. Uzun/Uzunlar
(Borçalı'da eski kasaba), Uzun-Oba (Revan-Nahçıvan'da üç köy).
“Teni-Kıpçaklar”ın askeri gücüne dayanan Atabek Koluuzunoğulları, Anı-
Şeddadlıları'ndan, 1196-1200 arasındaki sürekli savaşçıları ile Şüregel, Anberd
(Elegez güneyi) ve en sonunda da başkent Anr'yı zaptederek, Aras boyuna
vardılar. Arada Kars-Yaylası'na ve Sürmeli-Çukuru'na giremeyip, 1202 de
Kağızman-Deresi ile, Aşağı-Pasın merkezi Becengert/Mıcingert sınırına ulaştı-
lar“? Bu sırada Anadolu-Türk Birliği'ni kurmaya çalışan ileri görüşlü Sel-
çuklu Sultanı 1. Rükneddin Süleymanşah (1196-1204), Tamar çağında 1195
Şemkür Savaşı'ndan beriki gelişmelerle “Gürcistan”ın, Şirvan ve Aran'dan
sonra Ânı ülkesine de hâkim oluşunun karşısında, sıranın Erzurum Salduk-
bu Emirliğine de geleceğini ve Saldukluların, Eski ve Yeni-Kıpçaklar ile çok
güçlenen bu Hıristiyan devlete dayanamıyacağını kestirdi. Malafya'yı baş-
kent Konya'ya bağlayıp, Harput-Artukluları ile Divriği-Erzincan Mengücüklü
Melikleri'ni kendisine itaat ettiren 77 Süleymanşah, 1202 baharında ordusu
ile Konya'dan hareketle, tâbilerinin yardımcı askerlerini de alıp, 25 Hazi-
ran 1202 Salı günü Erzurum'a ulaştı. Son Salduklu Meliki Alâeddin Melikşah
bin Mehmed b. Il.İzzeddin Salduk bin Ali bin Ebi'i-Kasım, kendisini
törenle karşılayıp, tâbiliğini arzettiyse de, sadâkatine güvenilmeyerek, he-
men kendisi hapsedildi ve Salduk-Eli, o gün resmen Türkiye-Selçukluları'na
katıldı. Fakat, Micingerfteki h. 604 Rebiülevel/Ekim 1207 tarihli Kale ki-
tabesine göre, Melikşah'ın kardeşi Hacı Ebümansur Argınşah, Pasın'a hâkim
ve Mcingerd'de iken, bu ilhak'a kendi bölgesini dahil ettirmemiştir. Erzu-
rum, Sultan tarafından kendi kardeşi Mugisüddin Toğrulşah'a (1202-1225)
temlik edildi.
Bundan sonra, Aıralçe Tamara ağır bir mektup yazarak Elçisiyle
gönderen Sultan, onun Müslüman olmasını ve Haçı huzurunda kırmasını;
bunu yaparsa, hatunluğa alacağını; yoksa cariye edineceğini bildirdi.
O da, Başkumandan Sargis oğlu Zakarya Mekhargrdzelidze (Koluuzunoğlu)
ve ünlü (Kıpçaklı) Kumandan Ahıska Şalwa ve İvane kardeşler, ile ülke-
5 “ AzZeki V.TOGAN, Azerbaycan, İA, 11.92-93; KIRZIOĞLU, “Aran/Gence-
Karabağ'da Yigirmidörtlü ile Otuzikilü adlı Ulusların Oymakları ve Kür-Aras Kürtleri'nin
Manşei”, TTK., “Vİ.Türk Tarih Kongresi-Tebliğler”, 1967 Ankara, 5.404-412; Karapapak-
lar, 8.13-15,19-20. Ayrıca şu haritalar: a.LYNCH, ıgo1 deki 1.1.0006 000 ölçekli Güney-Kaf-
>kasya ve Doğu-Anadolu haritası; b.T.C.Harita Genel Müdürlüğü, 1943-1944 baskılı ve artık
serbest satılan 1.200 000 ölçekli “Kars, Çıldır, Artvin, Oltu” paftaları; c. Atlas SSSR, 1954
Moskva, 1:1 500000ve1: 2 500 000 ölçekli 43-46 sayılı Kafkasya paftaları, ve indeksi,
*? VARDAN, LXXXII; Orbelyanlı STEPANOS, (Saint-Martin), 11.101-103.
140 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
nin bütün ordularını toplatıp, Pasın üzerine yürütürken; kendisi, Katoli-
kos Teodor ile birlikte, Ahıska'nın batıkuzey yanındaki Odzrakhe'de kiliseye
kapanıp, zafer için gözyaşlarıyla dualar ediyordu. Selçuklu ordusu 100 000
ve Gürcistan ordusu daha fazla idi. İki ordu, Micingerdiin batı yanında (ta-
rihi Erzurum-Kars kervan yolu üzerinde) “Bolositek (veya: Bolortki)te Suk
tan'ın konakladığı yerde, savaşa tutuştu. Selçuklu ordusu dinlenmekteyken,
baskına uğramıştı. 598 Zilka'de başlarında (23-31 Temmuz 1202 de) yapı-
lan Mıcıngerd/bölgesideki savaşı, önce Selçuklu ordusu kazandıysa da,
Bayrakdarın atı yamaçtan sürçüp, Sultan-Sancağı yere düştüğünden, sağ ve
sol kanattakiler, Sultan tutsak alındı sanarak, düzenini yitirince; toparlanıp
kaçmaya hazırlanan Gürcistan ordusu, bu durumu görerek, geri dönüp,
keskin hücumlarla savaşı kazandı. Selçuklu ordusu çekildiği halde, çok za-
yiat vermiş bulunan düşman, onları takip edemeden, geri döndü ©,
Gürcistan Atabeki Başkumandan Çakarya/Zakare'nin Selçuklular'a kar-
şı bu baskın - savaşında, Saldukluların Mıcıngerd Kolu'nun, devam ettiğini;
1204 te de, Erzurum Selçuklu Meliki Togğrulşah'a karşı Mıcingerd Kalesini
tamir ettirmesinden onun, komşu AÂnı'ya da hâkim olan Atabekli ile işbir-
liği edip, Sultan ordusuyla savaştığını, sanıyoruz.
Bütün Türkler gibi Ortodoks Kıpçakların da, din hususunda pek lâik
davrandıklarını, bu yüzden Islahatçı-David çağından beri 71/45, Tumanw,
Ânı ve sonra da Sürmeli/Surmarı ve Düvin'de, yerli Müslüman halkın ser-
best yaşayıp, kendi Kadılar: ile dava işlerini yürüttüklerini, biliyoruz",
Gence Emiri Emirmirân'ın 1195 te yaptığı gibi, Mıcıngerd Salduklu Beği Ebü-
mansür un da, mülkünü kurtarma ve koruma bahasına, dindaşları aleyhine
davranıp, Tamar'ın tâbii olduğu, görülüyor. Bu yüzden Orbelli STEPAN,
“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.456-463; İBNÜ'L-ESİR, XIl.71; KIRZIOĞLU,
Kars Tarihi, 1.392; O.TURAN, Süleyman-Şah ILİA,XI.225-229 (burada 5.228, Pasındaki
savaş yerinin adı “Bolorçi” diye yanlış okunmuştur); F.SÜMER, Saltuklular, SAD,III.421-
425,428-429. Kartel kaynağının ve çağımızdaki Gürcü yayınlarının bu Pasın Savaşı'nın yılını
1205 veya 1206 göstermesi (MANİVELİCHVİLİ, s.188-189, “1206”; ve galiba gürcüce asıl
yazmadaki imlâya göre cenk yeri adı “Bolostik”; HEYET, İstoriya Gruzü, 1.205, “1205”),
yanlıştır. Bu savaş yerinin, Temür ve İspanyol Elçisi KLAVİYO'nun da geçtiği tarihi Erzu-
rum-Kars kervan yolu üzerinde ve Mıcıngerdin batıkuzey kesiminde olduğu muhakkaktır. KÂ-
TİB-ÇELEBİ, bu konakları doğru yazmıştır: “Çobanköprüsü” ünden, Mıcıngert Kalesinin 20
Km.batıgüneyindeki konak köyü) Sanamer (arası) beş saat; (Sanamer'den doğukuzeye So-
ganlıdağı belindeki) Tuma-Damı nâm-i diğer Soganlu-Yaylası (ki Sanamer-Zivin-Karaurgan-
Yeniköy'den geçilerek varılırdı) üçbuçuk saat; andan Xars (on) iki saatdür” (Cihânnümâ,
5.408). Savaş, Sanamer ile Soğanlıdağları arasında geçmiştir.
““ M. BROSSET, H.de la Göorgie, 11.237-243 notları; G. MAĞALAŞVİLİ, yukarıda
45. notta anılan makale, 5.25-26,35.
KIPÇAKLAR ışı
Atabek Zakare'nin fetih ve ülkesini anlatırken, (batıda) “Mejngerd”den (do-
ğuda, Karabağ'da soldan Aras'a karışan Hakarı/Akara çayı sağındaki çaya
adını veren) “Barkuşat”a değin bütün yerlerin, Atabek Zakare ve İvane Kar-
deşler in elinde olduğunu yazar “5,
Yeni- Kıpçaklar a dayanan Zakare, Azerbaycan Atabeki Ebubekir'in, son yıl-
larında, gece-gündüz içki ve safahatle vakit geçirip, ülkeyi korumayı da ih-
malinden faydalanarak, 1203 yılında Düvin'i zaptederken, çok direnen hal-
kını kırgına uğrattı “9, Tamar, gönderdiği Kıpçak ordusu ile, IV. Haçlı Sefe-
rinde /stanbulun Lâtinler eline düşmesiyle oradan kaçan ve kendisinden
yardım isteyen AÂleksıs Komnenos'a muavenet edip, Trabzon Kayserliği'nin ku-
rulmasını kolaylaştırdı “7. Başlangıçta Trabzon Kayserliği/Tekfurluğu sınırları-
nın, ta Sinop batısına vardığı biliniyor. Bugün Trabzon'da (Of) “Koman et”
- (Koman'yurdu), “Komar'ita”, (Yomra) “Komare”, Giresun (Alurca) da “Ko-
man”, Ordu'da “Kumanlar” (Boyabad'da), ve Sinop'taki “Komar” ile Ku-
man” adlı köylerin “, buralara yerleşen Kumanlar'ın hâtırasıyla anıldığı, an-
aşılıyor.
Kars Emirliğinin tâbi bulunduğu Ahlat Melikliği topraklarına 1205 te
akın eden Atabek Zakare ve İvane Kardeşler ordusu, bütün Yukarı- Murat
boylarını vurdular: (Valarşgerd/Eleşgird'in eski müstahdem merkezi ve
“bugünkü “Toprak-Kale” köyü yerinde bulunan) İslâm kaynaklarında
“Hısnu't-Tin” diye arapça tercümesiyle anılan Toprakkale/Eleşgirdi ve çevre-
sini vurup yağmaladılar; Malazgirt şehrini de böyle yaptılar; sonra Ahlaf'ı
“ kuşattılar, bir koldan da Erciş'i alıp, yağmaladılar. Bu felâketler üzerine,
Ahlat Meliki Bektemir oğlu Mansür Mehmed (1198-1209), komşu Erzurum
“Meliki Selçuklu Toğrulşah'tan yardım diledi. 7202 Mıcingerd Bozgunu acısını
da çıkarmak isteyen Togrufah, kendi çerisiyle yetişip, Kıpçak-Gürcü ordula-
rını bozdu; ellerindeki yağmaları aldıktan başka, onların ağırlıklarından
bile elegeçirip, hepsini geri kaçırttı. Bu sırada Ahlat Melikliği ile Koluuzuno-
gulları Atabekliği arasında, Ağrıdağları ile Murat-Aras boyları suayırımını
teşkil eden “Şahyolu-Sıradağları ” nın bulunduğu, anlaşılıyor ve “Kars Emirli-
“gi” başkendi 1204 ten beri kuşatıldığı halde, “Anı'dan ve Düvin'den daha
çok erlikle dayanarak”, teslim olmuyor, yine Ahlat'ı metbu tanıyordu.
© SAİNT-MARTİN, Il.101,103.
6 İBNÜ'L-ESİR, X11.76; VARDAN, LXXXJI,
“7 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.464-465; HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.204.
“# İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, Türkiye'de Meskün Yerler Kılavuzu, 1947 Ankara,
142 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Ahlat Meliki Mehmed, safahate dalarak,devlet işlerini ve ülke müdafaa
sını gevşek tuttuğundan, Malazgird Valisi ve halk ile ordunun çok beğe-
nip sevdiği, kölelikten yetişme İzzeddin Balaban, ayaklanarak, kendi çerisiy-
le Ahlaf'a hâkim oldu (1206-1207). Bunu firsat bilen Koluuzunogğulları, 1206
da ikinci defa Ahlat-Eline akın ettiler, yağmalayıp, hemen çekildiler. Öte-
den, Diyarbekir Eyyublu Meliki Zuhad Necmeddin de, Ahlat-Eli'nden Muş
şehriyle çevresini zaptedip, taht gaasıbı saydığı Balabanın üserine
yürütmekte iken, Balaban da, yine Erzurum Melikinden yardım diledi.
1207 yazında ordusuyla Ahlafa yardıma gelen Melik Togrulşah, Eyyublu or-
dusunu bozup, geri çevirdi; Ahlafı da Erzurum'a katmak için, Balaban'la
vuruşup, onu öldürdü. Fakat, müstahkem ve büyük A4l/at şehrinin ahalisi,
Selçuklu ordusuna karşıkoyup, Meliki içeri sokmadı. O da, ordusunu alâ
rak, Malazgirdi zapta gidince, oradakiler de, karşıkoydu. Yeni kuvvetlerle
gelip, gizlice ve büyük vaadleriyle Ahlatlılar'la anlaşan Eyyublu Melik Ev-
had, ülke askeri ve halkı ile birlikte, Togğrulşah'ı Malazgirt altında sıkıştırdı.
O da, ordusuyla Erzurum'a döndü. Artık yardım alma umudu kalmayan
ve son zamanlarda 7Tmogwi/Tümük'lü Sargis, Tor'lu Şalwa ve Meskhlerin
uzun kuşatmasına ve kışa rağmen zaptedilemeyen Kars Kalesi, “Tamarın
tahta geçişinin 23. veya 24. (1207) yılında”, bütün mülhakatındaki kale ve
hisarlar, Hıristiyanlar eline geçmiş bulunduğu halde, direniyor; artık açlık-
tan bunalmış bulunuyordu. Bu sırada, şanlı Türkmen koruyucuları, çoluk-
çocuklarının açlıktan ölmelerinin daha çok sürmesine ve yokolmalarına
engel olsun diye, “bizzat Kraliçe gelirse, ona teslim olacakları” şartını bil-
dirdiler. Çünkü, Karslılarca kardeş ve yakınları kuşatmada öldürülen ku-
şatıcıların, intikam alacağını düşünüyorlardı.
Devlet-Şurasında (Kengeş'te) Kars işini görüşen Kıraliçe, Yukarı-Kartel
ordusunu kocası David Soslan 'a koşup, ayrıca Atabek Zakarya ve İvan
kuwetlerinin, ordugâh kurarak, (1207 ilkbaharını müteakip) kuşatmayı art-
turmalarını buyurdu. Böyle iken, Kraliçe gelmeden teslim olmıyacaklarını
bildiren koruyucuları Tamarın gelmesiyle, şu şartlarla teslim oldular: Ânı
ve Düvin gibi, Kars'ı da Koluuznogulları'na vermeyip, Kıraliçe, Hâs-Mülkü
edinecek; şehri oğlu Prens Görgi Laşa veya Kıralıçe teslim alacak (umumi
af ilân edilecek). Bu şartları Tamar Hatun kabul etti; oğlu Görgi, Kars Ka-
lesi ve Şehrini bu şartlarla teslim aldı. “Onyedi yıl (1191-1207) içindeki se-
ferlerde: Zorakert (Loru)ten Aras'a, Gang'dan Genceye, Cavakhet'ten İspire
kadarki fetihlerden, Tamar'ın elinde, ancak kendisine mülk kalan, Kars ol-
dr
““ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.466-467; İBNÜ'L-ESİR, X11.85,107; ABÜ'L
FARAC, 11487,489-490; VARDAN,LXXXII; ALLEN, 5.107-109; MANİVELİCHVİLİ,
KIPÇAKLAR 143
Eyyublu Melik Evhad'a karşı Ahlat-El'nden Erciş ile Van halkı ayaklan-
mış, Malazgıri de onlara uymuştu. Bunun üzerine Malazgirdi itaate sok-
maya çalışan Melik, Ahlafın da isyanını duyunca geri dönüp, güçlükle bu-
raya girdi. Bunu fırsat bilen Atabek Koluuznogulları, 1208 yazında yine akın
ederek, Ercş'i işgalle yağmalayıp bozdular, tutsaklar aldılar. Ahlatlılar, bir
daha kendisini içeri almaz diye, Evhad, bu Kıpçak-Gürcü akınına karşı çıka-
madı. Onun ölümü üzerine, Mafarkın tahtına geçerek Diyarbekir ve Ahlat
“Ellerini idareye başlayan kardeşi Melik Eşref Musâ (1210-1237), daha Ah-
lata gelmeden, 1210 da, yine Koluuznogulları, Yukarı-Murat boylarına akın
etti. Bunlara karşı kudretle savaşan Melik Musa, o yıl İvaneyi tutsak ala-
tak, akıncıları bozdu. Ortodoks olup, ağabeğisi Zakare'nin Gregoryan mez-
hebinden ayrılan ve üç yıldır dul kalan Kraliçe'nin gözdesi olan İpane, an-
cak kızı Tamta'yı Melik Musa ile evlendirmek ve bir daha ülkesine akına
“ gelmiyeceğine sözverip, barış yaparak, kurtulabildi. Bundan sonra da Z4-
kare ve Ivane Kardeşler, Azerbaycan Atabekleri ülkesine saldırmaya devam etti-
ler: Önce Merend ve sonra Erdebili zaptile, tahrip ve yağmaladılar. 1212 de
“Emir Sipehsalar Zakare” ölünce, yerine kardeşi /vane, Başkumandan tayin
“edildi. 1214 te ölen Tamar'ın yerine de, 18 yaşındaki oğlu /V. Görgi Laşa
(1214-1222) geçti ve “Gürcistan'ın Altınçağı” da sona erdi ”*
Son Azerbaycan Atabeki //-Dengizli Özbek (1210-1225), ağabeği ve se-
eli Ebübekirin 1194 ten beri tâbi bulunduğu Aharezmşahları metbu tanı-
mış, Kıpçak-Gürcü akınları ve yağmalarından dolayı Aran ve Azerbaycan'ın
harâcını bağışlatmıştı. Orta-Asya'ya hâkim olan Putatapıcı Cengiz Kagan
(1202-1227), Müslüman Aharezmşahlar ülkesini zapta başlayınca, Sultan
Alâeddin Mehmed (1200-1220) yenilip, sonra ölmüştü. Alâeddin'in oğlu son
Kharezmşahlı Celâleddin Mengü-Berti (1220-1231), Cengizlilere karşı ülkesi-
nin son kesimlerini korumak için, batıya geçmişti. Bu sıralarda 1220 de
Mengü-Bert'yi bulup savaşmak üzere Azerbaycan'a gelen Sübidey/Subatay-
Bahadur idaresindeki Cengizli ordusu, Mugan ovasında kışlamış, 1221 ilk-
aharında Mugan'dan kalkarak, Ti/s'e doğru gelmişti. Bu sırada Gag-Ova-
sinda Cengizkler ile Apkaz-Kartel kıralı /V. Görgi Laşa ve Başkumandanı Ata-
bek Koluuzunoğlu İvane'nin orduları savaşınca, bozulup kaçtılar, canlarını
â.1go; HEYET, İstoriya Gruzii, 1.206-207; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.414-418;
) TURAN, Süleyman-Şah II,İA,XI.229; S.Z.Türkiye, s.260,277-278. Sayın O.Turan anılan
ki eserinde de, arapça “Hısnu't-Tin'in türkçesine “Samankal” demekle, yanılmıştır; doğru-
ü, kerpiçten yapılmış anlamına “Toprak-Kale'dir.
” M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.468-473,481; İBNÜ'L-ESİR, XIL.116; ABÜ'L-
FARAC, 11.490-491; VARDAN, LXXXILLXXXIL
144 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
zor kurtardılar. “Tatar ve Mugal (Mogol)” adıyla tanınan Cengizliker'in bu
ordusu, &wr boylarını vurup, o kışı Şirvan 'da geçirmiş, 1222 de Dağıslar'a
girince, Konçak oğlu (Rus-Ortodoks kilisesine bağlı) Yuriy adlı Kıpçak Kha-
ni'nın idaresindeki Xıpçak-Alan (Os) orduları tarafından, tehlikeli bir halde
kuşaltılmışlardı.
Subidey-Bahadur ve Cebe-Noyun idaresindeki ordu, hileye başvurup:
“Tatarlar ve Kıpçaklar, bir kökten geliriz; Kıpçakların, Alanlar ile ittifak et-
mesi, töremize yakışmaz” yollu sözlerle, Kıpçaklar savaş dışı bıraktırıp,
önce Alanları, sonra da onları bozdular; kaçan Yuriy Khan'ı da öldürdüler.
Bozulup kaçan Kıpçaklardan onbinlerce obalı bir kol, (galiba Yuriy oğlu)
Künke adlı Ortodoks Khanları idaresinde (Daryal'dan) Xür boylarına geçe-
rek, Kıral Laşa'ya ve Atabek İvaneye başvurarak, evleriyle birlikte yerleşip,
yurt edinecekleri bir yer isteyip, ülke korunmasında hizmet edeceklerini
bildirdiler. Genceli KİRAKOS'a göre, Gürcistan'da onlara yer verilmediğin-
den, bu Kıpçaklar Gence'deki Müslümanlara ayni teklifi yapınca, dilekleri
“sevinçle kabul edildi; çünkü, ülkelerini akınlarla bozan, insanlarını tutsak
ve mallarını yağma eden Gürcülerin, ağır baskıları altındaydılar.” Bu
yüzden Genceliler, bu Kıpçakları, Gürcüler e karşıkoymak üzere, Şehrin sınır-
larında (Kazak çayı ve Kür boyları ile Gökçe hududunda) yerleştirdiler;
ayrıca, yiyecek ve içecek de vererek, onlara yardım ettiler.” Bunun üzeri-
ne, Atabek İvane, bu Kıpçaklar üzerine büyük bir ordu ile ve zaferden emin
olarak sefer ettiyse de, 1223 te Kıpçaklar, “yorgun ve bitkin Gürcü” ordusu-
nu ağır bir bozguna uğrattı, pek çok tutsak ve yağmalar aldı.
Anı ve Düvni elegeçiren Koluuzunogulları, buranın güney komşusu
olup, Dilmaçoğulları kolundan gelen Surmarı/Sürmeli Emirliği'ni yıkamamış-
lardı. Ahlat Melikler'ne tâbi ve onların yardımı ile tutunan Sürmeli Emirli-
ginin çifte hâkimi (galiba kardeş) Şerefeddin ve Hüsameddin, 1207 den sonra
Eyyuplulara tâbi olmuştu. Mafarkın-Ahlat Meliki Eyyublu Şihabeddin
(1220-1244), “Surman Kalesi Emiri” ile birlikte (galiba göçmen Kıpçaklar'ın
zaferini müteakıp), “Gürcüler (Atabek İvane ülkesi) üzerine akın” ettiler. Bu
akını geri çeviren Düvin hâkimi Şala, Surmari Kalesi'ni kuşatıp çok sıkıştı-
rınca, Diyarbekir-Cezire Meliki Eyyublu Musa'nın da yardımı ile, Surmar,
kuşatılmaktan kurtarıldı. Ertesi 1224 yılında Göçmen-Kıpçaklar, yine Borçalı
ve Elegez çevresine akın ettilerse de, Atabek İvane, onları geriçevirip geçen
yılki tutsaklardan birtakımını (mübadele ile) kurtardı. 7V. Görgi ölünce, ye-
rine Apkaz-Kartel kırallığına, kızkardeşi Rusudan (1222-1245) geçmişti.
1224 yılına değin bütün İran ve Irak'ı itaat ettiren Kharezmşah Mengü-Berti,
KIPÇAKLAR 145
1225 Mayıs ayında Tebriz'e gelince, son Azerbaycan Atabeki Özbek, Gen-
«ye savuşmuştu. Âras'ı az bir kuvvetle geçen Kharezmşah, 22 yıldır Koluu-
zunoğulları elindeki Düvin'i aldı. Bu sırada 70 binlik ordularla Atabek İva-
ne, Gerni çayı boyundaki Gerni kasabası yanında bir tepede ordugâh kura-
rak, Sultan ordusuyla savaşınca, ağır bir bozguna uğradı; sağkol kumanda-
nı Ahıskalı (Kıpçak beği) Şaa tutsak düştü (Haziran 1225). Hıristiyanlar-
dan dört bin ölü kalmıştı. Atabek Özöekin Mabeyncisi, Kharzemşah'ın bu
Gemi Zaferi'ni anarken, pek sevindiğini şöyle belirtmişti: Sultan'ın “Gürcüler
üzerine yaptığı bu Gazâ, Hz.Af'nin Gazâsını andırdı ve Bedir ile Khayber
Gazveleri'ni unutturdu!”
Bu sırada, Özbek tarafdarlarının Zeğriz'de ayakladığını duyan Kha-
rezmşah, Surmari Emirlerinin tâbiliğini kabul edip, Teönz'e vardı; Surmari
Emirleri kılavuzluğunda bir ordu kolunu da, “Apkaz içleri”ne akına yolla-
dı. Bunlar, üç ay süren akınları ile, Xür ve “İslâm Sancağı'nın önceleri
varmadığı” yerleri (İmer/İmeret içlerini) bile vurup, Ekim 1225 başlarında
© Surmari ye döndüler.
Tebriz'i itaat ettiren Kharezmşah, ordusuyla Arası geçerek: Baylakan,
Gence, Şemkür ve bütün Aran'ı zaptına geçirdikten sonra, kış bastırırken,
Bagratlı başkendi 7/45 üzerine yürüdü. 1225 yazında Erzurum Selçuklu
Meliki Toğrulşah (Kartel Kronikinde, 1.501: “Ortul”, varyantı “Tuğrul”)ın,
aşkından tanassur eden “pek güzel, boylu-boslu, yiğit ve enerjik oğlu” Da-
vud ile evlenen Kiralıçe Rusudan, Tifls'in korunmasını, Ahıska-Ardahan (Kıp-
çak) Besi Boço'nun oğulları Memne ve Boço Begler idaresindeki bir orduya
bırakarak, kocası ve eşyasıyle Kutayıs'a gitti. Aralık 1225 te 7i/49'i kuşatan
Kharezmşah'a, Müslüman Mahalleleri hemen itaat ettiyse de, Boço-Oğulla-
'nnın koruduğu 7/45 Kalesı, üç ay dayanarak, 1o Mart 1226 de teslim
oldu. Bu sırada Kirman'daki ayaklanmayı bastırmaya giden Sultan, Tiflis'te
Başveziri Şerefülmuülk idaresinde ana ordusunu bırakmıştı. 1226 yazında
“Surmari'yi üssedinen Şerefülmülk, hem Kür boylarına, hem Yukarı-Murat taki
-Ahlat-Eli'ne, hem de Erzurum-Selçuklu ülkesine akın ve baskınlar yaptı.
Kirman'dan Eylül 1226 da Aran'a gelen Kharezmşah, ordusunu eli altında
toplayıp, 7i//5-Eli/Karlele girdi. 1226 da Kharezmlilerin işgal ve yağma ile
beş yıl boyunca ellerinde bulundurdukları yerleri, Kartel kroniki şöyle
anıyor: Somkhet (Bütün Taşır-Eli/Khıram ve Borçalı çayları boyu), Kambeç-
yan (Kür-Alazan kavşağı içindeki kışlak ova), Yor çayı kıyıları (Ka-
khet), Kartel (Tiflis-Göri kesimleri), Tiryaki, Ardahan'a değin Cavakhet, Sam-
F.70
146 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
çikhe (Azgur-Ahıska-Adıgon-Posof), 7ao (Oltu-Tortum-Yusufeli/Tav-Eli ke-
simleri), Xari-Pora ve Anı toprakları ”!,
Kharezmşahlı kaynağı, şu bilgileri de veriyor: 1226 da Kharezmşah
Tifhs'i alınca, Gürcistan Kıraliçesiyle evli bulunan Erzurum Meliki (T oğrul-
şah) oğlunu Hıristiyan olmuş görünce, bu genci huzuruna çağırıp, emân
verip, himayesine almıştı. Sultan, Ahlat Seferine gidince, (1226-1227 kışın-
da “bu delikanlı şeytana uyarak, Gürcülerin yanına (Kutayıs ülkesine)
dönmüş; 7i/9te az ve güçsüz bir garnizon bulunduğunu“ haber verip,
atlı ve yaya Gürcü ordusunun 7/4'e baskın yapmasına ve ellerinde kala-
mıyacağını kestirerek, şehri ateşe verip, gitmelerine sebep olmuştu. 1227
de Ahlaftan Khoy yolu ile Gence'ye gelen Sultan, “Gürcülerin parlak çağla-
rında (1195 Şemkür Zaferi'nden beri) Şirvan Hâkiminden alarak ellerinde
tuttukları, Şirvan şehirlerinden Şeki ile Kabala'yı” fethetti (merkezi Şa-
makı olan) Şirvanşah Feriberz oğlu Feridun'u da tâbi kıldı. Ağustos 1228 de
Isfahan Savaşı'nda Cengizliler'e yenilip, çok zayiat veren Kharezmşah, Şirvan-
Derbend'deki Kıpçaklar'dan yardım isteyip, ortak rüşmana karşı birleşelim
diye, onların boyuna mensup bir zâbitini, Elçi gönderdi. “Kıpçaklar, Elçiyi
sevinçle karşılayıp, hemen davranarak, 50 000 çadırlı bir kuvvet gönderdiler.”
Kıpçak beğlerinden “Kurka (Kürike bin Yuriy bin Konçak?), kendi
yakını ve sâdık üçyüz adamı ile, kayık içinde (Kür'ü) geçip, Mukan'da,
Başvezir Şerefülmülk” ile görüştü. (1229 yılı) "ilkbaharda yollar açılınca,
Sultan da Mukan'a geldi. Şerefülmülk ve Kurıka, onu karşıladı.” Sonra Kurı-
ka, kendi Kıpçaklar 'ı ile, Sultan adına Derbendi itaat ettirdi. Sultan Mu-
kan'da iken, önceleri Kıraliçe Rusudan ile evlendirmek üzere (Selçuklu Da-
vud bin Toğrulşah'dan sonra olacak) Gürcülerin tanassur ettirdiği Şirvan-
şah Feridun oğlu Celâleddin'e, Aras-Kür kavşağındaki (Salyan kesiminde)
Kuştasf bölgesini ikta etti. (Kıpçaklı anadan doğma) bu “Şirvanşah oğlu, in-
sanı hayran bırakan bir güzellikte idi.” Sultan'ın Mukan'dan gönderdiği bir
ordu, Zoru bölgesini vurup aldıktan sonra, Balakhat (Çıldır) gölünün doğu
ve batı yanlarında gecelerken, baskına uğradı. (Kıpçaklı Tabın boyun-
dan) /4-4ba Tabın, bu savaşta çok erlik gösterdi. Kıraliçe ile Yovani (İva-
ne)nin (Sultan'a itaat eden Eski- ve Yeni-Kıpçaklar yerine), “Lekzler,
” İBNÜ'ESİR, XIL154,156,167,170-171; NASEVİ, 5.30-31,182-196,202-208; Genceli
KİRAKOS, TM, 11.142-143-145-146; VARDAN, LXXXIV; M.BROSSET, H.de la Göorgie,
488-510; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.424-429. M.H.YINANÇ, Celâleddin Kharzemşâh,
İA, II. 49-53; İ. KAFESOĞULU, Kharezşahlar Devleti, 8. 190, 281; HEY'ET, İstoriya
Gruzii, 1. 221-230; Akdes N.KURAT, İdil Boyu ve Karadeniz, s.92-95.
KIPÇAKLAR 147
İlan(Os)lar ve Suvanlar”dan derlediği 40 ooo kişilik ordu, Kharezmşah'ın Lo-
, kesimine geldiğini duyunca, içlerindeki Kıpçaklar da Sultan'a, dönünce,
irkudan geri kaçarken takip edildi ve ağırlıkları elegeçirildi (1229 yazı).
onra da, Gence-Eh taraflarını akınları ile rahatsız eden “Gürcü Behram”ın
p aşır Bagradlıları sülâlesinden (Kartel kronikindeki büyük kuman-
an “Waram Gagel”in/Gaglı Wahram'ın) üzerine varılıp, bir gece ılgarın-
ı ülkesi alındı: Xak (Gag) ve Kavazın (Kavarzın türkçe “Gogarçın/
züvercin anlamındadır) kaleleri, üç ay dayandıktan sonra fethedildi. Zo-
ida, elindeki tutsakları serbest bırakan Sultan, Kakızvan (Kars-Kağızman)-
eçeni-Nahçıvan yolu ile gidip, Ağustos 1229 da Âhlaf'ı kuşatmaya başladı.
ürkiye-Selçukluları ve Eyyubu müttefik ordusuna, Erzincan yanındaki
gustos 1230 Yassıçimen Savaşı'nda bozulan Aharezmşah, ordusunu Mu-
an'da kışlağa geçirmişti. Ordusundan ayrı bulunan Sultan, Mugan'da Aras
üzerindeki Şır-ı-Xebüd (Gök-Arslan) adlı kalede iken, Erdebil üzerinden ge-
len Cengizlilerin bir gece baskınında bozularak, 1230 kışına girilmişken,
oradan Şirvan'daki Ahızan Kalesi'ne gitti; ve Derbende yakın Mahan'da kışı
geçirdi. 1231 ilkbaharında ordusunu toplayan Khazezmşah, Gence şehrinde
önyedi gün kaldıktan sonra, “Kılakun” (Kelark-Uni/Gökçegöl çevresi) ku-
ey yolundan Beçeniye gelirken, son olarak, “Gürcü ülkeleri, baştanbaca
akıncılar tarafından çiğnendi”. Sultan Beçeniye gelince, (Koluuzunoğlu
itabek “Yovanı oğlu Avak (-Sargis, 1229-1249, halefi oğlu “Ak-Boğa”dır)
> 'den çıkarak, yeri-öptü ve (kendisini bağışlatarak) armağanlarını sun-
du 72
© 1229 da ölen babası Atabek İvane/Yovani'nin yerine geçerek Kharezm-
a tâbi olup hizmet eden, “Gürcistan İspeh-Salan” unvanlı Avak-Sargis
izri249) ve kendisi gibi Ortodoks olan amucası oğlu Anı-Atabegi 1.Şa-
“hanşah (1212-1261), Kharezmşak'ın Diyarbekirde Cengizlilere bozulup, az
sonra da ölümü üzerine, serbest kaldılar. Galiba, Kıraliçe Rusudan'a da ar-
ik tâbi olmadılar. Cengizlilerin İran Umumi-Vâlisi Bayçu-Noyın/Noyan ku-
'mandasında üç koldan ilerliyen Tatar orduları, Mugan kışlağından başlı-
yarak, 1239 da bütün Kür, Aras ve Çoruk boylarını işgal edip, İmeret/Apkaz
ülkesini de haraca bağladılar. 1242 de de, Erzurum'u işgal ederken, ve
1243 te Kosedag Savaşı'nı yaparken, bütün Kür-Aras ve Çoruk boylarının Er-
meni/ Gregoryan ve Gürcü/OÖrtodoks mezhebindeki Hıristiyanları, bu arada bi-
am Kıpçakları da, kendi eski hanedanları ve boybeğleri idaresinde kuru-
? NESEVİ, 5.204-210,243,286-287,289-290,292-296,300,366,369-370,374.395-396. 1226
Tiflis'te kesilen Celâleddin parası (LANG, s.28).
148 FAHRETTİN KIRZIOGLU
lan ordu birlikleriyle hizmetlerine alıp, Anadolu Müslüman-Türk halkını kı:
rıp yağmalamada, onlara çok fırsatlar vererek, gelişmelerine yolaçtılar ”?.
C — “ESKİ-KIPÇAKLAR”IN ORTODOKS “ATABEKLER HÜKÜMETİ” (1267-1578)
İlk defa 1221 yılında Cengizliler ile yapılan Gag-Ovası Savaşı'ndaki gö
000 lik Gürcistan ordusu içinde, kendi birliği ile erlikle vuruşurken ölen
Ahıska-Posof-Ardahan Kıpçaklı Beği “Korkore oğlu Beka (Böke)”, Tamar ça
ğında Kumandan olan dedesinin adını taşıyordu. Bunun dedesi soyundan
Ahıska-Ardahan Beği “Spasalar” unvanlı Boço, mâlikânesine merkez edindi-
ği, Ulgar dağının iki yanından gelen Posof çaylarının kavşağındaki, öteden
beri “Çak-Su” denilen (ve 1830-1921 arasında Posof'un merkezi olan)
“Çak/Cak” Kalesi'nde oturan dedelerinden dolayı, gürcüce kütüklerde
“Cak'el” (Çak'lı) lakabiyle anılıyordu. Boço Beğin iki oğlu Memna/Memnw
ve Boço, 1225-1226 kışında en büyük kumandan olarak 7i/4is? i, Kharezm-
şah'a karşı korumuş, fakat yenilmişlerdi. Cengiz Hülegü-Khan (1256-1265)
ile İran'da İlkhanlılar devleti kurulmuş ve başkent edindikleri Tebriz, yeni:
den imara başlanmıştı. Bu sıralarda, Tamar ve Kharezmşah Memgüberti çağ:
larında olduğu gibi, Çoruk ve Kür boyları ile birlikte Xars ve Anı gibi Aras
bölgesinden olan yerler de, İlkhanlılar'ın, merkezi Tiflis şehri olan “Güres
lan ve Apkaz Vilâyeti"ne bağlanıp, merkezden tayin edilen bir Tatar ku-
mandanı tarafından idare ediliyordu; Ağrıdağı'na değin Yukarı-Aras bölge
si(Pasınlar, Kağızman, Sürmeli) ise, Ahlat Vilâyeti'ne bağlanmıştı ”*,
1243 Kösedağ Savaşı'nda Tatar ordusunda çok yararlık gösteren Çaklı
Korkornin küçük oğlu yiğit Sargis, Baycu-Noyın'ın takdirini kazanmıştı.
Selçuklu Sultanı A/ğeddin Keykubad, Yassıçimen Zaferi'nden sonra Erzurum
Selçuklu Melikliği' ni kaldırıp, ülkeyi Konya'ya bağlayınca, Ağustos 1230 da
Çavlı'yı Erzurum Vâlisi tayin etmişti. Toğrulşah çağında İspir ile Olu
(Tao), Erzurum'a bağlanmıştı. Sıvas sınırlarına baskın eden ve geçen yıl
Kharezmşah'ı Diyarbekir'de yenen Tatar ordusunu 1232 yazında takip
ederek, Erzurum hududunu aşıncaya değin yetişemiyen Selçuklu ordusu
Başkumandanı Kemâleddin Kâmyâr, boş dönmemek için, Erzurum Vöâlisiyle
birlikte Çoruk boylarına akın ederek, iki ayda, şimdiki Tortum İlçesi mer
” Genceli KİRAKOS, TM, 11.153-167; VARDAN, LXXXIII; LXXXV; M.Brosset,
Les Ruines d'Ani, 5.50-52; H.de la Göorgie, I.514-521ı; KIRZIOĞLU, Kars Tarihi,
1.418,437-441.
”“ M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.492-493; 11.637-639 (Add.IX); V.BARTHOLD,
Ani, İA, 1.436; Kars, Eİ, 11.820; A.Zeki V.TOGAN, “Mogollar Devrinde Anadolu'nun İkti-
sadi Vaziyeti”, THİM, 1931 Istanbul, 1.25.
KIPÇAKLAR 149
ezi “Mıkhakh” başta olmak üzere, kırk hisar almıştı. Bunun üzerine Kıra-
içe Rusudan, Elçiler gönderip Selçuklular'a tâbi olunca, barış yapılmıştı ”*.
» Cengizliler istilâsından sonra 1245 yıllarında, Erzincan-Bayburf taki ya-
g öçebe Türkmanlar, “Altu-Khan ve Orkhan” başbuğluğunda kalabalık kuv-
etlerle Çoruk boyuna girip, kendilerinin olan “Offis'ni (Oltular) ve Buğata-
ur'ni (nüsha: Bağta-Kurı/Bağtukurı, yeri bilinmiyor)den başka, Tao (Tav-
li) bölgesini bozdular. Bu sırada 7Tao'nun, Şaşşefin, Kalarcel'in, Kola
5öle) ve Ardahan ile Kamıporun ahalisi, yılgınlıklarından, Çak ve Çikhis-
Yuvar (Ahıska-Azgur kesimi) Samçikhe hâkimi Korkoreye “adamlarını yolla-
ip, kendilerini bu akıncılardan kurtarmasını dilediler.” Çaklı Ahıska-Ar-
i an kesimi Emirler Emiri (Beğlerbeği) İvane'nin (1204-1207 de Kars'ı ku-
an) oğlu ve Şada'nın yeğeni olan bu kumandan, “10 000 atlı'ya yakın”
r kuvvet toplıyarak, “Bana” (Penek) kalesini kuşatmakta olan Türkman-
a fa yakın bulunan “4xwnis-Vake” yaylasında savaştı. Cengi kazandı. “Büyük
lu /vane ile, yılmaz savaşeri Papa (Baba) Sargısı, Türkmenler'den alınan
A ve Buğata-Kur (nüsha: Bulata-Kur)a muhafız tayin ederek, yerine
ör dü 76,
Rusudan ölünce, yerine oğlu Narin-David (1245-1292) geçti, iki yıl
ınra da Görgi-Laşa oğlu (Rusudan'ın yeğeni) Ulug-David (1247-1270), bu-
a taht ortağı oldu. Narin-Davıd Tiflis'te, Ulug-David'de Kutayıs'ta, Cengiz-
ler'in vergi memuru gibi yaşadılar ”.
“İlkhan Hülegü çağındaki savaşlarda yararlığı görülen Papa-Sargıs, baba-
inin yerine Ahıska-Ardahan kumandanı olup, 8 000 atlı asker çıkarabili-
ordu ki, bununla, 1260 kışında Kıral David'i takip ederken, Aralık ayın-
a 20 000 lik ordusunu Ahıska'da kışlağa dağıtan İlhanlı Kumandanı Wy-
allı Argun-Aka üzerine baskın yapmıştı ”*. Hülegü ile Altınordu Khanı
© “M. BROSSET, h.de la Göorgie, 1.518-51ıg; MÜNECCİMBAŞI, Anadolu Selçuklu-
rı, Hasan F.TURGAL tercümesi, 1939 İstanbul, s.26-27.
5 * M. BROSSET, H.de la Göorgie, 1.532-533. Gürcücede “Kur” sözü, “Kulak” (orman-
ikta açılmış ağaçsız küçük yer) anlamına geldiğinden, “Bugata "ya eklenmiştir.
7” M.BROSSET (1.544-546,523), iki David'in lakapları “Ulu” ve “Narin” gibi türkçe
özlerin, fransızca tercümesini vermiştir: “Grand” ve “Taille”. D.M.LANG (5.34,36,38-42,77-
8) ve HEY'ET (1.232), türkçelerini anmıştır.
8 M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.557-558. Hülegü çağında, çok pehlivan ve yaman
u bir Kıpçak Beği olan “Sadun Manka-Berdeli Mengü-Berdi'li), bu İlhanın huzuruna çıka-
rak koca 100 000 lik İlhanlı ordusunda, kendisiyle güreşecek ve ok atışacak bir kimse dile-
işe de, bulunamamıştır. Sonradan “Atabek” unvanını alan bu Ortodoks-Kıpçak Beği
281 lerde ölünce, yerine geçen oğlu “Kutlu-Şah” da denilen “Kutlu-Buğa”, 1282 de İlhanlı
ile “Güraslan Amir Spafh)-Saları” olmuştu. Baba-Oğul'un Kıpçaklar'a hâs “Manku/
Berdi” ve Kutlu-Buğa” adlarını taşımaları (M.BROSSET, 1.554-555), çok mühimdir.
150 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Berke'nin Aralık 1262 deki ( Terek boyunda yaptıkları) savaşta, bu Papa-
işgal edince de, “Karnu-Kalak” (Erzurum) çevresinde tertibat alma vazilesi,
ona verilmişti. 1266 da Hülegü'nün halefi ve oğlu Abaka Khan ile Berke
Khan, Kür ırmağı boyunda savaşırken, Gürcistan ordusunun kumandanı,
bu Sargis Beg idi. Abaka Khan'a karşı ayaklanan (kardeşi Ahmed) Tagudar,
Âras boyunda vuruştuktan sonra, Xür yukarılarına geçmişti. Xar ve
“Karçkhal'nı” (Şavşat-Batum arasındaki 3539 m.yüksek Karçıkal dağlarına
adını veren “Karçıkal'lar” oymağı) bölgesindeki Tagudar ile Abaka Khan'ı
uzlaştırma yolunu aradı, Atabek Koluuzunoğlu İvane oğlu (Anı Atabeki) Şa
hanşahk'ı, bu iş için Tagudar'a gönderdi. Onu ıkna edemeyince, kendisine
cephe alıp, Adaka'dan yana çalıştı. Bu yüzden 1267 de kendisine, ataları
mülkü ıkta edilerek, Ahıska Valisi tayin edildi. Abaka Khan, “Ahıska Spasa-
ları ve Cebecibaşı Çaklı Sargis ile oğlu Beka'yı, Samçikhe” (Azgur-Ahıska-
Posof-Ardahan kesimi) hâkimi yaptıktan başka, yiğit oğlu Beka'ya, “Taş
Kapı (Azgur/Borcum-Boğazı)dan Karnu-Kalak (Erzurum)a değin (Yukarı
Kür ve Çocuk boylarından): Samçıkhe'nin, Açara'nın, Şavşef'in, Kalarcetin,
Tao (Oltu-Tortum-Yusufeli) nun büyük kesimini, Artanucu, (Allahüekber
dağları güneyindeki) Xami-Pola'yı, Oniki-Manastırları (târikidünya keşiş Za-
viyelerini), Xola (Gölejyı, İki-Ardahan'ı (Düz-Ardahan/Ardahan ve Meşe-
Ardahan/Khanak)ı, Waşlowan'ı (Kurtkale kesimini), Migalis-Khew'i, Cavakh-
e'teki köylerin çoğunu da temlik etti” *. Böylece, “Eski-Kıpçaklar”, kendi
Beğleri idaresinde, İlkhanlılara tâbi ve Bagratlılardan ayrı bir Hükümet
kurmuş oldular. Fakat, Azgurdaki Ortodoks-Katolikosluğu kendi ülkelerinde
bulunduğundan, din adamları ve aydınların yazı dili, Kartel-Kilise dili
olarak devam etti.
Çaklı Sülâlesi nin kurucusu Papa-Sargis (1267-1285), Tiflis İlkhanlı Vâli-
leri'nin, bu arada Nasturi Kereyit Türklerinden İrencin/Erinç-Noyun'un em-
rinde ve onun dostu idi. Ölünce, yerine ülkenin hâkimi olan “Büyük” la
kaplı oğlu 7. Beka (1285-1308) geçti ve ülkesini genişletme fırsatını buldu.
Koluuzunoğlu Atabek Avak-Sargis'in (1229-1250) yerine Beçni kesimine
hâkim olup, İhan Hülegü'nün yüzbinlik ordusunda “ok-atamada, güreşte
hiçbir dengi ve boyölçüşecek rakibi” bulunmayan Kıpçaklı Mangu-Berdel”
(Mengü-Verdili) oymağından “Atabek” unvanını alan “Satun/Sadun (arapça:
“Sa'dün”?)a 7282 de halef oğlu Atabek “Kutlağ/Kutlu-Buğa/Kutlu-Şah” ile bir
” M.BROSSET, H.de la Göorgie, 565-568,573,575-583,590; 11/1.Histoire du Samtskh&
ou Saatabago et du Clardjetie, s.205-206; HEY'ET, İstoriya Gruzii, 1.242-243.
KIPÇAKLAR ısı
ikte Büyük-Beka (Böke) da, İlkhan Geykhatvnun 12gı Eylülündeki Batı-
Anadolu Seferine katılarak, “Tonguz-A/o” (Deniz-Eli'yurdu/Denizli) ge
sine varmıştı. 1295 teki Z/khank Baydu ve Kazan/Gazan Khan savaşı'na İl-
khanlı ordusu ile katılan Büyuk-Beka, 1297 yazı sonlarında, Trabzon tahtına
geçişine yardımcı olduğu kızından doğma torunu Komnenoslu //.Alek-
sis'ten, Çan'et” (Çan'eli/Ardaşen-Batum arasında ve Furtuna Deresiyle Ço-
ruk arasındaki Karadeniz kıyılarından ibaret Lazlık) bölgesini aldı ve kızı-
i onunla evlendirdi (Trabzon kronikçisi Mikhael Panaretos'ta --İber'li Pe-
kayın kızı ile Prens Aleksiyos”; Kartel kronikinde “Komnenli Kir Mikhael
İle Beka'nın kızı” evlendi). Bu sırada Çaklı Kıpçak Beğliği: “Taşis-Kar (Az-
ur/Borcum-Boğazı'ndan ibaret Taş-Kapı)dan İspi?e değin yayılıp Samçi-
k e, Şavşel, Kalarcet Nigal-Deresi (Kurtkale kesimi ve aşağısı), 7ao, Ardahan,
Kı i, Kamı-Pora, Kars ve bütün hisarları ile arazisini, Artanuc ve Kalarcet
nanastırlarını içerisine alıyordu”. Beka da, Komnenler ile birlikte kharâcını,
azan Khan'a veriyordu 8,
Bayburt ve İspir, 7202 de Salduklular'dan alındığından beri Selçuklular
1202-1230 Erzurum kolu, 1230-1302 Konya anakolu) elinde idi. Bay-
ta 1287 Sultan 7/.Mes'üd, para kestirmiştir. Bu iki bölgenin kuzeyinde
e Çoruk solundaki Barka/-Dagları'nda yaylayıp, kışı Karadeniz kıyılarında
e. Türkmenler, 1301 yılında, Kartel kaynağına göre, “Azat-Musa” baş-
uğ luğunda 60 000 kişi ile 7ao'ya akın ederek, yağma ve tahriplerle ilerle-
: (bir Kıpçak oymağı adı ile anılan) “Tortom (Tortum)- Kalesi altında-
küçük savaşta, #anaskerti Taka'nın askerini yendiler; Waşlovan'a geçip,
Nigal-Deresi ile “Mudzgul (Nüsha: Mugris-Khewi)”a girdiler, vurup yağ-
alıyarak, kışlağa döndüler. Ertesi yıl yine “Azat-Musa”, 3o 000 Türk ile
kına gelince, Çak& Beka 12 000 lik ordusu ile onlara karşı yürüdü; arka-
an 10 500 yardımcı da Kartel ve Somkheften gelince, Barkal dağları ya-
da Türkleri yendi; bu savaşta Beka'nın oğlu //.Sargis çok yararlık
di, Zspiri kuşatıp aldı, sonra da babasıyla birlikte Bayburd'u zaptedip,
i netler elde ettiler. Bunun üzerine Gazan Khan, Kars bölgesini (ye-
en) Çaklı Beka'ya verdi *!,
“Samçıkhe Mtavar'ı (Vâlisi) olan Beka, 1308 de ölünce”, ülkesi üç oğlu
asında birlikte idare edildi: büyüğü 72. Sargis (1308-1334) metbu ve or-
nca /.Xorkore (1334-1361) ile küçüğü Şalwa da tâbi oldu. Kartel Kıralı
* M.BROSSET, H.de la Göorgie, 1.554,611,615-616,621 ve n 3,622 ven 2; Soso AS-
ANİŞVİLİ; 5.120; ALLEN, 5.122; MANVELİCHİŞVİLİ, 5.242.
8! M.BROSSET, a.e., 1.626-630.
152 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Sadık” lakaplı 77. Demetre/Dimüri (1271-1289), Çakı 1.Beka'nın kızı ile ew
lenmişti. Çaklı Hatundan doğan oğlu “Parlak” lakaplı V. Görgi (1318-1346)
Ebü-Satd Khan'ın 1335 te ölümünden sonra İlkhanlılar içinde çıkan kargi
şalıklar ve 1336 yazındaki Uyratl-Çalayırı Savaşlar'nı müteakıp, da
Atabek /7/.Sargis'in oğlu 7.Korkorfyi (1334-1361) kendisine itaat ettirdiği
için, (Cavakhet'teki Çunda'dan ibaret) “Çun(djadan İspire değin hâkim
olan yeğen Atabek Korkore” de, 1337-1346 arasında Parlak-Görgi'yi metbu
tanıdı”. I.Korkore oğlu Atabek 71.Beka (1361-1391) çağında, Temürün
1386 da Kars'ı Karakoyunlulardan aldıktan sonra, 7i/&s'e giderken, güz s0
nunda Âfabek-Yurdu'nun doğu kesiminden geçtiği görülüyor. (Bu sırada
Kartel Kıralı “Büyük” lakaplı V. Bagrat (1360-1394) ile 77. Beka, Karakoyunlu
lara tâbi iken, Temür'ü metbu tanımaya mecbur kaldılar. Kartel kronikin-
de, Temürün Karsi aldıktan sonra kışın keskin soğuğunda (Tiflis'e doğ
ilerlediği sırada, Atabek 17. Beka'nın ordu kumandınının “Şurdiyas-oğlu Wir
şel” olduğudan başka, haber verilmiyor**, Temürlü kaynağında ise, şunlar
anlatılıyor: Aras'ı geçen Temür'ün, 1386 güzünde Karakoyunlular'dan Gemi
Hisarn'nı, cenksiz olarak Şeyh-Hasan'dan; “Sürmelü-Hisan”nı / savaşli
“Türkman Tuman”dan; kalesinin berkliğine güvenen ve karşıkoyan “Piriği
Fıruz-Bahkt” elinden, çok dayanıp, zayiata sebep olduğundan, “Kaleleri ve
yapıları yıktırılan ve toprakla bir edilen Xars-Hisarı "nı aldığı; buradan Tif:
se varırken, yolda (Çıldır-Ahılkelek kesimi hâkimi Atabekli/Çak sülâle
sinden, Kartel tarihinde hiç anılmayan, I1.Beka'nın oğlu Ak-Buğa, mülkü)
“Ak-Buğra mevkiine varılınca, fırtına ve soğuklar artarak, gece-gündüz kar
yağdı”ğı **,
Kartel kroniki'nde, eski alışkanlıkla yeni, türkçe ve Kıpçak-Ağzı ile ani
lan bölge adları yerine şunlar anılıyor: “440ç” (Çıldır-Minğ-Köl dağları
Arpaçayı başları), (türkçe) “Kara-Yazı” (Tiflis-Kakhet arasında, Kür solur
da kışlak), “Kara-Bağ” (Gence güneyinde kışlak), “Sa-Baratyan o” (Tıryale
doğusunda Baratlu), “Mihi-Ul'lar/Mihi-Ul0ni” (Kazbek güneyinde ve da
yal-Geçidi altındaki “Kara-Kalkanlık/Kara-Kalkan”), “Gelakun-Gölü” (Re
van-Gence arasındaki “Kökçe-Dengiz”/Gökçegöl) 9. Temür sefernâmelerir
8? Ayni eser, 1.640-641,645,647-648; A.GUGUSHVİLİ, The Chronical-Geneologica
Table of the King of Georgia, Georgica, 1/ 1-2, 8.141-142.
* M.BROSSET, s.e., 1.651-652.
84 ŞÂMİ, Zafernâme, s.120; Ş.YEZDİ, Zalernâme, çağatay-ağzı tercümesi, Nuriosmâ:
niye Küt. sayı 3266, y.go (Kars-Tiflis arasındaki “Ak-Buğra”yı da anar).
8 M.BROSSET, a.e., 1.652,654,661-662,658,671.
KIPÇAKLAR 153
de, Gürcistan ve Atabek-Yurdu'nda anılan türkçe yer ve kişi adları, şöyle ge-
çiyor: 1386-1387 kışında Şeki yanında (Kakhet'te) “A£-Çop/Çöp Vilâyeti”
alındı, ilkbaharda “Kökçe-Dengiz” yolundan (Nahçıvanda) Alıncak-Kalesi'ne
eldi. 1394 Ağustosunda “A4-Sıka” (Ahıska) tarafına ordu gönderip,
Ka tan Gürcistan'a doğru geçerken, ordusuyla “Ming-Kol (Aboç) sahrala-
, torununun doğumu için toy yaptı”. Oradan “Kühistân” (Kalkaslar)a
ie e ein, “Kara-Kalkan” (Mthi-UVet) bölgesini vurduktan sonra, Tiflis'e in-
di. 1400 de Karabağ kışlağından çıkan Temür, Khorasan askerlerini Tiflis
muhafazasına bırakıp, (Tiflis batıkuzeyinde ve Kür solunda, Kasan çayının
Kür'e kavuşacağı yerdeki Mukhran'dan ibaret) “Mukran sahrası” na indi;
oradan, (Kartel kronikinde, 1.666: “Kartel'de yüksek dereceli bir Mtavar/
Vâli olan Canı-Beg” denilen ve Mukhran kuzeyinde Bazalet ile çevresinin
ni. olan) “Canı-Bek” üzerine Va “korkudan Canı-Bek'ın canı ağzına
pr, Hisar ve Mağarayı teslim etti.” Sonra, “Kühistân sipahileri” olan
ara-Kalkanlık Memleketi”ni yine vurdu, bu arada (Atabek TI.Beka'nın
b ve halefi olup, 1391-1444 arasında Atabek-Yurdu hâkimi bulunan
İvane'den ibaret) “İpani tarafını” da yağmalattı. Kara-Kalkanlık'tan ordu
ile “Min-Köl”e e geldi. 1402 ilkbaharında Karabağ kışlağından ordusuyla çı-
kan Temür, “Şemkür sahraları“ üzerinden Erzurum'a doğru giderken,
(Kars-Pasın yolu ile yürüdü); yolda, “yakındaki Tortum Kalesi"nin
Müslüman hâkimi “7ogay”ın yerine, işleri yürüten “Nâibi Gurç-Bek”den
bahsedilerek, bu kalede barınan “ikiyüze yakın Gürcü'nün (Kıpçak'ın),
Müslümanlar”ı rahatsız edip, harâç vermediği anlatılınca, üzerlerine kuwvet
önderildi *6,
Temürün ölümünden sonra (1404) Atabek İvane/Yovam (1391-1444),
Temürlülerin Anı Vilâyeti'ne tâbi iken, bir-iki yıl sonra müstakil oldu. Mı-
sır'dan dönen Karakoyunlu hükümdarı Kara-Yusuf, 1406 Nahçıvan ve Tebriz
? da 1408 Serdrüd savaşlarında Temürlü Ebubekiri yenerek, yine Tebriz'i
başkent edinip, eski ülkesine sahip olmuştu. 1412 de Şirvanşah ve Şeki Vâ-
i ile Kartel kıralı 7 Xonstantin/Köstendil (1407-1412), Karakoyunlu Padişa-
Arna karşı ittifak etmişlerdi. Ordusu ile Aralık ayı ortalarında Kür ırmağı-
ki geçen Kara-Yusuf, bu üç müttefiki yendi ve tutsak alınan Köstendil ile
yüzden çok Aznavuru öldürttü. Kıralın yerine geçen oğlu ZAleksander
413-1442), Karakoyunlulara tâbi oldu, haraca bağlandı. Ahıska'da İslâm-
Türklerin, bu şehirdeki Hıristiyan komşularından şikâyetçi olarak Kara-Yu-
a
86 ŞÂMİ, s.120-121,123,190-191,257-259. Çıldır gölü doğusunda üzerinden devlet sınırı
geçen “Minğ-Köl” için, bak. KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, 1.472-473.
154 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
suf a müracaatleri üzerine, 1413 ilkbaharında Karakoyunluların ordusu, bu
şehri Atabekliler den alarak, yağmaladı; Atabek İvane de, tâbi kılındı 87,
Karakoyunlu Padişahı Cihanşah (1438-1467), yıllık harâcda kusuru
görülen Kartel Kıralı Bagratlı Vaktang (1442-1446) ile, ona uyan Atabek
İvane üzerine, 1444 yılında sefer etti. Kıralı'ın ülkesinden Loru ve Samşolde
ile 7ifs'i işgal edip, yağmalattı; oradan Ahıska'ya gelip, savaşan Atabeki
öldürterek başkent olan bu şehri aldı. Her iki ülkeyi, Nahçıvan'daki Umu-
mivâliliğe bağladı. Babasının yerine, /vane/Yovani oğlu “Ağ-Buğa” (144
1451), Atabek olarak ülkesinin idaresine baktı ve Karakoyunlular'a sadâkat-
le bağlandı; harâcanı Teöniz'e ödedi. Ölünce amucası (İvane oğlu) 77.Kor-
kore (1451-1466) Atabek oldu ©,
Akkoyunlu padişahı Uzun-Hasan (1453-1478), Karakoyunlular ı yıkmadan
önce, Alabek-Yurdu (gürcüce metinlerde: Sa-Atabago) ile Xarte/e üç sefer
yaptı. Başkendi Kara-Amıd (Diyarbekir) şehriden kuzeye akın ile, 1454 te
Avnik (Pasınlar), Erzurum ve Erzincan gibi Karakoyulu bölgelerini vuran
Bayındılı Hasan Padişah, 1457 de Erzincan'ı zaptile, üssedindi. Ertesi 1458
yılı ilkbaharında “İk Gürcistan Seferi”ne çıkıp, çok çevik ve 10 ooo kişiyi
pek aşmayan akıncıları ile Atabek-Yurdu'nun, Tav-Eli (Tao) kesiminde baş:
ta “Nıkhakh” (şimdiki Tortum İlçesi merkezi) Kalesi'ni işgalle, yağmalattı.
Oradan (Göle-Çıldır yoluyla) “Somkhet”e geçip, “Lore Pateaşkh'ı”nı (Loru
Cephekumandanı'nı) yenerek, (Samşolde'den ibaret) “Orbet”te, Orbelyan-
ların kolundan güçlü “Baratyan” (Baratlılar) Beğlerinin kuvvetini de boza:
rak, Kartel Kıralı VZ7Z Görginin (1446-1465) ülkesinden 7i/s ve Mukhran
çevrelerini vurdu; bu seferden, pek çok yağma ve tutsaklarla döndü. /stan-
bul Fâtihi Sultan II. Mehmed'e rakip olmak ve Trabzon Takfurluğu'nu koru:
mak üzere, 1458 güzünde Komnenoslu Kalo-Yovannes'in güzel kızı Kater»
na-Despina/Khatun ile evlendi. Fakat, Osmanlı top ve donanmasının 1461 de
Trabzon'u fethine ve Çoruk ağzına değin Karadeniz kıyılarını almasına, en:
gel olâmadı. Osmanlıların 1451 den beri Abkaz ve Megrel kıyılarında dolaş»
ması ve 1454 Haziranında Sokum'u işgal ederek, Aökaz (Abazalar) hâki
Ortodoks-Gürcü mezhebindeki Şarvaşidze (Şervanşahzâde) sülâlesinder
Eristaw'ı ve Megrel hâkimini tâbi kılmıştı 8. Böylece, 1461 Trabzon fethi
9 M.BROSSET, a.e., 1.679; 11/1,s.6; ALLEN, 126; F.SÜMER, Karakoyunlular, 1.72
75,91-92. Kartel kronikinde Ahıska'nın alınışı “1414”te gösterilmişse de, doğrusu 1413 tür.
88 M.BROSSET, a.e. 1.680 n 4; 683 ve n 3,684; 11/1 s.206; Mükrimin H.YINANÇ,
Cihanşah, İA, 11.530; HEYET, İstoriya Gruzii, 1.261.
*9 Kitâb-i Diyârbekriyye, 1.281; M.BROSSET, a.e., 1.686-688; 11/1.s.3; Chronigue de
la Göorgienne, s.2-3-; W.HEYD, Hitoire du Commerce du Levant au Moyen-Âge, 1946
KIPÇAKLAR 155
e, Anadolu'nun bütün Doğu-Karadeniz kıyıları, Osmanlıların idaresine
çmişti.
Bu yüzden, eskisi gibi Batı-Gürcistan'da metbuluk iddia eden Kartel
ıralı Bagratlı V777. Görgi'ye karşı, onun Karakoyunlular'a haraç verdiğini ve
#6 de Uzun-Hasan'a karşı çıkamadığını gören şu beş hâkim, ittifak etti-
r ge layla oturan Bagratlı İmeret hâkimi Bagrat, Suvanlar/Suvanet
ristawı Gelovan, Megrel-Odiş hâkimi Dadyan Libart, Abkazlar ve Ciket
ağ Çerkes) kıralı Şarvaşıdze (Şervanşahzâde) Badıya, Gürel Eristawı Ka-
Müttefikler, üzerlerine bütün gücü ile gelen Kartel Kıralı
Ti .Görgiyi,1462 yazında Kutayıs'ın doğugüneyinde Çıkhori köyü yanın-
aki Savaşta ağır bozguna uğratarak, kaçırttılar. Bundan sonra Atabek-Yur-
u'ndan yıllık vergi isteyen Görgünin ordusu önünden Aulayıs'a savuşan
tabek 11. Korkore, Uzun-Hasan'dan yardım diledi. Akkoyunlu Padişahı, 1463
» Temür ve Gilek (Gilanlı) Derviş adlı iki başbuğ kumandasında bir ordu-
ı yardıma gönderdi. Bu orduya kılavuz olup, kendi askerini de öncü
arak yürüten Atabek, VİI.Görgiyi yenerek, bütün o Kartel ve Somkhet
kelerini yağmalattı ve 7i/&'in metbuluk iddialarına sonverdi. Böylece,
abekli- Kıpçak Hükümeti, 1347 lerden beri Kartel Bagratlı Kırallığı'na ma-
en bağlı ve yardımcı iken, bu bağdan Akkoyunlu yardımı ile kurtulmuş
Idu 99
- Atabek II.Korkore, Ocak 1466 da ölünce, yerine oğlu Ba/h)Jadur (1466-
4 75) geçti. Bunun harâç gönderme ve tâbiiyet hususunda ihmali
i rüldüğünden, Akkoyunlu Hasan Padişah, (Pasın üzerinden) Narman'a gi-
p , sarp “Samakar Kalesi”ni kuşatarak, savaşla aldı. Ordusunu “Tav-Eli'ne
a 20/ Tay” k) dağıtarak (Yusufeli-Erkinis güneyinde ve Çoruk sağındaki)
bkhan-Kilisesi”ne değin çevreyi vurdurup, yağma ve tutsaklar aldırdı. Pa-
şah bu sırada, ülkenin merkezi Akıska'ya varmak için yönelmekte iken,
ebin-) Karahisar ile Kemakh'ta ayaklanma ve karşıkoymalar çıktığından,
zig, 11.381-383 (Ceneviz kaynağına göre); MÜNECCİMBAŞI, 111.157; W.HİNZ, 5.24-
6,28-209,32,40,115-116,119-120; A.GUGUSHVİLİ, a.e., Georgica, 1/1-2, s.128-129; ALLEN,
133-137. Sultan Fâtih'in 1461 de Trabzon'u Fethinde, Çoruk ağzına değin Karadeniz kıyıları
a alınmıştı. Buraların Karadenize bakarı Osmanlı, Çoruk'a suları karışan Balkar/Barkal sı-
nın güney yamaçları Kıpçaklı-Atabekler'in yurdundandı ve buralar, Akkoyunlu Uzun-
asan'a tâbi bulunuyordu.1926 yıllarındaki bir söylentiye göre, “Fâtih'in Trabzon Fethi sı-
da Atabeklere gönderdiği ferman”, Atabekler'in Yusufeli kolundan Peri-Ekrek eşrafın-
“Şerif Beğ-zâde Fâik Beğ'de imiş (Muvahhid ZEKİ, Artvin Vilâyeti, 1927 Istanbul,
.17i,not).
“ * M.BROSSET, a.e., 1.685-688; 11/1, s.207-208;382,686.
156 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Ahıska'dan vazgeçip dönmeğe mecbur kaldı*!. Atabek Bahadur, 21 yaşında
ölünce, yerine kardeşi Z Manuçafh)r (1475-1487) geçti. Uzun-Hasan, bu iki
kardeş zamanında, iki sefer daha yaptı. 1472 yazında Atabek- Yurdu'na gi
ren Padişah, “Ahıska'dan Karadeniz'e değin” sefer etti*?. Kartel kronikinde,
bu arada Azgur'un da işgal edilip, buradaki kiliseden Meryem-Ana'nın al
un tasvirinin de yağmalandığı, kısaca anılıyor. En geniş ve sağlam talsilâtı
MÜNECCİMBAŞI veriyor: Uzun-“Hasan Bek, Gürcistan”a varıp, çok fetih
ler yaptı; 7i/&s'i alıp, buraya kendi Vâlisini nasbeyledi. (İmeret “Başıaçık”
Kıralı) “Bakrat'ı kahr ve elinden memleketini” alıp, onun oğlu “Aleksandar
ile (ülkesinden kaçan Atabek Bahadur'un yerine, Ağ-Buğa oğlu Il.) Kor
kore'ye ülkelerini tefviz etti; otuz bin tutsak ve çok yağmalarla dönüp, baş
kent Teöriz'e geldi”. 1473 te Osmanlılara Otlukbeli'nde yenilen Akkoyun:
lular'a, “cizyelerini” ödemede geçiken Gürcistan'a Hasan Padişah, sonuncü
seferini 1477 de yaptı. 7if&“'e girip, Kartel ve İmeret Kırallarını yerlerinde
bırakıp, Atabek 777. Korkore'yi (kaçan Manuçahr'ın yerine) 16 000 duka ak
tını yıllık haraç ile Ahıskaya tayin etti ve Tiflis'te bir Türkmen birliğin
muhafız koyup, beş bin tutsakla Tebriz'e döndü”,
Son seferinden hasta dönen Hasan Padışah, yatağa düştü ve 54 yaşın:
dayken 5/6 Ocak 1478 gecesi Tebriz'de öldü. Oğullarından Halil ile
küçüğü Yakup arasındaki savaşı, 15 Temmuz 1478 de Merend'de 15 yaşı
daki Yakup Sultan (1478-1490) kazandı”, Genç Akkoyunlu Padişahı'nın Ala
bek-Yurdu'na 1485 Eylülünde yaptığı ilk seferin haberlerini, Sultan 11.Baya:
zıd'a gönderdiği fetihnâmeden ve son Akkyunlu kaynağından öğreniyoruz.
Fakat, Osmanlılar bu seferden altı yıl önce, Akkoyunlu tâbii Atabek-Yur
du'ndan “Madzahalet/Maçakhalet” (Artvin-Borçka) kesiminin gönüllü olarak
1479 da katılmasını ve Tırabzon Sancağına bağlanmasını sağladılar;
Gümüşhane'deki Ortodoks Torul-Çanıça Begliği'ni de, ayni yılda savaşla aldır
lar. Uzun-Hasan'ın Atabek Yurdu'na seferleri ve başta 1477 yılında 7. Manis
çahr n kaçmasıyla yerine 60 yaşlarındaki Ağ-Buğa oğlu 777. Korkore'yi B li
ğe nasbı, bu ülkede Atabekler hanedanı arasındaki birlik ve düzeni boz
*! M.BROSSET, a.e, İl/ı 5.208-209; Kitâb-i Diyârbekriyye, 11.376-379; MÜNEĞ:
CİMBAŞI, 11.160.
* Kitâb-i Diyârbekriyye, 11.393.
— M.BROSSET, a.e., 11/1.5.208-209, 322; MÜNECCİMBAŞI, 111.164 arapça aslından
metin, F.SÜMER, Kitâb-i Diyârbekriyye, 11.564 n 1.
*“ MÜNECCİMBAŞI, IIl.164; (1477 de Tebriz'de bulunan Venedikli Tâcir'in R
ru'ndan) W.Hinz, 5.120-121.
* MÜNECCİMBAŞI, 111.164-165; W.HİNZ, s.56-57.
KIPÇAKLAR 157
uş, her sancağın başında, Atabekli Prenslerinden birisi hâkim olup, baş-
kent Ahıska'nın başındaki Atabekin emirlerini ve vergi isteklerini yerine
etirmiyorlardı. Bu yüzden de /77.Korkore, yıllık harâcı tam olarak Tebriz-
e Akkoyunlu hazinesine ödeyemiyordu. Kartel kroniki, bu sırada meşru
itabek olarak, 10.Atabek Ba(h)adur oğlu 7. Manuçafh)rı (1475-1487) göster-
gi halde”, Akkoyunlu belgeleri ve 1477-1478 kışında Tebrizde bulunan
i Venedikli Tâcir”in raporu, hep Ağ-Buğa oğlu 777.Korkoreyi Ahıska hâkimi
SA
eke, 1477 den itibaren Yukan-Kur ve Çoruk boylarındaki Atabek-
u/Sa-Atabago, şu 5 Beğliğe bölünmüştü. ı.Merkezi Ahıska olan anakol
Samçikhe, 2. Merkezi Çıldır Akça-Kala kasabası olan Çavakhet, 3. Merkezi
hangi hisar olduğu iyice kestirilemeyen Şavşet-Maçakhalet, 4. Merkezi Arda-
ww; olan Kalarçet, 5. Merkezi Oltu ve sonra Tortum-Akçakala'sı olan Tao
Tav-Eli)99. İşte bunlardan Çoruk-Ağzı'ndan Posof ve Ardahan'dan suayrı-
mındaki Arsıyan-Yalağuzçam dağları ile ayrılan “Maçakhalket-Şavşet” Sanca-
(1 Atabeki, Akkoyunlu metbuları Uzun-Hasan'ın ölümünden sonra 1479
d Osmanlılar ın, “Turabozon Sancakbeği” ve Amasya'dan Şehzâde Bayazıdın
gönderdiği ordunun 7oru/-Beğligi'ni fethi sırasında, Osmanlılar ülkesine
katılmıştır. Bunu, Osmank Başvezirinin şu kaydinden öğreniyoruz: “Sultan
(Fâtih TL. Mehmed) Hazretleri, h.884 (1479) yılında”, “Ordusundan küçük
bir fırkayı, Gürctatan bölgesi'ne gönderdi. (Amasya ve Trabzondan gelen
yu kuwetler) orada Torul denilen Ka/'a (Kharşut/Khaş-Rüd çayı yukarıla-
ile, (Çoruk-Ağzı'ndan Şavşat'a kadarki) Madzahâlt lala. ülkesini,
aştanbaşa fethedildiler” *.
Sonraki Osmanlı belgeleri, 1479 da Osmanlı İmparatorluğuna bura-
nın gönüllü olarak katılıp, Atabekli soyundan Beğlerinin “Ocaklık” yolu ile
hö im olduklarını ve Kanuni çağında üç kola ayrılan Ocaklı-Begleri'nin, ar-
uk Müslüman olup, yine birbiriyle rekabet eylediklerini gösteriyor: “Maça-
hel, İmerkhev, Şavşad” adı ile üç idare bölgesine ayrılmış ve Atabekli üç Kar-
deş elinde idi. Bunlar mühürlerinde İslâmı adlarını, “Peri-Ekrek (Yusufeli)
* M.BROSSET, a.e.,11/1.s.209-211.
97 Münşeâti's-Selâtin, 1.313-314 (Sultân Ya'kub'un, Ramazan 8go târihli Fetihnâmesi);
em-Ârâ-yi Emini, V.MİNORSKY tercümesi, .50,52; W.HİNZ, 8.120.
8 M.BALA, Gürcistan, İA, IV.841.
* Fâtih'in son Başveziri (1477-1481) Karaman(Konya)lı Mehmed Paşa, Tevârikhi's-
Selâtinü'1-Osmâniyye, arapçadan özet tercüme Mükrimin HALİL, TTEM, 3/8 sayı, 8.154-
1565 tam tercümesi, “Osmanlı Sultanları Tarihi”, Konyalı İ.HAKKI, Türkiye Yayınevi “Os-
'manlı Tarihleri”, 1947 Istanbul, 5.360.
158 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
ve Livana (Artvin)” Atabekleri mühtedileri gibi, “4&med bin Abdullah,
Mahmud bin Abdülmelik, Mehmed bin Abdülmennân” biçiminde yazdır
mışlardı. 1571 de üç kardeşin “sancakları tahrir” edilirken, kendilerine ay:
rılan yıllık khâs gelirler için, şöyle deniyor:
“Erzurum Beğlerbeğisi'ne ve Defterdârı'na Hüküm ki: Maçakhel Sanca-
gibeği (Atabekli ve “Lağveş”/Şişman lakaplı) Ahmed Bes, Mektüb
gönderüp, Babaların Ocağın (irsi/ocaklık hükümet yerlerini) Büyük-Karın-
dışı Mehmed Beğ tasarruf ederken, Üç-Karındaşı bile birleşdirilmek i ün,
Livat-Mezbüra Vilâyet (Erzurum Eyaleti) Kâtibi Khoca nâm Emin-i
Kalem”, 978 sonunda (1571 Mayısında) “gönderilüp. Varup, tahrir
ledükde, AsıkOcakları (Şavşad), öeş-kere yüzbin akça ile Büyük-Kanndışı
(merhum) Mehmed Bef'e verilüp; ve eyü yerlerinden iki-kerre yüzbin akça ile
(İmerkhev bölgesi) Küçük-Karındaşı Mahmüda verilüp; ve kendüye kh
yerlerinden iki kerre yüzbin akçalığı (Maçakhel kesimi) dakhı kendüye
tevcih olunup. Sonra Büyük-Karındaş'ı fevt olup, Sancağ'un yediyüzbin ak
çalığı (Şavşad ile İmerkhev birleştirilerek) Küçük-Karındaş'ına ve üçyüzbin
akçalığı (Maçakhel) dakhı kendüye tevcih olunup. Lâkin, kendünün (çok
balkanlık ve verimsiz) Sancağı gaayetle bihâsıl olmağla; Büyük-Kann
daşından mahlül kalan üç-kerre yüzbin akça, elünde olan kharâbenün
(Maçakhel Sancağı'nın) üzerine zamm-olunup, cümle altı-kerre yüzbin ile
inâyet buyurulursa, (Büyük-) Karındaşı oğlundan (Khusrev Beğ'den) taleb
olunacak mâl-i-miriyi edâ etmesine ta'ahhüd ederim, deyü bildürdü'ğü.
Fakat, “Müşârün-ileyh Mehmed Beğfün berâtında; Kendü'den sonra oğlu'na
verile” deyü (Kanüni'nin Fermânı'nda) mukayyed olmağın, (Maçakhel San-
cakbeği Lağveş-Ahmed'in dileğinin yerine getirilmesi) müyesser olmamış-
dur” deniliyor. 6 Nisan 1574 tarihli (14 Zilhicce 981) Hüküm'de, “Erzu
rum Beğlerbeğisi”nden, “Şavşad (ve İmirkhev Ocaklı Sancak) Beğleri Mehmed
ve Mahmüd dâme-izzehümâ, nâzır oldukları Mukaata'adan /er sene Khizâ
ne-i-'Âmire'ye ellibin filori (altın) gönderilügelüp”, bunu, Yeni Müstakil Er
zurum Defterdarı alıkoymak istemişse de, Zstanbula “Erzurum Khazinesi
ile gönderilmesi” emredilerek, eski Maçakhel-Atabekleri'nin en verimli
ekin ile yaylacılığı bugün de Artvin İli içinde en geniş olan Şazşat-İmi
kesiminin yıllık vergisi, belirtiliyor. 13 Şubat 1577 (25 Zilka'de 984) te Er
zurum Beğlerbeğisi'ne yazılan Hüküm'de, Şavşad Sancakbeği Khusrev (bin
Mehmed) ile (amucası) İmirkhev Sancakbeği Mahmud'un ortakça yazdıkları
arizada, Maçakhel Sancağı-Beği Ahmed Beğ”in, Osmanlılar'a itaatini arzeden
(ve Safavilerden yüzçeviren Kakhet hâkimi Bagratlı Levan oğlu 1l.Aleksan-
dere/İskender'den ibaret) “Levend Melik oğlu Aleksandre'nin Ubüdiyyet-nâme-
KIPÇAKLAR 159
in” getirerek, Devlete hizmet ettiği; fakat, bu Ahmet Beğin, (Kakhet Hanı
lan) “Kayınları içün” her gidişinde, İrana casusluk ettiği ve “her varduk-
, yirmi-otuz re's atlar alup gider” olduğu ihbarının, tahkiki isteniyor-
* 100,
Yukarıda (s. 187) anılan Kıpçaklı-Ortodoks Atabeklik Ülkesinin beş san-
tak bölgesinden Maçakhel-Şavşat kesimi, 1479 da Osmanlılar'a bağlanmış ve
tendi Atabek kolundan gelen Beğleri idaresinde “Ocaklık-Hükümet” biçi-
ninde idare ediliyordu. Akkoyunlu Sultan Yakub, Atabek “Korkore'nin birta-
kım itaatsiz (bi-edebi) davranışları” yüzünden, onun üzerine sefere çıktı.
Azerbaycan ve Diyarbekir askerleriyle (h.8go) Ramazanı başında (9 Eylül
1485 günlerinde) Şücâüddin Süleyman Beg (Bitlis Vâlisi Beçen boyundan) ile
Gülebi Beğ Bektaş ile birlikte “Uçkilse” (Revan batısındaki Eçmiyadzın) yo-
ıyla ilerlediler (Kartel kronikinde: “Aboç”/Arpaçayı başlarından) ve “Ak/h-
ika beldesi”ni aldılar; ordu buranın Kalesini kuşattı. Çok tahkim edilen
a Kalesi'nin, (1473 te Venedikli müttefikleri'nin Kıbrıs üzerinden yol-
adığı) /oplar ile döğülmesi ve içeride yangın çıkarması sonunda, bir hafta
ionra 8 Ramazan/16 Eylül de alındı. Sonra, “Khatun-Kalesi” (Azgur) üzeri-
e varıldı. “Azgur” denilen bu şehir ve kale, tapınaklar ve Aziz-Tasvirleriy-
e dolu idi; Keşişlerin uluları buradaydı. Korkore, haremini ve hazinelerini
ada saklamıştı. Azgur'daki Keşişler ve Markhasalar (Mar-'Asâ/Yılan-
alılar/Piskoposlar), Sultan Yakub'un huzuruna adam gönderip,“emân”
© "© Başbakanlık Arşivi, Fekete Tasnifi, sayı 413, 12 Şa'bân 975 (11 Şubat 1568), Sadâ-
ete ariza, MÜHİMME, XXIV.260 (14 Zilhicce 981); XLI.27o0 (14 Muharrem 991);
XXIX.374 (25 Zilhicce 984). Bugün Şavşat'taki “Atabekli Torunları”nın âile geleneğine
göre, İmerkhev'de ilk (Ocaklı-) Sancakbeğleri”, Maçakhelden gelme olarak “Ustamis” (şimdi: Es-
ki-Kale) köyünde oturmuşlardı (ÖZDER, Tarihte Çıldır Atabeğleri ve Torunları, 1971 Er-
Lurum, 5. 72). Erzurum Beğlerbeğisi Lala Mustafa Paşa'nın h.971 (1563) tarihli “Vakfiye”sin-
yi yıl önce ihtida eden Maçakhel-Şavşat Ocaklıbeği “Asfarıdun Beğ"in Oğullarının
* gü “Yosebii Beg”, dönünce Mehmed, kardeşleri de Ahmed ve Mahmud adlarını almıştır.
e -Atabekleri mülkünün “hisse-beğleri” âilesinden gelen ve bugün Şavşat merke-
zinde en büyük eşraltan olan tâcir Musa ATABEK elindeki 8 Osmanlı temliknâmesinin en
eskisi, 14 Şaban 972 (17 Mart 1564) tarihli olup, “Şavşad Sancağı-Beği” Atabek “Mahmüd”a
ağabeğesi “Mir-i sâbık Mehmed” Beğin “Küçük Ardahan(GöleY"daki hissesinin verildiğini göste-
ir (ÖZDER, Tarihte Çıldır Atabeğleri ve Torunları, s.63-65,72). Musa ATABEK'teki 972
i fermanın baş tarafı fotografı için bak. M.Âdil ÖZDER-Abdullah AYDIN, Artvin İli,
S9 Ankara, 5.30.
1966 yazında Şavşat'ta Musa Atabek elindeki temliknâmeleri okuduğumuzda, h.1029
(1620) yılında Istanbul'da eski kütüğe göre yenilenmiş fermanda, buralar Atabek kolunun
“Yurtluk-Ocaklık hakkının devam ettiği (ve bu yüzden dirlik için “Tahrir” yapılmadığı),
öyle belirtiliyor: “Bundan akdem, Merhüm Sultân Süleymân tarafından (1520 lerde tahta
içtiği sırada olacak) yurdluk ve ocaklık tariki ile verilen Şavşad ve İmerkhev Sancağı'nda”.
160 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
dilediler; Kale ve anbarlarını teslim edeceklerini arzettiler. Ertesi (18 Eylül
1485) günü Tavaçılar ve Divan Erkânı, Kale ve Anbarları teslim aldı. Xor-
kore, kendi Oğlu'nu, yaşlı kölesiyle Sultan'a yollayıp, bağışlanmasını diledi
ve 500 Tümen, “Na'l-bahâ” ödedi. Sultan, bunu kabul ederek, kış bastırır-
ken, geri dönüp, “Şurag-E!/” yolu ile Tebriz'e vardı. “Şerefeddin Afşar” ile
Istanbula Ahıska ve Azgur'un Fetihnâmesini yolladı. Bu seferin hepsi, 49
gün sürmüştü !©!,
Kartel kronikinde, “Yakub Kaan'ın “Ab0ç”u geçerek, önce “Akhalka-
lak”ı alıp yağmaladığı; “Atabek Manuça(h)rın” buna karşı çıkmadığını; son-
ra “Akhal-Çikhe“ (Ahıska) şehir ve kalesinin, en sonda, 25 Eylülde Azgur
Kalesi'nin zaptedildiğini; bu arada Kartel Kıralı 77 Konstantin'e tâbi yerler-
den Dumanıs ile (onun gibi Maçaver çayı üzerinde ve Darbassuyu ile Ma-
çaver kavşağındaki) Kueşi (Kıpçak oymağı adı ile; Kuşı) üzerine gelen Ya-
kub'un gönderdiği akıncıların, A/get çayı boyunda (Orbelyanlı kolundan
Baratlı hanedanından) Baratoğlu Begleri ordusunun baskınına uğrayıp, geri
döndüklerini; buna kızan Yakub'un, Azgurun gümüşten büyük Kutlu Mer
yemana Khaçı'nı alıp, döndüğü anlatılıyor 92. Manuçar ölünce, 77.Alabek
olarak, Ağ-Buğa oğlu 777. Korkore (1487-1498) halef oldu. Bunun, ilk hatu-
nu “Dedis-İmedi” den; Mirza-Çabuk, Kay-Khosro, Baadur (Bahadur) adlı üç
oğlu vardı '93,
Bu hatunun adı, “Anasının-Umudu” anlamında olup, yarı gürcüce, ya-
rı türkçedir. “Çabuk” ise, Türk milli geleneğine göre verilmiş bir ad olup,
arapçadaki “Khadic/Khadicet” ve türkçedeki “Eksük” gibi, g ay, 10
günden çok erken, 6 veya 8 aylık iken doğan çocuğa verilen bir addır; es
ki türkçe “Artuk” ise, g ay, 1o gün doldu sayılırken, geç doğan erkek ço-
cuğa veriliyordu. Kıpçak-Türkler'nin, Ortodoks-Hıristiyan oldukları ve
Gürcü-Kilisesi'ne bağlandıkları halde, XV.Yüzyılda bile: Beka (Böke/KAŞ-
GARLI'daki gibi: Ejderha anlamına), Bahadur, Ağ-Buğa ve Mirza- Çabuk
gibi türkçe erkek adları yanında, “Anası/Anasının- Umudu” anlamına
türkçe ve Türk geleneğine göre kadın adını da, Xür boyuna yaymaları ve
yaşatmaları, çok dikkate değer. IlI.Korkore'nin hatunu Dedis-İmedi, 1491
Eylülünde ölmüştü. Oğlu Bahadur, daha erken, 1474 te ölmüştü. II.Kor-
kore'den sonra 72.Atabek olarak Ahıska'da oğlu 7. Kay-Khosro (Key-Khus-
rev) (1498-1500) idareye baktı, ve iki yıl sonra 53 yaşında öldü. Yerine,
191 Münşeâti's-Selâtin, L.113-115; Âlem-Ârâ-yi Emini, s.50-53.
12 M.BROSSET, a.e, Il/1, 5.14-16,210-211,325-329.
193 Aynieser, 1l/1, 8.211 ven 2.
KIPÇAKLAR 161
kardeşi (nüsha: TII, Korkore'nin ikinci hatunu Anna'dan doğan kardeşi,
veya kendi oğlu) “Büyük” lakaplı Mirza-Çabuk (1500-1516) Atabek oldu. Ak-
> koyunlular'ın yıkılışı ve Safavilerin Tebriz'de tahta geçmesi sırasındaki karı-
şıklıklardan faydalanarak, öteki Atabeklik kolları: Tav-E4, Kalarçet ve Ça-
vakhet Sancaklarına da, üstün hâkimiyetini tanıttı; Trabzon Sancakbeği
(1489-1511) Osmanlı Şehzâdeşi Z.Sekm'in Batı-Gürcistan'a yaptığı ve Kuta-
yıs'ı fethettiği seferlerinde, ona kılavuz ve Atabek-Yurdu çerisiyle öncü ola-
rak, Acara, Gürel, İmeret bölgesi Gürcüler'ni ezdirdiği ve kendi ülkesini ko-
ruyup birleştirdiği için, “Büyük” lakabiyle anıldı !*,
Kartel kronikindeki halk iştikakına uyularak, Atabek Mirzâ, Çabuk'un
adını, gürcüce “Mdze” (Güneş) ve “Çabuki” (Taze/Yeni) sözleriyle izah et-
mek”, çok yanlıştır. Bütün “Seâmnâmeler”de, 1514 Çaldıran Seferi sırasın-
da Pasın ve Kars'tan Osmanlı ordusunun gidiş ve dönüşünden bahseden
bölümlerinde Mirzâ-Çabuk” ve “Çabuk-Mirzâ” denildiği gibi 96, bu Atabekin,
I.Selim'e gönderdiği farsça mektuptaki imzası da, “ İşl im! * Emir
Zâ-Çabuk” biçiminde ve türkçedir'9”. Atabek Mirza-Çabuk, Akkoyunlu-
lar'dan sonra, İspir Kalesi'ne de hâkim olmuş; Artvin'den yukarı Bayburt
sınırına değin Çoruk solundaki Balkar dağları doruklarından geçen sınır ile
de, Osmanlılar'ın “Turabozan Sancağına ve Şavşatsuyu-Çoruk kavşağından
kuzeye de, Maçakhal-Şavşaf'ın Osmanlılara bağlı “Yurtluk-Ocaklık Atabek”
bölgesine komşu bulunuyordu. Şehzâde Yavuz'un, Sancakbeği iken, birkaç
defz Bayburt ve Erzincan'ı almışken, Istanbul'dan babasından gelen:
“Sancağundan taşra taşma” ihtarı üzerine, buraları boşaltıp, “Kızılbaş” Sa-
favilerin işgaline açık bıraktığında; bilhassa 1508 Kutayıs Seferinde! ken-
disine çok hizmet eden Atabek Mirzâ-ÇabuK'a, geçici olarak İspir'in idaresi-
ni bıraktığı anlaşılıyor. Çaldıran dönüşünde Xars şehri örenleri önünde
'adışah, orduya azık getirmede geciken Atabek'in ülkesine (Göle'ye) bura-
dan girecekken, ondan gelen Elçi, hem azıkların (Pasın'daki) Çobanköprüsü
inüne gönderildiğini söyledi, hem de g Ekim 1 514 günü “Çalkavur” (Kıp-
18 Ayni eser, İl/1, s.213-214.
19 Ghronigue Göorgienne, s.5.
© Meselâ: “Gürcistân Diyârı'nun Şehriyârı Mirzâ-Çabuk” (KEMÂLPAŞAZÂDE, Fâtih
Küt, sayı 4221, y.17); “Çabuk-Mirzâ” (KEŞFİ, Selimnâme, Süleymâniye-Esadefendi Küt,,
ayı 2446, y.14); “Gürcü Begleri'nden Mirzâ-Çabuk” (1514 Çaldıran Seferi'ne katılan Divân-
âtibleri'nden HAYDAR-ÇELEBİ, Selimnâme, Münşeâti's-Selâtin. 1.400-402).
. “© Topkapısarayı Arşivi, 8309 sayı; ve 5846 sayıda (İspir Kalesi'nin teslimine dâir).
© © M.BROSSET, a.e,, Il/ı; s.4; Chronigue Göorgienne, s.5; KEMÂLPAŞAZÂDE,
Villet-Aliemiri Küt.,Tarih 29, y.5; Fâtih Küt, 4221 sayı, y.2-3 HAMMER (türkçesi,
V.133), “Çabuk” adını hep, “Canik” yazmakla, çok yanılmıştır.
F.M
162 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
çak sökmen/çalka askerleri adı ile anılan Kars'ın 5 Km. batıkuzeyindeki
köy) konağında, /spir Kalesi'nin anahtarlarını teslim etti !9,
Bundan sonra Osmanlılar, geri kalan dört Atabeklik Bölgelerini, 1535
ten itibaren “Erzurum Vilâyeti”ne bağladı. Burası, 1499 daki Safavi Şah İs
mailin, Sünni Akkoyunlu muhafızları ile şehirdeki bütün halkı toptan kır:
masından beri ıssız ve harap olduğundan, büyük Osmanlı imar çalış
maları ile ayağa kaldırılırken, sağlam Bayburt Kalesi'nde oturan ik Osmanlı
Erzurum Beğlerbeğisi Dulkadırlu Prensi Mehmed Khan'ın, 4 Temmuz 1536 da
Pasın'dan yaptığı “Marman-/lgarı” ile: Oltu, Penek ve Barakan (Barak'lar) gi-
bi bütün 7av-Eli sancağını işgal ve beş “Gürcü-Beği”ni itaat ettirmesi ile;
İmeret Kıralı Bagratı 71. Bagratın (1510-1565), 13 Ağustos 1535 te Ahılke
lek-Savaşı ile Mirza-Çabuk'un kardeşi Kay-Khosro oğlu Atabek IV. Korko-
re'yi (1516-1535), Şah Tahmasb'a tâbi olduğundan yenmesiyle on yıl, Ata“
bek-Yurdu'nun kalan üç sancağı: Kalarçet, Samiçikhe ve Çavakhet de, Osman-
lı tâbi Kutayıs/İmerek Kırallığına bağlı kaldı!“ Osmanlıların bundan
sonra 1578 de Ahıska'yı fethile, “Altun-Kal'a”daki son ve İran tâbii Ata
lik bölgesini fethine değin, bütün tarih vak'aları, seferler ve siyasi durum
lar, 1967 Mayısında Ankara Ü.DTCF Tarih Bölümünde verdiğim “Ox
manlılar'ın Kafkas Elleri'ni Fethi, 7457-1590” adlı Doktora Tezi'mde gösterik
diğinden, burada tekrarından vazgeçildi. Oltu- Tortum-Yusufeli çevresindeki
Kıpçaklar kesimine, onların türkçesiyle “Tav-E£//Dav-Eli” (Tao/Tay'k yeri
ne) denilmesinin Akkoyunlu ve Safavi kaynaklarına da geçmesi!!!, adıge
çen tezde gereği gibi anlatılmıştır.
Ç — ATABEK-YURDU/SA-ATABAGO'DAKİ KIPÇAKLAR'IN TÜRKÇE YER VE
KİŞİ ADLARI'NDAN KARTEL VE TÜRK KAYNAKLARINDA GEÇENLER.
Iı) KARTEL KAYNAKLARI'NDA GEÇENLER:
Önce, M.BOSSET'nin fransızcaya çevirdiği ve hepsi indeksli olar
“Kartlis-Çkhovreba'nın iki cildi ile, anonim olan “Chronigue Georgienne”inde
geçenleri görelim. Birincisi için “M. BROSS. 1.” ve M. BROSS.JI.” her iki
y
'9 KEMÂLPAŞAZÂDE, Fâtih Küt,, y.26.
19 Münşeâti's-Selâtin, 1.597; CELÂLZADE,y.224; ÂLİ, Künhü'l Akhbâr IV Cilt, y.50ş
PEÇUYİ, L.ıgı; M.BROSSET, a.e,, 1l/1, 5.217; Chronigue de la Göorgienne, 5.8; ASLA»
NİŞVİLİ, s.121.
1! o “TavEl” (Kitâb-i Diyârbekriyye, 11.379); o“Dav-Eli” (Ahsenü't-Tevâ
8.167,306,342,357,361,378; yanlış istinsahla: “Dad-Eli”, 5.433); “Memâlik-i Güre'den Dav-Eli
demekle meşhür memleket” (CELÂLZÂDE, y.333a, 335b); İmeret Kıralı 11.“Bekrad Vâlii
Başı (Açuk) ve Dav-Eli” (Âlem-Ârâ-yi Abbâsi, 5.84).
KIPÇAKLAR 163
cildi, ikincisi için de “CHR.” remzinden sonra, herbirinin sahifelerine ye-
rinde işaret edeceğiz.
© a YERADLARI (yalnız, ilk geçtikleri sahifelere işaretleniyor):
1. Altun-Kala (M.BROSS.IL.413), 1551-1578 arasında son Atabekli
merkezi; Ahıska batısında, “Adıgon/Edigön” kasabasında. 2. Alabul
€ R.14), Çıldır'da. 3. BarrTepesi (CHR.44), Ahıska'da; bir adaşı “Bar”
köyü, Tortum'dadır, Kıpçak oymağı adıdır. 4. Bogır (M.BROSS.IL.220)
Bor (CHR.12), Ahıska'da (Boğra'dan bozma?), 5. Caglis-Khew
(M.BROSS.I.310), Atabek-Yurdu'nda; anlamı “Çağlı-Dere'si”) 6. Curcan
M.BROSS.IL.223), Ahıska'da. 7. Çalabut (M.BROSS.II.226), Ahıska'da. 8.
gri (CHR.2), Atabek-Yurdu doğusunda; anlamı “Çalak'lar”dır. 9.
ka (M. BROSS.I.52, 11.185), Atabek-Yurdu doğusunda; anlamı, Kıpçak-
sö meni demek olan “Çalk/Çalka/Çarka“dır; Sultan Yavuz'un Işi4 te
» yanında konakladığı “Çalka-vur” köyü de, böyle bir Kıpçak ordu
b liği mensubunun adını taşır. 10. Sam- Çup Deresi (CHR.12), Çıldır'da;
radaki “Üç-Çop/Çöp” anlamına gelen dere, Kurt-Kale Deresi'ndeydi,
1 Temür ün Şirvan-Kakhet arasında konakladığı “4£-(0p” düzlüğü de,
k Yazıtlarında Semerkant doğusunda geçen “Af/tı-Çop” vefa
a a a kolun, Kıpçaklar göçü ile gelenlerinden hâtıradır. 11. Xam(a)r'ova
(ci R.14) Çıldır gölü doğugüney kıyısında bugünkü “Kamar'van”
köyüdür. Kıpçaklar'ın “Kamarlu/Kumarlu“ oymağının adını taşır. 12. Bu-
gata-Kur'ni/Buyata (M.BROSS.I.369,532), Oltu bölgesinde. 13. Karçakh
(M.BROSS.II.220,CHR. 13), Çıldır gölü kuzeyinde şimdi üzerinden Devlet
sınırı geçen sodalı gölün kuzeydoğu yanında ve 2214 m.Köroğlu-Dağı'nın
doğusundaki “Eski- Karsak” kasabası yerinde, 1578 Osmanlı belgeleri
(ALI'de), bu göle de “Karzakh-Gölü” diyor; Macaristan'daki “ Karçak/Kar-
sak” şehrine de adını veren Kıpçak boyunun hâtırası ile. 14. Masfa)/-Ata
BROSS.I.359), Şavşat kuzeyinde Tukharıs şehri örenleri yanındaki sı-
adağlara adını veren Kıpçak-Evliyasının adı ile köy; aslının “Masar-Ata”
olacağını sanıyoruz; bugün de buralar ziyaretgâhtır. 15. Ol/tis/Oldis-Kwabi
(CHR.r2,13), oÇıldır-Karsak arasında kayalık; anlamı “Oltu/Oldu-
Kayası“dır; Oltu, büyük bir Kıpçak boyu adı olup, Eflak'ta soldan Tu-
na'ya karışan çaya ve üzerindeki kasabaya da bunun adı verilmiştir; Ro-
manya Devlet Başkanı Çavuş'esku 1918 de oradaki “O/u” kasabasında
doğmuştur (24 Mart 196g günlü “Hürriyet” gazetesi). 16. Parnak/Pamak'ni
.BROSS.I1.217,342), Oltu'da, Oltu-Penek çayları kavşağından sonra,
m çayı solunda iki kale (biri Kız-Kalası, öteki Oğlan-Kalası); Akkoyun-
i
v
l
164 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
lu boyu “Pornak/Bornak” ile ilgili olsa gerektir. 17. Tortom Kalesi
(M.BROSS.I.627), Temürnâme'de de geçiyor, bugünkü Tortum İlçe mer
kezi “Nıkhakh” kasabasının 10 Km. kuzeybatısında “Tortum-Kala” deni:
len büyük kaleli yerdir, eski Sancak ve bugünkü İlçeye de adını vermiştir;
Aşağı-Tuna sağında, 1357 lerde adıgeçen Türk-Kuman Beği “Dobratıç”/
Dobruça'dan adını alan Türklük bölgesi Dobruca'daki eski Türk köyü
“Tortoman ”, Köstence'nin batı kuzeyinde ve Boğazköy'ün doğusundadır'?,
Gerek burası, gerekse Elâzığ'da Baskil İlçesi'nin İzolu Bucağında “Şaval-
Uşağı” köyünün “Tortumlu Mezreası”'!3 adı, Kıpçak-Kuman oymağından
geliyor. 18. Ur(u)0is-Çikhe (CHR.15), “Urut-Kale'si” anlamına Çıldır'da
bugün “Uruta/Urta” denilen büyük köyün hisarıdır; Kıpçaklar'ın “Urut
boyunun hâtırasını taşıyor; bir büyük “Urut” köyü ve “Urut-Yaylası” da,
Göle'de ve Oltu'dadır.
b. KİŞİ ADLARI: Atabeklerden “Ağ-Buğa”, “Ba/h)adur”, “Beka(Böke),
“Mirza- Çabuk” adlarının çağını ve yerini gördüğümüzden, bunları atlıya-
cağız. Ancak, Kilise-Vaftiz usulünce Kartel kroniklerine geçen kişi adları
sonundaki “şo” sözünün “oğlu” ve “dze” deyiminin de “zâde/soylu-âile oğ-
lu” anlamına geldiğinin, bu kelimeye ekleme yapılan önceki adın, yine gürcüce “5”
edatı aldığını ve bunun türkçedeki “4/4” yerini tuttuğunu; ayrıca, yabancı
adların sonuna bazen “4/e” ve “i” sesi de eklendiğini, gözönünde tutmak
gerekir. Çabuk/ Çabuka, Ban/ Bana, Bebür/ Bebüri, oAslan/Aslani gibi. Bir
de, “L/R” değişimi (songur/songul, calasun/carasun gibi) görülüyor.
1. Altun (M.BROSS.I.553), Kıral Narin David'in (1245-1292) Kıpçaklı
nedimi. 2. Aslamaz-Khan Kaplan'i-şvili (M. BROSS. II. 48), Kaplan oğlu
Eslemez yani, aldırmaz, korkusuz-Khan, 71/45'e Emir-Hâcib. 3. Aslan
Bebür 'is-şvili (M.BROSS.IL.195), Bebür-oğlu Arslan. 4. Bayındur Tuman'is-
şii (M.BROSS.IL.72), Tuman-oğlu Bayındur. 5. Ata-Mıirza bin Bostogan
(CHR.ı5), Bos-Togan-oğlu Ata-Mirza. 6. Banasşvili (M.BROSS.L312),
Ban-oğlu demektir; “Ban” macarcaya da geçmiş ve Temeşvar/Banat vilâ-
yetinde hâtırası yaşayan Kıpçak-Ağzı'nda “beğ, hâkim, yüksek-makamlı ki»
şi” anlamındadır ki, Tav-Eli Beğleri kalesinin, Dede-Korkut Oğuzname-
sinin Topkapısarayı yazmasında “Ban-Hisarı” ve Kartel kroniklerinde"Ba-
na/Banak” ve bugün Oltu kuzeydoğusundaki ulukiliseli “Penek”, hep ay»
ni yerin adi olup, “Ban”ların yurdunu gösterir. 7. Begüm Papa Bebür'is-şulli
(M.BROSS.I.71), Bebür-oğlu âilesinden Papa-Begüm (Khanım). 8. Beşken
127 MÜLKÜSAL, Dobruca ve Türkler, 1966 Ankara, s.14,26 ve Haritası.
13 İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, Türkiye'de Meskün Yerler Kılavuzu, 11.1074.
KIPÇAKLAR 165
(M.BROSS.I.318), Tukharıs/Şavşat kesimi Beği. 8. Amilakhor Barçım
(CHR.18), Emir-Akhur Barçım. g. Berak (CHR.112), Barak. 10. Bejan Go-
gor'i-şvili (CHR.24), Ahıska doğusunda beğ, Gogor-oğlu Becan. 11. Bosto-
gan (CHR.15), Çıldır'da Ata-Mirza ve Mata Beğlerin babası. 12. Carason
Panaskertel (M.BROSS.II.220, CHR.12), 7ob Adlı Panaskert (Oltu kuze-
yinde) Beğinin oğlu Calasun, 1576 da Osmanlılar aleyhinde Çavakhet'te
— çalışıyordu; bu ad bize, “yiğit, çok becerikli” anlamındaki türkçe “calasın”
sözünün Kıpçak-Ağzı ile “Carasun/Calasun” biçimlerinde söylendiğini
gösteriyor; Osmanlı Tahrirlerinde, Atabek-Yurdu'nda çok adaşları anıl-
maktadır. 13. ÇabuK'a (CHR.112), 1576 da Ahılkelek Beğlerinden Şerme-
zan'ın babası. 14. Ugubo- Dolnç (M.BROSSE.TL.220, CHR 12), Çavakhet
Beğleri'nden “Dölenç” 15. Çolak'asşvili (M. BROSS. TL. 157), Çavakhet
Beğleri'nden Şermenzan'ın âile adı Çolakoğlu. 16. El-İsbar (CHR.18),
Mukhran'da Eristaw; 1580 lerde Müslüman olup, Tortum Sancakbeği ta-
yin edilince, Osmanlılar bunun adını doğru olarak, “£/-Basar” biçiminde
yazmıştır. “Bundan akdem Gürcistân Melikleri'nden £/-Basar LaJl nâm
Melik, Bâb-i-Saâdet-Meâbı'mda (Istanbul Sarayında) şeref-i İslâmla müşer-
ref olmağın, Muhammed deyü tesmiye olunup; Tortum Sancağı, Mirlivâ-i sâ-
bık Khâslarile tevcih olunup” !*, 17. Geç b. Mukha (M.BROSS.I.514),
Mukha oğlu Koç. 18. Gurgak Şalıkasşvili (M.BROSS.II.219, CHR. 12), Çıl-
dır-Ahılkelek/Çavakhet ve Ahıska kesimini, I.Şah Tahmasb'a hizmetle
Atabekler'e hiyanet ederek sahiplenen, Şalık-oğlu hanedanından Gurgak,
1576 da Çıldır'da Osmanlılar aleyhine, amucası oğlu Kokola Karakhan b.
Varaza b. Otar ile birlikte çalışıyordu. 19. Guzan (M.BROSS.I414),
XILYüzyıl sonunda Kıraliçe Tamar çağında Ardanuç-Artvin/Kalarçet
bölgesi Beği idi. 20. Dedis- İmedi Debora (CHR.ı 3,15), Osmanlılar'ın “Al-
tun-Kal'a Melikesi” dedikleri son Ortodoks-Kıpçak Atabekleri'nin anası ve
Atabek II. Manuça(h)r'ın hatunu; lakabının türkçe “Ana-Khanum” olduğu,
Ahıska 1 593 Tahrir defterinden anlaşılıyor; bunun “Dedis-İmedi” adı,
Kıpçak geleneğince “Anası'nın-Umudu” anlamına ikinci kelimesi türkçe-
dir. 21. Xan-Duraı (M.BROSS.II.220, CHR.12), 1576 da Çıldır'dan Os-
manlılar'a akın eden Beğler'dendir, babası“Ugubo-Dolenci”dir; Dede-Kor-
kut Kitabı'nda Turabozan'a akın edip, Takvur'un kızını alan “Kanğlı-
Koca oğlu Xan-Turalı”nın adaşı. 22. Şalık'a-şvili Otar oğlu Varaza oğlu
Kokola Karakhan (M.BROSS.II.36g, CHR.12), Atabekler'in Çıldır-Ahılke-
lek-Ahıska kesimine konan eski nâibleri âilesinden ve 1.Şah Tahmasb'ın
'kaynı Varaza'nın oğludur; Islâmi adı “Mahmud-Khan”dır. Bunun soyu ve
14 MÜHİMME, XLVI. 118 (6 Şa'bân 989).
166 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
mülkü için, Osmanlı belgesinde şöyle deniyor: “Temür-Kut”lu neslinden
“Varaza oğlu Mahmüd Khan'ın yerleri şuralardır:
“Şeytan-Kal'ası ki, Yeni-Kal'a dakhı derler (Göl kuzeyindeki “Çıldır
Çukuru”nun sularını toplayıp, İlçe merkezi Zurzuna'dan sonra derin yata»
ga giren Karasu'yun solunda ve Rabat köyü yanında, şimdi de an”
Kalası denen sarp kayalık üzerinde tek kapılı hisar); Çıldır, bir dağın (ve
Kıpçaklı boyunun adını verdiği bölgenin) adıdır; Agca-Kal'a ki, Çıldır.
Gölü'nün (Kuzeydoğu ucundaki ada'da) içindedir; Akhılkelek; Postkhev
(Posof); Kamarvan (gölün güneydoğu kıyısında) Kamaran dakhı derler; X&
mara tâbi-i Ağca-Kal'a; Tümük Kal'ası; Kal'a-i Val (Posof-Ahıska yolu ü
rinde Vale-Kalesi)” '!*, Bu hanedanın oymağı “Temür-Kutlu”nun adını taşi:
yan bir köy öreni, Kağızman'ın Kötek bucağında Camışlı köyü altında
mezreadır. 23. Karçıkhay (M.BROSS.II.466), 1.Şah Abbâs'ın hizmetine gir
miştir, “Sultan” unvaniyle Sancakbeği oldu. Bunun adı, Çağatay
sözlüğündeki av-kuşu bir soy “doğan, kırgı, kartal” anlamları verilen “Kar
çıgay "ın Atabek-Yurdu telâffuzu iledir. (Türk musikisi makamı “Karçıgar”
adı, bununla ilgili mi?). 24. Kayıtmaz-şvili (M. BROSS.IL.237), Filip adlı
birinin ailesi, Kayıtmaz-oğlu. 25. Xara-Budakhsvili (M. BROSS. 11.200),
büyük hânedân Kara-Budakoğlu. 26. Melik Xorkmaz (M.BROSS.II.500).
27. Laçın'a (M.BROSS.II.467), türkçe en büyük-kartal anlamına “Yalçın
Kuşu" adından kısaltılmış oymak ve erkek adı Laçın'ın adaşı. 28. Mala
(CHR.15), Bos-Doğan Beğ'in oğlu ve Ata-Mirza'nın küçük kardeşi. ).
Otar (M.BROSS.IL154), Çolak'a-şvili âilesinden beğ; Otar Şalık'a-ş li
(M.BROSS.IL.29), Temür-Kutlu hanedanından, kızını I.Şah Tahmasb'a
vererek, Atabek TI.Kay-Khosro'nun lalası ve nâibi iken, onun yurdunun
doğusunu sahiplendi; “Otar” adı, hem Tuna-Kıpçaklarında görülüyü
hem de KAŞGARLI'daki anlamına işaret etmiştik (yukarıda s. 96). «
Stbüçi (M.BROSS.I.619), İlhanlılar çağında Kartel Atabeki olan “Kull
Buğa/Kutlu-Şah”ın oğlu; bu adın, Kıpçak-Ağzı ile “Sebüç”—Sebük/Sevi-
len anlamına geldiği bellidir. 31. Si-Ahatun (CHR.1o4), “Panaskertel”/
Tav-Eli Panaskert Beği hanedanından olup, İmeret/Kutayıs kıralı 1.Vakh-
tang ile evliydi, 1447 de öldü; KAŞGARLI'da “Sig” sözü “temiz (silin:
miş), ince, yakışıklı, tatlı-dilli” KAZAK-Ağzı'nda “Su” da “güzel” anlamı
nadır; Tav-Eli Kıpçak Beğinin bu kızı da, bu anlamda bir ad taşıyor ve
“Khatun”luğunu Kutayıs'a da tanıtmıştı. 32. Solag'a-şvili (M.BROSS.IL.I5),
Tiflis batı yanındaki Kojor/Kocur Kalesini imar etmiştir; Solak (ordun
“ MÜHİMME, LXXII. 867 den Dr.B.KÜTÜKOĞLU, Osmanlı-İran Siyasi Mü
sebetleri, (1578-1590), 1962 Istanbul, 1.51 n 107.
KIPÇAKLAR 167
solkolunda vuruşan)-oğlu âilesi. 33. Songul'i-dze (M.Bross.I1.464), Songur-
zade âilesi. 34. Şahk'a-şvili (M.BROSS.II.35, 212), Temür-Kutlu soyundan
Otar'ın âile adı, Şalık-oğlu. 35. Tula-şvili (CHR.26), 1 59o larda tanınan âi-
le, Tula-oğlu. 36. Davit Yalmagiisşvili (CHR.123), tam Kıpçak adı “Yar-
mak”-oğlu Davit. 37. Zemö/6)ri Şalika-şvili (M.BROSS.IL.221), 1 576 da Çıl-
dır'dan Kars toprağına akın eden Temür-Kutlu Beğlerinden; bunun aslı,
Sem-Böri olsa gerektir.
2— TÜRK KAYNAKLARI'NDA GEÇENLER: Yukarıda, Temürnâ-
me'deki yer ve kişi adlarını görmüştük. Karakoyunlu ve Akkoyunlu seferlerin-
e anılanları da, aktarmıştık. Şimdi, Osmanlı belgelerine geçeceğiz. 1536
yılında Erzurum Beğlerbeği'nin fethettiği İspirden Maçakhal'e kadarki
Çe boyuna, “Liana Sancağı” denilmiş ve merkezi, şimdi Yusufeli'de
t “Pert-Ekrek” hisarı olmuştur. Erzurum Beğlerbeğisi Dulkadırlu
Mehmed-Khan'ın tahrir ettirdiği 2 Nisan 1538-18 Ocak | 539 tarihlerinde iş-
lenmiş “İcmâl Defteri”nden, 1593 Ahıska/Çıldır Eyaleti Tahrir Defterine
Kadar yer ve kişi adlarını görmek: Çoruk ve Yukan-Kür boylarındaki Orto-
doks-Kıpçak o Türklerinin, neden kısa zamanda Osmanlı himmetiyle
önülden Sünni-Müslüman olup, öteden beri buralarda, tek-tük kalan Er-
meni-Gregoryan ve sonra Artvin (Artun) Katolik-Ermeni köyleri dışında,
hep Türk ve tek dili, anadili Kıpçak-Ağzı güzel türkçe olan yerli halkın, milli
dil ve harsını koruduğunu gösterir. Atabek-Yurdu'ndan en önce 1479 da
)smanlı ülkesine katılan Maçakhalf'te, bugün Borçka İlçesi ile Şavşaf'ın ba-
kesimindeki Borçka'ya bitişik İmerkhev (şimdi: Meydancık deniliyor) Bu-
ağından ve Artvin'in Borçka'ya yakın iki köyünden başka Acar/Acara dili
ile konuşan köyler yoktur 6,
"* Yerinde tesbitlerimize göre, 7 İlçeli Artvin İli'nin anadil bakımından durumu
öyledir: Karadeniz kıyısında Khopa ve Arkhavi ilçeleri kıyıları “Lazlık tır, dağ köyleri “Hem-
nlik tir, Lazlar'ın ve Khopa-Hemşenleri'nin yerli ve türkçe ile karışık foklor dilleri vardır.
Acara/Batum'a bitişik Borçka İlçesi'nin (ki, 1479 da gönüllü olarak Osmanlılara katılan
»dzahalet”/ Maçakhal Sancağı'nı teşkil ederdi) Merkez Bucağında 11, Maradet/Muratlı Bu-
al da 6, Murgul (Göktaş) Bucağında 8 ve Şavşat'ın batısında Borçka ile Acara'ya komşu
irkhev/ Meydancık bucağında (bütünü) 15 köy, evlerinde “A4car-Gürcü” diliyle konuşur ve
endilerini “Müslüman-Gürcü” sayarlar; Tiflis Radyosu ile Tiflis/Kartel ve Kulayıs/İmeret
ürcüleri'nin dilini, pek anlamazlar; Çarlık esareti sırasında bu “Hıristiyan- Gürcüler in her iki
olan ile, onların dilini bilen tercümanlar ile anlaşırlarmış. Artvin Merkez Bucağı-
in Borçka'ya komşu “Akha/-Daba” ve kısmen “Fıstıklı” ve Yusufeli'nin Ögdem Bucağındaki:
Balak, Bıçakçılar ve Yüksek-Oba köylüleri evlerinde kısmen, bu “Acar-Gürcü” diliyle konuşurlar.
teki ilçe ve köylerin hepsi, temiz ve yalnız türkçe konuşurlar; “Acar” veya Gürcü"yü sevmez-
168 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
a. YER ADLARI: Dulkadırlu Mehmed-Khan'ın 1536 da Atabekler'den
aldığı “Zivd-ı Lipana” (Yusufeli-Artvin) için, 1539 da biten “İcmâl Delte
ri”nde, şöyle deniyor: “İşbu Sancak, Gürcistan'dan yeni fetholunan yerler:
den, ikiyüzbin akçalık (yıllık khâs) üzere”, 8 Zilka'de 944 (8 Nisan 1538)
“günü, Aullar-Ağası Murâd Beğ'e sadaka olunup”; kendisi Sancakbeği tayin
edildi”. Bu defterdeki köy adlarından, şunların türkçe olduğu anlaşılıyor:
ı. Bar (oymak adındar); 2. BarkhakBalkar)- Suyu; 3. Beket, 4. Beğ 5
Beş-Ağul, 6. Çıikhil'et (Çıkıl/Çigil'yurdu); 7. Dört-Kilisa; 8. Erkin'is (eski
Türk unvanı ile “Erkin'li”); g. Ersisş; 10. Çörgen'is (Çörgen'li); 11. Gunar;
11. Göcek/Köçek; 12. Khod 13. İtli'et (İdli'yurdu, “İdler” adlı Kıpçak boyu
ile ilgili); 14. Kışlak; 15. Köken; 16. Korta; 17. Mokhur-Kud; 18. Ogdar; 16.
Okar; 20. Orçunak (şimdi: Öşnek/Oşnak); 21. Kiskim; 22. Oruçuk; 23. Olay;
24. Ökdem (bugün:Ögdem); 25. Sarı-Göl; 26. Sol-Verek; 27. Tünkes; 28. Up
khum; 29. Vanat (Vanand); 30. Zıgı'is-pir (Aşağı-Zıgıl/Çigil?); 31. Ödük (oy:
mak adı) '!8.
39 yapraklı ve sonu eksik bulunan bu defterde, Pasın'dan yapılar
“Narman-Ilgarı” ile elegeçen Oltu kesiminin kaydi yoksa da, Mehmed
Khan'ın Kapucıbaşı Hasan'ın, “Barduz-Kal'ası Muhâfazası'na konul"muş”
ken, “koyup, gitmeğin”, onun “Korkhura” köyündeki tımarının boşaldığı
belirtiliyor 9. Z$ah Tahmasb, 1540 yılındaki “İlk-Gürcistân Seferi”nde,
kendisine tâbi Atabekli “Korkora oğlu Key-Khusrev”i himâye için, “Bajt
(Açuk) ve Dav-Eli Vâlsi” I.Bagra'a “haddini bildirmiş” ve 1546 dak
“İkinci-Sefer”in'de de, Kıral Bagrat'an aldığı Çoruk boyunda kalan Ata
bekli bölgelerine, Keyhrusrevin hâkim olmasını sağlamıştı 9, Kanünf'in İkin-
ci-Doğu Seferi sırasında Kara-Amid'den gönderilen Üçüncü-Vezir Kara-Ah
med Paşa'nın 1549 Eylülünde Dav-E'nden aldığı 35 hisarın adları, #rans
Kıralına gönderilen Fetihnâme'de anılmıştır. O zaman Sultan'la birlikte se
ferde ve Divân'da bulunan CELÂLZÂDE'nin andığı onbir hisardan, Şu
altısının adı türkçedir: 1. Tortum, 2. Akça-Kal'a, 3. Diğer Akça-Kal'a (Tor
tum'daki), 4. Kâm(a)khıs (Şenkaya İlçesinde), 5. Emir-Akhur, 6. “Rad-Beg'in
(Tortum/Khakku kasabasındaki Arad/Beg'in)- Ka/'ası”, Tav-Eli Fethinder
dönen askerlerin ağzından yazılan bir sefernâmede ise, 1548 de Safavi-Ali:
bekli akını ile işgal edilen Zizana (Ilıgan'a) Sancağı'nın kurtarılması ile bir
17 “Tapu, sayı 190, y. 6b.
18 Tapu, sayı 190, y.7b-8b.
19 Tapu, sayı 190, y.18b.
'” Ahsenü't-Tevârikh, s.316-317; Âlem-Ârâ-yi Abbâsi, 5.84.
KIPÇAKLAR 169
irili-ufaklı 39 kale ve hisarın adı, hareketl olarak verilmiştir ki, bunlar-
an türkçe olanları şunlardır:
ı. Akça-Kal'a (Oltu'nun öteki adı),2. Diğer Akça-Kal'a (Tortum'da Kıs-
a anlamına Kıpçak ağzı ile bucak yeri Öngüzek köyünde), 3. Akha
an'da), 4. Baş-Kapan, 5. Çarçur (Şenkaya/Kosor'da), 6. Çebvin, 7. Er-
o önmlğ Kosor'da), 8. Ersüz (Yusufeli'deki Ersis), g. Gödük/Ködük
Olt iu'da “İnçe-Kötük”, Şenkaya'da “Kızıl-Kötük”), 10. Görgeç, 11. İnç (Ol-
u'da), 12. Kamfa)khıs (Şenkaya'da), 15. Orçuk (Oltu'da iki, Artvin'de bir
öy), 16. Oruskun (Yusufeli'de), 17. Oruşnak (Yusufeli'de “Oşnak), 18. Ödük
Tortum/Kıskha Bucağında iki ve Yusufeli'de bir köy), 19. Panak (Şenka-
a'da “Ban'lar” anlamına), 20. Pernek (Oltu'da: Parnak), 21. Samagar (Nar-
ian'da Mogol oymağı “Samagar”dan; Akkoyunlu kaynağındaki “Sama-
ar”, Narmanlı Âşık Sümmâni'nin köyü: Samıkara/Samıkale), 22. So/ğ)mun-
i İ (Şenkaya/Kömürlü'de), 23. Şakhıçık (Oltu'da), 24. Şamkhı (Oltu'da),
5. Taktakı (Şenkaya/Kosor'da), 26. Tortum (-Kala) !2!,
, Erzurum Beğlerbeğisi Sarı-İskender Paşa, Eyalet askeriyle, İran tâbii
labek 71. Kay-Khosro'nun (1545-1573) ülkesine yürüyerek, onun yazlık mer-
r ve top yanaşması güç sarp kaleli Ardanuç'u, bir koldan otuzüç günlük
pima sonunda, 8 Cumâdelâkhir 958 (13 Mayıs 1551) günü fetheder-
ı, bir koldan da Göle, Ardahan ve Khanak/Meşe-Ardahan bölgelerini zapte-
rek, Posof-Şavşat sınırındaki Arsıyan-Dagı'na (3164 m) ve Çıldır-Ardahan
asındaki “Begre-Khatun” köyü doğusuna değin Yukan-Kür boylarını alarak,
izurum'a bağladı '”. Buna karşılık Z Tahmasb, ayni 958/1551 yılında “Şe-
'den Ilgar'la gelip”, İskender Paşa'dan alınanları koparamadığından, (Ça-
uk oğlu) Şermazan oğlu ZLuvarsab ile Vakhuşt adlı mütegallibe Beğleri
am ettirip, onların işgalindeki Cavakhet kesimini ve bu arada “Tümük-
Wası” ile “Ak-Şehir” (Akhılkelek)i “Korkore oğlu Keykhusrewe vererek,
du Osmanlı sınırında güçlü kılmaya çalıştı '?, Osmanlıların Erzurum Eya-
4! SELMÂN, Câmi'ü'-Cevâhir, y.89-92a (Süleymâniye-Reşidefendi Küt,, sayı 655).
1? İskender Paşa'nın Ardanuç Fetihnâmesi (arapça), Topkapısarayı Arşivi, 8414 sayı;
LE ROSSET, a.e., İl/1, 5.217; Chronigue de la Gebeğieme; s.9; ALLEN, 5.148. Kartel
/ , Ardanuç Fethinin yılını, yanlış olarak “1550” ve “1553” gösteriyor. Halil EDHEM'in
(Meskükât-i Osmâniyye, 1.224), Xanüni'nin Ardanuç'ta kesilen gümüş parasından bahse-
rken, buranın fethini “1554”te göstermesi de, yanlıştır.
, !# Chronigue, s.g; Ahsenü”t-Tevârikh, 5.351-354; Âlem-Ârâyi Abbâsi, s.85-86.
Ardanuç Fâtihi Sarı-İskender Paşa'nın bu kasabada, dört taş direğe oturmuş dört büyük
aç-direkli, ahşap çatılı halâ sağlam ve kullanılır, evlâdiyelik vakıflı güzel bir câmii vardır.
bekir, Van ve Ardanuç vakıflarından bahseden 973 (1565) tarihli arapça “Büyük Vakfi-
170 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
let'ne bağlı iken h. 481 (1573) yılı “Mufassal Tahrir” defterinde Ataö
lerden alınma Olu ve Küçük-Ardahan (Göle) Sancakları'na âit bölümdeki
köy adlarından 96 85 ve 96 90 ının güzel türke oluşu, buralardaki Ortodoks-Kığ-
çakların vergi-mükellefi erkeklerin adları gibi, insanı hayrete düşürmekte
dir.
1573 Yılı Tahriri Oltu Sancağı Köyleri nden Adları Türkçe Olanlar:
ı. Ağ-Çut; 2. Ak-Kılisa; 3. Ak-Toprak; 4. Ak-Su; 5. Barduz (bu ad
GARLI'da, “bahçe, bostan”anlamına “Borduz” biçiminde geçen ve
khanlı dilinden başka Türklerce kullanılan söz ile ilgilidir); 6. Çatak (Kars-
Erzurum ve çevrelerinde, akarsuların çatıp, kavuştuğu yerlere denir); 7.
Çatal-Köy; 8. Döş-Kaya; g. Er-Düzü; 10. Er-Sini (Er-Kabri anlamına); 1.
Eski Köy; 12. Gök-Kilisa (göktaştan yapılmış kilise); 13. Gölügez; 14. Hamas
(Kıpçaklı Karapapak yurdu Arpaçayı başlarındaki Akbaba kesiminde mer
kez kasaba ve Bardızda iki köy); 15. Hasan-Şah-Kışlağı (Barduz-Der&
si'ndedir; Akkoyunlu Uzun-Hasan'ın ordusuyla kışlamasının hâtırasını
taşısa, gerektir); 16. İnçe (Akdağ eteğinde ince bir su üzerinde olmasından
böyle anılmış); 17. Xara-Göl; 18. Kara-Khan; 19. Kara-Kum/Kom; 20. Karalar
(oymak adından); 21. Kara-Kılisa; 22. Kara-Vöran; 23. Kârkülük (şimdi Şen
kaya/Kosor Bucağında “Kerkülük”; “Kerki” KAŞGARLI'da da, “dülg er
keseri, balta” anlamında geçer); 24. KızıkKal'a; 25. KızılKilisa; 26. Kızık
Taş; 27. Kızıl-Kölik; 28. Kireçlü-Mağara; 29. Kosor/Kosur (Kıpçak boyu ad
dan kalmadır; bir “Khosor” köyü de Tortumsuyu'na kavuşmadan Oltu
çayı solunda ve Pambuklu köyü doğusundadır; Dağıstan'da “Ulu-Kosor”
ve “Kiçi-Kosor” bölgesi vardır ki, Samur-Özen başındaki “Ulu-Kosor”dan,
Kakhet-Gürcülerine yapılan sürekli ve karşılık görmeyen baskınlar,
ünlüdür (M.BROSS.IL.65,168); 30. Kötik/Kötük (Kızıl-Kötik'ten ayrı iki
köy); 31. Kup (çanak-çömlek yapılan köy); 32. Kürkçu-Köyü (Baduz'da); 33.
Mitinder (Kıpçak-Ağzı ile “Mitin'ler” anlamında); 34. Oruçuk (iki köy); 35.
Oruskun; 36. Örük/Örik (iki ayrı köy); 37. Semür-Don (iki köy) 38. Sinanlı;
39. Şakhıçık (şimi: Şıkhçık); 40. Şamkhı; 41. Taktakı (şimdi Kosor'da
“Takhta-Köy”); 42. Temürik (şimdi: Temür-Kışlak); 43. Toprak-Kal'a; 4.
ye"nin aslı, torunlarından mütevellisi Sayın Avukat Reşid İSKENDEROĞLU Beğ'de ve Di-
yarbekir'dedir; Ardanuç İskenderpaşa Câmii evkafı için, sık sık oraya da gelir. Bu “Büyük
Vakfiyye”de: “Ardanuç Fethi sırasında, oradaki (Selçuklular'dan/Salduklu eseri) Eski-Câmi
harâb edilmiş bulunduğundan”, hem o Eski-Câmi'in ihya edildiği, ki “Meydan-Mescidi” de
niyordu, hem de kendi adına bu Câmii yaptırdığı; ve sıra-sıra dükkânların vakfa bağlandığı,
belirtilmiştir.
KIPÇAKLAR 171
Togus (oymak adıdır, Göle'de de var); 45. Urut (iki köy; Kıpçak boyu
adır dâ ); 46. Yaylak"?
©» Ayni 1573 Yık Defter'nin Küçük-Ardahan/Göl Sancağı'dan:
1. Abul (erkek adından); 2. Ada; 3. Ak-Pungar (birbirinden uzak iki
kö ) 4. Alaca-Kılsa; 5. Altun-Bulak (bir adaşı da, Sarıkamış/Karaurgan
Bucağında köy), 6. Arımaz; 7. Arslanlu-Kilisa (dış duvarında arslan kabart-
kilise); 8. Bakhçacık; g. Baş-Viran, 10. Baş-Kapan; 11. Baş-Kara-Kal'a;
12. Beberek; 13. Bordusan (Ardahan'da da var, oymak adından); 14. Boz-
Doğan(/lu) (oymak adından); 1 5. Çardak; 16. Çağırgan (iki köy, oymak adın-
dan); 17. Çoban-Köyü; 18. Çobanlı (oymak adından); 19. Çukurcuk; 20. De-
de-Şen; 21. Demür-Kapu (iki köy, Kars yolu üzerinde boğazda); 22. Dengiz
(Aygır-Gölü ile başka bir göl yanında iki köy); 24. Dört-Kilisa; 25. Erdem-
Ek 26. Germücük; 27. Kharmançuk; 28. Kheve (iki köy; Kharezm'deki Khe-
ve ive'den gelme oymağın hâtırası ile?); 29. Khorasan(lu) (oymak adın-
dan); 30. Ahoş-Dölbend(lü) (oymak adından); 31. Kal'acık; 32. Kara-Bağflu)
iki köy, oymak adından); 33. Xara-Güney; 34. Kara-Kal'a; 35. Kara-Tavuk;
» Kara-Kaya; 37. Karga-Pazan (kargaların dernek yeri köy); 38. Kayalu-
va-Çağıl; 39. Kazak (iki yerde, urug adından); 40. Kerdinlü; g1. Kızıl-Kılsa;
42. Kokhuç (ormanı kokan köy); 43. Komuk (Dağıstan'daki urug kolu adın-
dan); 44. Koşa-Pungar (çifte/ikiz-pınarlı); 45. Kölgelü (sık orman içindeki
öy); 46. Kösenç 47. Kuru-Ban; 48. Kuüçük-Köy; 49. Menteş (iki köy); 50.
Orucuk; 51. Or-Kilisa; 52. Oyuklu; 53. Okam (iki köy; Ahilkelek'te de var,
Hokam” da denir, oymak adından); 54. Örciyük; 55. Sağur-Sekifsi); 56. Sa-
ui (üç köy, oymak adından); 57. Sargun (iki köy); 58. Sasad-El; 59. Söke-
Kizi (Sevke-Kızı); 60. Susuz; 61. Tokus (Kıpçak oymağı “Dokuzlu'dan); 65.
Toprak-Kal'a; 66. Türk'e'şen (Kür ırmağı başının, Göle'den Düz-Ardahan'a
gireceği boğaz üzerinde; Tork/Uz oymağının adı ile olacak); “Türk Şenli-
il Âbâdı anlamınadır); 67. Urut (Kıpçak boyu adından); 68. Vardusan
Bordusan gibi oymak adından); 69. Varga; 70. Verdi-Sübhân (Tanrı-Verdi
lam na) !2,
© Ardanuç Sancağı'nın 1590-1 595 arasında tutulmuş “Mufassal Tahrir
Defterinde: Ardanuç, Tavuskâr (Olur İlçesi) ve şimdiki Yusufeli'nin Oltu
ayı boyu ve Çoruk sağındaki Çakşen ve İşkhan adlı Nâhiyetlerini de içine
© ** Tapu, sayı 525, y.28b-36a.
© '“ Tapu, sayı 527, y.6-30 (bu defter ile üstteki, ayni tahrire âitken, bölünüp, ayrı sayı
'iİri iş).
172 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
alan 101 köy ve mezrea adları yazılmıştır. Bunlardan Türkçe ve Xif ak
lar'la ilgili adlar, şunlardır:
ı. Akhı'za (Akhı'oğlu); 2. Akhı'za-Küre (Küre, oymak adıdır); 3
(Kıpçak oymağı adından); 4. Anç-Küre; 5. Bar'ı-Sor (Bar oymağı-Deresi); 6
Bay(u)r'a-Sor (Bayur-Deresi); 7. Çakur'ı; 8. Çalk'ovit (Çalk/Sökmen Kıpçal
askeri yeri); g. Çanak-Toprak; 10. Çar'a (Çar boyu adından); 11. Çıgu; 12
Çıldır (Kıpçak boyu adından, bir köy de Posof'ta “Çıldır et” /Çıldır-yurdi
adını taşır); 13. Çola (Kıpçak boyu Çol/Sol'dan); 14. Demürçi-Köyü; 1
Değürmüç (değirmice); 16. Direkli-Peg Mezreası; 17. Dişlü-Sagre; 18.
ıg. Erkin'i; 20. Gelüşen/Keleşün; 21. o Gümüş-Khane (1551 Ardanuç fethin
den sonra bu köyden çıkan gümüşle, Kanüni adına Ardanuç'ta ilk par
kesilmiştir); 22. Aheva; 23. Kapu-Dere Mezreası; 24. Karavul (2750 mi
Büyük-Yurt Dağı batı yamacındaki bu köye şimdi resmen “Karako
Madeni” deniyor); 25. Kara-Tus (Tuz); 26. Kalarcet (Kalaç'yurdu anlami:
na) 27. Kilise-Ağılı Mezreası; 28. Kondurum; 29. Kosorut (Kıpçak Kosor bi
yundan); 30. Komuk (Urug adından); 31. Kurtul (Yalnızçam dağları bati
sında şimdi bu addaki Han yerinde); 32. Ogdar; 33. Onkut (bugün Özbe
oymağı “Unğkut”ların Kıpçak kolundan); 24. Örük (Ardanuç ve İş-Khar
Nahiyelerinde iki köy, oymak adından); 35. Piçene (Beçene/Peçenek bo:
yundan); 36. Şork Mezreası (Şor'lar anlamına boy adından); 37. Ucar/Uça
Mezreası; 38. Varşakh'et (Varşak/Vaşak adlı kürkü makbul hayvanı ongu
edinen oymağın yeri); 39. Sara?et Mezreası (Saral oymağından) "2.
Şimdiki Khanak ilçesinin köylerini de “Meşe-Ardahan” nâhiyesi adı ili
içerisine alan “AÂrdahan-i Buzurg”/Büyük-Ardahan Sancağı'nın h.981/m. 1574
yılındaki “Mufassal Tahrir Defteri”nde yazılı köy ve mezrea adlarından,
türkçe olanlar şunlardır !?”. Bunların adları, 1947 de eski harflerimizle Tif
liste S.CİKİYA'nın Akademi Yayını olarak bastırdığı 1595 (h.1003 Evâyil
Cumâdelewel) tarihli Mufassal Çıldır/Ahıska Eyaleti Defteri'nde yazılı
giy
ı. Abul'et; 2. Ala-Bala (iki köy); 3. Ağca-Kal'a; 4. Adagül; 5. Ak-Pun;
6. Ala-Kılısa; 7. Ardana; 8. Bagurav; g. Bardagül: 10. Başacık, mezrea; Wi
' Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü-Kuyüd-i Kadime Arşivi, sayı 71, y.1-2, gb
37b.
177 Tapu, sayı 525, 8.155-243 (188 köy).
'3 Kuyüd-i Kadime Arşivi, sayı 130; S.CİKİYA neşri, “Defter-i Mufassal-i Vilâyeti
Gürcistân” (doğrusu, Çıldır/Akhıska iken, sahtekârlıkla adını, “Gürcistân” diye değiştirmiştir
bir eşinin de Türkiye'de olduğunu, bilememiştir)”, 1947 Tbilisi (Tiflis), 5.402-406 liste, #16
516 tafsili.
KIPÇAKLAR 173
Beberek (Beğ-Beğrek); 12. Begre-Khatun; 13. Bek-Bara; 14. Bordusan (iki
köy); 15. Börk (iki köy); 16. Büyük-Güney; 17. Budak'a; 18. Çagul 1g. Çakh-
mıdık; 20. Çamtır'a; 21. Çeker-Eli 22. Çayıstar (iki Çayıs köyü için Kıpçak-
Ağzı ile “Çayıs'lar” demektir); 23. Çikır'e; 24. Çiftlik (ayrı yerde 4 köy);
25. Çoban-Köyü (Çobanlı oymağından); 26. Çut (iki köy); 27. Dedegül; 28.
yi (Tudun unvanından); 29. Ezine-Khatun, mezrea; 30. Gürcü-Bek
ki köy); 31. Ahanak (üç büyük köy; Kıpçak Kanak boyundan; Sıgnak/
| et doğusunda yerleşen Kanak boyu kolu, Alazan çayına da “Kanak”
adını verdirmişti); 32. Aharus-Khan (iki köy); 33. Kheva (Kharezm-Khe-
ye'sinden gelme oymaktan, Yukarı Posof'ta da iki köyün adırdır, ki “Khe-
iye söylenir); 34. İki-Kilisa 35. Kamışlu; 36. Kan-Durut; 37. Keç; 38.
n (bugün Kars-Erzurum-Erzincan çevrelerinde, hem “güz-çayırı” an-
3 mına, ki koyuna dokunur; hem de erkek adı olarak çok kullanılır); 39.
i Kel Çakkmıdık; 40. Kızıl-Kilisa (ayrı yerlerde köy ve mezrea); 41. Koman-
r (Kuman boyu adından); 42. Kondur-Avul (Kıpçak-Ağzı ile bugün de
Çıldır'da bu addaki köydür); 43. Kal'acık; 44. Kotar-Melik (bugün Ardahan
Mahallesi “Köte-Melik”in adı da, bundan) 45. Kökçügez, mezrea; 46.
imi (iki köy; Komuk urugundan); 47. Kudabat, mezrea; 48. Ku-
ad (iki köy; Yusufeli'de Çoruk solunda ve Ögdem kuzeyinde 2500 m.lik
t ğın “Kudat-Kutil” adında da görülüyor) !?; 49, Küre (ayrı yerlerde köy,
mezrea) 50. Okam, 51. Onçur-Bek; 52. Or-Bukha; 53. Orçuk (Oymak adın-
de an); 54 Oruş'et; 55. Otağal (oymak adından; ÇAĞATAY sözlüğünde
'otağa”nın “taç, tolga tüğü, cıga“ anlamına geldiği yazılıdır); 56. Manyok;
1. Mendeş-şen; 58. Meydan, köy; 59. Pereken-Kal'ası; 60. Pıçkhaz-Köm; 61.
Pik et, 62. Sabugar (iki köy), 63. Sama-Bek; 64. Samançık; 65. Sekel'a-şen
5. Surman (üç köy, bugünkü “Surmal'lar); 67. Şadıvan; 68. Tura; 6g. Ur
h danuç'ta da var); 70. Üç-Küre/İç-Küre; 71. Vardusan (iki köy); 72. Yayla-
ik 73. Yassu-Sekü; 74. Zara-Bük (Sarı-Bük/Fundalık); 75. Zarzap-Yaylakı
ün: Sarı-Zep).
IN. Murad'ın Şark Serdarı Lala-Mustafa Paşa, yüzbinlik ordu ile Arda-
han'dan 8 Ağustos 1578 günü, (Şalıka-şvili) Varaza oğlu (Kokola-Karakhan)
Mahmud-Khan ülkesinden Çıldıra doğru yürüyüp, sınırdaki “Begre-Khatun”
köyünde konakladı. O gün, Atabekli 11.Kay-Khosro'nun dul karısı “Altun-
Kal'a Hâkimesi Dedis-İmed Khatun”dan itâatnâme ile Elçisi geldi. Yine 8
Ağustos 1578 de Ardahan Sancakbeği ile Bayburt Alaybeği çerileri, Posof'a
19 Â,ĞÖZDER, “Çoruh Öğretmenlerimiz İçin Yakın Yurt”, 1950 Istanbul, s.40-41.
Bunda “Kudat-Kutil Dağı'nın yüksekliği 2350 m.gösterilmişse de, resmi “Artvin” paftasında
vo dir.
174 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
aşıp, merkezi “Mere-Kal'ası”nı, ertesi g Ağustos günü Serdar ordusu İranlı:
lar ile Çıldır Meydan Savaşı'nı yapıp, kazanırken de, ayni günde yine
“Mahmud-Khan Ülkesi”nden “Yeni-Kal'a (Ahıska), Tümük, Çıldır (Ağca
Kal'a), Ahırtız ve Akhilkelek (Ak-Şehir)” Kaleleri ile çevre hisarları fethedi
di; tahrire adam bırakıldı ve ordu 7i/hs'e yürüdü '*“, Böylece, son Atabe
- Yurdu'ndan Altun-Kal'a itaatle, ötekileri savaşla alındı.
1578 Fethinde alınan Atabek-Yurdu kesimi ile, 1551 ve 1536-1549 da
alınan yerler de--1479 da katılan Maçakhakt (ve İmerkhev-Şavşat) “Yurtluk
Ocaklık” verilmiş olduğundan, kendi mühtedi Atabekler kolunda kalıp»,
merkezi “Akhıska” olan ve “Çıldır-Eyâleti” adı ile kurulan Beğlerbeğiliğe
bağlandı. 1578 de alınanlar, 1595 “Mufassal Tahrir Defteri”nde belirtildiği
gibi: 1. Akhıska, 2. Khertus, 3. Akhilkelek, 4. Çıldır 5. Poskhov, 6. Bedre adı
ile (Azgur, Altun-Kal'a, Çeçerek, Ude birer “Nâhiye“ hâlinde Ahıska'ya
tâbi) altı Sancak yapıldı. Bunlardan bugün, --birkaç köyü dışında “Pos
khov (Posof)” ve “Çıldır Sancağı” elimizde olup, Kars'a bağlıdır. Adıgeçen
1595 “Çıldır/Akhıska Eyâleı Mufassal Tahrir Defter"nin bugün Başkent
nüshası, Ankara'da ve Vilâyet nüshası da, 1828 Ağustosu sonunda Ahıs-
ka'nın Rus işgali felâketinde buradan alınmış olarak, Tiflis Müzesi'ndedir;
ve (baştaki birkaç başka “Kaanünnâme” ve esas Vilâyet adı Çıldır yerine
“Gürcistân” konulması sahteciliği dışında, Müslüman vergi mükellefleri de
atlanarak) sureti neşredilmiştir. Bunlardan “Poskhov” ve “Çıldır” köylerinden,
türkçe adlılara işaret edeceğiz. “Poskhov” Sancağındakiler !*!; ?
ı. AÇ 2. Arele; 3. Argrsıkhe; 4. Arkanak; 5. Aybek-Oğlu Bağı; 6. Ba
dele; 7. Baralıs; 8. Bayındur-Bağı; g. Bezman'a; 10. Döne; 11. Dönmez, Çayi
12. Cumadul; 13. Cumu-Çayırı (Posof, Ardahan ve Şavşat'ta “Cumu/Cumi”
adı erkeklerde çoktur); 14. Çaçun (üç köy, oymak adı); 15. Çag-Kal'ası
(Atabekler'in ilk ocağı); 16. Çag; 17. Çağısman; 18. Çaral (iki köy); 19. Ça
tal (iki köy); 20. Çılvan'a 21. Çuvan'et; 22. Çuvanlel; 23. Kheva (oymaktan);
24. Khun'amıs; 25. Keleten; 26. Kır (iki köy, bir mezrea); 27. Kodur'a; 28.
Koman (urug adından); 29. Kongal 30. Koyundar; 31. Küre-Çur; 32. Malaş'ek;
33. Menteş-Çiftliği; 34. Oçur-Çal; 35. Okhtul; 36. Öske; 37. Pala (iki köy), 38.
Pandugı-Çayırı; 39. Parsadan-Çayırı; 40. Sayukh'a (iki köy), 41. Sakun'et; 42.
Sekel'e (Erdel'deki Sekel boyu kolundan) 43. Var-Khan'a. İN
9 ÂLİ, Nusretnâme, y.68a.6g9a, 7ıb,75a-b. Kartel kroniki bir gün erkence fethin, “7
Ağustos” günü olduğunu anar ve türkçe Kıpçak yer adlarının gürcüce tercümesini yazar;
“Tetris-Çikhe” (Ağca-Kal'a), “Kacıs-Çikhe” (Şeytan-Kal'ası/Rabat'ta), “Mgel-Çikhe” (Kurt
Kal'ası) (Chronigue, 5.17).
8! Kuyüd-i Kadime, sayı 130, y.15ga-172b; S.Cikiya neşri, 8.17-18,300-334.
KIPÇAKLAR 175
1595 Tahriri Çıldır Sancağı Köylerinden !3?;
1. Ağca-Kal'a (gölün kuzeydoğu ucundaki ada ve kıyıda); 2. A/-Bud; 3.
Ana-Khanum, çiftlik; 4. Arakın; 5. Bahadur-Dagı Yaylakı (gölün doğusunda
"Minğ-Göller'de); 6. Basıl-Köyü; 7. Boz-Al; 8. Canbazllu) (iki köy, oymak
adından); 9. Carçı (yaya asker ve ordu dellâlı anlamındadır); 10. Çala (oy-
mak adından); 11. Çamdural; 12. Çançu (iki köy), 13. Çayıs; 14. Çekre-Şen;
15. Çıldır-Kal'ası (oymak adından; Ardanuç, Posof ve Ahılkelek'te de var),
16. Dadış/Datış (iki imlâlı); 17. Doget/Tog'et (iki köy, Kıpçak Tok oymağı
hâtırasıyla, Akhılkelek'te de Tog var); 18. Erinçe; 19. Eşkün (orduda süvari
birliği adından); 20. Gagar (iki köy), 21. Görkez-Köm; 22. Khamaş (iki köy),
23. Khozabun (oymak adından, üzerinden şimdi devlet sınırı geçen Karsak/
Kenarbel gölünün öteki adı olan haritalardaki “Khozapın”, buna âittir);
4. Kamarvan; 25. Kamar-Veran (ikisi de oymak adından); 26. Kara-Kal'a;
, Karal'a-tuban (oymak adından); 28. Karzakh (iki köy, boy adından); 29.
Kenar-Bel (haçlı kabristanlı, at ve koç heykellidir); 30. Kısır-Dagı Yaylakı
(gölün batısındadır); 31. Xodamakh'ı; 32. Koraver (bugünkü “Koravel”); 33.
Ka (korunmuş, mahrüsa anlamına); 34. Kundus-Khev (Kunduz-Deresi
anlamına); 35. Kurd-Kal'ası; 36. Kür'et (oymaktan); 37. Küre-Viranı, mez-
Tea; 38. Lavaş (oymak adından; Dağıstan'da adaşı var, aslı “ılavaş”tır; Çıl-
dır gölünün güneybatısındaki küçük göl kıyısında örendir); 39. Oguz/
Uğuz-Taşı, mezrea (106g Fethindeki Nemrüd bin Ken'ân'ın kulesinin
adından, efsanesine 8. 74 te işaret edilen yer); 40. Okhura şı. Özü-
Çıldır (Çıldır oymağı kolundan); 42. Öküş'e; 43. Purud (Kıpçak oymağın-
dan); 44. Saru-Khan; 45. Savşak; 46. Sayra; 47. Sekel'e-Khev (Sekel-Dere'si,
boy adından); 48. Sumbakha-Tekün; 49. Sıra-Urut'a; 5o. Tanburaçı; 51. Yen-
gi-Kal” a (Şeytan-Kalesi).
b. KİŞİ ADLARI: Eski “Sa-Atabago/Atabek-Yurdu” ve yeni “Çıldır.
Eyaleti” (ki, 1828 de Ahıska'nın Rus istilâsına uğramasına değin, tam 250
yıl bu adla anılmıştır) Osmanlı Tahrir Defterlerindeki “Zimmi”/Hıristiyan
köylü vergi mükelleflerinin, her sancakta adaşları görülen yüzlerce türkçe
dlarına geçmeden, öteki Osmanlı belgelerinde 7578 Ahıska Fethi'nden
önceki birkaç mühim kişi adına işaret edeceğiz:
1. “Kan-Duralı veled-i Batır-Anz”, 1535 te, Atabeklerden alınma “Zi-
yin” nâhiyesinde tımarlı “zimmi”; 2. “Kubâd veled-i Ahan-Arız”, bu da Zi-
yin'de tımarlı “zimmi” !*3, ikisi de, “Dede Korkut” Kitabı Oğuz-Alpları'nın
2 Kuyüd-i Kadime, sayı 130, y.14ob-158b; S.CİKİYA neşri, s.15-17, 263-300.
3 046 (1535) yılı Erzuruk Dirlik İcmâl Defteri, Tapu, sayı 97, y.76a-b.
176 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
adaşı; 3. “Barduz”un yerli beğlerinden iken ihtida eden ve Kars'ta “Döşka-
ya Sancağı“ Beği tayin edilen “Kazan-Khan” Beğ'e, “Oltu-Sancakbeği” nin
müdahale etmemesi için, 2 Ekim 1554 te hüküm verilmiş". 4. “Olu
Zimmileri”nden, İran ordusundan gizlice haber getiren Özünlü! ASUSU
“Kan-Durak "ya, 1554 Eylülünde tımar verilmiştir 5; 4. Mühtedi (Kıpçak)
“Gürcü Beğleri'nden Panaskert (Sancak)-Beği Kaplan'un karındaşı, mühtedi.
“Ali”ye Eylül 1554 te tımar verilmiştir '**; 5. (Oltu'da) “Gürcü Beğleri'nden
Şakhıcık nâm Kal'anun Beği olan Şalba Beg oğlu Sinan, Gürcü (Kıpçak)
Beğlerinün a'yânından olup, İslâm'a gelüp (ihtida ile Sinan Adını alarak)
khaylıdan berü Serhadd khizmetin” gördüğünden, Mart 1556 “
“Ze'âmet” verilmiş"; 6. Gürcistân'da (Artvin-Maçakhal'et'teki Atabekler-
den) İslâma gelüp Sancak tasarruf eden (Yosebit) Mehmed Beg ve Sefa
Beğ ün Sancağı'na (şimdiki Borçka'ya) muttasıl Acara-Deresi demekle
ma'rüf Nâhiye'ye bilâemr mutasarrıf olan Beçan nâm Kâfir, ikiyüz âdeme
kaadir olmayup”; yeri 1561 de İspir Za'imlerinden Ömer'e verilmiş"; i
“Ardahan (Sancak) Beği (Dulkadırlu ve Şair Nef'i'nin dedesi) Mirzâ-Al
Beğ”nin arzında, “Ardahan kurbünde sâkin olan Kefereden (T emür Kull
soyundan Şalıkaoğlu Otar Beg'in oğlu) Varaza oğlu Turmuş-Khan nâm Kâ
Jire tâbi ba'zı Aznavurlar ile fesâda cür'et edüp; Vel (Vale) nâm mahalde
bir Xaf/'a binâ eylemeğe mübâşeret edüp”, (1555 Amasya Barışı'na aykın
davrandığından, Revan Beylerbeğisi ve İran'ın Osmanlı Serhaddi Serdar
Tokmak) Mehammedi'ye durumu bildirmesi için, Erzurum Beğlerbeğisine
Temmuz 1572 de emir verilmişti'*; 8. “Tortum Sancağı sâbıkan (ataları
Atabekler'den kalma) ocağı” olan, “Çıldır Beğlerbeğisi (1579 ilkbaharında ”
tanbul'a gidip, ihtida ederek, Serdar Lala-Mustafa Paşa'nın adı ile “Mus
tafa Paşa” denilen Atabek Kay-Khosro oğlu Manuçahr) âdemlerinden Ek
Basar” da Istanbul'a gidip ihtidâ ile, “Mehmed deyü tesmiye olunmağla”,
ona “Tortum Sancağı, mukaddemâ Mirlivâ mutasarrıf olduğu khâsları ile”
tevcih edilmişken, Tortum-Alaybeğisi ve Çeribaşısı'nın şikâyeti üzerine, 1579
Aralık ayında Erzurum'daki Serdâr Lala-Paşa'ya hüküm yazılmıştı “©, Bu
“Ek-Basar Beg'in babası “Butam”dan kalma “ikiyüz pâre karye ile dört pâ:
“ MÜHİMME, 1.389 (5 Zilhicce 961).
* MÜHİMME, L. 132 (17 Şevvâl g61).
* MÜHİMME, L144 (20 Şevvâl 961),
” MÜHİMME, 11.333 (27 Rebi'ülâkhir 963).
* MÜHİMME, IV. ıgı (17 Cumâdelülâ 968).
* MÜHİMME, XIX. 409 (10 Rebi'ülevvel 980).
“ MÜHİMME, XXXIX. 78a (23 Şevvâl 987); 107 (26 Şevvâl 987)
KIPÇAKLAR 177
re kal'a”sı olduğu, Haziran 1579 tarihli hükümde belirtiliyor *!. g9. “Gürcü
Beğlerinden (Varaza oğlu) Mahmüd (Kokola Kara-) Khan”ın Haziran 1 579
da Erzuruma Elçi gelen adamı, “Oruz” adını taşıyordu !*.
» 7595 Çıldır Eyaleti Mufassal Tahrir Defter'ndeki Hıristiyan köylü vergi
mükelleflerinden türkçe adlar taşıyanları, en kuzeydoğudaki Azgura değin
binlercedir. Biz, örnek olarak Çoruk boyundan Penek Sancağı köylüleri adı
yanına (P.) ve Yukarı-Kür boyundan 1578 de fethedilen Akhıska Sanca-
ğ'ndan olanların adı sonuna da (A.) işaretini kayup, 7947 Tiflis baskısı
delterdeki sahife sırasını da rakamlarla gösteriyoruz; böylece bu adların
kontrolü, kolay olacaktır:
5 1. Abdal (P.361); 2. Abdul (P. 368); 3. Abıtar (A.56, P.355); 4. Abul
(P.345, KAŞGARLI'da 1.73, köy adı); 5. Adık (A.66); 6. Adırılmış (P.360, ay-
rılmış, hasretli anlamına); 7. Adıl (P.379); 8. Adul (A.52); 9. Af(g)-Buga
(A.129); ro. Agıd-Kömel (A.19, P.355); 11. Aga-Can (A.86); 12. Akhal-Bek
(P.345); 13. Alaca (P.356); 15. Albakh (P.378); 16. Aldı (P.356); 17. Ahı-Bek
(P.340); 18. Alışır (P.354); 1g. Alı-Khan (P.349); 20. Allah-Verdi (P.347); 21.
Almaz (P.397); 22. Amıran (A.19, P.343); Amran (P.348); 23. Ana-Khatun
(A.21); 24. Apsun (P.378); 25. Anz (A.ısı, P.355); 26. Anz-Bek (A.152,
P.340); 27. Arslan (A.130, P.351); 28. Aşut (P.341); 29. Ata-Bek/Ata-Bik
l 150, P.344); 30. Azar-Bek (P.356); 31. Baba (A.72); 32. Babuk'a (A.30);
33. Babun (P.395); 34. Baduç'a (A.37); 35. Badug'a/Baduk'a (A.138, P.366);
gb. Bahadur (A.45, P.369); 37. Bala (A.99); 38. Balaban (A.62, P.351); 39.
Balı (A.29); 40. Bandur (P.398); 41. Barık (P.382); 42. Barın-Bek (A.51); 43.
Bar-Bek (P.354); 44. oBarzın (P.374); 45. Basa (A.27); 46. Basan (P.349);
47. Baydan (P.394); 48. Bayındur (A.19, P.350); Bayındura (A.62);49. Bay-
Songul (A.31, “Baysongur”); 50. Bay-Sun (P.374); 51. Beçan (A.37, P.391);
2. Bedir-Bek (P.356); 53. Bedir-Khan (A.50); 54. Bedir-KöVKül (P.347); 55,
Beşler (A.19); 56. Begul (P.351); 57. Beke (A.55, P.351, “Böke”); 58. Bekri-
Kulu (A.69); 59. Bereke (A.ı5ı); 60. Beyrek'e (A.26); G1. Bogaç (A.118); 62.
Bozan (P.369); 63. Böbür (P.367); 64. Börk (P.340). 65. Bay-Kara (A.20); 66.
ak/Budak'a (A.22, 50, P.351); 67. Budraç (P.369, 1046 da Kara-Khanlı-
lar ile savaşan “Yabaku” Urugu başbuğu ile adaş) 68. Buka (A.23); 69.
Bulgadır (A.20,41), 70. Can-Bek (P.347); 71. Carasun (A.114); Calasun
(P.345); 72. Cansız (P.378); 73. Cocık (P.348) 74. Çabuk'a (A.21); 75. Çaçun
(2.358); 76. Çagıl (A.43); 77. Çala (A.113); 78. Çal-Aba (A.60); 79. Çalabı
> WI MÜHİMME, XXII. 352 (25 Rebi'ülevvel 986).
4 MÜHİMME, XXII.354 (25 Rebi'ülevvel 986).
178 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
(A.19); 80. Çalkhım (A.153); 81. Çanı (A.5ı); 82. Çarıl (P.393); 83. Çanıl
(P.381); 84. Çavulga (A.105); Çavulka (A.19); 85. Çomag'a (A.26); 86. Dadık
(A.51); 87. Datlu (A.68); 88. Dede-Bek (P.344); 89. Dede-Kül (A.56);go. Del
(A.19, “yiğit” anlamına); gı. Demür'e (A,35); g2. Dodukh (P.389); 93. Dak
maz (P.374); g4. Dödik (P.352); 95. Dögenek (P.344); 96. Döl-Bek (P.350);
97. Dölek'i (A.129); 98. Dölençi (P.395, aslı “Dölenç”); gg. Dölük (P.346).
100. Dömek (P.344); 101. Dönmez (P.360); 102. Dondar (A.151); 103.
(P.379, “Tudun” unvanından); 104. Duduş (P.381); 105. Dumar (P.387)
106. Dumçur (P.381); 107. Duralı (A.125); 108. Durara (A.129); 109. Dural
(A.20, Durar/Ölmez anlamına); 110. Dükü/Dügü (P.395); 111. Eb/Aba
(A.158); 112. Edüge (A.ışı); 113. ELA! (A.94); 114. ElAlmaz (A.134,
P.341); 115. ElBek (P.344); 115. Eli-Bek (A.54, P.340); 116. Eh-Khan
(P.345); 117. EkKasar (A.43); 118. Emire (A.60, “sevgili” anlamına “Em
re”); 119. Er-Basar (P.356); 120. Ersen-Bek (P.347); 121. Eslemez (P.350);
122. Evren (P.351); 123. Er-Toğdı (P.392); 124. Er-Orus (P.381); 125. Gardur
ga (A.ı9); 126. Gaz-Bek (A.49, Kafkaslar'ın Terek ırmağı kaynağındaki
5043 m.lik dağın adı da, Kıpçak-Ağzı ile “Kaz-Bek”tir); 127. Gerdek (A.20);
128. Goga (A.114);129. Gödeş (A.41); 130. Göge (A.27), 131. Gözel (A.19,
P.340); 132. Gül-Anz (P.350); 133. Gül-Dede (P.342); 134. Gümez (P.342)
135. Gündüz (P.355); 136. Güvendire (A.54); 137. oKhagan'a (A.148); 1
Khalpavud (A.72, “Alpavud”); 139. Khan-Anız (A.57); 140. Khar-Kor (P.387);
ışı. Khızan'a (A.106); 142. Khoca-Anz (P.343); 143. Khoca (A.5Iı); 144.
Khoca-Can (A.86); 145. Khotas (A.20); 146. Khuda-Verdi (A.20); 147. Khuma
n (A.23); 148. Znak'a (A.20); 149. Znal'ı (A.96); 150. Znan'a (A.40); 151. /£
dır/İgdir (A.52,53); 152. İmid'a/İmid'e (A.23,30, “Umut”); 153. İmir-Can
(A.152); 154. İmir-Khan (P.344); 155. İmreli (A.56, P.345); 156. Kaka/Kü
(A.24,25, evin büyük erkeği anlamına “Kaga”); 157. Kakal (A.19); 158. Aa
kuç'a/Kâküç'a (A.51,57, P.39o, çekiç ve demir-tokmak anlamına); 159. Xak
bad (P.354, bugün erkek adı: Kelbet); 160. Kandul'a (A.20); 161. Kan-Dur
(P.340); 162. Kara (A.sı, P.353); 163. Kara-Aslan (P.347); 164. Kara-ba
(A.43, Keşiş anlamına); 165. Kara-Bek (P.353); 166. Karaça (P.342), 16).
Kara-Göz (A.114, P.360);168. Kara-Oğlan (A.51); 169. Kara-Temür (P.355);
170. Kara-Yığit (A.42, P.346); 171. Katam (A.19); 172. Kayıtmas (P.346
173. Kaytaz (P.347); 174. Kedmes (A.41, kedilmez, aşınmaz anlamına); 175;
Kılınç (P.362); 176. Kiki (A.21); 177. Kan-Duralı (A.19, P.344); 178. Kodas
(P.364); 179. Koman (A.118); 180. Kor-Bek (P.353); 1go. Korçı (A.163); 1g
Kor-Eri (A.27); 192. Korkmaz (P.349); 193. Korkud (P. 356, Penek'te yer adı
olarak da geçer); 194. Kostan (P.360); 195. Kozan (A.20, P.346); 196. Aof
Bek (P.348); 197. Köçe veled-i Sal/fur)-Kazan (A.48); 198. Kökçe (A.113,
KIPÇAKLAR 179
Pa4r); ı9gg. Köken (A.34); 200. Kö/n)kül'e (A.46); Könküle (P.363, türkçe
i önül, arapça Fuâd anlamına); 201. Köçür'e (A.Isı); 202. Köle (A.19);
. Köter'e (4.48); 204. Kubıla (A.128); 205. Kul-Aba (A.125); 206. Kul-Bek
(P (bs75): 207. Kulu (P.341); 208. Kulu-Can (A.ısı, P.341); 209. Kulu-Kara
(A.106); 210. Kizil (A.35); 211. Küçük (P.395); 212. Küdeş (A.ş1); 213. Kur-
man (P.395); 214. KufAba (A.23, P.34g); 215. Kül-Abı (A.ıg, Akkoyunlu-
lar'da daha çok görülen bu ad, bugün Rize/Hemşen ve Erzurum/Pa-
sın'da, âileadı “Külebi” biçiminde kullanılıyor); 216. ZLaçın (A.60, ulu-kartal
an amına); 217. Mamısa (A.24, P.363); 218. Mamuk/Mamuk'a (A.19); 219.
mul (A.19)/ Mamul'a (A.356, Kazan-Türkleri'nde de “Mamıl/Mamlı” er-
İlani var); 220. Manas (A.go, Posof'ta “Manas-Yaylası” da var); 221.
ın (P.371); 222. Matat'a (A.19); 223. Mazan (A.60, P.354, bugün de, Kara-
papaklar ve Revan-Nahçıvan muhacirlerinde, erkek adı olarak kullanılı-
yor); 224. Mazrugul (A.129); 225. Mekindir (A.20, P.370); 226. Mendük
( e) 227. Mir-Arslan (A.20),; Mozgur (A.21); 228. Obul (P.396); 229. Okçu/
1 (4.28, P.379); 230. Okrun (P.370); 231. Onan'a (A.112); 232. Onanmaz
( pa): 233. Ordu-Bek (P.353); 234. Otar (A.130); 235. Ozan (A.70, P.344);
5. Ödügey (P.376); 237. Öğün (A.31); 238. Önge (A.64); 239. Öngül (A.24);
0. Öngedük (P.381); 241. Ösgedük (P.358, özledik anlamına); 242. Öz-Bek
(P 360); 243. Palasun (A.23, P.356), “Balasavun”dan mı?); 244. Papul
350, Posofun “Papul'a” köyü adaşı); 245. Paral'a (P.341); 246. Parın-
a (P.346); 247. Pırahı (A.19);248. Pir-Anz (A.57, P.342); 249. Pir-Budak
/ A.ıı3, Türk geleneğinde, babanın yaşlı çağında doğan oğluna bu ad ko-
nur), 250. Pir-Kozan (P.374); 251. Poluş (P.350); 252. Posgur'/Poskur/
oskhur'a (A.60,84,106), 253. Puskhar (P.365); 254. Sagu (A.20); 255. Saldır
(F (376); 256. Salman (A.38, P.348); 257. Salı (P.381); 258. Sal(ur)-Kazan
(4.27, P.354, her Sancakta, en yaygın adlardan); 259. Salar (P.376); 260
Sagul (P.344); 261. Saltuk (A.58); 262. Salut (A.89); 263. Sapar-Kul (A.128);
204. Saral'ı (P.349, oymak adaşı); 265. Saralmaz (P.349); 266. Saru (A.133),
267. Saru-Bek (P.383); 268. Satar-Kul (A.128); 269. Savur (A.25); 270. Savur-
! (4.106); 271. Sekel'i (P.398); 272. Selmen (A.21, “Selçük” adının kökü ile
ilgil), 273. Sebük'e (A.60); 274. Semen-Kül (A.20); 275. Silig (P.368); 276.
ıgul (4.364, “Songur” kuşu); 277. Sorma (A.119); 278. Söğüd'e (A. 64,
eneğimizde, “Söğüd-Evliyası”nı ziyarette dileğin kabülünde doğan çocu-
ü ad konur); 279. Surgat (P.345); 280. Şakhı-Bek (P.399); 281. Şalık/Şa-
lık'a (A. 60);282. Şah-Arslan (P.372); 283. Şah-Kulu (A.52); 284. Şargul
(P.370); 285. Şalul (P.376); 286. Şergil (A.20, Şergir ), 287. Taga/Taka
(4.118,136); 288. Tapuk/Tapuk'a (A.58, P.354); 289. Taral'a (A.23); 290.
Tatar (A.40); 291. Temür (P.348), 292. Togtamış (A.182), 293. Toraman
180 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
(P.370); 294. Tondar (P.362); 296. Tordul (P.364); 297. Torkul'a (P.ıs8,
Togrul adındaki R sesi, ilk heceye gelmiş); 298. Torul (P.359, Toğrul); 299
Totur (A.19); 300. Tukharlu (P.380); 301. Tula (P.392); 302. Turalı (A.19
P.345); 303. Turan (P.369, bugün Posof'ta “Duran”, yaşar anlamına erkek
adı olarak kullanılır); 304. Turar (P.354); 305. Tur-Arız (A.52, P.342); 30b.
Tura-Bek (P.395); 307. Tur-Bek (P.350); 308. Turmuş (P.361); 309. Turmuş:
Khan (P.365); 310. Tururdu (A.19); 311. Tümen (P.355); 312. Turud (A.20,
Turgut kuşu adından); 314. Uğurlu (A.35); 315. Ulu-Bek (A.49); 316. Umuk
(P.399); 317. Umur-Şad (A.115) 318. Ülkmez (A.20, Ürkmez); Ürkmeş
(P.354); 319. Urmaz (P.384); 320. Uruç-Bek (P.390); 321. Ursun (P.389);322
Üngül (A.24, hafif anlamına “yüngül”); 323. Üzmez (P.355); 324. Var-Khan
(A.117, Yukarı Pososfta bir köyün de adıdır); 325. Vart-Arız (P.382); 326
Varzıl (A.19); 327. Verdi (P.345); 328. Vermiş (P.348); 329. Yalguz (A.144),
yalnız/yetim anlamına); 330. Yaman'a veled-i Bogaç (A.122); 331. Yarak
(A.19, P.345); 332. Yaramış (P.350); 333. Yaraşıl (A.27, yaraşır); 334. Yar
Anız (P.340); 335. Yar-Kozan (A.62); 336. Yigid-Dura (A.53); 337. Yol-Kulü
(P.348, dindar, mümin anlamına); 338. Yo/-Yemre (A.15o, yol-emre/ye
sevgisi); 339. Yungul (A.20, yüngül/hafif anlamına); 340. Zamal (P.3 0);
341. Zamuk'a (A.23); 342. Bayram (P.380), 343. Duru (A.172); 344. Mg
(A.172, bugün Kars İli ve çevresindeki erkek adı “Gülü”, bundan).
Yalnız yukarıdaki köy ve kişi adlarının gözden geçirilmesi ve bugün
eski Atabek-Yurdu kesimlerinde, sınırımız içi ve dışındaki Müslüman-Türk
halkının, çok temiz Kıpçak-Ağzı konuşuğu, pek zengin gelenek ve görenek
leri, XII, Yüzyılda Kafkaslar güneyine göçen Kıpçaklar'ın, 500 yıl boyunca
Ortodoks-Gürcü/Kartel Kilisesine bağlı kıldıkları halde, erimeden, XVI
Yüzyıldaki Osmanlı Fetihleri sonunda: Önce Atabekli hanedanından her
Sancağın yerli Beğleri, sonra da âdil ve dünyanın en lâik, insâni İmpara
torluğunu yaşatan Osmanlı idaresinde, halkının gönül isteği ile Müslüman
olup, milli benliklerini koruyageldiği gerçeği, kolayca anlaşılmış oluyor.
Osmanlılar'ın daha erken fethettiği Rize-Batum arası Karadeniz kıyılarında
ve Borçka'da, Acara'da, mahalli dillerin hâlâ yaşaması; hattâ Kanüni çağın»
da 1552-1565 arasında Göle ve Khoçuvan'a yerleştirilen Sünni Kürtler'in, ken
di dillerini konuşageldikleri halde, Çoruk ve Yukarı-Kür boylarındaki Terli
Türklerin, öteden beri başka bir dil bilmeden, hep Kıpçak-Ağzı ile konuşa
gelmelerinin sebebi de, budur.
Ne yazık ki, Sovyet Sosyalist Gürcistan Cumhuriyeti'nin milli isteklerine
çok müsahama eden Ruslar, 1944 te Ahıska ve çevresindeki Sünni- Türklen/
Kıpçakları, 200 000 nüfustan fazla mevcutları ile, dokuz asırlık yurtlarında
KIPÇAKLAR 181
orla koparıp, Orta-Asya'ya sürmüştür. Bunların yeniden yerlerine dönme
lilek ve davranışlarını, Avrupa basınından nakleden Türk gazetelerinin,
15 ve Gürcü görüşüne uyarak adlarına, “Meskhet Türkleri” veya “Gürcü-
k ” demeleri!” ise, yurdumuzdaki Ahıska-Ahılkelek Muhacirleri ne, ger-
ekten üzüntü veriyor.
o © Meselâ: “Türkiye'ye gelmek için Moskova'ya başvuran 200 bin Gürcü Türklerin li-
ri, hapse mahküm edildi” (Hürriyet gazetesi, 1: Ekim 1971); Nüzhet BABA, “Mesket
“Türklerine Dair” (Son Havadis gazetesi, 18 Kasım 1971).
RESUME
Nous avons analys€ nos recherches en trois differentes parties. C'estsâ
dire, nous avons commence du Vlllem siğcle avant Jesus Christ, et som
mes allös jusgu'â Van 1600 A.D.Durant ces periodes nous avons &tudi€ le$
tribus turgues provenant de la branche des Kıpçaks, gui sont d'origir
des Nord-Caucasien et gui sont installös tout au long des riviğres Kur et
Çoruk.
Premiere Partie: Les Kıpçaks dans les lögendes turgues. Nous avons
bas€ nos &tudes sur les sources des difldrentes nations â savoir, source$
Göorgiennes, Grecgues, Iraniennes, Armeniennes, Latines, Syriagues et
ainsi de suite. De meme nous avons prösent& de diverses branches et de
diverses tribus des Kıpçaks et &tudi& des noms göographigues provenani
des meömes racines. Plus tard nous avons illustre et localis€ les lieux oü vi
vaient m&mes racines les diffdrentes tribus, tel gue Kıpçak, Kuman, Bul
gar/Burgar, Vanand, Balkar, Paçanig/Beçeni, Barsel/Barsılt, Cik/Çik,
Khazar/Khazır, Bun-Turki, Khalan-Turk, Şırak/Şurak, Hun/Khunan; E
lasakan, Çop, Çor/Şor/Sol, Khalkhal, Kalarç/Kalaç, Kamak/Kamakh
Kankar'k/ Kankar'ni (Les Kankars), Kasak/Kasakh, Sıgnak, Taşır'k/
Taşırs, Tukhar'k/Tukhars vivaient.
Deuxieme Partis: Dans cette partie, nous avons &tudi€ les conguğtes
Seldjukides au Haute Aras et tout au long des riviğres Kur et Çoruk. Te
utfois, comme ce Sujet gui est bien trait€ dans les derniğres annces par les
professeurs d'Istanbul et d'Ankara, nous avons clarifi€, illustr€ et localise
les nombreux liecus göographigues gui n'dtalent pas jusgu'â maintenani
localis€s. Par exemple: Surmari (Şatık/Iğdır-Korganı et Kulp/Tuzluca),
Meryem-Neşin/Marmara-Şen, Kangar'ni/Les Kangars, Akal-Kalak/Sepid-
Şehr, Kwelis-Kur, Lore, Samşolde, Kal'atü's-Salib/Civaris-Çikhe, Swer,
Şertul'ni/Memleketü Nemrüd bin Ken'ân, Kuel/Kol, Kar'ni-Pol/Pola.
Dans la möme partie de notre &tude, vous trouverez: Les incurtions et
immigration des Derniers-Kıpçaks â VOccident vers les riviğres Edil et
Ozu au Xem siğele; les noms des tribus et des personnes de ces Kuman/
Kıpçak tel gu g'on trouve dans les sources; les particularit&s de leur lan
gue; leur beaut&s celebres auprös leurs voisins chrötiens et musulmans, les
traces de ces beautös gui vivent encore dans nos folklores, etc.
KIPÇAKLAR 183
Trositme Partie: Nous avons &tudi€ dans cette derniğre partie: les rola-
üons et les guerres entre les principautes Russes et les Kuman/Kıpçaks;
leur retraite aprös leur defaite aux rives des Doneç-Don et â la region Ku-
ban, vers les anntes 1110; et aprös 1118, âla suite d'invitation du roi Da-
vid dApkaz et au moment d'affaiblissement des Seldjukides avec les guer-
.res civiles, leur installation, tout au long des rives de Kur; leur victoire
sur les Turkmens musulmans et sur toutes les pays Kartel/Tiflis et les ri-
ves du Haut-Kur et Central et la region de Çoruk; leur installation döfini-
ve lâ-bas; leur attachement â VEglise Orthodoxe-Göorgienne tout en gar-
dant leur existence et leur langue nationale; Vacceptation de la Reine Ta-
mar le trös influentiel Kutlug-Arslan et le generalissime Kubasar, en 1177-
1184, tous les deux &tant d'origine d'Ancien-Kıpçak.
Durant ”&pogue de la Reine Tamar, d'aprös les Kıpçaks, gui y sont
rrives en 1195, on accepte la religion Orthodoxe-Göorgienne, d'aprös
İhistoire göorgienne disait-on, classifiait ceux gui se sont installös tout au
long de la riviğre Kur et Çoruk au temps de David (1118-1125), comme
“les Anciens-Kıpçaks”, et ceux gui se sont install&s â P&pogue de Tamar,
tout au long du centre de la riviğre Kur et ses branches, comme “les No-
uveaux-Kıpçaks”. Une branche de ceux-ci gui &taitent musulmans et gui
vivait comme des nomades â Gence-Karabagh, s'appelleraint selon les do-
tuments Ottomans, durant les annees 1593, “les Anciens-Komanlus et les
Nouveaux-Komanlus”. La Reine Tamar fit vivre “VÂge d'Or” â la famille
Bagratides gui &tait d'origine de ces deux branches de Kıpçaks.
A Vöpogue des İlkhanides, ces gens se furent ralli€s aux congurants
et adoptörent le titre “Ata-Bag” (Atabek) aprös 1285. Les Atabeks rendi-
.rent service aux Karakoyunlu et plus tard, aux Ottomans, et ils travaillör-
ent contre les rois Bagratides Göorgiennes.
La plus grand partie de nos recherches sont eflectudes aux archives
des Ottomans, dans les registres du XVlem siğcle. D'aprös les noms g€og-
raphigues, on comprend gu'il existe des tribus de souche Kıpçak gui se
ont installös au nord de la Mer Noire et aux Balkans. Ceci nous montre
guc, hors des noms saints gue les prötres donnet aux enfants aux mo-
.ment du baptöme, la guasi-totalit€ des noms propres sont du turc. De
us, hors des &glises dispers&es dans les villages et de la restauratian de
la Monastöre Saba (1308-1334), 8 km. d'Akhıskha, ils n'ont fait construire
aucun autre temple dans la “Sa-Atabago”/Patrie d'Atabek. İls utilisörent
les mosguces construites par les Seldjukides ou les &glises gue les Seldju-
kides ont converties â la mosgöe comme des place de priere, et ains ont
satisfait leur besoin des maisons de priğres.
I. BÖLÜM'E İLÂVELER
1975 yılı başlarında biten bu kitaba, sonradan okuduğumuz yayınlara göre,
şağıdaki bilgi ve haberleri, “İâzeler” başlığı ile katmayı yerinde gördük”
o1 — KİMMERLER'İN GELİŞİ'NDEN ÖNCELERİ, DOĞU-ANADOLU'YA
OLANLAR
, Bu uğurda önce, “İlkçağ Tarihi” Hocamızın son eserinden alıntılarla işe
klıyacağız. Yirmi yıldan çok Van ile çevresinde kazılar ve araştırmalar yapan
yın Prof. Dr. Afif ERZEN, TTK Yayını olarak basılan, “Doğu Anadolu vw
Jrartular/ Eastem Anatolia and Urartians” (Ankara 1486) kitabında, bu konudaki
ön bilgileri özetlemiştir. Bunlardan, konumuzla ilgili olanları görelim (parantez
sindeki ibareler, bizim açıklamalarımızdır):
“Doğu Anadolu'nun Coğrafi Sınırları : Güneyde Maraş civarında Güneydoğu- To-
psları kavşağının dış etekleri, batıda Kızılırmak ile Fırat arasındaki su-bölümü
izgisi, kuzeyde Karadeniz (Çoruk solundaki “Balkar”) Dağları'nın güney etekleri-
ii takip ederek, Bayburt-Ovası'nı içine aldıktan sonra, güneye dönen bir çizgi
*) Kısaltmalar :
SCH. Alexandre BASCHMAKOFF, “La Synihöse des Periples Pontigues”, Paris 1948
(M.Ö, 508-500 yılında yazılan Kardyandlı SKYLAX tan (67-104. Bend) M.S.
ı3ı de Karadeniz kıyılarını resmi vazifeli gemiyle dolaşan ARRZANOS a (1-
37 Bend), sonra, buna izafe edilen ANONYM'e (1-42 Bend) ve Londra Yazma-
sı Anonym (1-92 Bend) Deniz-Gezileri'ne varınca, yunanca metin ve tercüme-
leri).
“Kartlıs-Çkhovreba” (Gürcistan'ın Hayatı) adlı anonim ve resmi Gürcistan Tari-
hi, izahlı tercümesi, M. BROSSET, “Hisbire de la Göorgie”, 1. Partie, St-P&-
| tersbourg 1849.
KOKH" Yukarıki kitabın, mukayeseli izahları, M.BROSSET, “Addition et Ezlaire de
L'Histoire de La Göorgie”, St.-Pötersbourg 1856.
KDK “Kitâb-i Dedem-Korkud”, Dresden Yazması faksimilesi, M, ERGİN, “Dede Kor-
kul Kitabı 7”, Ankara 1958, Faksimile, $. 1-154.
R. GROUS. Rene GROUSSET, “Histoire de L'Armeniz Des Origines â 1077”, Paris 1947.
TOGAN-Giriş Ord. Prof. Dr. A. Zeki Velidi TOGAN, “Umumi Türk Tarihine Giriş”, VW.
Z Baskı, İstanbul 1970 (Dizinli).
TOGAN-Sakalar Ayni bilginin eseri, daktilolu 160 s. ve 12 Bölümdür (bir nüshası elimde),
1-4, 6-8. Bölümlerin, tek-tük atlama ve dizgi yanlışlı yayımı, İstanbul'da çı-
kan BELGELERLE TÜRK TARİHİ DERGİSİ/BTTD'nde, Temmuz 1986-
Şubat 1987 arasında 17., 19-24. Sayılarda yayınlanmıştır.
Victor LANGLOIS, “Collection des Historisms Armenizns”, Paris 1867 “Tome
Premier”, 1869 “Tome Deuxiğme”.
186 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
teşkil eder. Doğu sınırları, gerçekte morfoloji bakımından, bir yandan &jj
(Kutayıs'tan geçen eski “Fasis”/Faş)-KuraArdahan ve Tiflis'ten geçen Ki
(Gökçegöl çevresi dahil). Öte yandan Urmiye Gölü platosunun doğu kenarları
kadar uzanır. Böylece, bugünkü sınırlarımızın dışında, coğrafi bakımdan d.
geniş bir Doğu Anadolu Bölgesi'ni, kabul etmek lâzım”(s.1).
“Bugüne kadar Doğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan kazı ve satıh araştırmala
neticesinde, kuzeyde Kafkasya'dan, batıda Malatya-Elâzığ Bölgesi'ne, güneyde K
zey-Suriye ve doğuda Ürmiye Gölü'ne kadar uzanan, çok daha geniş bir coğra
alanda, M.Ö. 4. Binden itibaren, çok kuvvetli bir kültür birliğinin olduğu ortay
çıkmıştır. Bu kadar geniş bir coğrafi alanı kaplayan kültüre, bölgenin ö ni
ne göre, çeşitli isimler verilmek istenmiştir. Teklif edilen bu isimler, ş
Erken Bronz Çağı Kültürü, Erken Huri Kültürü, Kura-Aras Kültürü, Yanık Kült
(Erzurum-Ovası'nda tesbit edilen) Xaraz Kültürü, Erken Transkafkasya Kült in
Doğu-Anadolu Erken Bronz Çağı Kültürü. Ancak bu kültürü yaratan halkın ist
Asyanık bir millet olan ve dilleri, Türkçe'nin de dahil olduğu Ural-Altay Dilleri'ne bengi
yen Hurriler olması yüzünden, Erken Huri Kültürü adının verilmesi, gerek yerli 4
gerekse yabancı bilim adamlarınca, daha uygun görüşmüştür.”
“Çünkü, daha sonra Hum Kültürü, M.Ö. |. Bin yıllarında, pe dol
yüksek yaylasını, Zranska/kasya'yı (yani, Kalkas sıradağları güneyini), Âi
İran'ı (Güney-Azerbaycan'ı) ve güneyde de, Urfa-Halfeti çevresini içine alan ve ü
yüz yıl boyunca hâkimiyetini devam ettiren, kuvvetli Urartu Kırallığı'nın | ıl
masını sağlamıştır” (s. 15-16).
“Kuzeyde Transkafkasya, batıda Malatya, doğuda Urmiye Gölü ve güneyli
Kuzey Suriye içlerine kadar yayılan Erken Huri Kültür Birliği'nin, en büyük m
di kalıntısı olarak, sözüedilen geniş coğrafi bölgede elegeçirilen keramik çeşi
Jormu, dikkati çekmektedir. Hemen, hemen benzer süsleme özelliğini a :
keramık çeşitleri, anahatları itibariyle, Yerli Anadolu karakteri göstermektedir. ..
“Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Humi Kültür Birliğinin ikinci ortak özelliğini,
mimari yapılar meydana getirir. Transkafkasya, Kuzeybatı İran ve Van Bölgesi'nde,
bu devre âit yuvarlak plânk yapı tipleri, geleneksel Huri Kültürünün, önemli ve
karakteristik özelliği olarak karşımıza çıkar. Yarı-Göçebe Humi Kavimleri ta afın-
dan, yuvarlak-çadır tiplerinin bir benzeri olan bu evler, çok pratik avantajları ol
duğu için, kullanılıyordu. Genellikle 4-73 metre çapında, ortasında merkezi bir di N
ge sahip olan tek kapılı bu yapıların duvarları, fazla kalın olmayan kurutulmuş
piç'ten yapılmıştır. (Bugün, Haran köylerindeki evler gibi, üstü künbedi andıran
biçimde) Arı-KXovanı'na benzeyen bu yapıların, çok geniş bir coğrafi alanda yay
gın olarak kullanılmış olması, o devirde devamlı bir tehlikenin mevcudiyetine
işaret etmektedir. Göçebe ve Yarı-Göçebe topluluklar tarafından yapılan bir saldır.
neticesinde, çok çabuk terkedilen bu evler, portatif (tandır gibi pişmiş topraktan
yapılma) ocaklar'la ısıtılıyordu...”
KIPÇAKLAR 187
“Sonuç olarak, günümüzde bile Yarı-Göçebe (Yaylakçı-Kışlakçı Yörük ve
Türkmen gibi) Türk Boyları'nın hâlâ kullandığı, tek direkli ve bunun hemen ya-
nında bulunan ışık menfezli çadır tipleri, eski yuvarlak-plânlı evlere benzemekte; ve
dolayısıyla da, Yer Anadolu karakteri taşımaktadır... Nitekim bugün dahi, Urfa
tivarında (Haran/ Altıntaş'ta), bu tip &öy evleri vardır”.
“M.Ö.4. Bin yıllarından itibaren yoğun bir iskân geçiren Doğu Anadolu
Bölgesi'ne, özellikle M.Ö.3. Bin başlarında, Transkafkasya'dan yine Hurri menşeli
kavimlerin, büyük kafileler halinde göçettikleri, anlaşılmaktadır. Dağlarla
bölünmüş bir kültürün bu kadar mütecanis olması, M.Ö.3. Binde bu bölge sâ-
kinlerinin #Humler olduğuna, ayrı bir delildir. Doğu Anadolu Erken Bronz
Kültürünün yayılma sahası, bu görüşü desteklediği gibi, (Kuzey-Suriye'de kalan)
Habur vâdisinde bulunmuş çiviyazılı tabletler de, Humrilerin Akatlar (M.Ö. 2350-
x 0) zamanında da, buralarda yaşadıklarını isbatlamaktadır” (s. 17-18).
“M.Ö.3. Bin sonlarında Transkafkasya (kuzeyindeki Derbend ve Daryal) Ge-
çil rinden, Anadolu topraklarına büyük göç halinde İndo-Avrupalı ırka mensup Hı-
ilerir akın edişi, ... M.Ö.2000 yılları civarında Hititlerin Doğu Anadolu üzerin-
den Orta Anadolu bozkırlarına gelerek, (Asyanik ırktan Ön-Hititler'in ülkesine)
yerleşmeleri, Doğu Anadolu Bölgesindeki Huri Kültüründe (demirciliğin gelişmesi
gibi) tedrici bir değişikliğin varlığına işaret etmektedir....M.Ö. 2000 yıllarında
meydana gelen bu tedrici değişmeden sonra, Doğu Anadolu Bölgesindeki Huri
Kültürü nde, çok önemli bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır” (s. 18-19).
“M.Ö. 2. Binde, özellikle 18. Yüzyıldan itibaren...asıl Humi Devleti'nin bu-
lunduğu bölge... Van Gölü'nden itibaren, Kızılırmak ve Yeşilirmağın Karadeniz'e
döküldüğü yerlere kadar uzanan ülkedir. Geniş manada Huri Ülkeleri Sahası:
Kuzeyde Kafkaslardan, güneyde Suriye ve Yukarı-Mezopotamya'ya, batıda Toros-
a'dan, doğuda Zağros Dağları'nın ötesinde Urmiye Gölü'ne kadar uzanıyordu”.
» “Belgelerden anlaşılacağı üzere, Yakın-Doğu'daki Hurri-Mitanni Devleti'nin sı-
rları, doğuda Kerkük'ten, batıda (Çukurovayı da içine alarak) Akdeniz'e kadar
zanmaktaydı. M,Ö.1550-1350 tarihleri arasında, Yakın-Doğu'nun en kudretli
rinden biri olan Humi-Mitanni Devletinin merkezi, (Mardin güneyinde
e Habur Çay'ının Suriye'de kalan boyundaki) Resul'ayn yöresinde bulunmuş
İduğu kabul edilen, Vaşşuganni şehriydi” (s. 21-22).
ç “Urartu Devleti'nin Kuruluşu ve Hurri-Urartu İlişkileri: “Feodal Beylikler'in oluş-
rduğu bir federatif devlet olan Hurri-Mitanni siyasi teşekkülünün merkezi oto-
tesinin zayıflamasında, tekrar birtakım Beyliklere bölünmüş olduğu, kabul edi-
lir. Orta-Asur Devleti (1375-1047) nin yükselişi” sırasında, “Asur Kıralları, Hurri
fenslikleri'ni kendi hâkimiyetlerine geçirmeğe çalışırken, bu Küçük Devletler de,
lıklarını korumak gayesiyle, aralarında birleşerek, bu büyük ve kudretli
üşmana karşı, ortak bir savunmada bulunmak zorunda kalmışlardır”.
188 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Asur Kıralı 1. Salmanassar” tahta geçişinin ilk 1274 yılında, Urartu, esk
Asurca şekli ile ÜUruair ye (her iki biçimdeki ad, Uru/Yüksek, Yukarı, Artu/Aini
Ülke, El anlamında c a'yı belirtmektedir) karşı bir sefer yapıldığını,
Memleketi zaptederek, 57 şehri tahrip ettiğini, kitabesinde bildirmektedir
“Urartu/Uruatri adı da, ilk defa bu yılda yazılı belgede anılmıştır'). Salmana:
sarın oğlu Tukulti-Ninurta (1244-1208) da yazıtlarında, “Nairi Ülkeleri'nde 4
Beyliği yenerek, tâbi kılıp, “Yukarı-Deniz— Van Gölü— sahillerindeki ülkelerle bir
likte hâkimiyetine geçirerek, harâca bağladığını bildirmektedir”.
“Yukan-Fırat havzasından Rızaiye (Urmiye) Gölü arasındaki saha ile W
Gölü çevresinde yaşamış olan ÜUruatri ve Nairi Kabileleri Birliği, Hum ve F
Urartu kabile başkanlarının idaresi altında idiler. Humilerle Urartular'n a)
menşeden gelmiş olmalarının, bu hususta rölü olsa gerektir. Zira Urartu Dik, n
Sami ve ne de İndo-Avrupai (Aryani) bir dil olmayıp, Asianigue bir dil olan Hur
Dik ile morfoloji, sentax ve vokabuler açısından bir akrabalık ilişkisinin ve ığı
birçok araştırıcılar tarafından meydana çıkarılmıştır. Her iki dilin yoğun yayılı
sahaları olan Doğu Anadolu dağlık bölgesiyle Kuzey-Mezopotamya'nın, prehistoni
devirlerdeki maddi kültür kalıntıları bakımından, homojenlik arzetmesi, tari
devirlerde de, Huri ve Urartu Dili gibi iki akraba dilin ayni sahada bulunma
da, gözönüne alınarak, bu bölgenin nüfus çoğunluğunun, Hum-Urartu menşt
olduğuna delil sayılmaktadır. Bu görüşe göre, Urartu-Hurri Topluluğu'nun menşi
ni, Doğu-Anadolu Kalkolitik Kültürü, yahut da, geniş manada Kur-Aras Kültürün
M.Ö. 3. Bin yılda yaratan topluluk teşkil etmiştir... Humi ve Urartu toplumunu
ayni menşeden çıktıkları ve belki de, iki ayrı boy ve biribiri ardından gelen i
göç dalgası halinde, 7ranskafkasya bölgesinden güneye yayıldıkları, anlaşılmakta
dır”,
“Bununla beraber, bir kısım filologlar, Humilerin Orta-Asya steplerinder
yüksek yaylalarından göç ederek, İran üzerinden Doğu Anadolu'ya geldikleri
ilerisürmekte; ve ayni menşeden gelen Urartuların, M.Ö.3. Binin ortasında Hi
rilerden ayrıldıkları görüşünde bulunmaktadırlar. Huri Dili gibi Agglütine yal
Bitişken karakterinden dolayı, Urartu Dili de, genel bir deyimle, Astanigue Dıl
Grupu'na sokulmaktadır. Fakat, şu ciheti açıkça belirtmek gerektir ki, ,
Dili'nin, Hint-Avrupa (Aryani) Diller'nin Satem Grupu'na sokulan Ermenice il
hiçbir ortak noktası ve ilgisi yoktur.Sabit köklere, değişik ekler ilâvesiyle kelin
' İlk defa, M.Ö.518 yılında Akameneşli Dareyoş'un, Ge demisler alınma olarak 8
Kaya-Yazıtında, (Urartu/ Yukarı ülke/Yukanel'in eş anlamında| iki değişik imlâ ile, “HakYuk YI
ni (EV Ülke)yağ(ler) ve Aram (Yukarı)#bağlaçtır)na(Bölge/El) 2 birden, Arminaf-Yukaneli & e
mi, geçmektedir (Josehp SANDALGIAN, “Histoire documentaire de (Armeni”, Rome 1917, &.
ı21; R. GROUS, s. 74). Perslerden bu adı öğrenen Yunanlılar, (Coğrafyasını M.Ö.520-510 yili
arasında yazan Milletli HEKATEOS'ta ilk defa) “Armenici” ve giderek “Armenya” biçiminde yâ
mışlar; Romalılar da, onlardan almışlardır. Bizim kullandığımız “Ermeni” deyimi, “Ermenli” (Yi
karelli) anlamında olup, “Hay” denilen kavme, bu ad yabancıdır. Bu yüzden, aslâ KDK'da ve ö
ki “Dede-Korkul Oğuznâmeleri”nde geçmediği gibi, Mayıs 1918'de istiklâlini ilân eden En
Hükümeti de, resmen Hay ve Hayastan adını benimseyip; “Armenia” ve benzeri adları, yabancı di
lerdeki yayınlarda kullanagelmiştir.
KIPÇAKLAR 189
$kili bakımından Urartu Dik, (Türkçe'nin dahil bulunduğu) Ural-Altay Dilleri
de, bir benzerlik göstermektedir.”
© “Urartu ve Huri tanrı ve tanrıçalarının, ayni menşeden gelmeleri, çok ilgi
ekicidir. ... Urartular'da (en baş-tanrıdan ahalisinin, “Khaldili”/Khaldi-Kulu adı-
i benimsemesine yolaçan) “Kaldi, Devletin Baş-Tanrısı ve Savaş Tannsı'dır. Te-
eba ise, Humilelerin Baştannsı ve Fırtına Tannsı Teşup ile aynidir. Ayrıca, bu
mrıların eşleri de, aynidir. Teşup'un eşi Hepat, Urartu Tannsı Teişeba'nın eşi
luba adını taşımaktadır... Urartu Devleti'nin (en uzun süreli) başkendi Tuşpa—
günkü Van Kalesi— adının da, tanrıça Tuşpea ile ilgili olduğu görülmektedir.”
5. 24-27).
Urartu Devleti'nin asıl kurucusu, Z.Sardur (840-830)a halef olan oğlu İşpuini
0-810), devletinin hudutlarını, kuzeyde Murat ırmağı başlarına kadar genişlet-
i. “Bunun oğlu Menua (810-786), ilk defa ordusuyla Aras'ı geçti; ve bu ır-
ak ile Gökçegöl arasındaki sahada da, savaşlar veril”di. Babası Menua ile ortak-
işa kırallık yapan ve onun ölümüyle müstakil olan (Asur kaynağında “Arguştu”
enilen ve bugün adı Erçiş” şehrimizde yaşayan) Z.Argişti (790-765), “tekrar tek-
ir Âras nehri üzerinde, bugünkü Zeninakan (1924 ten önce, Kimmerler'den kal-
a adıyla “Gümürü/Gümrü”) ve Erivan ile Gökçegöl etrafındaki kabilelere karşı ha-
eketlerde bulunduğu gibi, Zranskafkasya'nın içlerine kadar seferler yapmıştır”.
İnun, yıllık biçimindeki) kaya kitabesinden, “babasının genişleme siyasetini,
(in (Eleşgert)-Ovası'nın kolonize edilmesiyle geliştirerek, Aras nehrinin kuzeyin-
e, (tahta geçisinin) 5. yılında Erebuni (Revan İçkalesi yerinde) —Arin-Beri— ve
i. yılında (Sürmeliçukuru/Iğdır-Ovası'nda ve Aras kıyısında, sonradan Saka-
arın ve Arşaklılar'ın kışlağı olacak) Argiştihinili (—Argişti-şehri) — Armavır— gibi
üyük çaptaki şehirleri kurduğu, anlaşılmaktadır”.
— “Bu suretle Urartu Merkezi Hükümeti, (kuzeydeki imar işleriyle) bu ülkenin
tisadi bakımdan sömürülmesini plânladığı gibi, ileride Transkafkasya'da yapa-
ağı fetihler için, sağlam askeri üsler temin etmiş oluyordu. ...Argişti'nin analla-
ndan, Hititler Ülkesi nden—muhtemelen Malatya'dan— ve (şimdiki: Egil-Elâzığ
ile Tunçeli kesimini içine alıp, Bizans çağında “Sophanen”/Sofan-yurdu denen)
Şupani'den, (sürgünle) göç ettirilen 6 600 savaşçının, Transkafkasya'da mecbüri
skâna tâbi tutuldukları bildirilmektedir”...Bunun oğlu 72 Sardur (765-735) ça-
ında, Asur Kıralı yenilmiş; Transkabkosıya'da Gökçegöl (ile Çıldır Gölü) etrafındaki
praklar, ilhak edilmiş; ve Urartu orduları ilerliyerek, (Aşağı-Çoruk boyu ve Ba-
um/Acara yerindeki) Aulkha (varyant, Kulgi ki, sonradan “Gorg ve Gürci” adı,
bunların hâtırası olarak, ayni coğrafya deyiminden çıkmıştır)?. Ülkesine kadar
harekâtta bulunmuşlardır”.
?* Bakınız, “Kars Tarihi”, s.265: 886 yıllarında ilk defa “Gorglar”, “Kukark” (—Gugarlar)ın
omşusu gösteriliyor; s. 299. Bundan farsça “Gurg'istân” ve arapça kaynaklarda “Kürzân/Kürcân”
(Kürelar) Türkçe “Gürci/Gürcü” adı çıkıyor. Ancak, Hıristiyan olan, ne Tiflis (Kartli), ne Kutayıs
(İmeret) ahalisi, “Gürci/Gürcü” adını bilmez ve benimsemez; Acara-Batum'un Müslüman halkı, bu
dla tanınır ve benimser; çünki, eski Ko/k/Gorg ülkesinde oturmaktadırlar.
1g0 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
“Fırat'tan İran-Azerbaycanı'na ve kuzeyde Çıldır Gölü'ne kadar olan yerlerde
kitabeleri bulunan 77. Sardur devrinde Urartu Devleti, coğrafi bakımından da, &i
geniş sahalara mâlik olmuştur. Son araştırmalara göre: Kuzeyde Gökçegöl (hatt
sağdan Kür'e karışan Kazak Çayı boyu, Çıldır Gölü çevresi, Erzurum) Bayburi, ba
uda Malatya, güneyde Halep ve Musul, doğuda ise Urmiye Gölü sahası (ve Erde
bile 60 Km. mesafedeki Serab şehrinin kuzeydoğusuna ve Acıçay kaynaklarına
ve hattâ Hazar Denizi yakınlarına kadar olan yerlerde, Urartu iskân kalındılarınâ
(ve çiviyazılı kaya yazıtlarına) rastlanmaktadır—Bakınız, Harita 2—. Bu d m
Urartu Devleti'nin en parlak devrinde, M.Ö.2.Binin ortasındaki Huri Yayı a
hası'na, tekrar ulaşıldığını göstermektedir” (s. 27-32).
Bu parlak çağın sonunda Urartu Kıralı 1. Rusa (735-714/713), Asur Kırahı | İ
Sargon'a yenilince, “demir bir hançerle intihar etmiştir”. Onun bu “yenilmesi In
de, (M.Ö. 720'de, Sakaların önünden kaçarak Kafkaslar'dan güneye aşan Do)
Kimmerlerin, (Kür ve Aras boylarında) Urartu üzerine yaptıkları akınlar ve savaş”
ların da, rolü olsa gerektir” (s. 36). |
Sayın A.ERZEN'in kitabındaki “Harita 2”, tek kitap sahifesine göre çol
küçültülerek alınan ve kendilerinin de adı yazılı yedi zatın emeği ile 1976 d
Berlin'de basılan, envanter biçimindeki şu almanca eserin sonundakidir: “70.
POGRAPHISCH KARTE VON URARTU Verzeichnis der Fundorte und Bibliografhi
von W. KLEISS und H.HAUPTMANN in Verbindung mit: R.M.Boemer,
P.Calmeyer, A.Erzen, A.V. Gladiss, S.Kroll, M.Salvini, G.Triacjan”. 4
Bundaki Urartu Yazıtları: Türkiyede 1-179, Sovyetler Birliğinde 1-29, Irağt
1-5, İran'da (Azerbaycan'da) 1-77 diye, numaralanmış olarak, yerleri ve envanter
leri belirtilmiştir. Buna göre: Türkiyede, en kuzeyde 48. Çıldır Gölü güneybatı:
sında Taşköprü kayalığında, 77. Sardur; ve 140. Bayburt kuzeybatısında Ahart (Ays
dıntepe); Sovyetler'de 1. Arpaçayı solunda ve Gümrü/Leninakan'ın 6 km. k Da”
tusında Kanlıca'da ve en kuzeydoğuda, Kazak Çayı ortası sağında 26. Sarıtepe de,
en doğuda İran (Azerbaycan)da 56. Sera$'ın 25 km. doğusunda, 71. Argişti'nindir.
»
* *
“Umumı Türk Tarihi”nin en yetkili bilgini rahmetli Hocamız Ord. Prof. Dr.
A.Zeki Velidi TOGAN, Önasya eski tarihinin “en büyük âlimi Fr.HOMMEL”'in,
(yeryüzünde ilk defa Aşağı-Mezopotamya'da yazıyı icad ederek, “Tarih çağı'n
açan) “Sümerleri tamamiyle bir Türk kavmi sayarak, (1928 de Viyana'da basılan
almanca kitabında da) “350 kelimeyi, Türkçe ile izah ederek, Sumerce diye ken
sinden bir #ürkçe cümle bile tertip eylemiş”? dedikten sonra, şunları yazar:
L.M.MELKİSET-BEKOW'un, Gürci/Georgi adının, “Gogaren”e ad verenlerden geldiği yolur
daki yorumu (GEORGICA, Vol. 1. Nos, 2-3, London 1936, s. 70-71), tutarsızdır.
* 26-31 Ekim 1989 da Elâzığ-Firat Üniversitesi'nde yapılan 11. TÜRK SOVYET KOLLOK*
YUMU'nda bu uğurda verilen tebliğ, son derecede değerlidir. “Türkolog, Mongolist, Allayist ve
KIPÇAKLAR ıgı
“Bundan başka, Sumerlerin, eski SkitlerSakalar)in ve birçok tarihi Türk Ka-
imleri'nin, (ölülerini) defin merasimleri ile bir olduğu tesbit edilen defin âdetle-
ri; (Batıgüney İran'daki) Elam Dil'nde, Türkçe ile müşterek kelimeler, bunlarda-
rini Humiler'in dillerinin Türkçe ile akrabalık derecesini arzeden hususi-
eri; bu Humilerde, Türkistan'daki Khuttal Türkleri'nin (ki, en iyi binek-atı bes-
lerlerdi) ve Önasya Selçukluları devrinin at-terbiyesini andıran yılkıcılıkları hep,
Önasya'da Tarihten Öncesi Türk İzlerini, teşkil eder” (T OGAN-Giriş, 8.11-12,
298-399).
e! BÖLÜM”ümüzde (s.17-18) gördüğmüz, “K-ÇKH”da “Khazarlar” denilen
ataları) Kimmelerin Kür ve Aras boylarına gelişi, M.Ö. 720-714 yıllarına
adığı gibi, ondan sonra da, eski Kartel-Destancıları'nın (“K-ÇKH, s. 26 da)
i klar, yukarıda (s. 18-20) gördüğümüz “Mebrot-oglu” (Nemrud-Nesli) soyun-
d “Persan” (İranlı) sandıkları da, Urartulular idi. Bunun gibi, bizim yukarıda
(s.19-21) gördüğümüz, Kartel kaynağında, “Türkler” ve “Makedonyalı İskender” or-
d arına karşı Çoruk ile Kür boylarını erlikle korumaya girişen ve Kudüs'ten
M.Ö. 587 yılında) kovulan Yahudilerden önce “Kartli”de yerleşmiş bulunan
"Kıpçaklar”ın, Kimmerler ve “Bun(—Otokton/Yerli)- Turkiler'n de, (Oğuz/Türkmen
atası) Sakalar olduğu, apaçık beliriyor. Hele, yukarıda (s. 22-28) “Destani Orbel-
yanlar Tarihi”nden aldığımız, “Çenasdanlılar” denilen “Orbelyanlar"ın merkez kale-
sine, Oğuzlara mahsus “Üç-Ok” kolunun adıyla, “Şamşoylde” (—Üç-Ok) denilme-
si ve bunun KDK'da da yansıması, bütün eski kaynak haberlerinin, doğru yo-
rumlanmasını bize ihtar edip, yolgösteriyor.
© Ji — KİMMERLER ve SAKALAR'IN GÖÇÜYLE KÜR ve ÇORUK BOYLA-
RIYLA KOMŞULUĞUNA YERLEŞENLERİN, COĞRAFYADAKİ HÂTIRALARI
Yukarıda (s. 15-17), Tevratı-Şerifte Nuh-Nebi'nin küçük oğlu Yafes'in büyük
oğlu “Gomer” (Kimmer)in üç oğlundan en küçüğü “Togarma”nın, Türklerin ilk
uluatası gösterildiğini; K-ÇKH'da ise, Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki
“Sekiz-Kardeş Kavm”ın atasına, (eski yunanca metinden nakledildiğinden, teklik/
müfred belirten “0s” sonekiyle birlikte) “Targam os” ve onun neslinden gelenlere
de, “Targam'oslular” denildiğini görmüştük. “Khazar Hakanı Yusuf b.Harun”un
960 yılındaki ünlü Mektubu'nda, Khazar Devleti'ni oluşturan 70 Uruğun Uluatası,
“Yahudi rivayetlerindeki tabir ile, Tugarma” diye tanıtılıyor *,
K-ÇKH'da (s.20-24), Targam'os'un 8 oğlundan 2.si “Kart(e)/'os”a verilen ata-
yurt kesimi, doğuda (Debeda/Borçalı-Suyu'nun sağdan Kür'e kavuştuğu yerin
batısında ve Kür sağındaki, ermenice kaynaklarda “K4unar'agert”/ Khunar-yapısı
da denen) “Khunan XKhunlar) ile, batıda (Karadeniz'den ibaret) “S(a)per(İspir)-
ngüist” olup, Amerika'da da yıllarca Türkoloji okutan aziz dostum Prof. Dr. Osman Nedim TUNA,
“TDK Yayını olarak Ankara'da 1990 da yeniden basılan “Sümer ve Türk Dillerinin Târihi İlgisi ile
“Türk Dili'nin Yaşı Meselesi” adlı eserinde, “768 kelime ve gerekli açıklamalarla” bu konuyu, üstün
bir biçimde “isbatlamıştır”.
* A.Z.V.TOGAN, “Khazarlar”, İslâm Ansiklopedisi, V. 405, 406.
192 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Denizi” arasındaki bölge gösteriliyor. Kartlos'un beş oğlundan en büyüğü ve
lefi olan “Mfe)iz(e)khet (Meseket) os, (M.S. 450 yıllarına kadar Kartli'nin başk
di kalacak olan, Tiflis kuzeyinde ve Aragu/Aragwi çayının soldan Kür'e kavuş:
tuğu yerin doğu yanında) kendi adıyla anılan merkezi “Mfe)iz(e)kheta'yı yaptı
burada oturarak Aragw'den Sper-Denizine (Çoruk-Ağzı'na) kadarki yerlerin
hâkimi olarak, “öteki Dört-Kardeşi"ni de, kendisine tâbi kıldı. Meizkhetos'un
oğlundan büyüğü “Uph/0s” baba-yurdunda (Metzkheta'da) kaldı; ortanca
“Odzrkh'os, “Taşis-Kar”-Taş-Kapı denilen ve Azgur-Kalesi kuzeyindeki “Borcum-
Boğazıdan, (batıda) Deniz'e kadarki yerleri aldı; (şimdi Ahıska batısında “Oizk
he"/Öskhe denilen yerde) kendi adıyla “Odzrkhe'yi kurup, merkez edindi ve, (0£
tu Çayı'nın karıştığı yerden aşağı, Çoruk sağında bugün “Veran-Kal'a” denen
ünlü kale) “Tukharisi yaptı.
“Küçük kardeş Cavakh (varyant, Çavak) os (ki, onun kabilesine göre, öteden
beri Ahilkelek ve Göller çevresiyle Çıldır Gölü bölgesine, “Çavakhet”-Çav u
denmektedir), “Panawar” (1578 Osmanlı Fethi kaynağındaki “Pervane)-Gök/'nden
MikuarKür ırmağı) kaynağına (Göle-Sarıkamış arasındaki A//âhüekber-ki, Orta-
asya'daki “Khan-Tanndağ'ın adaşıdır— Dağları'na) varınca”, uzayan yerleri sahip-
lendi. Bu yurdunda, (kuzeydoğuda, Ahılkelek kesiminde) “Çunda” ve sonraları
“Kacta-Kalak (varyant, “Kac'a-tun ”-Yiğit-Yurd'u) denen, şimdi ise Hur(Hurri adı
ile ilgili) diye de anılan Artan (Kara-Ardahan/Büyük-Ardahan)ı yaptı. Bu işler
den az sonra, “Targamoslu Sekiz-Kardeş Kavim”leri yenip, hükmü altına alacak
olan, “Ahazarlar'ın Seferi” (M.Ö. 720-714 yılında, Kimmerler'in gelişi) başladı.
K-ÇKH'daki bu “destani haberler”den, Eski- Türk Urug ve Boyları'ndan, Yı
karı-Kür ile Çoruk havzalarında, şunların varlığı ve coğrafyada hâtıra bıraktıkları,
görülüyor (alfabe sırasına koyalım) : 7. ARGU (Aragwi), 2 CAVAK/ÇAVAK
(1663 te KÂTİB-ÇELEBİ'nin “Cihânnümâ”da (s. 406) andığı gibi, öteden beri
bölge halkı ve çevresinin, “Çin-Çavat”/Orbelyanlar Tarihi'ndeki “Çenasdanlılar”
ve Çavakhet adı), 3. KHUNAN (şimdi Borçalı'da “Kız-Kalası” denen yerde,
Khun'an/Hun'lar), 4 MESKET (Masaget, eski başkent Mizkhela ve Ahıska çev
resi), 5. SAPER (HERODOTta gördüğümüz “Saspir, KSENOPHON'daki “Hes-
peni”, STRABON'daki “Syspiritid” yurdu, İspir kesimi ve Çoruk ile batısının eski
adı), 6. TUKHAR ki, ermenice kaynaklarda 700 yıllarında, Tukhar '—Tukh-
ar'lar (R.GROUS, s. 311), yani kavim adı olarak anılıyor.
Şimdi de, yukarıdaki kavim adalarının, başka kaynaklarda ve araştırıcı eser-
lerinde, nasıl tanıtıldığını, özetle görelim. Destani Kartel Tarihinde, Karadeniz'e
neden “S/a)/per-Denizi” dendiğini, HERODOT'un (I, 105), şu haberinden öğre
niyoruz:
> Orta-Macarca'daki gibi Kartel dilinde de, hâs adların sonuna “4” veya “i” sesi eklenmesin
den (Kur/ Kura, Aşot/ Şota, Türk/ Türki, Batum/ Batumi gibi), bu şehrin adı sonuna da, “a” eklen
miştir; aslı, Meske/Meskhet tir. Bu yüzden İran kaynağında, H.964 (1556-57) yılında “Yedi Gürüs-
tân”ın 1/7'nin, merkezi “Ahıska” (Atabek Ülkesi) olana “ &-* Masak” denildiği belirtiliyor (İs-
kender-Bek Türkman, “Âlem-Ârâyi Abbâsi”, Teheram (Şem$şi) 1334 (1956) s. 84-85, 86.
KIPÇAKLAR 193
(Acara kuzeyindeki) “Kolkhis” ile Medya (Güney-Azerbaycan) arasında, bir
tek millet vardır, Saspirler”. Akameneşli 1. Dareyoş, M.Ö. 518 yılında İran İmpara-
orluğu'na bağlı kavimlerin ülkelerini, “Satraplık” adıyla birer yerli kıral veya beğ-
lerinin idaresinde federe “Hükümet” gibi, belli vergi ve asker verir durumda,
devletine tâbi kılmıştı. HERODOT (II, 94) konumuzla ilgili, şu iki komşu
“Hükümet”i tanıtır: “Saspirler (İspir'de adları yaşayan Saperler), (Varto ve Van-
Gölü çevresinde Urartulular) Alarodyalılar ve (Urmiye Gölü çevresindeki) Matiyan-
lar”, XVII. Satraplıktır. (Çoruk aşağısı ile Yukarı-Kür boyunda) “Moskhiler (Me-
sekler, yukarıda gördüğümüz “Mtzkheta”/Mesekhet'e adını verenler), Makronlar
(yunanca, “Kocabaşlılar” anlamında, Balkar dağları ile Karadeniz arasında, son-
raki “San ”/Çan/Lazlar'ın ataları), (Yeşilırmak aşağılarındaki) Tiberaniler, (onla-
rın doğusundaki, yunanca “Ağaçevliler” anlamında) Mosynekler ve Marlar, XIX.
Satraplık”.
M.Ö. 400 yılında Yukarı-Aras boyu, Erzurum-Ovası, Tortum Çayı boyu, İspir
kesimi, Bayburt Ovası üzerinden Trabzon'a varan “Onbinler” ordusu artçı kuman-
“danı KSENOPHON (“Anabasis”, IV, iv, 18; v, 34, vi, 4-5, 24-27; Vİ, vin, 25),
şu urug ve boyları görüp, tanıtır: (Kaynaklarından Kars-Arpaçayı'na kavuşunca-
ya kadar, bütün Yukarı-Aras boyunda, adları Pasınlar'da yaşayan, Oğuz boyu
“Paçan”/Peçenek'in o zamanki adıyla) Phasianlar, ( Erzurum-Ovası nda, demircilikle-
riyle ünlü ve Karadeniz kıyısındaki kollarının, Yunanlılara çelik yapımını öğre-
ten, Saka kolundan) Ahajyöler, (Tortum-Yusufeli kesiminde, sonraları “Tao” ve
“Tayk”-Tay'lar diye tanınan; Akkoyunlu ve Osmanlı belgelerinde “Dav-Eli”
'denen bölgede, kadınları da savaşan) Taoklar, (hâkim boyu İspir çevresinde bu-
lunan Saspir kolu) Hesperitler, “Harpasos” (Çoruk) ırmağını aşınca (Bayburt-Ova-
sinda, kuzeydeki dağlara kadar Saka boyu) Skyihenler (STRABON, XII, im, 18
de, “Skydiseler”), (bunların kuzeyinde ve Kemer-Dağının denize bakarında)
Makrolar. Bunlardan, “Phastanlar ile Hesperitler, bir Vâlinin idaresinde”ydiler.
“Edil Volga) havzasındaki (Kıpçaklar kolundan ve Khazar Birliği'ne katılan)
Sabir ve Suvarlar'ın bir kolu, Kafkasları aşarak Sasanlılar ve sı 5 te de Anadolu'ya
girerek Bizans ile savaşmıştı. Bunların, XIV. yüzyılda “Bat Sibirya'da” yaşayan
kolundan, “Sibir/Siberya ülkesi”nin adı kalmıştır. “Bunları, (Macarlı bilgin) NE-
METH ve Alman müsteşriki MAROUART, (eserlerinde) izah etmiştir” (TO-
GAN-Giriş, s. 171, 4ogn. 72).
» “Hazar-Yahudi versiyonunda, (Edil/Volga boylarındaki) Bulgarlarla Burtaslar,
Kimari yani Kimmer'in iki oğlu olarak” gösteriliyor. (Tarih adlı kitabının ilk yedi
bölümünü 549-550 yılında yazan Bizanslı) “PROKOPIUS, Bulgarların ceddi
olan Uingur ve Kutrigurlara, Kimmer”lerin torunları dendiğini nakleder (TO-
GAN-Sakalar, BTTD, Sayı 23, s. 31).
“Önasya Sakadarı'nın harekâtı hakkında, HERODOT”tan başka kaynaklar-
dan istilade etmiş olan STRABON (XI, xıv, 4-5), daha iyi malümat vermiştir.
Buna göre Sakalar, şimdiki Kazakh, Borçalı ve (eskiden Yukarı-Kür boyları ile
194 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Artvin İlini içine alan ve Çıldır Eyâleti de denilen) Akhakık (Ahıska), Gogaren is-
miyle; (Gökçegöl kuzeyinden doğup, sağdan Xwre karışan çayın boyunda ve ona
adını veren) Şamkhur'dan aşağısı, şimdiki Gence, Cavanşir ve Şuşa Vilâyetler/Kara-
bağ-Aran'ın bir kısmı ise, (merkezi, “Partav”/Berde”yi yapıp adını veren Sak
Hükümdarı ve M.Ö. 673 te Asur Kıralı Asarhaddon'un kızı ile evlenen “Barla
tua/Partatu "nun hanedanı, KDK'da “Afrasyaboğlu Oruz-Koca”; M.Ö.66 da, Romalı
Pompeus Ordusu'na ansızın hücum eden “Al/banlar Kıralı Oroes'es” hanedanı
du“) Sakasen ismiyle, (biribirine komşu) iki Saka Ülkesi şeklini almıştır. Bu
ren Vilâyeti, sonradan da Ermeni kaynaklarında Gugar'k (XI. Yüzyıl Haçlı Seler-
leri başlamasına kadar, Ermeni Alfabesi'nde “F” ve “O” sesleri bulunmadığı,
unutulmasın) yani Gugarlar (Gogarlar) ismini almış”.
“Herhalde, (M.Ö. 680 yılında, Son Doğu-Kimmerler kolunu kovalayınca) ilk
gelen Sakalar'ın, Asuri kitabelerinde Ga-ug-gu tesmiye olunan Hanları'nın asıl is*
mi, Gök yahut Göker (Gogar) gibi bir şekilde olsa gerektir. Sakasen ismi ise, Aşa
gı-İdil Volga)de 12. Asra kadar yaşayan, Arap ve İran kaynakları gibi, Mahmud
KAŞGARİ'de de zikrolunan Saksın(ki, Sak-Şen/Sak-Âbâd/Sak- Yapısı anlamır
da bir adla anılmıştır) şehrinin ismiyle birdir” (TOGAN-Sakalar, BTTD, Sayı
22,5. 22).
(M.Ö. VII. Yüzyılda Ortaasya'da yaşadığı bilinen) “Masagetler'in esas unsu
runun Türklüğü”, THEOPHANES DE BYZANCE, PHOTTIOS ve (“İmparator
Heraklius Tarihi” adlı eserini 661 de bitiren) Ermeni müellifi SEBEOS ile, Yakı
di ve Türk rivayetlerinin mukayesesinden anlaşılıyor. “İran ve Yahudi rivayetle
de, (Nuh-Nebi oğlu) Yafes'in oğlu ve Oğuz'un pederi gösterilen Mesek'in (yukanr
da gördüğümüz, Kartel Ülkesinin, Tiflis'ten önceki ilk başkendi “Mesekhet
Mizkheta şehrini yaptığı bilinen), et (sonek)li cemi” şekli olduğunu, (1939 da Vis
yana'da “Doktora Tezi” olarak almanca basılan) İbn #adlan adlı kitabımda yaz
dım” (TOGAN-Giriş, (s. 409-410). |
“Orta-Amuderya (Ceyhun)da Sakaraul kavminin, Tokhar uruğu ile birlikte Sir
derya Seyhun) havzasından buraya gelmiş olduğu kayitlidir. Tok/arlar, Amuder
ya'nın Balkh'tan yukarı kısmına” yerleştiğinden, buraya “Tokharistan” denilmiş:
tir. “Bu ismin 7uk4ar şekli, bir Türk kavmi ismi olarak, Sanskrit-Brahman Yazıtlı
n”nda geçer”. ARRIYAN(OS)'un, (M.Ö. IV. Yüzyıldaki yunanca kaynakları
göre yazdığı) “İskender'in Anabisisi” kitabında da, Tukharlar, burada gösteriliyor”.
“Masaget kelimesi”, kalıntıları bugün bile, “kabile ve oymaklar şeklinde yaş:
yan Masak Uruğu isminin, et edatı alan cemi'(çokluk) şekli olduğunu zannediye
rum. (Arşaklılar/Partlılar sülâlesini çıkaran) Da4Daha) ve Masagetler'in yeri, Da
bikle'in de yaşadığı (Türkmenistan kuzeyindeki) Karakum sahasıdır. (Özbekis
“ Bu haberlerin tafsili için, bak. M. Fahrettin KIRZIOĞLU, “Aran/ Gence- Karabağ'da Tığır-
midörtlü ile Otuzikilü adı Uluslar'ın oymakları ve Kür-Aras Kürtleri'nin menşei”, Vİ. TÜRK TARİ
KONGRESİ Bildiriler, Ankara 1966 s. 370-388.
KIPÇAKLAR 195
tan'da, Sırderya ile Amuderya aşağıları arasındaki) Kızılkum'da yaşayan Oğuzlar,
İranlılarla çok eski zamanlardan beri ihtilât etmişlerdir... PLINIUS (XVII, 9),
faksartes (Sırderya) kuzeyindeki kavimler arasında, Daha ve (Kıpçaklı) Kamakları
da, zikreder” (TOGAN-Sakalar, BTTD, Sayı 21, s. 23).
“Sakaların (28 yıl Önasya'ya hâkim oldukları sırada,M.Ö. 634 te) Filistin
Seferi, Yahudi menkıbelerine yansımıştır. M.Ö. 629-588 yılları arasında yaşadığı
kabul edilen Nebi EREMYA (VI, 22-24; VIL, 16) ve onun çağdaşı genç EZE-
'KHİA (XXX VII, 1-17; XXXIX, 1-16), Tevraf'ta diyor ki:
“İsrailoğulları "nı cezalandırmak üzere Tanrı, “şöyle buyurur: İşte, Kuzey-
Ülkesinden bir kavim geliyor ve Dünyanın Öbür Ucu'ndan, bir millet kalkıyor.
Onlar, Yay ve Mızrak tutarlar; şefkatsiz ve acımasızdırlar. Onların sesi, denizin
gü i gibidir; ve atlara binerler”.... “Onların atlarının kişnemesinden, bütün yer sar-
sılır”. “Ey insanoğlu yüzünü, Magog Ülkesinden gelen Roş (Avors), Maşek (Ma-
sak) ve 7hubal (Tibar)lar'ın başkanı (yukarıda anılan, “Gogaren”de adı yaşayan)
Goga çevir”. Çünkü, ona karşı, “Aepsi görkemli elbiseler giymiş ve tolgalı, kalkanı ve
bütünü kılıçlı olarak atlıları ile, büyük bir cemaat çıkaracağım”. Gomer (Kimmer)
ile bütün ordusunu ve Kuzey-Ucu'ndan Togarma (nusha, Thorgama) Hanedanı ile
birlikte, çok kavimleri çıkaracağım”, (Ey EZEKHİA) “söyle ki, Rab-Yahova,
böyle buyurur: Ey Roş ve Maşek ve Tubal Başkanı Gog, ben sana karşıyım... “İs-
yai-Dağları'nda perişan olacaksın” ?.
Tevrat'ta geçen bu “Gog”, Sakalar'ın Başbuğu “Gagu”, “Ma-Gog”da, onun
ülkesidir. Asurbanıpal'ın Yazıtı'nda, M.O.665 te kendisiyle dostluk kuran “Sakhi”
(Saka) kavmi Başbuğu, Gagu diye anılıyor/G.SMITH, History of Asurbanipal,
London 1871, s. 89/”(TOGAN-Sakalar, BTTD, Sayı 23, 8. 30).
KSENOPHON'un (M.Ö. 400 yılında, Harpasos/Çoruk boyunda) “Skythen-
r'es(doğudan) komşu olarak gördüğü “Taok kavmi”ni, (M.S.) IV. Asır yazarı
(Antakyalı) AMMTIAN (xxıı, 8), Ponfta Kolklar/Acaristan Ülkesi'ne kadar uza-
yan yerlerde Dahaz, Khalyb, Byzar ve (adları İspir'de kalan) Sapir kavimlerinin
yaşadığını zikreder. Bunlardan Dahaelerin anakolu, Aral Gölü bölgesinde yaşar-
lardı (ki, M.Ö. 256 da Makedonyalı İskender'in haleflerine karşı ayaklanan bu
uruğun “Pam/Apam” boyundan çıkan Arşak, istiklâl kazanıp, Arşaklı/Arsakid
Devletinin kurucusu oldu). “KSENOPHON'un Taok diye gördüğü de, bunların
Çoruk boylarına gelmiş bir kolu olduğunu sanıyoruz. Byzar ile Sapır de, Khazar
Hakanı Yusufun (960 yılında yazdığı ve Devletini oluşturan uruglar ile boyları
da belirten) Mektubu'nda, Khazar Kavminin iki kolu sıfatıyla andığı (türkçe'de
“R-L” değişimi gözönünde tutularak) Bizal ve Savirler olacaktır. Bütün bunlar,
kki/Saka dalgasıyla gelmiş kavimler olacağa benziyor” (TOGAN-Sakalar,
BTTD, Sayı 23, 5. 24).
* Burada Tevraf'ın Türkçe Tercümesinden okuduğumuz metni, sadeleştirdik. Bilindiği gibi,
Kur'âni-Kerim Tefsiri'ne, “İsrâiliydt” girince, “Gog” adı, Yacuc ve “Magog” ise, Ma'cüc olmuştur (M.F.K.).
196 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Yukarıda (s. 19-21, 25-28) gördüğümüz, Kartel Ülkesine gelerek, kendileri
için “Sarkinet” (Sarık'ın'et—Sarık'lar yurdu) adlı şehri kuran ve Makedonyalı İsken-
der ordularıyla müdafaa savaşları yapan Türkler, 1177 yılından önceki tahrif edi
memiş olan K-ÇKH'nın eski metninde: “Çenasdan'dan gelme Prens Âtlesi olup,
oturdukları sarp kale Orbefe göre “Orbelyanlar” diye anılarak, Ülkenin Başkı-
mandanlığı'nı, 1177 ye kadar ocaklık yoluyla ellerinde tutmuşlardı. Bunların,
büyüklerini gömdükleri (bir) mâlikânesi de, #aş/Riyon ırmağının soldan aldığı
en büyük kolları üzerinde ve Kutayıs ile doğu'daki Likh-Dağları'na varınca yayı
lan “Arguet” (Arguyurdu) bölgesi idi (K-ÇKH, 326). Buranın hududunda bir de,
“Onoguris” adlı kaleli şehir vardır ki, Lazların mülkü sayılıyordu (K-ÇKH*, s.
go, 101). Bu sonucunun, “On-Ogurların, yani Bulgar ve Kazan-Türkleri ataların-
dan, 70 Ogur birliği topluluğunun yerleşmesinden hâtıra kaldığı, apaçıktır.
Batı- Türkistan'daki “Çu-Talas(Taras)” ırmakları havzasında, “Argu Türkleri”
bulunurdu. (Eserini 985 yılında yazan İslâm bilgini) “MUKADDESİ, Çu bo-
yundaki “Türkmen Şehri”nden bahseder. KAŞGARLI Mahmud, Talas ile Balas&
gun arasına, “Argu” diyor ve dillerinin, en fasih Türkçe olduğunu bildiriyor. HE-
RODOT (IV, 23, 25-26)taki (onun kaynağı da, M.Ö.66o yıllarında, Sakaların
en parlak çağında, Tanrıdağlar bölgesinde bulunan, İyonyalı ARISTEASİ'ın, şim»
di bulunmayan eseridir) Ârgippae (varyant, Argimpae) ismini, Argın-Bay” diye yo-
rumluyorum. Bugün (Kıpçak kolundan sayılan) Xazak-Kırgızların büyük bir
urugu olarak yaşayan Argınlar, “15. asırda, Argın Türkmeni idiler”. “Bay ismi de,
M.Ö. bu taraflarda yaşayan Usunların ve Doğu Türkistan'daki Küça ahalisinin,
hükümdarları lakabı idi”. Çağımızda buna, “bir şivede Bek, Beg, öteki şivede
Bay, Bey denilmiştir” (TOGAN-Giriş, s. 29, 413 n. 105), 4
Yukarıda (5.52) gördüğümüz, “Çenasdan” (Türkistan)dan gelme Örbelyanlar
hanedanının ocaklık yurdu olan ve doğuda Kazak Çayı'ndan, batıda Çoruk-Ağ
z1'na kadarki Eyalet, STRABON (XI, xıv, 4-5)da “Gogaren”, ermenice kroniklerde
“Gugar'k TGugar'lar), K-ÇKH'da (s. 25, 182) “Somkhet” diye geçer; ve bu sonun
cusu, “Kartâ”nin güneyinde gösterilir. Gugarlar'a da bir alfabe yapması için, (Muş
bölgesinden yetişme Grigoryan Râhib) Azız-Mesrop'u (410-430 yılları arasında
ülkesindeki “Daşır” (Loru/Borçalı) Sancağına çağıran “Kwkarlı (Gogarenli)lar Pi
aşkhı Aşuşa'nın (KHORENLİ, Tl, 60), Paris Mili Kütüphanesi Madalyalar Kabine
sinde bulunan, akıktaşından büstündeki yunanca yazıda, kendisi, “Pekttaks&
İberon Karkhidon” (V.LANGI, Tl, 167, 2. sütun n.2), yani, “İberler (Kartlililer) ve
Karkhidler (Gogarlılar) Uçbeği olarak tanıtılıyor. STRABON'daki “Gogaren” bölge
* Eski Urartu/Armenya (Yukarıeller) ülkesinde, “Pay/Bay” adlı bir Türk boy veya büyük oyma
ğın dağınık yerleştiği, KDK'daki Beğler kütüğünden ve coğrafya adlarından anlaşlıyor. KDK'da
(Bayburt-İspir'deki “Skytenler”den çıkma) “BAT-Burafi) Bek oğlu Bamsı-Bayarak”, “PAY/BAT-Bıçan
Bek (Gökçegöl-Alagez Dağı arasındaki Çiçek-Deresi/Gözeldere/Nik merkezi “Beçeni-Kalesi” Beği), B4 K
burt/BAY-Hisarı, (Hakâri'de, bugün “Bayköyü” denen yerde) PAY-Kalesi ve (Şemdinli İlçesinde,
1960 ta adı “Çevre” diye değiştilen) Bay köyü gibi.
KIPÇAKLAR 197
sine, Kartel dil'nce “Gugaret'i” (Gugaryurdu) denildiği, Prof. Cavakhişvili ve baş-
kaları tarafından tesbit edilmiştir”.
Kartel (Gürcü) dilinde, Çenasdan (Türkistan)dan gelme Orbelyanlar Hadenanı-
nın hâs mülkü Gogaren'e, “Gugaret” ve onların, Başkumandanlığı ocaklık olarak
ellerinde bulunduran Beğlerinin oturduğu eski “Orbet” (—Kartalyuvası/
öp kalesine, Oğuzlar'ın/ İç-Oğuz kolunun öteki adı ile, “Sami-Şoyide”den boz-
“Şamşoyide” (—Üç-Ok) deniyor"). Bununla biz, KDK'daki kütüklerinde,
RL değişimi” ile— “Gogai-Koca oğlu Şor (Orbet'in bulunduğu Sancağa adını
veren Şor boyunun hâtırasıyla) Şamsoldın” denmesinin anlamını, çözmüş oluyo-
ruz. Böylece, aşağıda 7/71. Babda vereceğimiz öteki Awşar, Askur, Tukhar, Karkın
adlarının ve ikiz (Zpar“*-Kızık) boydan oluşan Kalarf(Kalaç)'lar'la, 6 Oğuz Bo-
yu'nun varlığının tesbitiyle de, tezimizin sağlamlık ve çürütülemezliği görülüyor.
Bu gerçekler karışısında, Tarihçilerimiz ile yerli ve yabancı Türkologlar'ın, ne-
'den bu konuya hâlâ eğilmediklerine şaşıyoruz "'!
© PTOLEMEUS'un ünlü eserine göre, VİL. yüzyılda ermenice yazılan (önce
KHORENLİ”ye izafe edilmişken, 120 yıldan beri Şıraklı/Şüregelli ANANYA'nın
eseri olduğu ileri sürülen) “Armenya (Yukarıeller) Coğrafyası”nda, eski “Gogaren”
Eyâletine “Gugar'k” (Gugar'lar) denilerek, 9 Sancağı'nın adları veriliyor. Biz bun-
ları, doğudan batıya doğru sıralanmış olarak görelim: 7. Kofp-Deresi (Kazak Ça-
yinin sağdan Awre karıştığı yerde); 2 Cor-/Çor-Deresi (merkezi Örbet/Şamşolde
olan ve adını “Çor/Şor” denen Türk uruğundan alan, Orbelyanlar'ın merkez San-
cağı); 3. Çop-Deresi (Borçalı Çayı kaynaklarındaki Penbek kesimi, adını, Sagıstanlı
olup, 590 da Sasanlı tahtını elegeçirmek isterken yenilince Köktürklere sığınan
Çobın'ın da mensup bulunduğu Sakaların “(0p”/(Çopın” boyundan almış-
ür, Köktürklerin batısında da, “Altı-Çop” birliği vardı); 4. Tere/'K Tiflis güneybatı-
i “Tryalet” kesimi); 5. Taşır (merkezi Lori/Loru Kalesi olan Borçalı kesimi);
6 Kankar'k (K.ÇKH'da “Kankar'ni”/Kankar'lar anlamında, Kars-Arpaçayı başla-
nında, Kaygulu/ Akbaba kesimi; hem Kıpçak, hem de Peçenek'lerde görülen Kank-
k uruğunun Sakalar ile gelen kolu); 7 Çavakh/Çavakh'K Çavak'lar, Kartel me-
tinlerindeki, “Cavakh e Cavakh'yurdu, Göller ve Ahilkelek ile Çıldır Gölü çevresi);
8. Artahan'k (Ardahan'lar anlamında: Buyuk/Kara-Ardahan, Meşe-Ardahan/Khanak,
“A. GUGUSHVILI, “Etnographizal and Historical Division of Georgia”, GEORGICA, VOL, 1,
2-3, London 1936, s. 63, 71.
© “Orb” kalesinin “Samşwilde” diye anılması ile varyantlarını (K-ÇKH, s. 20, 25) ve “Şamşoyl-
de'nin, Örbelyanlar'ın hazinelerinin konduğu yer oluşunu, M.BROSSET, (K-ÇKH” s. 260), güzel
etmiştir.
“ Bu uğurda, belgelere dayanan bir bildirimiz, yayınlandı: “Dede-Korkut Oğuznâmelerini Bıra-
kan Oğuzlar'ın, Tokuz-Tümen Gürcistân'a Komşu Yaşadıklarını Gösteren, APKAZA, AZNAVUR, ŞAV-
KALI-MELİK Deyimleri ve BAGUL (Bagur) oğlu AMIRAN ile GOGALET-KOCA oğlu ŞOR-ŞAMŞOL-
'DIN Kütükleri”, W. MİLLETLERARASI TÜRK FOLKLOR KONGRESİ Bildirileri, 11. Cilt, Anka-
ra 1986, 5.165-182.
198 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Küçük-Ardahan/Göle ve Khoçuvan); 9. Kalarç'k (Kalarç'lar anlamında, Kartel kaynak-
larında “Kfa)larç'et”/Kalarç-yurdu: Şavşat-Ardanuç-Artvin-Borçka kesimi) !?.
Gogaren/Gugar 'k/Gugaretteki bu sancak adlarından: Cor/Çor, Terel'k, Çavakh
ve Kalarç üzerinde, biraz bilgi edinmemiz yerinde olur.
A) COR-ÇOR: İşaret edildiği gibi, KDK'da, bu sancak bölgesinin ve ocak
lı-beğleri boyunun adı “Şor” diye, geçmektedir. Pers kökünden Artaksiyaslılar
sülâlesini, Romaklara tâbi olarak, “Armenya”da kuran I.Artaksiyas( 189-150),
bütün Yukarı-Fırat ve Dicle boyları ile Çoruk, Kür ve Aras havzalarını da, eski
elendisi Selevkoslular'a bağlı yerli beğliklerden alıp, ülkesine katmış; kaçak olarak
yanına sığınmış bulunan Kartacalı ünlü Anibalin verdiği plâna göre, (Iğdır-Ova
sı'ndaki Armavir yanında ve) Aras boyunda yaptırdığı yeni başkende, kendi adıy-
la “Artaksata (Artaşat)” adını vermişti. Horasan, İran ve Irak'tan Makedonyalılar
kovan Arşaklılar (Partlılar)dan “X.Arşak” sayılan ve Afganeli ile Hindin kuzeyini
fethederek “Büyük” unvanıyla anılan 77. Mitridat (123-88), batıya yönelince, Ar
taksıyaslı 4. Kıral 7. Artavasf'tan (123-95), önce Atropaten (Azerbaycan) ve İberler
(Kartli) ülkesini almış, (M.Ö. 120 yıllarında) ayrıca “Armenya'yı da kendisine tâ
bi kılarak, Yukan-Fırat ve Kafkaflara kadar hâkim olmuştu. Böylece, Orta- »
gunun en büyük hâkimi olmuş ve 77. Artavasf'ın oğlu veliahd (sonraki “Büyük”)
Tigran'ı da, rehine alarak, 25 yıl kalacağı kendi (yaylak) başkendi Hamadan'â
göndermişti (R.GROUS,, s. 80-84). |
Bu sırada X. Arşak 77. Mitnidat'in kendi hanedanından bir kolun yerleşmesiyle,
Kartli/İberler Ülkesinde, M.Ö.93-33 yılları arasında hâkim olan, “7. Arşaklı Sülâle
si” kurulmuştu. Kartlı-Arşaklıları'ndan dede-oğul-torun olan bu sülâleden üç kıra-
lın adları (K-ÇKH, I. 48-51), türkçedir: Arşak (93-81) '2, Artak (D. CASSIUS'ta,
“Artok'es” yani, “Artuk”, Bartom (varyant Bartam). Geleneğe göre, “Armenya” (Yu
karı-Eller) Ülkesine ilk hâkim olan “Partev (Partlı) “Büyük-Arşak”ın “Kâtibi” bili
nen Süryani MAR APAS KATINA'dan naklen KHORENLİ (II, 8), şu bilgileri
vererek, “Aran” (Gence-Karabağ)daki “Si-Sak” (Sakasen'de Hâkim-Saka) soyu ile
“Kukarlı” (Gogarenli) hanedanının, ayni kökten geldiği an'anesini yansıtır:
“Büyük-Arşak”ın kardeşi (veya oğlu) Val-Arşak”, Ülkenin kuzeydoğu kesimin-
de (STRABON'da “Sakasen” denilen ve Gökçegöl çevresiyle, Karabağ'ı içi
alan bölgenin yerli sülâlesi olup, Perslerin “Si-Sakan ”/Si-Sakalar dediği), “Bü
ve ünlü “Si-Sak Hanedanı"ndan “Aran” bulup, ona, (Gökçegöl çevresindeki)
“Dağlar kesiminden Aras'a (ve Khunan da denen) Henaragerd Kalesi”ne kadarki
yerleri, ocaklık-yurt verdi. Bunun ülkesine, —tatlı huyundan dolayı, “4/4” ve
(doğrusu, kışlak, kışın havası yumuşak onlamında türkçe “Aran” coğrafya adını ka
Fransızca ilk tercümesi, M.J.SAINT-MARTIN, “Mâmoires, Historigues et Geographigues
VArmeniz”, Paris 1818, 1. 79-83; rusça tercümesi, K.P.PATKANOF, Petersburg 1877, 8. 50.
Eski-Türkçe'de “Arşak/Erşek”; Pars/Leopard) ile Ayı karması bir yırtıcı adıdır (1280 de Teb-
riz'de yazılan 'Acâibü'/-Maklükaat). Müslüman Türklerin kullanmadığı “Arşak” ve onun gibi eski-
Türkçe olan “Varlan/Vardan” ve benzeri Parilardan kalma erkek adları, ancak Hıristiyan “Ermeni-
ler "ce kullanılagelmiştir.
KIPÇAKLAR 199
'rıştırmış)— Aluvan (Alvan)lar denildi. “Onbin (1 tümen) çeri çıkaran Aran'ın s0-
yundan (Gence kuzeyindeki) Udiler, (Kür solunda ve Udi batısındaki) Xartmanlı-
lar, (Gökçegöl çevresindeki) Çovteliler ve (Kukarlar da denen) Karkarlılar Beşliği
geliyordu”. (KDK'da, hep sisli ve yağışlı oluşundan, “Ağlağan” denilen dağın da
bulunduğu, Arpaçayı başlarındaki) “Yüksek ve Sisi-Dağlar kesimi Kankar, onun
karşısındaki Çavak/'ın yarısı, Kol (Ardahan-Göle?), Çop, Çor, ta Henaragerd Kale-
sine kadar” ki yerleri de, (Aras ırmağında adı yaşayan, Arasd/Erasdın oğlu ve
“Şırak”/Şüregel'de adı yaşayan) Şara'nın oğlu Kuşar'a verdi. Ülkenin kuzeyinde,
“Kafkas Dağ(lar)ı cephesinde yerleşen” bu “Beğlik, Kukarlılar (Gogaren) Pteşkh
(Piteaşkh)ı idi”.
Yukarıda (s. 51) işaret edildiği gibi, Dağıstan-Şirvan arasındaki ünlü Demir-
kapu-Derbend'e (ki, PLINIUS'ta “Kumanya-Kapısı” denildiğini görmüştük) M.S.
197 yılında “Khazirler (Hazarlar) ile Pafr)s1/ (Barçalı)lar, ” Venaseb ve Surhab (var-
yant, Surhak) adlı Kıralları” ile güneye akına gelirken, “Çor-Kapısı”ndan geçmiş-
lerdi (KHORENLİ, II, 65). PROKOPIUS, (yunancada “Ç” sesi olmadığından)
bu geçide, “Sur” diyor (V.LANG, Il, ıı4 n. 7). “Albanlar Tarihi”ni 660 larda
yazan Gence çevresinden yetişme MOSES, bu geçide hep, “Çolay” ve bir yerde
de, “Derbend'e yakın Çolay-Kapısı” diyor 9. Bu da, İslâm kaynaklarında buraya,
“Böbü's-Sul” (Sol-Kapısı) denilişinin sebebini gösteriyor ki, İslâmlıktan önce
Hazar Denizi güneyinde Gurgan'da ve Batı-Türkistan'da kalabalık bulunan ve
450'de Sasankılar ile savaşan (R. GROUS,, s. 190) Çol-Türkleri”nin bir kolunun,
MÖleri Dağıstan ve Yukar-Kür boyu'nda “Çor-Deresi” Sancağı'nda, varlığının de-
ilidir. Ayrıca, eskiden “Harpasus” (KSENOPHON'da), sonra “Saper-Gölü” (K-
'ÇKH s. 20 n.4) ve “Akampsis” (STRABON) denilen ırmağa, “Çoruk X-Çorlar)
denilmesi, buralarda bu addaki Kıpçak kolunun yerleşmesi yüzündendir.
M.BROSSET, geniş Türk kavimleri adlarını ve yerleşmelerini bilmediğinden,
“Çorukh ırmağı Adının iştikakı”nı (K-ÇKH, 87), yanlış yorumlamıştır. 623 yılın-
da, Ateşetaban Sasanlılar'ın baskısından, Gökçegöl batısındaki yerlerinden Amatunili
(Hamadanlı) ailesinden “Hamam Beğ” başçılığından kaçarak, Bizans elindeki Ri-
7e kesimine gelenlerin (Türkmen Hemşinliler'in atalarının) geçişi sırasında “Ço-
yokk” denilen (çağdaş MAMIKONLU Yohan, V. LANG, 1.381), bu ırmağın
adı, günümüze kadar yaşamaktadır.
Ünlü Arap yazarı MES'ÜDİ (943'te yazdığı) “Murüc” (II, 253) kitabında,
Güdt Dağı yakınındaki Kürtlerin, “Curukan” (Çoruklar) ve “Tenbih”inde (s. go-gi)
““Kikân” (Kikler) adlı boylarından bahseder (aşağıda, 19. nota bakınız).
B) TEREL'K/TREL'K (TereV/Tirel'ler): Tiflis'in güneybatısındaki “Tryalet”
(Fryalyurdu) bölgesine adlarını vermiştir. Burada, Ximmerlerle Sakarlar'dan kal-
ma “kurganlar”dan, “Kuruk-Taş”taki kazıdan, altın ve gümüşten “ayaklı içki ka-
dehi” (KDK'daki “sağrak”) çıkmıştır ki, üzerinde, Türklere mahsus “Hayat-Ağa-
” CJ.F.DOWSETT, “The History of the Caucasian Albans öy Movses Dasxurançi”, London 1961,
Il, 39, 8. 155.
200 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
a” ve “Av-Sahneleri” şekilleri bulunmakta olup, “M.Ö.TL Bin ortaları”na
lendiriliyor. Ancak, “Kurgan” yerine kasden “tümsek” denilip, asıl sahiplerinden
bahsedilmiyor "*,
Yukarnı-Kür boyundaki bu “Gogaren/Gugar'k” Eyaleti sancağının adı, Ki
ile gelen ve klasik kaynaklarda Kimmerlerin Anadolu'daki kolu ile birlikte
“Trerlerin, (Türkçede, bir kelimedeki “İki R”den birinin “Z'ye dönüşme kuralı”
na göre: karartı/karallı, birader/ bilâder, zarar/zaral, Grigor/ Grigol, hattâ HERO-
DOT'taki “Alarod"un “Ararat”tan gelmesi gibi), Tire/Direl biçiminde söylenen
adından geliyor. “Dreller”den bir yaman savaşçı kolu KSENOPHON (V, 11, 2),
M.Ö. 400 yılında, Giresun'un doğusunda, şimdiki “Zire(/-Bolu”nun ören kalesi
yerinde, “Pont'un en savaşçı kavmi” olarak görmüştür. Anılan “Armenya Cografya-
sı"daki “Tere/'k” Sancağı halkına, 1386-1446 yılları vak'alarını, çağdaşı olarak ya-
zan Ermeni Râhibi MEZOPLU Toma, —Kıpçaklı Ortodoks Atabekler dışında
Gürcistan'daki “Sekiz-Kabile'yi anarken— Tryalef tekilere, “Dıral” diyor ©,
STRABON (XI, vi, 1; vu, 1; vin, 8), ana kolu Oksus (Amuderya) ve Yaksar.
tes (Sirderya) boylarında, dağınık dalları İran ve Armenya'da (bizdeki, Mardin-Ka-
lesi adı ile de ilgili) “Mard/4mard” adlı göçebe urugdan bahseder. Bunların bir.
dalının vaktiyle, Karadeniz kıyısında “Dız-Mard-Kal'ası”na'© yerleşip adlarını ver
diği; daha önce burada, KSENOPHON'dan öğrendiğimiz, çok savaşçı “Drk
ler"in hâkim olduğunu, KDK'daki VII. Boy (Destan)dan anlayabiliyoruz. Bunda
deniyor ki: “Karadeniz kenârunda”ki “Dız-Mard-Kal'ası”nda, Oğuzlar'a komşu ve
yaman savaşçı olan, 60 arşun boyunda, 60 batman gürz salan, “katı-muhkem
yay” çeken “Arşun-oğlu Direg (aslı, Direl'7) Takavor”, buraya akına gelen, (Büyük-
Arşaklılar/Partlar Hanedanı timsali, Hamadan'da oturan) “Bayındur-Khan'un Vezin
Kadzılık-Koca”yı yenip, 16 yıl bu kalede tutsak tuttu. Sonra, onun delikanlı olda
oğlu (ki KHORENLİ'de, Il, 8 anılan: Egi/-Elâziz-Tunceli kesimindeki Sopen Eya-
lti hâkimi “Ankel” hanedanı kurucusu olup, Pont Denizi kıyısından fırlattığı
“ Tiflis Güzelsanatlar Müzesi Müdürü Chalva AMIRANACHVILI, “L'Art des Ciseleures Gö
orgiens”, Paris 1971, s. 8-18. Bunda (s. 14-18, şekil 5-7) apaçık Saka/Sky! eseri, hayvan stilli bronz
tokalar, M.Ö. VIL-Vİ. yüzyıllara ait, ve at-kavim malı oldukları halde, “Helenistigue çağ” işi göste
rilmiştir!
5 MEZOPLU Tomas, “Temür ve Halefleri Tarihi”, Ermeniceden çeviren, H. ANDREASYAN,
Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, “Çeviri Eserler”, Sayı 28, 5. 5.
"9 Vatikan Yazması'nda müstensih, “Düzmür/Duzmurt” diye harekelemişse de, yanlıştır.
KDK'daki harekesiz adı, “Dız-Mard” okumak, doğru olacak. Bu biçim, işaret edilen göçebe “Mard”
uruğundan başka, Ahazarların “Dırmar” (R-Z dönüşümüyle) kabilesi (A.Z.V. TOGAN, “Khozarlar",
İA., V. 403) ile de, ilgili olabilir.
” Burada, kibar Fransızların, “R” sesini “G” (Paris/Pağı) söylemesi gibi, şimdi Ermenicede
yaşayan “LZ” sesini “Ğ/G'ya çevirme kuralı, yabancı kelimelerde görülmektedir. Meselâ, yer adla
rından: (Kuzey-Azerbaycandaki Devlet) Alban/ Ağuvan, Balaleison (Bitlis)/ Bageş (KDK'da, “Bağaş”),
(Khazar uruğu'ndan kalma) Kalısvan/ Kağızman, (Şabinkarahisar'ın eski adı) Koloneia/ Kögonye (Sel-
çuklu çağı belgelerinde), (Pont hududunda şehir, şimdi Gümüşhane'de) Satala/ Sadag/Sadak. Unvan
ve kişi adlarından: Lazar/ Gazar, Lukas/ Gukas, Katolikos/ Kaloğıkos, Basil/ Parseğ/Parsekh, Pavlos/ Bo-
ğos, gibi (bak. Ernst HONIGMANN, “Bizans Devletinin Doğu Sınırı”, Tercüme, F. IŞILTAN, İs-
tanbul 1970, “İndeksler-Yer adları”nda, daha çok misaller var). i
KIPÇAKLAR 201
ile oluşan girdapta gemileri batıran, tırnaklarıyla kayalara Kartal resmi
zecek güçteki “Tork”un neslinden olduğu, üstün yiğitliğinden belli ve türkçe
fil” anlamındaki “Yagan” adı ile ilgili) “Yaganak adlı 16 yaşındaki “fâze yiğit-
ik”, kendisine yardımcı gelen “Yiğirmidört Sancakbeği”ni de, bu sefer yenen Di-
eg-Takavor'u kılıçla öldürüp, babasını tutsaklıktan kurtardı. “Bir uğurdan Begler
le, Hisâr'a (Dız-Mard'a) yörüş etdiler, yağmaladılar”; döndüler.
Yukarı-Kür boyundaki “Tere/Dıral” ve Giresun doğusundaki “Dreller"in, asıl
ının “7irer/Trer” olduğunu, Amasyalı STRABON (I, nı, 21)dan öğreniyoruz.
| diyor ki, “Cyrus (Kür) başlarında Moskhik (Masaket)-Dağları "ndan (Anado-
iya doğru) yürüyen “Kimmerler ile Trerler”, birlikte hareket ettiler; Kıralları,
bus” idi. (Arkadan gelen) “Skytler'in Kıralı” da, “Mady(a)s” (HERODOT'ta, 1.
03te, “Protothyas oğlu Madyas”, çiviyazılı belgelerdeki, “Partatua”nın M.Ö,
54-626 da 28 yıl Asya'ya hâkim olan oğlu, “Madova) idi.
Yine STRABON (XIV, ı, 40), (herhalde Kimmerlerin Lydya Seferi'yle gelen-
rden) şimdiki Manıwsa bölgesinde bulunan “Trerler/Treron “dan bahseder; ve
XII, m, 22) (Âimmerler ile birlikte gelen kadın-savaşçı) “Amazonlar”ın, Trova,
Efe ve Manisa çevresine yayılmış olduklarını da belirtir. M.S. ı3ı yılında Kara-
eniz kıyılarını dolaşın ARRIYANOS (Peripl, 15), KSENOPHON'un gördüğü
Driller in, kendi zamanındaki “Sanlı (Çanlı/Lazlar)lar” ile ayni halk olduğunu;
tun kaynağı ve daha eski olan 77. Anonym(8)den nakleder (BASCH, s.gı,
0 “
Vi
G) ÇAVAK/CAVAKH : Öteden beri, Yukan-Kür boyunda, “Müslüman-
Janeli” yerli halka, devlet sınırımızın içinde ve dışında, “Çin-Çavat” denilmekte-
r. Eski “Çavakhetli”lerin bu adı, Çinden gelme)-Çavlar anlamına, eski türkçe
7” sonekli ve çokluk belirten biçimiyledir. Çünkü, eski-türkçede “X” sonekli
çokluk anlamı taşıyan sözler de var: Sogd'ak/Sogd'lar, Paçan'ak veya Peçen'ek/
açan'lar ve Peçen'ler gibi. Bugün Macarcada da, “£” soneki, çokluk bildirir.
Örbelyanlar Tarihinde, “Çenasdan (Türkistan)dan gelme halka, “Çen-Halkı” de-
ilmesi de, bunu gösteriyor. Eski-Türkçede “£, V” sesleri yoktu ve onların yerini
P've “B” sesleri alıyordu. Bu kurala göre, bugünkü “Avşar/Afşar” adlı Oğuz
oyuna, M.Ö.leri “Apşar/Aöşar” denildiği (BASCH, s. 67, 85) göre, Çavak/Ca-
akh”ların eski adının da, “Çabak” olduğunu kabul etmek gerekir.
Çavak adı, 24 Oğuz Boyu'ndan biri olan “Çavuldur” ve “Temümâme”lerde (H.
798/M. 1395) anılan, Dağıstan Kuzeyi'ndeki “Çavdar-Tatar” ile, türkçe “Çaw”
fün, şöhret) deyimleri, birbirleri ile ilgili gözüküyor.
Ahilkelek'ten 1921 de göçüp Muş'un Bulanık İlçesi'ne yerleşen Osmanl Za'im
ülesi “Kemaloğulları "ndan, Türk Dili Uzmanı Prof. Dr. Muharrem ERGİN, Dok-
ora Tezi'nde, komşularından öğrendiği “Çinçavat-Ağzı” Türkçesiyle, KDK'un şi-
esini izahı denemiştir ”*, Kars-Tuzluca İlçesinde eski bir köyün adı da, vaktiyle
” Doç. DR. M. ERGİN, “Dede Korkut Kitabı 11 İndeks-Gramer”, Ankara 1963, TDK Yayını,
8373, 395, 411, 420, 459-460, 463-464.
202 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
oraya yerleşen, Çavakhetten gitme bir topluluğun adıyla, “Çinçavat tır. KÂTİB
ÇELEBİ” “Cihânnümâ”da (s. 406), Gürcistân'nın, “İslâm”a (Osmanlı Ülkesini
tişik yerlerindeki halka, “Çincavat” denildiği belirtmiştir.
Ç) KALARÇ/KALAÇ : Çoruk aşağıları ile Artvin-Borçka-Ardanuç-Şavşat ke
mindeki bölgenin adını, ilk olarak PTOLEMEUS (V, 12, 4) “Kalarzen” diy
anar. Arşaklı Büyük-Tirda?ın(286-330) kâtibi ve kronikçisi AGATHANG 0:
(cxx), onun ülkesinde 301 yılında Hıristiyanlığı'ın yayıldığı yerleri anarken, bura
ya yunanca metninde Kalarsen, lâtincesinde Kalarsarum ve (450 yıllarındaki) er
menice tercümesinde, “Kalarç” diyor (V. LANG, I. 180). K-ÇKH'da (1.41) “Eni
tawlık (Beğlik)” bölgesi “Kfa)larcet” (Kalarç'yurdu) ve (1.141) Karti Kıralı Vara
Bakar (379-393)a karşı ayaklananlar arasında, “Kfa)larcet”teki “K/a)larclar'ın di
bulunduğu, belirtiliyor.
Öteden beri, ilkbahar ile güzün, Ârtvin kesiminden Karadeniz'e esen kuru V
sert olup kayıkları deviren, sisleri ve bulutları dağıtan rüzgâra, Rizeden Batum'a
kadarki kıyılarda, “Kalaç/Kalaş-Yeli” denilmesi '*, buradaki Oğuzlar kolundan ikti
boylu, “Kalarç/Kalaç” uruğunun hâtırasıyladır.
Günümüzde çok yaygın olarak yaşayan yel adı Kalaç/Kalaş, eski Kalarç/Kla
çet bölgesinin hâtırasıyla, (arslan/aslan, kurşak/kuşak, varşak/vaşak gibi türkçi
sözlerde görüldüğü gibi) “R” sesi yutulmadan, büyük Türk Uruğu “Kalaç" adı
nın, eskiden “Kalarç” biçiminde olduğunu göstermektedir.
KAŞGARLI Mahmut (III, 218, 415), Kalaç/Khalaç adını, halk etimolojisi)
izah eden bir milli rivayeti nakleder: “Oğuzlar ve Kıpçaklar, K'yı KH'ya
Bunlar, Xhalaçlardan bir bölüktür”. “Zülkameyn (Makedonyalı İskender)
kand'ı geçip, Türk-Eller'ne gelince”, “Balasagun yakınında Şu Kalesini” yaptıran
Türkler'in genç Hakanı Şu, ordusuyla “Doğu ya doğru” çekilirken, halk da arka
sından gitmeğe başlar. “Halkı Göçebe” olan bölgede 22 Kişi yerlerinde kalmış W
“ağırlıklarını sırtlayıp, çoluk-çocuklarıyla”, “Ordunun izine düşüp giderken” k
nakladıkları bir yerde, “İki Kişi” ile tanışırlar ve onlara da göçmelerini söyleyi
ce, , Şu karşığı alırlar: —“Biz, kendi yerimizde kalırız”. 22 Kişi de bunlara— ad
"yani “aç kal” (karnın doymasın) dediğinden, “sonradan bunlara K/alaç denik
mera iki kabiledir... Türkmenler, aslında 24 Kabiledir. Lâkin, iki kabile
ibaret olan Khalaçlar, bazı kere bunlardan ayrıldıkları için, (asıl) Oğuz sayılmaz”.
* “Karadeniz tarafında, ilkbaharda ve sonbaharda, bazen evlerin çatısını bile söken,
yele, Xalaş Yeli derler. Zira, Karadeniz ile arkasındaki dağlar arasında bazen basınç farkı Ç
yüksek olur ve Çoruh Vadisi gibi vâdilere sokulan bu kuru rüzgâr, hızını artırır ve pek ©
eser... Kalaş Yeli dururken, Fransa'nın (buna benzer) Mistral rüzgârını, misal olarak bizim Coğral
Kitaplarına almak, neden icap etsin?” (Hüseyin SARAÇOĞLU, “Doğu Anadolu Cilt: 1, ML. Vek
leti Yayını, İstanbul 1956, s. xıx).
—w
“Kalaç- Yaz ve sonbahar mevsimlerinde esen ve yaprakları kurutan sıcak rüzgâr. Çok kalaç ii
yaprak (kışın hayvan yemi) edemedum/Rüzgâr kuruttuğu için, yaprak toplayamadım” (Sü
KAZMAZ, “Rize Halk Şairleri ve Halk Kültürü”, Ankara 1987, s. 188 “Sözlük” bölümünden.
KIPÇAKLAR 203
KAŞGARLI, (1.55-58), o 22 Kişiden türeyen Oğuz/Türkmen Boyu'nun adı ile
'nin damgalarını verir. Bunlardan 1-21. sıradakilerin adları, 1305 te Teönz'de
irkçeden farsçaya çevrilen ve aslı bulunmayan “Reşideddin-Oğuznâmesi"nde var-
ir. KAŞGARLI, Reşideddin ve öteki Oğuznâmelerde bulunmayan 22. Çaruklug
in, “bunların sayısı az, belgeleri (damgaları) belli değildir”, demiştir. Reş:deddin
e sonraki “Oguznâmeler”de, KAŞGARLI'nın anmadığı: (Ay-Khan oğlu) “Yıparlı/
barlı” ve (Yıldız-Khan oğlu) “Karkın” ile “Kızık” boylarının damgaları belli
up, Kınm, Kafkas-Elleri, İran ve Anadolu'daki coğrafya adlarında, hâtıraları ya-
şamaktadır ”. “İkiz-Boy”dan oluşan Kalaç/Khalaç Uruğu, misk anlamında “/par/
fibar ile “Kızık” boylarından oluşsa gerektir. Çünkü, bu iki Oğuz boyunu, Kür
Irmağı havzasında görmekteyiz (K.CKH* 148: Kızık ve Tiflis-Eli/Kartli'nin eski
Karlel/Karti (Tiflis Vilâyeti) ülkesinin, yunan ve lâtin kaynaklarındaki adı
İber” olup, K.ÇKH'da bundan hiç bahsedilmediği görülür. 71/4 ile Gence ara-
nda ve Kür boyundaki, Kara-Yazı ve Ceyran-Düzü de denilen çöl gibi ovanın
di, Kartel kaynaklarında “Kiziki” (Kızık) diye gösterilir.
HI. — “DARGMAN” (TORKOMAN/TÜRKMAN) ve “APSAR”YAWŞAR) AD-
ARININ 2500 YIL ÖNCEKİ BELGELERDE ANILIŞI, M.Ö.LERİ ARTVİN-Rİ-
5 vw KARADENİZ BÖLGELERİ ilk BOTAN-ZAP ÇEVRESİ'NDE ADLARI
İLİNEN OĞUZ BOYLARI: APSAR, ASKUR, TUKAR, KARKIN, PAÇAN/BE-
/ BOGDUZ/BÖGDÜZ ve TÜRK.
> Bu konuda yine önce, rahmetli Hocamız A.Zeki Vekdi TOGAN'ın araştır-
yasını özetliyeceğiz: Tevraf'ta (Genes, x, 2-3), (Muh-Nebi oğlu Yafes'in büyük oğ-
o Kalaç/Khalaçlar'dan iki dalın, daha Selçuklular'dan çok önceleri Anadolu'nun doğu kesimin-
e yerleştiği anlaşılıyor. Van Gölü'nün doğu ve güneyindeki “Ardzeruniler"in tarihini 907 de bitiren
i yazarı ARDZERUNİLİ Tomas, 902 yılında, şimdiki Malazgirt bölgesinde “Khalaç-Ovit”
(Khalaç-Vâdisi) adlı bir yerden bahseder (R. GROUS,, s. 420). 71. Sultan-Hamid'in bu bölge aşiretin-
len “Hamidiye Alayı”na aldırdığı birlik, “Khalacan YKhalaçlar) adıyla anılıyordu. Yukarıda A) bendi
nda işaret edildiği gibi, MES'ÜDİ'nin, Cüdi (Mardin) çevresinde tanıttığı Dizle-Kürtleri (Kur-
anç) “Kikân” (Kikler) boyu, öteden beri 24 oymak halinde yaşıyor.
© “Kiki Aşiret: Aşiret-i mezküre iki fırka olup, birisine Kiki-Çurukân ve diğerine Kiki-Khalacan
(Khalaçlar-Kikisi) derler. (Şimdi Suriye'de kalan) Reul'ayn ile Mardin arasında bulunan bazı ma-
ler”de “otururlar (“Sâlnâmet Diyârbekir”, Sene 1288/1871, s. 190). “Kiki Nâhiyesı” 22 köylü olup,
“çı "ve “Khalacân” adlı iki “Müdürlük”tür (“Sâlnâmei Diyârbekir”, 1297/1880 yılı “10. Defa”, s.
a . 187). 72 KıkÇurukan)*-72 Khalacan— 24 oymaklı olan Kikilerin Oğuz Töresini yaşatması, rah-
li Ziya GÖKALP'ın dikkatini çekmiştir. (1922 de Lozan'a giden Heyetimiz için yazdığı, “Kün
i Hakkında Sosyolojik Tedkikler” adlı araştırmasının yazma aslı, Sinop-Riza Nur Kütüphane-
si » Ne yazık ki, bölücü düşünceyle bunu, 1975 te İstanbulda “Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyo-
bji oni adıyla bastıranlar — “Şerefnâme” tercümesinde yaptıkları gibi— tahrifler yapmışlardır
(s. 100-105): “Kiki Halenban (Khalacan), Kiki Çerkan (Çurukan) gibi. Aynı bölgedeki Kikilerin vak-
tiyle “Ya'kubi-Hıristiyan” yani Süryâni mezhebinde oldukları, 943 te yazılan MES'ÜDİ'in “Mu-
'rie'undan biliniyor. Anılan H. 1288 (1871) Sâlnâmesi'nin (s. 189-190) “Müsta'rebân "dan saydığı dilce
aşmış Kikilerin, “hem Arabi, hem de Kürdi tekellüm” ettikleri belirtilmiştir. KAŞGARLI Mah-
mud'da “Kikmek, bilemek, iki bıçağı biribine sürtmek” ve “ Kikçümek, kışkartmak” anlamında geçi-
yor ki, Kik Aşireti adı ile ilgili olacak.
204 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
lu) “Gomer(Kimmer)in üç oğlundan büyüğü “Aşkenaz”, Asurluların Urmiye
çevresinde gösterdiği “Minni TManna) kamviyle komşu “Aşgusa” ile ayni olup,
Aras havzası ve civarına mâlik Sakalar/İskitler"dir, (Ortanca) oğlu “Rifaf”,
“Edil (Volga ırmağı) yukarısındaki oRepae-Dağları"na adını verenlerdir (eski
türkçede, “T” sonekli çokluk şekli vardır: Repaet/Repaeler). Üçüncüsü “Togar
ma ise, Kimmer ve İskitlerle ilgilidir”. Tevrat (Eremya, LI, 27-28)da, (kötülükler
yapan kavmi cezalandırmak için, Rab, buyurur) “Ülk#de bayrak açınız, milletler
arasında boru çalınız, onun aleyhine milletleri hazırlayınız. Onun üzerine: Âr&
rat (Urartulu), Minni (Manna) ve Aşkenaz Ülkelerini çağırınız... Madi (Medyalı)
Melikleri'ni, onun Vâliler'ni ve bütün Beğleri'ni hazırlayınız” denirken, Asurlir
ların “Aşkusa”dediği Sakalar, “Aşkenaz ” diye anılıyor.
(İbranice aslından Yetmiş-Bilgin'in Yunancaya çevirdiği) “Zevrat'in
genla (Yetmişler)-Nushası'nda, Thogarma şeklindeki Türk adının, Torg yahut Turg
diye yazıldığını kabul edenler de, vardır”. “Fakat Tevraf'ta (Eremya'da anıldığı
gibi), “Kuzey'in En Ucu'ndan kalkıp gelen bir ordunun (başındaki) Hanedana, Te-
garma” dendiğine göre, (İlk İslâm Hadis-Râvileri'nden) VEHEB bin Münebbih'de,
Türkistan'da Zulkameyn'in karşılaştığı Torgumanlılar adının, (Arapçada “G” sesi
bulunmadığından) arapçalaştırılmış biçimiyle, 7(a)rcumâniyyin dediği kavim ile
ilgilidir ki, (1051 de ölen Kharezmli büyük bilgin) EL-BİRÜNİ'nin naklettiği
Türkmen sözünün izahındaki: “ Oğuzlar bu adı, Türgüman (doğrusu, Torkoman”)
biçiminde telâffuz ederler” demesine, uyuyor.
“Daha M.Ö, VI. asırda (525-522 yıllarında) Mısıra gelen (11. Kambys ide >
sindeki) A&hemenli orduları arasında, (Hazar-Denizi ile Aral Gölü çevresindeki)
Kharezm Birlikleri sıfatıyla, Dargmanların bulunduğu, (Yukarı-Mısır'da, Nil bo
yundaki ada) Elefantı'de elegeçen Papirus Vesikaları'nda okunmaktadır (Ed.ME“
YER, “Der Papyrufund von Elesantine”, Leipzig 1912, s. 28). Yine, Batı-Hunlan ça
ğında M.Ö. V. asırda, Aral Gölü bölgesinde, ülke ve kavim adı olarak, (dille in:
deki gibi yazılarında da, “R” sesi işareti bulunmayan) Çin kaynaklan'ında Ti
Kü-Mön adıyla, (komşuları) Aorsiler'lle birlikte anılıyor. Bu yüzden ben, Tevraf'ta:
ki Saka-Torgamaları ve (Mısırda yazılan) Papiruslardaki Khorezmli-Dargmanları,
Türkmen (X1. Yüzyılda Selçuklular üzerine gelen Haçlı Seferleri kronikçilerinde-
ki gibi, “Torkoman”) adını taşıyan ilk kavim olarak kabul ediyorum” (TOGAN:
Sakalar, BTTD, Sayı 23, s. 30-31).
* Yukarda gördüğümüz Eski Hurr/Urartu (Yukarı-Eller) Ülkesindeki Sakalar ile, ©
Balkh/Horasan kolundan çıkan Arşaklıların “tarih-destanları” olduğunu, türlü delillerle isbatladığımız
“Dede-Korkut Oğuznâmeleri"nde, bu ülkeye yalnız “Oğuz-Elleri/Kalın (Yoğun)-Oğuz” ve ahalisine de,
hep “Oğuz” ve “Türkmen/Türkman” dendiği halde, yabancı bir ad olan ve coğrafya anlamını belir
ten “Armenya/Ermen”, “Ermeni” veya “Hay” ve “Hayastan” deyimleri, aslâ geçmez. Bu ülkedeki 4r
şaklılar ile Haleflen'nden bahseden ve M.S. 286-330 yılları vak'alarını tanık olarak yazan Roma'dan
gelme AGATHANGELOS'tan, 925 te ölen Katolikos VI. OHANNES'e kadarki bütün ikçile-
rin, ülkeyi, “Torkom/Torkomyan” Eli ve halkı da hep, “Torkomyan” ve “Aşkenaz Irkı” diye andıkları,
Tarihçi ve Türkologlarımızın dikkatini çekmemiştir (bu uğurda, bakınız: KIRZIOĞLU, Fahrettin,
“Dede- Korkut Oğuznâmeleri Coğrafyası ve Düşünceler”, BİRİNCİ TÜRKOLOJİ KONGRESİ, Tebliğe
ler, İstanbul 1480, s. 269-314, bilhassa s. 289-291).
KIPÇAKLAR 205
Şimdi de, Rahmetli Hocamızın göremedikleri ve birçok Batılılar'ın, “#Herorot
Tanhi Haritasında yer alan Çoruk-Agzı soluna yakın Hopa'daki “Apsarus” kasa-
bası adının, M.Ö. Vİ. Yüzyılda anılışından başlayıp, “İlâveler'imizin son
pölümünü bitirelim ?',
a - Apsar'os (Afşar/Awşar):
En eski “Pont*YKaradeniz Kıyıları seyahatini yaparak, öğrendiklerini M.Ö.
508-500 yıllarında yunanca yazan SKYLAX (81-92), “Kollar” ülkesinden sonra
( ba yerindeki kasabanın adıyla anılan) “4psar'os” çayından ve burası ile
(güneybatısında) “Byzerlr” (OGAN Hocamıza göre, Khazar uruğu “Bızallar”)
kaviminden bahseder (BASCH, s. 14, 67). Yunancada C, Ç, Ş sesleri bulunma-
dığını bilerek ve tekil (müfred) belirten “0s” sonekini çıkarınca, bunun en eski-
den “Apşar” biçiminde söylenen, 7Taş-Oğuz/Boz-Ok kolundan A/fşar/Awşar olduğu,
kesinlikle bellidir. Denebilir ki, bütün Anadolu'da, Artvin'in Hopa İlçesi'nden baş-
ka, günümüzden 2500 yıl önce yazılı bir kaynakta geçen bir Oğuz Boyu adı,
henüz bilinmiyor. M.S. 79 yılında ölen Romalı yazar PLINIUS (VI, 4, 4:59, 1;
1, ıda, lâtinceye göre, buradaki kasaba ve çayın adını, “46sar'us” M.S. Iıı
nda bölgeyi gören ARRIANOS (7-9) ise, “Apsar'os” diye tanıtır. Çuvaş Türkle-
nhde?'*, “elaçık, cömert” anlamındaki “YAPŞAR” sözünde, başa “TY” sesi eklen-
miş olduğu görülüyor. Bu da, deyimin aslının, “APŞAR” olduğunu gösterir.
|
ie
İl
b - Askur'os (Askur/Yazgır/Yazır):
Rizenin 4 mil doğusunda denize karışan ve üzerinde bugün 15 köy bulu-
'nan boyu kısa, suyu gür çay olan “Askaros'un asıl adını, ARRIANOS (8) “As-
İur'os” ve ARRIANOS'a izafe edilen “Peribl Anonym”de (39, 40, 41), Rize'deki
çay “Askur'na”, Hopadaki de “Apsar'os” diye anılıyor. Ahıska kuzeyindeki ünlü
“Azgur” kalesine, M.S. 2. yılından başlayarak K-ÇKH'da (1.57) “Askur” ve PTO-
EUS (V, 12, 5)ta “Askura” deniyor ki, her iki yerdeki coğrafya adı, oralara
yerleşen ve KAŞGARLI Mahmud (I, 56) ile 1206 da yazılan Fahreddin Mubârek-
yah MERVEZİ “Târih”inde (London 1927, s. 47) anılan (Boz-Ok/Taş-Oğuz ko-
lundan Ay-Khan oğlu) “Yazgır” Boyunun, eski söylenişli adından ibarettir. Yine
ir “Askuer” de, Tiflis-Şirvan arasındaki Kakhef'te bulunuyor (K-ÇKH” 5s. 369).
Bitlis'in Khızan İlçesindeki Azgur köyün adı, 1960 ta resmen Yığınkaya konul-
muştur.
” Dört yıl önce, İstanbul'da çıkan aylık “TÜRK DÜNYASI TARİH DERGİSİ”nin, Nisan
1987 tarihli 4. Sayısındaki bir yazımda (s. 16), Hopa ve Rize'de M.Ö.leri yerleşen “Absarus” (Afşar/
“Atoşar) ile “Askurus(Yazgur/Yazır) adlı çaylara, iki Oğuz/Türkmen Boyu adının verilmiş olduğunu,
INIUS ile ARRIANOS'u kaynak göstererek ilk olarak tanıttığım halde, bunun meslekdaşlarım-
'dan hiçbir ilgi görmediği anlaşılıyor. Milli konularda uyanık olan Rizelilerin isteği üzerine, “2
Mari” Rizenin Kurtuluş Yıldönümleri nde Ankara'da çıkan yıllık RİZENİN SESİ dergisinin son geçen
iki 2 Mart ıggı tarihli 6. sayısında, “Bir Alman Dergisinde Çıkan HEMŞİNLİ Adlı Yazıdaki Yanlış-
er” başlıklı yazımın sonunda (s.50-51) da: Absar'us, Askur'os, Karkınıtis, Zig/Çil'et, Turkae, IpartKı-
uk Kalarç ve Tukhar'is gibi bölge ve komşuluğundaki eski Türklere ait coğrafya adlarının, kısa
izahlarını verdim.
»» H. PAASONEN, “Çuvaş Sözlüğü”, İstanbul 1950, s. 206.
206 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
c - Tukhar (Töker/Döger):
Apsar/Absar (Alşar/ Awşar) ve “Askur” (Yazgır—Türkçede “K/G” sesl ni
kelime ortası ve sonuna gelince erimesi kuralına göre bugünkü—Yazır) adlı ik
Oğuz/Türkmen adının Hopa'da ve (bugün de, “Askaros” biçiminde anılan gür Ç
yın adında) Rize'de coğrafyada yaşadığına, yeni misaller de bulabiliyoruz. Yuk
rıda (s. 8, 10) gördüğümüz, Artvin'de Çoruk boyundaki müstahkem ve “Make
yak İskender” (M.Ö, IV. Yüzyıl) çağında (var gösterilen) “Tukhar'is” kalesi v
bölge halkının “Tukhar”k” (—Tukhar'lar) adı da, (Yazgır/Askur gibi, Ay-Kha
oğlu'ndan) KAŞGARLI'da (1. 57) “Töker” TOGAN Hocamız'ın “Orta-Amudı
ya'da “Tokharistan”a da ad veren ve “İskender'in Anabasisi”nde “Tukhar”, Sanskri
Brahma Yazıtları"nda Türk kavmi Tukhar” olarak bulduğu, Oğuz/Türkmen boyu:
nun, bir kolundan, /kiz-Boylu ve 22 Türkmen'in 24 Boyunu tamamlayıcı “Kalaç
Kalaç'ın, eski “Gogaren/Gugar'k/Gugaret” Eylâletinin en batı Sancağına adını ver
diği de hesaba kalınca (herhalde İber/Ipar ve Kızık ile), bu sayı 5 olur, Bugür
bile, Ardanuf'ta bir köyün adı, “Kilarçet” olup, 1925 te İl Meclisi'nce “Berekel
diye değiştirilmiştir 2.
#
ç - Karkınıt (Karkınlar):
Bütün bu Oğuz/Türkmen boylarının, M.Ö. 680 de Sakalar'lla geldiği b
yor. Çünkü, onların M.Ö. IV. Yüzyılda yine güçlü olan Kırım'daki Devletinde
de, (Ay-Khan oğlu Awşar, Bektili ve Kızık'la kardeş olan) “Karkın” boyunun, 2
hir, liman ve körfeze verilen adını biliyoruz. Kınm'daki “S4y?” Kıralı “Siylur”
(Çikiler?), devletini güçlendirip, limanlardaki Yunan Kolboniler'ni baskıya almış,
yunanca kitabe ve bronz para bırakmıştı. Bunun büyük oğlu ve halefi (güzel
türkçe adlı) “Palak” da, Kırım'da kendi adıyla anılan “Palakyon“ hisarını kur
muş; #ont Kıralı Mitndat Evpatorla çetin savaşlar yaptıktan sonra yenilince,
M.Ö. 109 da Roma'ya kaçmıştı ©, ç
STRABON (VII, ız, 18-19) Kırım'da (yarımadanın güney batısındaki)
“Tamyrake” burnundan başlayan körfeze (onun kıyısındaki şehrin adıyla) “Karkı-
nite” dendiğini ve (güneydeki) “Kerson-Skytleri*nin, ekinci/çiftçi anlamında “Ge
örgi” adıyla tanındığını belirtir (Vİ, iv, 6). PLINIUS (IV, 26, 4) ise, (ticaret
merkezi olan) şehri, “Karkın” ve Körfezi “Karkınıt (—Karkınlar) diye anar. Yuka-
nda 19. dipnonunda tanıtılan Malazgirt kesimindeki Khalaç gibi, Van Gölü doğu:
sunda da, 887 yılında “Karkınıyan” (—Karkınlar) adlı bir yerden bahsedilir (R.
GROUS,, s. 406).
? Muvahhid ZEKİ, “Artvin Vilâyeti”, İstanbul 1927, 8. 116. Bu kitapta (s. 116), bilgisizlik.
yüzünden, Ahazarların ünlü boyu “Çamandar"ın, Arapça eserlerde, Dağıstandaki başkent— “Ç” se
si olmadığından— “Samandar”ın adaşı, bir ulu Türk Velisinin de yatırı bulunan “Camandar” deni-
len Ardanuç köyünün adı değiştirilerek, kendi farsça ve sonu türkçe bir kelime olan, “Cömedânli”
konmuş!
> Ord. Prof. Şemseddin GÜNALTAY, “Yakın Şark IV/1. Bölüm Romalılar Zamanında Kapa-
dokya, Pont ve Arsakıd Kırallıkları”, Ankara 1951, 8. 305, 308-312.
KIPÇAKLAR 207
d - Paçan/Beçen ( Peçenek):
K-ÇKH (I. 66)da, ilk defa M.S. 87 yılında, şimdiki Apkazya bölgesi ve kuze-
ndefki kıyıda) “Paçanigler ve Cikler” diye anılan iki Türk uruğu'ndan birincisi,
açanak/ Peçenek” adlı, Üç-Ok/İç-Oğuz kolundan, Gök-Khan oğlu sayılan Oğuz Bo-
'dur; ikincisi de, Köktürk Yazıtlar'nda “Çik” Karahanlı Devleti birliğinde
üzelleriyle ünlü) “Çigi/XÇik-İl) uruğu koludur. Aslında, Karadeniz kuzeyindeki
on- Kolonileri, ilkin Sakaların öncüleri “Çik'i1” (—Çik'ler)i tanıdıklarından, hepsi-
; “Sky£” adını verdikleri anlaşılıyor. Yine K-ÇHK (II, 18)da ve Kartli edebiya-
nda, “Çerkesler, Cikhler”, ülkeleri de “Ciket/Cikhet” diye anılmaktadır. Apkazeli
i kıyılarında STRABONÇI, v, 3ı)dan başlanarak, “Zigler/Zigoy” denilenler
Mr STRABON (XII, mı, 17), “Trapezus YTrabzon) ile “Kok” arasında,
bolt ” (Çik-şehri) diye bir beldeden bahseder.
Aşağıdaki bölümün “c)” Bahsi sonunda (s. 213) anılan, 1472 de biten resmi
ikoyunlular Tarihi farsça “Kitâb-i Diyârbekriyye” başında özeti verilen “Bayındurlu
ahlavuni) Oğuznâmesi "nde deniyor ki: Akkoyunlu Padişahı Uzun-Hasan'ın
1455 1478) 29. arka atası İleken”, (Revan kuzeyinde bugün “Gökçegöl” denilen)
Kökçedengiz” (KDK, X. Boy ve “Temürnâmeler” de de, böyle anılır)-Yaylakı”
evlesi beği iken, Hz. “İsâ-Dini'nde (Grigoryan-Hıristiyan) idi”; bunun torunu-
ün oğlu “Togan”, Sasanlı (Ill.) Şapur (383-388 ve Behram Gür420-438) çağların-
yaşadı. Uzun Hasan'ın 24. arka atası “Berdi-Bek”, (Sasanlı) Anuşırvan(531-579)
ağı adâletini gördü ki, Hz. Muhammed, bunun zamanında (571 da) doğmuştu.
Bunun oğlu “Songur-Bek”, “Türkistân”da kalabalık kabileleriyle hâkim olup,
Alakez (Arakas, 4095 m. haritalarımızdaki Alagöz)- Yaylakı ve Kökçedengiz” yöre-
xe gelince, düşmanla savaşırken öldü. Bu sırada Hz. Muhammed, (610-632 ara-
nda) İslâm dinini yayıyordu.
Aşağıda, 26. notun “2)” bendinde belirtildiği gibi, 450-1045 yılları arasında,
ökçesöl-Alakez- Dağı çevresi “NigYötedenberi, türkçe, “Gözel-Dere” ve “Tara-
çek YDere-Çiçek) adlı bir Sancak sayılıyordu. Sancak merkezi ve “Pahlavuni
töleri "nin yurtluğuna, “Beçeni Kalesi”, buradan geçip, Revan'a uğradıktan sonra
ras'a karışan “Hurasdan/Zengi-Çayı” adlı suya da, “Peçfe)noy-Ked”Peçeni-Çayı)
enmekte idi. 481 de, Sasanlı Merzbanlığı merkezi Düwin'deki idarecilerden giz-
“milli-dini ayaklanma” hazırlığının Il.sinde, Mamıkonlu (Karakoyunlular'ın ata-
ri) “Büyük- Vahan”, burada “Peçni/Beçnili Atik” adlı Papas huzurunda topladığı
üllüler başçılarına, İncil üzerine andettirmişti (V.LANG,, Il. 330-331; R.
ROUS,, s. 215-219).
Yukarı-Eller/Armenya/Oğuz-Elleri'nin o “tarih-destanları” olan KDK (INI.
oy)da, bu yüzden, bu Kalenin Hâkimi, “Bay-Becan/Pay-Peçan” (Dresden ve Va-
an Yazmaları), ünlü yiğit kızı da, “Banı-ÇiçekXÇiçek bölgesi Hanımı) diye
maktadır.
Urugdaş ve adaşları: Güney-Sibir/Altay-Sayan, o Batı-Sibir/Irtış-Obı, o Batı-
ürkistan/Horasan-Afgan, Dağıstan-Tunaboyu (Macaristan), Kür-Aras/Gence-Karabağ
208 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
bölgelerinde tanınan, eş anlamı “Karluk” olan ve Sakalar ile birlikte M.Ö, 680
göçleriyle gelen “Kürtler"in Dicle Kolu, “Kurmaç/Kurmanç diye anılırlar; ve “Afras-
yab” ile “Oğuz” töresini yaşatagelmişlerdir , Bitlis-Hınıs çevresinin Roşeki adlı 24
oymaklı boyun beğleri âilesinden Şeref Han'ın, Bülis Ocaklı-Sancakbeği iken, 20
yıl süren araştırma ve anketler sonunda, 1597 de bitirdiği farsça “Şerefnâme” adlı
kitapta (Petersburg 1860 baskısı, 1.13), Kürtler'in (komşuları Mamık-Konak Kardeş
ler uruğu Mamıkonyan/Mamıkonlular gibi, “Çin/Çenasdan/ Türkistan'dan gelme),
“bazı bilginlere göre Cin (Çin/Çen)-Târfesi nden” sayıldıkları; hem de (1. 158),
“bütün Kürt Tâifeler'inin, Baçan (Peçen'ek) ve Bokht (Bokhtân/Bogduz) adlı iki
kardeşten türemiş olduğu”; bunlardan doğu kolunun Cezire (Mardin-Cizre)de
Bokhi ve batıda Hasankeyf (Hısnikeyfâ) kesiminde Baçan kolunun yerleşmiş bu-
lunduğu an'anesi anlatılıyor. v
Bu sonki boy “Baçan'in aslı, “Paçan/Peçen” (Peçen'ek adının tekili) olduğun
dan, 885 yılından beriki arapça kaynaklarda bunlara, “Ekrâd-i Beşeneviyye” (Pe
çene-Kürtleri) denildiği (İBNÜ'L-ESİR'in kaynağı), biliniyor, Öteden beri, Dicle
Kürtler/Kurmançlar, “Milân” (Dağlılar) ve “Silvân” (eski Miyâfarıkın/ Farkın
li şehrin adı “Silvan” bundan) / Zilân(Ovalı) diye iki anakola ayrılınca, eski
“Paçan/Becen kolunun da, Siliv/Zilân diye anıldığı görülür.
e - Bogduz/Bögdüz: j
Yukarıda anılan “Şerefnâme"deki Kurmançlar'in doğu kesimi “Bokhti/Bokhlân
(Bokhtlu/Bokhtlar) kolu, Dogu-Dicike de sayılan ve Van Gölü güneyinde bulunan,
şimdiki “Botan” (eski, Bokhtân) Çayına adlarını vermiştir. Arap ve Süryani kay:
naklarında “Bukhtayya” denilen bölgedeki Kürtlerin “Bokht” adı (M.STRECK,
“Buhtân/Bohtân”, İslâm Ansiklopedisi, 11. 773-774), 240 yıllarından kalma eski-
farsça “Kâmâmâkı Artakhşiri Pâpakân”da, buradaki Kürtlerin elbeğisi “Heflân
Bokht (Yedi-Bokht birliği) Evren (Ejder) Meliki” diye anılıyor (NÖLDEKE
tercümesi, Göttingen 1879, s. 48).
“Şerefnâme'de (1.17), XVI. Yüzyılda yaygın olarak bilinen “Kürt-Oğuznâme:
sinin özeti veriliyor: “Türkistânin ulu-sultanlarından Oğuz-Hanfnesli timsali),
Hz. Muhammed'e, Kürtler'in A'yânı'ndan Boğduz-Aman'ı Elçi göndererek, ona ina
nıp itâatini arzeyledi”, H. 1301 (1884 yılı) “Sâinâme-i Vilâyet-i Diyârbekir” de (
137-138) ise, bu milli-an'ane, şöyle naklediliyor: K
“Ümerâ-i Ekrâd'ın serâmedânı'ndan Oğuz-Han” adlı zât, Hz. Muhammedin
Peygamberliğini duyunca, “Boğduz nâm Kürd ile” bir mektup ve armağanını Hz.
> Bu uğurda yayınlanan, şu eserlerimize bakınız: a- “Kurmanç Kürtlerinin Aslı”, TASVİR
Gazetesi, 1, 22 Haziran, 3 Temmuz 1946; b- “Dede-Korkut Oğuznâmeleri 1. Kitap”, İstanbul 1952; €-
“Kürtler'in Kökü”, Ankara 1963; ç- “Her Bakımdan Türk Olan KÜRTLER 1. Bölüm”, Ankara 1964;
d- “Kürtler'in Türklüğü”, Ankara 1968; e- “Altay-Sayan, Horasan-Afgan, Dağıstan-Tunaboyu, Kür-Aras/
Aran, ve Dicle Bölgesindeki KÜRT URUĞU KOLLARI; Dizle-Kürtleri/Kürmançlar Arasında A j
Dede-Korkut Oğuznâmeleri Gelenekleri”, XVI. MİLLETLERARASI ALTAİSTİK KONGRESİ (21
26.X.1973) Bildirileri, Ankara 1979, 8. 195-214; f- “Dağıslan-Aras-Dicle-Altay ve Türkistan Türk Boyla-
rından KÜRTLER”, Ankara 1984; g- “Kırım Savaşı'ndan (1854-1856) Gümrü Muahedesi'ne (1920) kadar
Rusya'nın yeni bölücü(lük) hazırlıkları (Kürtler/ Kurmançlar)”, YAKIN TARİHİMİZDE VAN ULUS-
LARARASI SEMPOZYUMU Bildiriler, Ankara 1990, 5. 87-97.
K
KIPÇAKLAR 209
Muhammed'e sunar. “Boğduz (-Aman) da, huşü' ve âdâb ile”, Peygamberin Hu-
züruna varır...
Biz, M.Ö. 4o1 yılında KSENOPHON'un ayni bölgede (“O” sesini “A” biçi-
minde söyleyen Asurlu/Süryani kılavuza göre) “Karduk” (Korduk-—Kürtler) diye
tanıdığı Bokhti/Bogduz boyunun destani kütüğünü, KDK'da (II. Boy), şöyle oku-
yoruz: “Varuban, Peygamberüng-Yüzünü gören * Gelüben Oğuz'da Sahâbesi olan *
dağı tutanda, bıyıklarından kan çıkan * Bıyığı kanlu, Bögdüz-Aman”. “Bing Bögdüz
(seçkin askeri-birlik)- Başları, Aman” (IV. Boy). Bu “Amanın (elbeği sülâlesinin,
KSENOPHON'un “Anabasis'te andığı gibi, Saka/Skyt biçimindeki sert olan)
“YAY”, “yedi-kişiyle kurulurdu”, “Okh”u da “kayın-dalı yelegünden som-altunlu” idi
(VIL. Boy). Ancak, “Bıyığı-Kanlu Bögdüz-Aman” da, (öteki Oğuz Elbeğleri gibi,
Mteşetapan Sasanlı-Fars timsali) “Depegöz”ün elinde (230 yılında) “zabün olmuş-
du” (VIT. Boy).
“Topkapısarayı-Oğuznâmesi”nde (40-41, 53. satırlar) onun kütüğü, yukarıda
anılan “Kâmâmak'taki habere uyuyor: “Bıyığını engsesinde üç kez düğenldüğümle-
yen) * Kahkıdukda karımına(hasımına), kan-kaşanduran * Kara gözü, kanın dönen *
Yer evreni yılan, Âdemiler (insanoğlunun) evreni, Kayan-Ucun (Wusun/komşu “Uş-
nu” bölgesinde adı yaşayan Uşun-) oğlu (Bögdüz-)Aman”,
“Bahrü'-Ensâb” adlı Akkoyunlu-Oğuznâmesi nde de, Hz. İsâ “Göğe çıkup, Bizim
Peygamber (Hz. Muhammed) den nişân yoğ”iken (M.S. sı de, go bin asker çıkaran
bir göç kolu ile Horasan'dan gelen) Oğuzlariın, 6 İç-Oğuz ve 6 Taş-Oğuz Beğleri
bölgesine ayrılan Oğuz-Eli'nde yaşadıkları anlatılarak, ayni hanedan için Şu
kütük haberleri veriliyor:
“Bing-Bögdüz'ün Ulu'suna, Aman-Bek derler-idi” “Tokuz-Tümen Gürcistan- Beğle-
harâc al” an bu Beğler zamanında, Hz. Muhammed, “dünyâya gelüp, Mek-
kide İslâmlık) zuhür edince, “Bayındur-Han”, onu düşünde gördü ve iman ge-
irdi. “Kazan-Han'i (Arşaklı sülâlesi timsalini), (Şirvan-Demirkapu/Derbend hâki-
mi) Dondar Begi, (Van-Gölü güneyi elbeğisi, Kürtler'den Bögdüz-) Aman Beşi,
Mâ be-i Şerif'de Resül “aleyhisselâma gönderüp, ümmet olduğun bildürdü” (AT-
SIZ yayını, İstanbul 1961 167-197. satırlar).
© f- Türkler:
» PLINIUS (VI, 7,1) Karadeniz doğusunda “Zygler” ve komşuluğundaki “Dan-
arlar, Tusagetler"in yanında, “Turkae”/Türklerin de yaşadığını yazar. Bu sonki
d, KÇKH'da gördüğümüz, Makedonyalı İskender'e karşıkoyan ve “Kıpçaklar” ile
anılan “Bun-Turkiler (—Otokton/Yerli-Türkler)in bir kolu olarak, Kafkas-
gr kuzeyinde bulunduğunu gösteriyor. Yukarıda (s. 201) “Arşun oğlu Direg-Taka-
or'u öldürdüğüne işaret ettiğimiz “Sopen Eyâleti Hâkimi Ankel Hanedanı” atası
“Tork” üzerine, KHORENLİ (Il, 8)deki destani haber için, rahmetli Hocamız
TOGAN-Giriş, 8. 469 n. 304) diyor ki: “Ermeniler'de Tork isminde” sülâle kur-
muş, “burnu basık, çirkin yüzlü” bir kahramana âit raviyeti, Musa KHOREN
210 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
nakletmiş (Petersburg Akademisi Üyesi Ermeni Prof. K.P.PATKANOF) PAT
KANIAN bunu (1912'de çıkan rusça ZVORAO'nun XXI, cildinde, s. xxxvı'daj,
Ermenistan'da hüküm sürmüş bir Türk Sülâlesi'ne âit hâtıra olarak kabul etmek:
tedir”.
IV. — İSLÂM'IN ÇIKIŞINDAN (610) ÖNCELERİ BÖLGEDEKİ TÜRKÇ
ADLAR ve TÜRK TÖRESİ İZLERİ.
Son olarak, Urartu/Armenya/Yukarı-Eller ve KDK'daki “Oğuz-Elleri"nde, Türk
Dilinden kalma ad ve sözlerin, İslâmiyet'ten önceki yazılı kaynaklarda geçen
—Coğrafya adları dışında— belirtilerine, kısaca işaret edelim:
a) M.Ö. 66-65 Yılları : Pont Kıralı VI. Mitridat'ıi ortadan kaldırmaya gelen
Romalı Pompeus, 66 yılında ordusuyla Anadolu'ya geçince, Arşaklı(Part) İmparalo-
ru İI.Fraat (Ferhad) (67-60) ile ittifak yaparak, Fırat hudut tanımıştı. Savaşla
yenilen Müridat, maiyetiyle Kolkide ve oradan da (şimdiki, Sohum'a) Diyoskur-
ya'ya kaçınca, onu yakalayamayan Pompeus, Arşaklılar'ın izniyle, (Tiflis'ten aşağı)
Kür ırmağı boyunda Aralık 66 da kışlağa geçti. Ondan önce Mindat'ın gönder
diği elçiler, (Xarti'de Arşaklı kolu idaresindeki) İberler ve (Şirvan ile Gence-Kara-
bağdaki) A/banlarla, Romalılar aleyhine ittifak yapmak girişiminde bulunmuştu.
M1.Fraatin güvegisi “Armenya” kıralı namzedi Genç-Tigran da, bu sırada baba
sından kaçıp, Pompeus'e sığınmış olarak, Roma ordusu karargâhında bulunuyor»
du”,
Bu sırada, STRABON (XI, 4,5)a göre 60 bin yaya, 22 bin atlı ve PLUTAR:-
KHOS (Vit.Pompe, 35)ta 6o bin yaya, 12 bin atlı çerisi olan A/banlar, Romaklarin
ülkelerine sokulmasından korktukları, beriden de (Armenya Kıralı namzedi
Genç-) Tigranes'e hoş görünmek üzere, Hükümdarları “Oroizes (varyant, Oroe
ses) idaresinde, Romaklar “Kronia-Bayramı "nın (17 Aralık 66 günü) şenliğini yas
parken, ansızın hücum ettiyse de, yenildi (D. CASSIUS, Bel. Mithridates,
XXXVI, 53-54). APPIANOS (Roma Tarihi, 102-104/480-484) ise, daha ayrıntılı
bilgi veriyor:
“Albanlar Kıralı Oroizes/Oroeses ile (batı komşusu soydaş) İberler Kıralı (Arşak-
lı sülâlesinden, M.Ö. 81-66 da hâkim) Artokes, yetmiş bin kişi ile Ayrnos (Kür)
ırmağı yakınlarında pusu kurdu”. Bunu sezen “Pompews, ırmak üzerine köprü
kurdurdu ve Barbar(Yunan ve Romalı olmayan)lari ormanlığa sürerek, ordusuy-
la onları kuşattıktan sonra, (ormana) ateş verdi”, zaferi kazandı. “Rehineler ile
savaş tutsakları arasında, Öirçok kadınlar da vardı; bunların aldığı yaralar, erkek-
lerden az değildi. Bunların Amazon (Sakalı kadın-savaşçı) olmaları muhtemel
dir... Barbarlar, savaşan kadınlarına, toptan Amazon diyorlar”.
Ertesi yıl (M.Ö.65) ilkbaharda, “Albanya Kıralı'nın Kardeşi Kosis (Koç), 72
bin kişilik ordusuyla Roma ordugâhı'na ansızın hücum etti; kargısı'yla “Pompe
* Ord. Prof. Ş, GÜNALTAY, anılan eser, 5. 511-521.
KIPÇAKLAR 211
wun göksüne vurduysa da, onun gövdesi zırhlı olduğundan, yaralayıp, öldüre-
medi”. Sonunda, (yine) bozularak geriçekilen “A/banlar'ın ölüleri” arasında,
“Amazon sayılan çizmeli ve sılahlı kadınların cesetler” görülmüştür (PLUTAR-
KHOS, “Pompeios, 34, 35).
Yukarıdaki belgelerden, eski “Sakasenler”in torunları “4/banlar”n hükümdar
har danı, KDK'daki “7aş-Oğuz/Boz-Ok” kolundan, “Khan” unvanlı “Oruz-Koca
e en nde, “Afrasyab-oğlu” kütüklü) sülâlesinden olup ;
“Aaklılar”ın bütün hükümdarları, kendi adlarından başka, hep “Arşak” unva-
a da anılıp, paralarında bunu kullandıkları gibi, “Orus/Oruz” adını taşıyordu.
Bu da, temiz türkçe olan, demircinin baş âleti adı “Örs”ten ibarettir. Bizim
* dediğimiz nesnenin adını, Kıpçak kolundan gelen Türkler, iki heceli olarak
1 Örüs” (Urus) biçiminde söylerler (TOGAN-Giriş, s. 421 n. 160). 2060 yıl
önce Xür boyunda “Orus/Oruz” adının tesbit edilişini ve bunun KDK'da anıldı-
ır görmek, Türkologlara yeni bir ufuk açsa gerektir. A/banlar Hani kardeşinin
, ep “Ç” sesi olmayan Yunanlı ve Lâtin yazarların verdiği) “Kosis”de,
6” soneki onların takısı olduğundan atılınca, “Koç” (yani, Yiğit anlamında)
inci bir türkçe erkek adını, o kadar eski olarak görüyoruz. Üçüncü ad da, 6.
7 (Kartel) kıralı Arşakl “Artok'es” yani, (Türk geleneğine göre, g ay 10 gün
ana-karnında kaldıktan sonra, geç/artık günlü olarak doğanlara, arapça “Fâdı/
Fâzıl gibi ve Selçuklu çağında Eksük oğlu Artuk Gazi'nin en eski adaşı) “Artuk”
olarak, karşımıza çıkıyor (9 aydan erken doğan erkek çoçuğa, “Eksük” veya “Ça-
yuk” /arapçadaki ayni anlamda “Khadik ve kız ise “Khadicet” dendiğini biliyoruz).
Bu da, bugün bile yaşayan âile geleneğimizin, günümüzden 2060 yıl önceki es-
iliğini, gözler önüne seriyor.
b) M.Ö. 23-3 Yılları : Kartli/lber'de Mekskheta tahtında, g9. Kıral 77. Arşak bu-
İunuyordu; bunun anası da, “Arşaklı” soyundandı (K-ÇKH, 1.51). Bu adın, Es-
ki-Türkçede, “Pars ile Ayı karması yırtıcı” anlamında olduğuna, işaret edilmişti.
(s. 198, 12a). Hunlar'da “ Evren (Ejderha)”, Yabakular'da “Böke'YEjder) ve Karahanlı-
ar'da “Arslan” ile “Bugra TVErkek-Deve) gibi, çok güçlü hayvan adları benzeri
olan bu deyimin, M.Ö. 256 da Dahalar'ın “Pam” boyundan çıkarak Balkh'ta
İrşaklılar (Arsakid) Devleti'ni kuranın adı olduğu; bu sülâleden M.S. 227 ye ka-
dar yaşayan 36 padişahın unvanının da, hep “Arşak” diye tanındığı, biliniyor.
co) M.S. 92-99 : “Armenya” (Yukarı-Eller), Romalılar ile Arşaklılar arasında Mi-
idın ilk yıllarında da, el değiştiriyordu; gâh birisinin, gâh ötekinin, başkent (Iğ-
dır O ası/ Sürmeli-Çukuru”ndaki) “Artakşat”a diktiği Kıral veya Vâliler ile idare
ediliyordu. Partlılar/Arşaklılar imparatoru, XXII. Arşak olan 7. Vologas/Valarş(s1-
75), Hamadan'da tahta çıkışının ilk yılında, batıya sefer etti; Romalı dikmesi
İber (Kartli/Gürcistan) Kırakı'nın oğlu “Rhadamist”in Artaksata'da Vâli olarak
metbuları adına idare ettiği “Armenya'yı fethe başladı. 52 yılında, Rhadamist'i ka-
çırp, kardeşi Z. Tiridat'ı (52-99), kendisine bağlı ÜUçöeği gibi tahta geçirdi. Buna
engel olmaya gelen Romalı ordularını da yenerek, 63 yılı Rhandea Barışı ile, Malatya
212 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
hududuna kadar Armenya'nın, Kardeşi Tiridat'in idaresinde kalmasını sağladı.
Antlaşma'ya göre, 3000 atlı ile Roma'ya gidip, 66 yılında Neron'un elinen Taş gir
yen Z. Tindat'ın Kırallığı, tasdik edildi (R.GROUS,, s. 105-109).
Fâtih bir devletin temsilcisi olan 2. Tiridai, Roma Sarayı'nda, pek özenli
törenle karşılanmış; bir de, 2,04 santim yüksekliğinde ak mermerden heykeli ya-
pılmıştır. Paris “Louvre” Müzesinde “Ma 7019” Numara ile kayıtlı bulunmakta
dır. Milli kılığı: Topsakallı, başında Terlitakye), dizlere varınca uzayan (ince
kumaştan, palto ile ceket arası ve düğmesiz) göğsü açık bırakılıp, beli, sol
dan kılıflı Xama asılı Xemerle bağlı Arkalık dediğimiz “Tunik”; altında, paçaları!
topuklarda bağlı Potur (şalvar); sağ elinde, üstü omuzdan yukarı tutulmuş, altı
sağ ayağa yakın duran hâkimiyet belirtisi, Asâ bulunuyor. Ancak, 74;-Giyme
Töreni'nde, bir yanı Romaklar'a uysun diye, ayaklarından Çizmeler'i çıkarılıp,
parmakları açıkta bırakan, üstü bilekten bağlı Sandakt ve boyun altını «
sol kolu, dirsek altına varınca örtüp, sağ-omuzda X/ps ile tuttrulmuş, sol elle
de, bel ile diz arasında tutulmuş, Pelerin bulunmaktadır. Resmi Müze Kılavu-
zunda (Jean CHARBONNEAUX, “La Sculpture Grecgue et Romaine au Musiz du
Louvre”, Paris 1963, s. 166), buna, “Partlar kıralı Tiridat”a ait sanılıyor”, deniyor
sada, tam bir Türkmen/Oğuz tipli ve kılıklı olduğundan, “şüphe” etmek yersizdir.
İşte bu sıralarda, Romalı hududunda Uçbeğliği sayılan ve buraları korumakla
yükümlü Küçük-Arşaklılar/Arşakunik Devleti (52-428) güçlensin diye, Horasan'dan
âileleriyle Türkmen/Oğuzlar, buralara gönüllü göçerek, yaylakçı-kışlakçı ole
yerleşmeğe başlamışlardı. Biz bunun, milli destani haberlerini, Akkoyunlu-Oğuz-
nâmesi sayılan “Bahri'-Ensâb”dan alınma, şu metinden öğreniyoruz: “İm
Turan'a, Kum, Kaşân, Yezd, Badakhşân'a Padişah” olan “Gök-Alp-Khan”ın, üç oğlu
vardı.
“Bahrü'i-Ensâb kavliyile, yukaruda zikrolunan Gök-A/p Khan'un kaçan kim
eceli yetişüp, dünyâdan gitdi; oğullarından Xaydur-Khan, Turmuş-Khan, (ataları
mülkü olan) Memleketler'in taksim edüp, herbiri bir Vilâye'e Khan oldu.
(Küçük) Karındaşları Bayındur-Khan, ta'allükaatiyile Khorasân'dan “azimet edüp,
(XV. Yüzyılda bu eser, İslâmi yazı ile yazılırken, Artaksata'yı da içine alan, Ar
paçayı sağındaki Vilâyet merkezi) Anı Ya, Kars'a geldiler. (Artaksata/ Artakşat'taki
Vâli Rhadamis'in mensup olduğu) Gürcistân-Keferesi ile ceng edüp, Tiflisi (doğ:
rusu, o zamanki merkez, Meskheta'yı) aldılar. Andan, (Şirvan-Dağıstan arasında"
ki Derbend) Demürkapu'ya varup, (buranın hâkimi) Küstâsek-Meliki muhâsara
edüp, Demürkapu'yu alup, (Melik'in) başın kesdi. Ol târikhde İsâ 'aleyhisselâm göğe
çıkup, Bizüm- Peygamber (Hazreti Muhammed)den, nişân yoğ-idi”
“Anlar(gelenler), din-mezheb bilmezdi ammâ, Hakk'a (Tanrı'ya) ıkrârları
var-idi; (bunlara) Oğuz-Tâifesi (Göçebeleri) derlerdi; (Küçük-Arşaklı timsâline)
Kazan-Khan derlerdi, (Büyük-Arşaklılar timsâli) Bayındur-Khan'un Veziri idi ve
hem dâmâdı idi. Aralarında 7aş-Oğuz (Boz-Ok), İç-Oğuz (Üç-Ok) Beğleri anılur
idi” (Bundan sonra, KDK'da anılan 6 İç-Oğuz ve 6 Taş-Oğuz Beğleri'nin adları
veriliyor).
KIPÇAKLAR 213
“Cümle, doksan bin 'asker id... Oguz-Yolu'nca (Töresi'ne göre) bunlar, bir
Tâife idi; Bayındur-Khan'un “askeri idi. Bizüm-Peygamberimiz (Hz. Muhammed,
“570 yılında) dünyâya gelmezden mukaddem bunlar, kırk yıl Gürcistan-Keferesi Yile
ceng-cidâl edüp, Tokuz-Tümen Gürciestân Beğleri'nden kharâc aldılar”. Peygamberi-
mız gelip, İslâmlik yayılmağa başlayınca, “Bayındur-Khan”ın timsâli, onu rü'yâ-
sında görüp, “İmân getürdük”ten sonra, Üç Beğini “Mekke'ye Elçi gönderüp,
o'na, “ümmet olduğun bildürdi”. Peygamberimiz, “Selmân-i Farsi'yi, İslâmın esas-
larını öğretmek üzere, bu Efiler'le gönderdi. Selmân da, bu işini bitirince, “Dede-
Korkud'u, içlerinde Şeykh dikdi.” ©
“Bayındur Khan” sülâlesinden Akkoyunlu Uzun-Hasan, 1473 te Fatıh Sultan
Mehmed'e Otlukbeli Savaşı'nda yenilmeden önce, 1472 de Kaadi-Ebübekr-i TİHRÂ-
Nİnin bitirdiği farsça yazılan resmi Akkoyunlular Tarihi “Kitâb-i Diyârbekriyye”
başındaki “Oğuznâme"den alınma atalar-kütüğünde de: Bayındur-Khan neslin-
den olanların, İslâmlk'tan önceleri, şimdiki Gökçegöl ile Alagez-Dağı (4095 m.)
Yaylakları'nda yaşadıkları ve Hıristiyan dininde oldukları, açıkça yazılmıştır:
“Küçük-Kardeşi Baçanak”ı Doğu Ülkelerinde idareci olarak, “Sayram (Çim-
kent/Espiçap) Şehrinde Kaaimmakaam” bırakan “Bayındur-Khan”, ordusu ile “Ka-
rabağ-Kışlakı””na ve “Kökçedengiz (Gökçegöl) Yaylakı”na geldi. Burada “Ulu-Dernek
toplayıp, Buyük-Toy” verdikten ve malını bölüştürdükten sonra, eceliyle öldü.
Buradaki “Bayındur-Khan” evlâdından Uzun-Hasan'ın 29. arka dedesi “İleken Bek,
Hazreti “İsâ-Dini'nde (Gregoryan-Hıristiyan) idi”. Bunun üç göbek torunu ve
Uzun-Hasan'ın 25. arka atası “Songur-Bek”, Hazreti Muhammed (İslâmlığı yaydığı)
çağında, Alakez (eski, Arakas)-Tagı ile Kökçedengiz” bölgesinde yaşıyordu. Onun
yurdundan olan (Nahçıvan'daki) “Alınçak-Kal'ası”, Halife “Hâdi ve Hârün” çağla-
rında (785-786 yılında, Kumandan Bulucan idaresinde gelen Khazarlar'dan iba-
ret) “Kıpçaklar” eline geçmişti... Uzun-Hasan'ın 5. arka dedesi “Pahlavan-Bek” (eski
atalar mülkünden) “A&nçak-Kal'ası” hâkimi iken, Çingizl ordusu Başbuğu “Çor-
'magon'u (1239 yılında) bozguna uğratmış; sonra, göçtüğü “Amıd” (Diyarbekir)de
ölmüştü. Bunun oğlu “Zuraı” (KDK'da VI. Boydaki “Kanğlı-Koca oğlu Kan-
Turalı” , tesbitimize göre, İlhanlı Gazan-Han'ın başlattığı, zorla ve özendirerek İs-
lâmlaştırma sırasında, 16. Vİ. 1295 ten az sonra, Müslüman olup), 30 bine ya-
kın çerisiyle Gazan-Khan'ın maiyetinde, “Suriye-Seferi "ne katılmıştı ”,
” (H.N.) ATSIZ, neşri OSMÂN, “Tevârikh-i Cedid-i Mir'ât-i Cihân”, İstanbul, (metni eski-ya-
nizla da verilmiştir), 167-190. satırlar.
* (Uzun-Hasan'ın “Münşisi” Kaadi) Ebübekri TİHRÂNİ, “Kitâb-i Diyârbekriyye”, Ankara
göz, s. 24-25. 1472 de biten Farsça Resmi Akkoyunlu Tarihi “Kitâb-1 Diyârbekriyye” başında özet-
lenen “Oğuznâme”deki destani haberler, III. Yüzyıldan beriki kroniklerde Küçük-Arşaklılar Ülkesi
üzerine yazılanlara, aynen uymaktadır:
a) Arşaklılar'ın ilk yurdu Balkh (Baktrya), “Pahlav” diye biliniyordu (AGATHANGELOŞS, TI.
» 252 vak'aları, V.LANG.,, 1. 118, n.2). “Arşaklı (Partlı)lar Hanedanı, Pahlav Hanedanı”, IV. Fra-
a/Ferhad Arşavir'in (M.Ö. 38-2) üç oğlu ve bir kızına göre, sırasıyla: Ardaşes (iktidarda) ve tahta
geçmeyen Suren(-Pahlav), (301 de Küçük-Arşaklı ülkesini Hıristiyan eden Aziz Grigor'un babası
Prens Anak, bu daldan), Karen (-Pahlav), (Arpaçayı boyu ve Kağızman-Deresi/Eraskhacor hâkimi,
214 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
Bu yüzdendir ki, çağdaşı “Ermeni Rahip Yazarları”, Uzun-Hasan'ı, he
“Bayındur”, hem de “Pahlavuni” (yani, Balkh tan gelme Arşaklılar sülâlesinden)
fatı ile anmışlardır”,
ç) M.S.200 Yıllar : K-ÇKH'da hiç anılmadığı halde, Gogaren/Gugar W/Gugt
Eyâleti'nde M.S.IIL, yüzyılda hâkim olup, (eski-türkçede, “İspiri-Doğan” da deni
len çok makbul “Şâhin-Kuşu” anlamına gelen ve 679 da Tuna'yı geçerek rk
Bulgar Devleti"ni kuran Kobrat oğlu “Esperükh/Asparukh'un adaşı) ana-diliyle güz
bir ad taşıyan (Orbelyanlar'dan) Kuzey-Uçbeği'nin, Metskheta'daki “Armazi ek
ropolü” kazılarında bulunan lâhdi, Il. yüzyıla ve yunanca “Pittaskh Aspa kk
yazılı oval biçimde madeni bir levhadaki baş tasviri, 200 yılına tarihlendiril
yor”, Bunun, Avrupa-Hunlarn Hükümdar cihangir Atilla'nın, kartal-burunlu ve k
sa sakallı yüzüne benzeyen tasviri de, tam Türk tipindedir. N
Kamsarakan Beğleri, bu daldan) ve kızı Koşm'un evlendiği “Asbahabed” (Başkumandan)e göre, dört
dala ayrılmıştı (V. LANG,, Lı14, n.ı; Urfalı/Edesli Süryani LERUBNA Kroniki izahı, V.LAN Gi,
1.326-327). j
b) V. Yüzyılda (450 lerde) yazılan “ArmenyaYı Aydınlatan (Hıristiyanlaştıran) Aziz Grigor'un
Âile Söykütüğü ve Patrik Aziz-Nerses'in Hayatı” adlı Anonim eserde, 36g yılında Kayseri'den dönen
Azız-Gngor'un torunun torunu Aziz Patrik “Büyük Nerses”in huzuruna varan Beğler arasında, (Ara
kas/Alagez-Gökçegöl arasındaki Beçni hâkimi) “Pahlavuni” (Pahlav-hanedanı) Beği de anil
(V.LANG,, TI, 25). 980 yıllarında “Pahlavuni”lerin mâlikânesi, Gökçegöl ile Arakas (Alagez) Dağı ara:
sındaki “Mig” (şimdi, Gözeldere) Sancağı olup, merkezi “Becni” (Beçeni) Kalesi idi (R.GROUS, 8.
529-530 arasındaki Harita). Anı Bagratlıları (961-1045) ocaklı Başkumandanı olan Pahlavuni Haneda-
nı Beğleri, daha o zamanlar: “Hasan (Kazan), Apırat, Sarı, Vasak gibi türkçe ve “Abel-Cahâp”, “Abuk
garib ” gibi arapça adlar kullanıyordu (R.GROUS,, s. 546-547, 550). Selçuklu Melikşah'ın izniyle,
“Anı Piskoposu” (1080-1105) sonra da, “Anı Patriki (1105-113) olan Barsel, “Ünlü Pahlavuni”lerdendi.
(Urfalı MATEOS, CXX, CXXXIX; R.GROUS,, s. 636). )
” Bak., H.D. ANDREASYAN, “XV. ve XVL Yüzyil Türk Tarihine Ait Ufak Kronolojiler ve Ke:
lofonlar” (ermeniceden çevrilme) İ.Ü. Edebiyat F. TARİH ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, İstanbul 1973,
Sayı 3, 8. 93, “Ardzge(Adilcevaz)li MOVSES: 1467 yılında (Karakoyunlu) Cihanşah'i, “askerlerinden
uzak bir yerde, muhâlızı olmadığı halde uyumakta” iken, (Akkoyunlu) “Pehlivandoğrusu, Pah
ni) Hasan Bey”, onu ve oğlu Mehmed! (bir baskınla) öldürdü. ,
İspanyol Elçisi CLAVI7O'nun 1405 Ağustosunda, “Aluşkert” (Ağrı İli'nde, 1664 büyük depre
minde yıkılmadan önceki Toprakkale/Eleşgert) şehrinde Ermeniler'den tesbit ettiği şu eski an'ane,
çok mühimdir: (1064 teki Selçuklu Fetihleri sırasında) “Ermeni Hükümdarı'nın Aluşkeri, Anı ve Ergi
rum'daki Üç-Oğlunun, aralarında çıkan rekabet savaşları”nda, Erzurum'daki Kardeşin, Yerli
“Türkmanlar"dan aldığı yardımcı birliklerin, (Selçuklular ile Fethe gelen) “çevredeki Müslü
Türkler'den yardım” alan “Aluşker!teki Ağabeğisiyle savaştığı sırada, “bu (Müslüman) Türklerle
(Grigoryan-Hıristiyan) Türkmanlar, ayni dili konuştukları ndan, çabucak anlaşmış”lar: Böylece, önce
Âluşkert, arkasından Anı ve sonra Erzurum'u alıp, “Armenya'nın bu kesimi”deki Ermenilerden
(hâkim) “kimsenin kalmamasına sebep” olmuşlardır (Guy Le STRANG tercümesi, “Clavijo Embay
to Tamerlan”, London 1928, s. 363 ve izah; Ömer R.DOĞRUL tercümesi, “Kadisten Semerkand'a Se
yahat”, İstanbul (1943), LI, 116-117. “
” N.A.BERDZENİŞVILI Başkanlığındaki Akademi Üyesi beş kişilik bir “Hey'e”in yazdığı
rusça, “İstoriya Gruzüi” (Gürcüler'in Tarihi), Tbilisi(Tiflis), 1962, 1. 68, 78; David Marshall LANG,
“The Georgians”, London 1966, (izah ve resim) s. 84-85, 87; Ch. AMIRANACHVILI, “L'An des Ci
seleurs Georgiennes ”, Paris 1971, s. 26, 28.
KIPÇAKLAR 215
M.Ö.120 yıllarındaki İk-Arşaklılar hâkimiyeti sırasında kurulan, “Pieaşkh”
unvanlı “Kuzey- Valiliği” (KHORENLİ, II, 8), yukarıda görülmüştü. Türkçe bir
adla “Düwin” (Tüb, eski-türkçede, başkent demektir) şehrini kurup başkent yap-
ran Arşak 71. Khosrov (350-339) çağında da, “Gugarlıların Pteşkh unvanlı Beğle-
n, Kuzey-Ordusu'na Başbuğluk ediyordu” (Bizanslı FAUSTUS, HI, 7; KHOREN-
Lİ, TI, 6). Sasanlılar'ın hâkimiyetini ortadan kaldırdığı son Arşakk Kıralı Artaşes
(422-428) çağında, “Gugar'k (Gugar'lar) Pteaşkhı” olan “Aşuşa”, Ermeni Alfabe-
sinifki, 36 harften 11'i, oyma Eski-Türk Yazıları'ndan, Muş-Ahlat/Taron bölge-
sine gelip 217 yıllarında yerleşen “Mamık ve Konak Kardeşler” adlı “Çenasdan”/
Türkistan'dan gelen urugdan alınmış olup, kelimeleri ayıran : işareti de benim-
senmişti) yapan Muşlu Aziz-Mesrop'u, (Gence-Karabağ bölgesindeki) “Balasa-
kan'dan dönüşünde, Gugarlar için de bir Alfabe yapması isteği ile, kendi idare-
sindeki “Taşir” Sancağı'na davet etmişti (KHORENLİ, Il, 60). “Bdeeşkh Aşu-
© şa'nın, bir ara Hıristiyanlık? tan, Eski-Din'e döndüğü de biliniyor (K-ÇKH”, s.
72, 74). Bu zatın, damarlı-akıktan yapılma bir büstünün, bugün Paris'te Bibliyote-
“gut Nattonale'de bulunduğunu ve üzerinde yunanca, “Asas Patiakses İberon Karke-
don” (İberler/Kartliler, Karketler/Gugarlar Petiaşkhı Aşaş) yazılı olduğunu da,
görmüştük. Çağımız Gürcü/Kartvel Tarihçileri, bunun asıl adının (türkçe), “Ar-
uş "ve ülkesinin de “Gugaret” olduğunu belirtiyorlar ”.
d) 439-440 Yılları “İncil Tercümesi”deki Türkçe Sözler : Arşaklılar'ın Horasan'da
tahta geçmeyen Suren-Pahlav” (Balkhlı-Suren) kolundan Prens Anak'ın oğlu
k-Grigor (257-325), bebek iken kaçırıldığı Kayseri'de büyüyüp Hıristiyan ol-
muş; ve 3or yılında resmen bu dini, Arşaklı kıralı “Büyük” unvanlı 172. Tiridat
(286-330)ın himâye ve yardımıyla, ülkede yaymış; eski putları kırdırıp, tapınak-
ları yıkarak, yerlerine Kilise ve Manastırtırlar yaptırmıştı. İncil ve Vaazları'nı yu-
a ve süryanice okuyup, yazardı (R. GROUS, s. 121-127). Tesbitimize göre,
“Dede-Korkut”un tarihi şahsiyetinden ibaret olan bu zât, kurduğu “Grigoryanlık”
e halk deyimi ile “Duz-Ermeni” denilen Mezhebi ne, ülkedeki köklü “Türk/Oğuz-
Töresi”ne uyarak, başka Hıristiyanlar'da görülmeyen, şu kuralları koymuştu:
1. Ârşaklı-Bayrağı'ndaki “Kartalı vaftiz ederek, “Kilise-Arması” tanıtma: ©.
(Herodot'un, S&ytler'de görüp tesbit ettiği gibi) Domuz beslemek ve etini haram kıl-
mak (bu yasak ancak, Süryâni/Yakubi Mezhebinde var); 3. Tavşan” uğursuz say-
u (Herodot bunu da, M.Ö. sız de 1. Darayoş Orduları'yla karşılaşan 7Tunabo-
yu Skyilerinden görenlerden, nakletmiştir); 4. “Madag” adıyla, Adak-Kurbanı kesilir;
, Kabırtaşları (Güney-Sibir'den Sivas ve Adana'ya kadarki Türklülk bölgelerin-
le, çok eskiden beri görülegeldiği gibi) Koyun ve At-Heykelleri olarak kullanılmağa
devam edildi/ki, bugün Tunceli- Varto Alevileri ile Jğdır- Tuzluca'daki Şi't Karakoyun-
lıların torunlarında da, bu âdet yaşar); 5. “Vaftiz-Babası Âilesi ile Kız-Akrabalığı
ağı” (bu töre, İslim Arap ve Farslar'da aslâ görülmediği halde, bugün Kazakıs-
an'da “Kındık-Ana/ Ata”/Ebe-Âilesi ve Azerbaycan, Fergana ile Irak ve Doğu-Ana-
” Yukarda anılan, “Hey et"in yazdığı, “İstoriya Gruzü”, 1. g2.
216 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
dolu'da Zaza-Türkmen-Kürt-Karapapak ve Yerli halkımızda, “Kivre-Âileler'den kız
alınıp-verilme yasağı biçiminde yaşamaktadır); 7. Bütün Râhibler, evlenir ve çocuk
sahibi olur; 8. “Sivri Türk-Çadırı” biçiminde künbetli, Manastır ve Kiliseler yapılması
geleneği; 9. Kadınların (KDK, TI. Boy'da, “Banı-Çiçek” adlı kızın yaptığı gibi),
yabancı-erkeği görünce, yaşmaklanması (ağzını ve burnunu, boynunu, saçını örtme
si) *. Türkolog, Sosyolog, Mimar gibi Bilgin ve Uzmanların, yukarıdaki konula"
rın kaynağını bilip, ona göre değerlendirme yapmalarını umarız. İşaret edilen,
“Mesrop- Yazısı”ndaki B, E, İ L, DZ, KN, ÇI R, V, NG gibi onbir harfi ile :
işaretinin, “Türk-AYfabesi”nden alınışı *' da, çok mühimdir. 4
Arşaklıların ilk “Katolikos/Patrik” (301-325) makamında bulunan Aziz Gri:
gorun, kendisinden sonra iki oğlu ve torunları da, hep “4ziz” ve “Partev” (Part-
lı/Arşaklı) sıfatıyla (araya başkaları da girmekle) 439 yılına kadar bu makamdâ
bulundular (R.GROUS, s. 641).
“Büyük” lakaplı Patrik Parlev-Nerses'in oğlu ve “Ermeni Yazısının tertibi ile
“İncil'in Tercümesi”ne çok yardımcı ve teşvikçi olan Aziz-Sahak (387-439) ve Aziz
Mesrop'un 439-440 yılındaki ilk “İncil-Tercümesi”nde, şu temiz-türkçe sözler geç
mektedir:
ı-EMLİK (süt emen oğlak), 2-AR/G/ARUK (ark, su kanalı), 3- O7T/KHOT
(ot, bitki—ikinci imlâ, Kalaç/Khalaç-Ağzı'na göredir ki, bugün İran'daki kollar»
nın, hâlâ Ana'ya Hana, Ata'ya Hata, KAŞGARLI zamanında Kız'a Khız deme
leri gibi) 4- TEL (saz-teli ve iplik), 5- VOCKHAR (koçkar/koç)
*
» *
* Bunlar ilk defa, 21.XI11.1984 te Türk Tarih Kurumu'nda verilen konferansımda açıklanıp,
1986'da BELLETEN'in 198. Sayısında (s. 915-928) yayınlandı; bu Dokuz-Kural da, s. 924 te, be
lirtildi.
*” Bunlar için, şu tesbitlere bakınız: a) “Kars Tarihi”, s. 187-189. b) Ermeni-Afabesi'ni at
eden Aziz-Mesrop'un babası, türkçe “Vardan/Vartan” adını taşıyordu ve “Çenasdan'dan gelme “Ma-
mıkonlular ötlesi"nden olduğu sanılıyor (V.LANG, Il.g. sütun 1, n.2). e) Rahmetli Prof. Dr. İ. KA“
FESOĞLU, 1945 te Ahlat'ta bir “Enstitü Çalışması” yaparken, oradaki “Arkınlı Deresi”nde kayalıkta
gördüğü, Orkun Yazıtları'nda, kelime aralarını belirten : işaretiyle “Bayındurlu Damgası "nın izahını
diyor ki: “Ermeni Alfabesi'nin Aramice'den, doğrudan doğruya değil de, Türk-Yazısı dolayısıyla mey»
dana gelmiş olduğunu, yakın bir ihtimal olarak düşünebiliriz” (İ.Ü.Ed. F. TARİH DERGİSİ, e
tanbul 1949, Sayı 1, 8. 184-183). A
ç) Rahmetli Dr. Hamit Zübeyir KOŞAY, Atatürk Üniversitesinde Öğretim Görevlisi iken, yar
dımcı olduğu orada vazifeli Alman Arkeoloğu Dr. Hermann VARY'nin, 1965 te, Erzurum'un / v
güneyinde Karayazı İlçesi'nin Bayro/Salyamaç köyü yanındaki “Cunni” (Cinli/Perili) adlı mağrada
bulduğu ve C-14'le yaşını tesbit ettiği, V. Yüzyıldan kalma yazı, damga ve resimleri tanıtıp izah ede l
makalesini, özetle tercüme ve ilâveyle yayınlamıştır: 72 Oğuz Boyu Damgaları, Uygur Urug Re
mizlsembol)leri, Eski Türk Runik (oyma) Harfleri, Hayvan ve Süvari Resimleri, Eski Ermeni Yazılan,
Prof. GUMONNT'un 1400 yılında Suşehri güneyindeki bir kayada bulduğu, 4 adet Oğuz Beyi
Damgası (“Alitürkisehen Felszechnungen in Nordost Anatolizn”, Von Hermann VARY, Bochum,
URAL-ALTAISCHE JAHRBUCHER, Band 40, Helft 1-2 Özeti, TÜRK ETNOGRAFYA DER»
GİSİ, Ankara 1969, Sayı XI, s. 27-32).
KIPÇAKLAR 217
Bakü Üniversitesi Hocalarında Udili Grigoryan Voroşil LGÖUKASYAN (Lu-
yan), “Grabar” (ölü-ermenice) dilini bildiği için, hem bunları tesbit etmiş,
m de, ermenice kroniklerden 660 yılına kadar yazılmış olanları tarayıp, şu
sözleri bulmuş; ve bunlardan en sonkinin/yenisinin de, Köktürk Yazıtla-
ndan 150 yıl önceki yazılı kaynaklarda bulunduğunu belirtmiştir ?:
a) Bayağı sözler: AVÇI, ÇÖPÇİ (çocukların boğazından çöp ve çekirdek çı-
, halk-hekimi), ALP (yiğit, ZER(yer/Kıpçak-Ağzı ile bugün, Kumuk ve Ka-
ça kğsirida “cer”), EL/İİ (il, ülke, KÖK-YAR (gök-ışığı, şimşek, yıldırım),
ANGRI, KONAK (konuk, müsafir), AK7 (cömert).
© b) Rütbe adları: KHAKAN, KHAN, KHATUN, CABGU/YABGU, TAR-
HAN (feodal, imtiyazlı), EL-TEBER (belli bir bölgenin başkanı), TUKAN (râ-
tacı, elçi), 7ZDUN (yüksek rütbeli subay, Tudun/Tüzün), ZER-TEGİN (Da-
istan'daki Kıpçaklı soyundan ve Topkapısarayı-Oğuznâmesi”nde de anılan
Khorasan değil) “Khursan ” Bölgesi Beği), ŞAD.
>) Kavmi adlar : KHAYLEN-TURK, BARSIL (Borçalı), BULGAR, ONO-
JURHUNOGUR, HUN, KHAZAR, AK-KHAZIR/AK-KHAZAR (doğrusu, HE-
ODOT'ta Skyt boyu diye gösterilen “Agathir”, sonraki “Ağaçeri” olacak), P4-
ANIK (Peçenek), KANKAR (Kenger).
ç) Kişi adları : AVCI, ALP, KAZAN, KONAK, (Nahçıvan'daki “Goris”
ölgesinde adı yaşayan) GOR.
5 d) Yer adları : HUNASDAN (Kalkaslar kuzeyi), TURKASTAN (Khazar
İlkesi), ÇOZL/ÇUL (Dağıstan-Demirkapı-Derbendi çevresi), KHUNAN, KHAL-
BALASAKAN, (Mugan'da) TARNAUT (s. 110-132).
e) 368-374 Yıllarında: “Gusan” (Ozan) ve “Varsak” (çalgıcı-oyuncu anlamında
Farsak”) sözleri, yazılı kaynaklarda geçiyor. Revan/Erevan Üniversitesi'nde “Gra-
ri öğrenen ve şimdi Bakü Üniversitesinde Prof. bulunan Revan Mir-Ali SE-
İDOF, Ermenice eski kroniklerin Fransızca tercümelerinde hep, “Troubadour”
âiri) ve “Danseuse” denildiğinden, bilemediğimiz, aşağıdaki gerçekleri ortaya
i .
© ii
a-Sasanlılar'dan ağır baskı görüp, tahtından olan “Armenya” Kıral, II. Ar-
akı (351-367), 368'de Saray-Nâzın Drastamat getirttiği “Gusanlar'a, çalgı (kopuz)
ç aldırıp, Destanlar söyleterek, teselli edip, cesaretlendiriyordu” (Bizanslı FAU-
TUS, V, 7) (Bunun Yunanca aslı kaybolup, V. Yüzyıldaki Grabar'ca tercümesi,
de kalmıştır).
z
© * (Birkaç yıl önce ölen) V.L. GUKASYAN, “Azerbaycan Dilinin Teşekkül Tarihine Dair Kayd-
i AZERBAYCAN FİLOLOGIYASI MESELELERİ, Bakü 1983, 5. 45-62 (fotokopisi elimizde).
, Nilay DEMİR'in yazımızla aktarması, TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI Dergisi,
0s 1984, Sayı 31, 8. 104-133 (tek-tük dizgi yanlışları vardır; yukarıda verdiğimiz sahifeler, bu-
ya göredir).
218 FAHRETTİN KIRZIOĞLU
b-Roma İmparatorluğu himâyesinde tahta geçirilmiş bulunan Arşaklı Pap (360
374), “Gusanlar'ın, Davuluların ve Varsak denilen şarkıcı ile hânende Xızlar'in
çalıp-oynadıkları Saray-Ziyafeti (Ulu-Şölen) sırasında (374'te), öldürüldü. Âsi kaa-
iller, çok sarhoş oldukları halde, Kifseye girip, alay olsun diye, (bir hücre olan)
Episkopos Makamı'nda, Varsaklar ve Gusanlar ile birlikte, şarap içiyorlardı” (Bizans-
lı FAUSTUS, V, 32).
c-“Ağılçı, Halk-Şâiri” ve “Destancı” anlamına gelip, V. Yüzyıldan kalma (440
yılından sonraki) Ermenice eserlerde görülen “Gusan” (çünkü Mesrop-Yazasında,
“0” ve “F” sesleri yoktu) deyimi, PartlarArşaklı)lar dilinden ayni anlamdaki
“Gosan”dan kalmadır. Gürü kaynaklarında da, “M-Gosan-ni”-Gosan-cr
lar(ni—ler/lar anlamındadır) deyimi vardır. Bu da, Partça Gosan'dan kalmadır” ”,
Kuzey-Azerbaycan'daki Albanlar'ın başkent Partav'da oturan hükümdarı Vaça-
gan'ın, şimdiki Cuffa'dan Dağıstan'a yakın Kabala'ya ve batıda Kardıman'dan Ha-
zar-Denizi'ne varınca uzayan ülkesindeki Piskoposlar'ın hepsi ile, birçok Papas ve
bütün Beğler, Kıraliçenin de hazır bulunduğu Mayıs 488 deki (KDK'da: “kara-
yeryüzüne Ağ-Ban-Evler dikilüp, ala-sayvan gökyüzünde aşanmış; ipek khalıça-
lar döşenmiş” gösterilen” “Sohöet” kengeşi gibi) “Yazık Demeği”nde toplayıp,
Konsil” (Kengeş) sırasında hepsine imza ile kabul ettirdiği, “Anayasa” sayılacak 21
Maddelik Kanunun X77. Maddesi, şöyledir: “Ölüye ağıtla ağladıkları (yuğ yapıl
dığı) zaman, Ev-Sahkıbi ile bunu yapan Gusanlar, eli-kolu bağlı olarak Kıral'ın
Sarayına götürülecek ve ağır biçimde cezalandırılacaklardır. Bunların (suçlula
rın) âilelerinden, akrabalarından, şiven ile ağlamaları'na da, müsaade edilmiye-
cektir” (MOSES Dasxurançi, “A/banlar Tarihi”, 1, 26). Bu da, her fırsatta Râhip-
lerin engellemelerine rağmen, eski milli âdetin, ne kadar yaygın olarak yaşadığı:
nı göstermektedir.
P Türk Dik'nin Ermenice ve Karte/Gürcü Diline Tesirler; V.L GUKASYAN,
henüz bizim dilcilerin uğraşamadığı (çünkü, o dilleri bilenimiz yoktur) bu ko-
nuda, şu mühim bilgileri veriyor:
a-Âlman bilgini Dr. MORDTMANN 1872 yılında ve (Petersburg İlimler Aka-
demisi Üyesi) Ermeni Prof. K.P.PATKANYAN 1879 daki makalelerinde: İşledikle
ri, Türk Dilinin, V. Yüzyıldan beri Ermeni ve Gürcü metinlerindeki sözleri” ve Türk
Kawmleri'nin, buralarda daha eski olan varlığı konusunu, delillere dayanarak,
daha ileri bir derecede aydınlığa çıkarmışlardır.
* M.A. SEYİDOF, “Varsak Sözü Hakkında”, Azerbaycan İlimler Akademisi AZERBAYCAN
EDEBİYAT ve DİL ENSTİTÜSÜ ESERLERİ Dergisi, Bakü 1954, VİL. 175-185. David Marshall
LANG, “Armenia Cradle of Civilization”, London 1970, s. 253-255 te, şunları belirtir: Düwin'deki Ar
şaklı Kırallığı'nı yıkan Sasanlı Behram Gur (420-438), komşu Hint Kıralları'na “Gosanlar” göndermişti.
Prof. W.B.HENNONG de, “Gosan” deyimini incelemiştir. (469 da Amida/Diyarbakır'da bulunan)
Roma Tarihçisi A.MARCELLINUS, Arşaklıların (Düwin'deki) Sarayında, müzikli-eğlencelerden
bahseder. Armenya Katolikos'u “Büyük” unvanlı Aziz-Sahak da 400 yıllarında, Kiral-Sarayı'nda bulu»
nan Gusanlar'la mücadele etmiştir.
KIPÇAKLAR 219
b-“Hind-Avrupa kökünden olan Ermeni Dil, IV-V-Vİ. ve VİL. yüzyıllarda, Turan
(Türk) Did'nin güçlü tesiri altında kalmıştır. Bu yüzden, Ermenice'nin sentaksi (nah-
i) de bozularak değişip, (Türkçe gibi) öitişkenleşmiştir. Dr. MORDTMANN ve
i Üyesi Ermeni R. AÇARYAN('ın fikirleri de, böyledir (s. 107-108).
c-“Ortaçağ başlarında Güney-Kafkasya'da Türk-Dilk kabile ve tâifelerin bulun-
duğuna, hiç şüphe yoktur. Ill. Asırda Armenya'ya göçüp (217 yılında, “Mamık
ye Konak Kardeşler idaresinde siyasi mülteciler olarak kalabalık uruglarıyla, Ta-
on/Muş-Ahlat kesimine yerleşen ve “Mamıkonyan” Satrap hanedanını oluştu-
n “Çenasdan”dan gelme) Çenler, hiç de asıl Çinliler değildiler. Gürcü menbaları
ok zaman, Türkler'den, Çen diye bahsederler. Güney-Kafkasya'da Türk kökünden
nlerin, Ortaçağ başlarındaki Azerbaycan Dil, komşu kavimlere, bu arada Er-
ile Gürcülerin Dillen'ne de tesir etmiştir (s. 108; 1879 da, Prof. K.P.PAT-
AN'ın görüşü).
ç-(Kronikini, 485 yılında bitiren Ermeni Râhibi) PARBELİ Lazar, Ülkesin-
deki Hıristiyanlar'ın, 482 de (metbuları Ateşetapan) Sasankılar'a karşı (Kartelliler-
t) birlik olup ayaklanınca, Birleşik-Ordular'ın, (Türk boyuna göre anılan, Arpa-
başlarına ve Çıldır-Gölü doğusundaki, Temür Seferleri'nde “Minğköl de
denen) Kangar-Dagı eteğinde toplanıp, Hunların (Kafkaslar kuzeyinden gelecek)
yardımını beklediklerini” anlatır (s. 111).
d4Kilise Tarihi'ni 56g yılında yazan) Süryani ZAKHARYA diyor ki: “Aran
(Gence-Karabağ/ Albanlar) Râhibi Kardost, üç yardımcısıyla birlikte 529-530 yılla-
rında, Derbeni-Kapısı'nı geçerek, Hunlar/Sabırlar'in yanına gidip, (507-508 yılında
benimsedikleri Grigoryan-Hıristiyanlığın gereği olarak) onların da kendi dillerin-
de İncili yazıp, okuyabilmeleri için, hususi Elifba tertib etmişti” ..Demek ki, bu
Kardost için, Hun/Sabır Dili, hiç de yabancı değilmiş (s. 118).
Konumuzu, XVI. Yüzyılda Çoruk ve Yukarı-Kür boylarında, Osmanlılar'ın tuttu-
resmi vergileri de belirten, “Tahrir Defterlerinde geçen (111. BÖLÜM'ün so-
a gördüğümüz) Hıristiyan Vergi Mükelleflerinin, temiz ve köklü, geleneğe daya-
n adlarının Türkçe oluşlarının izahı da, gözönüne alınarak, Önasya ve Türkiye Türk
i'nin, bu gerçeklere göre, yeniden ve doğru yazılması gereğini, gönülden dileğim ik,
orum.
Ankara, 25.1V.19gı
KIRZIOĞLU M. FAHRETTİN
i h-Üni 43, 46
bakan 85, 87, 93
ran (Abarlar) 53, 65
baskün 49, 50
boç (Kankar) 24, 111, 152, 153, 159, 160
Apsar'os/Apsar'os (Afşar, Hopa'da
“Çay ve Liman) 205
Dul 171
tara (Açara) 16, 78, 79, 150, 161, 167,
180, 189, 193
cara Deresi 176
16, 195
Vilâyeti 6
ıçay 190
çıkbay/ Başıaçuk (Bak. İmeret) 80, 168
ida (Göle köyü) 171
idalardenizi 106
da-Kum/Ada-Gum go
gon/Edigön 146, 163
idrabadagan (Azerbaycan) 20
İgan/Alganeli/ Afganistan 88, 198, 207
Agal-Kelak 67
Agarani (Agaralar) 110, 134
iğca-Kala (Çıldır'da) 166
Ağca-Kalak (Erovantaşat) 11, 17, 67
Ağ-Çöp 163
Ağ-Çut 170
Ağdas 138
Ağdıböri 6
A pane (Dağ) 194
Ağ-Parakh 138
Ağr-Dağ (Argı/Arkurı-Yatan Alatag) 6, 7,
10, 16, 17, 23, 55, 62-64, 125, Ii, 148,
189
Ağrı İli 138, 214
-Ağuvan (Alban) 68
Ağveran 40
Akha 169
al-Daba 167
Akhuryan (Arpaçayı) 39
Ahlat 43, 58, 61, 75, 102, 124, 130, Igi-
148, 215, 216
A — COĞRAFYA ADLARI
—A-—
Ahılkelek (Ak-Şehir, Akhilkelek)
27, 65, 66, 78, 86, go, 119,
152, 160, 162, 164-166, 169,
192, 197, 201
Ahıska (Akhal-Çikhe) VII, Vİ, XI, XL,
XV, XVI, 21, 27, 37, 50, 58, 59, 66, 73,
76, 78, 79, 95, 96, 102, 105, 122, 132,
134, 138,140, 145, 146, 148-150, 153-
157,'159, 160, 162, 163, 165, 173-175,
177, 180, 192, 194, 205
Akhtı 137
Akal-Kalak (Ak-Şehir) 59, 66, 67, 78, 126,
128
Akampsis (Çoruk) 199
Ak-Anı (Ak-Anuy) 87
Akbaba (Kaygulu) 65, 170, 197
Akça-Kala 128, 157, 168, 16g
Ak-Çöp 51, 153
Akdeniz 187
Ak-Tala (Akh-Tala) 137
Ak-Kilisa 170
Ak-Pungar 171
Ak-Sıka (Ahıska) 153
Ak-Su 170
Aktı (Akhtu) 137
Ak-Toprak 170
Alabut 163
Alaca-Kilisa 171
Aladağ 125
Alakez/Alagez/Arakas Dağı/Yaylakı 53, 196,
207, 213, 214
Alaköl 88
Alanlar-Kapısı (Daryal) 47
Ala-Pars 39, 40
Alarod (Ararat/ Urartu) 200
Alazan 16, 19, 21, 32, 46, 47,50, 11, 113,
XI, XII,
128, 132,
171, 174,
145
Albanlar-Kapısı (Derbend) 46
Albanya 49
Albız (Şeytan-Kalesi, Çıldır'da) 67
Alblu)ruz 11, 16, 23,90, 101
Alenik 44
222
Alget 74, 77, 117, 134, 160
Alınca/ Alınçak-Kalesi XXII, 36, 153, 213
Allâhüekber-Dağı 113, 119, 150, 192
Alon (Khunan) 116
Aluşkert (Eleşgert) 214
Altaylar 52, 99, 207
Altıntaş 187
Altı-Su gı
Altun-Bulak 171
Altun-Kala (Ahıska'da) 162, 163, 165, 173,
174
Altun-Yış 84
Alucra 141
Amasya 106, 157, 176
Amerika XII, ıgı
Amid (Diyarbekir) 213, 218
Amypier 60
Amuderya (Ceyhun) 25, 40, 82, 84, 95, 194,
195, 200
Anadolu VI, 32, 34, 35, 42, 47, 55, 60, 70,
724. 75. 78, 81, 92, 94, 105-107, 128,
ı3ı, 139, 148,155, 187, 193, 200-201,
203, 205, 210
Anakopka (Nikopsia) 77
An-Berd/Biurakan 60, 65, 139
Anı (Altaylarda bölge) 86-88
Anı/Ani (Kars-Arpaçayı boyunda şehir) 29,
56-58, 60, 61, 63, 67-70, 74, 78, 105,
106, 112, 120-123, 125-128, 130, 136,
139-142, 144, 146-148, 150, 153, 212,
214
Anı (Erzincan'daki Kâmak/Kemah'ın
adı) 52
Anı (Altaylarda) 87
Anı-Subu (Anı-Suyu, Altaylarda) 87
Anı-Thema'sı (Kars-Arpaçayı boyunda) 68
Ankara VII, XII, XV-XVİI, XIX-XXI, o,
23, 27, 34. 36, 48, 52, 55, 68, 70, 74,
75. 79, 101, 104-107, 109, 128, 139, I4ı,
159, 164, 174, Igı, 205
Anpayt (Ormansız)-Pasen 35
Antakya 7, 106, 107
Antep 97
Anuy (Altaylar'da çay) 87
Apkaz(Abkaz)a 14, 22, 28, 29, 57, 58, 74,
77,83, 114, 117, 125, 145, 148
Apkhazet/Abkhazya 77, 78, 80, 1o1, 102,
105, 116, 120, 207
eski
DİZİN
Apkaz-Eli 154, 197
Apşar, Afşar/ Awşar 201, 205
Ara (Aran) 49
Arabistan 117
Arabya 116
Arad-Beg'in Kal'ası 168
Aragvi/ Aragwi (Aragu) 17, 20, 48, 192
Arakaz/Elegez (Dağı) 63, 65
Aralık XX, 56, 57, 63, 138
Aral Gölü 70, 82, 97, 195, 204
Aran (Gence-Karabağ) XI, 5, 6, 16, 18, 24,
35» 44, 46, 47, 49, 50, 72, 75, 76, 101,
106, 110, 112, 115, 117, 119, 123-125,
127, 133-136, 139, 143, 145, 194, İĞ)
219
Ararat (Ağrıdağı) 16, 17, sı, 62, 63, iii,
113, 125, 200, 204
Aras 6, 10, 11, 15-17, 31, 32, 37, 39-41, 45
46, 49, 50, 52, 53, 55, 57, Go, 62-65, 88,
112, 120,125, 136, 137, 14, 142, 145
148, 150, 152,187, 189, 1go, ıgi, 1gö,
199, 204, 207, 216
Arap-Irak'ı 112
Ardabil (Erdebil) XXII, 5, 190
122, 138, 145, 148-151, 157, 159, 160;
170, 173, 176, 186, 199
Ardanuç XVI, sı, 58, 66, 77, 80, 96, 102,
113, 150, IŞIı, 157, 165, 169-171, 19ğ,
202, 206
Ardaşen ışı
Ardzge (Adilcevaz) 214
Arcer-Uni 56, 57
Argış (Irmak) 99
Argiştihinili (Argışt şehri) 189 j
Argu (Talas-Balasagun arasında şehir) 196
Arguet (Argu-yurdu) 29, 73, 79, 134, 196
Argun/Sunca/ Sevinç 18
Arımaz (Göle'de köy) 171
Arin-Bert (Revan'da) 189
Arkhavi 167
Arkınlı-Deresi (Ahlat'ta) 216
Armavir 189, 198
Armaz Dağı (Tiflis'te) 23, 24
Armazika/Armaz Kalesi 14, 18
Armenya/Armenia (Yukarı-El/Ülke) 35, 4
44, 45. 47. 49, 73, 115, 120, 188, 1g
200, 204, 210, 211, 214, 217, 219
Arpaçayı VİL, 11, 23, 29, 36, 38, 40, 44, 52,
36, 57, Go, 63, 65, 66, 83, 87, 96, 99,
ıı, 120, 126, 137, 152, 159, 170, 190,
199, 213, 219
Kilise 171
| Arsıyan (dağ) 77, 157, 169
rşar-Unik (Kağızman'da) 61, 64, 124, 125
ahan'k (Artahan'lar) 125, 197
aksata (Artaşat) 37, 38, 198, 211, 212
irtan (Ardahan) 22, 77, 121
İntvin (Artun) XI, XII, XV, sı, 58, 66, 77,
79, 95, 96, 102, 113, 139, 156, 158, 161,
165, 167-169,176, 194, 198, 202, 203,
205, 206
Arzakend 39, 40,
irzan/Arzın 62, 67, 123, 124
Arzum (Erzurum) 127
âskaros (Rize'de Çay) 51, 205, 206
(Azgur, Rize'de) sı, 73, 205
Azgur 50
er (Kakhet'te) 205
na 205
os (Askur, Rize'de) 51, 205
(İsfahan) 78
Asya IX, 23, 32, 201
Asyan (Arsıyan Dağı Çevresi) 77
Aşağı Arpaçayı 56, 57
Aşağı-İdil (Edil) 194
Aşağı Özü gi
Aşağı-Tuna 86
Aşoç'k/ Aşoçek (Arpaçayı başları) 57
Aşoç'ek/ Aşoçlar 65
'Aşorna/ Aşoran/ Aşorni 116, 125, 127
Aştara Eşterek (Revan'da) 136
“Atabek-Yurdu XVI
“Atl (Edil/ Volga) 1, 8, 12-14, 17, 37
Atropaten (Azerbaycan) 198
Avlak (Eflak) 12
“Avnik 154
Avrupa IX, XII, 79), 180
“Aygır-Gölü (Göle'de) 171
Aygır-Suyu (Batı-Gürcistan'da) 80, 134
Azak Denizi 31, 90, 94
Azar-Baygan/ Baynan (Azerbaycan) 6
“Azerbaycan Vİl, 6, 20, 22, 34, 35, 37, 55,
DİZİN 223
59, 82, 101, 106, 116, 123-126, 128, 130,
133, 135, 141, 143, 145, 159, Igö, 215,
219.
Azgur (Azgur-Kalesi) 50, 79, 134, 146, 149-
151, 156, 159, 160, 174, 177, 192, 205
Azgur (Bitlis-Khızan'da) 205
Awnis-Vake 149
il üye
Babil 6, 20, 33
Babırakan/Babırgil 125, 136
Bab-i-Düvin 106
Bâbü”l-Ebvâb (Derbend) 10, 25
Babü'l-Lan (Alan-Kapısı) XXII
Bâbu's-Sul (Sol-Kapısı) 199
Badakhşan 212
Bagaran 56
Bagdaş (Begdeş, Bitlis) 99
Bagrevand (Muratsuyu başları) 38, 57
Bağbaşı 135
Bağdad 6, 7, 70, 106, 112, 116, 117.
Bakhçacık 171
Bakterya (Balkh) 213
Bakü XXI, 3, 71, 133, 138, 217, 218
Bakuryan 66
Balakat (Palakatsis), Balakhat (Çıldır'da) 59,
87, 146
Balasakan (Çu ırmağı boyunda) 25, 89, 196,
202
Balasakan / Palasakan (Gence-Karabağ'da)
47, 49-51, 215, 217
Balcılar 167
Baleleison (Bitlis / Bağeş (Bagaş) 200
Balkh (Khorasan) 104, 204, 213, 214
Balk (Karabağ'da Şuşa) 36
Balkanlar X, 23,81,82,g1, 98, 108
Balkar Dağları 185, 193
Balkar-Kabartay 11
Balkar-Karaçay 11, go
Balkaş-Gölü 4, 83, 85, 86, 88
Baltık Denizi IX
Balukan (Baylakan) 133
Bana / Ban-Hisarı (Penek, Erzurum'da) 77,
116, 127, 149, 164
Banat 164
Bar 92, 163, 168
Baratlu/Sa-Baratyano 31, 152
Barda (Berde, Berde'a, Bardaw) 16, 45, 46,
224
53: 72, 74, 101,111, 115, 150
Barduz 168, 170, 176
Bari Tepesi 163
Barkal Dağları 53, 151, 155, 193
Parkar/Balkar/Barkhal 36, ısı, 155, 161,
168
Barkhar D. 53
Barkuşat (Karabağ'da) Igı
Barşeliyye 42, 43
Barşlı (Dağıstan'da Kaytak şehri) 43
Barşlı-Özeni (Dağıstan'da) 43
Basarabya 48
Baskil 164
Basra 7
Basyan (Pasın) 38, 113
Baş-Abaran 63
Başgurd Elleri, 12
Baş-Kapan 169, 171
Baş-Karakala 171
Baş-Şüregel 39
Baş-Veran 171
Batı-Anadolu ışı
Batıgüney-İran igi
Batı-Gürcüstan 104, 155, 161
Batı-Sibirya 193
Batı-Türkistan 25, 54, 146, 199
Batum XII, XX, 52, 150, ısı, 167, 180,
189, 192, 202
Bayat-Kur 119
Bayburt XII, 26, 36, 53, 58, 74, 80, 100,
122, 149, IŞI, 161, 162, 173, 190, 196
Bayburt Ovası 185, 193
Bayça 99
Bay köyü (Bay/Pay-Kalesi) 196
Baylakan 121, 133, 135, 145
Bazgun (Abaskün) 50
Beberek (Ardahan'da) 171
Becni (Beçeni Kalesi) 39, 40, 150, 196
Becengert/ Mıcıngert 139, 140
Beçeni/Beçni 39, 40, 147, 214
Bedia 16
Bedir 145
Bedri 174
Begre-Khatun (Köy, Ardahan'da) 169, 173
Beket 168
Bela-Vez (Ak/ Akçakale) 19
Berde 194
Berduc 116, 123
DİZİN
Berlin 190
Beş-Ağul 118
Beşbalık 34
Beşkend go
Beş-Otar 9g
Bey-Kem go
Beykent 34 e
Beyro/Salyamaç (Cunni-Mağarası bulur
Erzurum köyü) 216
Beyrut XVII, 126
Bez 168
Bezeklik 34
Bıçakçılar 167
Bigrit (Biwrit) 120
Bingöl (Aras kaynağında) 32, 65, 102
Bitlis XVII, 32, 43, 102, 123, 125, 157,
208
Bizans IX, XIX, 16, 28, 37, 38, 41, 42, 4
50, 58, 59-62, 98
Biwrit (Şirvan'da, Bigrit) 120
Blak/Vlak-Ulağ/ Eflak 86, 98
Bogır 163
Boğam-Geçidi 57 td
Boğaz (İstanbul'da) 70 i
Boğaz (Macaristan'da) 99
Boğazköy (Dobruca'da) 164
Boğaz-i-Kum (Kuban ağzı) go
Boğdan 97, 98
Bokhtan/ Botan 208
Bojana/Bojano 120
Bolçu (Ögüz) 84, 88
Bolositek (Bolortki) 140
Bombay 102
Borcoğlu 42
Borcoma 21
Borcum-Boğazı 150, I5ı, 192
Borçalı 17, 24, 29, 42, 43, 44, 51, 58: 7
79, 92, (8, 118, 121, 130, 13I, 138, 4
192, 196
Borçalı (Debed)-Çayı 44, 51, 56, 77.
110, 116, 119, 123-125, 128, 134, |
145, 191, 197 N
Borçka 51, 52, 58, 79, 156, 167, 176, W
198
Bordusan 171
Borg 163
Borluk (Kars'ta köy) g2
Borsuk (Porsuk) 4
(Doğu-Dicle) 203, 208
Botor 116
Bozdoğan 137
Bozdoğanlu 171
loyâbad ı4ı
Bugata OKurni O (Bağta-Kuri/Bağtukuri/
Buyata-Kur 119, 149, 163
Buğurya 116
hara 4
Bulak (Kıpçak Boyu adı ile anılan Mısır-
Kahire semti) 8g
k İlçesi 27, 46, 201
Bulgar Dağı (Çoruk solunda) 36, 53
Bulgar/Khazar-Denizi 94
Bulgarya 98
Burgu 86
Burluk/Borluk (Kazakistan doğusunda kasa-
ba) 95
Bursa XXII, 103
Burucird 124
Bükreş 98, 99
Büyük-Ardahan 197
Büyük-Armenya 115
Büyük-Irmak 17
Büyük-Khazaret, (Kuban ırmağı boyu) 17
Büyük-Kumanistan (Nagi-Kunsak, Macaris-
tan'da) 99
—C-—
Cagad /Cakat'k (Çakatlar, Ağrıdağları kuze-
© yi) 57,63, 64
Caglis-Khew 163
Çak (Posof'ta) 113, 148
mac (Kamak) 82
nacae (Kamaklar) 82
Cambrige XIX, 56
Camışlı 166
'Cankı (Gümrü'de köy) 137
Cavakhet/Çavakhet (Çavakyurdu) 21, 27,
© 58,66, 77, 113, 119, 121, 122, 142, 145,
(50, 152, 157, 161, 162, 164, 169, 192,
197, 198, 202
“Cavakhis 67
Cavanşir 138, 194
Cebel-i-Konuk / Komuk (Kafkaslar) 10
Cem (Emba) Boyluk gı
.
DİZİN
225
Cem-Irmağı gı
Cenasdan (bak. Çenasdan)
Ceneviz 155
Ceyran--Düzü 203
Ceyhun (Amuderya/Oksus) 25, 67, 194
Cezire/Cizre 144, 208
Cılban-Tağı/Kazbek 46, 47
Cicernak-Berd/ Kırlangıç Hisarı 60
Gik'et (Cik'yurdu) 48, 83, 155
Comanae (Komanlar) 82
Cor/Çor-Deresi (Borçalı'da) 51, 197, 198
Cor-Geçidi/Çor (Derbend)-Kapısı 25, 41,
46, 51
Cor-Ülkesi (Sol da denilen, Dağıstan) 46, 47
Cudi-Dağı 16, 199, 203
Culfa 218
Cunni (Cinli/Perili)-Mağarası (V. Yüzyıldan
kalma Oğuz-Boyu damgaları, resimler
bulunan) 216
Curcan 163
Cyrus (Kür) 201
Cuvaris-Cikhe 73, 76
—- Ç —
Çak (Çak-Su)-Kalesi (Pasofta) 59, 113,
148, 149
Çala 137
Çalabut 163
Çala-Berd/Hisar 137
Çalag'ni 163
Çaldıran 39, 161
Çalka 163
Çalkavur (Kars'ta köy) 163
Çamandar (Khazar boyu ve başkendi, arap-
ça kaynaklardaki Samandar) 50, 71
Çanar (Sanâriyye, Alazan çayı başlarında)
50
Çançak (Kıpçak-Ağzı'nda Çarkacı/önde vu-
raşan çeri adından, Posof'ta köy) 135
Çançanlu (Çeçenli) 137
Çan'et (Çan'eli, Ardaşen-Batum arası) 151
Çankırı 107, 128
Çarık (Borçalı-Gökçe'de) 137
Çatak 170
Çalköy 170
Çavakh'k/Çavakh'lar/Çavak 147, 199, 201
Çavdar-Kazak Vilâyeti (Dağıstan kuzeyinde)
go
F.75
226
Çeçenistan (Durdzuket) 18
Çeçerek 174
Çelviri 169
Çenasdan/Cenasdan (Türkistan) 24-26, 30,
196, 197, 201, 207, 215, 219.
Çernigov 108
Çelyabin 137
Çıbıklı 137
Çığalı 137
Çığıltır-Köl 86, 87
Ç(ı)kondid (Kutayıs batısında) 80
Çıkhıl'et (Çıkıl/Çigil yurdu) 168
Çıldır (Kıpçak boyu adından) XI, XII, XV,
XVI, 21, 23, 27, 38, 52, 54, 57, 58, 65-
67, 83, 87, 92, 98, 119, 137-139, 146,
152-154,157, 163-167, 169, 172-176
Çıldır-Çukuru 166
Çıldır (Ahıska) Eyaleti 194
Çıldır-Gölü 105, 112, 163, 166, 189, 190,
192,197, 219
Çıngıl 88
Çiçek-Deresi (Gözeldere) 196
Çiçest (Urmiye) Gölü 35
Çigil-Abad (Kandahar) 88
Cik (Yenisey başffârında Çik Ülkesi) 87
Çikhe-Did (Ulu-Kale) 21
Çikhis-Cuvar 149
Çikhori 155
Çimkent/ Espiçap/Sayram 213
Çin IX, X, 2,4, 23, 25,26, 31, 32, 85, 88,
100
Çin (Türkistan) 201, 207
Çin-Denizi 23
Çin-Türkistanı 31
Çkenis-çkali (Aygır-Suyu) 80
Çoban 171
Çobanlı 171
Çobanköprüsü (Pasın'da) 140, 161
Çol/Çul (Dağıstan'da Derbend çevresi) 217
Çolay-Kapısı (Derbend) 199
Çolışman 85
Çop-Deresi 51, 197, 199
Çor/Cor-Deresi 197, 199
Çor (Zur)-Kapısı (Derbend) 199
Çoruk (Çorlar) VIII. X, XI, 1, 15, 20, 21,
29, 32, 36, 50-55, 58, 65, 66, 73. 76, 79,
80, 97, 99, 102, 103, 105, 107, 110, 112,
113, 117, 119, 120, 122, 123, 125,129,
DİZİN
132, 136, 147-151, 154, 155, 157, 104,
167, 168, 171, 177, 180, 185, 1g, 1983
195, 198, 199, 202, 206, 219.
Çoruk-Ağzı 192, 196, 205
Çotur 72, 137
Çölgü-Az (Çöllü-Az) 87
Çu (Irmak) 196
Çu (Çu-Talas/Taras) 14, 25, 31, 85, 88, 196
Çukurcuk 171 )
Çukurova (Adana) 106, 187
Çulım 93
Çunda 21, 152, 192
Çungar-Eli g3
-D-
Dağıstan IX, XX, 5, 8, 10, 17, 18, 33. 35»
37» 40-43, 46, 47, 49-54, 71, 75, 82, 8
89, go, 92, 93, 96-98, 101, 115, 132-184
137, 138,144, 170, 171, 199, 206, 207
212, 218
Dallar (Deliler) 40
Damal VI
Dandanakan 55
Danişmend-Eli 105, 128
Darbas/Darbaz 29, 30, 121, 123, 130, İğ
160
Daron (bak. Taron) 44, 61
Daryal-Geçidi (Babu'l-Lan) X, Ii, 17, 28;
26, 31, 38, 47, 48, 50, 82, 101, 107, Mi
115, 144, 187
Daryunk (Doğubayazıt) 58
Daşir (Taşir) 196
Daşt (Karabağ'da) 38
Daşt-Balasakan 38
Dav-Eli (Tay'k) 193
Davuş 29
Dayk (Tayk/Tav-Eli) 61
Dbanıs/Dubanıs (Tumanıs) go
Debed(a) (Borçalı Çayı) 51, 77, 123, Igi
Deda-Çikhe 21
Dede-Şen 171
Demürkapu (Kars-Göle'de) 171
Dengiz 171
Deniz-Kapısı (Derbend) 17
Derbend o (Demürkapı,
Darubend, Bâbü'l-Ebvâb) X, 8, 10-12,
Khazar-Derbendi,
17, 18, 25, 31-33, 37, 3B, 41, 43: 45-47,
50-52, 71, 75, 82, 97, 101, 119, 138,
146, 147, 187, 199, 209, 212, 219
Jere-i Çiçek 39, 40
Verelug 99
Jerya-i Kimâk (Balkaş-Gölü) 83
Deşt-i Kıpçak 1,8, 10, 13,gı, 101, 109
Dımanık (Tumanıs) 120
Dım (Şam) 7
Dışkale (Tebriz'de) 35
Dız-Mard (Kal'ası) 200
g2, 198
orni 117, 118, 130, 135
igor 11, 39, 40,61, 124, 125
Digorsuyu 40, 57
bekir XVİ, 6, 7, 11, 42, 44, 63, 79,
102, 104, 142-144, 147, 148, 154, 157,
169, 170
iyoskuriya (Sokhum) 14
divriği 139
Dnepr (Özü) 70, 82, 89, gı
D Ybruca 93, 164
Doğu-Anadolu 105, 112, 185, 188, 215
Doğubayazıt 40, 58
Doğu-Karadeniz 155
Doğu-Lazıstan XII
Doğu-Türkistan 26, 196
Doğu-Ülkeleri (Türkistan) 213
Jon 17, 19,42,91, 112, 122
Joneç gı, 109, 112
Dostı 3ö
Dörtkilisa 168, 171
Döşkaya (Kars'ta ve Oltu'da) 170, 176
Dresden XVI
Dubios (Düwin) 37
Dugur 40
Dumanıs 90, 116, 119, 124, 128, 160
Durdzukiyye, Durdzuket (Çeçenistan) 18,
38
'et 101
Dünyanın Öbürücu/Kuzey-Ülkesi 195
Jüvin/Düwin/Tibion (Tübin, Dübil/Dvin)
XXII, 36, 37, 45, 55, 56, 60-63, 71, 77,
122, 123, 126-128, 140-142, 145, 207,
215, 218
Düz-Ardahan (Ardahan) 150, 171
Düz-Mürd/Duz-Murt 200
İzema 110
DİZİN 227
a
Eçmiyadzin (Revan-Üçkilisesi, Katolikosluk
merkezi) 41, 52
Edes (Urfa) 41
Edil (Atıl, İtil/Volga) 8, 33, 37, 41, 42, 70,
81,82,89,91, 193, 204
Edirne 8
Efes 201
Eflak 97, 99, 163
Eger (Gürel-Acara) 58
Egeris 16-18, 21, 22
Egil 189, 200
Eğriçay 113
Elâzığ 61, 164, 186, 189, 200
Elâzız 103, 104
Elcezire 106
Elefantin (Nilboyunda Ada) 204
Elegez/Arakaz (Dağı) 57, 60, 63, 136, 137,
139, 144
Eleşgirt 6, 57, 61, 141, 214
Eleşgirt-Karaköse Ovası 38, 57, 189
Emir-Akhur (Tortum-Oltu bölgesinde) 168
Engür-(Irmak) 134
Eraskhacor (Kağızman-Deresi) 309, 45, 47,
57,213
Erbil 32
Erciş 141, 143, 189
Erdebil (Ardabil) XXII, 5, 72, 143, 147
Erdel 97
Erdem-El 171
Er-Düzü 170
Erebuni (Revan İçkalesi) 189
Erivan (Revan) 189
Erkinis (Erkinli, Yusufeli'de) 155, 168
Ermen 204
Ermenistan 15, 210
Ermeniyye 58
Ernçak (Alınçak) 36
Erovantaşat (Ağca-Kala) 11
Ersik 168
Ersinek 168
Ersini 170
Ersis/ Ersüs 169
Ertik (Arpaçayı solunda Yeni-Kars) 136
Ertiş/Irtış 83, 93, 95, 137
Ertüş 137
Erzen-Rum 67
228
Erzincan 26, 52, 74, 130, 147, 149, 154, 161
Erzurum VII, X, XI, XII, XVII, XXI,
XXII, 23, 26, 43, 43, 45, 46, 58, 61-63,
67, 68, 73, 75. 77, 80, 95-97, 102, 103,
112, 113, 127, 137-142, 145-148, 150,
ISI, 153, 154, 158, 159, 162, 167, 169,
170, 176, 190, 193, 214, 216
Eski-Cami (Ardanuç'ta) 170
Eski-Gürcistan VII
Eski-Hurri-Urartu Ülkesi 204
Eski-Iğdır 64
Eski-Kale 159
Eski-Karzakh 92
Eskiköy 170
Eskişehir 106
Eşterek (Revan'da) 63, 136
Etil (Edil/Volga) 42, 50, 89, gı, 93-95
MR e
Farçakhis 74, 77
Farkın/Silvan 208
Fars (ülkesi) 7, 74, 123
Faş (Fasis/Riyon) XIX, 14, 16, 18, 21, 58,
73, 79, 80, 110, 116, 129, 134, 186, 196
Fergana 25, 215
Fırat 23, 35, 74, 128, 185, 190, 210
Fıstıklı 167
Filistin 195
Firenk (Ülkesi) 7,9
Fransa 168
Furtuna Deresi ışı
—G—
Gaçyan 111
Gado Kayalığı 21
Gag-Kalesi 76, 116, 120, 147
Gag-Ovası 119, 124, 126, 127, 142, 143, 148
Gag'ni (Gag'lar) 119
Galiçya 52
Galya 46
Gançak/Gence 6g
Garcıstan 4,7
Gardıman (bak. Kardıman) 24
Gargar (Gogaren) Ovası 44
Garin (Erzurum) 43, 46, 61
Garni-Çayı 60
DİZİN
Garzan (Arzan) 117, 123
Gasan'ni/Gısan'ni (Gaththaniler) 119
Gayan 120
Gayzon 120
Gazne 4, 55, 101
Gegut 116, 11g
Gelakun-Gölü (Gökçegöl) 152
Gelat (Kutayıs'ta) 71, 121
Gence XI, 16, 22, 29, 30, 35, 43, 46, #
49, 51, 53, 55, 56, 60-62, 74-77, 9 fi
123, 124, 126, 127, 130,
140,142, 144-147, 152, 194, 198, 190,
203, 207, 210, 215, 210 ,
Germücük 171
Gerni 145, 152
Gerni-Çayı 45, 123, 145
Gıvnar 168
Gilan (Geylan) 25, 51
Giresun XII, ışı, 200, 201
Giş 113 i
Gogaren/ Kukark/Gogal'et 24, 27, 32, 35
41, 42, 44, 51-53, 66, 68, 194, 200, 200,
214
Gogarlılar-Ovası 44, 46
Gol (Göle) 36
Goris (Nahçıvan'da) 217
Gödük/Ködük 16g
Gökçay 138
Gökçe 137, 138, 144
Gökçegöl/Gökçedeniz 39, 51, 55-57, 63, 55,
133, 152, 186, 189, 1go, 194, 190, 07,
213, 214
Gök-Kilisa 170
Göksun 107
Göktaş 167
Gölcüğez 170 :
Göle (Kol/Kola) 18, 57, 103, 119, 121, 125
138, 14g-ısı, 154, 159, 161, 164, 166
169-171, 180, 192, 199
Göller (Cavakhet'te) 192, 197
Görgeç 169
Görgenis (Görgen'li) 168
Görgür 6
Göri (Gori) 17, 21, 66, 79, 111, 113, 1
145
Groznı 97, 133 :
Gugar'k (Gugaret) 194, 197, 198, 206, 215
ir4, 7, 9, 101
urgan 7, 16, 19, 53, 199
rg'istân (Kürcân) 189
urzan (Kürzân/Gürcüler) 49, 189
istan 119, 135
ümrü (Gümürü) VII, 63, 65, 99, 136, 137,
“ 8g, 1go, 208
ümüşhane XII, 53, 61, 156
üney-Azerbaycan 186, 193
iney-Doğu Toroslar 185
ney-Oset 71
üney-Sibir 207
ürcü-Armenyasi (Somkhet) 115
ürcistan VİIlI, XII, XVII, XX, 6, 7, tr,
14, 15, 18, 22, 23, 27, 29, 30,31, 33,
“44 63. 74, 79, 80, 95, 101, 105, 107,
112, 123, 133, 134, 139, 140, 143, 144,
“146-150, 152-154, 156, 157, 165 168,
“172, 174, 176, 177, 180, 202,211, 212
sürel 113, 114, 155, 161
hürgenç/ Ürgenç 70
wiw (Guv/Gub) 66
e İİ
Habur Çayı 187
Hagios-Gregoryos (Revan-Parpı'da) 60
lagiya- Mariya (Surp-Mari/Sürmeli) 60, 63
Hakarı/ Akara-Çayı (Karabağ'da) 141
Takâri 196
Talep 117, 190
adan/Hemedan 7, 45, 101, 106, 116,
123-126, 128, 1g, iıgı, 198, 200, 211
Hamas 170
Hamid (Amid, Diyarbakır) 1
| a-Deresi XXII
an (Harran) 186, 187
Hanc-a-Vank (o (Kıpçak-a © Vank/Kıpçak-
Manastırı) 136
Hark 43, 46
Harmozika (Tiflis'te) 38
“Harpasos (Çoruk) 143, 195, 199
Hasif 34
Hasankale 62, 63, 119
Hasankeyf/ Hısnikeyfa 208
Hasanşah-Kışlağı (Bardız'da) 170
Haşdiank (Palu bölgesi) 62
Hayasdan/ Hayastan 204
DİZİN
229
Hazar/Khazar-Denizi 1, 11, 12, 15-17, 19,
25. 33» 35. 42, 49, 50, 55, 70, 94, 133,
204, 218
Hemşenlik 167
Henara (Khunara)-Gerd) 48, 148, 199
Herat 7
Heret (Ereti) 16, 18, 72, 113, 120, 121
Hesperit 192
Hisnu't-Tin (Torakkale, Eski-Eleşkert) ıgı,
143
Hille 117
Hive 12
Hokam 171
Hopa (Khopa) XVI, 52, 167, 205, 206
Horasan 7, 9, 14, 19, 25, 51, 55, 70, 81,
101, 106, 122, 131, 134, 198
Hunar-a-Kert 48
Hunasdan (Kafkaslar kuzeyi) 217
Hur (Artan/ Ardahan) 192
Hurasdan (Zengi) Çayı 56, 60, 207
Hurri Ülkeleri 187
eki ci
Iğdır VII, XX, 11, 23, 37, 56, 57, 63, 65,
136, 138, 189, 198
Iğdır-Korganı 64
Ilek 17
Isu 11
Indır/Endirey/Balangar 50
Indır-Tarığı (Indıray, Endirey) 8, 33, 50
Ipanç 4
Irak 6, 7, 9, 55, 81, 1o1, 106, 116, 126, 128,
144, 198, 215
Irmak (Kuban) 48
Irtış-Ögüz 84
Isıkköl 14, 88
Isparta-Karaağaç 95
Iva 13
çel Kaş
İber (Kartel) 14-16, 18, 32, 37, 38, 43-49,
58, 60, 62, 74, 77, 107, 113, 203, 206,
211
İberya (Kartel/İberler Ülkesi 35, 38, 62,
197, 198
İçel g2
İçeri (İmeret/ Başıaçık) 113
İç-Khıfçak 93
230
İd (Narman İlçesi merkezi) 98, 137
İdil (Atıl/Edil/Volga) 70
İd Kasabası 97, 137
İd-Kilise 137
İki-Alazan (Kabur, Kanak Çayları)16
İki-Ardahan 16, 150
İki Uluğ-Su 12
İle/İli 85, 93
İmaüs d. (Tanrı dağı) 25
İmeret (Başıaçuk) 58, 73, 74, 78, 80, g2,
104, 105, 113, 114, 119, 125, 145, 147,
155, 156, 161, 162, 166, 168, 189
İmerkhev XVI, 157-159, 167, 174
İnce-Kötük 16g
İnç 169
İnce 170
İndirey 33
İpkhan Kilisesi 155
İran IX, X, 20, 25, 27, 32, 34, 36, 37, 40,
4447, 5 55, 61, 69, 70, 74, 81-684, 88,
101, 106, 115, 116, 129, 144, 147, 148,
159, 162, 169, 176, 198, 200, 203, 216
İran-Azerbaycanı 188, 19o
İrtiş-Tobol 82, 83, 87, 88, 207
İsani ı3i
İsfahan 7, 76, 78, 80, 112, 116, 118, 121,
146
İskenderiye 15
İslâm (Osmanlı ülkesi) 202
İspir XII, 21, 24, 26, 32, 38, 61, 73, 119,
122, 142, 148, Isı, 152, 161, 162, 167,
176, 192, 193, 195, 196
İsrail Dağları 195
İstakhr 71
İstanbul VII, XII, XV, XXI, 3, 6, 10, 11,
14, 15, 19, 23, 25, 26, 28,31, 39, 40,
49, 52, 53, 55, 56, 58, 59, 70, 75, 82,
85, 88, go, gi, 103-106, 108, 111, 115,
128, 129, 130, 133, 141, 148, 149, 154,
155, 157-161, 173, 176, 200, 203, 205
İşkhan 171
İtil'et (İdil'yurdu) 168
İtil-Müren 2
İvirium (İber/Gürcistân) 37
İyon 14
İzmir XII, 96, 106
İznik 105, 106
İzolu 164
DİZİN
—J—
Jerusalem (Kudüs) 20, 106
Li ye
Kabala 116, 145, 218
Kâbil/Kâbül 4, 9
Kabur 16
Kac'a-tun (Yiğit - yurdu/Kacta-Kala
şehri, Ardahan) 192
Kaç (İmeret/ Açıkbaş'ta) 29
Kaçıvan/Keçivan 125
Kafkas (Kafkaslar, Kafkasya) IX, X, 1, 10,
11, 16-18, 21-23, 25, 30-33, 35-37, 30
41-43, 45-48, 66, 70, 73, 81, 82, gö,gi,
100, 101, 107, 114, 115, 121, 127, 133,
139, 153, 180, 186, 187, 190, 193, Ig,
203, 209, 219 A
Kağızman (Kalısvan) 45, 50, 52, 57, 61, 64
124, 125, 127, 130, 147, 148, 166, 200,
213
Kahire XVIII, XIX, 63, 8g
Kahtan (Kakhetan?) 71
Kakh 25 <
Kakhet 16, 19, 21, 51, 53, 58, 71, 73-74 78
72. 79, 95, 96, 120, 121, 123, 125, 120)
134, 137, I38, 145, 152, 153, I5Ö, 1584
163, 170, 205
Kalaç 1, 10
Kalarç'k (Kalarç'lar) 198 |
K(a)larç'et (Kalarç'yurdu) sı, 52, 58, 66,
77. 79, 80, 113, 123, 127, 132, 134, 149
ISI, 157, 161, 162, 165, 198, 202
Kalarsen/ Kalarç 202
Kalarzen 52, 202
Kalaş 99, 202
Kalavun 42
Kalın (Yoğun)-Oğuz 204 "
Kalz/Kaluz-Van/Kalısvan (Khazarlar'ın Ka
lıs boyundan adını alan Kağızman)
52, 200
Kalkedon/ Kadıköy 37
Kamak/Kamakh/Kemakhıs-Kalesi 52
Kamakhıs 168, 169
Kamarlu 138
Kam(a)rovan/ Kamarvan 163, 165 iğ
Kambeçyan 145
Kambuzan (Küçük-Alazan/Yorı) 47
İakhıs 52
(Alazan) Çayı 16
88
Kanğı (Kanğlı) Köyü (Kars'ta) g6
nğlıca 65, g6
ıkar'k (Kankar'ni/Kankarlar) 23, 24, 52,
57, 66, 83, 197, 199, 219
aklı 1, 10
Kanlıca 190
Kanlı- Karadervend (Daryal-Geçidi) 11, 23
dokya 74
petru/ Kaputru(d) (farsça “Göksu” anla-
mında, Yukarı-Pasın'da kale) 62
Kapılu-Kara-Dervend (Daral-Gecidi) 23
Kapkay/Terek-Kale/Burav kale 86
put-Ru 28, 62
Ağaç Kasabası 95, 134, 137
Ağaç Şehri 95, 137, 138
-Amid 168
-Anı (Kara-Anuy, Altaylar'da) 87
Ardahan (Büyük-Ardahan) 192, 197
Arz (Arzın, Erzurum'da) 62
Karabağ 6, 16, 18, 22, 36, 38, 46, 49, 51,
53, 62, 76, 101, 135-138, Iyı, 152, 153,
194, 198, 207, 210, 213, 215, 219
Boğdan 99
bulakskaya (Dağıstan'da) 86
bulak (Balkaş-Gölü kuzeyinde) 86
rabulak (Kırgızistan'da) 86
Karabulak ((Tenekeme-Karabulağı, o Tiflis
Güneyinde) 86
Bulak (Dağıstan'da kasaba) 86
“Bulak Çayı (Borçalu kuzeyinde) 86,
88, 137
Karacalar 138
Kara-Çöp 51
Karaçuğ'un-Cılban Tağı (Kazbek) 46
Karaçuk (Farab şehri) 83
Karadeniz X, 1, 12, 15, 23, 38, 43, 52, 58,
67, 77. 79-83, 89-gı, 94, 97, 100, 103,
105-107, 110, 126, 129, 133, 137, ISI,
154, 156, 167, 180, 185, 187, 191-193,
200, 202, 203, 205, 207
'Kara-Kala (Sürmeli, Iğdır'da) 63, 64
Kara-Kalkanlıg (Karaçuk) 11, 152, 153
Kara-Kaytak (Dağıstan'da) 96, 98
DİZİN 231
Kara-Köl (Abakan'a yakın) 85
Karaköse 57
Kara-Korum (Borsuk, Türkistan'da) 4
Karakum (Türkistan'da) 4, 194
Karasu (Erzurum ve Çıldır'da) 23, 62, 166
Kara-Tağ 2
Kara-Ulakh 98
Karaurgan 140
Karayazı (Ceyran-Düzü, Kür ırmağı solun-
da) 137, 138, 152
Karayazı (Erzurum İlçesi) 216
Karçakh (Çıldır-Gölü doğusunda) 163
Karçıkal Dağı 150
Karçkhal'ni (Karçkhal'lar) 150
Kardıman (Kart'man) 218
Karın (Erzurum) 57, 67, 150
Karı-Sayram (Ispıçap/ Çimkent) 4
Karkarlılar-Ovası (Khunan-Düzü) 44, 46
Karkın 205, 206
Karkınıtis/ Karkınıtes (Kırım'da, Skyt liman
şehri) 205, 206
Karkınyan (Karkınlar, Van-Gölü doğusun-
da) 206
Karnıyarık (o (Büyük-Ağrıdağı Oo kuzeyindeki
çökük) 6
Karnıyarık (Seng-i Surakh, Gence-Revan
arasında dağ) 35
Kar'ni-Pola/Por (Kapılar-Deresi, Allahüek-
ber Dağı çevresi) 77, 79, 113, 119, 146,
149, 150, 151
Karnu-Kalak/Karun-Kalak (Erzurum) 77
Karpatlar 108
Kars VII, Vİ, X-XIL, 11, 24, 27, 35, 37,
40, 50, 52, 54, 57, 58, 63, 67-70, 74, 77,
78, 80, 86, 87, 92, 93, 96, 102, 103, 111,
113, 122, 125, 136-142, 147-153, 161,
163, 167, 170, 171, 176, 201, 212
Kars-Arpaçayı 193, 197
Kars-Çayı 57
Karsak (Çıldır doğusunda kasaba ve göl)
27, 163
Karsak (Macaristan'da Kıpçak/Kuman şeh-
ri) 163
Karsak-Başı (Yayık/Ural ırmağı ağzına ya-
kın iki dağ) 92
Karsak-Bay Gölü 92
Karsak-Suyu (Sırderya kolu) 92
Kartal-Yuvası (Orbet) 17, 23
232
Kartel/Kartli (Gürcistan) XVII, XX, 14,
16-19, 21, 22, 24, 26-29, 32, 38, 45, 48,
50, 56, 58, 71, 75-77, 81, g2, 101, 107,
113, 115, 119, 120, 123, 125, 132, 138,
142, 143, 145, 153, 154, 189, 194, 196,
197, 198, 202, 203, 210
Karzak(h) g2, 163, ıgı
Kasak (Kür sağında kasaba) 53
Kasak çayı (Revan batısında)
Kasakh-Çayı 41, 44, 52, 55, 65, 144
Kasal (Kasak/Kayakh kasabası) XXII
Kasan 113, 153
Kasar 50
Kasp 21
Kaspi-Kapıları (Derbend) 50
Kasu (Güney-Sibir'de) 87
Kaşan 212
Kaşgar 19, 25, 26, 88
Kaşka 99
Kat 29, 121
Katırevan (Kağızman'daki Artageyra/ Keçi-
van) 125
Kaygulu (Kars-Arpaçayı başında, Akbaba)
197
Kayseri 69, 74, 215
Kaytak/Khaydak 43
Kazak(h) XXII, 42, 53, 121, 138, 144, 193
Kazak-Çayı (Kür kolu) 190, 196, 197, 215
Kazakistan XII, 86, 93, 95
Kazakistan-Karabulak 86
Kazakh-Çayı (Revan batısında) 41
Kazan XVI, 25, g2
Kazbek 47, 138, 152
Kazvin 7, 72, 125
Kçiya 134
Keçivan 125
Kem (Yenisey ırmağı) 83-87
Kemakh (Erzincan, Dağıstan ve Çoruk bo-
yunda) 26, 52, 155
Kemakhıs-Kalesi (Çoruk boyunda) 52
Kemak/Kimak (Irtış ve Balkaş-Gölü bölge-
sinde) 83
Kemçik go
Kemer-Dağı (Trabzon'da) 193
Kençek-Sengir 96
Kenderlik go
Kepenekçi (Borçalı'da) 138
Kerdinli 171
DİZİN
Kerki 170
Kerkük 187
Kerkülük 170
Kesemenlü (Gökçe ve Gencede, köy) 138
Kıbrıs 159
Kılafr)kun o (Kelark-Uni/Gökçegöl bölgesi)
147
Kılarçet (Ardanuçta kale, yeni adı, Bereket)
206
Kıpçag (Gümrü yanında köy) 136
Kıpçaka-Vank (Gümrü bölgesinde) 136
Kıpçak-Yurtu (Deşt-i Kıpçak) 13, 14
Kırgızistan-Karabulak 86
Kırım 16, 11, 79, 83, 99, 203, 206, 212
Kırkdeğirmen (Revan'da köy) 63
Kışlak (Çoruk boyunda köy) 168
Kızılçakçak-Suyu 39
Kızılırmak 35, 185, 187
Kızılözen 25
Kızkalası/ Kız-Kalası 51, 163, 192
Kızlar-Kalesi (Kür-Khıram kavuşağında) 47
Kızılkum 195
Kiki Nahiyesi (Diyarbekir'de) 203
Kirankır (Tebriz'e yakın ve kadileleriyle
ünlü kasaba) 6
Kireçli Mağara 170
Kirman 7, 69, 71, 72, 145
Kiskim 168
Kis-Kun (Macarca, Küçük-Kun) 49
Kiş-Kun'sag 99
Kiyef (Kiyev) 70, 89, 100, 108-110,112
Kide-Kar'ni 76
Klermont 106
Kobı/Kobılu (Dört yerde) 138
Koblıyan 79
Kojor/Kocur 166
Kokhuç 171
Kol (Göle) 199
Kolb/Kolp-Deresi 64, 197
Kolk/Kolkid/Kolkhis 14, 193, 207, 210
Kol-Köyü (Posof'ta) 77, 78, 80
Kolonea/Köğonya (Şebinkarahisar) 200
Koman/Koman'et ışı
Komare I4ı
Komarı Işi
Komarita(Yomra) 14ı
Komuk (Dağıstan'da şehir, Kars, Göle, Ok
tu'da köy) 138, 171
.
“Konya 92, 106, 139, 148, ışı
Konya-Ereğlisi 106
Korkhura (Bardız'a yakın köy) 168
Korta 168
Kosor (Kosur, Kıpçak boyu adından) 169,
170
Kotanlı 57
Kotur d. 57
Koy/Koyun-Su(yu, Dağıstan'da) 11, 50, 138
Közmen 84, 86
Kögmen-Yış 84, 87
Kökçe-Dengiz (Gökçegöl) 153, 207, 213
Köken 168
Kölgelü 171
Kömürlü 169
Köprübaşı 27
Köroğlu Dağı (Çıldır doğusunda) 163
Kötek (Kağızman'da) 125, 166
Köteli 99
Ksan-Suyu 20, 21
Kısia 24
Kuba (Şirvan'da) 138
Kuban (Kuman)-Irmağı 11, 13, 16, 48, 71,
89-91, 93, 94, 100, 110, 112, 122
Kuban-Zelençükü go
Kuçakh (Kıvçakh /Iğdır'da köy) 137
Kudat-Kutil Dağı 173
Kudüs 106, 107, ıgi
Kuesi (Kuşi) 160
Kühistân (Temürnâme'de Kafkaslar) 153
Kukark 27
Kulp (Tuzluca'nın eski adı) 63-65
Kuma go
Kuman (Kuban ırmağı) 13, 31, go, 92, 138
Kuman (Sinop'ta köy) ışı
Kumanya-Kapısı (Derbend) 32, 82, 199
Kurd-Waçar 134
Kurtkale (Çıldır'da) Vİ, 150, 151, 163, 174
Kuruk-Taş 199
Kuşu/Kuşı (Kazak, Borçalı, Gökçe ve Re-
van'da köy) 138
Kutaisi/Kutayıs/ Kutatıs XX, 6, 17, 28, 29,
58, 59, 71, 73-76, 78-80, 105, 107, 113,
119-121, 134, 145, 146, 149, 155, 161,
162, 166, 167, 186, 189, 196
DİZİN 233
Kuzey-Azerbaycan 103, 200,218
Kuzeybatı-İran 186
Kuzey-Kafkasya 40, 106
Kuzey-Suriye 186, 187
Kuzey-Ucu/Kuzey-Ülkesi 195, 204
Küça (Doğu-Türkistanda) 196
Küçük-Ardahan (Göle) 1948
Küçük Khazaret 16
Küçük Kuman'istan 99
Kür (Kura) 1, 6, 15-21, 24, 25, 31-33, 35,
38, 41, 44-47, 49-51, 53. 54, 59, 60, 72-
74, 80, 82, 83, go, 94, 95. 97, 99, 103,
105, Ili, 113, 116-120, 123, 126-128,
133, 136, 138, 144-148, 150, 152, 153,
160, 171, 186, 190-192, 194, 197-199,
207, 210, 211
Küre-Kâfir Elleri (Dağıstın'da) 97
Kür-Sığnakı 53
Kürtak (Kazakistan'da yaylak) 4, 7
Küştasf (Azerbaycan-Salyan'da) 146
Kvelis-Çikhe 78
Kyrnos (Kür) 210
Kyrus (Kür) 32
Kwelis-Kur 66, 78
Khaça (Çatallı) Parakh 138
Khakho 135
Khakhu 168
Khakhul 135
Khalaç-Ovit (Khalaç-Vadisi,
203
Khalas (Macaristan'da) 99
Khaldi 53
Khaldik 61
Khalınca-kar/ Kalınç-taş 119
Khalkhal (Kür boyunda Nahçıvan'da ve
Tebriz doğusunda) 46, 47, 51, 217
Khanak 74, 121, 150, 169, 172
Khan-Tangrıdağ 192
Kharezm (Khorezm, Harezm) 4, 52, 62, 70,
101, 145, 171
Kharluk (Karluk) 82
Kharşut/Khaş-Rud (Harşıt çayı) 157
Khart (Aydıntepe) 190
Khasagyan 127
Khasavyurt 33
Khatun Arkhı 138
Khatun Kalesi (Azgur) 159
Khayber 145
Malazgirt'de)
234
Khelidonion 60
Khertvis (Khırtız) 21, 134, 174
Kheve/Khive 171
Khınıs 43, 208
Khıtay 79
Khızan (Bitlis'te) 147, 205
Khoçuvan 180, 198
Khod 168
Kholta 17
Khopa 167
Khorasân/Horasan 7, 9, 14, 64, 127, 153,
207, 209, 212, 217
Khoranta 16
Khoy 57, 146
Khozistan 123
Khozabın 137
Khozaond Kalesi (Şirvan'da) 119
Khram (Çayı) 17, 21, 24, 31, 47, S1, 66, 77,
86, 110, 122, 123, 125, 134, 137, 138,
145
Khunan o(Khunlar)-Düzü/ Aşağı-Borçalı'da)
17, 18, 21, 24, 29, 45-47, 51, 116, 121,
123, 192, 198
Khunarakert (Khunar-yapısı) ıgı, 198
Khupta 113, 116
Khurzuk go
-—I1-—
Laba/Kurgan go
Lalvar XXII
Lazlık ısı, 167
Lebin-Seddi 47
Leçkhum 134
Leh/Polonya 108
Leiden XVI
Leipzig 155
Leket (Lek/İlekeli) 18
Leninabad 86
Leninakan (Gümrü'nün 1924-1990 yılları
arasındaki resmi adı) 63, 136, 189, 190
Leningrad (Petersburg) XVII, XX, 13, 41
Lepinler Kapsı 47
Levinion 107, 108
Likh Dağları 47, 196
Livana 158, 167, 168
Liyakhvi 73
Loçoban 76
DİZİN
Lomek (Terek ırmağı) 18 â
Lomistant (Ahıska bölgesinde kale) 76
London (Londra) XII, XVII, XIX-XXI, 34,
37, 65, 79, 87, 122, 185, 190, 195 N
Lophnas/Lupnas (Küçük-Alazan) 46, 47
Loru (Lore, Lori) 24, 29, 30, 51, 53, 56, 68,
71, 73, 114, 120, 121, 123, 126, 128,
130, 132, 135, 137, 142, 146, 147, 158
196, 197 |
Lozan 203
—M-—
Macalıs (Dağıstan'da) 43
Macaristan 71, 89, 92, 97-99, 108, 163, 207
Maçakhel XVI, 157-159, 167
Maçaver 74, go, 160
Madi (Medya) 204
Madzahalet/Maçakhalet 156, 157, 167, 174
176
Mafarkın/ Miyafârıkın 143, 144, 208
Magog-Ülkesi (Kuzey-Ülkesi) 195
Magna-Vlakhya 98
Mahackale (Dağıstan'da Petrovsk) 8, 33
Mahan 9, 147
Maku 6, 36, 40
Makhnaga-Berd 120
Malatya 139, 186, 189, 211
Malazgirt 43, 45, 46, 70, 75, 102, 124,125,
141-143, 203, 206
Mamısun-Geçidi (Batı Kafkaslarda) 47
Manas-Gom'ni (Manas-Kom'ları) 119
Manglıs 117
Manisa 201
Maradet 167
Marağa 127
Mardin (Merdin) 11, 44, 117, 125, 167,
200, 203, 208
Maraş 185
Marmara Denizi 106
Marmaşen (Arpaçayı solunda) 96
Maryamaşen (Arpaçayı solunda Mamastır)
65
Masis (Ağrıdağı) 16, 17
Maslata (Masal-Ata, Şavşat'a yakın) 111,
163
Mastara 63, 65
Mâverâünnehr 4, 14, 33
Kop (Kıpçak-Ağzı ile, May-Köp— Yağı-
Çok bol anlamında, Kuban boyunda
kasaba) go
Mazenderan 7
Medya 32, 38, 193, 204
Megrel/Mingrel 17, 58, 80, 104, 105, 114,
” 154155
fejngerd ışı
Mekke 209, 213
Merend 62, 63, 143, 156
Meryem-Neşin 63, 65
Meriç 107, 108
Merv 71, 112, 116
Meskhet(a)/ M(e)tz(e)kheta (Meseket) 14, 18-
21, 24, 26, 38, 44, 48, 53, 181, 192, 193,
104, 211, 214
ya (Tunceli-Elâzığ Çevresinde
- Bizans vilâyeti) 61
Methin-Learn (Karanlık Dağlar), 23
Meşe-Ardahan (Khanak) 150, 169, 172
Meydancık 167
Mezopotamya 188
Miren Kalesi 127
Mireni-Karabağ 11
isır XIX, 7, 9,
100,153, 204
Ming-Köl/Göl (Çıldır'da yaylak) XXII, 152,
153, 219
Miryokefalon 128, ı3ı
fitkuris-Çikhe 21
Mogolistan 26
Mokhur-Kud 168
Molla gökçe 65
Moskova XII, XVII, 3, 13, 86, 105, 100,
139, 181
Woskhik (Masaket)-Dağları 201
Mtkvar (Kür ırmağının gürcüce adı) 192
Mthi-Ul'ni/Mthi-UPlar 152, 153
Mudzgul 151
Mugan (Mukan) 5, 6, 16, 51, 80, 143, 146,
15, 32, 8g, gi, 99,
147
Mugris-Khevi ısı
Mukhran (Mukran) 113, 153, 154, 165
Murat (Suyu/ırmağı) 38, 43, 46, 141, 189
A furç-Suyu (Yukarı-Aras kolu) 41
Murgul 52, 167
Musul 126, 190
Muş XVII, 27, 35, 43, 46, 58, 61, 102, 142,
DİZİN
235
196, 215, 219
Muz-Tağ 2
München 129
—N-—
Naçarmagev 111
Nahçıvan/Nakhçıvan XX, 36, 38-40, sı, 62-
64, gı, 117, 127, 128, 134, 135, 137-139,
147, 153, 213, 217 |Kars-Arpaçayı sağın-
da Digor'da da bir Nahçıvan vardır.
Her iki adın, Çeçenler'in “Kalan, Artçı”
anlamına gelen öteki adlarından ve M.S.
72'deki göçlerden kaldığı anlaşılıyor).
Nagı-Kunsag (Macaristan'da) 99
Nakhatır 24
Nakhç-Avan (Nakhç-Yeri/Yurdu) 40
Naâiri Ülkeleri (Urartu) 188
Naksovana (Nahçıvan) 40
Nalıncakar 119
Narman/Namruan (Erzurum'da) 97, 98,
113, 137, 155, 162, 168, 169
Nastakis 21
Nerseh-Abad (Maku bölgesinde) 37
New Jersey 41
New York XX, XXI, 14, 118
Nig (Gözel-Dere) 39
Nigalis-Khew 150, Isı
Nihavend 106
Nik/ Nig (Gözeldere) 196, 207, 214
Nikhakh 149, 154, 164
Nikopsia 77
Nil (ırmak) 89, 204
Nişabur 7, 55, 61
Nor-Berd 119
—0—
Ob (ırmak) 85, 87, 88, go, 93
Odiş (Batı-Gürcistan'da) 14ı
Odzr(i)khe 21, 76, 140, 192
Of ışı
Ogdar 160
Oğlan-Kalası 163
Oğuz (Eli) 204, 209
Oğuz-Elleri 204, 207, 210
Okar 168
Ok-Kıran Köl-Yatup 5
236
Oksus (Amuderya) 200
Oltis/Oldis-Kwabi 163
Oltis'ni (Oltulular) 77, 119, 127, 149
Oltu VII, XII, 57- 60, 66, 77, 100, 102,
103, 113, 116, 119, 120, 127, 138, 139,
146, 148-150, 157, 162-164, 168, 17ı,
176
Oltu (Eflak'ta) 9g
Oltu Çayı 192
Olur (Tavusker) 113, 171
Oniki Manastırları 150
Onoguris/ On-Ogurlu
196
Orbet (Orpet/Kartalyuvası) 17, 21, 23, 24,
26, 27, 154, 196, 197
Orbisi 24
Orconikidze (Vladikafkas) 86
Orçuk 93, 169
Orçunak 168
Oret-Dağı (Cudi) 16
Orkun 89, go
Orta-Amuderya 194, 206
Orta-Anadolu 102, 107, 187
Orta-Aras 136
Orta-Asya (Ortaasya) X, sı, gı, 143, 181,
188, 194
Orta-Avrupa 46
Orta-Doğu 198
Ortak (Kazakistan'da Yaylak) 4, 7
Orta-Çoruk 52, 61
Orta-Kür XI, 42, 51, 118, 121, 122, 136
Ortros (Ordru, Yukarı-Pasın'da) 63
Oruçuk 168, 170
Oruskun 93, 169
Oruşnak (Yusufeli'de Oşnak) 93, 169
Oset (Alan ülkesi) 114, 115, 131, 133
Oşnak 169
Otamış/Ötemiş (Dağıstan'da) 9, 98
Otar (Macaristan'da Kıpçak yeri) 99
Otav 168
Otlukbeli 156, 213
Otzkhe/Oskhe 192
Ovset Kapısı (Daryal) 48
Ozanlar 40
(Açıkbaş/İmeret'te)
ele
Ödemiş (İzmir'de) 96
Ödük 168, 169
DİZİN
Ögdem (Ökdem) 167, 168
Önasya XVIII, 32, 190, 1gı, 195, 219
Öngüzek 16g
Örpen 85 “
Örüng 87 İl
Öşnek 168
Ötemiş (Dağıstan'da kasaba) 98
Ötüken/Ötüken-Yış 85, 87 N
Övrasya X, 15, 34, 37
Özbekeli/ Özbekistan XI, 95, 194
Özü (Dinyepr) 82, 89, gı, 94, 108
-— P-—
Paçanigler-Ülkesi (Dağıstan'da) 48
Palakats'is (Çıldır) 87
Palakyon (Kırım'da Skyt şehri) 206
Palasakan (Balakasan, Aran/Karabağ'da)
46, 49
Panak (Erzurum, Çoruk boyunda Bai
Penek Kalesi) 169
Panaskert (Peneskert) 66, 164, 166, 176
Panaskert-Çayı 66
Panawar (Pervane) Gölü 192
Parakh/Barakh 138
Paris XVII-XXI, 3, 22, 25, 31, 33, 40, 4,
45, 50, 78, 211, 215
Parkhar/Parkar/Barkhal 53
Parnak/Parnak'ni (Parnak'lar) 163, 169
Parpı 39, 60, 65
Parsıl(lar) 41
Partav (Berde, Sakalı Partatua yapısı
kent) 16, 194, 218
Paryadres/ Paryadros 36
Pasen/Pasın 28, 35, 37, 38, 41, 54, 57, ÖK,
113, 116, 119, 139,140, 153, 155, 164
162, 168 ,
Pasinler/Pasyan (Pasinler) 32, 57, 119, 148,
154, 193
Pecn'oy-Cor (Peçni-Deresi) 39, 207
Peçni/Beçeni 39, 40
Penbek 197
Penek XV, 52, 77, 103, 116, 127, 137, 0
162-164, 177
Pereyaslavl 108, 109, 112, 133
Pers (İran) 44, 46, 49
Pert-Ekrek 167
Pervane 27
DİZİN 237
Petanya Manastırı Haziresi (Orbelyanlar'ın
ataları kabristanı) 28
Petersburg (St. Peteserbourg) 25, 208
Pınarbaşı 6g
Polonya/Lehistan 108
Pont 195, 200, 205
Pont Denizi (Karadeniz) 16, 200
Pornak/Bornak (Akkoyunlu Boyuna göre
anılan yer) 163
Posof (Poskhov, Postkhev) VII, VI, XII,
XV, 40, 66, 77, 78, 92, 102, 113, 137,
146, 148, 150, 157, 166, 169, 173, 174
Przemyşi Kalesi 108
Purut ırmağı (Kıpçak Oymağı adından) 48,
99
—R-
Rabat 166, 174
Rad (Arad)-Beg'in Kal'ası 168
Ran (Aran) 18, 73, 119, 125
Repae-Dağları (Urallar) 204
Resul'ayan 187, 203
Reşt-Unik (Vastan) 56
Revan (Erivan) VII, XI, XVITI, XX, 6, 35,
30, 41-43, 52, 56, 60, 63, 65, 111, 113,
136-139, 152,159, 176, 207
Rey 7, 28, 55, 62, 106, 116, 124, 125, 127,
189
Rhandea 211
Riyon (Faş) XIX, 14, 16, 73, 80, 186
Rizaiye (Urmiye) 188
Rize XII, XVI, 51, 52, 80, 180, 202, 206
Roma IX, XXII, 36, 38, 44, 57, 81, 204,
212
Romanya 97, 98, 100, 102, 163
Rum (Anadolu/Bizans) 7, 9, 21, 49, 60, 61,
63, 68, 78, 79
Rumeli 70
Rustaw/Rud-Taw 21, 74,76, 110, 113
Rusya X
—S$—
Sa-Atabago (Gürcüce, Atabekler-Yurdu/
Ülkesi) VILI, X, 152-157, 162, 175
Sabalan (Savalan) 5
Sagodebel (Tiflis yanındaki Sogdabel) ı3ı
Sahada (Borçalı'da) 130
Sahat-Çukuru (Revan Ovası) 137
Sakaistan (Secistân) 88
Sakasen 194, 198
Saka Ülkesi 194
Saklap-Çölleri 101
Saksın 194
Salduk-Eli 139
Salib Kalesi 73, 76
Salyan 118, 146
Samakar (Narman'da) 155
Samandar (Çamandar/Tarku, Dağıstan'da)
8, 33, 71, 93
Samankale 143
Samarkant (Semerkant) 74, 85, 88, 101, 163
Samçikhe 145, 146,149-151, 157, 162
Sam-Çup Deresi 163
Samoskhe (Moskh-Eli) 79
Sam-Şwilde/Samşolde/Şamşoylde o (Üç-Ok
anlamında) 21, 27, 29, 68, 76, 77, 114,
121,123, 128, I3I, 154; 197
Samur-Özen (Dağıstan'da) 97, 137, 170
San-Çayı (Vistül'ün sağ kolu) 108
Sanamer 140
Sanariyye (Çanar bölgesi) 50
Sanga-Yış 84
Sank (Macaristan'da) 99
S(a)per (İspir)-Denizi (Karadeniz) 192
Sarıgöl 168
Sarıkamış (Kars'ta) VİL, 37, 171, 192
Sarıtepe 190
Sark'el 1g
Sarkine/Sarkin'et (Sarıklar'yurdu, Sakalar'ın
Tiflis bölgesindeki şehri) 19, 21, 27, 196
Sarmatya 42
Sason 102
Save 116
Savuçbulağı 92
Sayan 207
Sayram (Çimkent) 4, 213
Sber (İspir)/Seber (Saper, İspir) 24, 73
Secistan 9, 88
Sefidrud/ Kızılözen 106
Sekran g
Selan (Komanlar'ın Zafer yeri) 108
Selenge 86, 89, go
Semerkand 74, 202
Semipalat İli 86, 95
238
Senger (Hisar) 67
Sengi-Surakh 35
Sepid-Şehr 67, 1go
Serab 1go
Serdarabad-Ovası 57, 138
Serdrüd 153
Sevan-Gölü (Gökçegöl) 65
Seversk (Rus şehri) 133
Sevgelamec 116
Sevinç-Kala (Dağıstan'da, Grozni) 97, 134
Sper (İspir) 119
St, - Petersbourg XVİI-XX, 3, 42, 45, 50,
61, 136
Sıgnak/Sugnak/Sıknak (Sırderya ve Kür
boyları ile Karabağ'da) 16, 21, 53, 90,
134, 137
Sırakene (Şırakyurdu/Şüregel) 39
Sırderya/Seyhun 4, 25, 33, 51, 53, 83, 84,
86, 87, 89, go, 92, 117, 194, 195
Sıvas 57, 74, 75, 128, 148
Sibir/Sibirya 193
Sigil (Çigil, Saka başkendi) 88
Siirt 102, 117
Silvan 44, 208
Sind 4,9
Sinop 141
Sisla)gan 49
Si-Sak(Si-Uni) 62
Siunik (Karabağ) 22
Sogdabil XXII, 132
Soğanlıdağı 140
Soğmunruk 169
Sokak 88
Sok(h)um(Diyoskuriya) 14, 16, 128, 154
Solak 138
Sol-Kapısı (Derband) 138
Sol-Verek 168
Somaskhae (Ahıska kesimi) 37
Somkhet (—Güneyülkesi) 18, 27, 76, 110,
ılı, 113, 115, tigi2i, 123, 132, ISI,
154, 155, 196
Sopen/Sophanen (Sofan Yurdu) 189, 200,
209
Sovyet Rusya/ Sovyetler Birliği VII, 190
Söke-Kızı (Sevke-Kızı) 171
Sulak (Dağıstan'da ırmak) 33, 138
Sunca (Söyünç/ Sevinç) 86, 97, 133, 137
Supsa 113, 127
DİZİN
Suriye 20, 100, 106, 107, 187, 203 i
Surp-Grigor (Manastırlı Hisar, Parpı) 60, 65.
Surp-Mari (Sürmeli) 11, 65
Suşehri 216 ald
Suvanet 22, 105, 134, 155 |
Suzdal 108-110, 133 1
Sürmeli (Surmari) XX, ıı, 23, 56, 57, 00,
63-65, 125, 139, 140, 144, 145, 14B, 152
Sürmeliçukuru 189
Sver 73 d
Syspritid (İspir bölgesi) 192 |
gk
Şaburan 5, 35, 119, 120
Şahyolu-Sıradağları (Ağrıdağı'ndan Tunce
liye Aras sağında ve Karasu/Fırat 80
lundaki dağlar) 141
Şam (Antakya, Selevki ülkesi) 7 ki
Şamakhı 5, 71, 118, 120, 133, 146 N
Şam-Kazan 6, g
Şamşvilde (Şamşoylde, Şamşulde, Şamsute
Üç-Ok) 17, 24, 29, 56, 68, 110, 1,
114, 120
Şamkor (Şemkür, Şamkhur) 135, 138, 140.
145, 146, 153, II, 194
Şarur 138
Şatık/ Eski-Iğdır 60, 64
Şaval-Uşağı (köy) 164
Şavkal/Şamkhallar 8 ç
Şavşat VII, XVI, 17, 21, 54, 58, 66, 7770
102, 113, 127, 132, 134, 149151, İŞ”
159, 161, 163-165, 167, 169, 174, 198,
202
Şavşat-Suyu 161
(Şebin) Karahisar 155, 200
169
Şemdinli 196 fi
Şenkaya (Erzurum İlçesi) 103, 113, Iğö,
168-170
Şertul'ni (Şertul'lar, Ardahan'da) 74, 77
Şeytan Kalası (Yeni Kala, Çıldır'da) 166
174
Şırak (Şüregel) 39, 40, 45, 47, 69, 137, 199 ©
Şırak-Arşarunik 10
Şırakavan o (Şırak-avan/Şırakyurdu/ Başşüre-
gel) 38, 39
DİZİN
Şir-i Kebüd (Mugan'da kale) 147
Şiraz 69, 71, 72
Şirvan 5, 11, 24, 25, 41, 47, 49, 50, 59, 71,
72, 75, 76, 101, 111-113, 115, 116, 118-
I21, 123, 137-139, 143, 146, 163, 199,
205, 212
Şor 197
Şöreg-El/Şüreg-El 39, 40, 137, 139, 160
Şu Kalesi (Türkistan'da) 202
Şulaver 110
Şupanı 189
Şurok-Avan Ucu 39
Şuşa 36, 138, 194
ZAM
Tabar 84
Tacikistan 84, 86
Tahran XX, 116
Takver 134
Talas (Taraz/Evliyaata) 4, 14, 85, 88, 96,
120, 196
Talın 57, 63, 65
Tamag-Iduk 85
Tamyrake 206
Tanrıdağları 35, 196
Tao (Tav-Eli, Dav-Eli) 66, 77, 113, 121,
123, 127, 134, 146, 148-151, 154, 155,
157, 161, 162, 164, 166, 193
Tara-Çiçek 39
Tarıku (Targu, Tarku, Çamandar) 8, 9, 33,
50, 71,93
Tarnaut 217
Taron/Daron 58, 215, 219
Tarum (Güney-Azerbaycan'da) sı
Taryun'k (Eski-Doğubayazıt Kalesi ve çerve-
si) 40
Taşır Bölgesi XX, 24, 29, 53, 58, 67, 68,
73. 76, 110, 113, 115, 119, 121, 13,
137, 145, 146, 148, 149, 197
Taşir'k/Taşir'ler (Daşirli) 53, 55
Taş-Kapı/Taşiş-Kar 150, ısı, 192
Tavus (Tavuş) 29, 120, 121
Tay-Çarık 137
Tay'k Bölgesi 36, 57-61, 63, 66-68, 77, 120,
155, 162
Tebriz IX, 3, 6, 11, 32, 35, 51, 62, 127,
145, 148, 153, 154, 156, 157, 160, 161,
198, 203
239
Teberda (Tabar'day) go
Tebion (Düvin) 60
Tekhur (İmeret'te çay) 80
Tekor/Digor 40
Tele-Orman (Macaris'tan'da Kuman yeri)
99
Temeşvar 99, 164
Temir-Kapıg 84
Temürkapu (Bâbü'l-Ebvâb/Derbend) 10
Teodosyopolis (Erzurum) 58, 63, 68, 75
Terek 13, 17, 18, 33, 7I, 89, 91. 94, 97,
100, 132, 134, 138, 150
Terekeme-Karabulak 86
Terel'k (Tryalet) 197, 198
Termiz 84
Terun'akan (Terun'gil) 119, 120
Tesluy 99
Tın/Don (Irmak) 1, 8, 12-14, 17, 19, 89,
91, 94, 100, 107, 109
Tıryalet (Terel'k) 31, 58, 59, 66, ırı, 117,
119, 128, 145, 152, 197
Tiflis (Tbilisi) XI, XII, XV, XVI, XXI,
XXII, 6, 14, 16-18, 21, 23, 25, 28-31,
42, 43, 48, 49, 53, 56, 58, 59, 67, 71-77,
79, 86, go, 100, 101, 103, 110, 111, 113,
116-119, 121, 125-127, 130-132, 134,
136-138, 140, 143, 145, 147, 150, 152-
156, 164, 166, 167, 172, 174, 177, 189,
192, 194, 197, 199, 203, 205, 210, 212
Tigiç 99
Tire(1)-Bolu (Tirebolu) 200
Tmogwi (Tümük) 132, 142
Tobol 207
Tokharistan 194
Tok (Çıldır kuzeyinde köy) 92
Tokaris 59
Tokat 33
Tokuz-Tümen Gürcistan 197, 209, 213
Tolçı 99
Tom-Suyu (Ob ırmağı başında) 87
Tonguz-Alo (Deniz-Eli/Denizli) ısı
Toprakkale (Eleşgert) 6, 17, sı, 52, Işı,
143, 170, 171, 214
Tor 66
Toroslar 92, 187
Tortoman (Dobruca'da köy) 164
Tortom-Kalesi 164
Tortum XII, 58, 66, 77, 79, 92, 135, 146,
240
148, 150, ISI, 153, 154, 162, 163, 165,
168, 169, 176, 193
Tortum-Akça-Kalesi 157, 168, 169
Tortumlu Mezreası (Baskil İlçesi'nde) 164
Torul-Çanıça 156, 157
Tosaren (Taşir/Borçalı) 53
Trabzon (Turabozan) XII, XVI, 31,36,54,
57, 59, 61, 80, 127, Igı, ISI, 154-156,
161, 165, 193, 207
Trans Kafkaya 186, 187, 188, 189
Tryalet (Terel'k) 4
Tuğla ırmağı 4
Tukharis, Tukhar'k (Tukhar'lar, Çoruk bo-
yunda) 17,21, 163, 165, 205, 206
Tukharistan/Tokharistan 40, 54, 206
Tuma-Damı 140
Tuman (Tebriz çevresinde kasaba) 6, 13, 27
Tuman/Tumanın-Kalesi 27, 9o, 119
Tumanıs 74, 76, 77, 90, 119, 121, 126, 140
Tuna/Tunaboyu IX, X, 14, 47, 70, 79.91,
98, 99, 108, 137, 163, 164, 207, 214, 215
Tunceli 61, 189, 200
Turkastan (Khazar Ülkesi) 217
Tunkaş 7
Turan (Türkistan) 212
Turabı 27
Turluy (Turlug/Tuzlu) 99
Turo-Kastron 78
Tus 7
Tuzluca VII, XX, 27, 56, 57, 63, 138,201
Tümük 132, 142, 166, 169, 174
Tünkeş 168
Türk-Eli/Türk-Elleri 55, 202
Türkistan XII, 3, 4, 19, 24, 31, 61, 79, 81,
86, 96, 120, ıgı, 204, 208
Türkiye VII, X-XII, 86, go, 102, 128, 181,
190, 219
Türkmenistan 95, 194
Türkmen Şehri (Çu boyunda) 146
—U-—
Ucan 6
Uç(Üç) Kulan go
Ude (Ahıska batısında) 174
Udi(Uti, Gence kuzeyinde) 47
Uğuz-Taşı (Bardız'da) 21
Ukht'ik (Ukht/Olt'lar, Oltu) 120
DİZİN
Ulgar Dağı 148
Ulu-Borlu g2
Uluçay 43
Ulu-Dağlar (Kafkaslar) 41
Ulu-Kam/Ulu-Kem go
Ulu-Zelençük go
Uplis-Çikhe 21
Ural Irmağı (Yayık) 92, 98
Urallar 37, 48, 100, 137
Urartu/ Armenya/Yukarı-Eller 196, 204, 210
Urbnis 21
Urfa (Edes) 40, 70, 91
Urmiye (Çiçest) 35
Urmiye Gölü 31, 34, 186, 188, 1go, 193,
204
Uru-Atri/ Üru-Artu (Yukarı-El/ Ülke) 188
Urungu-Çayı (Irtış başlarında) 88
Urup go
Urup-Suyu go
Urut (Kıpçak boyundan Oltu, Göle, Çıl-
dır'da köy) 164, 171
Uruta/ Urta (Çıldır'da) 164
Urlu)tis-Çikhe (Urut-Kalesi) 164
Ustamış 159
Uşkhum 168
Uşnu 209
Utmus/Otmus/Yotmus (Sarıkamış'ta Yedi-
kilise, Yenigazi yerinde kale) 36, 37
Uyguristan 34
Uzak-Doğu X, 8, 54
Uzunköprü 8
Uzunlar 99, 138
Uzunoba 139
—üÜ-
Üçkilise/Eçmiyadzin 41, 63, 159
Ürgenç 13
— V —
Valarş-Abad (Vağarşapat, (o Eçmiyadzin/
Üçkilise) 41, 44, 45, 52, 63
Valarş-Avan (Valarş-Yurdu) 41
Vale (Posof'ta) 166, 176
Van XVI, 56, 65, 102, 143, 16g, 185, 186
Van:Gölü 60, 65, 75, 188, 193, 208, 209
Vanand/Vanant (Kars-Yaylası) 36, 37, 54
DİZİN 241
57, 67, 69, 70, 77, 120, 168
Vananda-Berd (Vanand Hisarı, Vanandar)
36-38
Vartkes-Bahçeleri (Valarşabad'ın eski adı)
47
Varto 193
Vaspurakan (Van Bölgesi) 56, 61
Vastan (Gevaş) 56
Vaşşuganni 187
Vatikan XVII, 40
Vayoç-Cor/Vedi-Çayı 137
Venatoni (Vanant, Kars kesimi) 37
Venedik 136, 156, 157, 159
Veran-Kale (Tukharis) 54, 192
Vistül 108
Vladikafkas (eski Terek-Kale) 86
Volga 194, 204
Vuntlu (Vanantlı) 35
—Y-—
Yafanç 4
Yağlıca Dağları 57
Yahnı-Dağı 57
Yakın-Doğu 187
Yalağuzçam Dağı 157
Yalbuz (Albruz/ Kafkas Dağı) 16
Yaksartes (Sırderya) 195, 200
Yamansu 8.33
Yamar 93
Yarkent 25
Yassıçimen 147, 148
Yavlak 138
Yayık (Ural) 1,8, 13, 14, 37,91, 92,94
Yedikilise (Sarıkamış'ta, eski Utmus) 37
Yengi-Karzakh (Çıldır doğusunda) 92
Yenği-Kent 8g
Yenigazi (eski Yedikilise, Utmus) 37
Yeniköy 140
Yenisey IX, XVTI, 83, go
Yeni-Şehir 41
Yeşilırmak 187, 193
Yezd (İran'da şehir) 212
Yığınkaya (eski Azgur, Bitlis'te) 205
Yinçü-Öğüz (Sırderya) 84, 87
Yor (Yori Küçük-Alazan) 16, 19, 21, 47,
111, 145
Yukarı-Aras 38, 55, 63, 71, 136, 148, 193
Yukarı-Deniz (Van-Gölü) 188
Yukarı-Fırat 188
Yukarı-Irtış 82
Yukarı-Kür X, XI, 55, 58, 66, 71, 76, 80,
87, 92, 102, 107, 112, 118, 119, 122,
123, 125, 129, 132, 150, 157,
167,169,177, 180, 192, 193, 199, 200,
201, 219
Yukarı-Mezopotamya 187
Yukarı-Murat 57, 141, 142, 145
Yukarı-Pasın 61, 63, 119
Yunan XVII, 21
Yusufeli XI, XV, 58, 59, 66, 77, 103, 113,
146 150, 155, 157, 162, 167-169, 171,
193
Yüksek-Oba 167
—Z-—
Zabil 4
Zagam (Zegem) 134
Zağros Dağları 187
Zanaw 20, 21
Zap 203
Zarışad 36, 65
Zaysan (Çay) 88
Zelençik (Çay) go
Zengisuyu (Revan'da) 39, 56
Zile (Zela) 33
Zivin 140, 175
Zorakert 142
Zur-Geçidi (Derbend) 41, 199
Zurzuna (Çıldır'da, İlçe Merkezi) 87, 166
Zygopolis (Karadeniz doğusunda, Çik-şehri)
207
—W -—
Waşlovan 150
Wien/Viyana XXI, 65, 1go, 194
F. 76
B — KİŞİ ADLARI
—A-—
Aaron (Harun, Bizans'ın Van Vâlisi, Bul-
gar) 61
Âli-Çelebi, Mustafa (Gelibolulu) XVI, 156,
162, 174
Açaryan 219
Abaka-Khan 105, 150
Abazuk (Anbazuk) 38
Abbas, Gagık (Bagratlı) 58, 120
Abbas (1.) 129, 166
Abel-Şahap (Pahlavuni) 214
Abulgarib (Pahlavuni) 214
Abram-Aleim (Bizans kaynağında, Selçuklu
İbrahim Yınal) 61
Abulets (Ebü'i-Leys) 110, 120, 122-124
Abül-Farac, Grigorios XVI, 69, 70, 142, 143
Abu'l-Hasan, Emir 132
Abulsevar 120
Adem (Nebi) 22
Adonz,N.XX,31, 34
Adrormizt (Sasanlı Marzbanı) 47
Af (Ap)ak 101
Alrasyab (Alp-Er Tonga) IX, 1, 25, 34, 35,
83, 208
Alrasyaboğlu Oruz-Koca 194, 211
Afşar, İlrec) XX
Agadon 18
Agathangelos o(Küçük-Arşaklı (o Kronikçisi)
XVI, 47,51, 202, 204
Agsartan/ Akhsatan, Gagık oğlu 71-73,
76,77, 133 134
Ağsuntul (Aksungur) 119
Ahmed bin Abdullah 158, 159
Ahmed (Büyük, Danişmendli) 77, 78
Ahmed, Mercimek 53
Ahmed Sançar 116
Akbaş 98
Ak-Buğa/ Ak-Buğra (Atabekli) 152, 154, 164
Aksongur (Ağsuntul) 114
Aktay 97
Akuş (Kuman adı) 97, 98
Alâeddin, Keykubad 148
Alâeddin Mehmed 143
Alâeddin Melikşah (Salduklu) 139
Al-Domir (Al-Demür) 97
Aleksander (İmeret Prensi) 156
Aleksander (1., Kartel Kıralı) 153
Aleksander (İskender), Levan oğlu (Kakhet
Beği) 158
Aleksis (14. Komninos'lu) 151
Aleksis, Nikiforos oğlu (Bizanslı) 111
'Ali, Hz. 145
Alizâde 3
Alka 97
Allen, W.D.E. XX, 15, 18, 19, 59, 102, 105,
130, 142, IŞİ, 154, 155
Alp (Yiğit) 217
Alpar 98
Alp-Arslan 29, 52, 56, 62-70, 72-75, 77, 78.
83, 113, 122
Alp-Er Tonga IX, 1, 24
Alpı 125
Alp-Togan 97
Altın-Aba 97, 108, 109
Altınay, Ahmet Refik 103
Altu-Khan 149
Altun (Kıral Narin-David'in Kıpçaklı nedi-
mi) 165
Alu/Ağu (Aran) 198
Ambazuk 38
Amiranachvili, Chalva 200, 214 ,
Ana-Khanum O (Ortodoks-Atabekli (o Altun
Kal'a Melikesi Dedis-İmedi'nin lakabı)
165
Anak (Arşaklı Prens, Aziz-Grigor'un babası)
213, 215
Ananya, Düvinli 130
Ananya Şüregelli 197
Andre Boğoliubski 133
Andreasyan, Hrand D. XVII, XX, 22, 49,
200, 214
Andronikos 128
Anibal (Kartacalı) 198
DİZİN 243
Anisimov $. 115
Anna 161
Antoni 13ı
Anuşirvan (Sasanlı) 10, 18, 24, 207
Apirat (Pahlavuni) 214
Aplesphares 55
Appianos XVI, 210
Apridon (Afridon) ı3ı, 132
Apridun (Feridun, Nebrot oğlu) 18, 24
Aran (Si-Sak Hanedanından) 199
Arasd/Erasd 199
Arat/ Erat, Libarit oğlu 28
Arat, Reşit Rahmeti XIX, 3, 25
Ardam 18
Ardaşez (Büyük-Arşaklı Kıralı) 213
Ardaşir (1., Sasanlı) 47
Ardavazd (Mantaguni)44
Argişti (1.) (Arguş) 189, 19o
Argun-Aka, Uyratlı 149
Arisdages, Lasdiverdli XVII, 53
Aristeas 196
Armazel 38
Arrianos XVI, 32, 51, 185, 194, 201, 205
Arslan-Aba (Kumanlar'da) 97, 109
Arslan-Argun 106
Arslanşâh, Toğrul oğlu 124-128
Arslan-Yabgu, İsrâil (Selçuklu Kutlamış'ın
babası) 61
Arsork/Azerk 61
Arşak (1., Taha/Oğuzlar'ın Parn/Aparn bo-
yundan) 35, 36, 195
Arşak (11., Armenya-Arşaklıları'ndan) 217
Arşak (1., Kartli/Gürcitan-Arşaklıları'ndan)
198
Arşak (TI., Kartli Arşaklıları'ndan) 211
Arşavir, Kamsar oğlu (Arşaklı kolundan) 39,
47
Arşun-oğlu Direg (Direl)-Takavor 200, 209
Arşuş/ Aşuşa (Gogaren/Gugar'k Piteaşkhı)
196, 215
Artak/Artokes (Türkçe, “Artuk”, Kartli-Ar-
şaklıları'ndan) 198, 210
Artamonof, M.İ, X, XX, 41, 45
Artamos (Artam, Persli Vâli) 24
Artaşes (Arşaklı/Part kıralı) 215
Asarhaddon (Sakalar Hükümdarına kızını
veren Asur kıralı) 194
Asen (Kumanlı) 48, 9g
Artaksiyas (1., Persli kökünden Armenya kı-
ralı) 148
Artavast (1l.) 198
Asfaridun-Beğ (Atabekli) 159
Aslamaz-Khan, Kaplanişvili 164
Aslan (Romanya'da Kuman Beği) 98
Aslan Bebürişvili (Bebüri-oğlu, İber/Kartlili)
164
Aslanişivili, Soso (Aslanoğlu Yusuf) XX,
ışı, 162
Asolik, Taronlu (Kronikçi) XVII, 52, 58
Aspa(v)ruk (Esperik/Esperükh, 200 yılların-
da yunanca para kestiren İber/Kar-
tel'de Piteaşkh) 14, 214
Aşkenaz (Gomer oğlu) 204
Aşot/Şota 192
Aşut (1., Kars/Vanand Bagratlı Beği) 24
Aşut (IV., Anı-Bağratlıları'ndan) 56
Atabek, Fahir (Artvin-Atabekleri'nden Kor-
general) XXII
Atabek, Murat XXII
Atabek, Musa (Şavşet'li) XV
Atabek, Osman Server (Ahıska-Atabekle-
ri'nden) XII
Ata-Mirza bin Bostogan 164, 166
Atalay, Besim XVI
Atıl (Beç/e/ni'li papas) 207
Atik (Peçnili rahip) 39
Atilla (Avrupa-Hunları Hükümdarı) IX, 46,
214
Atraka/Atrak (Etrek, Kıpçaklar Khanı) 97,
100, 110, 112, 114-117, 121, 122, 129
Atsız, (H. Nihal) 26, 209, 213
Avak, Ak-Boğa, Yovani oğlu 147, 150
Avçı 217
Ayaz 98
Aydın, Abdullah 52, 159
Ay-Kağan (Oğuz-Kağan'ın babası) ı
Ay-Khan (Oğuz-Kağan'ın 2. oğlu) 7, 203,
205, 206
Azat-Musa (Barkal Dağları'nda yaylayıp,
1301 yılında 60 bin kişi akıncı çıkaran
Türkmenlerin başbuğu) ışı
Aziz-Grigor (Arşaklı/Partlı Prens Anak oğlu
ve Hıristiyanlığı 301 yılında Armenya/
Oğuz-Elleri'ne yaymağa başlayıp İlk-
Patrik/Katolikos olan “Surp”/Aziz ve
“Partev”/Partlı (lakaplı oOğuz-Velisi,
244
“Dede-Korkud”un şahsı; Türk Töre-
si'ne göre “Grigoyan-Mezhebi”nin ku-
TUCUSU) 43, 44, 214, 216
Azgır (Oğuz Boyu “Azgur/Yazgır”ın adaşı
kişi) 98
Azerk (Arsok, TI. Mitridat sayılan İber/Kar-
tel kıralı) 38
Aziz-Mesrop (Çenasdan/Türkistan'dan Ma-
mik-Konak Uruğu'nun getirdiği oyma
Türk-Yazısı'ndan, onbir harf ve bir
işareti alarak, 405 yıllarında 36 harfli
Mesrop/Ermeni (o Alfabesi'ni (yapan
Muş'lu Râhip, Vartan oğlu) 196, 215,
216
Azon, Yaredos/Gredos oğlu 21
Baadur (Bahadur, Atabekli) 160
Bab (Pap, Roma yardımıyla 370'te tahta ge-
çen Küçük-Arşaklı Kıralı) 10
Baba, Nüzhet 181
Babgen, Yotmus'lu (Katolikos, 490-515) 37
Bacanak (o (Paçanak) (o (Bayındur-Khan'ın
Küçük-Kardeşi ve Doğu-Ülkeleri Kaa-
immakaamı) 213
Bacon, R. 98
Baçman 97
Bagarat 111./Bagrat 58
Bag(a)rat IV 28, 59, 61, 63, 66, 67, 70-75
Bagrat, İmeret hakimi 155, 156
Bagrat Il, 162, 168
Bagrat V. 152
Bagul (Bagur)-oğlu Amiran 197
Bahadur, Korkore oğlu 155-157, 164
Bahram-Lam (Gürcü kaynağında Selçuklu
İbrahim Yınal) 61
Bakarat, Sembat oğlu 68
Balaban 98
Balaban, İzzeddin 142
Balak 98
Bana-şvili 164
Bang W. XIX, ş
Banı/Banu(-i)-Çiçek 40, 207
Barak 97
Barat'insky/Barataşvili 31
Barçım (Amir-Akhur) 165
Bardesan 41
DİZİN
Bardos 16
Barkan (Romanya Kıpçak Beği) 99
Barkhan 26
Barmakluğ-Çosun Billiğ 3, 4
Bars-Bek 25, 84, 98
Barsel/Parsekh Pahlavuni (Melikşah çağın-
da Anı Piskoposu, sonra Patriki olan
Akkoyunlu/Bayındırlı atalarından) 214
Barsgan, (Afrasyab'ın kardeşi) 34
Bartatua (Partatua, Saka Kıralı) 16, 194
Bartold W. XX, 25, 59, 70, 148
Bartom (Bartam) 198
Basar-Aba (Yener-Aba), Tok-Tomer oğlu
(Basarabya'ya adını veren Kumanlı
sülâle kurucusu) 98
Basil/Parstkh 200
Basil (11.) 28, 57-59, 77, 87
Bastı-Khan 97
Baschmakofi, Alexrandre 185, 201, 205
Başkord (Başkurt, Kuman Hanı) 100
Baştav, Şerif VİLI, XX, 38, 48
Bayındur-Khan (Büyük-Arşaklılar Timsâli)
212
Bayındur-Khan (Hz. Muhammedi rüyasın-
da gören) 209, 213
Bayazıd (11.) 156
Baybars (1.) 42, gı
Bay-Becan/Pay-Peçan-Beg 40, 196, 207
Bay-Bura(t) Bek oğlu Bamsı-Bayarak 196
Bayçu-Noyın 147, 148
Baydu ışı
Bayındır Tuman'işvili 165
Baykara, Tuncer 3
Bazuk (Bazok, Parzok) 38
Bebür/Bebüri 176
Beçan 176
Beg-Bars 97
Begüm Papa Bebür'i-şvili (Hanım) 164
Behram Çobın (Türk) sı, 97
Behram Gür (Sasanlı) 207, 218
Beka (1., Atabekli) 150-152, 164
Beka (I1., Atabekli) 153
Beka, Korkore oğlu (Atabekli) 148, 150
Bekmiş 97
Belâzuri XVII, 18, 24, 25, 42, 47, 51, 53,
87
Belcir 48
Beldüz/Beltüz 97, 109
DİZİN 245
Belisarius XIX
Belka-T(i)gin 97
Bene 99
Benek (Bonyak) 97
Berak 165
Berdi-Bek (Akkoyunlu/Pahlavuni Ataların-
dan) 207
Berdzenişvili, N.A. (Akademi Üyesi) XII,
XXI, 214
Berendey 98
Berezin 3, 8
Berke 42, 150
Berk-Yaruk (Selçuklu Sultanı) 106
Berkiş 98
Beşkem (Eristaw) 59
Beşken (Posof'ta Çak-Ağası) 113, 164
Beroz-Amad, Kamsar (Kalbaş) 45
Beyzâvi 11, 82
Bıyıklıoğlu, T. XXI
Bibars (Macaristan-Kıpçaklarından) 48, 99
Bilge Kağan 84-86
Bilik g8
Bizüm-Peygamber (Hz. Muhammed) 212,
213
Boço-Beğ (Kıpçaklı) 132, 145, 148
Boğaçık-Melik 11
Boğduz-Aman (Hz. Muhammed'e Elçi
gönderilen “Kürtler'in A'yânı”) 208,
209
Bolmaz 948
Bolsun 98
Boluş/ Poluç 97
Bonçak 48
Borçul 48
Borena (Boran) 71
Bostoğan 165, 166
Bozgaç 99
Böğdüz-Aman O (“Binğ-Bögdüzbaşları” oo ve
“Bıyığı Kanlu” kütüklü “Sahâbi”) 209
Bönek/Bonyak 107-104
Bulucan (Khazar Başbuğu) 213
Briere, M. 33
Brosset, M. XVI, XVII, XIX, XX, 17-20,
20, 30, 36, 38, 45, 48, 49, 52, 53, 58,
59, 61, 66-69, 71-78, 80, 102, 105, 111,
114-116, 118-122, 125-127, 130-133,
135, 136, 140, 142, 146, 148-152, 154
157, 160-167, 169, 170, 185, 197, 199
Buçuk 98
Buga-i Kebir (El-Şarâbi) go, 98
Bujğob (Bujğub) 79
Buka 9g
Buldur 48
Bulmaz 48
Bura (Bora) 98
Burdu-Khan i31
Burhaneddin, Anılı (Şâir, Bilgin) 126
Burslan, K. XVIL
Butam 176
Buzdugan (Bozdoğan) 48
Büyük-Arşak 198
Büyük-Nerses (Aziz-Grigor'un torunlarından
Patrik/Katolikos) 214
Büyük-Sahak (Aziz, Patrik, Partev) 216, 218
Büyük-Vahan (Mamıkonlu/ Karakoyunlu
Kahraman) 207
Büyük-Tiridat (Il., Arşaklı, Armenya/Yu-
karı-Eller'de o Hıristiyanlığı ilk defa
Devlet-Dini yapan) 39, 202, 215
— G —
Caferoğlu, Ahmet VII
Cak'el (Çak'lı) 148
Calasun (Oltu kuzeyinde Ortadoks Kıpçak-
lı) 165
Canaşvili, M.G. XX
Candar, Çavlı 124
Canı-Bek 153
Capner G. 40
Carason (Calasun),
Kıpçak) 165
Cassius, D. 198, 210
Cavakh/Çavak 192
Cavakhişvili 129
Cavid, Hüseyin 103
Cebe-Noyun 144
Celâleddin Mengü-Berti 143-148
Celâlizâde, Nişancı Mustafa Çelebi XVI,
162, 168
Cengiz-Khan 1, 13, 143
Chahnazarian XVII
Charbonneaux, |. 212
Chavannes 50
Gihanpelivan, Mehmed 130
Cikiya, $. XII, XV, 172, 174, 175
Peneskertli Ortodoks-
246
Cihanşah (Karakoyunlu) 154, 214
Clavijo (Semerkand'a varıp dönen İspanyol
Elçisi) 214
Coçı-Khan 13, 14
Courteille, P. XVI
Cuvanşer (Albanlar Beği) 48
Cumonnt 216
— Ç —
Çabak g8
Çabuk'a 165
Çaka-Beg 106
Çakan 48, 99
Çavlı 148
Çavuş'esku 169
Çege 98
Çenger-Aba 97, 109
Çerçi g8
Çıbuk (Çubuk) 98
Çigil-Tutuk 88
Çiyaber ı3ı
Çolak'asşvili 165
Çolpan 98
Çomak 99
Çormagon (Noyan, Cengizli) 213
Çura g8
Çurtan 98
Çutur (Çotur) 98
Çürçet Kağan 98
İc
Danişmend, İsmail Hâmi 31
Darius/Dareyoş (1.), (Akameneşli) 32, 188,
193, 215
David (1.), Topraksız 56, 68, 77, 103
David (11.), Kurucu 29, 100, 105, 113
David II. 105
David IV 105, 107, 110-122, 129, 135, 140
David V. 124
David Soslan 133, 134, 136, 142
Davud, Togrulşah 145, 146 *
Dede-Korkud (Selmâni-Farsi'nin Oğuzlar'a
“Şeykh” tayin ettiği zât) 213, 215
Dedis-İmedi (anlamı: “Anası'nın Umudu”,
Altun-Kale Melikesi, Debora) 160, 165,
173
De Lagard ış
DİZİN
Delü-Tondar (o (Dağıstan-Demürkapusu'nda
Taş-Oğuz Beği) 11
Demedre/Dimitri (Apkaz-Kartel Kıralı) 29,
121, 124
Demetre/ Demetriyus/Dimitri (Il, Kartel
Kıralı) 152
Demir, Nilay 217
Demna 29, 30, 130
Depegöz (Ateşetapan Sasanlı Fars timsali)
209
Derviş, Gilek (Gilanlı) 155
Dırug 36
Dib-Yavku Khan (Türkler'in Ulu-Atası,
olup Talas ile Karı-Sayram'da oturan
Olcay-Khan'ın oğlu) 4
Dilmaçoğlu 126
Dilmann (Tevrat tefsircisi) 15
Dimişki gi
Dimitri/Demna 130
Direg-Takavor (Direl-Beği) 200,201
Djanaşia, S. XII
Dobratıç/Dobruça 164
Doğrul, Ömer Riza XVI, XVII, 214
Dordar-Bek (Hz. Muhammed'e Elçi giden,
Şirvan-Derbend bölgesi Oğuz Beği) 209
Dondua, V.D. XXI
Dorman (Toraman) 48
Dowsett, C.J.F., 199
Drastamat (Düwin'de Arşaklı Saray Nazırı)
217
Dukas, Kayser 70
Dulaurier, Ed. XVII, XVII, 45, gi
Dulkadırlı Prensi Mehmed-Khan 162, 167,
168
Dumbadze, M.K. XXI
Dunlop, D.M. XX, şı
Durbez/ Dübeys, Sadak oğlu 117, 135
Durdzuk/Durdzuk'os (Decuk, Derdzuk, Ti-
nen/Tiret oğlu, Çeçenler'in ilk hüküm-
darı Kıpçaklı Beği) 11, 17, 18
Durgulel (Dogruel) 71, 75
Duvalı (İskender çağdaşı Abkhaz hâkimi)
101
—E-—
Ebübekir, (Azerbaycan-Atabeki) 135, i4i,
143
DİZİN 247
Ebi"l-Kasım (Salduklular'ın atası) 80, 139
Ebübekir, Şamlı 136
Ebübekir, Temürlü 153
Ebübekir, Tıhrani (Kaadi, Münşi) XVII,
213
Ebü-Dülef, Sakar-oğlu 64
Ebü-İshak İbrahim (Karahanlı Hakanı) 74
Ebulgazi, Bahadur Khan XVII, 1, 12-14
Ebulhasan, Sadrüddin *Ali XVII
Ebü'l-Usvâr 55, 60, 120, 121
Ebü-Sa'id Khan 152
Ebu-Yakub 79
Edhem, Halil (Eldem) 169
Egle)ros (Eger, Eger/Acar ülkesine ad veren
ulu-ata) 16, 23
Ehvad, Necmeddin 142, 143
El-Basan 70
El-Birüni 34, 204
El-Fârâbi 118
El-Gazi (Artuklu) 117, 135
Elikum/Eligum (Orbeliyanlı adı) 29, 130
El-İsbar (El-Basar), Mehmed 165, 176
Elize, Vardabed XVII, 25, 36, 40, 46, 47,
49, 53
El-“Umeri 99
Emirân 133-135
Emirmirân 140
Erel, Şerafeddin (Dağıstanlı) XX, 10, 40,
43, 86, 115
Eremya (Nebi) 31, 195, 204
Eren, Hasan XXITI, go
Ergin M. XVI, 27, 85, 86, 201
Erzen, Afif 185, 190
Evdokya 74
Ezekhya (Nebi) 195
Ezr/Esdras 64
li
Fadlu(n) 69, 71, 74-76, 121-123, 125
Fahreddir, Devletşah Dilmaçoğlu 125
Fahreddin Atabek XXII
Faik Beg, Şerif Beğ-zâde 155
Fâtih Sultan Mehmed 53, 213
Faustus, Bizanslı (Küçük-Arşaklı kronikçisi)
XVII, 39, 45, 51, 215, 217, 218
Fekete (Macarlı) XV
Feriberz oğlu, Feridün 146
Feridon (Apriton) 25
Feridün (Beg), Ahmed XVI
Firdevsi 25, 49
Fraat (Ferhat, 11., Büyük-Arşaklı) 210
Fraat/Ferhad (IV.,) Arşavir (Büyük-Arşaklı)
213
“ei ei
Gabain, von A. 23
Gagık-Abbas 58, 69, 120
Gagık (11.), Kaç, Aşut oğlu 57
Galanti, Avram 15
Ga-ug-gu/Gog (Saka Kıralı) 194, 195
Gegen (Peçenek Beği) 70
Gelovan 155
Georg 133
Gerdizi gı, 100
Gevond (Leonce) XVII, 58
Geykhatu ışı
Goç (Koç) bin Mukha 165
Gogar (Göker?) 194
Gogor'i-şvili Bejan 165
Golyat 48
Gomer (Nuh-Nebi oğlu Yafes/Yaphet'in
büyük oğlu, Kimmer) 15, 204
Gor (Goris kasabasına ad veren) 217
Gorige 68, 120
Gök-Alp-Khan (Bayındırlular Atası) 212
Gökalp, Ziya 203
Görgi 1. (Gurgen) 57-59, 68
Görgi Il., Anç-Abalı 58, 66, 75-78, 80, 105,
118
Görgi III. 22, 28-30, 123-128, 130, I3ı, 134
Görgi IV. 144
Görgi V. 152
Görgi VILL 154, 155
Görgi-Laşa 118, 142-144, 149
Görgi, Çkondidel 113-115
Gökyay, Orhan Şaik 53
Grigor, Bakuryan oğlu 68, 78
Grigor/Grigol 200
Grigori, Pahlavuni 61
Grigori 60
Grousset, Rene XX, 15, 3ı, 36-38, 44, 46,
47, 56-59, 65, 66, 6g, 136, 185, ig2,
198, 199, 203, 214, 215, 216
Guguşvili, A, XX, 79, 152, 155, 197
248
Guran-Dukht (Bagratlı IV. David'in Kıpçak-
lı Prensesi olan eşi) 58, 100, 107, 111,
114
Gurban 98
Gurgak Şalıka-şvili 165
Gurg-Aslan (Kurt-Aslan) 48, 49
Gurgen Tl. 56, 58, 68, 113
Gurk-Sar (Kurt-Başlı, İran kahramanı İsfen-
diyar'ın hasmı Türk) 49
Guzan (Kozan, Kalarçet Bölgesi Kıpçaklı
Beği), 132, 135
Günaltay, Şemseddin 34, 206, 210
Gülebi Beğ, Bektaş 159
Güntoğdu 117
Gürcü-Bacı (Falcı) 104
Gürç-Bek 153
Gukasyon (Lukasyan), V.L. 217, 218
—H-—
Hacı Ebümansur Argınşah 139, 140
Hâdi (Abbâsi Halifesi) 213
Hala Hanım 131, 134
Halil, Akkoyunlu 156
Hamam Beg (Amatunili/Hamadanlı âilesin-
den Rize'de Hemşen'e adını veren
Türkmen Beği) 199
Hammer 161
Hârün (Abbâsi Halifesi) 213
Hasan, Bayındırlı (Uzun) 154
Hasan (Pahlavuni) 214
Hasan, Kapucubaşı 168
Hasnâ-Hoca (Kırzıoğlu'nun şehide Anası),
IV
Haupmann, H. 1go
Hay'os 16
Haydar-Çelebi 161
Hayg-(Haylar'ın Uluatası) 23
Hekateos 188
Helena 59, 71
Hennong, W. 218
Herakliyus, Kayser 25, 64
Herodot XVII, 32, 34, 193, 196, 200, 201,
205, 215, 217
Her'os (Targamos'un 5. oğlu) 16, 23
Heyd, W. XXI, 154
Hinz, W. XXI, 155-157
Honigmann, N. Ernest XXI, 56, 58-60, 62-
65, 67, 69, 78, 87, 200
DİZİN
Hormuzd 18, 23, 38
Houdas, O, XIX
Hovhannes (VI., Katolikos) XVII, 24, 48
Hovhannes Sembat 57
Hüen-Çang 85, 88
Hülegü-Khan 148-150
Hüsameddin (Sürmeli Emiri) 144
Hüseynol, İ.A. XXI
Iskal/Sakal (Kıpçak adı) 97
Işıltan, Fikret VII, XXI, 200
Iz-Ay (Kutlu-Ay anlamında) 97
Ee
İası (Yasi/Ayaz?) Mengücik 79
İbn Cumâne 25
İbn Fadlan 10, 37, 97
İbn Khurdâdbeh 42
İbnü'l-Azrak XVII, 126-128
İbnü'l-Cevzi 70-73
İbnü'l-Esir XVII, 63, 64, 66, 67, 124, 126,
127, 140-143, 146
İbrahim 125
İbrahim, Ebu-İshak 74
İgdir (Oğuz-Khan oğlu Tengiz-Khan'ın
Ulu-oğlu) 13
İgor Svyatoslaviç 133
İlan (Yılan) 98
İldengiz, Atabek 30, 101, 124-128
İleken-Bek (Hz. İa-Dini'nde olan Akkoyun-
lu/Bayındurlu Atası) 213
İl-Etmiş Bilge (Moyunçur Kagan) 86
İnanç 125, 127
İnciciyan 46
İrenç/Erinç-Noyun 150
İsa-Börü 79
İsâ, Hz. (Peygamber) 73, 207, 209, 212, 213
İsfehani, İmadüddin XVII, 106, 124, 125
İsfendiyar Ruin-Ten, Viştasp oğlu 20, 49
İskender, Makedonyalı (Filip oğlu) 12, 15,
20, 21, 32, 33, 54, 82, 101, 102, Igi,
195,
İskenderoğlu, Reşid XVI, 170
İskender Paşa (Sarı, Erzurum Beğlerbeğisi)
XVI
DİZİN
İstvan G. 98
İt(İd/ Kutlu) 98
İtBarak Khan (Oğuz-Khan'ı yenen Atıl/
Volga boyları hâkimi) 12
İtoğlu 97
İdil/İdik/ Kutlu 98
İşpuini 189
İvane, Beka oğlu (Atabek) 153, 154
İvane, Sargiş oğlu 135, 136, 139, Işi, 142-
147, 150
İvane, Orpelyan 29, 30, 114, 120, 121, 124,
125, 130
İvani bin Ebü'l-Leys (Abuleth oğlu Yovane,
Apkaz ve Gürcü Başkumandanı) 123,
124
İyice, Semavi 75
İzzeddin Salduk 139
m ie
Josephe, Romalı 37
Justi, F. 34
—K-—
Kaç (Yiğity-Aşut 56, 57
Kadzılık-Koca (vezir) 200
Kafesoğlu, İbrahim VII, XXI, 55, 63, 69,
76-80,106, 112, 116, 146, 216
Kafşit/Kafşut (Kıpçak Boyu Cazıg Beği) 70
Kakhaber 115
Kakım 11
Kalaç (Khalaç) 3, 9
Kalan 99
Kalankaytlı (Kalankaytuklu), Moses XVIII,
44, 47750
Kalo-Yovannes, Komninoslu 154
Kambys (I1., Akameneşli) 204
Kam-Bura(t) Beg 40
Kâmyâr Kemâleddin 148
Kanduralı (Çıldır Kıpçaklı Beği Ugubo-Do-
lenci oğlu) 165
Kanduralı, veled-i Batır Arız 175, 176
Kangar/ Kenger 52
Kanğaluğ (Kanglı) 3
Kanğlı-Koca oğlu Kan-Turalı 165
Kanuni Sultan Süleyman XVI, 157, 158,
168-180
249
Kapagan 85
Kaplan 176
Kaplanişvili/ Kaplanoğlu 30, 31
Kapluç/Kapulç (Kıpçak Beği) 97, 108
Kara 98
Kara-Ahmet Paşa 168
Karaarslan Kavurd 142
Karaba 98
Kara-Budak-şvili 166
Karaca 499
Kara İmam (Karayman, Kara Teke) g8
Kara-Khan (Oğuz-Khan'ın babası) 4, 8-10
Kara-Kızıl 98
Kara-Konakoğlu Kara-Budak 11
Kara-Sülük 5
Kara-Sonkur 123, 124
Kara Şıt Yağı (Bulgar ve Başgurd hâkimi) 4
Kara Togan-Melik 11
Kara-Yusuf 153, 154
Karçıkhay (Karçıgay, Kıpçak adı) 166
Kardost (530 yıllarında Dağıstandaki Gre-
goryan-Hıristiyan Hunlar'a, İncil-Ter-
cümesi için Alfabe yapan, Albanlı Ra-
hip) 219
Karsak (Macaristan'da Beğ) 98, 99
Kartel'os/Kartlos (Kartvel/Gürcülerin Ulu-
Atası) 16, 17, 22-24, 192
Kaşgarlı, Mahmud XVIII, 4, 26, 31, 35, Sı,
79. 88-90, 93-95. 97-99, 137, 160, 166,
170, 194, 196, 202, 203, 205, 206, 216
Kata 56, 111
Katakalon 61
Katerina/ Despina Khatun 154
Kâtib-Çelebi XVIL, 27, 140, 192, 202
Katina, Mar Abas 23, 35, 47, 48, 52, 198
Katla-Buka (Kutlu-Boğa) 99
Katolikos/Katoğikos (L-G dönüşmesine mi-
sal) 200
Kavurd 71
Kawkas (Kafkas, Yales'in torunu Targa-
mos'un en küçük ve 8. oğlu olup, Ku-
zeybatı-Kalkas bölgesi halkının Ulu-
Atası) 17
Kaydur-Khan (Gök-Alp-Khan oğlu) 212
Kayıtmaz-şvili 166
Kay-Khosro (Şiyos/Siyavuş oğlu Keyaksar)
19,32, 34
Kay-Khosro, Atabek 160, 166, 169, 173
250
Kaynak, İsmail XXIII, 133
Kazan (Macaristan'da Beğ) 98
Kazan/Gazan Khan (İlkhanlı) 151
Kazan-Khan (o (Bayındur-Khan'ın © Veziri,
Küçük-Araşaklı/Arşakuni timsali) 212
Kâzım-Bek, Mirza XVI, 25
Kawtar 130
Kazmaz, Süleyman 202
Kedrenos 60
Kemalpaşazâde, Şemsüddin Ahmed XVI,
161, 162
Kemençe (Macaristan'da Beğ) 98
Keremüddin (Kars Emiri) 125
Keşfi 161
Keyaksar (Medyalı) 34
Key-Kapus/ Keykavus (Medyalı) 18, 19, 24
Keykâvus (Gurgan Emiri) 53
Key-Khusrev (11, Atabekli) 168, 169
Kılıç-Arslan (1) 106, 107
Kılıç-Arslan (11) 128
Kınık (Oğuz-Khanoğlu Tengiz-Khan'ın dört
oğlundan en küçüğü) 13
Kıpçak (Beg, Kıpcaklar'ın Ulu-Atası) 2, 3,
5, 12
Kıpçak-Melik (Şavkalı-Melik) 11, 12
Kırzıoğlu, M. Fahrettin IV, VI, XIN,
XXI, 11, 23,31, 36, 39, 67-70, 74, 92,
103, 122-124, 126, 128, 136, 137, 139,
140, 143, 146, 148, 153, 194, 204, 219
Kiki (Ahıska'da Kıpçak adı) 178
Kirakos, Genceli XVILI, 136, 144, 146, 148
Klaviyo (Clavijo) 140
Kleiss, W. 190
Kobrat (Bulgar Hanı) 214
Kobus (Anadolu'ya gelen ilk Kimmer Kıra-
lı) 201
Kobyak (Kıpçak başbuğu) 133
Koça 97
Kokola Karakhan bin Varaza bin Otar 165,
166, 173, 176
Kol-Bas 98
Komnena Anna 80
Komnenos, Aleksis 106, 107, 110, 141
Komnenos, Manuel 75, 128
Konak o (Çenasdan/Türkistan'dan (gelen
Türk Prensi, “Kara-Konak Bek”) 217
Konçak (Kıpçak başbuğu) 97, 133
Konduz 48
DİZİN
Kononov A.N, XVII, 13
Konstantin 1./Köstendil 153, 160
Konstantis, Alanlı 160
Konyalı İ.H. 157
Korkmaz (Melik sıfatlı, Kıpçak) 166
Korkore 149, 168, 169
Korkore 1., Beka oğlu Isı, 152
Korkore TI., İvane oğlu 154, 155
Korkore Tll., Ağ-Buğa oğlu 156, 157, 159-
161
Korkore IV., Kay Khosro oğlu 162
Kosis (Koç, Alban Kıralının kardeşi) 210,
211
Koşay, H. Zübeyr 216
Koşm (Arşaklı Prenses) 214
Koşu-Tutuk 85
Kovkas (Torkoma'nın 7. oğlu olup, Kafkas
adı bundan kalmıştır) 23
Kozan 132
Köbek/Kebek 97, 133
Kök (Gök)-Khan, (Oğuz-Khan'ın 4. oğlu) 2,
713
Köl-Bilge 86
Köl-Tigin 84, 85
Kör-Aşut, Bagratlı 58
Köten/Kotan 97, 108
Köycü, Hüseyin 103
Köymen, Mehmet A. XXI, 55, 63, 65, 69,
72, 75, 112, 116
Ksenofon (Ksenophon) XVII, 32, 33, 193,
195, 199, 200, 209
Kubad 1./Kavad 47
Kubad veled-i Khan-Arız 175
Kubasar/Kupasar (Kur-Basar/Ordu Salı-
Bozar anlamındaki adlı Kubasar Beg,
Kıpçaklı Başkumandan) 128, 130-132,
135
Kuc 22
Kuluyef E.A. XXI
Kuman 97-98, 109
Kumanduht/Kuman kızı 114
Kumandur 98
Kurat, Akdes Nimet VIlI, XII, XXI, 19,
20, 70, 79, 82, 89, gı, 97, 100, 105,
107-110, 112, 133, 146
Kurike 56, 146
Kurtu, Dilmaçlı, Togan Arslan oğlu 123
Kutalmış 60, 62
DİZİN 251
Kuteybe 25
Kutlug-Arslan/Kutlu-Arsğan 131, 132
Kutluğ Şah/Kutlu Buğa 149, 150, 166
Kutluk/İl-Teriş 87
Kün (Gün)-Khan (Oğuz-Khan'ın 1. Oğlu)
2,7, 13, 14
Küntoğdu (Tork/Uz Beği) 133
Küre 97, 108
Kürikel 1./Gurgen 68, 73, 76, 113, 144, 146
Kür-Khan 4
Küstâsek-Melik (o (Derbend/Demürkapunun
eski hâkimi) 212
Kütükoğlu, Bekir 5. XXI, 166
Küz-Khan 4
Kwirike 68
Kharaghan/Karahan 114
Khazar-Tarkhanı 48
Khorenli, Moses XVIII, XXII, 10, 23, 35-
39. 41-45. 48, 49, 52, 196, 198, 199,
209, 215
Khosrev, Keykâvus (Medyalı) 24, 25
Khosrov (Büyük, Arşaklı) 41
Khosrov Tl., Kotak 45, 215
Khosrov (III., Arşaklı) 36.
Khuddan (Oset/Alan Kıralı) ı3ı
Khumar Khatun 103
Khunci, Fazlulah bin Rüzbihan XVII
Khusrev Beğ (Atabekler'den Şavşad Sancak-
beği, Mehmed Beğ oğlu) 158
-—-)—
Laçın'a (Laçın, Kıpçak adı) 166
Lala-Mustafa Paşa 159, 173, 176
Lang, David M. XXI, 14, 56, g5, 118, 147,
149, 214, 218
Langlois, Victor XVI-XVILL, 25, 41, 44, 46,
47, 185, 196, 199, 202, 207, 213, 214,
216
Lari, Muslihiddin 10, 82
Lazar/Gazar 200
Lazar, Parpılı/Parbeli XVIN, 23, 37, 39, 40,
47, 4B, 52, 53, 219
Lekan (İlek/Lekzi/Lezgilerin uluatası) 17,
2
Leon tad 58
Lerubna (Süryani kronikçi) 214
Le Strang, Guy 214
Libarit, Dadyan 155
Libarit, Sumbat oğlu 130
Liparit, Orbelyanlı 28, 30, 59, 61, 74, 76,
77, 114, 120
Lugal, N. XVII, XX, 25
Lukas/Gukas 200
Luvarsap, Şermazan (Çabuk oğlu) 169
Lynch, H.F.B. XXI, 65, 122, 139
-— M -—
Macler, F. XVII, 25
Madova/ Maduva, (Bartatua oğlu) 34, 35,
201
Madyas, Protohyas (Saka Kıralı) 32, 34, 201
Mağalaşvili, G. 129, 140
Mahmud, Sultan 112, 116-118, i21
Mahmud bin Abdülmelik 158, 159
Mahmud Khan (Ahıska-Çıldır bölgesi Kıp-
çak Beğleri'nden Kokola Karakhan'ın,
islâmi adı) 165, 166, 173, 174, 177
Mamıkonlu Yuhan 149
Mansur 11., Ebü”l-Heyca 56, 73
Mansur Mehmed, Bektemir oğlu 141, 142
Manuça(h)r, Korkore oğlu (Atabek) 156,
157, 160, 165
Manuçahr, Kay-Khosro oğlu 176
Manuçahr 69, 70, 74, 118-120
Manvelişvili, A, XXI, 78, 105, 111, 129-131,
133, 135, 140, 142, IŞİ
Marcellinus, Ammian 195, 218
Margwart, J. XXI, 41,51, 65, 138, 193
Marr, N. 33, 70
Maryam (Bagratlı Kıral IV. Bagrat'ın anası)
59
Mata Beğ 165, 166
Mateos, Urfalı XVII, 57, 58, 60-62, 67-70,
75.91, 110, 118, 122, 126, 214
Mehmed (I11.), Selçuklu 124
Mehmed bin Abdülmennan 158, 159
Mehmed (11.), Fatih 154, 155, 157
Mehmed-Khan (Erzurum Beğlerbeğisi, Dul-
kadırlı)
Mehmed Paşa, Karaman (Konyaj)lı 157
Mekhitar, Anılı 22, 30
Melae, Pomponius 82
Melikişvili, G.A. XXI
Melikşah (Selçuklu) 25, 56, 62-66, 69, 75-
252
77,80,81, 106, 214
Melikşah 11. 106
Melikiset-Bekow, L.M. 190
Memne/ Memnis, Boçooğlu 145, 148
Menua (Urartu Kıralı) 189
Mervan 53
Mervezi 8g
Meryem/Meryem-Ana 73, 127, 156, 160
Mesek (Oğuz-Khan'ın atası) 194
Meskhia, Ş.A. XXI
Meskhitos/ M(e)tz(e)khet'os 24, 192
Mesleme 25
Mes'üd 112, 123, 124
Mes'üd (11.) sı
Mes'üdi XVIT, go, 199, 203
Meyer, Ed. 204
Meynard, B. XVI
Mezoplu, Tama 200
Mihran/ Meribanes/Mirian 43-45
Mikael, Patrik 131
Miller, V.F.X
Minorsky, V. XVILXIX, XXI, 37, 40, $5ı,
56, 67, 82, 89, go, 93, 118, 122, 123,
126-128, 137, 157
Mirdat (V.), (Mihridat, İber Kıralı) 48
Mitridat Evpator (VI. Pont Kıralı) 206, 210
Mirza-Ali Beğ (Dulkadırlı) 176
Mirza Bala 125, 157
Mirza-Çabuk (Atabekli) 160, 161, 164
Mitridat (1. Arşaklı) 35
Mitridat (11., Büyük, X. Arşak) 35, 38, 198
Mkhargrdzelidze (Koluuzunoğlu) 135
Monomakh (V.) 110
Monomakh, Vladimir 100, 108-110, 112
Monomakhos, Konstantin 60, 108
Mordmann 219
Mposes,Dasxurançi 199, 218
Movakan/Movkan (Mugan'a ad veren Ulu-
ata) 16, 23
Moyunçur-Kağan 83, 86
Mstislav, İ. 109
Mubarekşâh, Mervezi 51, 205
Muhammed Hz. (Peygamber) 207, 208,
209, 213
Muhammed (Atabekli El-Basar) 165
Mukaddesi 196
Murad (ITI., Osmanlı Sultanı) 173
Murad Beğ (Livana Sancakbeği) 168
DİZİN
Murgullu Mehmed Ali 52
Musa, Atabek 159
Musa, Eşref 143, 144
Müğisiddin Toğrulşah 139
Müneccimbaşı, Ahmed-Dede XIX, 10, 56,
69, 82, 149, 155, 156
Münşi, İskender-Bek 93
Müstarşid 112
sl İn
Nabu-Khodonosor 20
Narınç Khatun 124
Narin-David 149, 164
Nebrot (Na-Mürd/ölmez anlamında, Nem-
rud) 17, 18
Nef'i (Ömer, Şâir) 176
Nemeth 193
Nemrüd İbn Ken'ân (Ardahan'da) 74
Neron (Arşaklı 1. Tiridat'a Taç-Giydiren
Romalı) 212
Nerses (Büyük, Aziz, Partev/Arşaklı Aziz-
Grigor neslinden, Patrik) 216
Nesevi, Şihabüddin Mehmed XIX, 146, 147
Nizâmi, Genceli 100-102
Nizâmülmülk 62-65, 73, 81
Nöldeke 207
Nuh-Nebi 3, 1gı, 194, 203
Nur, Riza XVII, 14
(A) Nüşirvân 10, 11, 42, 82
Nusratüddin Ebubekir 133, 134
Nusratüddin 101
Nüveyri gı!
faz in
Odzrkh'os 192
Oğuz-Han (“Ümerâyı Ekrâd”ın başı) 208
Oğuz-Kağan 1,2, 5-10, 12-14
Oğuz-Khan (Oğuz) IX, 1, 4, 6-10, 13, 14,
33, 82, 194, 207
Ohannes (VI. Katolikos) 204
Olaş oğlu Salvur Kazan Khan 11
Olcay-Khan (Nuh-Nebi oğlu Yafes'in türkçe
lakabı) 3, 4
Ol-Demir (Al-Temür) 98
Oleg 108
Orda g8
Ordu-Bas (Ordu-Yen anlamında, Romanya
da Kıpçak Beği adı) 98
DİZİN 253
Or-Khan 4
Orkhan (1245 yılında Erzincan-Bayburt
Türkmanları Beği) 149
Orkun, Hüseyin Namık XVI, XV, 8, og,
85, 86, 88
Oroes'es/Oroiz'es (Orus, Albanlar Kıralı)
194, 210, 211
Ortul (Toğrulşah) 145
Oruz (“Gürcü Beğleri” Elçisi) 177
Oruz-Koca (Afrasyab-oğlu) 211
Os-Bakatar (Os-Bagatır) 48
Osman (Bayburtlu Za'im, Müellif) 26, 213
Osuluk (Ozuluk) 97, 108
Otar, Şalıkoğlu (Kıpçaklı) 96, 165-167, 176
Otrok (Atrak) 112
A
Ögel, Bahaeddin X
Ömer, Emiremirân 135
Ömer, İspir zaimi 176
Örs, H. XVI, XVI
Ötemiş 98
Özbek, Müzafereddin 135, 143, 145
Özden, Mustafa XXII
Özder M. Âdil 52, 159, 173
Özkan (Melaşvili), Ahmet XII, XXII, 49,
129, 130
Me
Paason, H. 205
Paflagon Mikhael IV., Kayser 75
Pahlavan-Bek (Uzun-Hasanın 5. arka atası)
213
Pahlav-Uni, Vahram (Grigoryan-Hıristiyan
Akkoyunlulardan Başkumandan) 60,
65
Palak (Kırımda Skyt Kıralı) 206
Panaretos, Mikhael ısı
Panaskertel, Carason (Calasun) 164
Pankras (Anı Bizans Valisi Bakrad) 68
Pap (Küçük-Arşaklı Kıralı) 218
Papa-Sargiş (Kıpçaklı) 148-150
Parnawas / Parnovas (İlk Kartel Kıralı) 22,
24, 28
Partatua (bak. Bartatua, Saka Kıralı) 201
Partos (Bardalılar'ın Ulu-Atası) 23
Paşang (Afrasyab'ın Babası) 34
Patkanof, K.P. (Patkanyan) XVII, 25, 42,
198, 210, 218, 219
Pavlos/Boğos 200
Payandur (Kıpçak adı) g8
Peçuyi, İbrahim XIX, 162
Pekay (Atabekli Beka) ısı
Pel 46
Perviz (Sasanlı) 46
Petros, Katolikos 57
Photios 194
Piruz/Firuz Bakht 152
Plinius, Secundus XIX, 32, 33, 36, 47, SI,
52,82, 195, 199, 205, 206, 209
Plutarkhos 210, 211
Pompeus 194, 210
Porfirogenet 79
Prokopius XIX, 41, 193, 199
Protothyas (bak. Partatua) 201
Prudhomme, M.E XVII
Ptolemeus (Coğrafya yazan) XIX, 39, 40,
41,51, 53, 197, 205
Ptolemeus (11., Mısır Kıralı) 15
Purtel/Pürtel (Orbelyanlı adı) 29
sie
Radloff, W. XX, 85, 87, 88
Rasonyi, L. XXII, 48, 79, 86, 89-92, 97, 98,
100, 107-110
Rasovsky gı
Recep Paşa 31
Resulzâde Mehmed Emin 101
Reşideddin, Fazlullâh XIX, 3, 8, 78, o,
203
Rhadamist (İberli Vâli) 211, 212
Rifat (Gomer oğlu) 204
Romanos (IlI.), Argyros, Kayser 59, 71
Romanos (IV.), Diyogenes 74, 75
Roth, R. 34
Rumiantzol 1g
Rumlu, Hasan-Beg XIX
Rusa (1) 1go
Rustam (Türk oğlu) 34
Rusudan 118, 131, 134, 144-147, 149
aş kir
Sadık (Binbaşı) 115
Sadun Manka-Berdeli (Mengü-Berdili) 149,
150
254
Sahak, Bagratlı 36
Saint-Martin M.J. XVIL-XIX, XXII, 22-25,
27, 29, 30, 36, 39, 42, 45, 65, 67-69,
73, 123, 130, 139, Işi, 198
Saklap 2
Salar (Şirvanşah) 72, 75
Salcı, Vahid Lütfi 8
Salduk II., İzeddin 125
Salmanasar (1.) 188
Samuel, Anılı XIX, 65, 120, 122, 123, 125-
127
Sançar (Selçuklu Sultanı) 112, 116, 122, 127
Sandalgian, Joseph XXII, 38-40, 188
Santuz 97
Sapor, Ardaşir oğlu 44
Saraçoğlu, Hüseyin 52, 202
Sardur (1.) 189
Sardur (11.) 189, 1go
Sarfh)ang, Emir 77
Sargis 125, 142, 147, 149, 150
Sargis 11., Beka oğlu ışı, 152
Sargiş, Zakarya oğlu 132, 150
Sarı (Pahlavuni) 214
Sarı İskender Paşa XVI, 169
Satinig (Alan Prensesi) 39
Satmaz 48
Sav-Tekin 72, 76, 77
Savuk (Sebük / Sevük) 97
Sawalth (Vsevolod) 133, 134
Sbandarad (370 yılında akıncı Lekler Kıralı
Şerkir'i öldüren Kamsarakan Beği) 10
Seâlibi 49
Sebeos, Rahip (Kronikçi) 25, 64, 194
Seddon, C.N, XIX
Sefer Beg (Atabek) 176
Selim (1) XVI, 161
Selmân, Bâhili 25, 169
Selmâni-Farsi (Hz. Muhammed'in Oğuz-
lar'a İslâmı öğretmek için gönderdiği
Büyük-Sahâbi) 213
Sembad 29, 121, 125
Senekerim Hovhannes 56
Sent-Laslo 1068
Sevim, Ali VİL, XIX, XXII, 106, 118
Sevinç Khan (Terek boyunda
hükümdarı) 97, 133, 134
Seyidof, Mir-Ali 217, 218
Sırçan 97
Kıpçak
DİZİN
Sibt İbnü'l-Cevzi XIX
Sibüçi (Kutlu-Buğa oğlu, Kıpçaklı) 166
Sili-Khatun (Kıpçaklı) 166
Simon 120
Sinan 99
Sinan, Şalva oğlu 46
Siyavuş 19, 34
Skylax (Karadeniz kıyıları gezisini M.Ö.
508'de yazan Yunanlı) 185, 205
Skylur (Kırım'da Skyt Kıralı) 206
Smith, G. 195
Solag'asşvili (Solakoğlu) 166
Songul'i-dze (Songurzâde) 167
Songur-Bek (Akkoyunlu/Pahlavuni ataların-
dan) 207, 213
Sonkur, İnanç Bek 124
Sökmen (1I.) 124-126, 128, 130
Spandiyat-Ruali, Vaşta(s)b 20
Stalin VIN
Stepanos, Orbelyan(lı) XIX, 22, 23, 27, 36,
48, 61, 62, I21, 123, 130, 130, 139,
140
Strabon, Amasyalı XIX, 32-34, 36, 39, 61,
62, 121, 123, 130, 139, 140, 193, 196,
199, 201, 206, 207, 210
Streck, M. 45, 208
Sturluson, 5. 98
Subaşı 9g
Sultan Hamid (11) 203
Sumbatzade E.S, XXI
Su(n)kur (Kıpçak erkek adı) 97
Surhab/Surhako 41, 199
Sübidey/Subutay-Bahadur 143, 144
Süleyman (Kanuni) 159
Süleymanşah, Kutalmış oğlu 105, 124, 125
Süleymanşah, Rükneddin Il. 139
Sümer, Faruk XVII, XXII, 3, 55, 82, 83,
89, gı, 123, 125, 140, 154, 156
Sümmüni (Narmanlı Âşık) 169
Svyatopolk 108, 110
Swinç (bak. Sevinç Khan) 132
—.—
Şahanşah (I., Anı Hıristiyan Atabegi) 147,
150
Şahenşah Sultan (Anı Şeddâlı Emiri) 125,
127, 128
Şahi-Ermen (Sökmen) 124, 125
DİZİN
Şah İsmail 162
Şahpur 1. 43, 44
Şahpur Il 44, 45, 47
Şah Tahmasb 162, 165, 166, 168, 169
Şalıka-şvili Otar 165
Şalva, Tor'lu, Ahıskalı 135, 139, 142, 145,
149
Şalwa, Beka oğlu ısı
Şami, Nizâmüddin XX, g0, 152, 153
Şapur (ITI., Sasanlı) 207
Şara (Arasd/Erasd oğlu) 199
Şaru (Saru) Khan (Kafkaslar kuzeyindeki
Kıpçak hükümdarı) 97, 100, 108-110,
112
Şarvaşidze (Şervanşahzade) Badiya 154, 155
Şavkalı-Melik (Kıpçak-Melik) in 197
Şavur 53, 60, 62, 71
Şavur, Ap-Usvar 55, 69, 71
Şavur bin Ebu'l-Feth 1. Fadil bin Mehmed
bin Şeddâd bin Kurtak 56, 72
Şavur Ebu'l-Usvar 71
Şehzade Bayazıd 157
Şehzade Yavuz 161
Şemseddin İldengiz 101
Şerefeddin 144
Şerefeddin Afşar 160
Şerefülmülk 145, 146
Şerkir (370 yılında akına gelmişken, Ağrı
dağı çevresinde öldürülen Lekler/Lek-
ziler Kıralı) 10
Şermezan 165
Şeyh Hasan 152
Şeyh Şamil (Dağıstan Avarları'ndan büyük
mücâhid) 31, 50
Şihabeddin 144
Şişman (Kıpçak adı) 99
Şiyoş (Siyavuş) 19
Şu (Eski Türk Hakanı) 202
Şücaüddin Süleymanşah 159
dr Fi
Taberi, Ebü-Cafer Muhammed XX, 34
Tabın, İd-Aba (Kür boyundan Kıpçak Begi)
146
Tagudar, Ahmed 150
Tağ (Oğuz-Khan'ın 5. oğlu) 13
Tahmasp 53
255
Taka, Panaskertli ısı
Tamar, Bagratlı Kıraliçe 30, 102, 111, 113,
118, 119, 122, 129, 131-135, 130-143,
148, 165
Tamar Dedopal 136
Tamta 143
Tapar, Mehmed 106, 110, 112, 124
Tardicu XIX
Targam'os (Karadeniz ile Hazar Denizi ara-
sındaki “Targamoslu” denilen Sekiz
Kavmin uluatası Torkom, Tevrat'ta
Togarma denilen Ulu-Ata) 15, 16
Tarsuk-Aba 97
Tarşiş 16
Tatar 99
Tatul, Vanantlı 36
Tavlı 97
Tay-Bilge Tutuk 86, 87
Taylu, Gazi Danişmendlü 78
Taz 97
Tawgaç, Ulug-Buğra Hasan Khan 25, 26
Tebrizi, Kesrevi A. XXII, 122, 123, 125-127
Temir, Ahmed XXII, 34, 87
Temirtaş 99
Temiş 49
Temür (-Bek, Türk cihangiri) 11, go, 140,
51, 153, 163, 219
Temür, Akkoyunlu başbuğ 155
Temür El-Hâcib 67
Temür-Kutlu (Çıldır ve Ahılkelek kesimi
Kıpçak Beği) 166, 167, 176
Tengiz-Khan (Oğuz-Khan'ın 6. oğlu) 13
Teodor 110, 140
Tepresin 98, 99
Terter-Aba 97
Tevdos 11./Teodos (Apkaz Kıralı) 58
Tezcan, Semih 23
Theopthanes de Byzance 194
Tırkaş 124
Tigran (Büyük, Artaksiyaslı) 198
Tigran (Genç, Artaksiyaslı) 210
Tiran/Tigran (Arşaklı Kıralı) 44
Tiridat (1. Arşaklı) 211, 212
Tiridat (Büyük, III. Arşaklı) 38, 43-46
Tobuk (Tobug/Tobılı) 99
Togan (Akkoyunlu Atalarından) 207
Togan (Macaristan Kıpçaklarından) 99
Togan Aslan, Dilmaçoğlu 117, 123
256
Togan, Nazmiye 88
Togan, A. Zeki Velidi XIX, XXII, XXIII,
3, 8, 10, 12, 19, 31-34, 37, 40-42, 49,
51, 53. 54. 71, 73. 76. 79, 81-83, 88-
92, 97, 98, 1ol, 105, 139, 148, 185,
ıgo, Igı, 193, 196, 200, 203-205, 209,
211
Togar(Torag) 15
Togarma (Gomer oğlu, Tevrat'ta Türk ırkı-
nın uluatası) 15, 204
Togay (Tortum Kalesi Müslüman Hâkimi)
153
Togrul (Kıpçak Beği) 99
Togrul (I., Irak-Selçuklu Sultanı 112, 117,
123, 124
Toğrul Beğ (İlk Selçuklu Sultanı) 61, 62,
69, 112,117, 123, 124
Toğrulşah 140-142, 145, 146, 148
Tok 9g
Tokmak, Muhammedi 176
Tokman 99
Toks-Aba 99
Tol-Aba gg
Tolun 98
Toman (Duman) 48
Tomas, Ardzerunili 203
Tonguz 99
Tork (M.Ölleri, Elâziz-Tunceli kesiminde,
Ankel Hanedanı atası olan devyapılı
Türk) 201, 209
Torkom 15, 23
Torsuk (Tulum) 48
Toruntay 99
Tömürdü-Kağul 2
Tugur/Tugor Kan 97, 108, 109
Tuğ-Tekin 63
Tukulti-Ninurta 188
Tula-şvili 167
Tumanis-şvili, Bayındur 164
Tumanofi (Tumanidze) Kiril Leon 31
Tuna, Osman Nedim igı
Tunga (Tünge)-Alp 34
Tunga-Tekin 35
Turak Beğ (Peçenekli) 70
Turalı (Kan-Turalı, Akkoyunlu) 213
Turan, Osman XXIII, 55, 61-63, 65, 69-71,
73-76, 79, 82, 89, 97, 106, 107, 110,
112, 114, 116, 118, 119, 125-128, 140,
143
DİZİN
Turgal, Hasan F. XIX, 149
Turmuş-Khan (Gök-Alp oğlu) 212
Turmuş-Khan, Varaza oğlu 176
Turunday 47
Tut-Tarkan 9g
Tutuş 106
Türkman, İskender Beg XX
Türkman Tuman (“Sürmelü-Hidârı”
mi) 152
hâki-
İli
Ugan, Zakir K. XVII, XX, 34
Ugubo-Dolenç (Dölenç, Çavakhet Beğle-
ri'nden) 165
Ulan 99
Ulug-David (Kutayıs Bagratlı Kıralı) 149
Uluğ Ordubek 2
Ulos (Rubos, Robos, Urban'os) 18
Uphl'os 192
Urben TI., Papa 106
Urnayr 47
Urum Kağan 2
Uruz (Rus-Fin) Beg 2
Utudjian, Ed. XXINI, 40, 65, 136
Uzun 99
Uzun-Hasan (Akkoyunlu)
207, 213, 214
1547157, 170,
İğ
Ülküsal, M. 164
me ii
Vakhtang (Bagratlı Kartel Kıralı) 154
Vakhtang (1., Sasanlı/Khosrov sülâlesi'nden
İber/Kartel Kıralı, Gurg-Aslan lakaplı)
48, 49, 52
Vakhtang (1., İmeret/Kutayıs Kıralı) 166
Vakhtang (Bagratlı IV. David'in oğlu) 115
Vakhuşti 19
Val-Arşak (M.Ö. Tl. yüzyılda İlk Armenya
Kıralı Arşaklı) 35, 36, 198
Valarş (Arşaklı 1. ve TI.) 41, 43, 45, 46, 52
Varaz-Bakur (Bag-Pur/Göğün oğlu Varaz)
67, 202
DİZİN 257
Vardan, Müverrih XX, XXII, 49, 69, 118,
120-124, 126, 127, 130, 139, 141-143,
146, 148
Vartan* (Aziz-Mesrop'un babası) 216
Vary, Hermann 216
Vasak, Kent-Unili 24
Vasak (Pahlavuni) 214
Veheb bin Münebbih 204
Venaseb/ Venasepo 41, 199
Veren 54
Veren, Vanantlı 37
Vologas (1. Valarş, XXII, Arşak) 211
Vurg (Dağıstan'da Lepinler Kıralı'nın kar-
deşi) 47
LE
Yafes (Nuh-Nebi oğlu) 3, 15, 16, ıgı, 194,
203
Yaganak (Yaganlar) 201
Yahya Dede Paşa oğlu Ali Munis Atabek
XXI
Yakubovskiy, A.Y. XXII, 156, 157, 159,
160
Yakub, Uzun-Hasan oğlu, Sultan XVI,
156-160
Yakut (Hamavi) 25
Yakutı (Selçuklu Sultanı Alp-Arslan'ın kar-
deşi) 64
Yalmag”i-şvili (Yarmakoğlu David) 167
Yangorta 98
Yası Parı/Iparlı 78, 79
Yasites Mikhae! 60
Yavuz 163
Yazı Beğ 79
Yet-Aba gı
Yezdi, Ş. 152
Yıldız/Yultuz-Khan (Oğuz-Khan'ın 3. oğlu)
2, 203
Yınal, İbrahim 61, 72
Yınanç, Mükrimin Halil XXIII, 56, 64, 65,
69, 72, 74-77, 79-81, 106, 127, 128,
146, 154, 157
Yosebit Beg (Atabekli, Mehmed Beg) 159,
176
Yoşı-Khoca 5
Yovane 74, 76, 77, 114, 120, 123, 146
Yovane, Orbelyanlı 110, 114, 127
Yovane, Msakhurlarbaşı ı3ı
Yurguçı 98
Yuri 1. (Eliuzun) 109
Yuri, Konçak oğlu 144, 146
Yusuf bin Harun (Khazar Kaganı) igı, 195
Yusuf, Dukharlı 54
Yusuf, Hâshâcib 25, 37
pa şa
Zakarya (Zakare), Sargis oğlu 135, 136,
139, 140, 141, 143
Zakhariya (Belâgatçı, Süryani) 49, 219
Zavakh (11. yüzyıl İber/Kartel Pitiaşkh”ı) 14
Zeki, Muvahhid 155, 206
Zemb(ö)ri, Şalıka-şvili 167
Zengi, Atabek 126
Zenob, Klaglı 43, 44
Zerdüşt 33
Zülkarneyn (Makedonyalı İskender) 202,
204
—W—
Waram Gagel/Gaglı Wahram (Gürcü Beh-
ram) 147
Wardan i3i
Wirşel, Şurdiyas oğlu 152
— X pa
Xetagorov 3
* Varlan adı da, Arşak gibi türkçedir. 713 te İslâmlar Buhara'ya geldiklerinde, buranın
Türk hâkimi “Vardan” idi. Muş-Ahlat kesiminden Grigoryan Mamıkonluların Bergama
bölgesine sürgün olarak yerleştirilen kolundan Ortodokslaşan Wardan/Bardanes'in Bizans Baş-
kumandanı iken 803 yılında Kayser olunca, resmen “Turkos” (Türk) diye anılması, çok
mühimdir.
F.77
C — DEVLET-MİLLET-KAVİM-BOY-HANEDAN/SÜLÂLE-DÜZEN
VE TÖRE ADLARI
— A pa
Abar (Avar)lar (Dağıstan'da) 50 Ançaba (Anç-Aba oğlu, Anç-Aba-dze/Anç-
Abazalar XX, 59 oğlu âilesi, Apkaz'da Kıral Hanedanı)
Abbaslı (Abbâsi) go, 112, 115 58, 92
Abdal (Kafkaslar kuzeyinde) 50 Anç-oğlu (Kıpçak boyu) 92
Abşar (Afşar, bak. Apşar) 201 Anı-Bagratlıları 56, 62, 64, 65, 69, 214
Acar, 113, 167 Anı Kırallığı 56, 57, 60
“Acemler (İranlılar) 34 Anı-Şeddâdlıları 69, 136, 139, 170
Adak-Kurbanı “Madag” 215 Anı-Thema'sı 62
Ağaçeri 10, 217 Ankara Hükümeti XII
Agathir 217 Ankel Hanedanı 200, 209
Ağuvan'k (Albanlar) Kırallığı 44, 56, 68 Aorsi/ Avorsiler (bak. Roş) 204
Ak-Khazar/Ak-Khazır 217 Aparn (Parn) 195
Aluvan (Ağuvan)lar 199
Ahıska-Ahılkelek Muhâcirleri 102, 181
Akaçeri (Agaçeri, Akaçir/Yıgaç-Er) IX, o,
10, 48, 217
Akhamenli/ Akameneşli 188, 193, 204
Akatlar 187
Ak-Kıpçaklar (Doneç boyunda) gı
Akkoyunlular XVII, XVİN, 54, 77, 79, 9l,
113, 154-157, 159, 161-163, 167, 169,
170, 193, 213
Akuk 47
Alan(Asj)lar 1, 18, 37-40, 54, 70-72, 83, 86,
90, 110, 114, 134, 144, 147
Alarodyalılar 32, 193
Alayontlu 13
Albanlar (Albanyalılar/Ağuvanlar) 24, 32,
44, 46, 47, 66, 194, 200, 210, 211, 218,
219
Alman VI!
Altı-Çöp 51, 163, 197
Altınordulu 95, 149
Altı-Urug (Uygur, Kanklı, Kıpçak, Kalaç,
Karluk, Oğuz/Türkman) ı
Aluvank 44
Amatunili (Hamadanlı/Hemşenlilerin atala-
rı Elbeğleri) 199
Amazonlar (Savaşçı Kimmer ve Sakalı Ka-
dınlar) 201, 210, 211
Apkaz(lar) 38, 58, 59, 61, 63, 66, 67, 70-76,
78, 80, gı, 102, 105, 107, 110, 112,
113, 118, 119, 123, 124, 120, 130, 134,
143, 144, 147
Apkaz Bagratlı Kırallığı 105-107
Apkaz-Kartli Kırallığı 59, 71
Apkazya 80
Apsar/Apşar (Alşar/Hopa'da) 201, 203, 206
Arami 6, 14
Aran Türkmanları 128
Arapflar) 19, 24, 25, 42, 51, 56, 58, 82, 117,
, 135, 194,215
Ardanuç Bagratlıları 58
Argınlar/Argın-Türkmeni 196
Argippae/ Argimpae (Argın-Bay) 196
Argu (Aragwi) 93, 192
Argun 96, 134
Argu-Türkleri 196
Armenya 10, 16, 23, 35, 37-39. 41, 43-45,
47, 68, 73
Armenyalılar 20, 38, 44, 46, 47
Arpalu 137
Arşaklılar (Arsakid/Partlılar) 14, 35, 36, 38-
40, 43-45. 47, 51-53, 189, 194, 195,
198, 200, 202, 204, 209-211, 214-216,
218
Artaksiyaslılar 148
Artuklular 105, 117, 125, 135
DİZİN
Artvin-Yusufeli Atabekleri XXII
Aryani 54
AS(Az) g2
Ashâb-i Serir (“Taht-Sahipleri” anlamında,
Dağıstan'da Koruk ve Avar kavimleri)
10
Askur (Yazgır) 197, 203, 206
Askuros/ Azkur/ Azgur (Yazgır) 205
Askel 88
Asur/Asurlular 17, 20, 31, 34, 188, 189,
194, 204
Asurlu/Süryani 209
Asya Hunları IX
Asyanik/ Asianigue Irk 187, 188
Aşkenaz (Saka/Skyt) 31, 204
Aşkenaz Irkı 204
Aşguza/ Aşkuzali) 16, 31, 34, 204
Aşoş/ Asoçlar 87
Atabek Koluuzunoğulları (Anı'da) 136
Atabekler-Yurdu/Sa-Atabago VIII, X, XVI,
XX, 161, 162, 163, 164, 166, 167, 174,
180
Atatürk Üniversitesi 216
Atropaten 35
Avarlar 10, 11, 40, 50
Avhar (Avar, Dağıstan'da) go
Avlak (Eflak) 12
Avrupa-Hunları 214
Avusturya Almanları 8g
Avors (Sarmat boyu) 39
Avorsi 40
Awşar (Avşar) 197, 201, 206
Azlar 83-85, g2
Az-budun 83
Azerbaycanlılar 103
Azkel (Çi-kie/Çikil/Çigil) 85
Azman 92
Azerbaycan Atabekleri 22, 30, 101, 133, 143
Babırakan (Babırgil) 125, 132
Bacınaglar (Peçenekler) gı
Baçan/Paçan/Peçen (Peçenek) 208
Bagratlılar 14, 22, 24, 28, 29, 56-58, 6o, 67-
69, 71, 72, 105, 107, 113, 116, 118,
122, 123, 125, 136, 145, 150, 154, 155,
158, 162
259
Bagrasık/ Bayarsık/Barsel'ik/Barselt (Dağıs-
tan'da) 50
Balasagun/Balasakan (Kupçak uruğu) IX
Balkar-Karaçaylar go
Barâdzâ (Khazarların komşusu bir kavim)
37
Bar (Kıpçak boyu) 92
Barak (Kıpçak boyu bak. İt-Barak/Kıl-
Barak) 92, 162
Baraç 42
Barbar (Yunanlı ve Romalı olmayan) 210
Baratlı, Baratyan 154, 160
Bar'ın 19
Barsel (Barsıl'k, Barsıl, Borçalı) IX, 1, 35,
41-46, 50,81, 217
Barsula, Barsulaoi, Barsulia 42
Başgırt, Başgurt, Başkırt, Başkurt IX, 12,
13,33: 37, 49, 89, 93, 136
Batı-Hunları 204
Batı-Kıpçakları 8
Batı-Köktürkleri 83, 88
Batum-Acara Müslümanları 103, 167
Bayandur (Kimek Boyu) 99
Bayarsık/ Bagrasık 50
Bayburt-Akkoyunluları 26
Baydar 138
Bayındır(lu) 13, 99, 216
Beçene 13, 92, 159
Beçenek 203, 207
Bektili 206
Berendi 92, 98, 129, 133
Berenli g2
Bergü (Kıpçak boyu) gı
Bızal/Byzar 195, 205
Bizans 55-57, 6o, 63, 64, 68-71, 73-76, 78,
80, 83, go, gı, 106-108, 110, tir, 128,
189, 199
Blak/Vlak/Ulag/ Eflak 86
Bizanslılar 55-63, 70, 71, 74, 78, 85, 88, gı,
110, 13i
Bogduz/Bögdüz 13, 203, 207
Bokht/Bokhti/Bokhtân (Bokhtlar), Bogd'uz
(Bogd'lar) 208, 204
Borcan (Boroç, Boruç, Borçalı, Borusk, Bor-
sul, Borşaliye) 41, 42, 68, gı, 98
Borçaklar 199, 217
Borlu/Borlug (Kıpçak boyu) 92,
Boruçoğlu (Borçalı, Kıpçak boyu) gi
260
Boun-Turc/Le Turc autochtone 33
Boyerler 98
Boynaklar 93, 97
Bozdoğan g2
Bozok (Bozuk) 7, 15, 79
Böke g2
Bukhtâyya (Bokhtiler) 208
Bulaklar (Kıpçak Boyu, bak. Kara-Bulak,
Blak/Vlak/ Eflak) XI, 88, 89, 138
Bulgar(lar) IX, 1, 19, 35-37, 41, 42, 47, 50,
52, 54,61,81, 94, 96, 193, 196, 217
Bulgaristan 14, 79
Bukh'ık/Bulkh'ık 42
Bun-Turkiler (Otokton-Türkler) 16, 20, 21,
33, 82, ıgı, 209
Burgar (Karaçay/ Balkar) 50
Burtaslar 193
Büyük-Arşaklılar/ Partlar Hanedanı 200, 212
Büyük-Selçuklular İmparatorluğu 105-107,
116
—C-—
Cabgu/Yabgu 217
Caferoğulları Emirliği 56, 67, 71, 73
Galayırlı 95, 152
Cavak/Çavak 192
Cazıg (Aral-Gölü batısında Kıpçak boyu,
M.Ö. ki Yazıg'ların doğu kolu) 70
Celpler 46, 47
Cemah (Yemakh) 47
Cengizliler 12, 13, 118, 136, 143, 144, 146-
149
Cılplar 47
Cfi)leb 47
Cikler, Cik'et (Çik'yurdu) 38, 48, 83, 207
Cin/Çin/Çen Tâifesi 208
Cuclar 47
Curukan (Çoruklar) 199
-—Ç—
Çabak (Çavak) 201
Çaçan 137
Çaçun 92
Çağatay 8, 12
Çaklı (Posaf'ta) 148-152
DİZİN
Çağırgan 92
Çala 93
Çalak 163
Çalayırlı 152
Çamandar/Çemender (arapça kaynaklardaki
Semender, Khazar Boyu) 5o, 93, 206
Çan/San/Laz 193, 201
Çançanlu 137
Çangolar (Kıpçak kalıntısı) 100, 102
Çar (Şirvan'da) 137
Çaruk 93, 95
Çavakhetli 201
Çavdar-Tatarı 201
Çavuldur 13, 201
Çeçenler 18, 40, 86, 137
Çenaçik (Çinliler/Çen-Ahâlisi Orbelyanlar
ile gelen Türkler Çin-Çavat'ar) 27
Çen/Çin (Türkistanlı Türk) 25, 219
Çen'k (Çen'ler, Türkistanlı Türk) 25, 27,
219
Çenesdan Kırallığı 25, 30
Çenesdanlılar (Kür ve Çoruk boylarına ge-
len İlk-Türkler) 1, 19, 22, 27, 29, 31,
67, 78, 123, 134, Igı, 192
Çenevulk (Çen Ahalisi) 27
Çen Halkı 201
Çepni 13
Çerkesler 13, 17, 38, go, 207
Çerniye Klobuki g2
Çıldır (Çığıltır) 92
Çıldır Atabekleri 99
Çiğil (Çik-İl) 38, 82, 85, 86, 93, 94, 95, 207
Çik (Çigil)ler IX, 83, 85-88, 207
Çi-kie 85, 88
Çikit (Çikler, Skyth adının aslı) 207
Çin 100, 101
Çinçavat (o (Çin'den/Türkistan'dan (gelme
Çavlar) 27, 192, 201, 202
Çinliler 23, 27
Çoban/Çobanlı g2
Çobiın sı
Çol (Sul)-Türkleri 199
Çomul 94
Çor/Sol (Sul) 41, 198
Çavteliler 199
Çur-Tan 92
Çuvaş Türkleri 205
DİZİN 261
-D-—
Dadu (Dido/Dodaniye) 50
Dağlılar 38, 50
Dahae/Daha/Dae 82, 194, 195
Dandarlar 209
Danişmendliler 76
Darbaz Meclisi 131
Dargmanlar (Yukarı-Nil'de Elefantin Ada-
sında bulunan Papiruslar'da anılan
M.Ö. 525-522 yıllarında Akhemenli
Ordusundaki “Khorezmli-Dargmanlar/
Türkmanlar) 203, 204
Daşırlı 54
Derbikler-194
Dıral 201
Dırmar (Khazar Boyu) 50, 200
Dicle-Kürtleri 203, 208
Didorlar, Dudaniye 38, 50
Digorlar (As/Os Boyu) 40
Dilmaçoğulları 123, 144
Dilsiz Gürcü/Dilbilmez Gürcü 103
Dirmar (Çanar/Sanâriyye) 128
Doğu-Kimmerleri 194
Doğu Köktürk 83
Dokuzlu 171
Domuz beslemek ve eti haram 215
Döger/Dokar 54
Dökerler 54
Dreller (Tirel'k) 200
Dudaniye 50
Dukas Sülâlesi (Bizans'ta) 111
Dulkadırlı 176
Durdzuklu (Çeçenli) 40
Durut (Turgut) gı
Düwin adının türkçeliği 215
İ
Ecer (Acara) 16
Eceristan (Acarıstan) 16
Edil-Bulgarları 42
Eflak 12
Efrenç/Firenk 72, 74
Eker'k (Eger/Ecer'ler) 16
Ekrâdi-Beşeneviyye (Peçene-Kürtleri) 208
Elam ıgı
Elke-Bulak (Kıpçak boyu) 89
Ephtalit 50
Ermeni (Mesrop) Alfabesi'nin, Eski-Türk
Yazısı'ndan yararlanması 215
Ermenice (439-440 yılları) İncil-Tercüme-
si'nde, Türkçe sözler 215
Ermeniler (Haylar) XI, XVII, 1, 7, 15, 19,
20, 22-25, 35-37, 39-42, 46, 47, 49, 50,
54, 60, 61, 63, 64, 66, 68, 69,81ı,gı,
110, 121-123, 127, 130, 136, 137, 147,
167, 204, 209, 214
Erzurum Salduklu Emirliği 139
Erzurum Selçuklu Melikliği 148
Eski-Kıpçaklar 107, 122, 128, 129, 134, 135,
139, 146, 148, 150
Eski-Türk Urug ve Boyları 192
Eştek (Heşdek, İştek, Ostyak) 13
Eşterek/Heşterek/İşterek 136
Etrâk (Türkler) 10
Eyyublular 102, 142-144, 147
Ezgiş/ Az-Kişi 83
ğe
Falben (almanca “Sarışın” anlamında Kıp-
çaklar'a verilen ad) go
Fars(lar) 67, 209, 215
Fin 5, 33
Franklar 110
Fransızlar g8, 200
e İ
Gagavan 27
Gaglar 119
Gagu/Gog (Tevrat'ta Sakalar kolu) 195
Galgay (Kalgay) 40
Gazneliler 55, 59
Gazneli Türk İmparatorluğu 55
Gence-Düvin (Şeddâdlı) Emirliği 67
Gence-Kazağı 67
Grigoryan/Düz-Ermeni Mezhebi'nde “Türk-
Oğuz Töresi” 215
Germen IX
Gogalet-Koca oğlu Şor-Şamsoldın 197
Gogarlar (Gugarlar) 51, 113, 134, 194, 215
Gog-Magog (Tevrat'ta) 31, 135
Gomer (Kimmer) 15, Igı, 195, 204
Gorg (Gürci) 18g
Göçmen Kıpçaklar 144
Gök-Türkler/Köktürkler 51, 197
Grigoryan Ermeni Mezhebi 136
262
Guanlar (Kafkaslar kuzeyinde) 47
Gureller 134
Gurk (Başgurd) 4, 5
Gurksar/Kurtbaş (Başkurt/ Başgurt) 49
Guz (Oğuz)lar 93
Gürcü-Kartvel Tarihçileri 215
Gürcistân-Keferesi 212
Gürcüler VILI, X-XII, XV, 1, 7, 12, 16, 18-
20, 27, 31, 33, 35» 38, 49, 50, 52, 53,
60, 61, 63, 67-69, 71, 75, 76, 79, 80,
82, 83, 86, 87, go, 102, 103, 105, 110,
112, 114, 118, 119, 123, 124, 126-130,
135, 136, 138, 140, Işi, 143-147, 149,
153, 154, 160-162, 167, 170, 176, 180,
18ı
bes İla
Haçlılar 106, 107, 194
Hayflar) 204
Harezmşahlar 127
Harput Artukluları 139
Hay/Hayasdan 16, 23, 188
Hecmadag 47
Heftân-Bokht (Yedi-Bokhtlar)-Meliki 208
Hemşenlik 167
Heretler (Kür solunda Karaağaçlar) 134
Hesperit(ler) 32, 193
Hıristiyan-Gürcüler VILI
Hıristiyan-Kürtler 132
Hıristiyan-Türk Çıldır Atabekleri 105
Hind-Avrupa kökünden Ermeni 219
Hint IX, 4, 218
Hititler 187, 189
Hunflar) 1, 23, 25, 38, 44-48, 50-52, 211,
217, 219
Hurriler 186, 189, ıgı
Hurri-Mitanni Devleti 187
A
Iğdır-Tuzluca Karakoyunluları 215
Ipar/Iparlı 78, 197, 205, 206
Irak Selçukluları Sultanlığı 101, 112, 117,
123, 125, 133
Irtış Kimekleri 8g
Iva (Yıva) 13
siğil
İber (Karteljler 14, 15, 24, 44, 46, 51, 59,
61-63, 70, 134, ISI, 196, 210
DİZİN
İbraniler XII, 15, 20, 37
İcamahlar 47
İç-Oğuz (Üç-Ok) 11, 13, 24, 39, 55. 197,
207, 209, 212
İkinci-Köktürk 83
İkiz-Oğuzlar (Kalaçlar) 52
İl-Bars 92
İl-Dengizli 143
İlek/Ilak (Lekzi/ Lezgi) 17
İlepin/Elepin 47
İl-Eris (Kıpçak oymağı) 92
İlhanlılar (İlkhanlılar) XIX, 3, 95, 118, 148-
152, 166
İlk-Kıpçaklar X, XI, 1,81, 134
İlk-Köktürkler 83
İmirler 13
İndo-Avrupalı/ Avrupai(Aryani) Irk 187, 188
İndo-Germen X
İnguşlar 18, 86
İran 66, 194
İrani (Aryani) X, 49
İran İmparatorluğu 193
İranlılar 36, 47, 49, 100, 174
İskitler (Sakalar) XXI, 31, 195
İsrail 20
İsrailoğulları 195
İştek o (Eştek/Heştek,
Ostyak) 13
İt-Baraklar 8, 12, 33, 137
İtler/İdlerxKutlular 97, 108, 137, 168
İyon-Kolonileri 207
İzgiller 85
Başkurtlara komşu
lele İK a
Kabar go
Kafkaslılar (Khazarlar/Kimmerler'in güney
komşuları) 17
Kakhetler (Sıgnaklar) 134
Kalaç 13, 14, 51, 83, 94, 197, 202, 203, 206
Kalaç/Khalaç-Ağzı 216
Kalarç 197, 202, 205
Kalıkala (Erzurum) Arap Emirliği 57
Kalıs/Kalız/ Kalıç 50, 52
K(a)luvarlar 47
Kamaklar 195
Kamarlu 138
Kamsarakan (Arşaklı Kolundan) 10, 39, 40,
47, 214
DİZİN 263
Kangar'ni o(Kangar/Kankar'lar/Kenker'ler)
52,63,65,91, 217
Kangar-Oğlu (Kıpçak Oymağı) gı
Kanglı (Kanklı/Kangar)lar IX, 1, 4,5. 7.9,
10, 13, 14, 33, 63,83, 9o,9i
Kapar/Kafar go
Kaplanoğlu Hanedanı 31
Karaağaç(Oğrak) IX
Karabağ-Kürtleri 125
Karabaroğlu 92
Kara-Boğdan 97
Karabörklü 43, gı
Kara-Bulak (Dağıstan'da Kıpçaklar'ın ana-
kolu) 86
Karabudakh-şvili ailesi 166
Kara-Bulaklar (Kıpçak Boyu) 86-89, g2, 98,
137
Karaçay-Balkarlar 36, 50, 52
Karahanlılar/Karakhanlılar 25, 26, 34, 74,
88, 89, 93, 95, 170, 211
Karakalpak (Çerniye Klobuki) 109, 133
Karakoyunlular gi, 152-155, 167
Karapapak/Terekemeler 27, 42, 43. 53, 68,
79, 92, 96, 127, 137, 170, 216
Kara-Türgiş 83, 85
Kara-Yıgaç (Ağaç)lar 95, 134
Karçkhal'ni/ Karçıkallar (1266 yılında Şav-
şat-Batum arasındaki 3539 m. dağda
yaylayan Kıpçak Oymağı) 150
Karduk (Korduk, Dicle-Kürtleri ataları) 209
Karen-Pahlav (Arşaklı/Part Hanedanı Kolu,
Kamsarakanlar, bunlardan) 30, 44, 213
Karkarlar (Kukarlar) 199
Karkar (Kukar)lar Beğliği 199
Karkın (Kırım'da) 197, 203, 206
Karkınyan (Karkınlar, Van-Gölü doğusun-
da) 206
Karlık/Karluklar 1, 2, 9, 10, 13, 14, 82, 83,
85, 88, 89, 208
Karsaklar (Kıpçak boyu) 92
Karsak/Varsaklar (İçel/ Mersin'de) 92
Kars Milli-Şura Hükümeti XII
Kars Vanadları 37
Kartal/Karakuş Grigoryan-Kilisesi Arması
215
Kartel/Kartelliler (Gürcü)ler XI, £, 11, 13,
14, 19-29, 31, 46, 49-51, 54, 59, 60, 61,
63, 65, 66-68, 71-73, 77, 78, 81, 83,
105, 110, 113, 114, 116-118, 121, 122,
129-132, 134, 135, 140, 144, 145, 147,
150-157, 159-162, 164, 166, 167, 169,
174, 180, 219
Kartlis-Çkhovreba 185, ıgı, 215
Kartli (Gürcistan)-Arşaklıları 198, 210
Kartmanlılar 149
Kasaklar 52
Kasakıya go
Kasar (Khazar) 50
Kaspiler 32
Kazak-Kırgız Türkleri 196
Kazan-Türkleri 196
Kav 47
Kavman (Koman) 102, 103
Kay 94
Kayan-Ucun (Wusun/ Uşun) 209
Kaytaklar 43
Kazaklar IX, 4, 56, 62, 68, go, 100, 110,
127
Kazan Türkleri 100
Kazgurt 13
Kazı-Kumuk 13, 40, 47
Kemek (Kemak, Yemek) IX, 82, gı, 95, 97
Kemaloğlan âilesi (Osmanlı Zaimi) 27, 201
Kençek 96
Kenger(Kangar) 83, gı, 138
Kenger-As 83
Kerler (Dağıstan ve Macaristan'da) 47
Kerson (Kırım) Skytleri 206
Kesler (Dağıstan ve Macaristan'da) 47
Kesemenlü 138
Kıl-Barak (bak. İt-Baraklar) 5, 8
Kınıklar 55
Kıpçak (Kıfçak)lar VII-XII, XV, XVİL, 1, 3,
5, 8-16, 19-22, 27, 28, 30-33, 35, 37,
38, 42, 43, 47-52, 58, 68, 70-72, 81-83,
85-103, 105, 107-153, 155, 160-172,
174, 176, 180, 181, Igi, 193, 195, 196,
199, 202, 209, 215
Kıpçak (Ortodoks) Atabekleri 46, 200
Kırgallu (Otuzikilü-Ulusu boyu) 138
Kırgız (Kırkız)lar IX, 19, 84-87, g3, 100
Kıtanlar 26
Kıtay/Kara-Khıtaylar 89
Kızık 205, 206
Kızılbaşlar 161
Kiçi Zelençük go
264
Kikân (Kikler, Mardin-Diyarbekir'de 24 oy-
maklı aşiret) (İslâm serdarı Muhalleb,
H.44/664'te Horasan-Sind hududunda-
ki “Kikân” adlı surlu şehirden çıkan
Türkler ile savaşmıştı| 199, 203
Kiki Aşireti 203
Kimari 193
Kimek/Kema'k, Kimak (<Kim/Kem'ler)
52, 82,90, 91, 93, 97, 99
Kimmerler 17, 31, 185, 189, ıgı, 192, 193,
199,200, 201, 204
Kisrâ (Sasâni sülâlesi, Kartel'de) 43
Kistler 18
Kiyef Knezliği 108
Kluar 47
Kobı 93
Kolk/Gorg'lar 189, 195, 205
Koluuzunoğulları (Anı-Atabekleri, Gürcüce
“Mkhargrdzelidze”) 125, 132, 139, i41-
145, 147, 150
Komar 92, 163
Komnenoslar 151
Komuk (Konuk, Kamak)lar 10, 11, 31-33,
47, 70, 71, 75, 81, 82, 92, 96, 138
Kopon/ Kapan (Sekiz-Peçenek boyu) 79
Korikyan Kırallığı 56
Korsun 47
Kosur/Kosor 93
Kotan 92
Kök-Türkler IX, XVII, 49, sı, 61, 83, 84,
88, 163
Kök Türk Kağanlığı 25
Kölemenler 8g
Kuc (Megrelli) 21, 22
Kühistân-Sipahileri (Kazbek güneyinde Ka-
rakallkanlık/Karaçuk'taki (o Kıpçaklar)
153
Kukar'k (Gugar'lar, Yukarı-Kür boyunda)
189, 196
Kulas/Kholas 50
Kulki/Kulgi/Kulkha 189
Kuman (Koman)lar VIL, IX, Xİ, iç ir, 70,
71, 81-83, 86, go, 92, 97-100, 102, 103,
105, 107-110, 112, 115, 126, 133, 137-
139, 164
Kumandur 92
Kumanluy-i Cedid 92, 137
Kumanluy-i Kadim 92, 138
DİZİN
Kun (Kıpçaklar'ın Macarlarca adı) IX, go
Kupur (Kabar/Kabartay) 47
Kürmaç/Kurmanç (Dicle-Kürtleri) 203, 208
Kurtargar (Tokur-Gur/Tokuz-Oğur) 50
Kuşan 45
Kutar (Kutur-Gur) 47
Kuzey-Vâliliği (Gugar'k-Pteaşkhlığı) 215
Kuzlar 47
Küçük-Arşaklılar/ Arşakunik XVII, 35, 36,
38, 39, 41, 58, 63, 126, 212
Kür-Çoruk Kıpçakları 94
Kürdi'l-asl Atabek (Koluuznoğulları/Loru-
Anı-Atabekleri) 136
Küre-Kâfir (Dağıstan güneyinde) 97
Küreli 46
Kürt(ler) 16, 102, 119, 120, 135, 136, 199,
208, 209, 216
Kürt-Kurmanç 102
Kürtlerin Oo Khel-Babırakan/Babırgiller-Eli
136
Khalaçt(lar) 94, 99, 202, 203
Khalıç 50
Khalyb 195
Khanaklar 92, g6
Kharçen (Kiğı bölgesi) 61
Khardeş (Ermenice, “Sarışın, Sarı-Saçlı” an-
lamında Kıpçaklar'ın sıfatı) gı
Kharezmli-Dargman (Türkman)lar 204
Kharezmşahlar 33, 143-148
Khaylan Turk/Türkler 25, 46, 217
Khazar Kağanlığı IX, 11, 37
Khazar (Hazar)lar IX, X, 1, 8, 11, 15-19,
22, 25, 33, 35, 37, 38, 41, 42, 45, 47-
52, 54, 58, 71, 81-83, go-g3, 98, 101,
192, 193, 199, 205, 206, 217
Khazarânlılar (İskendir'in, güneye inmesin-
ler diye Derbend geçitlerini yaptığına
inanılan yenilmez Kıpçaklar) 101
Khazarya 17, 20, 33
Khazır/Khazır'k 41, 42, 46, 52, 70, 81
Khekrebulni (Tao/Tav-Eli'de, Bagratlı Kı-
ral//IV. Bagrat'ın, âilesini emanet ettiği
Saray ınakları) 66
Kherç 20
Khersan (Dağıstan'da) 47
Khıfçak 89, gı, 99
Khipiovan (Piyukhonan)lar 47
Khopa-Hemşenleri 167
DİZİN 265
Khosrovlu 45, 48
Khozistan Afşarları 127
Khunan (Khunlar) 192
Khursan (Dağıstan'da Kıpçak Boyu) 217
Khuttal-Türkleri 191
Khvalis 9g
Gİ
Latin(ler) XVTLL, 14ı, 211
Lazlar 196
Lazlık 151, 167
Lek/Lekan (Lekzi/Lezgi, İlek**ler) 10, 17,
19, 22, 38,47, 119, 120, 146
Lepin (Küreli)ler 46, 47
Libarit/Liparit/İlteber 29, 59, 62
Lipnik (Lipin/Lepini'k-Lepinler/Küreliler)
47
Loru-Anı Atabekleri 136
Loru Kırallığı 106
Lubienler 47
İğ
Macar (Macarlı) X, 12, 37, 47, 89, 90, 92,
97, 99, 100, 108, 193, 201
Madi (Medya)-Melikleri 204
Makalun (Osetlilerce Çeçenler'in adı) 40
Makedonyalılar 148
Makronlar 193
Makuk 47
Malazc (Kafkaslar Kuzeyinde Kıpçak oyma-
â1) 47
Mamık-Konak Kardeşler Uruğu (Karako-
yunlu Ataları) 208, 215, 219
Mamıkonlu (“Mamıkonyan”, Karakoyunlu
Ataları) 207
Mangu-Berdel/ Mengü-Verdili 150
Marlar 193
Masagetler 194
Masak Uruğu 194
Maşek (Masak) 195
Matıanlılar/Matianlar 32, 193
Mazavan 47
Mazkhut (Masaget) 47
Medyalılar 35
Megreller 134
Mengücüklüler 26, 79, 105, 139
Meskh/Mesekh(ler Mesk/Mosk, Ahıska-Az-
gur-Hırtıs çevresi yerlisi Türkler) XX,
66, 76, 113, 120, 127, 130, 134, 142
Mezyedli 117
Mkhargrdzelidze (Koluuzunoğulları adının,
gürcüce tercümesi) 125, 132, 130, Ig1-
145, 147, 150
Mısır Memlükları 42, 99
Milân (Dağlılar) 208
Minni/Manna 204
Mogol-Kıtay(Kıtan) 8g
Moğol 13, 26, 144, 169
Mosynekler (Ağaçevliler) 193
Moskhiler (Mesekler) 193
Müslüman-Hanefi Yerli
201
Müsta'rebân 203
Halk (Çavak'tar)
e e
Nairi Kabileleri 188
Nakçı (Kazıkumuk dilinde, artta kalan,
göçmeyen) 40
Nasturi Kereyit Türkleri 150
Nebrotlu/ Nebrot-oğlu (Nemrud-Nesli) 18,
ıgı
** “Kafkas Dilleri"nde, birçok adların başındaki sesler yutulur: Alaz/Laz, Aran/ Ran,
Araks/ Rakhsı, Arat/ Rad, Aşut/ Şota v.b. gibi, Türkler'in Demircilik ve Kuyum ustaları İlek/
Ilak Urugu'ndan bir kol olan ve “Kazı-Kumuk/Gazt-Gumuk” da denilen e kendilerine
“Lek” ve “Gumuçi” derler (Şerafeddin EREL, “Dağıstan ve Dağıstanlılar”, İstanbul, s. 38).
Lezgi adı ise, farsça “Zek-zi” yani “Lek-oğlu” deyiminden gelmedir, ki burada “hece-kayma-
sı” görülüyor. Reşideddin-Oğuznâmesi'nde, Taşkent doğusu İlek ve İslâm kaynaklarında
Ilak diye anılır. Sakalar'ın bir boyu olan Kümidz/Kümüçi'ler M.Ö., Pamir'de Karatekin çev-
resinde, Buhara ve Fergana'da bulunmuşlardır. (TOGAN-Giriş, s. 22, 26, 41, 405, 407,
409)
266
Nogaylar XXI, 13, go
Nokhçı (Çeçen ve Avar dillerinde, “kalıcı,
göçmeyip kalan” anlamında Çeçenler'in
sıfatı, türkçe Kalgay ve Kalaç gibi) 40
Norman 74
İĞ eni
Ogur 50
Oğrak/ Uğrak/Iğrak 95; 134, 137
Oğuz-Eli (Kalın Oğuz)'11
Oğuz/Oğuzlar IX, XVI, 1, 23, 24, 47, SI,
54, 55, 59, 61, 78, 79, 81, 83, 8o-gi,
93, 94» 97, 98, 107, 117, Igi, 197, 200-
202, 206, 209, 212
Oğuz Yabguları 89
Onbinler Ordusu (Helenli) 193
On-Ogur(lar)/ Hun-Ogur 14, 50, 196, 217
On-Oklar 83, 84, 86
On-Tokuz Oğuz 4
On-Uygur Birliği 138
Oranlar 32, 33, 82
Orbelyanlar (Çin-Çavat Türkleri Begleri)
XXIL, 12, 1g, 22-24, 27-30, 76, 78,
120-124, 130, I3I, 134, 135, 154, 160,
Iıgı, 192, 196, 197, 214
Orp-Ulk 27
Orta-Asur Devleti 187
Ortodoks-Bağratlılar 56, 57
Ortodoks-Kıpçak Atabekler Hükümeti 105,
148, 154, 155, 159, 165, 167, 170
Os(As)lar (bk. Alanlar) 18, 22, 37, 38, 40,
47. 48, 71, 75, 76, 83, 114, 133, 134,
144
Oset(li) X, 18, 40, 48, 71, 114, 133
Osmanlı/Osmanlılar X, XII, XVI, 15, 27,
30, 31, 36, 39, 52, 77, 90, 92, 103, 113,
136, 154-159, 161-167, 169, 175, 176,
180, 192, 193, 219
Otuzikilü-Ulusu (Gence-Karabağ'da)
138
137»
diğe
Ödük (Ötük) 93
Önasya-Sakaları 193
Önasya-Selçukluları 1g
Ön-Hititler 187
Örüng-Begleri 87
DİZİN
Ötemiş/Ödemiş 93
Özbek 12, 13, 95
-—P-—
Paçan/Paçan'ak/Paçanik
201, 203, 207, 217
Paçanigler (bak. Bacınaglar) 39, 207
Padarlar/Padarlu 138
Pahlav-Uni (Balkhlı-lar/Bakteryalılar anla-
mında Arşaklılar ve Akkoyunluların,
Grigoryan-Hıristiyan çağındaki adı) 65,
213, 214
Paris Bibliothögue Nationale 215
Parlı (Iparlı)-Câmii (Kırım'da ve Diyarba-
kır'da) 79
Parn (Aparn) 195
Parsiller/Pasiller 43, 44, 81, 199
Partev (Arşaklı/Partlı) 216
Partlılar (Arşaklılar) 35, 39, 194, 211, 218
Pasıyan(lar) 32, 193
Pask (Parsel'k) 47, 50, 52
Peçenek, Paçanig, Bacınak, Beçenek Iı, 9,
35» 39, 48, 52, 70, 79, 83, Bg, gi, 107-
110, 115, 129, 193
Persler/Persan 16, 18-20, 24, 26, 27, 32, 39,
4446, 48, 49, 77, 191, 198
Pert-Ekrek Eşrafı 155, 157
Petersburg (İlimler) Akademesi 210
Piteaşkh/Pteşkh (Uçbeği) 215
Piyukhonan (Piyu-Khunlar) 47
Polovtsı (Kıpçak/Kumanların, “Sarışın” an-
lamında eski-rusça adı) 70, 89
Pont Persleri 33
Posk/Poskhlar (Kıpçak Boyu) 47
Prens-Âilesi (Orbelyanlar) 196
Proto-Urartu 188
Pukurlar 47
Purut 93
(Peçenek) o 193,
Raçalar 134
Repaeft) (Repaeler) 204
Rifat (Tevrat'ta, Gomer oğlu ve Aşkenaz'ın
kardeşi Repalet)) 204
Roma/Romalı(lar) 36, 38, 44, 91, 194, 198,
206, 210, 211, 212, 218
Roş (Avors) 195
Roşeki (24 Oymaklı Kürt Boyu) 208
Rüm/Rümiyân 103
Rumlar 63, 64, 69, 72, 74, 77, 78, 92, 108
Rumenler 47-99
Ruslar VII, X, XI, XV, 13, 19, 70, 86, 89,
92, 94, 97, 100, 103, 107-110, 112, 114,
115, 126, 133, 134, 138, 144, 174, 175,
180, 181
Rusya XII
a
Sabar/Saber/Sabirler (İspir) 23, 50, 56
Sa-Baratyan'o 152
Saber (Suvar) IX
Sabirler/Sabırlar 38, 41, 48, 50, 193, 219
Safeviler XIX, 113, 158, 161,162, 168
Sagıstan 197
Sakhi (Asurlularca, Saka) 195
Sakalar (Skytler) 16, 19, 31-35, 51, 88, 180,
Iı9ı, 193-196, 199, 200, 204, 207, 210
Saka-Torgamaları (Tevrat'ta anılan) 204
Sakasınlar/Skasenler 31, 32, 35, 211
Sakaraul 194
Salduklar 26, 80, 105, 106, 113, 125, 127,
135, 139, 140, IŞI, 170
Salgur (Salvur) 13
Saltukoğulları 80
Samandar (Çamandar) 206
San/Çan/Lazlar 193, 201
Saper/Sapir(ler) 192, 193, 195
Saraçlu 138
Saragur (Sarı-Ogur), Sarurgur (Dağıstan'da)
48, 50
Saral (Sarı-El) 138
Sarıcalu/Sarıhacılu 138
Sarık/Sarıg/Saruk (Saka ve Türkmen boyu,
Kırgız oymağı) 19
Sarmatlar 39
Sarukhanlu 138
Sasanlılar/Sasaniler 10, 16, 25, 36, 42-48,
193, 197, 199, 207, 209,217, 219
Sasanlı Marzbanlığı 126
Sason-Kavmanları 102
Sasperliler/Saspir 32, 192, 193
Satraplık 193
Savirler 195
Sekiz-Kardeş Urug/Kavim (Targam'oslular)
15, 16, ıgı, 192
Selçuklular X, XI, 16, 26, 28, 37, 53-57,
59-76, 78, 80, 81, 89, 105-107, 110,
1li, 113-120, 122, 124, 127, 129, I3I,
135, 139-141, 145, 146, 148, 149, ISI,
170, 200
Selçuklu Türkmenleri 60
Selevkoslular 14, 20, 198
Septente (Yetmişler, Tevrat'ı yunancaya çe-
virenler) 15
Serir (Ashâb-i Serir) (Dağıstan'da) 10
Sevord'ik (Sevord'lar) Sabirler'in torunları
Karamanlar (Gökçegöl kuzeyinde)
Seythe/Skut 31, 32
Sıgnak IX, 71, 72
Sıkhnaklılar (Kür solunda 1047'de Orto-
doks-Kıpçak Boyu) 53
Sırak (Şurak) 39
Siliv/Silivan (Zilân) 208
Sino-Kore X
Si-Sak/Si-Sakan (Si-Sakalar) 198
Skydiseler 193
Skyth/Skitler (Sakalar) 39, igı, 201, 207,
215, 217
Skythenller) 32, 193, 195, 196
Sol Türkleri 41, 51
Sogdaklar 84
Sogdlar 82, 131
Sokak 88
Somekhler 125
Somkhitarlar 134
Son-Kıpçaklar X, XI, 55, 81, 82, 89,91, 93,
94, 105
Sovyet Gürcüstanı 129, 180
Sovyetler XI, XII, 86, 105
Sovyet Rusya 129
Sökmenli 105, 162,163
Su/Se (En eski Çin kaynaklarında, Şu/Sa-
ka) 3ı
Sub'ın 1g
Suran (Sor/Çorlar) 47
Suren-Pahlav, (Arşaklı Hanedanı kolu,
Anak oğlu Aziz-Grigor, bunlardandır)
213, 215
Suvar'ın (Suvar'lar) 19
Suvar (Khazar)lar 90, 94,193
Suvanlar 134, 147, 155
268
Sumerler (Sümerler) 190, ıgı
Surmari/Sürmeli Emirliği/ Emirleri 144, 145
Süryanifler) IX, XVI, 1, 20, 35, 41, 43,
49, 52, 81, 203, 209
Süryani-Yakubi Mezhebi 215, 219
Sünni Kürtler 180
—Ş$-
Şalık'a-şvili ailesi 167, 173
Şalşet Yuhasin (İbranice, Silsile-i Neseb) 15
Şavkal (Dağıstan'da Kıpçaklı hükümdar un-
vanı/Şamkal) 11
Şeddadlılar XXII, 29, 53, 56, 6o, 62, 64,
67, 69, 71, 72, 75, 105, 106, 120, 121,
123, 125, 127
Şeddadogulları Emirliği 55
Şehnâme 25
Şelpler 47
Şertul'ni (Şertullar) 74
Şeybanlılar 64
Şıbanlı 12
Şır'ın 1g
Şirvanşah(lar) 71, 75, 100, ılı, 118, 119,
125, 133-135, 146, 153
Şor (Dağıstan'da) 41, 197
Şurak (Sırak) 39
—T-
Tabasaran 47
Tab'ın 19, 146
Tala 137
Tang sülâlesi (Çin'de) 100
Taraslar (Dağıstan güneyinde Kıpçak Boyu)
120
T(a)rcumâniyün (Targumanlar) 204
Tarduşlar 85
Targam'os (Togarma/Torkom) Targamoslu-
lar (Kardeş Sekiz Kavim) 17, 18, ıgı,
192
Tao/Taok 193, 195
Taşir Bağratlıları 55, 56, 74
Taşir'k (Taşir'ler) 54
Taşirliler 53, 54
Taşir/Loru Gregoryan Bagratlıları 105, 147
Taş-Oğuz (Boz-Ok) 11, 40, 97, 205, 209,
211, 212
DİZİN
Tatarlar 10, 36, 40, 93, 144, 147, 148
Tavasbaran (Tabasaran, Dağıstan'da) 47
Tavşan uğursuz sayılır 215
Tayık (Tay'lar) 193
Teleüt(ler) 93
Teken 13
Temür-Kutlu Beğleri (Çıldır-Ahıska'da, Or-
todoks-Kıpçak) 166, 167
Temürlüler 153
Terekeme 27
Terel'k (Terel'ler, Kimmer boyu) 199, 200
Thaumadağ (Toma) Kazı-Kumuk 47
Thubal/Tubal (Tibar)lar 195
Tiberaniler 193
Tirel/Drel 200
Tirer/Trer/Treron (Kimmer boyu) 201
Tokharlar 194
Togarma/Tugarma/Togarma/Thorgama/
Türk Hanedanı (Tevrat'ta) 15, ıgı,
195, 204
Tok 92
Tokhsı IX, 93, 94, 96
Tokus-Aba (Kıpçak boyu) gı
Tokuş 93
Tokuz-Oğuz 85-87
Tokuz Tatarlar 86
Torg/Turg (Tevrat'ta Türk) 204
Torgumanlılar 204
Torklar (Uzlar) 89, 108, 110, 115, 129, 133,
171
Torkoman (Türkman) 203
Torkom Irkı/Torkomyan 204
Torlular 127, 134
Tortum 93, 113
Töker/Döger 206
Trabzon Kayserliği (Takfurluğu) 141, 154
Trerler (Kimmer Boyu) 200
Tukhark (Tukhar)lar 21, 54, 192, 197
Tukharflar) 40, 54, 192, 194, 206
Tukar 203
Tunaboyu-Skytleri 215
Tuna Kıpçakları 166
Turan 25
Tunceli-Varto Alevileri 215
Turani 113
Turkae (Türkler, M.Ölleri Karadeniz doğu-
sunda) 203, 205, 209
Tusagetler 209
DİZİN 269
Tutuk (Askeri Vâli) 87
Tü-Kü-Mön (M.Ö. V. yüzyılda Çin kay-
naklarında anılan Aral-Gölü bölgesin-
de Türkümanlar) 204
Tümen (Tuman, Dağıstan'daki Gazi-Ku-
muk) 13
Türgişler 84, 86
Türgüman/Torkoman 204
Türk/Türkler IX, XI, XVII, 3, 12, 14, 15,
18-20, 22, 23, 25-27, 29 31, 33-37, 39”
42, 47-50, 53-56, 61, 62, 65, 66, 68, 73-
84, 86, 88-91, g3-1o1, 105, 108-111,
113, 116, 118, 120, 125, 128, 129, Iı,
134, 136, 139, 140, 147, 151, 153, 160,
162, 164, 166, 168, 172, 180, 181, ıgı,
194, 196, 199, 202, 207, 210, 211, 218,
219
Türk-Bulgar Devleti (Tunaboyunda) 214
Türk Uruğu Kalaç 202
Türkiye XX, 14,31, 55, 190
Türkiye Selçukluları 105-107, 139, 147
Türkmanlar 27, 116, 117, 119, 149, 203
Türkmen-Hemşenliler 149
Türkmen/Türkmanlar 12, 14, 19, 50, 55,
59, 63, 70, 74. 77. 79.81, 89, go, 93,
117, 118, 121, 123, 124, 135, 142, 149,
ISI, 156, 187, Igı, 202, 205, 212,216
—U-—
Udili Gregoryan 217
Ugar (Ogur) 50
Uğrak 93, 95
Ukrayna Küçük-Rusluğu 110
Ulaşt(lu) 92, 137
Ulgar 93
Ulu-Bagur (Balgur) 4
Ungur (Onogur) 50
Uranlar (Kıpçak Uruğu) IX, 33, 82
Urartu (Urartular) XX, 16, 3ı, 187-191,
193
Uruatri (Yukarı-El/ Ülke) 188, 189
Urup 93
Urus 12
Urut 93, 164
Usun (Uşun/Huşun)lar 92, 196
Utrigur 193
Uygurlar IX, XVII, XIX, 1,2,4, 7,9, 10,
14, 34, 83, 85, 86, 88, g3
Uyratlı 152
Uzlar (Torklar) 47, 89, gı, 109, 115, 129,
133, 171
Uzunlar (Usunlar) 92
> çi
Üç-Karluklar 86, 88
Üçok/Üç-Ok (İç-Oğuz) 7, 8, 13, 15, 17, 55,
ıgı, 207
Üç-Tuğlu Türkler 86
Ümeyyeliler (Emeviler) 25, 53, 56, 58, gö
Üregir 13
—V -—
Vad (Kıpçak boyu) 47
Valarş 41
Vanzd (Vindr/Vnndr/Vanandlılar), Vanan-
dar 37, 54, 81
Vanand (Valandar) IX, ı, 24, 36, 54
Vanand Bagratlı Kırallığı 57, 64, 69
Vanant Hanedanı 36, 54
Varang (Firenk/ Norman) 75
Varsak 92
Velentur-Bulgar (M.Ö. II. yüzyılda Kalkas-
lar kuzeyinden gelerek, Yukarı-Pasen
denilen Kars Yaylası'na yerleşenler) 35
Vlakhlar 98
Vuntlu-Velentur 35
—Yy-—
Yabaku (Sekiz-Oğuz)lar 86, 94, 211
Yafetik (Kokazik) X
Yağma 79, 88, 93, 94, 96
Yahudi(ler) 15, 20, 21, 1gı, 194, 195
Yakübi (Hıristiyan) 49, 193, 203
Yapar/Yıpar 79
Yase/As 39
Yazgır (Yazır) 51, 54, 98, 205
Yazır 51, 54
Yemekler (Kıpçak Uruğu) 8, 47, 93-97
Yeni-Kıpçaklar 102, 122, 129, 134-137, 139,
I4ı, 146
Yerli-Türk (boy ve oymağı belirsiz yerleşik
Türk) 216
270 DİZİN
Yerli (Grigoryan-Hıristiyan)-Türkmanlar (o Yunanllılar) 14, 20, 26,31, 81, 188, 193,
(Selçuklu Fethi sırasında Erzurum 211
Çevresinde, anadili Türkçe olanlar) oYunan Kolonileri 206
214
Yet-Aba (Kıpçak/Kuman boyu) gı —Z-—
Yığaçer (Ağaç-Eri) 10 Zakhur 93
Yiğirmidörtü-Ulusu o (Gence-Karabağ'da) O Zakhuranlı 93
138 Zelençük/Selençük g0, 93
Yörük 47, 187 Zig/Çik'et (Çik'yurdu) 205, 209
Ç — YAZILI ESER/MAKALE-BELGE-KURULUŞ-DEYİM ADLARI
—A-—
Acta Orientalia Hungaria 23
Abazalar (BARTHOLD'un) XX, 5g
'Acâ'ibü'l-Mahlükaat 148
Ağız (Şive) Derlemeleri VII
Ağuvan (Alban)lar Tarihi XVIL
'Ahd-i 'Atik (Tevrât-i Şerif) 15
Ahıska/Çıldır Eyâleti Tahrir Defteri 167
Ahsenü't-Tevârikh XIX, 162, 168, 169
Akhbârü'd-Devleti's-Selçukıyye X VII
Akkoyunlu-Oğuznâmesi 209, 212
Akkoyunlular Tarihi 207
Albanlar Tarihi 199, 218
Allâhüekber Dağı Efsaneleri 103
Altın Ordu ve İnhitâtı XXIII, go, 92
VI. Türk Tarih Kongresi Bildirileri 36, 139
Anabasis (KSENOFON'un) XVIII, 32, 193,
2
Pe Fethi 56, 64, 65, 69, 72, 74
77, 79-81, 106
Anadolu Selçukluları XIX, 149
Anahit 33
Anayasa (488 yılında Albanlarda) 218
Ani (BARTHOLD'un) XX, 148
Ankara Üniversitesi D.T.C.F. VIL, 133
Ansiklopediler VIII
Aran/Gence-Karabağ'da Yigirmidörtlü ve
Otuzikilü Adlı Ulusların Oymakları ve
Kür-Aras Kürtleri'nin Menşei 139, 207
Ardahan-i Buzurg/Büyük Ardahan Sancağı
Mufassal Tahrir Defteri 172
Ardanuç Fetihnâmesi (Ardanuç Fâtihi Sarı
İskender Paşa'nın 'Arzı) XV
Ardanuç Sancağı (Defteri) XV, 171
Arkalık (Tunik) 212
Armazi Nekropolu (Tiflis yakınında) 214
Armenia Travels and Studies XXI, 65
Armenian Architecture 4th to 17th Centuri
40, 65, 136
Armenya (Yukarı-Eller) Coğrafyası 42, 197,
200
Arslan unvanı (Karahanlılar'da) 21 1
“Arslanşah” XXIII, 127, 128
Arşak/Erşek (türkçe: Pars/Leopard ile Ayı
karması bir yırtıcı adından) unvanı
198, 211
Artuk adının anlamı 211
Arşaklıların Tarih-Destanları (Dede-Korkut
Oğuznâmeleri) 204
Artuk-Gazi 211
“Artuk Oğlu İlgazi” XXII, 118
“Artvin İli” 52, 159
Artvin Paftası 173
“Artvin Vilâyeti” 155, 206
Asolik 65
Asbahabed (Başkumandan) 214
Asurbanipalın Yazıtı 195
Asuri kitabeleri 194
Atabek Mirza Çabuk'un 1. Selim'e Mektup-
ları XV
Atatürk o Üniversitesi
VI, XV
Atlas RSSR 86, 139
Av Sahneleri 200
“Azerbaycan” XXII, 47, 48, 76, 101, 139
Azerbaycan Filologyası Meseleleri 217
Azerbaycan İlimler Akademisi 218
Azerbaycan Şairi Genceli Nizâmi 101
Azerbaycan (Türk) Dilinin Teşekkülüne Da-
ir Kaydler 217
Azerbaycan Tarihi XXI, 71, 119
Aziz-Greguvar'ın Âile Kütütğü ve Hayatı
214
Aziz-Yahya/Yovannes-Yortusu 78, 79
Edebiyat (Fakültesi
Bag (Kür ve Çoruk Boyları Kıpçaklarında
“Beg/Beğ”) 99
Bahrü'l-Ensâb (Oğuznâme) 26, 209, 212
Bakü Üniversitesi 217
Başbakanlık Arşivi XV, 169
272 DİZİN
“Başkurt” (TOGAN'ın) 49
Batumskaya Oblast XX
Bayındurlu (Pahlavuni)-Oğuznâmesi 207
B.B.C. Radyosu XII
Belgelerle Türk Tarihi Dergisi 185, 193-195
Belleten XX, XXII, 38, 48, 118, 126
Benü Şaddâd XIX
Bibliothögue Nationale 3
Bir Alman Dergisi'nde Çıkan HENŞİNLİ
Adlı Yazıdaki Yanlışlar 205
Birinci Türkoloji Kongresi 204 —
Birleşik Kafkasya 129
Bitlis Lisesi 102
Bitlis Vilâyet Salnâmeleri 103,
Bizans Devletinin Doğu Sınırı XX, 200
Bugünkü Türkili/Türkistan ve Yakın Tarihi
XXII, ıg
Buğra unvanı (Karahanlılar'da) 211
Bulak/Elke-Bulak Yazıtı 137
“Bun” sözünün asıl anlamı (Autocthone/
Yerli) 33
Büyük Millet Meclisi (TBMM) XII
Büyük Sovyet Ansiklopedisi (Bolşaya Sovets-
kaya Entsiklopediya) XII, 105
Büyük-Tiridat ve Nursaçan Aziz-Greguvar
Tarihi XVI
Büyük Vakfiye (İskender Paşa'nın) XVI,
169, 170
—C-—
Camandar (-Baba, Ardanuç'ta bu adadaki
köyde Türk-Velisi Türbesi) 206
Câmiü'd-Düvel/Sahâyifü'l-Akhbâr 10
Câmiü'l-Cevâhir 169
Gâmiü't-Tevârikh 3
Chronigue de Göorgienne (CHR) XVI, 154,
161-167, 169, 174
“Celâleddin Harezmşah” XXIII, 146
Cihânnümâ (Kâtib-Çelebi'nin) XVHI, 27,
140, 192, 202
“Cihanşah” XXITI, 154
Cihan Tarihi XX, 49
Coğrafyay-i Kebir Tercümesi 136
Collection des Historiens Anciens et Mo-
dernes de Armönie XVII, XIX, 4ı,
94, 136, 185
-—Ç-—
Çabuk adının verilme sebebi 211
Çalk/Çalka/Çarka (Kıpçak Çarkhacısı) 135,
163
Çançak (Kıpçaklar'da önde savaşan atlı) 135
Çarlığın İlimler Akademesi VII
“Çıldır, Ardahan, Hanak, Posof” XII
Çinçavat-Ağzı (Şive) 201
Çinli Budist Rahibi Hüeng-Çang 88
Çin Kaynakları 204
Çoruh Öğretmenlerimiz İçin Yakın Yurt
173
Çuvaş Sözlüğü 204
— D —
Dağıstan ve Dağıstanlılar XX, ıx, 40, 43,
86, 115
Danuder/ Mama-Sakhlisi (o (Oba/Âile-Atası)
24
Daron Tarihi 43
Davulcular (374 Yılında Düwin/Arşaklı Sa-
rayı'nda) 218
Dede-Korkut Kitabı 11, 12, 27, 36, 39, 40,
go, 119, 165, 175, 201
Dede-Korkut Oğuznâmeleri XXI, 7, 11, 22,
23, 26, 31, 39, 46, 204, 207
Dede-Korkut Oğuznâmeleri Coğrafyası ve
Düşünceler 204
Defter-i Mufassal-i Vilâyet-i Gürcüstan (aslı,
Çıldır/“Ahıska”) (Başkent Nüshası) 172
Defter-i Nevruz-i Vilâyet-i Erzurum XV
Dehistan 7
“Derbend” XX
Derbendnâme XVI, 25
Der Papyrusund von Elefantine 204
Destâni Kartel (Tarihi) 192
Destani Orbelyamlar Tarihi ıgı
“Dicle-Kürtleri Kurmançlar Arasında Afras-
yab ile Dede-Korkut-Oğuznâmeleri
Gelenekleri” 208
Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Dergisi VI,
XXIII, 3, 5, 23, 133
Divânü Lügati't-Türk XVII
Diyarbakır Yıllığı 79
Dobruca ve Türkler 164
Doğu-Anadolu 52, 202
DİZİN 273
Doğu Anadolu ve Urartular 185
“Doğuş” VII
Dockuments sur les Tou-Kiue/Turcs Occi-
dentaux 50
Dresden Yazması 207
Dzveli Sa-Kartvelo, Sa-Mtskhe, Sa-Atabago
XX
—E-—
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü (İÜ) VU
Eİ XXI, 56, 118, 148,
Eksük adının anlamı 21:
Elazığ-Fırat Üniversitesi 190
Elsinei Şarkiyye Mektebi Bülleteni 34
Ermenice Kronikler'de 660 yılından öncele-
rinde geçen Türkçe sözler 217
Ermeni Rahip-Yazarlar 214
Ermeni ve Gürcü Metinleri 218
“Erzurum” XX, 80
Erzurum-Atatürk Ü. Edebiyat Fakültesi
Vi
Erzurum Dirlik İcmal Defteri XV, 175
Erzurum Şairleri VI
Enisü'l-Kulüb 126
Eristawlık 202
Ermeni Alfabesi(nin Türk Yazısından yarar-
lanması) 194
Ermeni Kaynakları 194
Eski-Câmi/Meydan-Mescidi (Osmanlı Fet-
hi'ndn önce Ardanuç'ta) 170
Eski Türk Yazıtları XVIII, 85, 86, 88
Etnografical and Historical Division of Ge-
orgia XX, 197
Evren unvanı (Hunlar'da) 211
Ezekhiel/Ezekhia (Nebi) Kitabı 15, 195
—F-—
Fâtih Kütüphanesi XVI, 161
Fekete Tasnifi XV, 159
“Fergana” 25
Fethiye (Anı'da, 1064 Alp-Arslan Fethi'nde
Câmie çevrilen eski Katedral) 122
Fütühü'l-Buldân XVI
-—-G-—
Gence (Karabağ) Tarihi XX
Gence (Karabağ) Vilâyeti Defteri XV
Genes (Tekvin) 203
Geografia XIX
Geörgi (Kırım'da Çiftçi Skytler) 206
Georgica 79, 155, 190, 197
Grabar (Eski/Ölü Ermenice) 81, 217
Grigoryan-Hıristiyan (Pahlavuni/Akkoyunlu-
Ataları) 207, 213
Gusan (Gosan/Ozan) 217, 218
Güney Kafkasya ve Doğu Anadolu Haritası
139
Gürcistan İlimler Akademisi 129
Gürcü Profesörlerine Cevap XII
“Gürcüstan” XII, XXII, 49, 129, 130, 157
“Gürcüstan Yazarı ve Gerçekler” 130
a
“Haçlı Seferleri Devrinde Kafkasya Tarihi
Üzerine” 129
Halkevleri Bürosu VI!
Hamidiye Alayı 203
Harezmşahlar Devleti XXI, 146
Hazarlar XXII, 37
Hepat/Huba 189
Histoire d'Armönie XV, gı
Historie d'Armönie Les Origines du X'e si-
öcle au VV'e (Av,J.C.) XX
Histoire de Göorgie XXI, 78, 105, 129
Histoire de la Göorgie (depuis L'antiguit€e
jusgu'au XIX siğcle) XV, 17, 18, 20,
30, 38, 45. 48, 49, 52, 53. 58, 59, Ör,
66-69, 71-78, 80, 102, ili, 114-116,
118-112, 125, 128, 130, I3I, 140-143,
146, 148-155:
Histoire de VArmönie des Origine â 1071
XX
Histoire de la Siounie XX, 36, 48, 61, 62
Histoire des guerres conguğtes des Arabes
XV
Histoire d'Heraclius par "'Ev&gue Seb&os 25
Histoire Documentaire de UArmânie des
Âges du Paganisme XXII, 38
Histoire du commerce du Levant au Mo-
yen-Age XXI
Histoire du Sultan Djelal Ed-Din Manko-
birti, Prince du Kharezm XIX
Histoire du Samtskhe ou Saatabago et du
Clarjetie 150
F. 78
274
Histoire Universelle XVII, 45
Historia XIX
Historia Naturalis XIX, 32, 47
Historia Romana XVI
History of Asurbanipal 195
History of Sharvan and Darband XIX, 56
History of the Georgian People XX
History the Shaddâdids of Ani 123, 126-138
Hormizd Tapınağı (Tiflis kuzeyinde Arma-
zika'da) 14
Hudüdü'l“Âlem XVII, 37, 82, 88, 89, gi,
93, 99
Hun-Sabır Dili Elifbası (530 Yılı) 219
Hürriyet gazetesi 163, 181
Hürses gazetesi XII
ak
Ipar/Yıpar 203
Irak (Hemedan) Selçukluları 101
“ği
“İbn Fadlan” (TOGAN''ın) 194
“İbn-i Bibi'nin XI. Asır Başlarında Ana-
dolu Türklerinin Sudak, Polovets (Kıp-
çak) ve Ruslara Karşı Yaptıkları Sefe-
rin Hikayesi” XXII, 133
İbn Kalânisi'nin Dımaşk Tarihi Zeyline Ek-
leme XVIII, 126, 127
İcmal Defteri (1538-1539 Erzurum) 167, 168
İçişleri Bakanlığı, Türkiye'de Meskün Yer-
ler Kılavuzu XVI, igi, 164
“İdil Boyu ve Karadeniz Kuzeyindeki Türk
Kavimleri ve Devletleri” XXI, 70, 79,
82,89,g1, 100, 105, 108-112, 133, 146
İkinci Köktürk Yazıtları 83
II. Türk-Sovyet Kollokyomu 190
“İldegiz” 125
İlk İslâm Hadis-Râvileri 204
İlk Tarihler (Tevrat'ta) 14
“İmparator Herakliyus Tarihi” 25, 194
İncil 14, 15, 29, 207
İrak ve Horasan Selçukluları Tarihi XVII
İran Tarihi 34
İskender Paşanın Ardanuç Fetihnâmesi 169
İskender Paşa Câmii XVI, 170
İskender'in o Anabasisi (o (ARRIANOS'un)
XVI, 194, 206
DİZİN
İskendernâme (Genceli Nizâmi'nin) 101,
102
İslâm Ansiklopedisi XX-XXII, 25, 37, 40,
45. 47, 48-51, 76, 80, go, Tol, 125,
127, 128, 137, 139, 140, 143, 148, 149,
154, 157, 208
İslâmi Tetkikler Enstitüsü Dergisi 88
İspiri-Doğan/Esperükh 214
İsrailiyat 195
İstanbul Sarayı 165
İstoria Khazar XX, 41, 45
İstoriko-Arkheologiçeskiy Oçerk Gurii, Ço-
rokhskogo Basseyna Çaneti XX
İstoriya Gruzii XXI, 14, 15, 20, 59, 68, 71,
75. 78, 79, 105, 107, 117, 118, 127,
130-133, 140, 141-143, 146, 150, 154,
214
İ.Ü. Edebiyat Fakültesi XIll, XX, 22, 23,
49
İzmir Fuarı 130
“İzvestiya” gazetesi XII
— J —
Journal Asiatigue XXII, 67
m e
Kabirtaşları'nın Koyun ve At-Heykelleri ola-
rak (Grigoyan-Mezhebi'nde) kullanıl-
mağa devamı 215
Kabusnâme 53
Kadınların, yabancı-erkeği görünce yaşmak-
lanması 216
Kafkas Kılavuzu (Rusçadan tercüme) 115
Kafkas Yollarında Hâtıra ve Tahassüsler
103
Kama (Arşaklı 1. Tiridat'ın Heykelinde) 212
Karakoyunlular XXII, 154
Karapapaklar XXI, 137, 139
Kars (“E İ”de) 148
Kars Lisesi VI
Kars Tarihi (1. Cilt) VII, XXI, tı, 39, 50,
65, 67-70, 92, 103, 122-124, 126, 128,
136, 140, 143, 146, 148, 153, 189
Kartelliler Tarihi 28, 78
Kartel Destanları ıgı
Kartlis-Çkhovreba XVII, 15, 16, 19, 20, 22,
DİZİN 275
28, 33, 38, 45, 47, 101, 162, 181, ıgı,
192, 196, 197, 199, 202, 205, 207, 209
Kazak olma (Karadeniz Küzeyinde) 110
Kemer (Arşaklı 1. Tiridat'ın Heykelinde)
212
Kilise Tarihi 219 »
Kitâb-i Dedem-Korkud XVIL, 126,
188, 1gı, 194, 197, 199, 200, 209-213
Kitâb-i Diyârbekriyye (Resmi Akkoyunlular
Tarihi) XVII, 154, 156, 162, 204, 213
Kivre-Âileleri'nden kız alıp-verme yasağı
216
Köktürk-Yazıtları 217
Kronia Bayramı (Romalılar'ın) 210
“Kuban” XXI, go
Kur'âni-Kerim Tefsiri 195
Kurgan 199, 200
“Kurmanç Kürtleri'nin Aslı” 208
Kutadgu-Bilig 25
Kuyüd-i Kadime Arşivi XV, 172, 174, 175
Kuzey-Uçbeğliği (Piteaşkhlık) 214
Küçük-Ardahan (Göle)-Ardahan-Kars (Ta-
pu-Tahrir) Defteri XV, 172
Künhü'l-Akhbâr XV, 56, 63, 64, 66-69, 72-
74, 136, 162
“Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Ted-
kikler”(Ziya GÖKALP'ın) 203
Kürd-Oğuznâmesi (“Şerefnâme” ve “Sâlnâ-
me-i Diyârbekir”de) 208
Khakan 217
Khan 217
Khaldi/Kaldili/Khaldi-Kulu 189
Khazar Khakanı (Yusuf'un) Mektubu gı
Khazarlar ıgı, 200
185,
— L —
La Langue Göorgienne 33
Lâri-Oğuznâmesi 10
L'Art des Ciseleures Göorgians 200
La Sculpture Gregue et Romaine au Mus&e
du Louvre 212
La Syntöse des Periples Pontigue 185
—M-
Mamıkonlu Vardan'ın ve Ermeniler Sava-
şı'nın Tarihi XV
Marzbanlık (Uçbeğliği, Umumivâlilik) 47
Melikşah Devrinde Selçuklu İmparatorluğu
76, 77, 80, 106
Memoires Historigues et Göographigues sur
VArmönie XVII, XIX, 22, 198
Mesket (Ahıska) Türklerine Dair 180
Meskükât-i Osmâniyye 169
Mesrop Yazısı (Ermeni Alfabesi) 218
M-Gosan'ni (o (Gürcüce, (oGosan/Ozan'lar-
Sanatı) 218
Milletler ve Hükümdarlar Tarihi XX, 34
Milli Işık (Dergi) 130
Mir'âtü'-Edvâr ve Mirkaatü'l-Akhbâr 10,
106, 110, 124-127, 135
Mir'âtü'2-Zamân XIX
“Moğollar Devrinde Anadolu'nun İktisadi
Vaziyeti” (TOGAN'ın) 148
Moyun-Çur Yazıtı 86, 137
Mu'cemü”-Büldân 25
Mufassal Çıldır/Ahıska Eyaleti Tahrir Def-
teri, Vilâyet Nüshası XII, 172, 174,
177
Mukaddime 37
Mühimme Defterleri XV, 159, 165, 166,
176, 177
Münşeati's-Selâtin XVI, 157, 160, 161, 162
Mürücü'z-Zeheb XVTLI, go, 199
Müverrih Vardan, Türk Fütuhat Tarihi 49
İğ iü
“Nakhçıvan” XXI, 40
Nizâmü't-Tevârikh 12
Nuruosmaniye Kütüphanesi XVI, 12, 136,
152
Nusretnâme XVI, 174
ek
Ocaklı Sancakbeği 208
Oğuz (o Destanı-Reşideddin o Oğuznâmesi
XIX, XXIL, 3, 8, 10-12, 15, 33, 54,
79, 82, 83, 203
Oğuz Kagan Destanı XIX, 4, 5
Oğuzlara Ait Destani Mahiyette Eserler
XXII
Oğuzlara Dair g
Oğuzlar (Türkmenler)” XXII, 55, 82, 83,
88,89, gı
Oğuznâme IX, XIX, 1, 3, 8, 12-15, 22, 33,
81,213
276
Oğuz-Yolu/Oğuz-Töresi 203, 213
“Oltu Sancağı” XV, 170
XVI. Milletlerarası Altaistik Kongresi 208
Orbelyanlar Tarihi XIX, 19, 22, 23, 201
Orhun Âbideleri 85, 86
Ork(h)un Yazıları/Yazıtları 34, 51, 83
Orta-Macarca 192
Ortodoks Gürcü Kilisesi 103, 180
Orus/Urus/Örüs/Örs/Oruz, (Adının M.Ö.
66 yılından beri tanınması) 211
“Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri” XXI,
166
“Osmanlıların Kafkas-Elleri'ni Fethi, 1451-
159go” VİNİ, 162
Osmanlı Sultanları Tarihi 157
Osmanlı Tarihi XIX
Osmanlı Tarihleri 157
Ls
Pamyatnaya Knijka Erevanskoy Guberniy
XX, 36, 40, 136, 137
Papirus Vesikaları 204
Paris Milli Kütüphanesi Madalyonlar Kabi-
nesi 196
Paris Louvre Müzesi 212
Peçenek Tarihi XXI, 19, 70, 79, 89, 107
Peribi (ARRIANOS'un) 201
Peribi-Anonym 205
Petersburg İlimler Akademisi 218
Potur (Şalvar) 212
“Pravda” gazetesi XII
Ravennas Anonimi 37
Renklerin Sembolik Anlamları 23, 37
Revan/Erevan Üniversitesi 217
Revan Tahrir Defteri (1591 yılı) 126
Revue des Etudes Armeniennes 22
Rize'nin Sesi (Dergi) 205
Roma Sarayı 212
Roma Tarihi (APPLANOS'un) 210
Rus Kafkas Yıllığı 138
Rusya Tarihi XXI, 109, 133
Zİ
Sabir Türkleri XX, 38, 48
Sahâyifü'l-Akhbâr XIX, 11, 55
DİZİN
“Sakalar” (TOGAN'”ın) 193-196, 204
Saka(lar'dan Kurtuluş)-Bayramı 33
Sâlnâme-i Vilâyet-i Diyârbekir 203, 208
“Saltuklular” XXII, 123, 125, 140
Sanskrık-Brahman Yazıtları 194, 206
Saray-Ziyaleti (374'te Düwin'de Çalgılı-Var-
saklı-Gusanlı Ulu-Şölen) 218
Sarı-Gelin Destani (Çoruk ve Kür boyların-
da, Kıpçak Güzelleri üzerine söylene-
gelen türkülü destan) 99
Sarı-Gelin Türküsü 103
Sarı-Kız Türküsü 103
Sasanlı Merzbanlığı 207
Selçuklu Araştırmaları Dergisi(SAD) 68-70,
74 75, 123, 125, 140
Selçuklu Devri Türk Tarihi XXI, 55, 63,
65, 69-72, 75, 112, 116
Selçuklular Devri XXI
“Selçukluların Anı'yı Fethi ve Buradaki Sel-
çuklu Eserleri” 68-70
Selçuklular Tarihi XXI, 55, 61, 63, 69, 73,
76, 79, 82, 89, 97, 106, 110, 112, 116,
118, 119, 125-127
Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeniye-
ti XXITI,8
Selçuklular Zamanında Türkiye XXINI, 55,
61-63, 74. 76, 79, 82, 8g, 106, 107,
112, 116, 118, 119, 128, 143
Selimnâmeler 161
Septagenta (Yetmişler) 204
“Sibirya'dan” 87
Silihdâr Tarikhi 6
Sinop-Riza Nur Kütüphanesi 203
Sireti?s-Sultan Celâleddin Mengü-Berti XIX
Silsiletü'n-Neseb 15
Sivri Türk-Çadırı biçiminde künbetli Ma-
nastır ve Kiliseler 216
“Skizzen zur Historischen Topographie und
Geschichte von Kaukasien” XXI, 65
“Son Havadis” 18:
Sovyet Atlası go
Studies in Caucasian History XIX, 122
Studies in the Numismatic History of Geor-
gian in Transcaucasia XXI, 14, 118
“Sulduz” 137
Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu
İmparatorluğu XXI, 79, 80
Suriye Selçukluları XXII, 106
DİZİN 277
Süleymaniye-Damad İbrahim Paşa Kütüp-
hanesi 3
Süleymaniye-Esadefendi Kütüphanesi XVI,
31, 161
Süleymaniye-Reşidefendi Kütüphanesi 169
“Süleyman Şah” 140, 143
—Ş—
Şad (Kağan Veliahdi) 217
Şecere-i Terâkime XVII, 1, 12, 13
Şecere-i Türki 14
Şehriyârân-i Gummân XXLJI, 122, 123, 125-
127
Şenkaya Gazetesi 103
Şerefnâme 208
Şeyh-San'an Efsanesi 100
Şeyh-San'an ile Tiflis (veya Penek) Padişahı-
nın Sarı Kızı Efsanesi 103
Şine-Usu Yazıtı 86, 88, 98
e e
Tabakaatü'l-Memâlik ve Derecâtü'l-Mesâlik
XVI
Table des Matiğres 1g
Tables Chronologigues XIX
Taç-Giyme Töreni (Roma'da) 212
Tahrir Defteri (1593 Gence Eyâleti) XI
Tapu Tahrir Defterleri XV, 168, 171, 175
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü XV,
172
Tarkhan (feodal, imtiyazlı) 217
Tarihçe-i Erzurum VI
Tarih Dergisi 23
Tarih-Destanları (Dede-Korkut Oğuzname-
leri) 207
Tarih Semineri Dergisi 49
“Tarihte Çıldır Atabekleri ve Torunları”
XXII, 159
Tarihte Türklük XII, 48, 79, 86, 84-92, 97,
100, 107-110
Târikh-i “Âlim-Ârây-i Abbâsi XX, 162, 168,
169
Târikh-i 'Âlem-Ârây-i Emini XVWI, 53,
157, 160
Târikh-i Oğuz u Türkân ve Cihângiri ü 3
Târikhü Bâb ve'l'Ebvâb XIX, 25, 56, 76, 82
Târikhü'l-Kâmil XVHI
Tas Ajansı XII
“Tasvir” gazetesi XII
Tekvin (Tevrat'ta) 15
Temürnâmetler) 51, 80, 164, 167, 201, 207
Temür ve Halefleri Tarihi 200
Tenbih ve'l-İşrâf XIX, go, 199
Terlik (Arşaklı 1. Tiridat'ın heykelinde) 212
Teşup (Fırtına-Tanrısı) 189
Tevârib-i Âl-i “Osmân XVI
Tevârikh-i Cedid-i Mir'ât-i Cihân 26, 213
Tevârikhü's-Selâtinü'l-“Osmâniyye 157
Tevrat-i Şerif IX, 15, 31, 48, 1gı, 195, 204
The Chronological-Geneological Tables of
the Kings of Georgia XXI, 152
The Georgian Alphabet 79
The Histary of the Caucasian Albans by
Movses Dasxurançi 199
The History of the Jevish Khazar XX, 4ı
The Regions of the World XVII
Tıdun (Tudun/Tüzün) 217
“Tiflis” (MİNORSKY'nin) XXI, 56, 118
Tiflis Gürcü Akademisi XII
Tiflis Gürcü Üniversitesi 129
Tiflis Güzel Sanatlar Müzesi 200
Tiflis Müzesi XV, 174
Tiflis Radyosu 167
Tiflis Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü XV
Tonyukuk Anıtı 87
Topkapısarayı Arşivi XV, 161, 169
Topkapısarayı 111. Ahmed Kitaplığı 3
Topkapısarayı Bağdad Köşkü 3
Topkapısarayı-Oğuznâmesi 46, 97, 164, 209,
211, 217
Topsakallı (Arşaklı 1. Tiridat) 212
Transkaucasica XXI, 67
TTEM 157
TTK Kütüphanesi XVIII
“1461 Turabozan Fethi Sırasında Fâtih Sul-
tan Mehmed'in Yaya Aştığı Bulgar
Dağı Neresidir?” 36
Türk Amacı Dergisi 23
Türk Dilinin Ermenice ve Kartel/Gürcü Di-
line Tesirleri 218
Türk Dili ve Edebiyatı Araştırma Enstitüsü
23
Türk Dünyası TARİH DERGİSİ 205
Türk Fütuhatı Tarihi XX, 49
Türk-Yazıtı 216
278
Türkiyat Mecmuası XVI
Türkiye'de Meskün Yerler Kılavuzu XVITI,
ışı, 164
Türkiye'den Meşru Taleplerimiz XII
Türkiye Yayınevi 157
“Türklerde Dört Yönün Dört Renkle Anıl-
ması” 23
Türkmenler XXII
Türkmen/Oğuz tipli ve kılıklı (Arşaklı 1.
Tiridat'ın 66 yılında Roma'da yapılan
heykeli) 212
Türkoloji Dergisi 23
Türk Şeceresi XVII, 14
Türk Tarih Kurumu XII, 22, 139, 185
Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi 200
LE
Uçbeği/ Uçbeğliği 211, 212
Ulu-Dernek/ Büyük-Toy (“Kökçedengiz-
Yaylakı”nda Bayındur-Khan'ın yaptığı)
213
Ulukhan (Tebriz'de, Câmili) 6
Ural-Altay Dilleri 186
Ural-Altaisch Jahrbucher Band 40, Helft
1-2 216
“Umumi Türk Tarihine Giriş” (TOGAN'ın)
XXIII, 105, 185, 190, 194
Uygurca Oğuz Kağan Destanı |
Uzunhasan Câmii (Tebriz'de) 6
DİZİN
“Uzun Hasan ve Şeyh Cüneyd” XXI
Uzunköprü-Oğuznamesi XVI, 8, 10
ii
Vakaayi-i Nefis-i Ender-i Tiflis XVI, 31
Vakaayi-nâme XVII
Vakhuşt Yazması 78
Varsak/Farsak (Arşaklılâr'da: Çalgıcı/Şarkı-
cı-Oyuncu) 217, 218
Vatikan Nüshası/Yazması (KDK) 40, 200,
207
EY tak
Yapşar (Çuvaş Türkçesi'nde Apşar/ Afşar)
205
Yazlık-Derneği (488'de Aran/Alban başken-
di Partav'da)/Konsil/Kengeş 218
Yenisey Anıtları 83
Yeni Mecmua 15
Yetmişler Tercümesi (Tevrat) 1 5
Yıparlı/Ipar 203
Yiğirmidört-Sancakbeği 201
24 Kabile 202
Yusuf'un (Khazar Kaganı) Mektubu 195
w.
Zafernâme XX, g0, 152
Zer-Tegin (Dağıstan'da Kıpçaklı Khursan
Beği'nin Unvanı) 217
ZVORAO 210
ğe m
Not: Resmi belgelerden aktarılmış adların, metinde zaten bir dizin niteliğinde olduğunu
gözönünde tutarak, 169.175. ve 177.-180. sahifelerdeki adların, sadece müellif açıkla-
malarında geçenlerine yer verildi. 20 Mart 1992
Dizin'i Hazırlayan
Ahıskalı Doç. Dr. Muhibbi AHMEDOV
HARİTALAR
Pe 1439
CIKE MS lr A
l KE kar n
ya Baki” — Xa rek 017 /
> z ulan
ip Araz K U & w vi Apa Ş 028
$ 5 3 M2 ui o
i N
> * Kaka #YURDZU $ ip
vi Kitts 13 e
(K ARA-DE iz) Y (K R T £ ,2o f € K MW Demirkapu-Derbend —,
o * Askur; E e Tar? “y (Şal. Kapısı) 42
Apsaroç N 0, E Kp A
(Arşar) 7 « G Tu N Rev k e RE
Turabezay “İf ee di ei 4 :
PoNr R ni Z. a # Ge KiYakar N & Sej Pi R 4 Kabalak
ak D/ Va €/» d
H Giypmig si A0 K. x
ai > #rakaz o “ Part, LA R
» Sata| LAN Ez e > ni
H A EY Karı? A , < £ sen â a £ “ a
? A rmavir 4 z
> a
a ingi > . i
£ 4” y K A 5S Gi
ek, « Siren
Kinin PR 349
PAK Yuk &
Sakalan
bak ATR2 PAT; Mali
t A Tabr;z N
: Me 48
ı. HARİTA M.Ö, 700-200 yılları Majüsküller BÖLGE adlarıdır.
İM/EŞRET
X
Kutatıs Gi Çe “.
(4 İki © NAR YA e Pe
LAZY GA n ç r >
1/3 e çizin
Tibilis b 1
çev Od Askurgt TR VALE; A
Sirke TY Biz Sam Şelde
Karşu- iz Bts AÇA Çak | Ak- Ga
K ARA- E i > Tt !
Apsarus v Çun YA WE DüMAK
CApşır İ G Ti i G h va : İç
4 z a 4/4 DB
Âskyruz Art & A Fri 5 Ardahan Şikel ke “KANE R'k A a
Pa iç S : Şof ei y
Turiboaan Kür »Vana sai ÇEP
TA
Bark! S7 GN Kolu &3 - AK A
3317 p Ban
KA
. i Gi Yöirekavan) | At İRAN i Ya
> A donuY y Bika Ki 4 o. px
Y.
Uİmys (Ka Arak?!
ie ay id ;
<G dese (Ağşa-Kalej & ii s0 7
: R Ru A, Vale ET ii İp
Kahzwen
(Sürmelü)r A in #
Ar veris Yata 4 vE Mor 4
Gy Ararat alay NN i İT
» / bi —) SARUR
#
NAh çıvan
>
3355 ARTAZ
2. HARİTA M.Ö. 200-M.S. 430 yılları
v Te hye;
ye 4 don SiKotayış | V <0” z Sver z
a Px | *Gelat w $ e 4 ki
ç n © NDip Şara. H Wsçihe Ve E
elek c U RK ce; #5 <
Çev Tabs ka, / Ş Kanak iliş e
Azgvr Z 4
SAM | AK a
i TOK TR UNAL i
. ÇAR » ii
K ARA- DENİZ ii si kal a iğ e e s ve AKYA
x x Kvelçihe miran İN TUK anış v - LA
ğ eğ > e YY # Kersake Ag
ş Arteğ eli r, > 5 AA ela K AG '& UZ
- ö ie Ven ZN “NGJAR'Nİ "Yİ
2 Me, ç
Karç kar W/ Tanaskert e a» a N © fg Börçe
X a öiimd Kşiei Ko LA y
b > YK ars R EY y #BMRAN
ç ef oltik Javor rk te
; T. rp .
vi A g E a v h4 Keğiy i zren alın i 7
“4 *sy R KE me Valarsa b SD:
Aras win
Surmari
*Ciğdir.k ) öğ
Ar Vr N ,
İs x'*J
Teryun
au 7
3. HARİTA Selçuklu Fetihleri (1064-1080)
Pur
a
fıvan
Yl O T/AT,Y A
MEG -RE g A dı A ÇuUk
Y çe Khehi SöKulayıs 42/4” 2 Ş Ağ
Peş Fuş v > e » ri “
m # 3 2. e <
Kek soy Baçda# 2 ee : :
d »Ozurget : <
GUREL ar N A R
/ ai İs, Âz Fs gi
KARADENİZ | Tet ACARA Hinkayğa 2 e E
Göni ay Akı m
zn İ çe ne O wv Sa
yl emk, PA Ak.
Arhavi V 3 İlm arıs 9 x İk Uğuz. Tas, ek a o
Atina & Bi Şat-Be MW A hk. d A
ON ye” Kk tevini « Na e a E i
7 LR REN Kg ETER, ARPİLU
ç Y çk R. > > ei tir
gok . Çan E6&SLE e we
Karçkar YE ve Zar şad
âvçkâr , Gü > 5 PE
A x Pert-tl/ ek Ağça Kala V.Banak v Çalka Gümrü $
A g K yz Kör$ » “GE
$ İspir Mall r p Oltu e . Eleğez
a Bar ie *
Nba ideŞA AĞ ,
Mirzn ““ e
Ba vali? #
A 9 N ” SA MATE Wirevan
Kağiğimsn, Kul sizi
SÜRMELİ EN Bin
gr eryan, a
4. HARİTA Kıpçaklı-Atabekler Yurdu/Sa-Atabago (1267-1578)